07.07.2015 Views

RÖPORTAJ - TürkPsikiyatri

RÖPORTAJ - TürkPsikiyatri

RÖPORTAJ - TürkPsikiyatri

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

MedicinExpress Psikiyatri Bülteniakılhanewww.medicinexpress.orgwww.turkpsikiyatri.orgSayı 2 • Mayıs 2013KAMPÜSTESORDUKPSİKİYATRİNİNStres KandakiProteinlerinPıhtılaşmasınaNeden OlabiliyorOLUMSUZ YANLARIPROF. DR. BÜLENT COŞKUNRÖPORTAJKAMPÜSKAHVESİDoç. Dr. Meram Can Sakapsİkİyatrİnİn tıpta durduğu müstesna yer


EDİTÖRDEN...İMTİYAZ SAHİBİMedicinExpress & TurkPsikiyatriTıp öğrencilerinin psikiyatriye olan ilgisinin azlığını 1960’lı yıllarda bu konuyla ilgili literatürdekiilk makalelerden birini yayınlayarak Dr. Irwin Yalom ve Dr Moos’un konuyaişaret etmelerinin üzerinden elli yıldan fazla zaman geçmesine rağmen, psikiyatrininöğrencilerin ilgisini çekmekteki yetersizliğinin sürmesi gündemdeki yerini kaybetmemişgörünüyor. 2010 yılında Dünya Psikiyatri Birliği’nin (WPA) resmi yayın organındakonuyu işlemesinin ardından Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) de 2012 yılında internetsitesinde bir bildiri yayınlayarak konunun önemine dikkat çekmişti. Bugüne dek, psikiyatrininneden diğer branşlar kadar ilgi görmediği konusu, çok değişik nedenleri ileirdelenmiş olsa da, branşın hekimliğin “uzağında” görülmesi ve öğrencilerin gözünde“bilimselliğinin” az olduğuna dair yaygın olan fikirler, bildirilen bazı çalışma sonuçlarınagöre bu duruma katkı sağlayan olumsuz etmenlerden bazıları gibi görünmektedir.Aynı çalışma sonuçları, öğrencilerin psikiyatrinin tam olarak tıbbın neresinde durduğukonusunda da fikir birliğine sahip olmadıkları, ve psikiyatri konusunda genel bilgilerininzayıf olduğunu da göstermiştir. Uygulamaları ve tıp içindeki yaklaşımları çokbüyük bir süratle değişen branşı en modern uygulamaları ve yaklaşımları ile öğrencileretanıtmak etkili olabilecek bir strateji olabilir. Psikiyatrinin tıp öğrencileri arasındaanlaşılabilir kılınması, günümüzdeki “modern psikiyatri” olarak tarif edilen sınırlar içinenelerin girip nelerin girmediğinin tıp fakültesinin erken evrelerinden anlaşılması , psikiyatrininve modern psikoterapinin günümüzde diğer tıp branşları gibi kanıta-dayalıolarak uygulanabildiği gerçeğinin bilinir hale getirilmesi, tıp öğrencilerinin psikiyatrihakkındaki önyargılarını değiştirilmesi, psikiyatrinin tıpta durduğu müstesna yerin onlartarafından doğru anlaşılması için gayret edilmesi, Akılhane Bülten’inin varlık sebeplerindenbazılarıdır.MedicinExpress Tıp Dergisi teknik ekibi ve Genel Yayın Yönetmeni Dr Fatih Batı’nınbüyük desteği ile, yardımcı editörler tıp fakültesi öğrencileri ve Akılhane EditörYardımcıları, Vedat Menderes Özçiftçi ve Dilara Zorlu’nun liderlik ettikleri eşsiz motivasyonve ruh ile TürkPsikiyatri Öğrenci Grubu’nun kollektif bir eseri olan Akılhane’ninikinci sayısını sizlere sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu sayımızda KocaeliÜniversitesi Psikiyatri Bölümü Öğretim Üyesi ve Dünya Psikiyatri Birliği Eğitim BölümüBaşkanı Prof. Dr. Bülent Coşkun, ve Ankara Üniversitesi Psikiyatri Bölümü Öğretim ÜyesiDoç. Dr. Meram Can Saka Röportajlarına yer veriyoruz. “Kampüste Sorduk” köşemiz, yineTürkiye’nin değişik tıp fakültelerinden ve tıp fakültesinin değişik sınıflarından gelen zekive bir o kadar da özgün fikirlerle geleceğin pırıl pırıl psikiyatristlerinin aklından geçenlerhakkında sizlere ipuçları verecektir.Ulaş Mehmet ÇAMSARI - Editör / Mayo ClinicBranş EditörüUlaş Mehmet ÇAMSARI (Twitter @ulascamsari)Psikiyatri UzmanıMayo Clinic Tıp Fakültesiakilhane@turkpsikiyatri.orgEditör YardımcısıVedat Menderes ÖZÇİFTÇİ (Twitter @vedatmenderes)Hacettepe Tıp FakültesiDilara ZORLUGazi Tıp FakültesiTasarım ve GrafikFatih BATI (Twitter @drfatihbati)Nükleer Tıp UzmanıWebwww.turkpsikiyatri.orgwww.medicinexpress.orgİletişimakilhane@turkpsikiyatri.orgGönderilen yazının sorumluluğu yazarlara aittir. Yazıların yayınhakkı dergiye ait olup, yayınlanan ve yayınlanmayan yazılar iadeedilmez, telif hakkı ödenmez.İzinsiz, kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılmaz.“MedicinExpress” Yeni Nesil TIP Dergisi © 2011Her hakkı saklıdır .Akılhane, MedicinExpress ekidir.2 ayda bir yayınlanır.Akılhane Bülteni Şubat 2013’te ilk sayısıyla “Merhaba!” dedi okunma serüvenine. Gerek öğrencilerden, gerekse psikiyatrinin ülkede önde gelen isimlerindenaldığı olumlu geri bildirimler mutluluk verici olduğu kadar aynı zamanda daha iyisini yapmak için bizlere bir motivasyon kaynağı oldu. Veşimdi Akılhane 2. sayısıyla yine dolu dolu, güncel, bilgilendirici ve sorgulatıcı bir içerikle karşınızda.Gelelim bu yazının başlığına konu olan DSM’ye. DSM bir çoğumuz bildiği gibi, Amerikan Psikiyatri Birliği’nin ruhsal hastalıkların Tanısal ve İstatistikseBilgileri’nin oluşturduğu bir el kitabı. ( DSM : Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders) Psikiyatri dünyasında anlamı ve önemininkuşkusuz, üzerine yapılan onca tartışmanın da su götürmez olduğu bu kılavuzun beşinci sürümünün taslağı 2012 yılında resmi sitesinde izlenmeyeaçılmış; görüş ve öneriler toplanmıştı. Taslağı yayınlanan ancak halen revizyonunun devam ettiği sürümün resmi olarak Amerikan PsikiyatriBirliği Mayıs 2013 Toplantısında yayınlanması beklenmektedir. DSM ‘nin yeni sürümü acaba davranışlarımız, duygu ve düşüncelerimiz hakkında birçok geçmiş bilmecenin çözümlendiği ve bir çok yeni bilinmezliğe merak saldığımız bir ‘’Beyin Çağı’’ nda bizlere neler sunacak ? DSM-5. sürümüyayınlanmasına çok az kala, Akılhane ekibi olarak sizlerin dikkatini bu konuya çekmek istedik. DSM üzerine tartışmalara kulak vermekte fayda var.Belki de DSM-5 dünya barışına büyük katkı sağlar. Kim bilir?Vedat Menderes ÖZÇİFTÇİ - Editör Yardımcısı / Hacettepe Üniversitesi Tıp FakültesiDesignfreebies Magazine • www.designfreebies.org • 3medıcınexpress & AKilhane ı mayıs 2013


