lÜ - TMMOB Makina Mühendisleri Odası Arşivi
lÜ - TMMOB Makina Mühendisleri Odası Arşivi
lÜ - TMMOB Makina Mühendisleri Odası Arşivi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Sene : 2<br />
Sayı : 7<br />
ŞUBAT 1958<br />
l Ü H E M D î İ<br />
ve<br />
MAKİNA<br />
Sayısı : 2,50 T.L.<br />
6 aylık : 15 T.İ..<br />
l yıllık : 25 T.L.<br />
T M. M. O. B Makına <strong>Mühendisleri</strong> <strong>Odası</strong>nın Neşir Organıdır<br />
MÜHENDiS ve MAKlNA<br />
MaKına MülıeiKlısh-rı <strong>Odası</strong> aclma<br />
Sahibi :<br />
Mustafa SEYREK<br />
Yazı İşlerini fiilen idare eden<br />
Mes'ul Müdür :<br />
Muzaffer KÜLÜR<br />
Neşriyat Müşavirleri :<br />
Fahri Fuat ORSAN<br />
A. Sıtkı UYAR<br />
Yelman GAZİMlHAI.<br />
Nazım ILIKÇA<br />
Adres:<br />
Mühendis ve Mııkina Mecmuası<br />
Atatürk Bulvarı 119/4, Ankara<br />
İlân şartları :<br />
Ön kapak : 500 T.L.<br />
Arka kapak : 400 »<br />
Kapak içleri : 300 »<br />
Tam sayfa : 250 »<br />
1/2 sayfa : 150 »<br />
1/4 sayfa : 100 »<br />
İş verme ilânları yarım sayfaya<br />
kadar maktu an: 100 TL.<br />
İlânlardan mes'ultyet kabul olunmaz.<br />
Klişe masrafları ilân sahibine aittir.<br />
Tr-k renk klişe cm- 10 Krş. Renkli<br />
ilânlar için hususî tarife uygulanır.<br />
Yazı kabul şartlan :<br />
• Meoınuada Ekonomik. Teknik ve<br />
Sosyal yazılar yayınlanır.<br />
• Gönderilecek yazılar daktilo ile iki<br />
nüsha yazılmalıdır.<br />
• Şekiller temi/, ve çini mürekkebi<br />
ile çizilmiş olmalıdır,<br />
• Fotoğraflar parlak kâğıda basılmalıdır.<br />
• Gönderilen yazılar neşrolunsun veya<br />
olunmasın iade edilmezler.<br />
• Neşrolunan yazılara ödenecek ücret,<br />
yazıların neşrinden sonra tediye<br />
olunur. Makalelerde serdedllen<br />
fikir ve mütalâalar imza sahibine<br />
ait olup mecmuayı temsil etmezler<br />
İktibas hakkı serbest bırakılmış<br />
olan ys?,ılarımız ancak kaynak<br />
gösterilerek alınabilir.<br />
*<br />
Mecmuada neşredilmiş olan makalelerden<br />
fazla miktarda istiyenler bir<br />
ay içinde müracaat etmelidirler.<br />
İlâve makale ücreti :<br />
10 adede kadar 200er kuruş<br />
50 » - 150 »<br />
100 » » 100 »<br />
Daha yukarısı 75 »<br />
Ajan* - Tilrk Matbuası -- Ankara<br />
AYLIK SINAİ İŞLETME MECMUASI<br />
İ Ç İ N D E K İ L E R<br />
EDİTÖRÜN MASASINDAN 2<br />
T.M.M.O.B. MAKlNA MÜHENDiSLERi ODASINDAN<br />
MÜHENDİSLERE RAĞBET VE ONLARIN GEÇlMİ<br />
BUHAR KAZANLARINDA VE SU ÎLE SOĞUTULAN MA-<br />
KİNALARDA KtREÇ VE YABANCI MADDELERİN ERİ-<br />
TİLMESİ 5<br />
llıjan S/A/SOY /<br />
TÜRKİYE'DE KAZA VE YANGINLARDAN KORUNMAK<br />
İÇiN YAPILAN ÇALIŞMALAR 7<br />
Muzaffer C. KÜLÜR<br />
FEDERAL ALMANYA VE ATOM ENERJİSİ 10<br />
Muammer ÇETİN Ç ELİ K<br />
İSTİHSAL MÜHENDiSLiĞi l-J<br />
Nüvit OSM AY<br />
BUHAR SANTRALLERİ SAHASINDAKİ TERAKKİLER ... 17<br />
/. GASTPAR<br />
JEOTERMİK ENERJi 22<br />
Çev. : Ahmet KOBAK<br />
SANTRAL OPERATÖRLERİNİN VAZİFELERİ 2.1<br />
Çev. Mehmet TURGUT<br />
İKİ DİŞLİNİN BOŞLUKSUZ ÇALIŞMASI „ 27<br />
YABANCI TEKNiK NEŞRİYAT<br />
Nihat APAYDIN<br />
Mühendis ve <strong>Makina</strong> Mecmuası<br />
MAKİNA <strong>Mühendisleri</strong> <strong>Odası</strong>nın azalarına parasız yollanır.
kaza<br />
kot tınmak için<br />
İ.ş yerlerinde evlerde ve yollarda vukua gelen<br />
kazalarla, iş yerlerinde ve evlerde vukua gelen yangınlarda<br />
her yıl Türkiye bir çok maddî ve manevî<br />
/.narlara uğramaktadır.<br />
Vukua gelen kaza ve yangınlardan tevellüt<br />
ı-deıı zararlar normal olarak yalnız en yakın muhitte<br />
dikkat nazarına alınmakta ve gerisi pek düşünülmemektedir.<br />
Meselâ bir fabrika yansa; sigorta, bedelini<br />
öder. Binaenaleyh bir zarar yok gibi görülür. Fakat<br />
bunu bir ele şöyle mütalâa edebiliriz :<br />
A - Bir iş yeri ortadan kalkmış, birçok kimseler<br />
işlerini kaybetmişlerdir,<br />
B - Memleket ekonomisine mamulleriyle yardım<br />
edecek bir müessese ortadan kalkmıştır,<br />
C - Yanan yer ham maddesi yurt içinde yetişen<br />
bir yerse, ham madde müstahsili satış yerini<br />
kaybetmiştir,<br />
D - Ziyaı ile memleket büyük bir kayıba uğramışsa,<br />
tekrar kurulması için hükümet gerekli<br />
yardımı yapacaktır. Bu takdirde fabrika için lü-<br />
/ıırrılu birçok tesisler ithal edilecek, yani döviz<br />
sarfedilecek ve bu yüzden de lüzumlu başka bir<br />
madde, meselâ ilâç satın alınamıyacaktır.<br />
Eğer fabrika bu yangınlardan korunmuş olsa<br />
i'li, bu zararların hiç birisi olmıyacaktı.<br />
îş yerlerinde vukua gelen kazalar da aynen<br />
böyle mütalâa edilebilir.<br />
Meselâ: Bir tekstil fabrikasında transmisyon<br />
kayışına takılıp ağır yaralanan bir işçiyi düşünelim<br />
:<br />
Fabrikada hiç bir şey kırılmamış, fabrika görünürde<br />
en ufak maddî bir zarara uğramamıştır.<br />
Fakat;<br />
a) Aynı atölyedeki işçiler işlerini bırakıp yardıma<br />
koşmuşlardır. Bu arada tezgâhlardaki kumaşlar<br />
bozulabileceği gibi yeni kazalar da olabilir. Bütün<br />
atölye bazan bütün tekstil fabrikası saatlerce<br />
iş göremez hale gelebilir.<br />
b) Bir işçi sakatlanmış, fabrika bir işçisini<br />
kaybetmiştir.<br />
c) Ustabaşı, atölye şefi, müdür v.s. işe müdahale<br />
eder, kendi işlerini bırakırlar. Tahkikat, rapor,<br />
mahkeme v.s. ile vakitler kaybolur. Bu kazanın<br />
diğer işçilerin morali üzerinde oynıyacağı rol<br />
de kiiçümscnmiyecek mahiyettedir.<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA - SENE 2 - ŞUBAT 1958 - SAYI : 7<br />
öz<br />
Yazan : Muzaffer C. Kt'lLÜR<br />
Türkiye Kaza ve Yangınlardan<br />
Korunma Kurumu Başkanı<br />
d) Böyle kazalar çok olursa, çalışmaların verimi<br />
düşer. Herhangi bir sebeple elinden, gözünden<br />
v.s. yaralanan bir işçi için de. işin ehemmiyetine<br />
göre neticeleri aynı olarak kabul edebiliri/.<br />
Bunlar, görünmiyen, kuruşla hesap edilemiyen<br />
fakat millî servetin zararına sebep olan vakıalardır.<br />
Birçok işyerlerinde vukua gelen kazadan<br />
yalnız işçi Sigortalarının ödeyeceği tedavi masraflarının<br />
ve yevmiyenin bütün masraf olarak kabul<br />
edildiği görülmüştür. Bunlar, îşçi Sigortalarının<br />
vukua gelen kazanın sebebini araştırarak i.ş vereni<br />
haksız bulduğu takdirde bütün masrafları faiziyle<br />
beraber ödeteceğini bilmemektedirler, îş kazaları<br />
dolayısiyle işveren aleyhine iş mahkemelerinde<br />
açılan dâvaların büyük bir kısmı işverenin<br />
tazminat ödemesiyle bitmektedir.<br />
Trafik kazaları da aynı şekilde mütalâa edilebilir.<br />
Meselâ : Bir fabrikaya inal götürürken devrilen<br />
bir kamyon ve içinde hasara uğrayan malzeme<br />
sadece sigorta bedeliyle ödenemez.<br />
a) O kamyon ya tamamen veya kısmen servisten<br />
çıkacak, göreceği iş aksıyacaktır,<br />
b) Harap olan malzemeyi bakliyen fabrikanın<br />
işi aksıyacak, mamulü azalacak, müstehlik ihtiyacını<br />
karşılamakta zorluk çekecektir.<br />
c) Kayıpları yerine koymak yine döviz sarfını<br />
icap ettirecektir. Şoförün, varsa başka yolcuların,<br />
yaralanması veya ölmesi halinde zararı artacaktır.<br />
Buna benzer hâdiseler evlerde de olabilir.<br />
Mutfak, banyo, merdiven, oda, bahçe v.s. yerlerde<br />
çeşitli sebeplerle meydana gelen kazaları gözden<br />
geçirirsek inamlmıyacak kadar çok gaz ocağı parlaması,<br />
sıcak su, yağ, soba yanığı, düşmeden mütevellit<br />
sakatlıklar, elektrik kazaları, boğulmalar<br />
v.s. görürüz. Bunlara bilhassa ev kadınları ve küçük<br />
çocuklar maruz kalmaktadır.<br />
Can, mal, zaman, moral sıhhat v.s. gibi kısaca<br />
millî servetin kaybolmasına sebep olan bu hâdiseleri<br />
önlemek için gayri resmî sıtrette yapılan<br />
araştırmalarda Türkiye'de vukua gelen iş kazalarının<br />
oluş nisbetinin garp memleketlerinkinden en<br />
az beş misli fazla olduğu görülmüştür.<br />
l
S A N A V t KOLU<br />
Kömür istihracı<br />
Maden istihracı (kömür hariç)<br />
Petrol<br />
Taş ocakları<br />
Gıda sanayii<br />
Tütün<br />
Tekstil<br />
Deri kundura<br />
Ağaç mamulleri<br />
Kâğıt imalâtı *<br />
Matbaa - Neşriyat<br />
Kauçuk<br />
Kimya maddeleri<br />
Kil ve toprak taş memulleri<br />
Demir ve çelik mamulleri<br />
Çeşitli imalat<br />
<strong>Makina</strong><br />
Nakil vasıtaları imalâtı<br />
Havagazı hizmetleri<br />
Toptan ve perakende<br />
Nakliye<br />
Ambar ve depolama<br />
Muhabere<br />
T o p l a m<br />
Türkiye; Amerika B. D. ve Fransa'daki Kaza oluş<br />
nisbetlerinin mukayesesi<br />
Türkiye tsjçl Sigortalarına<br />
dahil müesseselerdeki<br />
yıllık<br />
iş. kazası (adet)<br />
8358<br />
968<br />
101<br />
354<br />
2088<br />
684<br />
3545<br />
129<br />
330<br />
174<br />
126<br />
303<br />
338<br />
880<br />
1440<br />
733<br />
863<br />
2227<br />
429<br />
316<br />
1998<br />
410<br />
40<br />
26839<br />
Türkiye sanayiinin büyük bir kısmını teşkil<br />
eden ve işçi sigortalarına dahil olmıyan, 4 kişiden<br />
az işçi çalıştıran yerlerle, Askerî Fabrikalar Yardım<br />
Sandığına bağlı olan iş yerleri bu rakamlara<br />
dahil değildir.<br />
Bunun 16 - 20 misli olduğu yerler vardır. Bu<br />
gün maalesef resmî veya hususî müesseselerden<br />
% 95 i kendilerindeki bu kaza oluş nisbetinin ne<br />
olduğunu bilmemekte ve daha fenası vukua gelen<br />
kaza ve yangınlardan tahassül eden zararları ne<br />
takdir edebilmekte ve ne de edebilecek imkân ve<br />
bilgiye sahip bulunmaktadır. Milli servet farkında<br />
olmadan israf edilmektedir.<br />
Millî ekonomimiz, bu çok masraflı ameliyeye<br />
lüzumsuz yere maruz kalmamalıdır.<br />
Sınaî ve malî imkânları daha evvelden gelişmiş<br />
olan birçok garp memleketlerinde bu sebeplerden<br />
vukua gelen maddi ve manevi zararlan azaltmak<br />
için hususî ve resmî teşekküller kurulmuş ve senelerce<br />
çalışmıştır. Meselâ Fransada (Institut National<br />
de Securite) ve Amerika Birleşik Devletlerinde<br />
(National Safety Council) bunlar arasında<br />
sayılabilir. Bu gün National Safety Courcil'in çalışmaları<br />
sayesinde Amerika her yıl kaza oluş nis-<br />
8<br />
TC. (956)<br />
76,17<br />
29.73<br />
22,78<br />
43,85<br />
19,01<br />
6,59<br />
19,20<br />
13,93<br />
31.41<br />
13,43<br />
10,93<br />
25.22<br />
22.98<br />
32.09<br />
61,18 .<br />
,54.57<br />
43.60<br />
64.08<br />
37,16<br />
12,93<br />
42.17<br />
27,01<br />
34,96<br />
39,80<br />
Reher milyon iş saatinde vukua gelen kaza adedi<br />
(Kaza oluş nlsbctt)<br />
USA (954)<br />
25,81<br />
22,95<br />
7,95<br />
14,93<br />
13,24<br />
3,42<br />
4,71<br />
8,56<br />
13,88<br />
7,21<br />
6,68<br />
3,97<br />
4,12<br />
11,98<br />
7,91<br />
5.16<br />
6,23<br />
2,82<br />
10,51<br />
8,60<br />
13,67<br />
5,02<br />
1,30<br />
7,22<br />
7,15<br />
5,15<br />
3,15<br />
KF<br />
8,60<br />
10,15<br />
17,3<br />
9.70<br />
6,95<br />
(Natamam)<br />
(Vasati)<br />
betini biraz daha küçültmekte ve bu sayede Amerika<br />
ekonomisinin kayıplarını azaltmaktadır.<br />
Hemen hemen bütün sınaî teşekküller buranın<br />
âzası olup iş emniyeti mevzuunu onların yardımı<br />
ile halle çalışmaktadırlar.<br />
Bunlar çeşitli çalışma vasıtalariyle kaza ve<br />
yangınların azalmasını temin etmekte ve dolayısiyle<br />
memleketlerine faydalar sağlamaktadırlar.<br />
Yurdumuzda da her yıl tesbit edilebilen milyonlarca<br />
ve tesbit edilemiyen yüzmilyonlarca liralık<br />
zararlara sebep olan kaza ve yangınlardan<br />
korunmak için bir teşkilât kurmaya karar verilmiş<br />
ve böyle bir teşkilât kurulmuştur.<br />
1950 yılında <strong>Makina</strong> ve Kimya Endüstrisi Kurumunda<br />
temeli atılmış olan bu düşünce 1953 yılında<br />
işçi Sigortalarının ve 1954 te ve ondan sonra<br />
Vekâletler Arası Prodüktivite Komitesi Sanayi<br />
Merkezinin çahşmalariyle gelişmiş ve bu gün müstakil,<br />
hususî bir teşkilât olarak «Türkiye Kaza ve<br />
Yangınlardan Korunma Kurumu» halinde teşekkül<br />
etmiştir.<br />
Nizamnamesinin 2. maddesinde gayesini,<br />
(Memleketin sınaî, iktisadî, sıhhî s. her türlü mevzularında<br />
can, mal, zaman, moral gibi maddi ve<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA - SENE 2 - ŞUBAT 1958 - SAYI : 7
iu \ ı /ararlar tevlit eden vukuu melhuz ka/a ve<br />
ıı^ml-iria,<br />
Ka/a ve yangınların şahıs, müessese ve hükümde<br />
ika etlikleri /ararları etüt. tesbit ve izah<br />
iıııek. önleyici tedbirlerin nasıl alınacağını<br />
göstermek, belirtmek, bildirmek, icabında tatbikatına<br />
yardım etmek ve neticelendirmek.<br />
h) Kaza ve yangınların vukuunda maddi ve manevi<br />
zararların azaltılabilmesi için neler yapılabileceğini<br />
memlekete yaymak.<br />
f ı Dış. memleketlerin emsali birlik ve teşkilâtlan<br />
ile bu mevzularda teknik bilgi ve tecrübelerinden<br />
istifade için temas sağlamak,<br />
Şeklinde izah eden Kurum, <strong>Makina</strong> ve Kimya<br />
Endüstrisi Kurumuna, Karayolları Umum Müdürlüğüne.<br />
Yedek Parça TAO. na Çalışma Vekâletine,<br />
Hariciye Vekâleti İktisadî işbirliğine, işçi Sigortaları<br />
Kurumuna, Vekâletler Arası Prodüktivite Komitesi<br />
Sanayi Merkezine ve Orta Doğu Teknik<br />
(/ni\ersilesine mensup tecrübeli ve bilgili eleman-<br />
3<br />
w m<br />
Meslekdaşianınızm başında ve içinde bulundukları<br />
iş yerlerinde kaza ve yangınları önlemek<br />
n<br />
3 5!'<br />
K<br />
c<br />
İ öl<br />
n><br />
a<br />
5!<br />
n<br />
3 K'<br />
Sayın Üyelerimiz<br />
larla <strong>Makina</strong> ve Kimya Endüstrisi Kurumu Umum<br />
Müdürlüğü, izmir Pamuk Mensucat Sanayii TAO.<br />
Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları Umum Müdürlüğü<br />
ve Sümerbank Umum Müdürlüğünün müşterek<br />
teşebbüsleriyle meydana gelmiştir. Bilhassa diğer<br />
devlet sanayii ve iktisadî devlet teşekküllerinin,<br />
sigorta şirketlerinin, kadınlar birliğinin, hususi<br />
sanayi müesseselerinin ve alâkalı teşekküllerin<br />
de milli ve iktisadî sebepleri göz önüne alarak<br />
sür'atle bu kuruma katılacaklarından eminiz.<br />
Kurum, Kuruluşundan beri geçen kısa zaman<br />
zarfında evvelâ Tiirkiyedeki iş kazaları oluş nisbetini<br />
tesbilt etmiş, diğ£r memleketlerin mümasil<br />
teşkilâtlarının kuruluş ve çalışma şekillerini tetkik<br />
etmiş, kaza ve yangınları önlemek için muhtelif<br />
