23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sonra İspanya'nın Müslümanlardan önceki durumunu şöyle anlatmaktadır:<br />

O zamanki Avrupalılar tamamen barbardı. Hıristiyanlık, onları barbarlıktan<br />

kurtaramamıştı. Onlara hâlâ vahşî nazariyle bakmak gerekirdi. Pislik içinde yaşarlardı.<br />

Kafaları, hurâfelerle doluydu.<br />

Doğru dürüst düşünmek hâssasına bile mâlik değildiler. ^Adî kulübelerde yaşarlardı. Eğer<br />

kulübenin zemîninde veya duvarlarında bir hasır örtüsü varsa, bu büyük bir zenginlik işâreti<br />

sayılırdı. Yedikleri, yabânî fasulye, havuç gibi sebzeler, ba'zı otlar, hattâ ba'zen ağaç<br />

kabuklarıydı. Elbise olarak, uzun müddet dayandığı için dabağlanmamış hayvan postları<br />

kullanıyorlar ve bunun için çok pis kokuyorlardı.<br />

İslâmiyet temizliği emreder<br />

Müslümanlar, onlara her şeyden önce temizliği öğrettiler. Müslümanlar, günde beş defa<br />

ellerini, yüzlerini, kollarını, ayaklarını yıkıyorlardı. Onların da günde hiç olmazsa bir kere<br />

yıkanmasını sağladılar. Sonra, onların üzerinden pis kokulu, parça parça olmuş, bitlerle<br />

dolmuş olan hayvan derilerini çıkarıp atarak, onlara güzel kumaşlardan, renkli ipliklerden<br />

örülerek yapılmış olan kendi elbiselerinden verdiler. Onlara yemek pişirmesini, yemek<br />

yemesini öğrettiler.<br />

Eğer İslâm dîni olmasaydı, insanlık bugünkü medeniyet derecesine, ilim ve fende bugünkü<br />

seviyesine erişemezdi. Müslümanların gözünde ilmin çok yüksek bir yeri vardır. Muhammed<br />

aleyhisselâm, (İlim Çin'de de olsa, onu alınız) buyurmaktadır. İşte seve seve kabûl ettiğim<br />

İslâm dîni böyle bir dindir.<br />

"Onda lüzûmsuz şey yok" 30 KASIM <strong>1996</strong><br />

Bana, "Müslümanlıkta sizi en çok ne etkiledi?" diye sormayın. Zîrâ bütün<br />

Müslümanlık benim kalbimi istilâ etmiş, kaplamıştır. Bunun içinde bana ayrıca te'sîr<br />

eden hiç bir husûs yoktur.<br />

Avusturyalı Mahmud Esad Leopold, daha 23 yaşında iken, bir gazete muhâbiri olarak<br />

Arab memleketlerine gidip İslâmiyeti tanıyarak Müslüman olmuştur. İslâmiyetle<br />

şereflenmesini şöyle anlatır:<br />

Muhâbir ve yazar olarak çalışmakta olduğum gazetem, beni "özel muhâbir" unvânı ile<br />

Asya ve Afrika'ya yolladı. Başlangıçta Müslümanlar ile temâsım, herhangi bir yabancının<br />

başka bir yabancı ile temâsından ibâretti.<br />

Fakat İslâm memleketlerinde uzun zaman kalınca ve Müslümanlar ile daha fazla tanışınca,<br />

onların dünyaya ve dünyada zuhûr eden hâdiselere Avrupalılardan büsbütün başka bir tarzda<br />

baktıklarını görmeye başladım.<br />

Bildiklerim doğru değilmiş<br />

Onların olaylara çok ağırbaşlı ve soğukkanlı olarak bakmaları, i'tirâf edeyim, bizden çok<br />

daha insanî bir tarzda düşünmeleri, bende bir alâka uyandırmaya başlamıştı. Ben koyu bir<br />

Katolik âileden gelmiştim. Bütün çocukluğum esnâsında bana Müslümanların dinsiz olduğu,<br />

şeytâna taptığı telkîn olunmuştu.<br />

Müslümanlarla temâs edince, bana söylenen bu sözlerin doğru olmadığını görerek, İslâm<br />

dînini incelemeye karar verdim. Bu husûsta birçok kitaplar te'mîn ettim. Bunları dikkat ile<br />

incelemeye başlayınca, bu dînin ne kadar temiz, ne kadar kıymetli bir din olduğunu hayret ile<br />

gördüm.<br />

Müslümanlık, her şeyden evvel temizlik, açık kalblilik, kardeşlik, merhamet, sadâkat, barış<br />

ve selâmet telkîn ediyor ve biz Hıristiyanların inandığı, "insanların dâimâ günâhkâr olduğu"<br />

inancını reddediyor, bunun aksine, "Hayattan, kimseye zarar vermemek ve günâh<br />

işlememek şartıyle zevk alınız" diyordu.<br />

Bu arada kâidelere uymayan Müslümanlara da rastladım. İslâm âleminin gittikçe<br />

bozulması, zayıflaması, âdetâ çökmeye uğramasının en büyük sebebi, Müslümanların

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!