SİZCEPSİKİYATRİNİNEN OLUMSUZ YANINEDİR?Kurallara dayandırılamıyor oluşu. Örneğin bir kişide depresyonun sebebi düşük serotoninolabiliyorken bir diğer depresyon vakasında, serotonin yüksekliği saptanabiliyor.Buna bağlı olarak ilaç tedavilerine her bireyin verdiği yanıt farklı olabiliyor. Bunun yanısıra aynı bozukluk bireylerde farklı şekilde ortaya çıkabiliyor. Bu durum hem tanı hemde tedavi açısından klinisyenler için ciddi bir zorluk teşkil etmekte. Ve bu faktörlersistematikleşmeyi,ve bilim olma çabasını önünde engel oluşturuyor.Rojda Kotan, Atatürk Tıp Dönem 4Psikiyatri hasta ile doktor arasında kurulan iletişimle tedaviyi gerçekleştirebiliyor. Ancakinsan öyle bir varlık ki kendince zayıf bulduğu yanlarını kimseyle paylaşmak istemeyebilir.Dolayısıyla psikiyatriste aslında olup biteni değil,olması gerektiğini düşündüğü kişiyi yada olmak istediği kişiyi anlatabilir. Doktor hastanın yaşamına bizzat tanık olmadığı ve haskampüstesordukPsikiyatrinin en olumsuzyanı tam tedavininçoğu hastalıkta imkansizolmasıdır. Diğertıp alanlarına kıyaslagöreceliliğinin daha fazlaolmasıdır.medıcınexpress & AKilhane ı mayıs 2013


İnsan öyle bir varlıkki zayıf bulduğuyanlarını kimseylepaylaşmak istemeyebilir.”tayla yıllarca iç içe yaşamadığı için sadecehastanın söylediklerinden yola çıkabilirve tedavi rotasını ona göre çizer. Lakinhasta bambaşka düşüncelere sahip olabilir.Kimsenin gerçekten ne yaşadığını,nedüşündüğünü tam olarak bilmemiz mümkünolmayacağı için psikiyatride bu açıdan%100 bir iyileşmeden söz edebilir miyiz?Melek Gercik, Cerrahpaşa Tıp Dönem 1Bence en olumsuz yanı insanların bubilim alanıyla ilgili çok fazla bilgiye sahipolmamaları ve bu nedenle psikiyatriyebaşvuranların sayısının çok az olması bualandaki doktorların mümkün olduğuncaçok hasta grubuna ulaşmasını engelliyor.Sesil Dabakoğlu, Yeditepe Tıp Dönem 3Aklıma gelmediğinden ötürü atladığımbir hastalık olmasın diye bir psikiyatrikitabının içindekiler bölümünü açıpaçmamakta tereddüt ediyorum ama ilkdüşündüğüm hastalık grubu psikotikbozukluklar oluyor. Gerek medikasyonları,gerekse rehabilitasyonları, psikoterapive psikososyal destek uygulamaları zorgörünüyor.Yunus Taylan, Cerrahpaşa Tıp Dönem 5Bence en olumsuz yanı kim deli kim normalbilinmemesi. İnsan psikolojisinin normalişlevi bence henüz bulunmamıştır.Eğer psikolojik sağlığı topluma uyumlaölçüyorsak, içinde bulunduğumuzsistem ve toplum kuralları tutarlı değilve kendi içinde çelişiyor. Dahası bireyinsağlığını zaten önemseyen bir sistemdeğil. Dolayısıyla bu toplumun zihinselolarak tutarlı, psikolojisi düzgün insanlaryetiştirmesini bekleyemeyeceğimizgibi topluma, sisteme tam uyum sağlamışinsanlara da sağlıklı diyemeyiz. Eğerpsikolojik sağlığı bireyin mutluluğunagöre ölçüyorsak da insanların bu dünyayamutlu olmak için geldiği gibi temelsiz birkabul yapmış oluruz. Belki de psikiyatrinörolojiyle ispatlayamadığı alanları felsefeyebırakmalıdır şimdilik. Ben sadece dahaçok araştırma diyorum.Selin Girgin, Hacettepe İng Tıp Dönem 2Designfreebies Magazine • www.designfreebies.org • 5medıcınexpress & AKilhane ı mayıs 2013


Toplumun zihinsel olaraktutarlı, psikolojisi düzgüninsanlar yetiştirmesinibekleyemeyeceğimiz gibitopluma, sisteme tamuyum sağlamış insanlarada sağlıklı diyemeyiz”medıcınexpress & AKilhane ı mayıs 2013


Bence psikiyatrinin en olumsuzyanlarından biriPsikiyatrinin en olumsuz yanı tam tedavininçoğu hastalıkta imkansiz olmasıdır.Örneğin panik atak icin seans ve ilaçuygularsınız. İlaçlar sakinleştirici nitelikte.Seansların verimi ise tartışmaya açıktır,her ne kadar psikoterapinin ilaçtan üstüngeldiğine inansam da. Kötü bir deneyimindevamında örneğin psikolojikhastalıkların tekrarlama olasılığı yüksektir.Zaten psikiyatrik vakalara birden çokyaklasım önerilmesinin nedeni de en idealve kesin çözümün henüz bulunamamışolmasıdır. Psikiyatrinin hem laneti hem dehediyesi bu, bilinmiyor ve bu yuzden bukadar çekici.Gökçenur Cihaner, Ege Tıp Dönem 2En olumsuz yanı bence insanların kendinde,içinde bir sorun olduğunu hissetmelerinerağmen bunlar için doktorabaşvurmaktan çekinmeleridir.Merve Güngör, Dokuz Eylül Tıp Dönem 2İnsanları “tek tip”leştirmeye çalışması.Tabii bu kadar basit değil, ancak sorunlarkişinin kendini yönlendirmesini sağlıyor.Bir sanatçı tedavi edilmeli mi? İnsançıldırma noktasına geldiğinde üretken olabiliyor.Bazen psikoterapinin ya da psikiyatrinininsanı kısırlaştırdığını düşünüyorum.Herkes mutlu olmak zorunda olmamalı.Bazen amaçsız bir mutluluktansa ardındaüretkenliğin yattığı bir mutsuzluk dahaanlamlı.Zeynep Aydın, Erciyes Tıp Dönem 2Bence psikiyatrinin en olumsuzyanlarından biri diğer tıp alanlarına kıyaslagöreceliliğinin daha fazla olmasıdır. Ayırıcıtanı ne kadar işe yarar görünse de birçokhastalığın hem tanısında hem de tedavisindebenzerlikler yoğun. Kendini farklıpsikiyatrik konularda iyi yetiştirmiş ikipsikiyatriste giden bir hastanın farklı ikitanıyla karşılaşmasını olası görüyorum.İki doktor da hastayı bütüncül olarakinceleyerek farklı sonuçlara ulaştıklarınısöyleyebilir, üstelik bunun oldukça bilimselolduğunu da düşünmekteyim.Sanıyorum ki bu durum psikiyatrinin temelindekinitel gözleme ve insan psikolojisininçözümlenme zorluğundan kaynaklı.Özgür Kavak, İstanbul Çapa Tıp Dönem 2Kliniğe yatırılması gereken hastalarıniyileşmeleri gereken sürede neredeysehiç dışarı çıkamamaları ayrı bir zorluksebebi bence. Belki fazla uyaran gelmesiengelleniyor ama 3-4 haftayı geçen sürelerdesürekli serviste (hastane ortamında)kalmanın ruh hallerine ayrı bir yükgetirdiğini düşünüyorum.Dilara Zorlu, Gazi Tıp Dönem 5Psikiyatrinin en olumsuz yanı, insanlarınçoğunluğuna göre normal olmastandardını belirleyip bu çizginin dışındakalanlara hasta muamelesi yapmasıdır.Halime Ataş, Kocaeli Tıp Dönem 1Psikiyatrinin en olumsuz ve belki deen güzel yanı diğer tıbbi branşlardanfarklı olarak laboratuvar destekli tanıkonamamasıdır. Günümüzde anamnezdentanı koyamayan her doktor çareyi yabiyokimya ya da radyolojiye başvuraraköntanısını kesinleştirebilirken, psikiyatristinkan ya da idrar tahlilinde glukoz miktarıölçmek kadar basit şekilde şizofreni tanısıkoyması mümkün değildir. Hastaya tanıkoyabilmek için sözlü iletişim kurmakzorundasınız.Nergis Özdoğan, Uludağ Tıp Dönem 5pSİKİYATRİDEEN İYİ İLETİŞİMLEEN İYİ TEDAVİSAĞLANIRİnsan çıldırmanoktasına geldiğindeüretken olabiliyor.Bazen psikoterapininya da psikiyatrinininsanı kısırlaştırdığınıdüşünüyorum.Designfreebies Magazine • www.designfreebies.org • 7medıcınexpress & AKilhane ı mayıs 2013