kurslar açmış, filim gösterileri tertiplemiş, afişler<br />
hazırlatmış, çeşitli makaleler yayınlamış ve istatistikler<br />
tertip etmiştir.<br />
Kurumun teşkilâtı ve çalışma mevzuları aşağıda<br />
gösterilmiştir:<br />
idare Heyeti<br />
•ı P<br />
S P<br />
w
Müttefikler tarafından Alman<br />
ordusunun atom silâhlariyle teçhizden<br />
şimdilik mahrum bırakılmasını<br />
bir yana bırakırsak, Federal<br />
Almanya Cumhuriyeti, atom<br />
araştırmaları sahasında on yıllık<br />
bir gecikmeyi telâfiye çalışıyor.<br />
İkinci Dünya savaşından sonra<br />
birçok kıymetli ilim adamları yabancı<br />
memleketlere iltica' ederek<br />
oralarda çalışmak zorunda kalmışlardı.<br />
Barış imzalandıktan sonra<br />
bir k'ısmı memleketine dönmüş<br />
ise de, diğer bir kısmı oralarda<br />
kalmaya karar \crmislerdir.<br />
Bugüne kadar Einstein Max<br />
Planck, Otto Hahn, Heisenberg,...<br />
gibi Nobel mükâfatını kazanmış<br />
eşsiz ilim adamlarını yetiştirmiş<br />
olan Alman Milletinin atom sahasında<br />
daha birçok kıymetli ele-manlar<br />
yetiştireceği muhakkaktır.<br />
Hiç şüphesiz bu spesialist zümrenin<br />
formasyonu epeyce zamana<br />
muhtaçtır. Çok iyimser olan Federal<br />
hükümet, nüklear enerji sahasında<br />
faydalı olabilecek bir çok<br />
özel araştırma enstitülerini memleketin<br />
her tarafında peyderpey<br />
açmakta ve Üniversitelerde çalışan<br />
ilim adam'arının muhtelif endüstri<br />
şubeleriyle işbirliği yapmalarını<br />
teşvik etmektedir. Hâttâ Almanya,<br />
atom çalışmalarında memlekete<br />
önderlik edebilecek «Ministeriuın<br />
lür Atonıfragen der Rımdesrcpubiik<br />
Deutschland» denilen<br />
bir Atom Nazırlığı da kurmuş bulunuyor.<br />
Bugün bu nazırlığın başında<br />
Dr. Siegfried Balke bulunmaktadır.<br />
Bu nazırlık 25 üyelik bir<br />
komisyonun Kkne ettiği 5 özel komite<br />
halinde çalışmaktadır. Alman.<br />
Federal Atom Nazırlığı emrinde<br />
bugün için 2.000.000.000 DM<br />
'.takriben 1,5 milyar T.L.) lık bir<br />
bütçe vardır. Bu bütçe, Alman nük<br />
lear endüstrisinin 7 yıllık geliştirme<br />
programı gereğince sarfolunacaktır.<br />
Federal hükümetin hazırladığı<br />
tu atom programı 1965 yılına<br />
kadar tatbik sahasına konacaktır.<br />
Alman atom bütçesinin<br />
% 80 i devlet tarafından ödenmekte<br />
ve % 20 si de özel firma ve fabrikalar<br />
tarafından finanse edilmektedir.<br />
Krupp. HOftchst, A.E.G.,<br />
Thyssen.. gibi birçok büyük firma<br />
ve fabrikalar daha şimdiden<br />
yatırımlarda bulunmuşlardır.<br />
Bir yandan da atom endüstrisinin<br />
gelişmesi yolunda teknik kollaborasyon<br />
yapacak birçok anonim<br />
sosyeteler kurulmaktadır.<br />
10<br />
Mmanya ae, J(Jb®wi<br />
Yazan :<br />
Muammer ÇETİNÇELİK<br />
Bunlardan en mühimlerinden birisi<br />
Düsseldorf'ta ve bir diğeri de<br />
Münschen'de kurulmuştur. Bu sonuncunun<br />
sermayesi 30 milyon Alman<br />
markıdır.<br />
Bugünkü halde Federal Almanya<br />
Hükümeti, İngiltere gibi,<br />
en kısa zamanda atom enerjisinden<br />
istifade etmek zorundadır.<br />
Çünkü Batı Almanya.'da enerji ihtiyacında<br />
her yıl % 5 den fazla bir<br />
artma vardır. Öyle ki 1962 yılında<br />
Almanya'da hidrolik enerji kaynakları<br />
azamî istihsal seviyelerine<br />
varacaklardır. Zaten daha. şimdiden<br />
kömür tükenme emareleri<br />
baş göstermiştir. Yapılan tahminlere<br />
göre, Almanya 1975 yılında<br />
ancak 50 milyon ton kömür istihsal<br />
edebilecektir ki, bu ihtiyaca<br />
kâfi gelmiyecel',tir. 1942 yılında bile<br />
Alman hükümeti 12 milyon ton<br />
kömürü Amerika'dan ithal etmek<br />
zorunda kalmıştı. Alman Atom<br />
Enerjisi nazırı Siegfried Balke'nin<br />
son verdiği, beyanata göre Federal<br />
Almanya'nın enerji ihtiyacı<br />
1965 de 170-10* Kwh olacaktır. Halbuki<br />
klasik yakıtla elde edilebilecek<br />
enerji miktarı ise ancak<br />
145.10'-' kwh dır. Bu enerji noksanlığı<br />
ancak, 7 sene zarfında kurulabilecek<br />
olan 15 nüklear enerji<br />
santraliylp mümkün olabilecektir.<br />
Federal Almanya'da Atom endüstrisinin<br />
kurulmasında ve gelişmesinde<br />
en mühim unsur iptidaî<br />
maddelerin teminidir. Almanya'da<br />
muhtelif bölgelerde Uranyum jizmanları<br />
mevcuttur. Sch\vartzwald<br />
madenlerinde, ve Bavyera masifinin<br />
Fichtel - Gebirge mıntıkasındaki<br />
yataklarda % 0,05 Uranium<br />
vardır. Buralarda 1965 yılına kadar<br />
60 ton uranyum filizi istihsal<br />
edilebilecektir. «Hesse» eyaletinde<br />
Wrexen (Korbach mıntıkası) yakınında,<br />
Kassel civarında da üç<br />
Uranyum jizmanı vardır. Buradaki<br />
fi'izler % 0,15 - 0.20 tenörlüdür.<br />
Fulda'nın güney doğusundaki Korbach<br />
uranyum cevherleri de çok<br />
zengin olup «Brunhilde» firması<br />
tarafından işletilecektir «Degussa»<br />
ve «Lurgi» sosyeteleri ise filizlerin<br />
tretman isini muhtemelen<br />
üzerlerine alacaklardır. «Bade -<br />
Würtemberg» eyaletinde de % 0,01<br />
tenörlü Uranyum yatakları keşfedilmiştir.<br />
Ronneburg (Thurin^e)<br />
da ise Joachimstal'daki kadar zengin<br />
Uranyum filizleri mevcuttur.<br />
Bir yıl kadar oluyor ki, «Rhin -<br />
Palatinat» eyaletinde, Ellvveiler'de<br />
% 0,15 tenörlü Uranyum yatakları<br />
bulunmuştur. Yakında burada ilk<br />
Uranyum madeni ekstraksiyon tesisatı<br />
inşa olunacaktır. Bu tesisatın<br />
kapasitesinin başlangıçta günde<br />
20 ilâ 50 ton kadar olacağı tahmin<br />
olunmaktadır. Yapılan yaklaşık<br />
hesap'ara göre, toplam olarak<br />
hepsi 25 tonu geçmiyen senelik<br />
bir istihsalât temin edecekler ki<br />
bu ihtiyaca kâfi gelmiyecektir. Alman<br />
mütehassıslara göre, Federal<br />
Almanya. 7 yıl müddetle Kanada<br />
ve Birleşik Amerika'dan 100 ton<br />
metal halinde Uranyum ve 10 ton<br />
da Thoi'ium cevheri ithal etmek<br />
zorundadır. 1956 da Washington'da<br />
imzalanan bir anlaşma gereğince<br />
Birleşik Amerika Devletleri<br />
yardım olarak Almanya'ya Atom<br />
Enerjisinin barış yolunda kullanılması<br />
maksadiyle 12 kilogram<br />
zenginleştirilmiş Uranyum - 235,<br />
100 Kgr. saf Uran, 10 Kgr. saf Uranyum<br />
- 235 ve 10 Kgr. da Plutonim<br />
verecektir.<br />
Şimdiki vaziyette Federal Almanya'da<br />
7 Üniversite Atom fiziği<br />
ve mühendisliği sahasında spesialist<br />
yetiştirmektedir. Bunlar:<br />
Münschen, Heidelberg, Frankfurt,<br />
Göttingen, Hamburg ve Berlin Üniversiteleridir.<br />
Aynca Aachen,<br />
Hannover, Münschen ve Karlsruhe<br />
Yüksek Teknik Okul'annda<br />
da atom sahasında özel kurslar ve<br />
tatbikatlar organize edilmektedir.<br />
Atom parçalayıcılarından ilk<br />
Cyclotron bundan birkaç ay evvel<br />
Bonn Üniversitesi'nde Profesör Dr.<br />
VVolfgang Riezler in idare ettiği<br />
Radyasyonlar ve nüklear fizik<br />
Enstitüsünde çalışmağa başlamıştır.<br />
Bu Cyclotron 50 cm lik bir beton<br />
zarf içinde ve 15 metre yer<br />
a'tındaki bir mahzende 30 Mev<br />
luk bir şiddetle işlemektedir. Bu<br />
aparcy 5 milyon Alman markına<br />
malolmustur. Ayni Enstitüde izotopların<br />
separasponu için kurulan<br />
tir tertibatta yakında çalışmağa<br />
başlıyacaktır.<br />
Münschen'de ki Ludwig Üniversitesi'de<br />
1958 yılında 1000 K\v<br />
lık bir deneme reaktörüne malit<br />
MÜHENDiS VE MAKİNA - SENFJ 2 - ŞUBAT 1958 - SAYI : '
olacaktır. Bu reaktör şehrin 16<br />
Km. kuzeyinde ve «Garchingser -<br />
ıteide» den 2 Km. mesafede bir<br />
yerde kurulmaktadır. Bu reaktörün<br />
inşası için Bavyera hükümeti<br />
6 milyon mark yatırımda bulunmuştur.<br />
Diğer iki deneme reaktörüde<br />
proje halindedir. Bu reaktörlerin<br />
herbirisi ise 4,5 milyon<br />
Alman Markına malolacaktır. Bahis<br />
konusu reaktörlerin projeleri<br />
Münschen Yüksek Teknik Okulunun<br />
Teknik Fizik Enstitüsü Direktörü<br />
Prof. Dr. Mayer - LeibniÇz in<br />
nezaretindeki bir ekip tarafından<br />
hazırlanmaktadır.<br />
Frankfurt'ta ki Goethe Ünl- -<br />
versitesi ise 50 Kw. lık bir reaktöre<br />
sahip olacaktır. Reaktör masraflarının<br />
% 50 si «Hoechst» boya *<br />
konsortrumu, bir çeyreği «Hessetf<br />
eyaleti ve bir çeyreğide Frankfurt<br />
belediye meclisi tarafından ödene-.<br />
"ektir. ' . , •. •' •.<br />
Hamburg yakınında «Tesper-<br />
hude» de inşa halinde olan Atom<br />
Kn.stitüsüde 140.000 M 2<br />
lik bir saha<br />
kaplamaktadır. Buraya yakında<br />
5 mega watlık - yüzme havuzu<br />
Swimming Pool» tipi - bir deneme<br />
reaktörü kurulacaktır. Bu Reaktörün<br />
1958 yılı sonuna doğru<br />
çalışmaya başlıyacağı ümid<br />
mektedir.edil-<br />
«Kommandatur der Allierte»<br />
n in otomasyonu ile Batı Berlin<br />
de ki (\Vannsee) Enstitüsüne 50<br />
K\v. takatinde bir Amerikan araştırma<br />
reaktörü Amerika Birleşik<br />
Devletleri tarafından hediye, edilecektir.<br />
Başkan Eisenhower bu<br />
hususta gereken<br />
bulunmaktadır.<br />
emri imzalamış<br />
Kiei'de inşa edilecek olan nüklear<br />
araştırma enstitüsü ise Batı<br />
Avrupa'nın en mühim enstitülerinden<br />
birisi olacak ve Enstitü<br />
Profesör Dr. Erich Bagge tarafından<br />
idare edilecektir. Bu Enstitü<br />
G katlı iki büyük binayı ih'iva edecek<br />
ve inşaat 3 yJ zarfında tamamlanacaktır.<br />
Enstitü istikbalde<br />
bir Synchroclotron ve ikide Atom<br />
reaktörüne sahip olacaktır.<br />
Federal Almanya'da çok mühim<br />
bir Atom merkezide Karslruhe<br />
yakınında «Leopoldshaven» de<br />
doğmak üzeredir. Halen 2000 işçi<br />
ve 700 teknisyen orada çalışmaktadır.<br />
4 büyük lâboratuvar inşa ohınmaktadır.<br />
Gelecek 1959 sonbaharında<br />
işlemeğe hazır olacak cilan<br />
FR, (Froschungs Reactor 1)<br />
araştırma reaktörü tamamen Alman<br />
yapısı olacak ve 11 MW, lık<br />
bir takatle çalışacaktır. Reaktör<br />
tabiî Uranyum ve ağır su ile işleyecek<br />
olup 40 milyon Alman<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA - SEKE 2 - SUSAT 1958 - SAYI : 7<br />
marklık tir tahsisat almış bulunuyor.<br />
Reaktör masraflarının % 50<br />
sini Kerne aktör Flnanzierungsge-<br />
•sellschaft»-'-sosyetesi, % 20 si «Bade<br />
- Würtemberg» eyaleti ve •% 30<br />
unuda Federal hükümet ödemektedir.<br />
Reaktörün inşasında Göttingen<br />
fizik ekolünün mütehassıslanda<br />
müşavir rolünü oynamaktadır.<br />
«Leopoldshaven» de iki atom<br />
sitesi civarında oturan ziraatçı<br />
köylüler daha şimdiden istikbaldeki<br />
radyasyon tesirlerinden endişe<br />
ederek hükümet protesto etmiş- "<br />
letinin kuzeyinde de Düîen'den 6<br />
Km. mesafede (Mersenich) te bir<br />
atom merkezi kurulması kararlaştırılmıştır.<br />
50 hektarlık bir arazi<br />
kaplayacak olan bu merkez 12<br />
Enstitüyü ihtiva edecek ve 1000<br />
den fazla ilim ve teknik adamını<br />
çalıştıracaktır. Bu merkezde İngilizler<br />
tarafından kurulacak (Dido)<br />
ve (Merlin) tipi reaktörlerden<br />
Aachen, Köln ve Bonn Üniversiteleri<br />
öğrencileri istifade edebileceklerdir.<br />
Bu reaktörler 80 milyon<br />
Alman markına mal olacaktır.<br />
ıiA;vrm;'ıu;. VÜNSVIÎJ'.N. DÜSSKLOOKF VK MKUSUMCU ATOM MKKKI-;/-,-<br />
LKHlNDE KURIİLA'.'AK OKAN YÜ/.MC HAVI/A TİPtNDKKİ BIK REAKTÖ-<br />
RÜN' ÜSTTEN (JÖKl'NÜ^Ü.<br />
lerdir. Şikâyeti gözönüne alan ilgili<br />
makamlar bu civar sularının<br />
muntazam kontrol edilmesi kararına<br />
varmışlardır. Zaten yakında<br />
Bundestag'tan çıkacak olan atomik<br />
radyasyonlara karşı halkın<br />
korunması için özel bir lejislâsyon<br />
bunu resmen garanti edecektir.<br />
«Rhenanie - Westphalie» eya-<br />
BÎ.-.U Almanya'nın diğer şehirlerindeki<br />
muhtelif enstitülerde de<br />
atom fiziği sahasındaki araştırmalarda<br />
hızlandırılmıştır. Bu araştırmalara<br />
«Deutsche Forschungs -<br />
Gemeinschaft», denilen. Alman ilmî<br />
araştırma yüksek konseyi ve<br />
Max Planck (eski Kaiser - Wilhelm)'»<br />
sosyetesi önderlik ve mü-<br />
11
&/'. •/». -4ı *'k*«'-<br />
FRANKFURT'TA GOETUE ÜNiVERSiTESi HESABINA KURULACAK OLAN BiR (E1WR) KAYNAK SVİ Ttl't DKNI.<br />
ME REAKTÖRÜNÜN KEStTt<br />
(Reaktörü içine alacak olan çelik muhfazanm çapı 24,3 metre ve yüksekliği ise 3G.2 metreolacaktır).<br />
şavirlik etmektedirler. Bugün için<br />
«Max Planck» müessesesine bağlı<br />
16 enstitü vardır ve genel başkanlık<br />
vazifesini 1944 te Nobel kimya<br />
mükâfatım kazanmış olan Otto<br />
Hahn deruhte etmiştir. 1949 dan<br />
beri mevcut olan «Stifterverband»<br />
kurumu da ilmi araştırma organizasyonları<br />
ile işbirliği yapmaktadır.<br />
Son zamanlarda Frankfurt'ta<br />
Radyoizotopların etüdü için kurulan<br />
bir sosyete Kar'sruhe ve Düren<br />
reaktörlerine yakın bir yerde,<br />
bir Radyasyonlar ve İzotoplar enstitüsü<br />
kuracaktır. Bu enstitü Profesör<br />
Berthold ve Dr. Souerwein<br />
tarafından idare olunacaktır. Yakında<br />
Alman «Leybold - Hochv/acuum<br />
Anlagen» kumpanyası ve<br />
Amerikan «High Voltage Engineering<br />
Corparation» u tarafından<br />
Köln de açılacak olan Radyasyonlar<br />
merkezinde 2 MeV luk bir «Van<br />
de Graaf» akseleratörü inşa edilecektir.<br />
Profesör Dr. Wolf gang Gent<br />
ner'in idaresinde çalışan «Frei-<br />
burg - im Breisgau» Üniversitesi<br />
fizik enstitüsü, Hamburg DevTet<br />
Fizik enstitüsü, Heildelberg Üniversitesi<br />
Radyoloji Enstitüsü, Profesör<br />
Dr. Otto Haxel idaresinde<br />
bulunan Heildelberg Fizik enstitüsü<br />
ve Prof. Dr. Kurt Illies tarafından<br />
idare olunan Hannover<br />
gemi inşaat teknik koleji enstitüsü<br />
de atom çalışmalarına devam<br />
etmektedirler.<br />
«Farbwerke Hoechst» firması<br />
tarafından «Pintsch Bamag AĞ»<br />
pıojesi üzerinde Essen'de inşa olunmakta<br />
olan ağır su fabrikası<br />
1958 yılı sonuna doğru faaliyete<br />
geçecektir. Ağır su millî istihsali<br />
önce sened-e 6 ton olacak sonra bu<br />
100 ilâ 200 tona kadar yükselecektir.<br />
Fabrikasyon usulünde - 252 C°<br />
da mayi hidrojen kullanılacaktır.<br />
Ağır suyun malolma fiyatı Norveç<br />
ağır suyuna nazaran daha büyük<br />
olacaktır.<br />
Federal Almanya'da inşa edi-<br />
lecek Atom Santralleri ise sun<br />
dır: «Preussische Elektrizitâts<br />
tiengesellschaft» firması Fn<br />
furt civarında 25000 Kw. lık<br />
santral inşa edecektir. «An<br />
can Machine and Foundry
