48 49BaþlýksýzÝhsan DuyguluSayýlarý alt alta koyup toplarsak, 21. yüzyýlda eviniyanlýþ coðrafyada yaptýðý için öldürülen insanlarýnsayýsý, doðal afet sonucu açý çeken veyayitirilenlerden daha fazla olduðunu anlarýz.Neresinin ne zaman Sodom olacaðýný kim bilebilir.Gelenlerin tanrý olduðuna inanan Tainokýzýlderilerinin Kristof Kolomb vearkadaþlarýnca köpeklere yem olarak verilmeleriBrünn kentinin zengin ailelerinden Löw-Beer veTugendhat'larin çocuklarý Grete ve Fritzevlendiklerinde , kýz tarafý yeni çifte evlilik hediyesiolarak, seçkin Schwarzfeld semtinde, bir arsa verir.Vakit kaybetmeden, 1928 yýlýnda, Ludwig Mies(van der Rohe) planlama ile görevlendirilir. Mies,içmimar Lilly Reich ile birlikte bu binanýn önemliöðesi olan, iç mekan ve mobilyalarýný da tasarlar.2Tugendhat'lar iki yýl sonra taþýndýklarýnda, 1250mkullaným alaný olan kalelerinde ancak 8 yýl güveniçinde oturabilirler. Tekstil fabrikalarýný, evleriniolduðu yerde býrakýp, taþýnabilir zenginlikleri ileönce Ýsviçre'ye sonra Venesuela'ya göç ederler.24. Auðustos 1572 gecesi yataklarýnda KatolikFransýzlarýn kýlýçlarý ile doðranan Hugenot'lar evlerinive yatýrýmlarýný yanlýþ yerde yaptýklarýný sonnefeslerinde düþündüler mi?5 eylül 1955 akþamý Beyoðlu'ndaki dükkanýnýnkepenklerini indirenler ertesi gün olacaklarý biliyorlarmýydý?Önümüzde duran tehlikenin korkusu Camillo Sitte(1843-1903) tarafýndan konu edilen agorafobinin1nedenleri ile karýþtýrýlmamalý. Yüzleþeceðimizsorunlarýn üstesinden Jane Jacobs'un "passivesurveillance" ve "unconscious social control" öneriler2ile de gelemeyiz.Sayýlarý alt alta koyup toplarsak, 21. yüzyýlda eviniyanlýþ coðrafyada yaptýðý için öldürülen insanlarýnsayýsý , doðal afet sonucu açý çeken veyayitirilenlerden daha fazla olduðunu anlarýz. Neresininne zaman Sodom olacaðýný kim bilebilir. Vezuv nezaman patlar, fay hattý nereden kýrýlýr bilebilirler amavillasýnýn zeminine mozaik bezemeler sipariþ edenyaþlý zengin Kartajalý ne zaman Romalýlarca yokedileceðini bilmiyordu. Aeneas babasý Çanakkale kralýAnchsesi sýrtýnda taþýyarak saraylarýný geridebýrakarak kendi dilini konuþan, kendinin de inandýðýtanrýlara inanlardan kaçmadý mý?Hiçbir duvar yanlýþ yerde olmanýn tehlikelerine karþýkoruyabilecek kadar yüksek ve saðlam deðil.Ýmparatorluðu kuzeydeki vahþi kavimlerdenkorumasý için yapýlan Limes, Roma'yý yýkýlmaktankoruyamadý . Çini istila edenler duvarý aþarakgelmediler, Hindistan Himalayalar'dan inenlertarafýndan sömürgeleþtirilmedi. Kapýsýnda güvenlikgörevlileri, etrafý dikenli tel ile çevrilmiþ “gatedcommunity” sitelerinde ne kadara kadar güvendeolabilirsiniz.Kentsel geleceðin varsayýmlarýný ararken, Platon'unMenon diyalogundaki çaresizliði yaþarýz: onuaramamýz mümkün deðil, aradýðýmýzý ya dahaönceden bildiðimiz için aramamýza gerek yok, yada3bilmediðimiz için zaten aramamýza olanak yok.O halde olmadýklarýn