RÖPORTAJ:KÜBRA YILMAZKOCAELİ ÜNİVERSİTESİProf. Dr.TIP FAKÜLTESİDÖNEM 2 ÖĞRENCİSİBülent ÇOŞKUNKocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim DalıSayın hocam, bize vakitayırdığınız için teşekkürederiz. Öncelikle bize kısacaözgeçmişinizden bahsedermisiniz?Ben de MedicinExpress Akılhane PsikiyatriBülteni adına ilginizden dolayı teşekkürederim.Önce mezuniyetimi ve görev yaptığımyerleri belirteyim: Darüşşafaka Lisesini1972’de bitirdim.1978 Hacettepe Tıp Fakültesi mezunuyum,aynı Üniversitede, aynı yıl girdiğimPsikiyatri asistanlık eğitiminden de1982’de mezun oldum. Sonra oldukçafarklı yerlerde kimi kısa kimi dahauzun sürelerle çalışma imkanım oldu.Askerlik (Kura sonucu Gümüşsuyu AskerHastanesi çıkmıştı) sonrası zorunlu hizmetiçin Manisa Ruh Hastalıkları Hastanesi,evlenme sonrası eş durumu tayini nedeniyleAnkara Numune Hastanesi, YenişehirRuh Sağlığı Dispanseri ve sonra da yaklaşıkaltı yıl görev yaptığım Sağlık Bakanlığı RuhSağlığı Daire Başkanlığı, İnönü Üniversitesi(bir bölümü Baylor Texas’da) ve son 18yıldır da Kocaeli Üniversitesi…Bakanlıkta çalıştığım dönemde “ulusal ruhsağlığı programı geliştirme çalışmalarında”ve 1987 - 1988 yıllarında yürütülen “elvedasigara merhaba hayat” kampanyasındaaktif rol almıştım. Yurt içinde ve yurtdışında çok değişik kısa ve uzun süreliçalışma gruplarında yer alma şansım oldu(Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı,Devlet Planlama Teşkilatı vb). Bu yıllardabaşlayan Dünya Sağlık Örgütü ile ilişkilidanışmanlık görevleri nedeniyle Avrupa’dadeğişik yerlerde, Afrika’da Tanzanya’da veAsya’da Türki Cumhuriyetler diye bilinenKırgızistan, Türkmenistan ve Kazakistan’dakısa süreli (bir hafta – bir ay arası)çalışmalarım oldu. Kendimi bu yönlerdençok şanslı hissediyorum.medıcınexpress & AKilhane ı mayıs 2013


Malatya’da ve Kocaeli’de PsikiyatriAnabilim Dallarının kuruluşunda görevaldım. 2008’den bu yana da DünyaPsikiyatri Birliği, Psikiyatri Eğitimi BilimselÇalışma Biriminin başkanlığını yürütüyorum.Toplum ruh sağlığı, koruyucu psikiyatri,davranış bilimleri, klinik konu olarakda ergen psikiyatrisi ilgi alanlarımıoluşturuyor.Eşim, Çocuk Psikiyatrisinde öğretim üyesive tıpla ilgili olmayan bir meslek seçenoğlum var.*Peki, neden tıp, neden psikiyatri? Sizipsikiyatriye yönlendiren bir karakter varmıydı?Darüşşafaka Lisesinde meteorolojiyeilgim vardı ya meteoroloji ya da tıp diyordum.Lise yıllarımda epeyce hastalıklarlauğraşmıştım. Tıp fakültesini bitirirkende ya pediyatri ya psikiyatri diyordum.Psikiyatri oldu. Çok değerli hocalarımınetkisi ve katkısı olduğunu söyleyebilirim.olmasından dolayı.* Dediğiniz gibi, dünya giderek küçülürkensizce bir psikiyatrist için yurt dışındaçalışmak kültür farkı nedeniyle zor olurmu?Bazı zorlukları olabilir ama bu, böyle birdenemeyi ortadan kaldırmamalıdır. Yurtiçinde de gerekli esnekliği gösterememizhalinde ve dar alanımız dışına çıkmaktazorlanmamız durumunda kültürel anlamdazorluklarımız olabileceğini unutmamakgerekir.Bu son iki soru bana yurt dışında eğitimalmayı veya uzun süreli çalışmayıdüşünen gençlerimiz olabileceğinidüşündürdüğünden başlarda bir yerdesöylediğim bir konuyu bir kere dahahatırlatmak istiyorum. İnsanlar gençlikyıllarında gelecekleriyle ilgili çok önemlikararları alırken bazen iş tesadüflerekalabiliyor. Ne kadar erken dönemde, nekadar çok seçenek hakkında farklı kaynaklardanbilgi edinilir ve olabilirse de deneyimyaşanabilirse “ben gerçekten ne istiyorum?”sorusunu cevaplamak görece dahakolay olabilir…*Türkiye’de psikiyatri eğitimi yeterli mi,yurt dışında muhakkak bir eğitim almakgerekir mi?*Çok haklısınız... Psikiyatrinin geleceğininasıl görüyorsunuz? Bilimsel gelişmeler nedurumda?Yeterlilikten ve hangi amaç için yeterliliktensöz ettiğimize göre değişir elbette busorunun cevabı.Genel olarak psikiyatri için Türkiye’deyeterli eğitim verildiğini düşünüyorum.Gerek eğitim sırasında gerekse daha sonrayurt dışında bulunmak, farklı uygulamalarıgörmek, bilgi ve beceri geliştirmekaçısından kuşkusuz yararlı olur.Günümüzde daha tıp eğitimi sırasındadeğişim programlarının yaygınlaşmasıbüyük bir avantaj. Gençlerin bu yolları denemesininuygun olacağını düşünüyorum.Asistanlık dönemini de bu biçimdedeğerlendirmek eskiye göre daha kolaygörünüyor, dünyanın giderek küçülüyorBilimsel, özellikle de teknoloji alanındakibaş döndürücü gelişmeler çoğu zamanmutlu ediyor, umutlandırıyor ancak bazende ürkütebiliyor.Bu gelişmeler tıpta ve psikiyatride temelolması gereken insan ilişkilerinin öneminiazaltmamalıdır. Tanı, ayırıcı tanı ve tedaviamaçlı teknik gelişmeler ne kadar ilerlesede insanın duyguları, sevinci, kederi,korkusu, her türlü heyecanı mutlaka tıpve psikiyatri uygulamasının merkezindeolmalıdır. Bilimsel gelişmeler, insan insanaolan ilişkilerimizi kolaylaştırmalı, onun yerinegeçmemelidir.Sizler bizlerin hayal edemeyeceğigelişmelere tanık olabilirsiniz, olacaksınız2008’den bu yanada Dünya PsikiyatriBirliği, PsikiyatriEğitimi BilimselÇalışma Birimininbaşkanlığını yürütüyorum.”Designfreebies Magazine • www.designfreebies.org • 9medıcınexpress & AKilhane ı mayıs 2013


