10.07.2015 Views

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

84HEIKE HAMMERBu tespitler özellikle Uygarlık Süreci için de geçerlidir. Elias bu yapıtında cinsiyetlerarasındaki ilişki konusundaki tavırları ele alır, ancak bu ilişkinin kendisinehiç değinmez.Elias, cinsiyetler arasındaki ilişkiyi, diğer toplumsal yapıların içinde yer alan,insanların kişilik yapılarıyla bağlantılı bir egemenlik ilişkisi olarak anlar, OrtaçağAvrupası için cinsiyetler arasındaki egemenlik dengesinde hafif değişimlerolduğu tespitinde bulunur. Savaşçı insanın fiziksel gücünün önemi azalırkendürtülerin <strong>ve</strong> duyguların denetlenme yeteneği önem kazanırken, kadının egemenlikgücü de artar; ancak bu artış kadının toplumsal olarak kendisinden dahaalt seviyelerde bulunan erkek karşısındadır, kendi seviyesindeki erkekler karşısındadeğildir. Bu bağlamda Elias erkek ile kadının uygarlaşma süreçlerininfarklı olduğu tespitinde bulunur:Kadının dürtüsel yaşantısındaki baskılanımlar, Batılı toplumlarda eskiden beri, büyükmutlakiyetçi saraylar hariç bütün tarih boyunca aynı düzeydeki erkekten çok dahafazladır. Bu savaşçı toplumda yaşayan, üst düzeydeki kadının duygulanımlarını aynıdüzeydeki erkekten her zaman daha kolay denetleyebilmesi, inceltebilmesi <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rimlidönüşümlere uğratabilmesi, bu yönde görülen öncül biçimlendirmenin <strong>ve</strong> alışkanlıklarınbir ifadesi olabilir. Kadın, dışsal bakışla toplumsal olarak aynı düzeydeki bir erkeklekarşılaştırıldığında, bağımlı <strong>ve</strong> toplumsal olarak daha alt düzeyde bir varlıktır(Elias, 1997: Cilt 2, 119-120).Ancak Elias mutlakiyetçi saray toplumu için, evlilikte kadının neredeyse eşithaklara kavuştuğunu düşünür. Bu gelişmeyi “kadının ilk özgürleşme hareketi”olarak adlandırır <strong>ve</strong> bu görüşünü saray toplumunda cinsiyetler arasındaki neredeysesimetrik egemenlik dengesine dayandırır (Elias, 1990). Claudia Opitz, Elias’ınbu özgürleşme tezine şüpheyle yaklaşmaktadır: Elias’ta kadının yaşamı <strong>ve</strong>davranışları o kadar az incelenmiştir ki, bu incelemeler bu tür bir tespit yapmayayeterli değildir. Mutlakiyetçi saray toplumunda kadının gerçekten ne kadarözgürleştiğini tespit edebilmek için bu konuda çok daha fazla araştırma yapılmalıdır,üstelik bu tezi doğrulayan belgeler <strong>ve</strong> gerçekler olduğu gibi, yanlışlayanlarda vardır (Opitz, 1997: 86-95).Erkek merkezli bütün bakışına rağmen Elias bize kadın <strong>ve</strong> cinsiyet çalışmalarıhakkında yöntemler, kuramsal modeller sunmaktadır. Bunların yardımıylaDişi Ben’in Uygarlaşması sorunu 12 <strong>ve</strong> cinsiyetler arasındaki ilişkinin rolü açıklığakavuşturulabilir. Uygarlık kuramını cinsiyet farkını gözeterek geliştirmeyeçalışan araştırmalar arasında, Stephanie Ernst, Gabriele Klein, Renate Ruhne,Annette Treibel, Bram van Stolk <strong>ve</strong> Cat Wouters’in yayınları sayılabilir.12 Gabriele Klein <strong>ve</strong> Katharina Liebsch, bu başlıkla yayımladıkları çalışmalarında, bu tür bir girişimdebulunmuşlar <strong>ve</strong> uygarlık kuramının cinsiyet farklarını gözetecek şekilde geliştirilmesinisağlamışlardır. (Klein <strong>ve</strong> Liebsch, 1997).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!