kuşen)» ile iş birliği yapmayı<br />
kararlaştırmıştır. Farben firması<br />
lâboratuvarlan madenlerin sistematik<br />
muayenesi işini üzerine almış<br />
bulunmaktadır. «Oberhausen»<br />
de kurulacak olan 100 megavatlık<br />
atom santrali ile Baden elektrik<br />
idaresi için kurulacak olan gene<br />
100 megawatlık santralin projeleri<br />
hazırlanmıştır. «R. W. E.» Elektrik<br />
İdaresi için kurulacak 100 - 250<br />
megawatlık özel bir atom santralinin<br />
projesi bitmek üzeredir. Bu<br />
santral 50 milyon marka maiolacaktır.<br />
Santralin kurulmasında<br />
Alman firmalariyle, «Nuclear Power<br />
Plant Company», «G. - E. C. -<br />
Simon - Carves Nuclear Energy<br />
Group» ve «A. E. I. John Thomp-,<br />
son» Amerikan firmaları ve bir r<br />
kaç İngiliz kumpanyası teknik işbirliği<br />
yapacaklardır.<br />
Meşhur «Krupp» fabrikasıda<br />
l)r. Alfred Krupp nezaretinde, 200<br />
milyon Alman markına malolacak<br />
bir Atom fabrikasının plânlarını<br />
hazırlamıştır. İnşaata yakında<br />
başlanacaktır. Krupp Atom fabri-<br />
11-<br />
kü<br />
durum<br />
•e C k,<br />
-İ<br />
SL »<br />
o<br />
•d B ^<br />
•a *<br />
A C ü<br />
f ^3<br />
»•> o<br />
t*<br />
04<br />
1<br />
Reaktörlerin kuruldukları ve>a<br />
kurulacaktan yerler<br />
Batı Berlin - Wannsee Enstitüsü.<br />
Frankfurt - Goethe Üniversitesi<br />
Hamburg - Tesperhude Atom<br />
Enstitüsü<br />
Münschen - Ludwig Üniversitesi<br />
Düsseldorf Elektrik merkezi<br />
Karlsruhe-Leopoldshaven Atom<br />
Sitesi<br />
Düren - Mersenich Atom merkezi<br />
Oberhausen Elektrik merkezi<br />
Baden Elektrik İdaresi<br />
R. W. E. Elektrik merkezi<br />
Frankfurt - P. E. A. Sosyetesi<br />
merkezi Nordhein - Wes>Jalen<br />
elektrik idaresi<br />
Brown ve Boweri - Krupp'un<br />
Düsseldorf teknik kısmında<br />
kası, Londra ile Bonn arasında yapılan-bir<br />
anlaşma gereğince, az<br />
miktarda İngiltereden getirtilecek<br />
olan Uran ile çalışmağa başlıyacak,<br />
sonradan kendiside, daha<br />
büyük miktarda Uranyum ve<br />
Plütonyum üretecektir. Hernekadar<br />
Plutonuim bir Atom bombası<br />
imalinde kullanılıyorsada Krupp<br />
taşansın: hazırlıyan mütehassıslar,<br />
işin bu cephesiyle ilgilenmediklerini,<br />
gayelerinin sadece elektrik<br />
istihsal ederek bu cereyanla<br />
Düsseldorf sinaî bölgesini beslemek<br />
olduğunu söylemektedirler.<br />
Duisburg, Düsseldorf, Bremen.<br />
Bonn ve Efsertal'daki birçok sinaî<br />
firmalar daha şimdiden Atom Enerjisinin<br />
gemi ve uçakların şevkine<br />
tatbikiyle ilgilenmektedirler.<br />
Hattâ MAN denilen «Maschinenfabrik<br />
Augsburg - Neurnberg» Alman<br />
firması daha şimdiden 5500<br />
işçiyi «Morenwerk Hamburg GmH»<br />
tarafından evvelce kurulan tesi<br />
satta 2 yıl müddetle atomla işleyen<br />
gemi aksamını hazırlamak<br />
için angaje etmiş bulunmaktadır.<br />
FEDERAL ALMANYA ATOM REAKTÖRLERİ<br />
İ •e<br />
1<br />
1<br />
1<br />
1<br />
1<br />
1<br />
2<br />
1<br />
1<br />
1<br />
1<br />
1<br />
1<br />
Reaktörlerin cinsi ve<br />
özel adlan<br />
Kaynar su reaktörü<br />
» » »<br />
Yüzme havuzu tipi deneme<br />
reaktörü<br />
» » » »<br />
» » » »<br />
FR1 (Frschung Reactor 1)<br />
araştırma reaktörü.<br />
Birisi yüzme havuzu reak.<br />
diğeri M.T.R. cipi deneme<br />
reaktörü<br />
Elektro - nüklear santral<br />
reaktörü<br />
» » »<br />
» » »<br />
» » »<br />
» » »<br />
» » »<br />
Mühendis Aranıyor<br />
Atom Enerjisiyle işleyecek bir ticaret<br />
gemisinin projeside Dr. Kurt<br />
Diedner nezaretinde hazırlanmaktadır.<br />
Federal Almanya Cumhuriyeti'nin<br />
Atom sahasındaki milletlerarası<br />
münasebetlerine gelince;<br />
Almanya, halen Atom Enerjisi Milletlerarası<br />
Ajansı ile (O. E. C. E.)<br />
Avrupa İktisadî İşbirliği teşkilâtı<br />
tarafından kurulan Atom Enerjisi<br />
Avrupa Ajansı ve (Euratom) Avrupa<br />
Atom Birliğinin faal üyesi<br />
bulunmaktadır.<br />
Görülüyorki, Federal Almanya'da<br />
Nüklear endüstrinin süratle<br />
inkişafı için büyük bir gayret<br />
sarfolunmaktadır. Eskiden olduğu<br />
gibi bugün içinde Almanya'da ilmî<br />
araştırmalara verilen ehemmiyet<br />
ve kıymet son derece büyüktür.<br />
Almanlar daima (Forschung<br />
heisst Brot Und Arbeit!) yani<br />
(araştırma ekmek ve iş demektir)<br />
prensibini takibediyorlar. Böyle bir<br />
idealle terakki eden bir memlekette<br />
Atom Enerjisinin istikbalininde<br />
parlak olabileceğini söylemek her<br />
nalde doğru olur.<br />
Takati<br />
0,05 MW<br />
»<br />
1 MW<br />
1MW<br />
?<br />
11 MW<br />
?<br />
100 MW<br />
100 MW<br />
100 - 250<br />
MW<br />
25 MW<br />
15 MW<br />
1,5 MW<br />
Reaktörü imal<br />
eden firmaların<br />
milliyetleri<br />
Amerikan<br />
»<br />
»<br />
»<br />
Alman<br />
»<br />
İngiliz<br />
Alman - İngiliz -<br />
Amerikan<br />
» » »<br />
» » »<br />
Alman<br />
İngiliz - Amerikan<br />
Alman<br />
<strong>Makina</strong> Atölyesinde tecrübe sahibi iki <strong>Makina</strong> Mühendisi aranmaktadır. Taliplerin Ajmanca bilmesi<br />
ve askerlik hizmetini yapmış olması şarttır. Kendilerine 875.— TL. sı B. dışı ücret verilecektir,<br />
isteklilerin Odamıza müracaatları rica olunur.<br />
MÜHENDiS VE MAKİNA - BENE 2 - ŞUBAT 1958 - SAYI : 7
İstihsal Mühendisliği<br />
1911 senesinde idi. Amerika'nın en büyük demiryol<br />
şirketleri işçi ücretlerinde yapılan artırmayı<br />
karşılamak için tarifelerinin de arttırılmasını istiyorlardı.<br />
Fakat karşı tarafta nakliyeciler buna<br />
çok şiddetle muhalefet ediyorlardı.<br />
Her iki tarafın da kuvvetli sebepleri vardı.<br />
20 avukat nakliyecileri, 50 avukat da demiryol şirketini<br />
müdafaaya hazırlanıyorlardı. Ortada dönen<br />
para muazzamdı. Birçok prensipler çarpışıyor, atılacak<br />
herhangi bir adımın memleketin inkişafında<br />
çok mühim rolü olacağı kabul ediliyordu.<br />
Nakliyecilerin müdafaa ettikleri tez şuydu :<br />
Eğer demiryol'an daha verimli çalışsalardı, iktisat<br />
edebilecekleri para, tarifeleri yükseltmekle elde<br />
edeceklerinden çok daha îazla olacak ve bu sayede<br />
lüzumsu/ yüksek tarifelerle memlekette hayatı<br />
pahalılatmak hatasına da düşmiyeceklerdi.<br />
Dâva en heyecanlı .safihasına girmiş bulunuyordu.<br />
Müdafaa avukatı sonradan temyiz ikinci<br />
reisi olan Louis D. Brandeis adında tanınmış bir<br />
hukukçu idi. Herkes dâvanın cereyanını büyük bir<br />
dikkatle takip etliği bir sırada Brandeis hakimden<br />
herbiri başlı başına bir otorite olan onbir mühendisin<br />
şahadetine müracaat edeceğini söyledi, ve<br />
müsaade istedi. Mühendis'er Demiryolları ilmî<br />
şevki idare adı verilen bir şeyi hakkiyle tatbik ettikleri<br />
takdirde memur ve işçi ücretlerini yükseltmelerine<br />
rağmen umumî masrafları azaltabileceklerini<br />
ve böylece de tarifelere herhangi bir zam<br />
yapmağa lüzum kalmıyacağını söylediler.<br />
Şahadetine müracaat edilen son mühendis<br />
Harrington Emerson adında bir zattı ve o zamana<br />
kadar kimsenin ağzına almadığı bir rakkamla herkesi<br />
susturdu. O Demiryollarının ilmi şevki idare<br />
prensiplerine göre çalıştığı takdirde günde iktisat<br />
edebileceği miktarın tam bir milyon dol ,r olacağını<br />
söyledi.<br />
Günde bir milyon dolar, 1911 senesinin insanları<br />
bizim gibi Milyarlarla hesap görmeye alışmamışlardı.<br />
Ve milyon kelimesi o zamanın insanlarına<br />
bizlere artık hiçbir sayının yapamıyacağı bir<br />
tesir yapmıştı.<br />
Birdenbire bütün Amerikan gazeteleri ilmi<br />
şevki idare kelimesini mevcut puntolarının en büyükleri<br />
ile dizdiler. Herkes artık ondan bahsediyordu.<br />
Bu prensiplerin babası addedilen Taylor<br />
adında bir adam birdenbire günün kahramanı olmuştu.<br />
Müsaadenizle burada çok enteresan olan Taylor'un<br />
hayatından bir nebze bahsedeceğim :<br />
14<br />
Yezan : Nüvit OSMAY<br />
Taylor Midval çelik fabrikalarına bir amele<br />
olarak girmişti. Çıraklığında modelcilik ve tornacılık<br />
öğrendi. Ailesinin malî durumu onu Harard<br />
Üniversitesine göndermeğe müsaitti, fakat gözleri<br />
kuvvetli değildi ve devamlı okumağa imkân vermiyorlardı.<br />
O bu yüzden amelî fabrika hayatını tercih<br />
etti. Amerika daha o zaman çalışan ve kafasını<br />
işlemeyi bilen her adama, ister tahsilli olsun, isler<br />
olmasın kıymet veren bir irfan seviyesine varmış<br />
bulunuyordu. Taylor'un çalışkanlığı ve zekâsı göze<br />
çarptı. Çok geçmeden tornaj kısmına verildi.<br />
Elinden yazı işlerinin de geldiği görülünce onu pııvantör<br />
yaptılar. Nihayet çoktan beri arzu ettiği şeye<br />
nail oldu. Ona tek basma bir torna tezgâhı \ erdiler.<br />
Çok geçmeden torna postabaşısı, ustabaşısı<br />
ve nihayet bakını şubesi âmiri, bıış ressam ve has<br />
mühendis oldu. Ve bütün bunlar sayın okuyucularım<br />
altı sene gibi kısa bir müddet zarfında. O<br />
zamanın fabrikacıları herhalde bizim baremi daha<br />
bilmiyorlarmış, yoksa diplomasız Taylor 6 senedi'<br />
usiabaşılığa bile geçemezdi.<br />
Bundan sonraki senelerde o zamana kaçlar<br />
kimsenin üzerinde durmadığı yeni idare sistemini<br />
inkişaf ettirmekle meşgul oldu. Tabiî bu kolay olmadı.<br />
Her tara^an muarızlar çıkmağa başladı.<br />
Hattâ kendisini bu işte teşvik eden fabrikatörler,<br />
yakın âmirleri bile artık onu anlıyamıyorlardı. istihsalin<br />
bu kadar artması, veya artma imkânları<br />
onları bile korkutuyordu.<br />
Taylor Midvale'den ayrıldıktan birkaç sene<br />
sonra eski şefi Harran'a rastgelir. Taylor ona nezaketle<br />
işlerinin nasıl gittiğini sorar, Harrah işlerinin<br />
mükemmel olduğunu, çok para kazandığını<br />
söyler ve birkaç milyon daha kazandıktan sonra<br />
dünyanın en büyük tamirhanesini yaptıracağını ve<br />
bir katını tamamiyle Taylor'a tahsis edeceğini ilâve<br />
eder.<br />
Taylor'un üzerinde durduğu meselelerden bir<br />
tanesi de işçilerin dalga geçmesi idi. Ona göre bu<br />
iki türlü idi, biri tabii dalga geçmek, öteki sistematik<br />
dalga geçmek.<br />
Tabiî dalga geçmek her insanın çalışmaktan<br />
bıkarak arada bir keyif etmek ihtiyacından geliyordu.<br />
Bu, anlaşılması çok basit olan bir şeydi ve<br />
her postabaşı buna çabukça mani olabilirdi.<br />
Fakat sistematik dalga geçmenin sebeplen<br />
büsbütün başka idi. Yanlış olarak^, işçiler, daha fa/la<br />
çalıştıkları takdirde işlerin çabuk biteceğine,<br />
yapılacak iş kamryacağına ve kendilerinin veya<br />
başka arkadaşlarının işten çıkarılacağına inanıyoı-<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA - SENE 2 - ŞUBAT 1958 - SAYI : 7
hır vı- bu yü/ıh'i) ellerinden geldiği kadar isi yavaşa<br />
alıyorlar, yani sistematik bir şekilde dalga<br />
S'çiyorhırd.ı<br />
Taylor işçi olarak çalıştığı zamanlardan bunu<br />
çok İyi biliyordu. Ustabaşı olunca madalyanın ters<br />
tarafını da incelemeye başladı.<br />
Bu incelemelerin neticesinde tam bir günlük<br />
ıs mefhumu ortaya çıktı. Bütün mesele bir adamın<br />
bir günlük mesaisi neticesinde normal olarak yapabileceği<br />
işi bulmak ve ölçmekti.<br />
O zaman Amerika'da birçok fabrikalar götürü<br />
sistemiyle çalışırlardı. Fakat* götürü nisbetleri ilmî<br />
bir şekilde tesbit edilmemişti. Bunu o zaman kimse<br />
bilmiyordu. Bundan 20 sene evvelki doktorla<br />
ı in Penisilini bilmedikleri gibi tabiatiyle bu. onların<br />
kabahati değildi. Bu yüzden işçiler biraz fazla<br />
i.ş yapmağa başladılar mı, alacakları götürü primleri<br />
de kesilirdi. Buna benzer bir usulü bizde 15<br />
sene evvel tatbik ermiştik, işte Taylor bunların<br />
eksik taraftarını gördü ve bütün emeklerini bir günlük<br />
işin tespitine hasretti.<br />
Tabiî bu incelemeler esnasında tezgâhların<br />
^ılışma siir'atini ve iş yapma kapasiteleri ortaya<br />
çıktı.<br />
Fabrika ona tecrübe için bir torna tezgâhı, islediği<br />
işçileri ve her türlü selâhiyeti verdi. Taylor<br />
ilerde daha etraflı bahsedeceğim ve asıl mevzumuz<br />
olan istihsal mühendisliğinin esasını teşkil eden<br />
tecrübelerine işte burada başladı ve bir parça çeliğin<br />
tornada kesilmesi ile ilgili bütün faktörleri<br />
tespite muvaffak oldu. îşe başladığı zaman bunun<br />
azamî iki sene süreceğini tahmin etmişti. Fakat orlava<br />
bugün her mühendisin bildiği tezgâh ve takımların<br />
hususiyetlerine ait o meşhur münasebetleri<br />
çıkardığı zaman ilk tecrübeye başladığı günden<br />
tam 26 sene geçmişti.<br />
Kendisi hatıralarında bu tecrübelerinden uzun<br />
uzadıya bahseder, bunlar çok karışık şeylerdi ve<br />
Taylor bunları bir matematik formülü ile ifade<br />
edebilecek* bir matematikçi bulmak için uğraştı<br />
durdu. Nihayet 26 sene sonra sanayi bir torna veya<br />
frezenin bir parça çeliği, demiri veya pirinci nasıl<br />
»estiğini öğrendi. Ve o günden beri de unutmadı,<br />
çünkü Taylor sanayiin orta çağını kapamış, hakikat<br />
ve ilim ışığını genç nesillere uzatmıştı. Canını-<br />
7-1 sıkmamak için Taylor'un bu tecrübelerinden daha<br />
fazla bahsetmiyeceğim. Yalnız onun ne gibi faktörlerle<br />
uğraştığını kısaca anlatacağım.<br />
Kesmeye tesir eden birinci faktör tornada kesilen<br />
maddenin sertliği idi, ki burada en yumuşak<br />
madene bir desek, en sert maden 100 oluyordu.<br />
ikinci faktör kesen kalemin cinsi idi. Burada<br />
bir ile yedi gibi bir nisbet vardı.<br />
Üçüncü faktör kalemin kesici kenarının şekli<br />
idi ki. burada da 6 muhtelif şekil vardı.<br />
İ.şte Taylor bu şekilde ]2 faktör tespit etti ve<br />
birini sabit tutarak diğerlerini değiştirdi. Ve lam<br />
26 sene; bunların neticelerini inceledi. Onunla<br />
alay ottilftv. insanlar her yeni fikre karşı böyledirler,<br />
güzel fikirler ve yeni buluşlar bütün insanlara<br />
hizmet ederler. Yalnız onlar nadide tohumlar gibi<br />
iyi gübrelenmiş rutubetli, güneşi bol muhitlerde ve<br />
zamanla büyürler ve ancak oralarda renkli çiçeklerini<br />
ve tatlı meyvalarım verirler.<br />
Taylor'un bu fikirleri de sanayine ilerlemiş<br />
birçok memleketler tarafından ele alındı. YV yüksek<br />
istihsal devrinin müjdecisi oldular.<br />
Bu bakımdan çok ileri gitmiş memleketlerden<br />
biri muhakkak ki Birleşik Amerika'dır.<br />
Bu yüzden bugün Amerika'da ücretler yüksek,<br />