da. Sizlere 35 yıllık bir hekim önerisi, teknolojiyi bizler kullanmalıyız,onun bizi kullanmasına izin vermemeliyiz.*Önerinizde haklısınız, bu farkındalığı her kesimde oluşturmakgerekiyor. Bu da ancak siz ve sizin gibi değerli hocalarımızıngayretiyle mümkün olabilir diye düşünüyorum.Bu ara siz neler üzerinde çalışıyorsunuz? Bize çalışmalarınızdanbahseder misiniz?Ben Marmara depreminden sonraki dönemde ağırlığı toplumruh sağlığı çalışmalarına vermeye çalıştım. Bu konuyla ilgili olarakçeşitli farkındalık geliştirme amaçlı etkinlikler gerçekleştirmeyeçalışıyoruz. Liseli ve üniversiteli gençlere, çeşitli meslek gruplarına,hastalarımıza, hastanemiz çalışanlarına ve genel olarak da halka açıktoplantılar, söyleşiler yapıyoruz. Bu çalışmalarla insan ilişkilerindeyaşanan farklı iletişim biçimlerine, günlük koşuşturmalarımızdakaçırabildiğimiz ayrıntılara dikkat çekip kendimizi, ilişkilerimizidaha çok farkına varalım istiyoruz. TV dizilerinden, filmlerden,belgesellerden, reklamlardan kısa bölümler alıp izliyor, bunlarüzerinden insan ilişkilerini ele alıyoruz. Son zamanlarda KocaeliBüyükşehir Belediyesi ile işbirliği yaparak her ay bir oyun sonrasısanatçı ve izleyicilerle birlikte “bir oyun, farklı yorumlar” adıyla yinefarkındalık geliştirme amaçlı çalışmalarımız oluyor.Bunların dışında öğrenci ve asistanlarımızla derslerimiz, seminerlerimiz,denetim saatlerimiz de oluyor elbette. Bir de DünyaPsikiyatri Birliği çerçevesinde çalışmalarım sürüyor.**WPA (dünya psikiyatribirliği) ve oradaki“Section Chair” (eğitimbölümü başkanlığı)statünüzden bize bahsedebilirmisiniz?Dünya PsikiyatriBirliği, üye ülkelerinoluşturduğu biruluslararası kuruluş(http://www.wpanet.org/) Gururla söyleyebilirimki 2008’den berigenel sekreterliğini ülkemizden bir arkadaşımız, Dr Levent Küeyyürütüyor. Ben de bilimsel çalışma birimlerinden biri olan PsikiyatriEğitimi Bilimsel Biriminin başkanlığında bulunmaktayım. Çeşitliuluslararası toplantılarda etkinlikler düzenlemek, araştırma veyayınlar yapmak, eğitim konusuyla ilgii diğer bilimsel çalışma birimleriyleortak etkinlikler hazırlayıp uygulamak gibi çalışmalarımızoluyor.Bu yıl Nisan’da Bükreş’te, Haziran’da İstanbul’da ve Ekim’de“Eşim, Çocuk Psikiyatrisindeöğretim üyesi ve tıpla ilgiliolmayan bir meslek seçenoğlum var.”Viyana’da bizim birimimizin gerçekleştirmeyi düşündüğü çoksayıda oturum bulunmakta. Ayrıca geçen yıl Doha (Katar) ve bu yılda Coventry / Warwick (İngiltere)’de gelişmekte olan ülkelerdeki“tıp eğitiminde psikiyatrinin yeri” konusunda özel toplantılarımızoldu ve olacak. Kongrelerde de bu konuları ele almaktayız.2011 başında “Psikiyatri’yi Öğretmek – kuramdan uygulamaya”(Teaching Psychiatry Putting theory into practice) adlı birkitabımız yayınlandı. Benim de editörlerinden biri olduğum bukitabın Türkçeye çevrilme çalışmaları sürüyor.Koruyucu Psikiyatri Birimi ile ortak yürütmekte olduğumuz biraraştırmamız var. Dünyanın değişik bölgelerinde tıp eğitimindekoruyucu psikiyatrinin yerinin araştırılmaya çalışıldığı buaraştırmanın veri toplama aşaması devam ediyor. Daha sonra biröneri metni hazırlanması planlanıyor.Ayrıca üyelerimiz arasında genç psikiyatristlerin sayısını giderekartırmaktayız. Onlarla işbirliği içinde yürütmeye çalıştığımız başkaaraştırmalar da bulunmakta. Tıp öğrencilerinin psikiyatriye ilgileribu konulardan biri. Varolan uluslararası değişim programlarına ekolarak biz de birim olarak kurumlarımız arasında genç psikiyatristdeğişimi uygulamasına başladık.Eğitim birimibaşkanlığı yanında birde Dünya PsikiyatriBirliğinin Eğitimişlerinden sorumlusekreterinin başındabulunduğu beşkişilik bir kurulun daüyeliğini yürütmekteyim(WPA OperationalCommittee onEducation).*Ortada çok ciddi bir emek ve başarı var. Peki, hocam bir psikiyatristolarak sizce işinizin en zor tarafı nedir?Teşekkür ederim bu değerlendirmene…Zorluk konusuna gelecekolursam, kişisel olarak çaresiz kaldığımız en önemli durumlardanbirinin tamamlanmış intihar olayları olduğunu söyleyebilirim.Tıpta ölüm kaçınılmaz olarak karşımıza çıkıyor. İntihar da bu türdurumlardan biri aslında ama ne kadar deneyimli olursa olsun,medıcınexpress & AKilhane ı mayıs 2013


Sizlere 35 yıllıkbir hekim önerisi,teknolojiyi bizlerkullanmalıyız, onunbizi kullanmasına izinvermemeliyiz.”insan hastası intihar ettikten sonra acaba daha farklı bir şeyleryapabilir miydim diye sorabiliyor kendi kendine.Meslek grubumuz adına da en zor ve üzüntü veren durumun sonzamanlarda performans adı altında hastalarımızla ilişkilerimizimekanikleştiren uygulamalar olduğunu söyleyebilirim. Görüşmesürelerinin daraltılması bunun en somut sıkıntılı yanı.Ayrıca ülkemizde hala bir ruh sağlığı yasasının bulunmuyor olmasıutanç verici bir durum…*Son olarak mesleğinizle ilgili ilginç bir anınızı anlatır mısınız?Ben psikiyatri stajyerleriyle ilgili her staj grubunda tekrarlanan vebeni mutlu eden bir güzelliği paylaşmak istiyorum.Stajın ilk günü, yıllar öncesinde Ruh Sağlığı Daire Başkanı iken birruh hastalıkları hastanesinde çekmiş olduğum pek de hoş olmayankısa bir videoyu gösteriyorum. Öğrencilerimizin duygularını,düşüncelerini konuşuyoruz. Tepkilerini dinliyorum. Daha sonrahastalarla yaptığımız görüşme örneklerinde onların sımsıcak “yurduminsanı” yanlarını izliyoruz. Bir de stajın sonlarına doğruhastaların çok yoğun belirtileri olan dönemlerini ve iyileşmişhallerini, hastaların kendi yorumlarıyla dinlediğimizde stajyerarkadaşlarımızın “demek ki psikiyatri de işe yarıyormuş” benzerisözlerini duymak beni çok mutlu ediyor. Bazen benim, “o kadar dadeğil arkadaşlar, bizim de başarılı olamadığımız durumlar oluyorelbette” demem gerekiyor…Benim yıllardır, belki yüzlerce kere izlediğim videolarda gençarkadaşlarımızın bazı ayrıntıları yakalamaları da ilginç ve olumlubir başka yön oluyor.Vakit ayırıp sorularımı içtenlikle cevapladığınız için teşekkür ederim.Bu sayede sizi daha yakından tanıma fırsatı bulmuş olduk.Bu fırsatı sağladığınız için ben çok teşekkür ederim.Bana bir şeyler yazmak, paylaşmak isteyen olursae-posta adresim: 8bulentcoskun@gmail.comDesignfreebies Magazine • www.designfreebies.org • 11medıcınexpress & AKilhane ı mayıs 2013


