23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Peygamber efendimiz Mekke'den Medîne'ye hicret buyurduklarında, Muhacirler ile Ensârı<br />

birbirlerine kardeş yaptı.<br />

Hazret-i Sa'd, Bedir ve Uhud gazâlarında bulundu. Uhud'da büyük kahramanlıklar gösterdi.<br />

Vücûdu delik deşik oldu. Uhud muharebesinde, bir ara, müslümanlar arasında karışıklık<br />

başladı. Hazret-i Sa'd o zaman, gevşeklik göstermedi. Eshâb-ı kirâma Akâbe biatında,<br />

canlarını fedâ edeceklerine dair verdikleri sözü ve yemîni hatırlattı.<br />

Muharebe sona erip, Kureyş müşrikleri çekilip gitmişlerdi. Resûl aleyhisselâm:<br />

- Sa'd bin Rebî'nin ne durumda olduğunu, canlılar arasında mı, yoksa ölüler<br />

içerisinde mi olduğunu, tesbit edip, bana kim haber getirir? diye sordu ve bir tarafı işâret<br />

ederek:<br />

- Bir ara onu orada görmüştüm, buyurdu.<br />

Ensârdan bir zât:<br />

- Bu işi ben yaparım, yâ Resûlallah, dedi.<br />

Haber getirmeğe giden Muhammed bin Mesleme veya Ubeyy bin Ka'bdan birisi idi.<br />

Resûlullah efendimizin işâret buyurduğu tarafa gitti. Vadide yatan şehîdler arasında,<br />

seslenerek dolaştı. Fakat cevap alamadı. Bu defa,<br />

- Ey Sa'd, beni sana Resûlullah gönderdi, diye seslendi.<br />

"Ben artık ölüler arasındayım!"<br />

O zaman Sa'd hazretleri inliyerek kımıldandı. Haber için gelen zât, Sa'd hazretlerine:<br />

- Resûlullah, senin sağlar mı, yoksa ölüler arasında mı olduğunu araştırıp, kendisine haber<br />

vermemi emretti, deyince, hazret-i Sa'd:<br />

"Ben artık ölüler arasındayım! Resûlullaha selâmımı arz et ve Sa'd bin Rebî'<br />

ümmetlerine doğru yolu göstermek için rehberlik yapan Peygambere verilecek<br />

mükâfatların en üstünü ile, Allahü teâlâ seni mükâfatlandırsın diyor, de! Kavmin<br />

Ensâr'a da selâm söyle! Onlara Sa'd bin Rebî' size, Akâbe gecesinde, Resûl<br />

aleyhisselâmı korumaya dair söz verip, yemîn etmediniz mi? Vallahi gözleriniz hareket<br />

ettiği hâlde, Peygamber efendimizi iyi korumayıp, ona bir zarar gelirse, sizin için,<br />

Allahü teâlânın yanında gösterebileceğiniz hiç bir mazeret yoktur, diyor de!" dedi ve bir<br />

müddet sonra vefât etti.<br />

Sa'd hazretleri hayatta iken, Peygamber efendimizin sünnet-i seniyyesini öğrenmeğe çok<br />

ehemmiyet verir, başkalarına da öğretirdi. Kendisi kabîlesinin reisi olduğu için, öğrendiklerini<br />

herkese öğretirdi.<br />

Çocuğumuza karşı vazîfelerimiz (1) 9 MART <strong>1996</strong><br />

Evlenince, "Yâ Rabbî, dünya ve âhıretim için hayırlı olacak ise, bana çocuk ver!<br />

Hayırsız olacak ise verme!" diye duâ etmelidir.<br />

Çocuk, ana-baba için bir ni'mettir. Ni'met olduğu gibi, hayırsız olduğu takdirde de, dünya<br />

ve âhıret için büyük sıkıntıdır. Çok ana-babaya, hayırsız çocukları sebebiyle dünya hayatı<br />

zindan olmuştur.<br />

Bunun için evlenince, "Yâ Rabbî, dünya ve âhıretim için hayırlı olacak ise, bana çocuk<br />

ver! Hayırsız olacak ise verme!" diye duâ etmelidir. Hele bu zamanda, çocukları dînimizin<br />

emrettiği gibi yetiştirmek hemen hemen imkânsız hâle gelmiştir. Sebeplere yapışıldığı hâlde<br />

çocuk olmamış ise, üzülmemelidir. "Demek ki benim için böylesi daha hayırlıymış" diye<br />

düşünmelidir.<br />

"Kokusu, Cennet kokusundandır"<br />

Her ana babanın, çocuğun doğumundan itibaren, ona karşı vazîfeleri vardır. Bu vazîfeleri<br />

yapmadığı takdirde, büyük vebâle, günâha girer. Çocuk doğup, kendisine müjdelenince, önce<br />

Allahü teâlânın kendisine ihsân ettiği ni'met bilip şükretmelidir. Hadîs-i şerîfte, (Çocuğun<br />

kokusu, Cennet kokusundandır) buyuruldu. Başka bir hadîs-i şerîfte de, (Çocuk dünyada

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!