fakat maliyet fiyatları çok düşüktür. Haftada<br />
40 saat çalışan ve ayda 240 dolar kazanan kalifiye<br />
bir işçi 25 saatlik emeğine mukabil bir elbise, 7<br />
saat çalışarak iyi cinsten bir çift ayakkabı aJabilir.<br />
Bir kilo et için bir saat on dakika, bir kilo ekmek<br />
için ise yalnız on dakika çalışması kâfidir. Aldığı<br />
paranın % 20 sini ev kirası verir, bunda kalorifer<br />
ve buz dolabı da dahildir. Herkes gibi onunda hususî<br />
bir otomobili vardır. Ve bir litre benzinin fiyatı<br />
üç dakikalık emeğine tekabül eder.<br />
işte ilmi şevki idare prensiplerinden doğan<br />
İstihsal Mühendisliği aslında bütün mühendislik<br />
işlerini sıkı bir mantık süzgecinden geçirmekten<br />
başka birşey değildir.<br />
Diğer bir tâbirle İstihsâl Mühendisliği, mühendislik<br />
sahasında mantıki düşüncenin, insan,<br />
malzeme, tezgâh ve takımlardan en verimli şekilde<br />
faydalanabilmek uğrunda kullanılması sanatıdır.<br />
Kısacası istihsal Mühendisliği teknik sahada<br />
yapılan bütün işlerin en ufak teferruatına kadar<br />
mantıkî suallerle bombardıman edilmesidir. Eğer<br />
bu sual bombardımanından sonra hedef yani ele<br />
alınan iş sağlam yerinde durabilirse, işte o zaman<br />
o iş doğrudur, mantıkîdir ve yapılacak işlerin elde<br />
mevcut imkânlar içinde en muvafıkıdır ve yapılması<br />
lâzımdır.<br />
Herhangi bir işletmede yapılmakta olan bir<br />
işin, ameliyenin veya yeni yapılması düşünülen bir<br />
tesisin projesinin önüne geçen istihsal Mühendisi<br />
şu şekilde sualler sormağa başlar :<br />
Bu işten maksat nedir? Hiç yapılmasa olur<br />
mu? Bu iş daha iyi ve basit yapılabilir mi ? Bu<br />
işin yeri zamanı uygun mudur? önce yapılacak<br />
daha lüzumlu işler var mıdır ? Buraya sarfedilecek<br />
parayı daha verimli bir işte kullanmak doğru<br />
olmaz mı? Elde 'nevcut imkânlarla bu işin en iyi<br />
yapılış şekli bu mudur ? Acaba elde mevcut daha<br />
ucuz tezgâh ve takımlarla aynı iş görülebilir mi?<br />
Acaba daha az bilgili ve daha az ücret alan işçilere<br />
bu iş yaptırılamaz mı? Bu işte çalışanların sayısı<br />
hiç birini bos bırakrnıyacak şekilde önceden<br />
-hesaplanmış mıdır 0 Acaba bu işi yapan adamın<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA - SENE 2 - ŞUBAT 1958 - SAYI : 7 15
daha fazla ve daha severek çalışmasını ne ile temin<br />
kabildir? v.s. '<br />
Görüyorsunuz ki, böyle muazzam bir sual<br />
yağmuru altında ele aldığımız işin ıslanmamış 1<br />
hiç<br />
bir tarafı kalmaz. Bütün bu suallere cevap arayan<br />
istihsal Mühendisi de bir dakika boş durmaz, sistematik<br />
sual sormıya alışmış olduğu için mantıkî<br />
bir şekilde sıraladığı bu suallerin cevaplarını öğrenmek<br />
gayesiyle havadis toplayan bir gazeteci gibi,<br />
herkese başvurur, her şeyden faydalanır. Fabrika<br />
müdüründen en ufak çırağa kadar herkesin<br />
yardımını temine çalışır. Çünkü bilir ki, kimsenin<br />
elinde bilginin inhisarı yoktur, îşte bu son kısım<br />
işin insanî cephesidir. Ve hattâ ona insan mühendisliği<br />
de denilebilir .<br />
Ford'un meşhur bir sözü vardır: «Ufak parçalarına<br />
ayırabildiğiniz takdirde, en güç meseleyi<br />
bile kolaklıkla halledebilirsiniz.» işte istihsal Mühendisi<br />
karşısına çıkan mürekkep mes'elelerde<br />
bundan faydalanır ve her işi veya ameliyeyi en<br />
ufak parçalarına, hareketlerine ayırır, bir kimyagerin<br />
yaptığı gibi onlan tahlil eder. En mantıkî<br />
usul ve yollarını bulur. Bunları iş modelleri denilen<br />
iş modellerinde tesbit eder. Ve bu işleri yapacak<br />
olan kimselere bu yeni usulleri öğretir. Bu sayede<br />
de birçok lüzumsuz vakit, malzeme ve insan<br />
eme0;i israfının öfrıüne geçilmiş, yani maliyet fiyatları<br />
azaltılmış olur.<br />
İstihsal mühendisliğine uzun müddet karşı koyanlar<br />
şöyle bir mantık yolu kulanmışlardı: istihsalin<br />
artması, diyorlardı, aynı işi daha az insanla<br />
yapmağı imkân dahiline sokan usullerin tatbiki yüzünden<br />
olduğu için, işsizliğe sebep olur. işsizlik<br />
ise birçok insanların satın alma kabiliyetinin azalmasına<br />
ve piyasanın satılmıyan mallarla dolmasına<br />
müncer olur, bu da istihsalin durmasını intaç eder<br />
ve böylece de fasit daire tamamlanır.<br />
Buna ilk cevabı veren yine Taylor olmuştu.<br />
1912 yılında Amerikan kongresinin hususî bir komitesi<br />
önünde kendisini «müdafaa» etmek üzere<br />
çağırılan Taylor o zaman şöyle demişti: «Bundan<br />
100 sene evvel ingiltere dokuma tezgâhlarının buharla<br />
çalıştırılmasının kendilerini işsiz bırakacağını<br />
zanneden işçiler bu tezgâhlan parçalamışlardı.<br />
Fakat terakkiyi durduramadılar. Birkaç sene sonra<br />
buharlı tezgâhlar her tarafa yayılmağa başladı.<br />
Bundan evvel her işçi günde bir yarda kumaş işliyebiliyordu<br />
ve istihlâk de bir yarda idi. <strong>Makina</strong>lann<br />
sayesinde günde her işçi 10 yarda dokumaya<br />
başladı, çok geçmeden bu ucuz malın istihlâki otuz<br />
yardaya çıktı, yani eskiden çalışan işçilerin üç mislini<br />
çalıştırmak lüzumu hasıl oidu, çünkü hemen<br />
hemen herkes bu kumaşları alabilecek duruma girmişti.»<br />
Şimdi müsaadenizle hepinizin kolayca gözünüzün<br />
önüne getirebileceği bir misalle istihsal Mühendisliğinin<br />
esas prensiplerini izaha çalışayım :<br />
16<br />
Askerlikte bir topun erleri emir verilir verilmez<br />
toplarını en büyük bir sür'atle mevzie sokar, nişangâhı<br />
ayarlar, topu ateşe hazır bir duruma sokar<br />
ve ateş emri gelince de hedefe mermilerini yağdırmağa<br />
başlarlar. Aslında bu kadar çabuk yapılan<br />
ve belki de basit gibi görünen bu iş uzun bir etüd.<br />
yetiştirme ve çalışma mahsulüdür.<br />
Her er vazifesini uzun talimlerle öğrenmiş,<br />
herkes bir takım halinde beraber çalışmağa alıştırılmıştır.<br />
Fakat, buraya bilhassa dikkatinizi rica<br />
ederim, topun mevzie girişini, her ere düşen ayrı<br />
ayrı vazifeleri, onlardan hangisinin önce ve hangisinin<br />
daha sonra yapacağını, hangi elle merminin<br />
öne doğru verileceğini, namlunun kapağının kimin<br />
tarafından hiç unutulmadan çıkarılacağını etüd<br />
eden ne o işi yapan erlerdir, ne de onlara o emri<br />
veren veya onlan talim ettiren subaydır.<br />
Bu, Genel Kurmay tarafından etüd ettirilmiş<br />
ve talimatnamelerle noktası noktasına tespit edilmiştir.<br />
işte istihsal <strong>Mühendisleri</strong> böyle bir kurmay<br />
hey'etidir.. Onlar her işi ince noktasına kadar incelerler,<br />
iş modeli denilen talimatnamelerini hazırlarlar<br />
ve bunların tatbikine nezaret ederler, fakat<br />
asıl talimi yaptıran subayın işine karışmazlar.<br />
Şimdi demiryollanmıza dönelim ve atölye ve<br />
depolarda yapılan işlerden birini, meselâ bir lokomotifin<br />
demontesini ele alalım, içinizde cer ve<br />
atölyelere ait mevzularla ilgili olmıyan arkadaşlar<br />
bulunduğu için misalimi biraz mübalâğalı anlatmak<br />
zorunda kalacağımdan affınızı rica ederim.<br />
Demonte olacak makinaya doğnı gidiyoruz.<br />
Etrafındaki kalabalıktan orada mühim işler yapıldığını<br />
derhal görürsünüz: Postabaşı ve işçileri oradadır<br />
ve anlamadığınız bir şey beklerler. Beklenen<br />
vinçtir, eğer tesadüfen vinç işçilerden evvel<br />
oraya gelmek fedakârlığım göstermişse, muhakkak<br />
kancaya takılacak halat hazır değildir. Hepsi tamamlandıktan<br />
sonra kancanın geleceği, ineceği yer<br />
vinççiye işaret edilir. Birçok borular, somunlar ve<br />
saçlar çıkarılır, kimi sağa, kimi sola konur, bu arada<br />
sağa giden vincin sola gelmesi gerekir, vincci<br />
ile postabaşı arasında ufaktan bir sözleşme olur.<br />
fakat çabuk tatlıya bağlanır, çünkü gürültü her<br />
sözün iyice anlaşılmasına manidir. Bir taraftan da<br />
keskici şalumosile işe girişir. Bu esnada yanlış<br />
anahtar getirdiğinden doğrusunu almak için takımhaneye<br />
koşan işçiler görülür, halat kısa gelmiştir,<br />
onu bulmağa başka biri koşturulur, nihayet<br />
saçlar dökülmüş ve yere indirilmiştir. Bu sefer de<br />
diğer parçalan sökmek için işçiler bunlann üzerinden<br />
güçlükle atlarlar ve nihayet iş biter, demonte<br />
tamam olur, kazan kazanhaneye, lonjeron lonje<br />
ron postasına verilir. *<br />
Bu esnada muhakkak olan bir şey varsa o da<br />
herkesin vazifesini yapmış ve hattâ fazlasiyle yo-<br />
(Devamı Sayfa 31 de)<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA - SENE 2 - ŞUBAT 1958 - SAYI : 7
G'/'n'.y :<br />
BUHAR SANTRALLERİ SAHASINDAKİ<br />
TERAKKİLER<br />
Elektrik enerjisi ihtiyaçlarını karşılamak ve<br />
sabit tesislerin mekanik enerji ihtiyaçlarına cevap<br />
vermek ve keza endüstriyel maksatlar için lüzumlu<br />
bilcümle ısı ihtiyaçlarını karşılamak için; senelerdenken<br />
termik santrallann, randıman ve ekonomilerinin<br />
düzeltilmesine büyük bir gayret sarfrdilmektedir.<br />
Şekil l de gösterildiği gibi, son yıllarda<br />
buhar basınç ve sıcaklığı esaslı olarak yükseltilmekte<br />
ve aynı zamanda ünite fakatları da artırılmaktadır.<br />
Şekil 2 de yalnız elektrik üretimi<br />
yapan kondenzasyon santrallarııldaki toplam verim<br />
gösterilmiştir, inşa halinde bulunan Amerika'daki<br />
Eddystone santralında % 43,2 randımana<br />
erişildiği şekilde görülebilir. Şekilde, kondensazyon<br />
kayıplarının, kazana giren toplam ısıya nisbetinin<br />
% 78 den % 50 düştüğü müşahade edilir.<br />
Şekil 3 de işletme tazyikine göre toplam verim<br />
gösterilmiştir. A, B ve C eğrileri ile ara kızdırması/<br />
santrallar işaretlenmiş ve bir tek ara kızdırma<br />
vasıtasıyla elde edilen nısbî düzeliş D, E ve F eğrileri<br />
ile gösterilmiştir. Kritik basınç üstündeki kademelerde<br />
iki tane ara kızdırma yapılamamaktadır.<br />
Muhtelif taze buhar ve ara kızdırma sıcaklarında<br />
elde edilen verimler G ve H eğrileriyle gösterilmiştir.<br />
Toplam verimin tesisatın muhtelif kısımlarının<br />
büyüklük ve konstrüksiyonuna tâbi olduğu<br />
aşikârdır. Diyagramda gösterilen değerler, ortalama<br />
kalite katı yakıtlar içindir. Yağ veya gaz şeklindeki<br />
yüksek kaliteli yakıtlar kullanıldığında verim,<br />
daha da düzelir.<br />
Şekil 4 de ara kızdırmasız 86 Ata, tek ara kızdırmalı<br />
161 Ata ve iki ara kızdırmalı 351 Ata basınç<br />
için T-S diyagramları verilmiştir .<br />
Yakıt rezervlerinin düşük kalorifik değerleri<br />
ve köt.ü kaliteli kısımlarından rasyonel bit şekilde<br />
faydalanmak için devamlı ve şümullü inkişafların<br />
yapılması lüzumludur. Bu husus santralın planlanmasına<br />
ve kazan konstrüksiyonuna büyük miktarda<br />
tesir eder. ikinci Dünya Harbinde ve harpten<br />
sonraki yıllarda bütün Avrupa'da termik santrallann<br />
planlanmasında yakıt problemi tedricen birinci<br />
derecede rol oynamaya başlamıştır. Tablo : I<br />
de Avrupa kazan konstriiktörlerinin bugün hesaba<br />
katmak mecburiyetinde oldukları muhtelif yakıtların<br />
takribî bir listesi verilmiştir. Ekseriya Avrupalı<br />
konstrüktörler tarafından bir model olarak<br />
rdınan Amerika'da, bu problemler aynı ehemmiyeti<br />
hai?: değildir. Zira, Amerika'da bu mevzu ve çözülmesi<br />
hakkında daha az çalışma yapılmıştır.<br />
Özetleyen : M. BÜHARALILAR, S. ÜNER<br />
Yazan : J. GASTPAR<br />
TABLO: I<br />
Buhar kazanlarında kullanılan başlıca yakıtların<br />
karakteristik değerleri<br />
Vakit cinsi<br />
Turp<br />
Ham linyit<br />
Linyit<br />
Taşkömür şlamı<br />
Uzun akoli • kömür<br />
Bitümsiz kömür<br />
Antrasit<br />
Fındık kömür<br />
Ağır yağ<br />
Talî gaz<br />
Yüksek fırın gazı<br />
* Kcal/Nma<br />
°C MW<br />
ata<br />
800 400<br />
600 30ü<br />
400 200<br />
200 100<br />
KUİtln<br />
Kalorlflk Uf'ic" erime<br />
değer madde KU1 Nem noktası<br />
Kcal/Kg. % % % "C<br />
1400-3500<br />
1800<br />
2700<br />
3500<br />
6800<br />
6000<br />
4700-7900<br />
7600<br />
9700<br />
8600*<br />
1000*<br />
24-55<br />
21<br />
25<br />
18<br />
' 35<br />
12<br />
4-8<br />
14<br />
—<br />
—<br />
—<br />
1-10<br />
4<br />
24<br />
41<br />
7<br />
23<br />
33-4<br />
7<br />
0,5<br />
_<br />
—<br />
65-20<br />
60<br />
30<br />
20<br />
5<br />
4<br />
20-4<br />
5<br />
2<br />
—<br />
—<br />
970<br />
980<br />
1100<br />
1050<br />
1200<br />
1000<br />
1080<br />
O O<br />
1900 1920 1940 1960<br />
Şekil l — Ünite Kapasitelerinde ve* buhar basmcmdaki<br />
artış senelere göre ana kıymetlerin inkişafı<br />
T -- Taze Buhar sıcaklığı P = Taze Buhar<br />
basıncı Nr = Yerleştirilen Türbünün ünite kapasitesi<br />
Nk = Buhar Kazanının ünite kapasitesi.<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA - SENE 2 - ŞUBAT 1958 - SAYI 17<br />
—<br />
—
Yeni kazanların konstrüksiyonunda nazarı itibare<br />
alınacak birçok faktörler vardır. Enerjinin istihlak<br />
şekli, mahalli ve işletme şartları, yakıt temini<br />
ve nakli memleketten memlekete farkeder. Ve ekseriya<br />
zamanla çok değişir; ayrıca soğutma suyu<br />
temini, mühim miktardaki külün .atılmast ve kuram<br />
problemi v.s. bu arada zikredilebilir. Herhangi<br />
bir çözümün ekonomikliğinde finansman imkânlarının<br />
ve pratikte tatbik kabiliyetinin nazarı'<br />
itibare alınmasının lüzumlu olduğu aşikârdır. Teknik<br />
bir inkişafın faydalı ve bunun ekonomi üzerinde<br />
tesiri, farklı şartlarda çeşitli değerleri haiz<br />
olabilir.<br />
Kazan ve aynı zamanda kazanın yanındaki<br />
40%<br />
30%<br />
20%<br />
10%<br />
80%<br />
70%<br />
40%<br />
1900 1920 1940 1960<br />
Şekil 2 — Santral veriminin tekamülü. Senelere<br />
göre ana değerlerin inkişafı. İnce çizgiler,<br />
muhtelif kazan basınçlarında ısı sarfiyatının düşürülmesi<br />
ile elde edilen randıman artışlarını toplam<br />
verim olarak gösterilmektedir. Eddystone<br />
santralı (philadelfia) 360 Atü, 650 C 1<br />
dır.<br />
lüzumlu yardımcı tesisler (ön ısıtma teçhizatı, su<br />
tasfiye tesisi, besleme suyu pompalan, kontrol<br />
sistemleri, depolar, ısı dönüştürücüleri, buhar ve<br />
sıcak su dağıtıcıları v.s.) hususî şartlara uydunılınalıdır.<br />
Yükselen basınç ve sıcaklıkla birlikte,<br />
besleme suyu ön ısıtılması ve ara kızdırmanın<br />
yapılması, bütün tesisatın iyice etüd edilmesi ve<br />
tesisattaki bütün elemanların optimum tertiplerinin<br />
yapılmış olması çok mühimdir. Bilhassa büyük<br />