KAHVELER SOĞUMADANII. Kampüs Kahvesi’nin ArdındandİLARA zorlu / gAZİ üNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM 5Akşamüstü kahvelerini, Türkiye’nin ve Dünya’nınfarklı şehirlerinden, farklı zaman dilimlerindenPsikiyatriye dair sohbet ederek geçirmek isteyenbir grup tıp öğrencisi ; 13 Nisan 2013’de Türkiye’desaat beş olduğunda bilgisayar ekranlarınınbaşındaydı.Karşılarındaki ekranda, güneşin konumlarının birbirinden farklıolduğu aşikar 20’ye yakın pencerede; katılımcıların yaşlarının,deneyimlerinin çeşitliliğiyle herkesi heveslendiren, renkli birgörüntü vardı.Ufak bir tanışma merasiminin ardından Bakırköy Eğitim veAraştırma Hastanesi’nde asistanlıklarını tamamlamış uzman hekimlerDr. Serhat Tunç ve Dr. Erhan Akıncı; Türkiye’deki psikiyatriasistanlığına dair bilgi verdiler. Değişen yasaların asistanlıkeğitimine olan etkilerinden ve Eğitim ve Araştırma Hastaneleri’yleÜniversite Hastaneleri arasındaki farklardan bahsedereköğrencilerin sorularını içtenlikle cevapladılar.Mayo Clinic’ten Psikiyatri Uzmanı Dr. Ulaş Mehmet Çamsarıve psikiyatri asistanı Dr. Gamze Balcı Çamsarı; ABD’deki GenelPsikiyatri Eğitimi ve Yan Dal Eğitimlerinden bahsederek Türkiye’dekifarklarıyla birlikte eğitim süreçlerini değerlendirdiler.Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Bölümü’ndenProf. Dr Emine Kılıç, Çocuk Psikiyatrisi’ nin geçmişi ve bugünündenbahsettiği konuşmasında, kendi alanında Genel Tıp ve GenelPsikiyatri bilgisinin çok önemli olduğunu vurguladı ve öğrencilerinsorularını yanıtladı.Dünya Psikiyatri Birliği (WPA) Eğitim Bölümü Başkanı, Kocaelimedıcınexpress & AKilhane ı mayıs 2013


Üniversitesi’nden Prof. Dr. Bülent Çoşkun; baştan aşağı keyifle dinlediğini söylediğitoplantıya gençlerin ilgisiyle ilgili memnuniyetini belirterek WPA’nın faaliyetlerinden bahsetti.Tıp öğrencilerinin psikiyatriye olan ilgisini artırmak için neler yapılabileceğiyle ilgilikatılımcılarla beyin fırtınası yaptı.Son olarak Ankara Üniversitesi öğretim üyesi klinik psikolog Sevgi Güney Klinik Psikolojieğitiminden bahsetti ve Psikiyatrist- Psikolog uyumunun tedavi süreçlerine olan etkisinivurguladı.Yaklaşık üç buçuk saat süren toplantıda Tıp Fakültesinin her döneminden katılımcılar, renklibir sohbet ortamında sorularına cevap buldular, düşündüler, yeni fikirler geliştirdiler.Herkes kahvelerinden son yudumu aldığında biraz yorgun ama çok keyifliydi.İlki 2013 Şubat ayında yapılan, TürkPsikiyatri internet portalı desteği ile gerçekleştirileniçerik editörlüğünü psikiyatri uzmanı Dr Ulaş Çamsarı’nın yürüttüğü Kampüs Kahvesietkinliği psikiyatri branşına ilgili tıp öğrencilerini sohbet ortamında buluşturmak ve yenifikirler üretmek için gerçekleştirilen internet buluşmalarıdır. Bu toplantıların amaçlarındanbiri de akıl sağlığı alanının önde gelen isimleri konuk edilerek ve öğrencilerle bir sohbetortamında buluşturulmasıdır.Duyuruların ve katılım başvurularınınhttps://www.facebook.com/groups/turkpsikiyatri.to/http://www.turkpsikiyatri.org/adreslerinden yapıldığı etkinliklere psikiyatriye meraklı tüm tıp öğrencisi arkadaşlarımızıbekleriz.Yurt dışında meslekhayatını sürdürenPsikiyatrist Dr.UlaşÇamsarı Türkiye’dekitıp öğrencilerininpsikiyatriye ilgisininartırılması için KampüsKahvesi ProjesinibaşlattıKahveler soğumadan.Tıp öğrencilerinin psikiyatriyeolan ilgisiniartırmak için neleryapılabileceğiyle ilgilikatılımcılarla beyinfırtınası yapıldı.”Designfreebies Magazine • www.designfreebies.org • 13medıcınexpress & AKilhane ı mayıs 2013


medıcınexpress & AKilhane ı mayıs 2013


Stres KandakİProteİnlerİnPıhtılaşmasına NedenOlabİlİyorAli Çağlayan Taybaşİzmir Yüksek Teknoloji EnstitüsüMoleküler Biyoloji ve GenetikDönem II öğrencisiHücrelerimizde her saniyeon binlerce yeni proteinüretiliyor ve proteinleroluştuktan sonra hemenbir katlanma ve 3boyutlu yapısının oluşumsürecine giriyor. .”Rice Üniversitesi’nin Baylor TıpFakültesinde yapılan bir araştırmaya görekalp ve beyin kan damarlarında akıştandolayı oluşan stres bir proteinin şeklinideğiştirip kanda pıhtılaşmaya sebep olabiliyor.Araştırmacılar proteinlerin 5 saatsonrasına doğal şekline gelemediğinigözlemlediler.Bu alanda bir ilk olma özelliğinitaşıyan bu araştırma pıhtı oluşumundakilit rol oynayan Von Willebrand (VWF)faktörü üzerinde yoğunlaşıyor. RiceÜniversitesi’nde Doç. Dr. Ching-HwaKiang’ın liderlik ettiği ekip pıhtılaşmamışVWF parçalarının saatlerce pıhtılaşmışhalde kalmasını sağlayan bazı etkenlerkeşfettiler.Dr. Joel Moake keşif ile ilgilişunları söylüyor “İlk başta bu durumunölçülemeyecek kadar kısa süreceğinidüşünmüştüm ancak sonuçlar çokşaşırtıcıydı. Kimse bu durumun saatlercesüreceğini beklemiyordu. Bu kliniksüreçlerde büyük sonuçlara sebebiyetverebilecek bir olay.”Designfreebies Magazine • www.designfreebies.org • 15medıcınexpress & AKilhane ı mayıs 2013


