10.07.2015 Views

buraya

buraya

buraya

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

(Ma’rifet) de derler. Bu idrâk, câhillerde de, yüksek olanlarda da vard›r. Fekat,birbirlerine benzemez. Yüksek olanlarda mahlûklar›n flühûdü, Allahüteâlân›n flühûdüne mâni’ olmaz. Belki onlar, Allahü teâlâdan baflka hiçbirfleyimüflâhede etmezler. Câhillerde böyle de¤ildir. Mahlûklar›n flühûdü,Hak teâlân›n flühûdüne mâni’ olur. Bu flühûdden haberleri olmaz. Bunuidrâk etmezler. Bu ayn-ül-yakîn, ilm-ül-yakîni örter. Önceden ilm-ül-yakînde, ayn-ül-yakîni örtüyordu. Bu flühûd hâs›l olunca flaflk›nl›k ve bilgisizlikolur. ‹lm kalmaz. Büyüklerden birkaç› “kaddesallahü teâlâ sirreh” buyurduki, (‹lm-ül-yakîn, ayn-ül-yakîni örter. Ayn-ül-yakîn de ilm-ül-yakîniörter). Yine buyurdular ki, (Tâm ma’rifet hâs›l oldu¤unu anlamak için,kendi s›rr›na bakmak ve orada hiçbir bilgi bulmamak lâz›md›r. Böyle olankimsenin ma’rifeti tâmd›r. Ma’rifetin bundan ötesi yokdur). Büyüklerdenbirkaç› da “kaddesallahü teâlâ esrârehümül aliyye” buyurdu ki, (Allahü teâlây›en çok tan›yan ârifin, Allahü teâlây› bilmesi çok az olur, hayrete düfler.fiafl›r›r kal›r).(Hakk-ul-yakîn) demek, yakîn ya’nî anlamak kalmad›kdan ve ârif yokoldukdan sonra, Allahü teâlây› müflâhede etmekdir. Ammâ ârifin Hak teâlây›flühûdü, Hak teâlâ iledir “celle ve alâ”. Kendi müflâhedesi de¤ildir. Sultân›neflyâs›n› ancak kendi vâs›talar› tafl›r. Hakk-ul-yakîn bilgisi, (Bekâ-billah)makâm›nda hâs›l olur. Hadîs-i kudsîde, (Benimle iflitir ve benimle görür)buyuruldu ki, bu makâm› göstermekdedir. Sâlikde tâm Fenâ hâs›l oldukdan,Zât-i ilâhîde ve s›fatlar›nda fânî oldukdan ya’nî zâtdan ve s›fatlar›ndanbaflka herfleyi unutdukdan sonra, Allahü teâlâ sâlike yeni bir vücûd,varl›k ihsân eder. Onu flaflk›nl›kdan, flü’ûrsuzlukdan kurtar›r. fiü’ûr veuyan›kl›k verir. ‹hsân olunan bu varl›¤a (Vücûd-i mevhûb-i Hakkânî) denir.Bu makâmda, ilm-ül-yakîn ile ayn-ül-yakîn birbirini perdelemez, örtmez.fiühûd ile birlikde ilm vard›r. ‹lm var iken de, müflâhede etmekdedir.Ârif bu makâmda kendi te’ayyününü Hak teâlâ sanm›fld›r. Kendisininmahlûk olan te’ayyünü oldu¤unu anlamam›fld›r. Çünki, hiçbir mahlûku müflâhedeetmemekdedir. Tecelliyât-i sûriyyede kendi te’ayyünlerini ve sûretlerini,Hak teâlâ olarak tan›makdad›r. Onlar kendisinin mahlûk olan te’ayyünleridir.Bu te’ayyünlerinde fânî olmad›¤› için bunlar›n müflâhedesini, fiühûd-iHak sanmakdad›r. Bu nerde, o nerde? Toprak için olan nedir, herfleyinsâhibi için olanlar nedir?Câhiller bu sözleri iflitince, (Tecellî-i sûrî) ile (Hakk-ul-yakîn)in birbirlerindenbaflka olmad›¤›n› san›rlar. Her ikisi de kendini Hak teâlâ sanmakd›r.Fekat ârif, Tecellî-i sûrîde kendi sûretine, flekline (Ben) der. Hakk-ulyakîndeise, kendi hakîkatine, özüne (Ben) der. Tecellî-i sûrîde Hak teâlây›kendi görür. Bu makâmda ise, Hak teâlây› Hak teâlâ ile görür. Kendisigöremez. Görülüyor ki, Tecellî-i sûrîde flühûd sözü bir bak›mdansöylenebilir. Çünki, Hak teâlâ ancak Hak teâlâ ile görülebilir. Bu da,hakk-ul-yakîn mertebesindedir. Burada flühûd demek, tâm yerinde olur.Zemân›m›zdaki birkaç fleyh, bu inceli¤i ve ayr›l›¤› anlamad›klar› için ve yakînlikdeyince, maddelerin birbirine yak›n olmas›n› düflündükleri için,din büyüklerine dil uzat›yorlar. Hakk-ul-yakîni yukarda aç›klad›¤›m›z gi-– 408 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!