23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Çocuğa; ana-babaya, hocalarına, terbiye ve yetişmesinde emeği geçenlere, tanıdık olsun,<br />

yabancı olsun, kendinden yaşça büyük olanlara itâatkâr olmasını, onların yanında, onlara<br />

hürmetinden dolayı oyununu bırakmasını öğretmelidir.<br />

İyi ile kötüyü birbirinden ayırabilecek yaşa gelince, abdest ve namazı terketmesine aslâ<br />

müsâmaha etmemeli, dînimize uygun yaşaması için gayret etmelidir.<br />

"Evlenmesini geciktirmemelidir"<br />

Eğer çocuk iyi yetiştirilmiş, edeb ve terbiyesine i'tinâ gösterilmiş ve önem verilmiş ise,<br />

bülûğa ermesinden önce yapılan bu telkinler ve nasîhatların, bülûğ çağına erdiği zaman<br />

te'sîrleri ve faydası görülür. Çocuk dâimâ iyiye doğru gider, iyi ve güzel işlerle meşgûl olur,<br />

kötü işlerden sakınır.<br />

Şâyet çocuk, iyi yetişmemiş, terbiyesi üzerinde durulmamış ise, bülûğ çağına erişince oyun<br />

ve eğlenceye, kötülüklere dalar. Yemeğe, giyinmeğe ve övünmeye düşkün olur. Hakkı kabûl<br />

etmek ona ağır gelir.<br />

Çocuk iyiye de kötüye de elverişli bir cevher olarak yaratılmıştır. Ancak ana-babası onu,<br />

iyi veya kötü taraftan birisine meylettirir. Resûlullah efendimiz şöyle buyurdu: "Bütün<br />

çocuklar üslümanlığa uygun ve elverişli olarak dünyaya gelir. Bunları sonra, anaları ve<br />

babaları; hıristiyan, yahûdî ve dinsiz yapar."<br />

Çalışma, kazanma ve bir ev idâre etmeyi başardığında, onu geciktirmeden evlendirmeli ve<br />

onun kazancını ayırıp, ona vermelidir.<br />

Deryânın dibinde yaşıyoruz 18 MART <strong>1996</strong><br />

Bütün bu ince hesaplar, muntazam düzenler, sistemler, Cenâb-ı Hakkın varlığının en<br />

büyük delilidir. Aklı başında olan insan, bunların kendiliğinden olamıyacağını hemen<br />

anlar. Allahü teâlâya îmân eder.<br />

İnsanların, diğer canlıların yaşamasında nice akıllara durgunluk verecek olaylar vardır.<br />

Nice ince hesaplar, dengeler mevcuttur. Meselâ biz, bir hava denizinin, deryâsının dibinde<br />

yaşamaktayız. Bu derya, ortalama yüz kilometre yükseklikte olup, yukarısında daha hafîf gaz<br />

tabakaları ile örtülüdür. Okyanusların sekizyüz metre derinliğinde yaşıyan balıklar, havaya<br />

çıkarılınca parçalandığı gibi, insanlar da, hava basıncı altından çıkarılınca yaşayamaz.<br />

Hava, deniz kenarında, bir santimetre kare yüzeye, bir kilogram basınç yapmaktadır. İnsan<br />

derisinin yüz ölçümü, ortalama birbuçuk metre kare olduğuna göre, hepimiz onbeş tonluk yük<br />

altındayız. Normalde bu kadar yük insanı pestil hâline getirir. Bu büyük kuvvet altında, pestil<br />

hâline gelmeyişimiz, solunum sayesindedir.<br />

Hava yaşayabilmemiz için zarûrî bir maddedir. Yüz litre havada, 78 litre azot, 21 litre<br />

oksijen, 1 litre argon gibi soy gazlar ve 0,03 litre karbondioksit gazı bulunur. Hava, bu<br />

gazların karışımıdır. Havada gaz hâlinde bulunan azot; protein, ekmek, et gibi cisimlerin yapı<br />

maddesidir.<br />

Böyle azottan yapılmış maddelere "Protein" diyoruz. Proteinler, protoplazmanın yapı taşı<br />

olduğundan, proteinsiz, ya'nî azotsuz yaşanmaz. Yalnız yağ, şeker, nişasta gibi azotsuz<br />

gıdalarla beslenen bir hayvan, yaşıyamaz.<br />

"İnsanın âcizliği"<br />

İnsan, hergün gıdalardan 8 gram azot almak mecbûriyetindedir. Fakat ne insan ve ne de<br />

hayvan ve ne de bitkiler, havadaki azotu doğrudan alamaz.<br />

Bir azot deryâsı olan hava içinde yaşadığımız ve hergün bin litre azot ciğerlerimize kadar<br />

girdiği hâlde, hayatımıza çok lüzûmlu olan bu azotu, hücrelerimize havadan alamıyoruz.<br />

Canlıları sıkan en büyük dertlerden biri açlıktır. Her sene milyonlarca hayvan ve bitki açlık<br />

sebebiyle telef olmaktadır.<br />

Bu açlar, bilhassa pahalı olan protein maddelerine, ya'nî içinde yüzdükleri azot deryasına,<br />

ciğerlerine kadar girmiş iken, istifâde etmekten âciz oldukları azot maddesine açtır. Bu hâl,<br />

insanların aczini göstermeğe kıymetli bir örnek teşkîl etmektedir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!