Kiang ve ekibi protein katlanmasınaetki eden faktörler üzerinde çalışıyorlar.Proteinler vücudumuzun temel işçileriolarak görev yapıyorlar. Onlar olmadanvücudun neredeyse hiçbir işlevigerçekleşemiyor. Hücrelerimizde hersaniye on binlerce yeni protein üretiliyorve proteinler oluştuktan sonra hemen birkatlanma ve 3 boyutlu yapısının oluşumsürecine giriyor. Bu süreç proteinin işlevinigerçekleştirmesi açısından kritik bir önemesahip. Protein katlanması en sık karşılaşılanişlemlerden biri olmasına karşın, biliminsanları için hala daha içinde birçok gizembarındırıyor.Kiang araştırmayla ilgilişunları söylüyor “Bu çalışmada proteinkatlanmasındaki etkileri ölçmekten dahafazlasını başardık. Biz moleküllerin o andahangi halde olduğunu görmek için buölçümleri kullandık. Ancak bu şekilde bellibir zaman diliminde moleküllerin nasıldeğiştiğini incelemek için dinamik yapısınıçalışabilirdik.”Rice Üniversitesi’nde kıdemliaraştırmacı Prof. Moake bu araştırmanın tıpdünyası için hayati öneme sahip olduğunuçünkü VWF faktörünün çalışma ilkeleriniaçıkladığını belirtiyor ve şu sözleri ekliyor“VWF kan damarlarının yapısına katılanbir glikoproteindir. Damarlar herhangi birzarara uğrayana kadar hücreler bu proteinleridepolarlar, ne zaman ki damarlardahasar oluşsa pıhtı oluşması için o bölgeyeVWF salgılanır. VWF uzun ve büyük bir proteindir,bir ucu hücreye bağlıdır diğer ucuise başka bir VWF proteinine bağlıdır. Buşekilde proteinler birbirlerine bağlanarakpıhtı oluşturur ve kanamayı durdururlar.Tabiki vücut bu pıhtılaşma işleminin nezaman durması gerektiğini de belirlemekzorunda. Eğer ortamda çok fazla VWF proteinibirikirse, fazla proteinleri parçalayacakbir enzim salgılanıyor. Enzim VWF proteinleriniPVWF adlı daha küçük proteinlereayırıyor ve kan dolaşımına salıyor. Normalşartlar altında kanda devamlı dolaşanbu küçük proteinler trombositler yerinebirbirine tutunarak belli bir bölgede pıhtıoluşumunu engeller. Ancak daha öncekiaraştırmalardan öğrendiğimiz kadarıylamakaslama adını verdiğimiz fiziksel streslerPVWF proteinlerinin trombositlere tutunmalarına neden olabiliyor. Bu güne kadar PVWFproteinlerinin şekillerinin nasıl değiştiğini ise bilmiyorduk.”VWF proteininin birçok küçük protein alt birimine sahip olduğundan bahsetmiştik,bu özelliğin bir faydası da VWF proteinleri kendi kendine bir araya gelip aynı şekildeayrılabiliyor. Bu kendiliğinden gelişen birleşme ve ayrılma süreçleri sadece fiziksel stresaltında gerçekleşiyor. Ayrıca kanda bulunan b-SpII ve bSpIII gibi antikorların PVWF proteinleriyleolan etkileşimi de çeşitli şekillerde VWF oluşumuna yol açabiliyor.VWF proteinin nasıl şekillendiğini öğrenmek için Dr. Kiang, Moake ve Jing-Fei Dong’un ekipleri bir araya geldiler. Moake ve Dong’un grupları PVWF örneklerinihazırladılar, bunların bazılarını pıhtı oluşumunu tetikleyen strese maruz bıraktılar. Kiang’ınekibi örnekleri atomik kuvvet mikroskobunda inceledi ve stres anında PVWF’nin hangikısmının şeklinin değiştiğini belirlediler. 2. aşamada ise ekip şeklini değiştiren proteinintekrar normal haline dönmesi için gereken zamanı belirlediler.Kiang araştırmaların geleceği için şunları PVWF proteinlerinin trombositlerebağlanma anını gözlemlemeyi amaçladıklarını ve böylece hem proteinlerin fiziksel özellikleriile ilgili hem de ilerde geliştirilebilecek tedaviler için önemli bilgiler sağlanacağınıbelirtiyor.”Kaynak1. Physical Rewiev Letters Çevrimiçi Mart 20132. H. Ulrichts, K. Vanhoorelbeke , J . P. Girma, P. J . Lenting, S. Vauterin and H.Deckmyn (2005) “ The von Willebrand factor self-association is modulated by a multipledomain interaction” Journal of Thrombosis and Haemostasismedıcınexpress & AKilhane ı mayıs 2013


Dünya Psİkİyatrİ Bİrlİğİ Uluslararası Kongresİ2013 – İstanbulD ear Colleagues,We invite and encourage the psychiatrists of the world to meet where the continents meet inIstanbul, in the summer of 2013.During the World Psychiatric Association International Congress Istanbul 2013, organized bythe World Psychiatric Association (WPA), in collaboration with the Psychiatric Association ofTurkey (PAT) and the Turkish Neuropsychiatric Society (TNS), besides a high quality scientificprogramme, a scientific research awards programme for posters and a scientific research awardsprogramme for oral presentations, a special fellowship programme for early career psychiatrists,a photo exhibition and a rich cultural programme will also be held. The scientific programmewill be open to the contributions of all the psychiatrists, mental health workers, and the scientistsfrom related disciplines across the world, besides the contributions of the WPA ScientificSections, Member Societies, and Affiliated Associations and selected key speakers of top experts.Special attention will be given to the collaboration of related disciplines and professionalsand users and carers.This WPA International Congress will strongly emphasize the importance of improving the qualityof our scientific knowledge, the standards of our ethical values, the quality and inclusivenessof our clinical services, and the level of solidarity between colleagues, users and carersacross the world. Furthermore, the translation of scientific knowledge into our daily ordinaryprofessional lives will be the focus of this congress.In the past, the WPA always has conducted excellent scientific meetings in collaboration withthe two WPA Member Societies from Turkey. We have full confidence in the Organizing and ScientificCommittees to ensure the highest calibre of international scientific presentations.Besides, unique beauties and cultural heritage of Istanbul as well as other cities and regions ofTurkey are excellent additional incentives to visit Turkey and attend this congress.We are sure that you will consider actively contributing to the scientific programme and lookingforward to meeting you where the continents meet in the summer of 2013.World Psychiatric AssociationPsychiatric Association of TurkeyTurkish Neuropsychiatric Societyhttp://www.wpaistanbul2013.orgmedıcınexpress & AKilhane ı mayıs 2013


