23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Resûlullah efendimiz, her gün, sabah namazını kıldıktan sonra eshâbına hitâben,<br />

"İçinizde bu gece rü'yâ göreniniz var mı?" diye sorardı.<br />

Cündüb oğlu Semûre hazretleri anlatır:<br />

Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem, her gün, sabah namazını kıldıktan sonra yönünü<br />

bize doğru çevirerek eshâbına hitâben, "İçinizde bu gece rü'yâ göreniniz var mı?" diye<br />

sorardı. Görmüş olan bulunursa, rü'yâsını anlatırdı. Yine günlerden bir gün sabah namazından<br />

sonra bize, "Bu gece rü'yâ göreniniz var mı?" diye sordu. Biz, "Hayır!" diye cevap verdik.<br />

Resûlullah, "Fakat bugün ben rü'yâ gördüm" dedi ve anlatmağa başladı:<br />

Elindeki taşı adamın kafasına vuruyordu<br />

İki kişi gelerek elimden tuttular. "Yürü!" dediler. Kendileriyle beraber yürüdüm. Beni<br />

engebesiz bir arâziye götürdüler. Orada iki kişiye rastgeldik. Birisi çökmüş bir vaziyetteydi.<br />

Diğeri de ayakta duruyordu. Bunun elinde iri ve sert bir kaya parçası vardı. Bu kayayı,<br />

önünde çökmekte olanın kafasını olanca hızıyla indirerek onun kafasını yarıyor, sonra da<br />

yuvarlanan kayanın peşinden giderek alıp geliyordu. Fakat adamın yarılan kafası eski hâline<br />

gelmeden geri dönmüyordu. Döndüğünde aynı hareketi yine yapıyor ve bu işleme böylece<br />

devam edip gidiyordu. Beni götürenlere, "Sübhânallah bu da ne?" dedim. Bana, "Yürü!"<br />

dediler.<br />

Onlarla beraber yürüdüm. Biraz gidince bir adama rastgeldik. Başını yaslayıp yatmıştı.<br />

Başka birisi de onun yanında ayakta duruyordu. Elinde demirden kancalar vardı. Bu kancaları<br />

yerdekinin ağzının bir yanından takıyor, tâ başının geri tarafına kadar avurdunu yırtıyordu.<br />

Bir tarafını bitirince diğer tarafına geçiyor, aynı hareketi o yanına da yapıyordu. Bir tarafını<br />

yırtarken diğer tarafı eski hâline geliyor, bu sefer o, o tarafına geçerek aynı işleme devam edip<br />

gidiyordu. Beni götürenlere "Sübhânallah, bu da ne?" diye sordum. Bana, "Yürü!" dediler.<br />

Biraz gidince bir binâ ile karşılaştık. Bu binanın üst tarafı bir fırın ağzı gibi dar idi. Alt<br />

tarafı da genişti. İçine şöyle bir göz attım. Bir de ne göreyim, orası çıplak erkek ve kadınlarla<br />

doluydu. Altlarından da kendilerine doğru bir ateş bir alev geliyor. Alev vurduğu zaman,<br />

neredeyse dışarıya fırlayacak şekilde yükseliyorlar, alev çekilince yine içine dönüyorlar. Alev<br />

tekrar aşağıdan yukarı doğru hücum ettiği zaman hep birden bağrışıyorlar ve bu işlem böylece<br />

devam edip gidiyordu. Ben bunu görünce, "Sübhânallah, bunlar da kim?" dedim. Beni<br />

götürenler, "Yürü!" dediler.<br />

Gördüklerimi şöyle izah etti...<br />

Beraberce yürüdük. Geniş bir nehre geldik. Bu nehrin kan kırmızısı suyu vardı. İçinde bir<br />

adam yüzmekteydi. Nehrin kenarında da başka bir adam duruyor ve yanına yaklaşınca, ağzına<br />

bir taş atıyordu. Ben yine, "Sübhânallah, bu da ne?" dedim. Beni götürenler, "Yürü!"<br />

dediler.<br />

Sonra bu gördüğüm acâyip şeyleri şöyle izâh ettiler:<br />

Taşla başının yarılmakta olduğunu gördüğün ilk adam, önce Kur'ân-ı kerime sarıldığı hâlde<br />

sonradan onu bir kenara iten, onun esaslarına riâyet etmeyen ve beş vakit farz namazı<br />

kılmayan kişidir.<br />

Kafasının arka tarafına kadar avurtlarının yırtılmakta olduğunu gördüğün şahıs, sabahtan<br />

akşama kadar bir sürü yalan söyleyen ve bu yalanları etrafı kaplayan kişidir.<br />

Fırına benzer evdeki gördüklerin, zînâ eden erkek ve kadınlardır.<br />

Suyu kan rengindeki nehirde yüzmekte olduğunu gördüğün şahıs, fâiz yiyici kişidir.<br />

Tabiînden biri buyurdu ki:<br />

Doğru sözlülük Allah dostlarının süsüdür. Yalancılık da bedbahtların alâmet-i fârikasıdır.<br />

Fazîlet timsâli bir anne! 29 ŞUBAT <strong>1996</strong><br />

Akşam babam geldiği vakit, anam sanki hiçbir şey yokmuş gibi babama muamele<br />

ederdi. Babam da hatâsını anlardı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!