olmasýný beklerken, geleceksöylemleri için ancak bildiklerimizi tekrarlaya biliriz.deneyimlerimize dayanarak diyebilinirki: insan birvatandan çok bir eve gereksinim duyar. Spielberg'infilmine ilham olmuþ Ýran doðumlu “Sir Alfred” halenvatansýz, ancak Paris'teki havaalanýnýn beklemesalonundaki bir koltuk 16 yýldýr onun evi,Afrika'dan bir okyanus kadar uzaktaki Tom amcanýnkulübesi*, sokak çocuðunun köprü altý. Ausschwitz'intutsaklarý, Krupp fabrikalarýnda çalýþtýklarý gününakþamý, evleri olan toplama kamplarýna geridönenler.Karayipler'deBirkenau'daEVLERÝNDE DÝNLENENLER:Bosna'daBartholomeus gecesi, Ressam F. DuboisO halde hantal, yerinden oynamayan, pahalý,kaçarken beraberimizde götürülemeyen,býraktýðýmýzda içinde tanýmadýðýmýz baþkalarýnýnoturacaðý evler yapmaktan vazgeçelim. Göçebeliðegeri dönüp, en azýndan ölümcül sonuçlu yerbaðýmlýlýðýndan kurtulmalý, tehlikeyi duyumsadýðýmýzan kaçmalýyýz, sýrtýmýzda çadýrýmýzý taþýyarak,arkamýzdan tekerlekli evimizi çekerek.Sir Alfred evinin salonundaSir Alfred Paris Havaalanýndaki evinin çalýþma odasýndaTugendhat villasý, iç mekan.Tugendhat villasý, Brünn-Brno1bak:Camillo SITTE, City Planning According to ArtisticPrenciples: Londra 19652bak: Jane JACOBS,The Death and Life of Great AmericanCities: Londra 1961.3Platon: Menôn Dialog (m.ö.~390)* “Tom amcanýn kulübesi” Harriet Beecer-Stowe 'un birromaný, 1852
40 5051Levent Þentürk?Fanzin, içe kapanýk da olsa bir yayýndýr;fanzinleri peþpeþe dizdikçe ilkeler de iyikötüoluþur. Yaklaþýk beþ yýldýr doxa'nýn inatçýbir uzantýsý olarak bu fanzin musibetiniyaydýðýmdan, 200.'süne yaklaþýrken birmuhasebeye giriþmeye karar verdim. OsmangaziÜniversitesi'nin Mimarlýk Bölümü'nün ülkemizdekimimarlýk okullarý arasýndaki ayrýksýlýðý artýk biliniyor.Fanzinler biraz da bu ortamda soluk alabiliyor baþkayerde herhalde ya var olamaz ya da tümüyle baþka birbiçimde var olurlardý.Bu muhasebeye giriþmek için iki þey yaptým. Ýlki, oldukçadaðýnýk olan 'Fanzinlopedi'yi bir çetele ile ve soðukkanlý birbiçimde tasnif etmekti. Ýlk yüz sayýyý bir klasörde, yüzdensonrakileri bir diðerinde toplayýp sýnýflamaya giriþtiðimde,içgüdüsel þekilde ürettiðim þeyi daha somut bir biçimdegördüm. Bu beni rahatsýz etti ve aslýnda kendimi gafilavlama þansýný verdiði için sevindirdi de. Fanzin yapankiþinin kendini çelmelemesi kadar elzem bir þey dahayoktur.Ýkincisi, fanzinlere maruz kalanlarýn genel kanýlarýnýn birdökümünü elde etmek üzere yaklaþýk doksan kiþi arasýndadüzenlediðim bir anket ki bu söz konus tuhaf fotokopiyayýnýn okurunu da gafil avlamak demek oluyor. Buanketten 'olaðan' sonuçlar çýktý. Sözgelimi mimarlýköðrencileri fanzini anlamlý buluyor, olumluyorlar. Genelgörünümü onlara göre fena deðil ama baþka beklentileri devar. Konularý deðiþik bulmakla beraber, fazla kuramsalolduðunu düþünüyorlar. Yarýsý doxa'yý fanzine yeðliyor, buda