Türk ve Japon ModernleÅmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim
Türk ve Japon ModernleÅmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim
Türk ve Japon ModernleÅmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
ZAMAN: MODERN VE POSTMODERN 205yısıyla nostalji, şimdinin aynı zamanda bazı açılardan kusurlu olduğu bir kavrayışagereksinir. Tester’e göre aşkın olan tarih <strong>ve</strong> zaman algılamları, şimdiye <strong>ve</strong>günümüze bir tür sığınmayı içerdiğinden postmodernlik tarihsiz bir ortam değildir.Bu aşkınlık durumu ile modernitenin şeyleştirici etkilerinin üstesindengelmeye çalışılmaktadır (Tester, 1993: 78, 151).Debord’a göre ise, tarih <strong>ve</strong> hafızanın felce uğramasının, tarihsel zaman temeliüzerinde kurulu olan tarihin terk edilmesinin mevcut toplumsal örgütlenmesiolarak gösteri, zamanın yanlış bilincidir. Yani bu tür aşkınlıklar bir anlamdayanlış bilinçtir (Debord, 1996: 88).Tarihin metinsel biçim dışında bize açık olmadığı konusunda postmodernsöylem kuramıyla paralellik gösteren Jameson ise, bu düşüncenin daha idealistçeşitlerine karşıt olarak, tarihin her şeye rağmen bir metin olmadığını “acı <strong>ve</strong>ren”olduğunu vurgulayarak onun somutluğunu vurgulamaktadır (aktaran Best<strong>ve</strong> Kellner, 1998: 225) Best <strong>ve</strong> Kellner, postmodern tarih anlayışının en belirginözelliklerinden biri olarak derinlik boyutunu, temel bir gerçekliği ya da yapıyıayırt etmenin olanaksızlığına dikkat çekmektedirler (Best <strong>ve</strong> Kellner, 1998: 328).Derinliğin silinmesinin tarihi <strong>ve</strong> deneyimi matlaştırdığını, bu durumun dapostmodern bir şimdide kaybolan öznenin bilincinin sürekliliklerle <strong>ve</strong> tarihselanılarla beslenmemesinin sonucu olduğunu öne sürmektedirler. 7Postmodern tarih, uzamsal bir boyuta dönüşen <strong>ve</strong> şimdiki zamanın kavranabildiğibir tarih anlayışına karşılık gelmesiyle değerlendirilmektedir. Tarih, tıpkızaman <strong>ve</strong> mekân gibi, doğal olarak deneyimlenmesine karşın aslında kültürelbir yapıntıdır (artefact) Tarih, bu kuramda, amacı <strong>ve</strong> yönüyle birlikte bize <strong>ve</strong>rilmişolan değil, bizim tarafımızdan yapılandır (King, 1995:117).d. Postmodern Mekân Kavrayışı <strong>ve</strong> DeneyimiMekânın kuramlaştırılmasının felsefi dayanaklarına bakıldığında yine Heidegger<strong>ve</strong> Bachelard’ın önemli isimler olduğu görülmektedir. Heidegger uzamzamanilişkisini ele alırken ise, fizikteki gibi zamanı uzamla birleştirmemektedir.8 Buna karşılık bizim, uzamı zamansallıkla birleştirdiğimizi söyler (Çüçen,1997: 75). “Kamu zamanı olarak ölçülen süre uzamla ilişkili olmadığı halde bizonu uzamla ilişkilendiririz. Zamanı uzamsallaştırmak, önümüzde hazır olarakşimdilerin sayılmasıdır” (Heidegger’den aktaran Çüçen, 1997: 75).Bachelard ise, kendi olgusallığı içindeki mekânda değil, imgelemin bütün tikelliğiiçinde yaşanılan mekân üzerine çalışır. İmgelemle yakalanan / kavranan7 Örneğin dijital saat, sadece şimdiyi gösterenler olarak, tarihsel insan paradigmasından tarihsel olmayaninsan paradigmasına yönelimin temsilcileri olarak ele alınabilmektedir (Fraser, 1986: 10).8 Fizikte zaman, en basit anlamda “hız= yol/ zaman” formülüyle uzamla ilişki içerisindedir. Einstein’ıngenel görecelik kuramında zaman, mekân gibi bir boyut, dördüncü boyuttur. Yani artıkzaman mekânsallaşmıştır (Einstein, tarihsiz).