10.07.2015 Views

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

HAKKARİ’DE ORAMARÎ ÖRNEĞİ 173Said’in tam kasdettiği şekilde Oryantalist sayılmasa da, Türkiye’deki entelektüelkesimle paylaştığı birikim, Kürtleri onların yaşadıkları çevredeki gibi “vahşi” <strong>ve</strong>“anlaşılmaz” doğalarıyla <strong>ve</strong> bu doğanın coğrafî <strong>ve</strong> fizikî doğayla örtüşmesiylebetimler. 1 Kürtlerin “vahşi” tabiatları aslında tanınmış Oryantalist yazar KarlMay’dan bile önce söz konusu olmuştur (bkz. May, 1951). Örneğin Evliya ÇelebiHakkari aşiretlerinin adetlerinden “vahşi <strong>ve</strong> acaip” diye söz eder. 2 Bu aşiretlerin“vahşi” olduğu kadar “savaşçı” karakterleri <strong>ve</strong> özellikle Oramarî aşiretinde görüldüğühalleri bir Rus diplomatı olarak İran’da Urmiye <strong>ve</strong> çevresini gezen <strong>ve</strong>sonradan Kürtler hakkında epey bilimsel yayınları olan Basil Nikitine tarafındanda ele alınmıştır. Nikitine Birinci Dünya Savaşı sırasında Oramar bölgesinigezmiş olup, yöreyi şöyle anlatır:Ulaşılmaz doruklar, yarlar, kapanlar, uçurumlar, dev kayaların kaosu, karlarla kaplıyüksek vadiler, derin kanyonlar, Rudbar-ı şin çayının mavi-yeşil rengi, tehlikeli geçitler,hemen tamamen yolsuz, unutulmuş bir köşe. Bütün bunları gördükten sonra ancakyörenin insanını anlamak mümkün olur. Vahşi <strong>ve</strong> kaba, hoyrat <strong>ve</strong> cesur, çevrelerindekidoğaya benziyorlar (Nikitine <strong>ve</strong> Soane, 1923-25: 69-70).Dışardan yapılmış bu imaj bugün içte de kabullenilmiş bir imaj olmuştur.Örneğin Hakkarili yazar Muhsin Kızılkaya yöredeki yaşlılardan derlediği Oramarîaşiretinin lideri Suto’nun hikâyesini Eski Zaman Eşkiyaları kitabında şöyleanlatmaktadır:Oremar’da bir yazılmaz tarih yaşanmış. Cümle aşiretlerin tepişme alanı. Çok kanlardökülmüş, çok yiğitler toprağı öpmüş. Bir yiğit üretme çiftliği.. Bir acımasızlık diyarı.Bir başkaldırı yurdu.. (..) Oremar... -ki orada can gitmede, ölüm göz sıyırtmada- heryan dağlardan ibaret. Dağlar, dağlar; bir de aşiret, ağa, bey <strong>ve</strong> cümle sıfat tepişmede,güçlülük kavgasında (Kızılkaya, 1991: 17).Şimdi başka bir mekâna <strong>ve</strong> zamana geçelim. Gelişmiş sanayi ülkesi Almanya’nıneskimiş sanayisinin izlerini taşıyan Ruhr bölgesinin küçük bir şehrindeyiz.İşçilerin <strong>ve</strong> emeklilerin oturduğu küçük eski gri evlerin arasında yenicenebir apartman bloğunda karısı <strong>ve</strong> altı çocuğu ile Oramarî aşiretinin ellisine merdi<strong>ve</strong>ndayamış aşiret lideri yaşamakta. Kendisi siyasî mülteci <strong>ve</strong> sürgünde Kürtpolitikacısı. Kürt politikasının gerekleri uyarınca sık seyahetlere çıkmakta <strong>ve</strong>toplantılarını <strong>ve</strong> görüşmelerini gereğinde cep telefonuyla belirlemekte. Nitekimben de kendisine önce cep telefonuyla ulaştım <strong>ve</strong> ilk görüşme için randevu al-1 “Vahşi” Doğu’ya (yani Kürtler’e) bu romantik <strong>ve</strong> popüler yaklaşım son zamanlarda çok tutunanEşkiya filminde de görülmekte. Yıldırım Türker film hakkında Radikal gazetesinin Pazar ekindeyazdığı bir yazısında yapımcılar kadar seyircilerin de bu yaklaşımını eleştirerek, Türkiye’nin Doğusu’na,sanki burası masallar ülkesiymiş, sanki politik içerik <strong>ve</strong> savaş gibi keskin çatışmalar hiçolmuyormuş, hiç PKK olgusu yokmuş gibi bakmakla suçlamakta.2 Evliya, Hakkari’li savaşçıları korkunç görüntülü diye anlattıktan sonra, ayakkabılarının savaştakalkan olarak kullanılacak kadar büyük olduğunu da anlatmakta. Bkz. Evliya Çelebi (1976:1226).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!