23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Mevlânâ hazretleri buna da şöyle cevap verdi:<br />

- Bâyezîd-i Bistâmî'nin aldığı ma'nevî ihsânlar o kadar çoktu ki, kalbi, bu oranda o<br />

kadar geniş olmadığı için, ilâhî feyzlere tahammül edemiyerek tecellî ile dolup taştı.<br />

Kendinden geçti. O sözleri bu hâldeyken söyledi.<br />

Bu îzâhata hayran kalan Şems-i Tebrîzî, "Allah" diyerek yere yığıldı. Bayılmıştı. Mevlânâ<br />

hazretleri, hemen atından inerek Şems-i Tebrîzî'yi kucakladı, ayağa kaldırdı. Bu nûr yüzlü<br />

zâta o kadar ısınmış, kalbinde o kadar muhabbet hâsıl olmuştu ki, ayılınca büyük bir hürmet<br />

ve edeble evine götürdü.<br />

Hocası Seyyid Burhaneddîn hazretlerinin geleceğini söylediği Şems-i Tebrîzî olduğunu<br />

öğrenince, daha da çok sevindi. "Ey Muhterem efendim! Gerçi evimiz size lâyık değil ise<br />

de, zât-ı âlînize sâdık bir hizmetçi olmaya çalışacağım. Bundan böyle bu ev sizin,<br />

çocuklarım da evlâtlarınızdır" diyerek hizmetine koşmaya başladı. Gece-gündüz hiç<br />

yanından ayrılmayıp, onun sohbetlerini büyük bir zevk içinde dinliyordu.<br />

Şems-i Tebrîzî bir müddet sonra, Konya'dan ayrıldı. Şems-i Tebrîzî'nin gitmesi, Mevlânâ'yı<br />

çok üzdü. Günler geçtikçe ayrılık acısına sabredemiyordu. Ayrılık, kendisinde tahammül<br />

edecek bir hâl bırakmıyordu. Şems'in ayrılık hasreti ve muhabbeti ile yanıyordu. "Şems,<br />

Şems!" diyerek ciğeri yakan kasîdeler söylüyor, göz yaşlarıyla dolu yazdığı mektupları<br />

Şam'da Şems-i Tebrîzî hazretlerine gönderiyordu.<br />

Eğer bir kimse, "Şems'i gördüm" diye yalan söylese, ona müjdelik olarak üzerindeki<br />

elbisesini verirdi. Bir defasında birisi dedi ki:<br />

- Şems-i Tebrîzî'yi Şam'da gördüm. Sağlığı yerindeydi.<br />

Mevlânâ, ona elinde bulunan ne varsa hepsini verdi. Orada bulunan diğer bir kimse dedi ki:<br />

- O, Şems-i Tebrîzî'yi görmedi, yalan söylüyor.<br />

Hakîkîsine canımı veririm<br />

Mevlânâ hazretleri bunun üzerine şu cevabı verdi:<br />

- Ona verdiğim bu elbiseler, sevdiğimin yalan haberinin müjdecisidir. Onun hakîkî<br />

haberini getirene canımı veririm.<br />

Bir zaman sonra Şems-i Tebrîzî Konya'ya geri geldi. Mevlânâ Celâleddîn ile Şems-i<br />

Tebrîzî, eskisi gibi yine bir odaya çekilip sohbete başladılar. Hiç dışarı çıkmadan, yanlarına<br />

oğlundan başka kimseyi almadan, ma'nevî bir âlemde kendilerinden geçtiler. Hocasına<br />

kavuştuktan sonra, "Akıl mürşidi bulmak içindir. Hocamı buldum, aklımı bıraktım"<br />

buyurdu.<br />

Halk, Şems gelince Mevlânâ'nın sâkinleşeceğini, aralarına katılıp, kendilerine nasîhat<br />

edeceğini, sohbetlerinden istifâde edeceklerini ümit ederlerken, tam tersine, eskisinden daha<br />

fazla Şems'e bağlandığını ve muhabbetinin ziyâdeleştiğini gördüler.<br />

Şa'bân ayının üstünlüğü 12 ARALIK <strong>1996</strong><br />

"Şa'bân, Recep ile Ramazan ayları arasında bir aydır. İnsanlar bundan gâfildir.<br />

Hâlbuki Şa'bân ayında kulların ameli Allahü teâlânın dergâhına çıkarılır. Ben,<br />

Şa'bânda oruçlu olduğum hâlde amelimin çıkarılmasını arzû ederim."<br />

Dînimizin kıymet verdiği mübârek aylardan ikincisi, Şa'bân ayıdır. Allahü teâlâ, kullarına<br />

çok acıdığı, bir annenin yavrusuna olan merhametinden daha fazla merhametli olduğu için,<br />

ba'zı gün ve gecelere kıymet vermiştir.<br />

Bu gece, gün ve aylarda yapılan ibâdetlere, hayırlara daha çok sevâb vereceğini<br />

bildirmiştir. Tevbe, istigfâr etmeli, yalvarıp af ve âfiyeti istemeli, bu günleri fırsat bilmelidir.<br />

Şa'bân ayı benim ayım<br />

Allahü teâlâ, Şa'bân ayını, Resûlullah efendimize mahsûs kılmıştır. Hadîs-i şerîflerde<br />

buyuruldu ki:<br />

(Şâ'bân-ı şerîf, benim kendime mahsûs bir aydır. Hak teâlâ hazretleri arş-ı a'lânın<br />

meleklerine azamet-i şâniyle buyurur ki: "Ey benim meleklerim, gördünüz mü, benim

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!