10.07.2015 Views

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ELIAS VE MEDENİYETİN ÖYKÜSÜ 15lararası ajanslar tarafından pazarlanıyor, dünyanın farklı köşelerinde, akşamhaberlerinde flaş-olay olarak geçiyor. Haiti’nin dünya piyasalarındaki haber değeri,ölen insan sayısına bağlı. Haiti’de olup bitenler hakkında bilgimiz var - zavallılar,sinek gibi ölüyorlar kaçmaya çalşırken.Dünya haber piyasası, günümüzde görüntülerin pazarlandığı alanlardan sadecebir tanesi. Global reklam piyasalarında, farklı kültürler ile eşleşen semboller-<strong>Japon</strong>luğun simgesi kimonolu kadınlar ile sumo güreşçileri gibi- çok çeşitliürünleri pazarlamakta kullanılıyor, aynı zamanda ‘<strong>Japon</strong>luğu’ tanımlıyor. 5 Ya daİstanbul reklamlarında -söz gelimi Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı sırasındahazırlanan tanıtım filminde- minareler ile oryantal dansözler, olmazsa olmazsimgeler. 2000 yılının laik Türkiyesi, global turizm piyasasında kendini ancakcamileri <strong>ve</strong> göbek dansları ile pazarlayabiliyor. Bu simgelerde somutlaşan‘Şarklılığımız’ kuşkusuz yeni <strong>ve</strong> özgün bir bileşim, tanıdığımız bildiğimiz ‘bizden’çok farklı, ancak geçmişe ait değil, şimdiki zamanda üretilen <strong>ve</strong> tüketilenbir Şarklılık. Ve tabiî Garplılık.Afrika’nın ‘ilkelliği’ de sadece geçmiş zamanlara ait değil, bugün görüntülerpiyasında farklı biçimlerde pazarlanıyor. Haberlerdeki Afrika, seller, açlık, kıtlıklar,iç savaşlar gibi, sebebini tam kavrayamadığımız adeta kıyamet manzaralarısergiliyor. 6 Turist broşürlerindeki Afrika, vahşi hayvanların doğal ortamı. Süpermarketlerdesatılan Afrika, siyah ağaçtan yontulmuş çıplak insan heykelcikleri.Bugünün Afrikası, geçmişte tahayyül ettiğimiz ‘vahşi’ kıtadan daha gerçek, UmbertoEco’nun tabiriyle, hiper-gerçek.Günümüzün ‘kültür’ endüstrilerinin -esas itibariyle reklamcılık, turizm, televizyonyayıncılığı- ürettiği <strong>ve</strong> tüketime sunduğu Şarklılıklar <strong>ve</strong> ilkellikler, 18. yada 19. yüzyıllarda olduğu gibi, global öçekli iktidar örgülerinin bir parçası. Beyazdünyadaki iç savaşların belli nedenleri varken, Afrika’da kara adamların ‘sebepsizyere’ vahşice birbirini öldürmesi, tesadüfi değil. Örnekler çoğaltılabilir.Ancak sanırım çağdaş kültür endüstrileri yoluyla kurulan hegemonik ilişkiler,farklı pratikler içeriyor.Devletler ya da kolonyal yönetimler ile özdeşleşen terbiye-disiplin mekanizmaları,bireyi yasaklarla donatan, bastıran - Elias’ın mikro-tarihini yaptığı türden- pratiklere dayanıyor. Bu klasik disiplin/terbiye teknolojilerinin (Foucault’nunterimleriyle) önemini kaybettiğini söylemek, yanlış olur. Ancak piyasamekanizmaları içinde bireyin kontrolü, arzuların, tutkuların, özlemlerinkışkırtılması yoluyla gerçekleşiyor. Global kültür endüstrileri, bireye sonsuz tercihimkanı tanıyan bir tüketim evreni muhayyilesi üstüne bina edilmiş. Başkabir ifadeyle, inanılmaz bir çeşitlilik <strong>ve</strong> seçme özgürlüğü tasavvurunu beraberin-5 Reklamlarda <strong>Japon</strong>luk/Garplılık üstüne yorumlar için bkz. Creighton (1995) <strong>ve</strong> Moeran (1996).6 Liisa Malkki, Afrika’nın 21. Yüzyılın ‘distopia’sı (utopia kelimesinin karşıtı) haline geldiğini söylüyor.Bkz. Malkki, 1997.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!