10.07.2015 Views

buraya

buraya

buraya

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yenin görüflünden dahâ ince, dahâ yüksekdir. Sôfiyyenin Zât-i ilâhî dediklerini,âlimler, zâtdan ayr› bilmekdedir. Zât-i ilâhînin yak›n olmas›, berâberolmas› da böyledir.Bât›n›n, ya’nî tarîkat ve hakîkatin ma’rifetleri, zâhirin, ya’nî islâmiyyetinbilgilerine, tâm uygun oldu¤u makâm, S›ddîkl›k makâm›d›r ki, vilâyetderecelerinin en üstünüdür. Bu makâmdaki ma’rifetler, islâmiyyetden k›lkadar ayr› olmaz. S›ddîkl›k makâm› üstünde, yaln›z nübüvvet, ya’nî Peygamberlikmakâm› vard›r. Peygambere “aleyhisselâm” vahy ile ya’nî melekile gönderilen ilmler, S›ddîklara “r›dvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în”ilhâm ile bildirilmekdedir. Bu iki ilm aras›ndaki fark, yaln›z, vahy ve ilhâmaras›ndaki farkd›r. O hâlde, hiç ayr›l›k olamaz. S›ddîkl›k makâm›n›n alt›ndakimakâmlar›n hepsinde az çok, sekr [flü’ûrsuzluk, dalg›nl›k] vard›r.Sekrsiz olan, tâm uyan›kl›k, yaln›z S›ddîkl›k makâm›ndad›r. Peygamberlikile S›ddîkl›k bilgileri aras›nda, ikinci bir fark da, vahy elbette do¤rudur. ‹lhâmise, zan iledir. Çünki, vahy, melek ile gelir. Melek, ma’sûmdur. Ya’nîöyle yarat›lm›fld›r ki, yanl›fll›k yapamaz. ‹lhâm yeri de, yüksek ise de, ya’nîilhâm yeri olan kalb, âlem-i emrden olup, yüksek ise de, akl ve nefs ile birlikdebulundu¤u için, yan›labilir. Evet, nefs mutmeinne olmufl ise de, Fârisîbeyt tercemesi:Olsa da o, mutmeinne,s›fatlar› gitmez yine.Nefs, mutmeinne oldukdan sonra, s›fatlar›n›n, kendisinde b›rak›lmas›nda,nice fâide vard›r. S›fatlar› yok edilseydi, insan, yüksek derecelere ilerliyemezdi.Rûhu, melek gibi olurdu. Kendi makâm›nda kal›rd›. Rûh, ancaknefse uymamakla yükselebilmekdedir. Nefsde azg›nl›k kalmasayd›, nas›lilerliyebilirdi. Kâinât›n efendisi “aleyhi minessalevâti etemmühâ ve minetteslîmâtiekmelühâ”, kâfirlerle cihâddan geri dönünce, (Küçük muhârebedendöndük, büyük cihâda geldik) buyurdu. Nefs ile savaflma¤a, (Cihâd-›ekber) dedi. Din büyüklerinin nefslerinin azmas› demek, çok az (Terk-i azîmet)ve (Muhâlefet-i evlâ) etmesi demekdir. [(Azîmet), islâmiyyetin izn verdi¤ifleyleri de yapmamak, (Evlâ) da, herfleyin en iyisini yapmakd›r. Nefs,azîmeti ve evlây› istemiyor.] Büyüklerin nefslerinde, yaln›z bu terki istemekvard›r. Yoksa azîmeti ve evlây› terk etmezler. ‹flte, nefslerinin, yaln›z bu istemesindendolay›, cenâb-› Hakka o kadar çok yalvar›rlar, o kadar çok piflmânolur, s›zlarlar ki, baflkalar›n›n bir senede kazand›klar› mertebelere, birânda yükselmelerine sebeb olur.Yine sözümüze dönelim! Sevgilinin ahlâk›, s›fatlar›, her nerede bulunursaoras› da sevilir. Âl-i ‹mrân sûresinde, (Benim izimde yürüyünüz! Allahüteâlâ, sizi sever) meâlindeki otuzbirinci âyet, bunu iflâret etmekdedir.O hâlde, Ona “aleyhissalâtü vesselâm” uyma¤a çal›flmak, insan›, Mahbûbiyyetmakâm›na kavufldurur. Akl› olanlar›n, iyi, do¤ru düflünebilenlerinzâhirleri ile, bât›nlar› ile Habîbullaha “aleyhissalâtü vesselâm” tâm uyma-¤a çal›flmas› lâz›md›r.Mektûb uzunca oldu. Afv buyurunuz! Her bak›mdan güzel olan› anlatansöz, güzel olaca¤› için, uzad›kça, güzelli¤i artar. Sûre-i Kehf, yüzo-– 70 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!