baþka bir beklentiye iþaret ediyor; doxa'nýn yenidenyayýnlanmasý yönündeki gizli bir beklentiye.Diðer yarýsý, baþka türden yayýnlarýn dasusuzluðunu çekiyor. Büyük bölümüfanzini bir iliþki biçimi olarakiçselleþtiriyor. Yine de çoðuakýlcýlýkla kaçýksýlýk arasýnda birdenge kurulduðunu sezinliyor.Düþüncelerini kolayca dýþavurabildiðini iddia edençoðunluðun yanýnda,tersini düþünen bir baþkaçoðunluk mevcut. Yinefanzin anketinekatýlanlarýn çoðu,fanzinin mimarlýðýnzorunlu birbileþeniolmadýðýnýkavramýþdurumda.BüyükçoðunlukFanzin biçimselbir kýsýt olmaksýzýn,akýlcý bir kaçýksýlýkla,çýkarsýz bir naiflikve boþ umutlararasýndaki gelgitle,bir anti medyaüretiminin samimiyetive vasatlýðý arasýndasýkýþýp kalarak yapýlýr.Tüm bunlar savrukluðun, süreksizleþtirici aylaklýðýn,okunaksýz bir kendiliðindenliðin gerekçelendirilmesielbette deðildir.fanzinleritüketmekteçok istekligörünmemekle beraber,ücretsiz olmasýndan hoþnut.Fanzinlerin sýkça verilmesi,iliþkinin kurulmasýnda önemli birbelirleyici olarak görünüyor; yani çaba tekyönlü bile görünse, öyle deðil. Fanzinleri alýpsaklayanlarla hýzla tüketenler arasýnda bir eþitlik gözeçarpýyor. Fanzinlerin 'iyileþtirilmesi' sorununu kendicephelerinden katýlým yoluyla ele alanlarla bana havale edenlerarasýnda da bir eþitlik var. Fanzinlerin sürekliliði ile ilgili olarakgözler daha çok geleceðe çevrilmiþ durumda. Bu beklenti deðiþimve katýlým talebiyle yüklü.Bu sýraladýðým sonuçlar, istatistiksel ve düz bir okumadan çýkansonuçlardý. Ankete katýlanlarýn ancak üçte birinin ÖSYM formatýnýndýþýna çýkarak en az bir soruda birden fazla seçeneði iþaretlemiþ.Verilen seçeneklerle yetinmeyip kendi þerhini koyanlar onda biroranýnda kalýyor. O azýnlýðýn en azýndan açýk sözlü olduðusöylenebilir. Fanzini mazohist bir zevk; zahmetli, gereksiz, sinirbozucu ve acayip bir nesne olarak niteleyen bu azýnlýk, mimarlýðýhâlâ anlamaya çalýþýyor, bu da güzel haber doðrusu. Fanzinleri hemtümüyle okuyan, hem de yetmez gibi büyük ölçüde elinde tutan hiçolmazsa bir kiþinin mevcudiyeti bu anketle belgelenmiþ oldu! Bu dabir avuntudur! Azýnlýk, haklý olarak þu veya bu nedenle þikayetçi:Yazýlar küçük, niye renkli deðil, niye bu kadar çok fanzin var, niyedaha fazla fanzin yok, gibi. Ama önceki sayýlarý ne yaptýklarýnýnsorgulanmasý hoþlarýna gitmiyor.Fanzinleri haftada üç gün, gün aþýrý (Pazartesi, Çarþamba, Cuma)daðýtýlacak biçimde kurdum son birkaç aydýr. Dönem boyunca100'er kopya daðýtýldý aþaðý yukarý. Geçtiðimiz yýl bu yoðunluktaüretmemiþtim. Büyük ihtimalle kararsýzdým. Dönem boyu elli fanzin,verme sözümü tutmuþ olmam, görüþ bildiren azýnlýðýn takdirinitoplamýþ gibi görünüyor.Yine de, eninde sonunda yarý ciddi bir faaliyetle ilgili olarakhazýrlanmýþ yarý ciddi bir anketti bu. Çarpýcý ya da eðlendiriciolan þey, her kâðýtta iþaretlenen þýklarýn toplamýndan çýkançeliþkiler. Ankete katýlanlarýn