10.07.2015 Views

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

98PETER IMBUSCHşiddet <strong>ve</strong> barbarlık biçimlerini hiç görmez. Nasyonal sosyalizmi bir barbarlaşma,uygarlık sürecindeki gerileme, uygarlığın çöküşü, devletin şiddet tekeli şeklindeortaya çıkışı olarak, ama vahşet gücünün artışını gözönüne almadan çözümlerken,bu gibi olayların neden <strong>ve</strong> nasıl Almanya’da meydana geldiğinin tarihselsosyolojik bir çözümlemesini de sunmaktadır, ama bununla kendi uygarlıkkuramında ortaya çıkan çelişkileri <strong>ve</strong> zaafları çözmüş sayılmaz.Elias’ın uygarlık kuramında şiddet, uygar toplumlarda yeri olmayan ‘diğeri’,‘yabancı’, ‘eski olan’ <strong>ve</strong> modernleşme süreci içinde zamanla sorun olmaktan çıkanbir şey olarak görülür. Elias’ın savaş çözümlemeleri de (Elias, 1985) tamamenbu çerçe<strong>ve</strong> içinde yer alır; ona göre savaşlar, bir dünya hükümetinin şiddettekeline giden yolda ‘engelleri ortadan kaldırma mücadelesi’dir.4.3 Max Weber: Batılı rasyonalleşme süreci olarak moderniteMax Weber’in modernite tespiti, bütün ikilemleri <strong>ve</strong> çelişkileriyle birlikte, önceBatı ülkelerinde başlayan, ama sonra evrensel bir yayılım gücü kazanarak gelişenakılcılık anlayışı bağlamında ele alınmalıdır. Weber’in modernite anlayışınıkavramamızı sağlayacak yapısal özellikli dört fenomen vardır. Modernite Weberiçin, kapitalist ekonomi <strong>ve</strong> buna bağlı olarak sınıflı sanayi toplumu, toplumüyelerinin bütün sosyal entegrasyon şekilleri de dahil olmak üzere rasyonel,bürokratik devlet biçimi, dünya üzerindeki nedeni bilinmeyen doğa olaylarınınçözülmesi ile giderek artan bilimsel <strong>ve</strong> teknik dünya egemenliği <strong>ve</strong> son olarakda rasyonelleştirilmiş <strong>ve</strong> sosyal olarak disipline edilmiş bir yaşam biçimi demektir.Bütün bu faktörler biraraya geldiğinde, o güne dek görülen bütün toplumbiçimlerinden daha üstün olan (Max Weber, 1972, 1988; Peukert, 1989) birdoğa <strong>ve</strong> topluma egemenlik kombinasyonu oluşur.Max Weber görüşlerini, tarihsel modernleşme süreci içinde insanlar arasındakifiziksel şiddetin, toplumun rasyonalite iddiası açısından zaten işlevini yitirecekolması <strong>ve</strong> ekonominin çalışabilmesi için barışçıl koşullara gereksinim duyulmasınedeniyle zamanla ortadan kalkacağı inancına dayandırır. Bu koşullar arasındaözellikle, endüstrileşmenin pasifize edici etkisi ile şiddetin insanlar arasındadoğrudan eylem biçimi olarak kullanılmasını giderek engelleyen, davranışalanlarının ayrımlaşması <strong>ve</strong> rasyonelleşmesi sayılabilir. Sadece bunun dışındakalan, devletin şiddet tekeli altında bütünleşmiş fiziksel şiddet meşruiyet iddiasınasahiptir. Hatta bu şiddet toplum düzeninin idame ettirilmesi açısından gereklidirde. Böylece şiddet Weber’de ‘meşru bir biçim’e büründürülür, onun egemenliksosyolojisinin önemli bir bileşenini oluşturur; özellikle siyasi birliklerinkavramsal olarak anlaşılması açısından belirli bir role sahiptir. Siyasi birliklerinözü açısından ‘kaçınılmaz’dır, çünkü şiddet, egemenliğin oluşması <strong>ve</strong> sürdürülmesibağlamında, gücün irrasyonel yönüne doğrudan bağlanamayacak olan,amaçrasyonel bir araç işlevine sahiptir. İnsanlar ‘Hobbes Sorunu’nun yeniden

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!