Eu-gei Projesi HakkındaDoç. Dr.Meram Can SakarÖPORTAJ: Tuğba ÜNALAnkara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dönem IEu-gei projesi.. Belki çok iyi biliyorsunuz ya da adınıilk defa duydunuz. İki durumda da bu projeyle ilgiliAnkara Üniversitesi’nde Prof. Dr. Cem ATBAŞOĞLUhocamızla birlikte Türkiye koordinatörlüğünü yürütenDoç. Dr. Meram Can SAKA hocamızla yaptığıız keyifli ve bilgilendiriciröportajı ilginize sunuyoruz.belirleyen faktörler üzerinde genetik ve çevre etkenlerinin nasıletkileştiği üzerine yapılan çalışma. Biz klinik tarafında yer alıyoruz.Hem Türkiye’nin hem de 6. iş paketinin koordinatörlüğünü yürütüyoruzAnkara Üniversitesi olarak.6. İş paketi projenin hangi kısmını içeriyor?Sayın Hocam, bize biraz kendinizden bahseder misiniz?Dr.Saka : Ben Hacettepe Üniversitesi mezunuyum. Oradauzmanlığımı aldım. Sonrasında Ankara Üniversitesi’ne geldim.Buraya geldiğimde önce kapalı katta sonra polikinlikte klinikhizmetleri yürüttüm. Burada nöropsikiyatride başlattığım akademikfaaliyetlerimi BAUM ( beyin araştırma ve uygulamamerkezi) çatısı altında yoğunlaştırdım. Daha çok psikoz grubuylaçalışıyorum. Önceki çalışmalarım bipolar , son dönemdekiler dahaçok şizofreniye yönelik.Dr.Saka : 6. iş paketi hastalığın gidişi ve şiddeti üzerine yapılançalışma. Dünyada şimdiye kadarki en büyük hasta kardeş grubunuoluşturuyoruz. Hollanda ‘da 1000 kişilik bir grup var. Türkiye’den1000 kişilik bir grup oluşturuyoruz. İspanya 500 kişiyle katılıyor.Bunun yanında İtalya, Sırbistan, Malta da daha küçük hastasayılarıyla bu iş paketinin içinde yer alıyorlar. Eu-gei’ nin toplamülke sayısı 25. Brezilya’dan Avusturalya’ya kadar çok geniş bicoğrafyadan katılım var.Doğu ülkelerinden katılım var mı?EU-GEI projesi psikiyatriyle ilgilenen insanların çok duyduğu birproje. Bizi bu konuda aydınlatır mısınız?Dr.Saka : Evet var. Mesela Hong Kong istatistik iş paketinde yeralıyor.Dr.Saka : Eu-gei , şizofrenide gen çevre etkileşimini araştıran birAvrupa Birliği projesi. Birçok ayağı var. Hastalık öncesi dönemden(prodrom) başlayıp hastalığın gidişi , sonuçlanması ve etiyolojisiniİstatistik iş paketinde ne yapılıyor?Dr.Saka : Genetik çalışmalarla ilgili en büyük sorunlardan birimedıcınexpress & AKilhane ı mayıs 2013


genetik çalışmalardan inanılmaz büyükboyutlarda veri ortaya çıkıyor olması.Bizim çalışmamızda genom boyu asosiyasyonanalizi yapılyor. Oradan da çokbüyük miktarda veri ortaya çıkıyor. Buverinin işlenmesi ve analizi başlı başınabir zorluk. Ve imkan geretiriyor esasında.Çünkü şimdiye kadar yapılan istatistikiçalışmalar bu boyutta ve büyüklükte veriyleçalışmaya alışık olduğumuz çalışmalardeğil. O yüzden yeni programlar, yeniyaklaşımlar, yeni metodlar gerekiyor.Bunun için de yeni yaklaşımların ortayaçıkarılması gerekiyor. Dolayısıyla HongKong bu iş paketinde bu konuyla ilgiliçalışıyor.Yani proje çok büyük ve konu çok ayrıntılıolduğu için her ülke ayrı konular hakkındaçalışıyor ve bu konular iş paketleri olarakayrılmış. Peki toplam kaç tane iş paketivar?Dr.Saka : En büyük 3 tane toplam 12yada 15 tane iş paketi var. En büyük işpaketlerinden biri hastalığa yakalanmaile ilgili yapılan iş paketi. Hastalığın ilkdefa başladığı kişileri değerlendiriyor.Hem hastalık ilerleme hızı hem hastalığınbaşlama süresi ile ilgili değişkenlerideğerlendiriyor. İkincisi hastalığın gidişive şiddeti ile ilgili iş paketi, bizim iş paketimiz(6.iş paketi). Üçüncü büyük iş paketide prodrom dönemi araştıran iş paketi.Hastalığa yakanlanma riski olanların tahkikedildiği iş paketi. En büyük iş paketlerindenbiri bizde biri İngiltere’de.İngiltere hastalığa yakalanma iş paketininkoordinatörlüğünü yapıyor.Eu-gei projesinin ortaya çıkması ve AnkaraÜniversitesi’nin 6. iş paketini ve Türkiyekoordinatörlüğünü üstlenmesi nasıl oldu?Uzun yıllardır aklınızda olan bi proje miydi?Dr.Saka : Evet bizim zaten nöropsikiyatribirimi altında araştırmalarımız sürüyordu.Şizofreniyle ilgili takip çalışmamız vardı.Şizofrenide gençevre etkileşiminiaraştıran birAvrupa Birliğiprojesi.”Designfreebies Magazine • www.designfreebies.org • 19medıcınexpress & AKilhane ı mayıs 2013


Nörobilişsel çalışmalarımız vardı. Bunlar sürerken ben Hollanda’ylabir araştırma iş birliğine başladım Maastricht Üniversitesi’yle.Oraya ziyaretçi olarak gittim ortak yayınlar yaptım orasıyla. Dahasonra da ortak proje yapma yönündeki irademiz devam etti.Bizim devam etmekte olan çalışmalarımıza uygun olan bu projeçıkınca da onlar bize en büyük iş paketlerinden birinin liderliğiniverdi. Zaten projenin koordinator merkezi Hollanda. Bu sayedeTürkiye’de şimdiye kadar sağlık alanında alınmış en büyük ABprojesini almış olduk.Uygulamada nasıl bir yol izleniyor? Proje şu an hangi aşamada?Dr.Saka : Ankara, İstanbul, İzmir ana merkez olarak çalışıyor.Bunun yanında Manisa, Aydın’dan da hastalar toplanıyor. Hastalarıve kardeşlerini görüyoruz. Muaynemiz temelde klinik, bilişsel(anlama, öğrenme, hatırlama, dikkat..) ve çevresel(göç, komşuluk,maddi durum, çocuklukta geçirilmiş travmalar..) olmak üzere 3aşamada gerçekleşiyor ve bir gün sürüyor. Öncelikle çok detaylıbelirtiye yönelik muayne sonra kısa bilişsel muayne en son daçevresel etkenlerle ilgili çok detaylı bir görüşme yapıyoruz. Şuanda yarıya yakın hasta toplamış durumdayız. Zaten neredeysebütün hastanelerle işbirliğimiz var. Başlayalı yaklaşık iki senegeçti. Şimdi bir buçuk sene daha süremiz var. Hedeflerimizeulaşacağımızı umut ediyoruz.Projeye kimler katılabiliyor? Hem hasta hem araştırmacı olarakyeterince katılım var mı?Dr.Saka : Evet yeterince katılımcı var. Projeye bir tane hasta vebir tane sağlıklı, psikozu olmayan kardeş alıyoruz. Fiziksel olaraksağlıklı olması şartlarımızdan değil. Sadece şizofreni olmamasıyeterli. Tabi geneldekardeşler çalıştığı için vakit bulmaktazorlanıyorlar. Onlara göre bir vakit ayarlamaya çalışıyoruz.Prof. Dr.Cem Atbaşoğlı Hocamız bir röportajında şizofreni hakkındavar olan önyargıdan bahsetmiş. Bu konu projenin ele aldığı sorunlardanbiri mi? Projeniz bu önyargı üzerinde etkili olacak mı?Dr.Saka : Evet bu konuyu projemiz ele alıyor. İş paketlerimizden biribu konu hakkında. İspanya’da bu iş paketi yanlış hatırlamıyorsam.Biz zaten damgalamaya yönelik ölçekler de veriyoruz. Basınçalışmalarımız oluyor. Tabi hastalığın tanınması, çözümüyle ilgiliümitlerin doğması damgalamayı azaltan şeyler oluyor. O yüzdenbiz bu çabalarımızın faydalı olacağını ümit ediyoruz.Bu proje bittikten sonra primer olarak şizofreni hastalarına vehastalarla ilgilenen psikiyatrist ve psikologlara ne gibi avantajlarsağlayacak?Dr.Saka : Dediğim gibi dünyada şimdiye kadarki en büyük hastakardeş grubunu oluşturacak. Bu sayede çok büyük bir kaynak olacakbu alanda yapılacak araştırmalar için. Bu alanda yapılabilecekler ileilgili bir ilerleme sağlayacağını ümit ediyoruz. Aynı zamanda bukadar büyük veriden tedavi ve hastalığa yatkınlıkla ilgili faydalı birbuluş yapma ümidimiz var. Bir algoritma geliştirilmesi, hastalığınşiddeti ve hastalığa yakalanma ile ilgili bir mekanizma ortayaçıkarılması son derece mümkündür. Bir de şizofreni şimdiye kadarikinci sınıf muamele görmüştür. Toplumda %1 sıklıkla görülmesine,çok ağır kişisel ve maddi yıkıma yol açmasına rağmen benzerhastalıklarla karşılaştırıldığı zaman araştırma bütçeleri açısından,toplumda gördüğü saygınlık açısından hep arkada kalmış birhastalık. Bu ne yazık ki bilimsel olarak da böyleydi şimdiye kadar.Bütün bu nedenler bu konuda yapılacak ilerlemeleri kısıtlıyordu.İnanıyoruz ki bu çalışmayla bebaber şizofreni de daha gerçekçiBu proje Türkiye’de sağlık alanında desteklenen en yüksek bütçeliAB projesi. Size göre proje şimdiden gördüğü bu ilgi ve başarıyıneye borçlu?Dr.Saka : Yenilikçi olmasına, genetik olarak en yeni teknolojikimkanları ve yöntemleri kullanacak olmasına ve gerek üniversitemizgerek meslektaşlarımız tarafından desteklenmesine borçlu.Biz bu projeyle bağlantılı olarak Ankara Üniversitesi bünyesindebir biyolojik materyal bankası kurduk. Bütün hastalardan alınankanlar biyolojik materyal olarak bu bankada depolanacak. Bubanka için bizim hedefimiz uluslararası akreditasyonu olan birbiyolojik materyal bankası olması. Bu nedenle kişilerin isimleriylebiyolojik materyal arasındaki bağ koparılıyor. Dolayısıyla kişiselhaklar korunmus oluyor ve bu araştırmayla toplanacak bütünveriler hem Türkiye’nin hem dünyanın bütün araştırmacılarınaaçık bir kaynağa dönüşüyor. Bu kaynağın hem Ankara Üniversitesihem Türkiye’deki bütün araştırmalar için çok önemli bir yere sahipolacağına inanıyoruz.medıcınexpress & AKilhane ı mayıs 2013


