10.07.2015 Views

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

80HEIKE HAMMERakılcı planlara dahil edilebileceği <strong>ve</strong> dönüştürülebileceği yolundaki umudu butür eleştirilerin haksız olduğunu göstermektedir.Elias tarafından geliştirilen toplumsal süreç kuramı (1970: 159-195; 1986b:234-241; 1977a: 127-149), biyolojik evrimci modellerle karşılaştırılır. 5 Elias, toplumsaldönüşümleri odak şeklinde görme <strong>ve</strong> bu değişimlerin tâbi olduğu yasalarıarama anlayışını 19. yüzyılın sosyolojik gelişim kuramlarından alır, ama bukuramların ideolojik içeriklerine kesinkes karşı çıkar. Aynı zamanda, toplumsaldönüşümü, normal olarak statik olan toplumun olağandışı bir biçimi olarak görenyapısal işlevci anlayışa karşıt bir model geliştirir. Toplumlar dinamiktir <strong>ve</strong>sürekli değişim halindedir. Ancak, bu değişimler çözümlendiğinde kurallar <strong>ve</strong>yapılar tespit edilebilir. Elias toplumsal gelişmeyi -biyolojik evrimin tersine- çiftkutuplu olarak görmektedir; yani ilke olarak geriye dönüşmesi mümkün bir süreçtir,uygarlaşma yönündeki <strong>ve</strong> karşıt yöndeki süreçlerin bir bileşimidir. Bu süreçne tekçizgiseldir ne de teleolojiktir. Elias’a göre sadece, uygarlaşma yönündekisüreç bugüne dek baskın bir eğilim olmuştur (Elias, 1997: 324-325; Fletcher,1997: 83).Elias’ın, özellikle toplumsal süreçlerin yönelimli olduğu tezinin bir sonucuolarak süreklilik üzerine odaklanması, sürekliliğe sahip olmayan süreçlerin, kırılmaların<strong>ve</strong> farklılıkların (Neckel, 1991: 143; Klein/Liebsch, 1997: 17ff.) belirlibir oranda ihmal edilmesine yol açmıştır <strong>ve</strong> bu nokta özellikle postmodern düşünürlerineleştirisine uğramıştır. Bu eliştirilere göre, Elias’ın kuramıtarihi, evrimleşen bir süreç olarak anlar <strong>ve</strong> 20. yüzyılın son yıllarında, aynen bölgeselolarak farklı bir seyir izleyen tarihsel aşamaları aynı kaba koyma girişimleri gibi eleştiriyihakeder. Elias, uygarlığı ampirik olarak tekrarlanabilen bir süreç olarak kavrarken,uygarlık postmodern okuma biçimine göre tarihin kendisi değil, olayların sadece zihindecanlandırılış biçimidir. Eliasçı düşüncenin postülatları <strong>ve</strong> akla duyduğu gü<strong>ve</strong>nde postmodern bakış açısından pek sağlam bulunmaz <strong>ve</strong> bu durum, uygarlık modelinidayanağını yitirme tehlikesiyle karşı karşıya bırakır (Klein <strong>ve</strong> Liebsch, 1997: 18).Uygarlık kuramı - bir mit mi?Yukarıda ele alınan eleştiriler, seçilen uygarlık kavramına, aşırı genelleştirmeye<strong>ve</strong> uygarlık kuramının sahip olduğu belirlenimci çağrışımlara yönelmişken, Elias’ıngözlediği uygarlık sürecinin kendisini sorgulayan sesler de yok değildir.Bunlardan en tanınmışı, Elias’ın kuramını yıkmak <strong>ve</strong> onun bir ‘Uygarlık SüreciMiti’ olduğunu göstermek için kolları sıvayan Hans Peter Duerr’in eleştirileridir.6 Duerr oldukça ayrıntılı ampirik malzemeler kullanarak, cinsel utancın antropolojikbir değişmez olduğunu ileri sürer <strong>ve</strong> bu sayede uygarlık kuramını çü-5 Bkz. Klein (1993: 165-180).6 Duerr ile tartışmaları konusunda bkz. Elias (1988a, 1988b) <strong>ve</strong> Palla<strong>ve</strong>r (1989).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!