fanzinlerle didiþtiðini, kutupsalhislerle dolduðu açýkça görülebiliyor kimi zaman. Zaten fanzinyapan baþka ne ister?2000 yýlýnýn sonlarýnda okulda asistan olduðumda yaptýðým ilkiþ, odamýn kapýsýna koskoca bir doxa logosu yapýþtýrmak oldu.Fanzinler ve doxa aþaðý yukarý doxa ile eþzamanlý ortaya çýktý.Derginin kimi ürünleri adým adým fanzinleþti. Dört yýlý aþkýnsürede büyüklük, tasarým ve hacim deðiþimleri ile yirmi ikiayrý ismi oldu fanzinlerin. Her yýl yeni isimler eklenerek devametti:2000'de Doxa;2001'de Paradoxa Koleji, Karakalp Ýlim Ýrfan Fanzinleri, DoxaKarakalp, Ünlü, Cogitorium, Humania, Sanat Güneþi;2002'de Arch-po;2003'de A Teta, Solak Þair;2004'de Fd, Portakallý Ördek, Lilliput Fanzin Þirketi, Lili, F,Issýz Ada, L'elegan, Doxacity, Saylangoz Fanzin, SütunluFanzinler.Ýlk fanzinler, A3'ün ikiye katlandýðý dört sayfalýk basitformalardý. Hýzla ölçü A4'e, sonra A5'e döndü. Sekiz ve onaltýsayfalýk formalar ortaya çýkmaya baþladý. Fanzinler A6 veA7'ye doðru giderek küçüldüler. Dikey formalar yerini yataykullanýma býraktý. Yalnýzca son elli sayýda zýmba vardý,katlanan fanzinleri ya evire çevire okumaya razý olmak ya dakat yerlerinden keserek formayý açmak gerekiyordu. Kýsacasý,ucuca eklenen diziler oluþturmak, boþ kalan yerlere kimi tuhafilüstrasyonlar yapmak, dizilerin kapaklarýný ayný yapmak, elleçizilmiþ birkaç tanesi dýþýnda metne artan biçimde yervermek, sayfa numarasý ve tarih/numara gibi ya daad/mahlas gibi künye bilgilerini eklemeyi ihmal etmemekdýþýnda yaratýcý bir ürün ortaya koymaya hevesim de olmadý,zamaným da.Ýlk yirmi sayýda kapak için ayrý bir sayfa ayýrmakla ayýrmamakarasýnda kararsýz kaldýðým görülüyor. 20-40 arasýnda bukararsýzlýk ihmalle sonuçlanýyor ve bolca metin görünüyor.Kýrkýncý sayýdan sonra da istikrarlý bir þekilde her fanzinintasarlanmýþ bir kapaðý oluþuyor ve fanzin bugüne kadar bukapaklarla geliyor.Fanzinlerin içeriðini hemen hep yayýnlanmýþ ya dayayýnlanmak üzere olan iþler oluþturdu. Bir dergi içinhazýrladýðým makale, deneme, þiir, öykü, çeviri türü iþleri hiçdeðiþtirmeden fanzin biçiminde yeniden üretmekle yetindimçoðunlukla. Yazýlarýmý dergiler ve kitaplar denizine yollarken,fanzinler fotokopinin hýzýyla ortaya çýktý. Bu da elbette birbaþka kaybolma ve görünmezleþme biçimi, tersi yapýlmayaçalýþýlsa da. Çünkü ortaklaþa olan herþey kanýksanýr,kanýksandýkça da gizemini yitirir. Ýlginin, dikkatin daðýlmasýengellenemez. Tazelik duygusunu ayakta tutmak olanaksýzdýrherþey eskitilir çöpü boylar. Buna raðmen fanzin bir omuzsilkmedir. Salyangozun ilerleyiþine benzer. Salyangozun nasýlyürüdüðünü kimse bilmez, yalnýzca arkasýnda býraktýðý izdenve kabuðundan tanýnýr bu canlý; fanzinin durumu birazsalyangoza benzer.Kimi sayýlarý, gizliden gizliye, bir eþik olarak görmüþtüm.Mesela yirminci sayýyý. Bu, Vertigo'ydu. Fanzinlopedi'ninadý saný yoktu ortada, hacmen