ir ele alıma kavuşuyor. Hipertansiyon gibi diyabet gibi ne kadarbüyük bir toplumsal ruh sağlığı sorunu olduğunun yavaş yavaşadı konmaya başlıyor. Ben bu açıdan da bu projeyi son dereceönemli buluyorum. Avrupa Birliği’nin bu projeye 12 milyon euroyatırması bile şizofreni hastaları için bir zaferdir.Size göre bu projeyi şizofreniyle ilgili şimdiye kadar yapılmışaraştırmalardan farklı kılan nedir?Dr.Saka : Bu çalışmanın en büyük katkısı çevreyi ele alması.“Şizofreni bir beyin hastalığıdır.” sloganıyla bu işin bünyedenkaynaklanan bir vücut hastalığı olduğunun altı çizilmeye çalışıldı.Bunun damgalamaya karşı bir çare olacağı düşünüldü. Şimdiyekadar yapılan tartışmalar “Genetik mi çevresel mi? Bünye mibüyütme mi?” idi. Artık biliyoruz ki böyle bir ayrım yok , genetikve çevre birbirinden bağımsız değil içiçe. Her türlü genetik ifadeiçin çevre gerekiyor. Genetik bizim zannettiğimiz gibi kapalı birkitap ve içinde yazılanı etrafa söyleyen bir ezber değil esasında. Ancak uygun çevreyle ifade bulan dinamik bir bilgi kaynağı.Bu çalışmanın en büyük gücü şimdiye kadar yapılmış en detaylıçevre analizini en son teknik genetik çalışmalarla beraber yapıyorolması.Proje hastalardan, hasta yakınlarından, projeye katılanaraştırmacılardan veya projeyi duyan insanlardan nasıl tepkileralıyor?görülebiliyor. Psikotik belirtilerin olduğu ve işlevlerde(mesleki,sosyal, kişiler arası beceriler) belirgin etkisi görülebilen bir hastalıkdiyebiliriz kabaca.Son olarak bu proje içinde yer almanızın sebepleri ni öğrenebilirmiyiz?Dr.Saka : Şizofreni için tıbbın karşısındaki en büyük bulmacadırdiyenler var. Ben de kısmen katılıyorum buna. Şizofreni çok kompleksbir alan çünkü.Çok büyük bir heterojenite var şizofrenide.Muhtemelen çok farklı grupları biz bilgimiz yetmediği için şizofrenibaşlığı altında toplayıp onların hepsine bakarak bir şey anlamayaçalışıyoruz. Bilgimizdeki ve gruplandırmamızdaki bu yetersizlik birşeyler bulma ihtimalimizi çok azaltıyor. Bu nedenle şizofrenidekiilerleme çok yavaş oldu şimdiye kadar.Fakat bu projenin büyükbir atılım olduğunu düşünüyorum ve bu hastalıkla ilgili somutbir fayda çıkabiliceğini ümit ediyorum. Bu nedenle de bu projedeçalışıyorum.Meram hocamıza vakit ayırıp bu keyifli sohbeti etmemize imkantanıdığı için çok teşekkür ediyorum. Proje hakkında daha ayrıntılıbilgi almak isterseniz “http://www.eu-gei.info.tr/” adresini ziyaretedebilirsiniz.Dr.Saka : Önce korkulu tepkiler aldık. Daha önce ne yazık kiBabuna olayıyla yurt dışına kan gönderme ve gen bankasınasatılması gibi bi travma yaşamıştı Türkiye.O yüzden bizim milletolarak genetik kodumuzu çözecekler, çalacaklar gibi bir korkumuzvar. Burda da böyle genetik analizler söz konusu olunca öncebir korku ve tedirginlikle karşılandı bu çalışma. Ama daha sonrayurtdışındaki gelişmelerden de haberdar olundukça ve projeyidaha iyi tanındıkça öyle bir sorunun olmadığı anlaşıldı ve projemizgenel kabul görmeye başladı. Aynı zamanda hastalarımızdan dadestek alıyoruz, çok memnun kalıyorlar. Tabi ki destek olan varolmayan var. Ama oranın çok yüksek olduğunu hatta Avrupalımesleklektaşlarımızı şaşırttığını söyleyebilirim.Projenin BAUM çatışı altında yürütüldüğünü öğrendik. Bize BAUMhakkında bilgi verebilir misiniz?Dr.Saka : Multidisipliner her türlü beyin ilişkili araştırmayı yapmaküzere tıp fakültesi, mühendislik gibi birçok bölümün bir arayagelmesiyle oluşturuşmuş bir araştırma ve uygulama merkezi.Projenin şizofreniyle ilgili olduğunu biliyoruz. Öyleyse şizofrenininne olduğunu bilmeyen arkadaşlarımız için bize özetleyebilir misiniz?Ankara Üniversitesi bünyesindebir biyolojik materyal bankasıkurduk. Bütün hastalardanalınan kanlar biyolojik materyalolarak bu bankada depolanacak.Bu banka için bizim hedefimizuluslararası akreditasyonuolan bir biyolojik materyalbankası olması.”Dr.Saka : Şizofreni heterojen bir hastalık, çok farklı farklı gidişlerDesignfreebies Magazine • www.designfreebies.org • 21medıcınexpress & AKilhane ı mayıs 2013


MedicinExpress / www.medicinexpress.orgYeni Nesil TIP Dergisi / 2013 Mart

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!