23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Komşularımıza elden geldiği kadar yardımcı olmalı, onlara karşı vazîfelerimizi eksiksiz<br />

yerine getirmeye gayret etmeliyiz. Komşu ba'zan akrabâdan daha önemli olur. Başımıza bir iş<br />

geldiğinde, hasta olduğumuzda bize yardım edecek olan en yakın komşumuzdur. Komşuyu<br />

memnun etmek, ona faydalı olmak hayırlı insan olma alâmetidir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:<br />

(Allahü teâlânın yanında dostlarının en hayırlısı, dostlarına hayırlı olan, komşuların en<br />

hayırlısı da komşularına hayrı dokunandır.)<br />

En güzel hayır, kişiye dînini öğretmektir. Onu sonsuz âhiret azâbından kurtarmaktır.<br />

Komşusuna, dînini öğrenmesinde yardımcı olmayana kul hakkı geçer.<br />

Kul hakkının en mühimi ve azâbı en şiddetli olanı, akrabâsına, âile efrâdına, mâiyetinde<br />

olanlara emr-i ma'rûf yapmamaktır. Komşuya da emr-i ma'rûf yapmamak en mühim bir kul<br />

hakkıdır. Meselâ, alkollü içkilerin, tesettürsüz gezmenin harâm olduğunu, güler yüz ve tatlı<br />

dil ile komşularına anlatmalıdır!<br />

Komşu, komşunun yakasına yapışacak<br />

Komşularının günâh işlediklerini görüp de, "Bana ne?" diyerek evine çekilen, uygun bir<br />

şekilde onlara nasîhat etmiyen ve kendileri ile görüşmiyen, onların Cehennemden kurtulması<br />

için yardım etmiyen mes'ûl olacaktır.<br />

Komşuları böyle bir kimseyi, Kıyâmet günü Allahü teâlâya şikâyet edeceklerdir. Hadîs-i<br />

şerîfte buyuruldu ki:<br />

(Nice kimse, Kıyâmette komşusunun yakasına yapışıp, "Yâ Rabbî, buna sor ki, niçin<br />

kapısını bana kapadı? Niçin elindeki ni'metlerden bana da vermedi?")<br />

Bu söyledikleriniz her komşu için geçerli olmuyor bazan. Bugün komşuluklar da zorlaştı.<br />

Kimse kimsenin nasîhatını dinleyecek durumda değildir, denilecek olursa:<br />

Böyle komşulara kıymetli kitap hediye etmelidir. Bir vesîle ile güzel bir dînî kitap<br />

verilirse, emr-i ma'rûf vazîfesi yapılmış olur. Âhırette bana dînimi öğrenmem için yardımcı<br />

olmadı, diyemez. Böyle yapmakla en azından, biz vebâlden kurtulmuş oluruz.<br />

Tabiî ki bununla da kalmayıp hâl ile örnek olmalıdır. Komşu kötü biri bile olsa, her<br />

karşılaşmada, onunla merhabalaşmalı, hâl hatır sormalıdır. Daima ona güler yüz<br />

göstermelidir. Neticede o da insandır. Birgün gelip kendi kendine düşünecektir:<br />

"Benim bu kadar kötü davranışıma rağmen, devamlı bana güler yüz gösteriyor, hâl<br />

hatır soruyor. Acaba bu iyi huyun kaynağı denir?" diye merak eder. Bu kaynağın da<br />

islâmiyet olduğunu öğrenir. Böylece dîne karşı sevgisi artar. Asırlardır, dinin yayılması hep<br />

böyle olmuştur.<br />

Emr-i ma'rûf iki şekilde yapılır:<br />

Birincisi, söz, yazı ve her çeşit yayın organı iledir. Bunu yaparken, bilgi az ise ve şahsa,<br />

âdetlere, kanûnlara dikkat ve ri'âyet edilmezse, fitneye, anarşiye sebep olabilir. Birçok kimse,<br />

bunlara dikkat etmediği için, kaş yapayım derken göz çıkarmıştır. Fayda yerine zarar<br />

vermiştir. İslâmiyetin hızla yayılması, iyilikle, güzel ahlâk ile olmuştur.<br />

En güzel yol yaşayış ile örnek olmak<br />

İkinci yol, hâl ile, islâmın güzel ahlâkına uyarak, nümûne, örnek olmaktır. Herkese tatlı<br />

dil, güler yüz göstermek, kimseyi incitmemek, kimsenin malına, ırzına göz dikmemek,<br />

borçlarını ödemek, en te'sîrli, en fâideli nasîhat yapmak olur. Bunun içindir ki, (lisân-ı hâl,<br />

lisân-ı kalden entaktır) demişlerdir. Ya'nî hâl ile yaşayış ile örnek olup, dîni yaymak, söz ile<br />

yapılan nasîhattan daha kıymetlidir.<br />

Kişi nasîhat ettiği şeye kendisi uymuyorsa, bunun te'sîri olmaz. Olsa bile az olur. Câhil<br />

kimse, hocanın yanlış bir işini görse, demek ki bunun bir ruhsat, kurtarır şekli var diyerek o da<br />

aynı şeyi yapmaya kalkar.<br />

Kısacası, islâmın güzel ahlâkına uygun yaşamak, emr-i ma'rûf ve nehy-i münker yapmanın<br />

en güzel yoludur.<br />

"Vallahi bu peygamberdir" 5 MART <strong>1996</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!