tesislerde tesisat dahilindeki inşaat kısımları<br />
ayrı ayrı gözden geçirilerek yapılmalıdır. Bu yalnız<br />
tesisatın ucuz olmasına büyük tesir icra etmekle<br />
kalmaz, aynı zamanda diğer konstrüksiyonlar-<br />
18<br />
50%<br />
40%<br />
400 ata<br />
Şekil 3 — İşletme basıncının foksiyonu olara!<br />
toplanı verim A, B, C, Ara kızdırmasız santralla:<br />
Buhar sıcaklıkları 450, 500, 600 C" D Kritik alt<br />
basınçta 600 C° taze buhar sıcaklığında, 500 C c tel<br />
ara kızdırmak santraller E Kritik üstü basıncU<br />
600 veya 650 C c taze buhar sıcaklığında, 550 vey;<br />
565 C tek ara kızdırmalı santraller G, H Kritil<br />
üstü basınçta, 600/550/550 C ve 650/565/565 C<br />
buhar sıcaklıklarında çift ara kızdırmalı santraller.<br />
dan tasarruf ve basitliği de temin eder. Meselâ ka<br />
zanlarda çelik konstrüksiyon inşaatın kombine<br />
edilmesi her zaman mümkündür.<br />
işletme şartlarının nasıl seçileceğini görmedeı<br />
önce alçak ve orta tazyikin hangi sahalar dahilin<br />
de uygun olarak kullanılabileceğini açıklamak fay<br />
dalıdır. Bununla beraber elektrik enerjisi ile bir<br />
likte ısı enerjisinin lüzumlu olduğu yerlerde sini<br />
şartlarım tesbit maksadıyla yüksek taze buhar ba<br />
sinemin ekonomide bir fayda sıa'ğlayıp sağlama<br />
dığını esaslı surette tetkik etmek icap eder.<br />
Orta tazyik kazan tesisleri<br />
Orta tazyik kazan tesisleri ya yalnız ısf vey;<br />
ısı ve elektrik ihtiyacı birlikte olduğu hallerdi<br />
mevzubahs olurlar. Misal olarak bir selüloz fab<br />
akasının radyasyon tipi 45 ata'lık kazanından baJı<br />
sedilebilir. Bu kazanlar devvar ızgaralıdır. Aync;<br />
tesisatta bir elektrik kazanı ve döküntüleri yakaı<br />
başka bir kazan mevcuttur. Bu santralda, taze bu<br />
har önce bir karşı tazyik tüsbininden geçirilerel<br />
lüzumlu tazyikteki ısıtma buharı temin edilmek<br />
tedir. Bu tip tesislerde elektrik enerjisi % 82 - 8!<br />
randımanla elde edilir.<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA - SENE 2 - ŞUBAT 1058 - SAYI :
Büyük kimya işletmelerinin ısı ve kuvvet, tesisleri<br />
güç fakat enteresan problemler arz ederler.<br />
Bu tesislerde; sıcaklık, takat, soğutma ve ta/.yikli<br />
Iıuva istihsaline hizmet eden tesislerin değişik kısımlarının<br />
kullanışlı kombinezonlarının teşkili mümkün<br />
olur. Şekil 5de böyle bir tesisin bağlantı şeması<br />
verilmiştir. (B) kazanında 50 ata tazyikte<br />
meydana gelen taze buhar bir yandan 5000 k\V.<br />
lık bir (D) karşı tazyik iürbininden geçtikten sonra<br />
(N) ve (O) ısıtma şebekelerini besler." Diğer<br />
taraftan (E) türbo körüklerinin karşı tazyik türbinlerinden<br />
geçer. Kullanılmıyan- enerjiden muayyen<br />
/.anıaniarda istifade etmek üzere ısıtma buharı şe-<br />
!x'kesine iki iane elektrik kazanı bağlanmıştır. Tesisatta<br />
ayrıca (F) soğutma ve ısıtma pompa sistemi<br />
mevcuttur.<br />
Bu gibi tesislerin özelliği sık ve anî olarak<br />
yük değişmeleridir. Regülasyon normal olarak besleme<br />
suyu ve sühunet regülasyonu olmakla beralx-r<br />
ayrıca otomatik ateş regülasyonu ilâvesiyle<br />
lanı otomatik hale getirilebilir. Büyük yük değişmelerine<br />
rağmen tazyik ve sühunetin pratik olarak<br />
sahil kalması regülasyonım tesirini izaha kâfidir.<br />
Şekil : 4 — Eentropie Diyagramı Şekil 3 deki<br />
li. D ve H çalışma şekilleri için T. S. diyagramının<br />
değişimi.<br />
Yiiksrk tazyik kazan tesisleri<br />
1. Tek borulu tip kazan prensibi<br />
Şekil 6 da değişik üç esas kazan imal tarzı<br />
gösterilmiştir. Soldaki normal ve tabiî sirkülasyonla<br />
borulu kazandır. Bunlar radyasyon kazanları<br />
gibidir, yalnız kaynatma boruları umumiyetle<br />
1.7<br />
direk radyasyonla ısıtılır ve ekseriya kazanın dışında<br />
olan geliş boruları ısıtılmazlar. Seki! 6 da ortadaki<br />
cebrî sirkülasyon sistemi önceleri «La-Monl -<br />
Prensibi» olarak bilinirdi. Bunun kaynatma kısmındaki<br />
sirkülasyon (4) devir pompalan vasıtasiyle<br />
devanı ettirilir ve böylece kaynatma boruları<br />
ve kazan domunun yerleştirilme şekline hiçbir surette<br />
bağlı kalmamak mümkün olur.<br />
Buna mukabil Şekil 6 nın sağındaki cebri akımlı<br />
sistemde esas itibariyle sirkülasyondan vazgeçilmiştir.<br />
Burada (5) ön ısıtma ve (6) kaynatma kısımlarını<br />
takip eden yalnız tek akış mevcuttur. (3)<br />
besleme pompası meydana gelecek tazyik düşümlerini<br />
karşılıyacak parale! bağlı borulara lx'sleme<br />
suyunun sabit ve stabil bir tarzda taksimini sağlar.<br />
Birinci Cihan Harbinin sonunda Sulzer firması,<br />
yüksek ve çok yüksek tazyikli tesislerde ortaya<br />
çıkan güçlükleri incelemek üzere geniş bir araştırma<br />
faaliyetini programına aldı. Muayyen bir tazyikin<br />
üstünde konveksiyon tipi inşanın artık kullanılamıyacağı<br />
derhal görülmüştü, inkişaf için se-<br />
çilecek en iyi yol cebrî akışla besleme prensibini<br />
kabul etmek ve regülasyonda mevzubahis olarak<br />
inkişaf yapmak olduğu görüldü. Bu arada yüksek<br />
tazyike manız boru sisteminin pahalılığı latbikata<br />
engel teşkil ediyordu. Bununla beraber a r/, u edilnıiyen<br />
ilâve yüksek tazyik devir pompası \e pahalı<br />
kazan domu kalkıyordu.<br />
Burada konslrüktör; yüksek sıcaklığa mam/<br />
kısımları da dahil olmak üzere sistemin bütün kısımlarındaki<br />
su ve buhar şartlarını kontrol edebildiğinden,<br />
boruların arzuya göre tertibinde ııisln'k-n<br />
.serbesttir.<br />
Şekil 7 den görüleceği gibi muhtelif tazyik,<br />
sıcaklık ve ara kızdırma ile sistemin her kısmında<br />
nakledilen ısı miktarı mühim miktarda değişir.<br />
Tazyik arttıkça buharlaşma için lüzumlu ısı miktarı<br />
süratle düşer ve kritik tazyikte sıfıra müncer<br />
olur. Ayrıca kızgın buhar sühuneti arttıkça mütekabil<br />
olarak kızdırıcı ve ara kızdırıcıdaki ısı mübadelesi<br />
artar. Boruların tertip ve tanziminde meydana<br />
gelen munzam problemleri yüksek tazyikte<br />
domsuz tip kazarı sisteminde daha iyi halledilebilir.<br />
Boruların tanzimindeki bu büyük serbesti fiatlara<br />
da tesir eder. Zira çok pahalı özel malzeme<br />
kullanılmasına ihtiyaç hasıl olmaz. Bugün 400 °C<br />
iki normal boruların fiatı 1,40-1,70 Fr/Kg. olmasına<br />
rağmen yüksek alaşımlı oslenit mal/emeninki<br />
20-26 Fr/Kg. dır.<br />
Zürich Eidgenöz Teknik Üniversitesindeki<br />
bölge ısıtma santralında 100 atmosfer, 18t/h lık<br />
bir tek borulu kazan 1931 yıhndanberi çalışmaktadır.<br />
Bu kazan mukabil tazyikli bir türbinden geçirilerek<br />
35 atmosferlik şebekeyi beslemektedir.<br />
Bu pratiğe tatbik edilen ikinci tek borulu kazandır.<br />
Bu tesis tek borulu sistemin inkişafında çok<br />
MÜHENDiS VE MAKİNA - SENE 2 - ŞUBAT 1958 - SAYI : 7 19
Şekil : r — Bir Kimya fabrikasmdaki kuvvet santralının prensip şeması (Ciba, Basle) A. Kömür<br />
Parkı B. Orta tazyik radyasyon kazanı. C. Elektrik Kazanı. D. Karşı basınç türbogenerater grubu E. Türbokörük.<br />
F. Isı pompalı soğutma kompresörü. G. Buz yapma tesisi. H. Su tasfiye tesisatı. l. Besleme suyu<br />
deposu. K. Buhar basınç ve sıcaklık redûksiyon tesisi. L. Sıcak Su hazırlama merkezi.<br />
M. 45000/6000 V transformatörleri N. 5 atülük tesislere ve gazhaneye giden buhar boruları.<br />
kıymetli neticeler veren tecrübelerin yapılmasına<br />
imkân verdiğinden enteresandır.<br />
Normal tek borulu bir kazanın şeması ve regülasyonu<br />
şekil 8 de gösterilmiştir. Besleme suyu<br />
(26) deposundan «ilk hareket deposu» (5) pompası<br />
vasıtasiyle (7) ve (8) regülatörleri üzerinden<br />
(1) ön ısıtıcısı yoluyla (2) kaynatma kısmına sevk<br />
edilir. Buradan çıkan buhar (12) su ayırıcısına ve<br />
oradan (3) ve (4) kızdırıcılarına geçerek (20) buhar<br />
çıkış ventili ile nihayet (22) türbinine gelir.<br />
(10) diferansiyel tazyik regülatörünün enpulsleri<br />
(8) besleme suyu regülatörü tarafından derhal<br />
ayarlanır. Bu arada muhtelif elemanlarının vaziyetine<br />
göre (9) termostadı lüzumlu tashihaü yapar.<br />
Bu teçhizat vasıtasiyle bütün işletme şartlarında<br />
ve yüklerinde buharlaşmanın, boru sisteminin<br />
belirli bir yerinde nihayete ermesinin gerçekleştirilmesi<br />
sağlanır. Ve nihayet kızdırıcılara gelen<br />
buhar bütün yüklerde pratik olarak kuru vaziyettedir.<br />
Kızdırıcı nihayetindeki sıcaklık normal olarak<br />
(4) kızdırıcısına yerleştirilmiş (15) ve (16) termostatları<br />
vasıtasiyle (18) püskürtme ventili ile<br />
ayarlanır. Bütün regülasyon sistemi türbin ve kazanı<br />
emin bir şekilde konımaya da yarar.<br />
Boru sisteminin herhangi bir kısmında beklenmedik<br />
bir kirlenme veya mahallî olarak teşekkül<br />
eden erimiş kül yapışmalarından hasıl olan gaz<br />
sıcaklığının değişmesi gibi sebeplerle fazla ısınma<br />
meydana gelmiş ve bu kısmın korunması icap etmi'j<br />
ise mevzubahis termostat otomatik olarak bes-<br />
leme suyu girişini ayarlar, ilk hareket esnasında<br />
su veya su buhar karışımı otomatik olarak (21)<br />
bay-pass ventili vasıtasiyle (26) ilk hareket deposuna<br />
geri verilir. Böylece kazan kapalı bir çevrimle<br />
çalışır ve kızdırıcı ilâve bir tesisata lüzum<br />
kalmaksızın her zaman emniyet altına alınmış olur.<br />
Bu halde, istenen asgari buhar sıcaklığına erişilince<br />
(20) buhar çıkış ventili derhal açılır. Diğer<br />
ta rai tan (16) termostatı otomatik olarak kapanarak,<br />
sıcaklığın istenen değerden yukarı çıkmaması<br />
ve otomatik olarak açılmış bulunan bay - pass<br />
ventili vasıtasiyle buharın (26) ilk hareket deposuna<br />
girmemesi sağlanır. Bütün kontrol tesisatı,<br />
sağlam olarak inşa edilmiş ve hassas çalışan elemanlarla<br />
teçhiz edilmiştir. Regülatör, sulzer ısı<br />
tekniği laboratuarında muhtemel işletme şartlan<br />
altında kontrol edilmiştir.<br />
Bazı hallerde, bilhassa büyük ünitelerde bonı<br />
sistemi birbirinden tamamen müstakil iki kısma<br />
ayrılarak her bir kısım için ayrı bir regülatör konur.<br />
Bu tertip belli bir maksat için iki yanma hücresi<br />
yapıldığı halleıde mevzubahis olur. Şekil 9<br />
dan görüleceği gibi her iki sistemde, meselâ dengesiz<br />
ateş veya tek taraflı erimiş kül yapışması<br />
hallerinde yükleri çok farklı olabilir. Her iki tarafta<br />
bulunan müstakil regülatörler bu asimetrik<br />
durumu dengelerler.<br />
Şekil 8 deki (12) numaralı*-ayırıcının vazifesi<br />
giren buharın içindeki suyu ayırmaktır. Şekil 10<br />
dan görülebileceği gibi buharlaşmanın başlamasile<br />
su miktarı azalacağından sudaki tuz konsan-<br />
20 MÜHENDİS VE MAKİNA - SENE 2 - ŞUBAT 1958 - SAYI : 7
SSckiI : ti ._. Tabii ve cebri sirglılasyonlu kazanların<br />
prensip seması, A tabii ^sirkülasyonla boralu<br />
kazan. B Buharlaşma kısmında. 4 nolu sirkülasyon<br />
pompası bulunan cebri sirkülasyonlü kazan. C Tek<br />
«cgişli akışlı kazan. Sirkülasyon yoktur. 5 ön ısıtıcısı<br />
ile seri bağlanmış 6 buharlaşma kısmından<br />
yalnız bir defa geçerek gider. Lüzumlu basınç stabilitesi<br />
ve akımın dağılışı 3 beslerrfe pompası vasıtası<br />
ile temin edilir.<br />
trasyonu çabuk olarak yükselir. Bununla beraber,<br />
düşünüldüğü gibi (B) eğrisini takriben sonsuz olarak<br />
artmayıp bilâkis belirli bir azamî değerden<br />
sonra (C) eğrisi boyunca düşer. Zira (x) in küçük<br />
değerlerinde tuzun bir kısmı suda kalmayıp erir<br />
veya ince zereler halinde buhara gider.<br />
Z. Endüstri santralleri<br />
Amerika'da esas itibariyle yalnız elektrik üreten<br />
santrallerde yüksek tazyik kazanları kullanılmasına<br />
rağmen, Avrupa'da bilhassa tek boru sistemli<br />
yüksek basınç kazanları önce bir karşı - basınç<br />
türbini veya endüstrinin ön tesislerinden geçirilerek<br />
takat ve ısı ihtiyaçlarının birlikte karşılanmasına<br />
yarar, Regülasyonda elde edilen hassasiyet<br />
ve çalışma emniyeti lüzumu kadar yüksektir.<br />
inkişaf üzerindeki sistematik çalışmaların meydana<br />
getirdiği çeşitli araştırmalar ve değişik konstrüksiyonlar,<br />
Avrupa konstrüktörlerine kuvvet san<br />
tralları sahasında da bundan böyle elde edilecek<br />
inkişafların en faydalı olabilmesi için kıymetli neticelerin<br />
bir araya getirilmesi hususunda imkân<br />
sağlamıştır.<br />
Şekil 11 de 1936 yılında servise konmuş ve<br />
harp ve harpten sonraki yıllarda güç şartlar altında<br />
125.000 çalışma saatinin üstünde çalışmış olan<br />
bir yüksek basınç ön tesisinin şemasını göstermektedir.<br />
Normal olarak her hafta sonu duran bu fabrikanın<br />
ısı ihtiyacı esas itibariyle 18 ton/h., 100<br />
Ata ve 400 "C lik (7) kazam ile temin edilir. Bütün<br />
taze buhar (8) yüksek tazyik karşı basınç türbinleri<br />
üzerinden (6) ısı dönüştürücülerine sevkolunur.<br />
Fazla gelen buhar, buharla ısıtılan (9) ara<br />
kızdırıcısından geçerek yedi atmosferlik şebekeye<br />
gider. (12) eski kazan bir müddet önce durdurulmuştur<br />
ve yedek olarak kullanılmaktadır. Elektrik<br />
enerji;;! ihtiyacı buhar makinalan ile karşılanama-<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA - SENE 2 - ŞUBAT 1958 - SAYI : 7<br />
dığmdan hususî küçük su türbin grubu tesis edil-<br />
iniştir.<br />
Şirketin devamlı olarak artan takat ve ısı ihtiyacı<br />
tevsie lüzum göstermiştir. Fabrika işletmesinde<br />
uzun senelerdenberi yüksek tazyik tesisleri<br />
ile elde edilen müsbet neticeler 100 atmosferlik<br />
büyük bir ünitenin 1952 yılında konmasına karar<br />
verilmiştir. Bu ünite, şemanın solunda görülen (1)<br />
kazanı ve (2) türbe - gencratör grubudur. Taze<br />
buhar sıcaklığı 600 °C olarak tesbit edilmiştir. Yeni<br />
tesisat Ekim 1953 ile Şubat 1956 arasında 1S500<br />
çalışma saatinin üstünde çalışmış şe 600 °C ve daha<br />
fazla sıcaklıklarda yüksek tazyik tesislerinin inkişafına<br />
hizmet eden kıymetli neticeler vermiştir.<br />
Kazan randımanı % 89 a yükselmiştir.<br />
Taze buhar sıcaklığınnı 400 "C dan 600 °Ca<br />
çıkanlmasiyle 100»atmosierden 10 atmosfere adyabatik<br />
düşme için i - s diyagramından mukabil tazyik<br />
türbininde elde edilen takatin % 42 yükseldiği<br />
görülür. Şekil 12 de tesisata ait kayıp ve faydalı<br />
ısı akışını gösteren iyi bir şema görülmekledir.<br />
Türbinden çıkan çürük buhar fabrikasyonda kullanılarak,<br />
