10.07.2015 Views

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ELIAS VE MEDENİYETİN ÖYKÜSÜ 9rafya, kültür <strong>ve</strong> zaman bağlamlarını vurgulayan çalışmalara bırakmış durumda.Avrupamerkezli bir ilerleme <strong>ve</strong> benzeşme kurgusunu temellendiren “Batı” <strong>ve</strong>“modernlik” kavramları, ameliyat masasına yatırıldı. Doğu/Batı, geleneksel/moderngibi karşıtlıkların gerisinde yatan tarihsel (özgün) iktidar ilişkileri<strong>ve</strong> pratiklerini çözümleme çabası, beraberinde alternatif düşünme <strong>ve</strong> algılamabiçimlerinin nasıl akıldışı, anormal olarak tanımlandığı, marjinalize olduğu sorusunugetirdi. Böylece ‘gündelik yaşam’, bir yandan hegemonik iktidar ilişkilerinin‘normalleşerek’, görünmez hale geldiği, diğer yandan da farklı olanların(ötekiler) dışlanması yoluyla kendini yeniden ürettiği bir alan olarak, “siyasi”önem kazandı. Gündeliğin politik olduğunu vurgulayan feminist yazarların yanısıra,Michel Foucault <strong>ve</strong> Edward Said gibi düşünürlerin bu denli etkin oluşu,“Batı” kültürünün kendini kurgulama sürecini “ötekiler” üstünden okumalarındankaynaklanıyor.Bu değişmeler ışığında, Elias’ın çalışmalarının günümüzde ilgi odağı olmasınıanlamak zor değil. Son yılların en revaçta konularına eğiliyor. Sosyal adap üstündeçalışmaları, yemek yeme biçimlerinden, oturup kalkmaya, selam <strong>ve</strong>rmeyekadar geniş bir yelpaze içinde, gündelik yaşamın ayrıntılarına giriyor. Zihniyet,materyal yaşam, tüketim biçimleri vb. alanları şekillendiren iktidar süreçleriniinceliyor. Utanma, yüz kızarma gibi duyguların tarihçesini yapıyor. Ancakbugünün yeni tarihçiliğinden farklı olarak, Norbert Elias bütün bu konuları‘medeniyet’ problematiği etrafında örüyor, çok güçlü bir büyük anlatının(grand narrati<strong>ve</strong>) içine yerleştirerek anlamlandırıyor. Uygarlık Süreci kitabı, Elias’ınfarklı çalışmalarında kurduğu parça-bütün, mikro-makro ilişkilerinin gerisindeki‘medeniyet’ öyküsünü en net biçimde formüle ettiği çalışması olmasıbakımından önemli. Aşağıda, Norbert Elias’ın medeniyet öyküsü -dilerseniz teorisi-üstünde duracağım.Norbert Elias <strong>ve</strong> Frankfurt OkuluÖnce Uygarlık Süreci’nin kendi hikâyesine geri dönmek istiyorum. Başta aktardığımbiçimiyle hikâye, kitabın ‘yanlış’ zamanda, ‘yanlış’ dilde, ‘yanlış’ ülkedebasıldığını vurguluyor. Böylece kitaba zamanlar üstü, evrensel bir değer atfetmeklekalmıyor, aynı zamanda bir dizi sorunun cevabını tam bir muamma halinegetiriyor. Nasıl olmuş da Norbert Elias 1930’lar Almanyası’nda ‘medeniyet’meselesine merak sarmış? İnsan davranışının en gizli kapaklı addedilen, söz etmesi‘ayıp’ sayılan yönlerinin tarihçesini yapmaya karar <strong>ve</strong>rmiş? Neden kitapkendi döneminde, Alman sosyal bilim camiası tarafından kabul görmemiş?Uygarlık Süreci düz okunduğunda, sanki Elias 1930’lar Almanyası’ndan tümüylekopukmuş izlenimini <strong>ve</strong>riyor. Kitabı kaleme aldığı sıralarda Elias’ınFrankfurt’ta, Mannheim’ın başkanlığını yaptığı sosyoloji kürsüsünde bulunduğunubiliyoruz. Aynı dönemde Almanya’da faşizmin yükselişine karşı ‘eleştirel’

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!