bir patlama yaþanmasýnadaha yýllar vardý. Kýrkýncý sayý, “Eskiþehir Avrupa KentiOluyor” metniydi. Ellinci sayý, Uður Tanyeli'nin davetliolarak yaptýðý konuþmanýn bant çözümüydü. Altmýþýncýsayý bir pes etme belirtisiydi ve kendi kendimesorduðum “Fanzin Gerekli Midir?” sorusuna verdiðimöfkeli bir yanýttý. Bu iyi geldi, daha doðrusu iyi gelmiþolmalý ki, Oulipo, Yerdeðiþtirmeler, Et Caetera dizileribundan sonra ortaya çýktý. Yüzüncü sayý ile üç yýl dolduve “Deneysel Mmiarlýða Doðru: Arch-po” ayný zamandaokuldaki ilk proje atölyesi deneyimimin ürünü oldu.Solak Þair, Portakallý Ördek ve Lilliput dizileriyle yüzellinci sayýya geldim. Fanzinlerin beþinci yýlýna giriþinikutlayan saymaca bir söyleþiydi bu. Issýz Ada, gerçekanlamda korsan olan ilk dizi oldu. <strong>2005</strong>, muhtemelen biryüz sayý daha getirecek. Fotokopiyi tümüyle devre dýþýbýrakarak daha temiz bilgisayar çýkýþlarý ile fanzinlersürecek. Bir laser printerla fanzin piþirmek, bedavaekmek daðýtmak kadar olmasa da, sevap kazanmakbakýmýndan hiç fena sayýlmaz, derim. Yapýnýz!Yapmaktan baþka yapacak iþiniz mi var?Fanzinleri baþýndan beri mimarlýk öðrencileri içintasarlayýp çoðalttýðým için, ister istemez þakülükaçýrmaktan korkarým. Bundan kurtulup tümüyle'sansürsüz' ve özel iþler yapmanýn özlemiyle doluyum.Bugüne kadar Mehdi Hasýmkara, Pervin Atmaca,Aslýhan Sahaflar, Sedef Birsel, Göksel Kumdað, DoðanOnur Araz (Gerçek bir kiþi olmakla beraber fanzinlerdebir mahlas olarak vardý), Zafer Aksoðanoðlu, A. RýzaSaltýk gibi adlar, fanzinlere konuk (!) oldu; katkýlarýndandolayý kendilerine müteþekkirim.Fanzinlopedi, ele avuca gelmez bir ansiklopedi.Tümünüarka arkaya dizip bir ciltte toplamak olanaksýzgörünüyor. Fanzinlerin adý, yazarlarýnýn adý süreklideðiþiyor ve bu durum herhangi bir düzene baðlý deðil.Fanzinlerin ebadý, o ebada yerleþme biçimi de süreklideðiþiyor. Genel bir küçülme eðilimi dýþýnda tartýyavurulur gibi deðil. Yapabileceðimiz en iyi þey ilk yüzsayýyý A5 ebadýnda bir kutuya, diðer yüz sayýyý A6ebadýnda ama daha geniþ bir kutuya koymak olurdu.Fanzinin konusu ve yapýlýþ biçimi ile büyüklük ve tasarýmýarasýnda olaðan, normal bir iliþki yok. Hepsinden kötüsü,tüm bu deðiþkenler, hesaplanmýþ bir toplam durumayönelik deðil. Kýsaca, seri halindeki grup fanzinlerdýþýnda hepsi ayrý telden çalýyor. Ýlk yirmi sayýyý bir türkaranlýk bölge saymak zorundayýz; çünkü hangi sýra ileverildikleri meçhul.Fotoðraf fanzinleri, týpkýbasým tuhaf risaleler, dergimetinleri, hiçbir yerde çýkmamýþ iþler, kitap fasikülleri,çizili fanzinler, þiir fanzinleri, söyleþiler, manifestolar,bildiri kopyalarý, ders ürünlerinden yapýlan derlemeler,çeviriler, görsel seriler, metin çözümleri, özel sayýlar,reprodüksiyonlar, tefrika kitaplar, týpkýbasýmlar, ödevmetinleri... Hepsi de çöpe gitti, gidiyor, gidecek.Mahzuru yok.20 Þubat <strong>2005</strong>, Kuþtepe.