yakıt ısısının yalnız % 11 i baca gazlan<br />
ve radyasyon yoluyla kaybedilmiş olur.<br />
Böyle bir modern yüksek basınç endüstri tesisatı,<br />
Fransa'da bir kimya fabrikasında yapılmıştır.<br />
Devamlı 100 t/h tâkatta 145 atmosfer, 520 °C<br />
da iki kazan, 19000 kW lık iki karşı basınç türbini<br />
ve çeşitli fabrikasyon şebekesini besliyen dört ısı<br />
dönüştürücüsünden müteşekkildir.<br />
lhC3l/kWh<br />
3000<br />
500<br />
50 110."<br />
450-C 85 alt. 1<br />
2' J<br />
l r-J At a<br />
.500 r.<br />
»ti jra lrıl«/,r«iil.<br />
160 iti. 3501lü/<br />
600 5bO C 650/S65/585 0 C<br />
Şekil: 7 — Orta tazyik, arakızdırmasız, bir ve<br />
iki ara kızdırmaları tesislerde farklı basınç ve sıcaklarda<br />
Kwh başına ısı ve buhar sarfiyatı.<br />
(1) Orta tazyikli tesis 50 atü 450 C° (2) Yüksek<br />
tazyikli tesis ara kızdırmasız 85 atü 500 C"<br />
(3) Yüksek tazyikli tek ara kızdırmalı tesis 160 atü<br />
600/550 C c<br />
(4) Yüksek tazyikli (Kâtik üstü) Çift<br />
ara kızdırmalı tesis 350 atü 650/565/565 C°.<br />
(Devamı gelecek sayıda)<br />
21
JEOTERMİK ENERJİ<br />
Klâsik enerji kaynaklarından, bilhassa kömür,<br />
petrol, beyaz huy, mavi huy gibileri bugün oldukça<br />
tanınmış durumda bulunmakta iseler de, bunların<br />
çıkarılması ve kullanılır bir hale getirilmesi<br />
hususundaki müşkülât gittikçe artacak ve dolayısiyle<br />
maliyet fiyatları da yükselmekte devam edeceklir.<br />
Diğer taraftan bunların bazılarının tükenme<br />
müddeti de 100 senelik bir zamana yaklaşmış bulunmaktadır.<br />
.<br />
Bu sebepledir ki, insanların ayaklarının allında<br />
bulunan ve bazan periyodik'bir şekilde ve büyük<br />
gürültülerle meydana çıkan, bazan da devamlı<br />
ve sakin bir şekilde akan muazzam enerji kaynaklarından,<br />
volkanlardan ve sıcak su menbalarını<br />
şimdiden düşünmek herhalde yerinde olur.<br />
Biliyoruz ki, tarihten evvelki devirlerde dahi<br />
insanlar, vücut hararetinden daha yüksek hararetle,<br />
tabiî olarak topraktan çıkan sulardan istifade<br />
etmesini bilmişler ve bunu kâh ev ihtiyaçlarında,<br />
kâh tedavilerinde kullanmışlardır.<br />
Şunu da not edelim ki, bütün bu cins tesisat<br />
yalnız volkanik bölgelerde bulunuyordu. Meselâ,<br />
Yunanistan, Japonya, Amerika ve Meksika'nın<br />
muhtelif yerlerinde.<br />
Günümüzde ise âlimler, pyrosphere ismi verilen<br />
ve dünyanın çekirdeğini teşkil eden bu muazzam<br />
enerji kitlesinin önemini ve kompozisyonunu<br />
tâyine çalışmışlardır.<br />
Bu, redüktris tesirler altında erimiş halde tutulan<br />
madenî bir kitle midir ? yoksa katılaşmış bir<br />
kitle olup hidrojen, karbon, kükürt yahut redüktör<br />
kompleks bir ajan tesiri altında mayi halinde<br />
tutulan bir tabaka tarafından etrafı çevrilmiş bir<br />
halde mi bulunmaktadır ?<br />
Belki yakın zamanda jeologlar ve vülkanologlar<br />
bizi taşıyan dünyanın hararetini ve nabzını,<br />
her gün daha hassas bir hale gelmekte olan âletlerle<br />
ölçecekler ve bu muazzam enerjiden faydalanmayı<br />
sağlıyacaklardır.<br />
Şimdiye kadar kömür, gaz ve petrol arama şirketleri<br />
tarafından yapılan çeşitli delme ameliyelerinden<br />
alınan sonuçlara göre, dünyanın harareti,<br />
3000 metreye kadar, her 30 metrede bir derece<br />
artmaktadır.<br />
Meselâ :<br />
Paris'de 550 metrede 27 derece<br />
Rammelbeck'de 630 » 32 »<br />
Tulbergen'de 1500 » 68 »<br />
de VVyk'de 2400 » 83 »<br />
Coevorden'de 2600 » 100 »<br />
22<br />
Chaııffage, Ventllation et Cnndltloııııement<br />
mecmuasının Haziran 1957 nüshasından<br />
Çeviren : Ahmet KOBAK<br />
Tabiî bunların müstesnaları da pek çoktur :<br />
Dax"da Toprak sathında 63 derece<br />
Chaude - Aigues'de Toprak sathında 82 »<br />
Linıagne'da 150 » 125 »<br />
Nouvelle - Zelande'da 520 » 150 »<br />
Toscan'da 280 » 240 »<br />
Tahmin edildiğine böre, bu bölgelerde müşahede<br />
edilen bu gayritabiilikler, sonda ınakkabınııı<br />
oralarda mevcut yeraltı nehirleri yataklarına veya<br />
göllerine rastlamasından ileri gelmekledir. Hakikalto,<br />
tazyik allında birer re/ervuar olan bu yatakla<br />
rın, yeraltında oldukça derinlere kadar inen çatlaklara<br />
kanalize olan, sıvı veya yan sıvı halindeki<br />
dereler vasılasiyle ısıtıldığı zannedilmekledir.<br />
Daimî veya allerııatil olarak fışkırmalar yapan<br />
ve «Geysers» ismi verilen sıcak su kaynakları turistik<br />
alakayı çekmektedirler. Bilhassa islanda'da<br />
(Reykjavik), Kuzey - Batı Amerika'da (Pare de Yel-<br />
Icnvslone), Yeni Zelanda'da (Karapiti) zikre: şayaııdır.<br />
italya'da Larderello'da Soffioni kaynakları, oldukça<br />
kuvvetli bir tazyik altında, büyük bir gürültü<br />
ile buhar fışkırtırlar.<br />
Mevcut Jeotermik Tatbikat<br />
Fransa : Chaude - Aigues'de 775 metre rakımlı<br />
bir tepe üzerinde bulunan bir kaynağın verdiği<br />
82 derecede su ile hemen bütün kasabanın evleri<br />
ısıtılmaktadır.<br />
talanda : Kuzey Atlantik Okyanusunun bu volkanik<br />
adasının merkezi olan Reykjavik'in bütün binaları,<br />
80 derecede gelen su ile ısıtılmaktadır. Bu<br />
şehrin belediyesi, gittikçe artan ihtiyaçlan karşılamak<br />
için yeni sondajlar yapmaktadır. Sıcak su<br />
şebekesi 75 kilometreyi aşmıştır. Kaloril'ik takat<br />
saatte 100 milyon kilokalori civarında olup senede<br />
satılan altı milyon metreküpten 200.000 milyon kilokalori<br />
konsome edilmekle ve kalorisi alınan su<br />
doğrudan doğruya şehrin pis su kanallarına verilmektedir.<br />
Diğer taraftan Krysuvik'de yapılan sondajlarda<br />
150 rn. derinlikte 6 kg/cm 2 tazyikle buhar bulunduğu<br />
tespit edilmiştir. Bu enerji, bir elektrik<br />
santraline alınacaktır.<br />
italya : Toscane'da Larderello'da yapılan sondajlar<br />
neticesinde elde edilen enerji ile 300.000<br />
k W takatinde bir santral daimî olarak işletilmekte<br />
ve bundan senede iki milyar kW/h kadar bir istihsal<br />
yapılmaktadır.<br />
Bu jeotermik enerji, 300 metre derinlikte ve<br />
30 - 40 kg/cm 2 bir tazyik altında su buharı halinde<br />
bulunmaktadır.<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA - SENE 2 - ŞUBAT 1958 - SAYI : 7
Santral<br />
Operatörlerinin<br />
vazifeleri<br />
l. Çiriş<br />
Tercüme eden :<br />
Mehmet TURGUT<br />
Bir sunini! oparatörünün seçtiği branşta ilerlemesi,<br />
evvela teknik malûmatını arttırma ar/usuna<br />
ve ortaya çıkacak işletme problemlerini halletmek<br />
için göstereceği gayrete bağlıdır. Başta bulunan<br />
ve kontrol vazifesini deruhte eden kimse, genel<br />
olarak, emrindeki şahıslara kabiliyetlerini en<br />
iyi b'ı' şekilde gösterebilmelerini temin etmek üzere,<br />
ilâve vazifeler vermeli ve meydana çıkacak<br />
problemleri halletmek için kabiliyet ve gayreti görülenlere<br />
kademe kademe ınes'uliyeller yükleme -<br />
iidir. Ba/.ı oparatörler mesleklerinde yükselmek<br />
için lii/ımılıı malumatı elde etmek üzere azamî gayreti<br />
gösterirler, diğer bazıları ise tekniğe ve mesleklerine<br />
karşı alâkasız olduklarından, malûmat<br />
zamanın soı.unda işlere uyabilıne kabiliyeti görülürse<br />
daimî kadroya alınacaktır.<br />
•3. Yeni Oparatör<br />
Santral binası oparatör muavini yetiştirilecek<br />
olan, yeni bir oparatör kendine ayrılan işler hakkında<br />
oparatöre raporunu verdiği zaman, herhangi<br />
bir vaziyet için tatbikatta maksat ve görüşünün<br />
ne olduğu, bu yeni vaziyette ne yapmağı düşündüğü<br />
ve ilerlemek için nasıl bir gayret sarf edeceği<br />
hakkında ondan ilk cevaplar alınmış olacaktır. Bundan<br />
sonra santral kontrolü ile vazifeli şahıs yeni<br />
firmana santral oparatörü vazifelerinin hulâsasını<br />
verecek ve ondan ne beklendiğini izah edecektir.<br />
Bir şahsın ilerlemesi, bu şahsı çalıştıran müessese<br />
için çok önemli bir husus olduğundan, müesseseler<br />
çalıştırdığı kimselerin çalışma programları ile<br />
çok yakından alâkadar olmalıdırlar. Zamanla bir<br />
oparatör, kendindeki inkişafın çok yavaş olduğunu,<br />
kendisinin hissesinden fazla iş yaptığını veya<br />
arkadaşlarından herhangi birinin kendine nisbetle<br />
fazla para aldığını hissedebilir veya başında bulunin<br />
kimsenin idaresi veya emirleri veya metodları<br />
ile anlaşamıyabilir. Mamafih böyle bir kimse müessese<br />
için çok iyi neticeler veren ve önceden programlaştınlan<br />
bir kursta âmirlerinin kendisinden<br />
ilerde olduğunu teslim edecektir. Böyle bir düşünceye<br />
kapılan şahıs, dikkatle ve iyi niyetle diğer arkadaşlarını<br />
müşahade edecek olursa, bu arkadaşlarından<br />
bir kısmının neden daha fazla para aldığını<br />
nnlıyacaktır.<br />
Yeni oparatörün ilk vazifesi bir talebe gibi kıdemli<br />
oparatör muavinin emrinde çalışmak olacaktır.<br />
Muavin oparatör evvelâ, yeni oparatörü yanına<br />
alaralr santralı dolaştıracak ve teçhizatın her<br />
parçasının ne işe yaradığını, ne zaman ve ne için<br />
kullanıldığım izah edecek ve işletme hususunda<br />
o rektifler verecektir. Görüşmeler esnasında, yeni<br />
oparatör teçhizatının her parçası hakkında, muavin<br />
oparatörün selâhiyoti dahilir.de, işletme ve bakım<br />
mevzularında not almalıdır. Santral .hakkında<br />
umumî malûmata sahip olduktan sonra yeni oparatör<br />
santralın işletme ve bakımı hakkında hususî<br />
olarak hazırlanmış kitap v.s. üzerinde çalışmağa<br />
başhyacaktır. Bu kitap v.s. neşriyatın ihtiva ettiği<br />
kaideler, daha evvel muhtelif zamanlarda verimli<br />
bir işletme temin etmek maksadıyla yapılan tecrübeler<br />
vasıtasiyle tesbit edilmiştir. Yeni oparatörier,<br />
bu vazifelerin nasıl yapıldığını ve neden muayyen<br />
bir tarzda yapılması icap ettiğini, mümkün<br />
olduğu kadar çabuk öğrenmelidir. Vasat bir anlayış,<br />
bütün teçhizatı ve bu teçhizatın ne maksat<br />
:;in ku!' .mldığım, teçhizatın kusurlarını ve yanlış<br />
işlemekten nasıl korunacağını öğrenmek için kâfidir.<br />
Her yeni oparatör teçhizatın herhangi bir parçasında<br />
arıza meydana geldiği zaman ne yapmak<br />
icap fit iğini bilmeli ve bu gibi arızalarda husule<br />
24<br />
gelecek zararları önceden tahmin edebilmelidir.<br />
Aynı zamanda bir oparatör. bir tehlike anında teçhizatın<br />
nasıl tamir edileceğini, tamir edildikten<br />
sonra yerine nasıl yerleştirileceğini veya tahrip olmuş<br />
teçhizatın nasıl değiştirileceğini de bilmelidir.<br />
Yeni oparatör, iki haftalık bir müddetle muavin<br />
oparatörün idaresi altında ve muavin oparatörün<br />
işletme programına uygun olarak eğitime tâbi<br />
tutulduktan sonra vardiye oparatörünün nıes'uliyc-ti<br />
allında muavin oparatörün vardiyasını lıılnıağa<br />
başhyacaktır. Bu işe başladıktan sonra, santralın<br />
normal olarak çalıştığı zaman çıkardığı sesi<br />
ve bu sese göre durumu anlamağa, arızanın yerini<br />
ve ehemmiyet derecesini tesbite ve arızanın giderilme<br />
yollarını ve bu yolların tatbik şekillerini öğrenmeğe<br />
başhyacaktır. Bu andan itibaren vardiya<br />
oparatörün, yeni oparatörün en yakın kontrolü ve<br />
âmiridir. Bundan dolayı büyük bir arıza varsa, yeni<br />
oparatör vaziyetin ne şekilde halledileceğini tâyin<br />
etmek üzere lüzumlu bütün malûmatı hemen<br />
oparatöre .götürmelidir. Santraldaki ehemmiyetli<br />
bütün ayarlamalar, santralın doğru bir şekilde işletilmesi<br />
meşguliyetini üzerine alan şahıslar tarafından<br />
yapılmalıdır. Buna muvazi olarak yeni oparatörlerden<br />
ayarlan değiştirmeleri beklenmemeli<br />
ve buna müsaade de edilmemelidir. Ancak herhangi<br />
bir ayar bozukluğu sezildiğinde, bunun bir raporla<br />
oparatöre hemen bildirilmesi temin edilmelidir.<br />
Yani herhangi bir ayar bozukluğunda, yeni<br />
oparatör buna müdahale edemez ve fakat lumen<br />
vaziyeti bir raporla oparatöre bildirir. Yeni oparatörün<br />
gün geçtikçe mesleğinde ilerlediğinden emin<br />
olmak için, zaman zaman oparatörle birlikte işletme<br />
seyir defteri kontrol edilmelidirö Yeni oparatörün<br />
allı aylık tecrübe devresi muvaffakiyetle geçtikten<br />
ve daimî kadroya kabul edildikten sonra,<br />
hemen oparatör muavinliğine terfi etmeyip, daha<br />
bir müddet aynı statü dahilinde çalıştırılması muvafık<br />
olacaktır. Şayet çalıştığı işte kabiliyet ve bilgisini<br />
ispat ederse ondan sonra terfi ettirilmelidir.<br />
4. Oparatör Muavini<br />
Yeni oparatör terfi ederek oparatör muavinliğine<br />
yükseldiği zaman yaptığı iş çok az değişecek<br />
fakat vazife ve mes'uliyetleri çok fazla artacaktır.<br />
Yeni oparatörün vazifeleri aynen oparatör muavininde<br />
olduğu gibi santralin muayyen bir kısmının,<br />
oparatörün idaresi altında olmak üzere, bütün<br />
meşguliyetlerini ihtiva eder. Bu şartlara göre yeni<br />
oparatörün yapması lâzım gelen bakım işleri santralın<br />
büyüklüğüne göre farklı olacaktır. Bu bölümde<br />
iki elemanla çalıştırılan bir santralda oparatör<br />
muavinliğine yeni terfi eden bir kimsenin vazifeleri<br />
izah edilecektir. Oparatör muavinliğine terfi<br />
eden yeni oparalör bundan sonra, santralın kendisi<br />
için ayrılan kısmındaki hâdiselerin ıslâhında atılacak<br />
ilk adımın ne olacağını, meydana gelecek<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA - SENE 2 - ŞUBAT 1958 - SAYI : 7
ân/alarm ortadan kaldırılması için yapılacak araştırmanın<br />
nasıl yapılması icap ettiğini, lüzumlu yerlerin<br />
nasıl boyanacağını ve boya tabakalarının ne<br />
yekilde korunacağını, teçhizatın nasıl temizleneceğini,<br />
sürtünen kısımların Ömrünü uzatmak için<br />
yağlama programının doğru olarak nasıl tatbik edileceğini<br />
ve mevcut programlara göre ayarlama ve<br />
(amirlerin doğru ve emin olarak ne şekilde yapılacağını<br />
düşünebilecektir. Bakını vazifelerindeki işlere<br />
intibak ederken, santralın birbiri arkasından<br />
»elen ve yeni oparatörün muvaffak olmasını temin<br />
eden diğer hususları hakkında 'da bilgi edinecektir.<br />
Bu vaziyete geldikten sonra normal işletme<br />
sartlarındaki bütün yatak ve sıcaklıklarını, yağ seviyelerini,<br />
şalterlerin çalışma sistemlerini, transformatör<br />
sıcaklıklarını ve normal işletmenin diğer<br />
büyüklüklerini tamamen ezberlemiş olmalıdır.<br />
Oparalör muavini yukarda anlatılan vazifelerin<br />
nıes'ııliyetini üzerine almak için gayret ve kabiliyetini<br />
