10.07.2015 Views

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN İLK YILLARINDA EVİŞİNİN RASYONELLEŞMESİ 69NakışKız Enstitülerinde dikiş, nakış <strong>ve</strong> moda dersleri önemli bir yer tutuyordu. EnstitülerAtatürk’ün Türklerin giyim tarzında sistematik değişiklikler empoze ettiği<strong>ve</strong> peçeyi kamuoyu önünde hic<strong>ve</strong>ttiği (1920’lerin sonu) bir dönemde kurulmuşlardı.Atatürk şapka devrimiyle fes giyimini yasakladı. 19. yüzyılın başlarındanberi Osmanlıların kafalarına giydiği fesin yerine Batı’nın şapkasını getirdi. KızEnstitülerini kurarken Kemalist devletin ana hedeflerinden biri bu ideolojikesinli “modern” giyim tarzını kurumlaştırmak <strong>ve</strong> yeniden üretmekti. 28 Vakit gazetesindeçıkan bir makalede “Demek ki kadınlarımızın giyim kuşam işi en genişşekilde kız sanat enstitüleri mezunları tarafından idare edilecektir” deniyordu(Se<strong>ve</strong>ngil, 1943).Aşçılık derslerinde olduğu gibi, dikiş dersleri de Kız Enstitüleri öğrencilerineaynı anda hem Taylorcu <strong>ve</strong>rimlilik değerlerini hem de Kemalist milliyetçiliğiaşılamak istiyordu. Öğrenciler bir yanda dikişi “en iyi tek yol”la <strong>ve</strong> “standart biruygulama”ya göre yapmak için eğitiliyordu. Öte yanda ise öğrencilerden “özgün”Türk nakış motiflerini ortaya çıkararak kadın giyiminde milli bir zevk yaratmalarıisteniyordu. O halde, dikiş, Kız Enstitüsü idarecilerinin Taylorcu “rasyonelleşme”söylemi ile Kemalist “milliyetçilik” söylemini kaynaştırmaya çalıştıklarıbaşka bir alan oldu.1913’te yazan Christine Frederick “aynı bir elbise fabrikasında olduğu gibi dikişimibitiri<strong>ve</strong>rme” prensibini kullandığını söylüyordu (Frederick, 1913: 97). Birelbisenin unsurlarını belli bölümlere ayırıp, her bir grubu aşama aşama dikmekdikiş işine bir <strong>ve</strong>rimlilik getirmişti. Terziliğin bu “en iyi tek yol”u kısa süre sonraKız Enstitülerinin terzilik derslerinin programlarında 1920’ler <strong>ve</strong> 30’larda benimsendi.Gelişigüzel olan “geleneksel” dikiş metodlarına iyi gözle bakılmıyordu.Dikişte bir “garplilik” savunuluyordu. 29 Dikiş de artık bilimsel bir tekniğegöre belirlenmiş talimatlar doğrultusunda yapılacaktı. Gelişigüzellik <strong>ve</strong> kendiliğindenliğeson <strong>ve</strong>rilecekti. Elbiseler “en iyi” metod kullanılarak dikilecekti.Kız Enstitüsü atölyelerinde Batılı teknik <strong>ve</strong> dikiş dikmenin “en iyi tek yol”u ileözgün Türk nakış motifleri çeşitli şekillerde birleştiriliyordu. Eski Türk tığ işleritozlu sandıklardan, yıpranmış kitaplardan <strong>ve</strong> müzelerden bulunup açığa çıkarılmıştı.Bu eski motifler, Türk modasında “özgün” bir geçmişi temsil etmek içinkurgulanıyorlardı. Kız Enstitülerinin Batılı tekniklerle ürettikleri “modern” giysilerdecanlandırılmaya çalışılan işte bu hayalî “geçmiş”ti. Enstitülerin terzilikdersleri üzerine yapılan bir yorumda:28 Se<strong>ve</strong>ngil, Refik Ahmet (1943) “Kadın Giyiminde Milli Zevk <strong>ve</strong> Kız Sanat Enstitüleri” Vakit, 8Ekim. Daha sonra yeniden yayınlandı: (1944) Kadın-Ev Ankara Kız Sanat Enstitüsü Sergisi, 2, İstanbul.Bu makalede, Se<strong>ve</strong>ngil, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin Türk kadınlarına istenilen kıyafetlerihazırladığı için Kızlar Enstitüleri’ni, Kemalist bir bakış açısıyla, övüyor.29 Örnek olarak bkz. dikiş tekniklerinde “garpliliği” savunan Se<strong>ve</strong>ngil.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!