gösterdikten sonra kendisine bir oparatör vasıtasiyle.<br />
bir oparatörün vazifeleri öğretilebilecektir.<br />
Oparatör muavinine oparatörün vazifeleri olarak<br />
ilk önce, sıcaklıkların sınır değerleri, santral<br />
ve .sistem teçhizatının yükleme karakteristikleri<br />
hakkında bilgi verilmeli ve santralin işletme ve bakı;<br />
11 mevzuundaki bilgileri ihtiva eden bülten ve<br />
il kitabı gibi neşriyatla alâkadar olması temin edilerek<br />
lüzumlu malûmat öğretilmelidir. Bu neşriyatın<br />
ihtiva ettiği malûmat öğretilirken mühim noktalar<br />
işaret edilerek ezberletilmelidir. Bu ezberletme<br />
mevzuu çok mühimdir, zira kısa bir zamanda<br />
çalışmak ve karar vermek mecburiyeti vardır<br />
\o hu bilgileri çok kısa bir an içinde kullanmağa<br />
lüzum hasıl olabilir. Santral ve sistemin arıza yapına<br />
sebepleri oparatörle birlikte araştırılmalıdır.<br />
Bu araştırma, arızalara sebep olan hâdisenin en iyi<br />
bir şekilde nasıl ortadan kaldırılacağını, bilhassa<br />
oparatöre yardımın eri verimli bir tarzda olması<br />
için ne gibi hususlara dikkat edileceğini ve arıza<br />
anında oparatörün durumu hemen müdahaleye<br />
müsait değilse nelere başvurulacağını, oparatör<br />
muavini iyice öğrenecek şekilde yapılmalıdır. Oparatör<br />
muavini bu işlerden sonra, ayırma ve kesme<br />
/aiüanlarını, ayırma muamelesi için yapılan konuşmaları<br />
ve bilfiil ayırma muamelelerini dikkatle<br />
incelemeli ve öğrenmelidir. Oparatörle birlikte<br />
bir kaç arızanın giderilmesine iştirak eden oparatör<br />
muavininde artık işletme şuuru teşekkül etmeğe<br />
bağlıyacaktır, işletme şuurunun teşekkülü oparatör<br />
muavininin, muayyen şeyleri neden yapmak<br />
ve muayyen şeyleri ne için yapmamak sorularına<br />
cevap aramağa başlamasıdır. Yeni şeyleri öğrenmek<br />
için gayret sarfetmeğe devam ederse, artık iyi<br />
bir oparatör muavini olmuştur ve münasip bir zaman<br />
sonra oparatör olmağa da lâyık olacaktır.<br />
Oparatör muavininin işletmede bilfiil çalıştığı zamanlarda,<br />
her oparatör mühim bazı işleri düzelte-<br />
.MÜHENDİS VE MAKİNA - SENE 2 - ŞUBAT 1958 - SAYI : 7<br />
ceğinden muavin oparatörü birçok oparatörün emri<br />
altında çalıştırmak mümkündür. Bu suretle muavin<br />
oparatör birçok oparatörün idaresinde ve çeşitli<br />
vardiyalarda çalışarak eksiklerini tamamlamak<br />
imkânını bulur. Oparatörlerin öğretme ve anlatma<br />
tarzları değişik olacak ve farklı oparatörler işlerin<br />
düzeltilmesinde muhtelif ifade tarzlarına sahip<br />
bulunacaklar ve yeni oparatör için bu ifade tarzlarının<br />
en iyisinin ehemmiyeti olacaktır. Bu hale<br />
gelmiş olan oparatör muavini, santral işletmesi ve<br />
sistem regülâsyonu arasındaki münasebetleri, teçhizatın<br />
herhangi bir kısmında arıza vuku bulduğu<br />
zaman meydana gelebilecek zarar ve bunların neticelerini,<br />
bir transformatörün tamamen yanması,<br />
bir yağlı şalterin arıza yapması veya devre dışı olması,<br />
generatör yataklarının arızası, regülâtörün<br />
çalışmaması, regülâtör yağ basıncı kifayetsizliği,<br />
regülâtöre güç temin eden kaynağın zayıflamaması,<br />
koruyucu röle işletmeleri ve bunların teçhizatın<br />
her parçası ile nakil hattı üzerindeki tesirlerini<br />
öğrenmeli ve yukarda sayılan bütün hususlar üzerinde<br />
düşünebilmelidir. Oparatör muavini yukardaki<br />
arızalardan dolayı, teçhizatın en az zararla<br />
nasıl kurtarılacağını ve transformatör yağ kayıpları,<br />
su boruları kırılması v.s. gibi santral arızalarının<br />
sebeplerine nasıl dikkat edileceğini ve devamlı<br />
tamirin yapılmasına kadar en iyi bir tarzda vaziyetin<br />
nasıl idare edileceğini de bilmelidir. Oparatör<br />
muavini, şimdiye kadar zikredilenlere ilâve olarak,<br />
işletmeye ait bütün ayarlamaları yapmakta, yüklerin<br />
guruplar arasında tevziinde, voltaj ve sistem<br />
frekanslarının kontrolunda ve fevkalâde hallerde<br />
nadiren vukua gelen hâdiselerle uğraşmakta da<br />
kabiliyet ve çalışkanlığını gösterebilirse, oparalör<br />
olmağa hak kazanmış demektir.<br />
5. Santral Oparatörü<br />
Oparatörlüğe terfi etmesi kabul edilen oparatör<br />
muavini, oparatörün vazifelerini tanı olarak yapabilecek<br />
ve santralın bütün teçhizatını idaıe etme<br />
mes'uliyetini üzerine alabilecek duruma gelmiş<br />
demektir. Böyle bir oparatör bütün arıza sebeplerini<br />
tahmin edecek ve önceden öğrendiği hâdiseleri<br />
sisteme tatbik edebilecektir. Hâdiseleri önceden<br />
anlama, umumiyetle, her hâdisenin hususî vasıflarını<br />
bilmekle mümkün olacaktır. Düşünmeden<br />
işletmeyi idare eden bir oparatör, bir şalterciden<br />
farklı olmıyacaktır. Halbuki her hâdise evvelden<br />
dikkatle incelenir ve bu hâdiseden korunmak için<br />
lüzumlu tedbirler alınmadan önce hâdisenin bir<br />
hulâsası yapılırsa, her hâdisenin neticesi doğru bir<br />
işletmeye müncer olabilecektir, iyi bir oparatör<br />
her hâdisenin neticesini önceden anlıyabilrnek için<br />
emek sarfetmekten geri kalmamalıdır, fiir hâdisenin<br />
neticesini doğru olarak önceden kestirmke herşeyden<br />
evvel o hâdise hakkında esaslı malûmat<br />
icap ettiren bir husustur. Zira bir hâdiseyi bilmeden,<br />
bunun neticelerini önceden tahmin etmek
imkânı yoktur. Hattâ bir hâdisenin neticelerini<br />
doğru olarak, önceden anlama hususu, tecrübe neticelerine<br />
de dayanır. Bu sebepten doğru bir sezişi<br />
inkişaf ettirmek üzere, hâdiselerin akışında karşılaşılacak<br />
her detayı esaslı şekilde kıymetlendirmek<br />
lâzımdır, işler yapılırken, takip edilmesi lüzumlu<br />
sıralara riayet edilir ve atılacak her adım muhakemeye<br />
dayanarak atılırsa, yapılacak düzeltmelerde,<br />
zararlar meydana gelmeden ve mahcup duruma<br />
düşülmeden işler yolunda gider.<br />
Ehliyetli bir oparatör, yük ve voltaj değişmelerini,<br />
sıcaklık ayarlamalarını ve daha önceki tecrübelere<br />
dayanan su seviyeleri tahminlerini yapmak<br />
için lüzumlu işletme muamelelerini ve herhangi<br />
bir yerdeki çöküntü ve yükselmelerin vukuunda<br />
önceki neticelerini anlamalı ve bunlar için<br />
lüzumlu tedbirleri almalıdır. -Nadiren vukua gelen<br />
ve anî değişmelere sebep olan hâdiseler ümit<br />
edildiğinde, oparatör zamanında ve icap ettiği çekikle<br />
müdahale etmeli ve arzu edilmiyen tesirleri<br />
asgariye indirmek için makinelerde ve sistemde lüzumlu<br />
ayarlamalarla meydana gelecek hâdiselerin<br />
neticelerini önceden) görmelidir. Bir oparatör sadece<br />
hâdiseleri önceden anlama hususundaki tecrübe<br />
ve dikkatliliği sayesinde verilecek mes'uliyetlere<br />
lâyık iyi bir oparatör olabilir. Santralın başında<br />
bulunan kimsenin santral ve sistemi organize ederek<br />
verimli bir işletme meydana getirmesi ve bu<br />
sayede şöhrete erişmesi oparatörün iyi bir şekilde<br />
çalışmasına bağlıdır. Kritik anlarda karar verme<br />
mes'uliyetini üzerine alacak başka bir kimse yoksa,<br />
santralin bütün yükü oparatörün omuzlarında olacaktır.<br />
Santral oparatörü bütün bunlara ilâve olarak,<br />
santralın muhabere memurluğu vazifelerini de<br />
görür, Zira sistem ve santral hakkında esaslı malûmata<br />
sahiptir ve bu malûmatı arzu edenlere verir.<br />
Oparatörler vardiya değiştirirken, vardiyayı devralan<br />
oparatöre şayet vuku bulmuş mühim hâdiseler<br />
varsa, bunların bir hulâsasını vermelidirler. Bu<br />
sayede santrala ait lüzumlu haberler inkıtaa uğramadan<br />
devam edip gider.<br />
6. Baş Oparatör<br />
Bir oparatör vazifelerini yapmağa ehliyetli olduğunu<br />
gösterdikten sonra baş oparatör olmağa<br />
26<br />
namzet demektir. Bir oparatörün baş oparatör olmasına<br />
karar verilir ve bu karar mes'ul makamlar<br />
tarafından tasdik edilirse, oparatör bazı ilâve vazifeler<br />
yapmağa kendini mecbur hissedecektir. Bu<br />
ilâve vazifelerin başlıcaları işletme kayıtları ve<br />
santral bakımının kontrolü, baş oparatöre umumî<br />
yardımcılık etmek ve onun yokluğunda mes'illiyetlerini<br />
üzerine almaktır. Yeni baş oparatör muvaffak<br />
olmak için herhangi bir oparalörün vazifesini<br />
yapmağa ve icap ettiği takdirde ona yardım<br />
etmeğe hevesli olmalıdır. Ayrıca Santral ve sistemin<br />
resimlerinden iyice anlamalı ve resimlerden<br />
arızaların teşhisi ve yerlerinin bulunmasında istifade<br />
edebilmeli, aynı zamanda santralin regülasyönü,<br />
işletme ve bakım gibi hususlara olan insiyatifini<br />
de arttırmahdır. Bir baş oparatörün istikbaldeki<br />
mevkiini ancak hâdiselere karşı insiyatifinin<br />
şumullülüğü ve tesirliliği tâyin edecektir. Hemen<br />
hemen bütün santral tesisleri, santral baş oparatörü<br />
tecrübesine sahip asgari bir kontrol teknisyenineihtiyaç<br />
gösterir. Böyle bir duruma gelebilmek için,<br />
santral baş oparatörü kayıtlan hazırlama ve personele<br />
yol gösterme metodlarını dikkatle müşahade<br />
ederek kendisini hazırlamalıdır.<br />
Simdi baş oparatör kendisini tecrübelerin /orlukları<br />
ile karşı karşıya bulacaktır. Umumiyetle iki<br />
yoldan birisini tercih etmek ve kendini ona göıv<br />
hazırlamak mecburiyetindedir. Bunlardan birisi<br />
baş oparatörün istihsal ve teçhizat mevzuunda ilerlemeye<br />
karar verip kendini bu mevzuda yetişi irmesi,<br />
diğeri de kendisini tamamen işletme ve dağıtma<br />
kısmına vermesidir. Şayet istihsal ve teçhizat<br />
mevzuunu seçmiş ise kendisi için ilk adım santral<br />
baş teknisyenliğidir. Santral baş teknisyenliği<br />
vazifelerini yapmak için baş oparatör, bütün teçhizatın<br />
ayar ve tamirleri, işletme ve bakımından<br />
anhyacak ve bunları yapacak olan personeli idare<br />
etmek için gerekli kabiliyete sahip bulunacak ve bu<br />
kabiliyetini inkişaf ettirmiş olacaktır. Ayrıca santralin<br />
bütün mes'uliyetini üzerine alabilecek ve<br />
müstakil olarak karar verebilecek vasıflan haiz bulunacaktır,<br />
ikinci yolu seçtiği zaman ne şekilde hareket<br />
edeceği ve neler bilmesi icap ettiği bu yazının<br />
mevzuu dışındadır.<br />
ŞEVKİ İDARE, İŞLERİ OLDUĞU GİBİ GÖRMEK VE GEREKTİĞİ GİBİ<br />
YAPMAK SANAÎI'DIR.<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA - SENE 2 - ŞUBAT 1958 - SAYI : 7
iki dişlinin boşluksuz çalışması<br />
İki dişlinin boşluksuz bir çalışma yapabilmeıııesi,<br />
basit bir deyişle, birbirlerini hiç boşluk olnııyacak<br />
bir şekilde kavramaları ile mümkündür.<br />
Mamafih, hakikatte yağlama ve genleşmeden mütevellit<br />
dişler arasında bir miktar boşluk bırakmak<br />
/arurîdir. Fakat bu yazıda bahsedilmek istenen<br />
boşluk bu mânada olmayıp, dişlilerin birbirlerini<br />
iııkıtasız kavramaları ile ilgilidir. Filhakika eş çalışan<br />
iki dişlinin diş yan yüzleri birbirleri üzerinde<br />
hiç kayma olmaksızın birer nokta (diş genişliğin-<br />
r ait kavrama igrisini verir. İzah edilen kavrama<br />
igrisinin biçimi eş çalışan diş yan yüz iğrilerine<br />
\e boyu kawama açısına bağlıdır. Dişlinin diş<br />
\an yüz iğrileri sikloid, episikloid, hiposikloid ve<br />
evolvent şeklinde veya bunlardan bir kaçının birlikle<br />
bulunduğu şekillerde olabilir.<br />
Kavrama igrisinin boyu, taksimat hatvesindeıı<br />
mutlaka daha uzun olmalıdır. Aksi takdirde eş<br />
t alışan dişlilerde dönme düzensiz, titreşimli, sademeli<br />
olur ve dişler birbiri üzerinden talaş alır. Şu<br />
halde eş çalışan dişlilerde boşluksuz bir çalışma<br />
için, önce kavrama oranı birden büyük olmalıdır.<br />
Pratikte bu değer 1,15 den 1,20ye kadar değişir.<br />
Kavrama oranı, kavrama iğrisİMİn taksimat hatve-<br />
«ine bölünmesi ile elde edilir.<br />
Şekil: l<br />
Dişleme ânında; takımın ve tezgâhın hatalarından<br />
dolayı bir dişli, az veya çok, fakat mutlaka<br />
bir miktar kavrama ve taksimat hatası ile dişlenir,<br />
yani dişli çevresi boyunca değişik kavrama ve taksimat<br />
hatvelerini ihtiva eder.<br />
işte yukarıda izaha çalışılan hususlarda hatayı<br />
biraz daha hakikate yakın olarak kontrol veya<br />
ölçme yapabilmek üzere; her dişlinin gerek<br />
Yazan : Nihat APAYDIN<br />
Maklna Kimya Endüstrisi Kurumu<br />
Top Fabrikası İşletme Md.<br />
imalât ânında ve gerekse imalâtın sonunda dişli<br />
mikrometresi ile ölçülmesi lüzumludur.<br />
Bu yazıda, pratikte en çok rastlanan evolvent<br />
dişlilere ait her hangi bir düz dişlinin veya helis<br />
alın dişlisinin dişli mikrometre ölçüsü «W» nin<br />
nasıl bulunduğundan ve bir kaç misalle nasıl hesaplandığından<br />
bahsedilmiştir.<br />
Dişli mikrometresi, dişlinin temel dairesine<br />
teğet bir hat üzerinde bir kaç dişin «W» boyunu<br />
ölçer.<br />
W dişli mikrometre ölçüsünün her dişli için<br />
hesaplanması lâzımdır. Hesaplanarak bulunan<br />
«\\ » degei'i. mikrometrenin iki «S» \ uzu anisinde!<br />
hafif temasla ölçülür. Şekil l de «W» ölçüsü «a»<br />
doğrusu üzerinden «n» adet diş arasındaki en kısa<br />
uzaklıktır, «a» doğrusu «rg» yarı çaplı temel dairesine<br />
«A» noktasında teğettir. Temel daire üz.e<br />
rinde hatve «h», diş kalınlığı «p» ile gösterilirse,<br />
mikrometre ölçüsü aşağıdaki şekilde hesaplanır .<br />
1. — DÜZ ALIN DİŞLİLER:<br />
a) Tashihat olmayan normal eooloent dişliler:<br />
1. ve n. dişler arası,<br />
«W» = (n — 1) h -f- p ........... , ............... (1)<br />
olarak hesaplanır, «p» nin hesaplanması için aşağıdaki<br />
işlemlere ihtiyaç vardır. Şekil : 2 de açılar<br />
radyan olarak alındığında,<br />
T T ' *~
Şekil : 2<br />
p = 2 r 0 sin a — 2 r e a coş fi -f- m coş fl<br />
sadeleştirilerek.<br />
P = Z (tR« — r;) m coş o. (2)<br />
_2 _<br />
bulunur.<br />
(2) No. lu formül (1) No. lu formülde yerine<br />
konulursa.<br />
W — m'n — 1) h -j- coş a - l - Z (tgrt — a)<br />
... (3)<br />
elde edilir. Burada,<br />
W ı= mikrometre ölçüsü (mm.)<br />
m = modül (mm.)<br />
Z = ölçülecek dişlinin diş adedi,<br />
n — ölçülecek diş adedi. (Bu miktar bazı firmalar<br />
tarafından cetvellerde verilmiştir.)<br />
a = kavrama açısı<br />
a<br />
n — Z -f- 0,5 olarak hesaplanır.<br />
180°<br />
Çıkan netice en yakın tam sayıya iblâğ edilir,<br />
h = temel hatvfe (mm.)<br />
2ı: rn coş a<br />
h — -— m~ coş a ve m — l için.<br />
Z<br />
h — — coş a dır. Aynı zamanda,<br />
tga — a = eva olarak gösterilir. Her açı için<br />
eva değerini veren cetveller vardır. (Die Zahnforınender<br />
Zahnrader; sahife 38e bak, Praktische<br />
Verzahnungstechnik; sahife 25e bak.) Bu sefer<br />
3 No. lu formül,<br />
|w = rn coş ö (n — 0,5) T: -4- Z ev ol (4)<br />
şeklini alır.<br />
b) Tashihli dişlilere gelince; 4 numaralı formüle<br />
tashihatla ilgili + A W miktarı sonuncu terim<br />
olarak ilâve edilir. Tashihat faktörü (x) malûm<br />
olan dişlide taksimat kutru yarı çapı,<br />
r = r ± xm olacaktır.<br />
ot o<br />
28<br />
2<br />
Şekil 2 de l z='ı sin a ölçüsü tashihi! dişlide 1<br />
o<br />
l — r sinn = (r ± xın) sin a olur.<br />
t ot o<br />
r sin a — (r _+ xm) sin a = l — l<br />
o o t<br />
sin a (r — r ;]: xm) =1 — l<br />
o o t<br />
: y m sin a = l — l t<br />
AW — 4:2xm sin n (5)<br />
olarak bulunur ve (4) numaralı formülde yerine<br />
konursa,<br />
W = m coş a | (n — 0,5) - -f- Z ev a l<br />
;h 2 x in sin a (6)<br />
düz alın dişliler için umumî dişli mikrometre ölçüsü<br />
hesaplanmış olur.<br />
Dişli, daha dişleme esnasında dişli mikrometresi<br />
ile ölçülür. Dişlinin kaba ölçüsü «W» ise, istenen<br />
«W» ölçüsüne kadar daha dişlenmesi icap<br />
eder.<br />
Bu itibarla, mikrometre ölçüsünün «W» den<br />
«W» ye getirilebilmesi için, dişleme tezgâhında<br />
lakıma verilmesi gereken talaş miktarı «d» Şrkil<br />
3 de, görüldüğü gibi,<br />
Şekil : 3<br />
— (mm.) (7)<br />
2 sin a<br />
(7) formülünden hesaplanır. Burada,<br />
d — -takıma verilecek talaş derinliği (mm.)<br />
a = kavrama açısı<br />
A W — W — W, mm di r.<br />
II. — HELİS ALIN DİŞLİLERİ :<br />
Tashihli, tashihsiz dişliler.<br />
Şekil 4 te bir helis dişlinin helis istikametine<br />
dik bir düzlem üzerindeki kesîti görülmektedir.<br />
Yuvarlanma silindirlerinin bu düzlem üzerindeki<br />
iz düşümü bir elipstir. Elipsin asal dairesi, C nok-<br />
MÜHENDİS VE MAKlNA - SENE 2 - ŞUBAT 1958 - SAYI : 7
lusır.claıı ı»cceu dış adetli /n ınouulu nonnai mo-<br />
dül (Mıı) u> kavrama açısı nonnai kavrama acısı<br />
(an) olan bir hayalî dişliye ait taksimat kutrudur.<br />
Bu dişlinin taksimat kutru (2rn) ile gösterilirse,<br />
elipste eksenler.<br />
r<br />
\ ------ ; B TJ; r olduğundan<br />
coş 3<br />
A r r<br />
B<br />
coş 2<br />
3<br />
olarak hesaplanır,<br />
eşitliğinden<br />
v 2-r<br />
l Coş 2<br />
3 t coş 3 cos' J<br />
n s<br />
/ 11 cos :! 3<br />
Tekrar şekil 4 e göz atılırsa.<br />
t l<br />
t S 11 u<br />
Igö .— — ; tg« :— ; COŞ 3 —<br />
•4 l ' » 4 l t<br />
ü ---. Alın kavrama açısı<br />
s<br />
3 -~ Helis açısı<br />
ıı -.— Normal kavrama açısı<br />
.41 ._, - r<br />
bulunur.<br />
t y c;<br />
n<br />
tgfl<br />
Coş 3<br />
(8)<br />
n ıı<br />
— — p<br />
tgfl t<br />
S<br />
(9)<br />
Helis dişlilerde, dişli mikrometresi ile ölçme<br />
hattı, helis istikametine dik bir düzlem üzerindedir<br />
(Şekil 4). Bu hat üzerinde ölçülmesi gereken uzak-<br />
lık «\Vn» dir.<br />
«Wn» uzaklığının hesabı, yukarıda madde I.<br />
dekinin aynısıdır. Zira, helis dişlinin mikrometre<br />
ölçüsü, kendisinden istihraç edilen hayali bir düz<br />
dişlinin ölçüsü ile aynıdır (Şekil 5). Bu hayali düz<br />
dişlinin, diş adedi Z , kavrama açısı a . modülü<br />
n jı<br />
e kutru 2 r dir.<br />
Şu halde helis alın dişlileri idn (6) mımarıılı<br />
formül umumî olarak<br />
veya<br />
W :~ m coş a<br />
n n n<br />
şe.kline girer.<br />
'/ CVY; — 7. c\a<br />
s s n n<br />
ev a<br />
ev (l<br />
(n —0,5) r. -•• Z ev«<br />
n n<br />
+ 2xm sine; .... (10)<br />
n ıı<br />
(n _ 0,5) - ; 'L cv~|<br />
s si<br />
2 \m sin (7 . (11)<br />
n n<br />
eşitliğinden<br />
yazılarak;<br />
ev a<br />
s<br />
= k vaz edilirse, Z = kZ ... (12)<br />
ev o . . n s<br />
eşitliği elde edilir.<br />
«k» katsayısı, bazı firmalar (Meselâ Lorenz)<br />
tarafmdn hesaplanıp cetveller halinde verilmiştir.<br />
«« » değeri (9) numaralı formülden hesaps<br />
lam r.<br />
a n<br />
u ~ Z - l<br />
- 0.5 iormiiliinden «n» hesaplanır.<br />
n 180<br />
f '^ ~V, ''ttKJ^ ''''<br />
^'^ff^-.:'^<br />
fe' \"><br />
^7^ x A /<br />
^Vs rt/<br />
l II / . X, _ V,^-^ '.<br />
Şekil: 4<br />
Z : Dişlinin alın diş adedi (sayılan hakiki)<br />
s<br />
Z : Dişlinin normal diş adedi (hayalî)<br />
n<br />
Yukarıda bazı değerlerin cetveller halinde bazı<br />
firmalar tarafından verildiği kaydedilmişti.<br />
Hattâ ekseri dişli firmalar «W» dişli mikrometre<br />
ölçüsünü dahi cetveller halinde verir. Ancak cet-<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA - SENE 2 - ŞUBAT 1958 - SAYI 29
vellerle verilen «W» ölçüsü, ekseri bir kaç kavrama<br />
zaviyesi ve bir modül için olup, mevcut modülle<br />
çarpılarak elde edilir. Helis dişli için ise:<br />
cetveller, bir kaç kavrama zaviyesi, bir kaç helis<br />
zaviyesi ve bir modül için verilmiştir. Halbuki<br />
bugün için memleketinizde pek çok çeşitte dişli<br />
vardır. Her bir dişlinin kavrama zaviyesi, helis<br />
zaviyesi ve hattâ modülleri belli birer sınır içinde<br />
olmayıp, ekseri çok değişik ölçülerdedir. Şu halde<br />
her dişli için, hemen mevcut cetvellerin kullanılmasına<br />
imkân yoktur.<br />
Cetvellere uynııyan dişliler için mikrometre<br />
olcusunun hesaplanmasında zaruret vardır. Bu<br />
iıüurla aşağıda en basit halden en genei hallere<br />
kadar çeşitli dişlilerin mikrometre ölçüleri, birer<br />
misalle tatbikî olarak izah edilmiştir.<br />
A//.VC;/ : /. — Normal bir düz dişli<br />
Kavrama açısı a = 15'<br />
Dişli diş adedi Z = 73<br />
Dişlinin modülü m = 4,5<br />
Dişli mikrometre ölçüsü «W» :=: ?<br />
Çözümü :<br />
Coş a = Coş 15° = 0.96593<br />
t g a — tg 15° — 0,2679<br />
15. r.<br />
(I =r 15° rr: a<br />
180<br />
= 0,26175<br />
ev a = Igfi — a = 0,2679 — 0,26175 — 0,00615<br />
a 15°<br />
n = Z -i- 0,5 =-. 73 + 0,5 = 7<br />
180 180<br />
Bu değerler (4 numaralı formülde yerlerine konulduğunda,<br />
30<br />
Şekil : 5<br />
\V = 4,5 . 0,96593 (7 — 0,5) TÎ -f 73 - 0.00615<br />
W = 90,69, mm. bulunur.<br />
Misal: H. — Tashihli bir düz dişli<br />
Kavrama açısı a =. 15"<br />
Dişli diş adedi Z — 21<br />
Dişlinin modülü m = 4<br />
Dişli düzeltme katsayısı x —- 0,5166<br />
Dişli mikronıclre ölçüsü W — ?<br />
Cö/ümü :<br />
Coş a — coş 15 :-- 0,96593<br />
cv« = 0,00615 (misal iden)<br />
Sin o --.- sin 15° =•_ 0.2588<br />
15<br />
180<br />
Bu değerler (6) numaralı iormülde yerlerine konulduğunda,<br />
W = 4 . 0,96593<br />
g_ 0,5) TÎ -}- 21 . 0,00615i - r - 2 . 0.5166 . 4 . 0.2588<br />
W ^r 19.77 mm. bulunur.<br />
Misal : III — Misal l deki dişli tezgâhta imal edilmekte<br />
iken, son talaştan önce dişli, mikromet-<br />
re ile ölçülüyor ve dişli mikrometresinde'<br />
W =ı 88,50 mm. okunuyor. Acaba son -talaş<br />
için, kaç mikrometrelik bir talaş derinliği vermek<br />
icabeder (dişli taşlanmıyacak ve raspalanmıyacaktır).<br />
Çözümü :<br />
Dişlinin son mikrometre ölçüsü, W — 90,69<br />
olarak misal I. de hesaplanmıştı.<br />
W — W = AW — 90,69 — 88,50 = 2,19 ; mm.<br />
Sin a = sin 15° — 0,2588<br />
d Aranan soıı talaş derinliği<br />
Bu değerler (7) numaralı formülde yerlerine konulduğunda,<br />
2,19<br />
d — - ~ 4,23, mm. bulunur.<br />
2 . 0,2588<br />
Misal : IV. — Normal bir helis dişli<br />
Kavrama normal açısı a = 20°<br />
n<br />
Dişli diş adedi Z = 40<br />
s<br />
Dişlinin normal modülü m — 3<br />
n<br />
Dişlinin helis açısı [3 — 36°<br />
Dişli mikrometre normal ölçüsü W<br />
n<br />
Çözümü :<br />
— ?<br />
Coş a .— coş 20° = 0,93969<br />
11<br />
*<br />
Coş 3<br />
= tg20° — 0,3640<br />
coş 36° = 0,80902<br />
(Devanu karşı sayfada)<br />
MÜHENDiS VE MAKİNA - SENE 2 - ŞUBAT 1958 - SAYI : 7
IsTHlS'AL MÜHENDİSLİĞİ<br />
(Baştarafı 16. sayfada)<br />
ııılıııuş olduğudur. Fakat bir topun ateşe hazır olıııasile.<br />
böyle bir demonte arasında bir benzeyiş<br />
acırsak bulabilir iniyiz? Orada ses seda çıkmadan<br />
herkes isi lıasmdan sonuna kadar ne yapacağını<br />
biliyor i her şeyin yeri tespit edilmiş, her ameliye<br />
aylarca incelenmiş ve aylarca erler sabahtan akşama<br />
kadar bu işi talim etmiş, öğrenmişlerdir.<br />
Şimdi bir istihsal Mühendis bu demonte isini<br />
ele alsa acaba ne yapar ve ne netice olur?<br />
İlk önce İstihsal Mühendisi ve yardımcıları<br />
yapılan isi tahlil ederler. Bu iş için hazırlanmış<br />
hususi iş tahlil modelleri vardır. Buraya o işin büliiıı<br />
kademelerinin en ufak teferruatı geçirilir, bunlar<br />
ne kadar /amanda ve hangi zarflan fasılaları<br />
ile kaç kişi tarafından yapılrnaktadı/'. Bunlar tespit<br />
edilir. Ondan sonra istihsal Mühendisi eline<br />
sual ıııemıili makineli tüfeğini alır »'e bütün bu demonte<br />
işi ve ameliyelerini bombardıman etmeğe<br />
haslar. Cevabını bulamadığı suallerin tatmin edici<br />
\e mantıkî karşılıklarını öğreninceye kadar koşar<br />
\e didinir, herkesten sorar, kitap açar okur, icap<br />
edeı.se tecrübeler yapar. Kısacası demonte işini en<br />
mantıkî nizam ve intizama sokar. Herkese işini,<br />
ne yapacağını, nasıl yapacağını ve ne zaman yapacağını,<br />
is modelleri denilen iş plânlarına göre<br />
('iğretir ve herkesin beraber bir takım olarak çalışmasını<br />
sağlar, böylece iş, boş zaman israfından,<br />
l eklemelerden, anlasamamazlıktan kurtulur ve<br />
hem hanı hem de çabuk yapılır, yani maliyet fiyatları<br />
düşer.<br />
Amerika'da bir boyacı ustası ölür, karısı sigortadan<br />
aldığı para ile ufak bir ev yapmağa kal-<br />
Bu değerler (9) numaralı formülde yerlerine konulduğunda,<br />
0,3640<br />
lg« "-- =rr 0.4499 ; a = 24° 14'<br />
0,80902<br />
24,23° . -<br />
YABANCI TEKNiK NEŞRİYAT<br />
AMERICAN MACHINIST, November 1957<br />
Polar method improves dynamic balancing.<br />
Ruhber parts trim best when frozen.<br />
Cored 90 - mm gün tubes extruded in five minutes.<br />
Chrome case for steel at 3000 F.<br />
Oversize caliper measures radome thickness.<br />
DIESEL POWER. December 1957<br />
Export engines can haye it tough.<br />
Free - Piston engine moves ahead.<br />
RR disel wear rate measured in seconds.<br />
Equipment servicing - Big problem on big job.<br />
How to get quality fuel - With economy.<br />
Fielt concersion kits turbocharge C - B engines.<br />
Airpovered du - cluth takes'the work out of gear<br />
shifting.<br />
Gas stored underground - gas engines put it<br />
there.<br />
Talkın g snop.<br />
Tractor diesel tops Million miles - stili in top<br />
shepe.<br />
Tali hone prepares liner surîaces for quick<br />
break - in.<br />
Gas turbines picked for canadian plants.<br />
DUN'S REVIE\V and MODERN INDUSTRY, De-<br />
cember 1957<br />
Our economic race with Soviet Union.<br />
The Urge to decentralize.<br />
Picking betler men for your sales team.<br />
When business plays santa claus.<br />
What's behind the rise in business failures?<br />
Coatings are everybody's business.<br />
14 important ratios in 36 manufacturing lines.<br />
Practices and problems in overseas sales.<br />
ELECTRICAL CONSTRUCTION and MAINTE-<br />
NANCE, November 1957<br />
Sidelights.<br />
Washington report.<br />
Full repowering in an old building,<br />
Lignt to seli clothes.<br />
NBC's Color TV center.<br />
Apartment installs more power for appliances.<br />
High voltage service.<br />
Estimating form - V.<br />
Controlling transformer sound levels in buildings<br />
Common code problem.<br />
Motor shops.<br />
Practical methods.<br />
Protect 'your future - Estate.<br />
FACTORY, November 1957 '<br />
More aluminum in your plant of the future.<br />
Now every boss is in business.<br />
Six steps to a new safety peak.<br />
Ideas of the month.<br />
How to beat the next flood.<br />
Ganging up against paperwork.<br />
Grounding for a power payoff.<br />
Case books for plant operating management.<br />
Case book for plant operating management.<br />
First look at a world beater.<br />
Human relations.<br />
Who saysy profit sharing and unions won't mix.<br />
Renairs anywhere - on the double.<br />
Quicker, better way to spot leaks.<br />
Cleanest serap - yard operation yet.<br />
How psychological tests can and can't help.<br />
Creative - thinking training.<br />
Catalog news.<br />
ir PRODUCT ENGINEERING, November 1957<br />
Aluminium impact extrusion.<br />
How to make contented Engineers.<br />
Instrument gear specifications.<br />
London conference on lubrication.<br />
Plastic extrusions.<br />
Probability and assembly fits.<br />
Design features in new products.<br />
Less noise from small engines.<br />
* PURCHASING, December 1957<br />
Who'll shoot santa claus.<br />
Purchasing, sales ünite tö beat the gift problerr<br />
Are you losing money on minimum rates?<br />
How to handle rework charges.<br />
Evaluate your vendors.<br />
New P. O. form simplifies everyone's job.<br />
]6 ways to evaluate purchasing performance.<br />
Rights of materialmen under performance bone<br />
Room for savings.<br />
What management expects of the. P. A.<br />
Coated abrasives.<br />
A guide to purchasing Administration.<br />
How to buy welded steel tubing.<br />
How to save on services.<br />
Buying torriorrow's products in prototype toda;<br />
Purchasing sets the pace in standarts.<br />
Requirements of a surety contract.<br />
if MANAGEMENT DIGEST, December 1957<br />
Slump?<br />
Midget motors: Will they put the masses c<br />
wheels?<br />
Management men at work.<br />
A two - way street of good business.<br />
Hearing aids for management.<br />
Investors ali över the world get that \vorrie<br />
feeling.<br />
Financial digest.<br />
Magic behind your merchandising.<br />
Sprayed - on foam speeds insulation.<br />
More power, automation, at hanover.<br />
Looking for trouble?<br />
How to pay as you rebuild.<br />
New hope for leather trade.<br />
Looking ahead in Technology.<br />
* SAE JOURNAL, November 1957<br />
Air springs îor trucks, buses.<br />
Farm tractor torque converters.<br />
Simulation.<br />
Snorkels and sülfür.<br />
New nonmetallic oil additive.<br />
Ice on the wings. ••<br />
New uniflow 2 - stroke diesel.<br />
SAE looks overseas.<br />
Vibration damage evaluation.<br />
Medium - Range jet transport.<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA - SENE 2 - ŞUBAT 1958 - SAYI :