23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Peygamber efendimizden sonra peygamber gelmeyeceğine göre, kendisinden bin sene<br />

sonra, İslâm dînini her bakımdan ihyâ edecek, dîne sokulan bid'atleri temizleyip, asr-ı<br />

saâdetteki temiz hâline getirecek, zâhirî ve bâtınî ilimlerde tam vâris, âlim ve ârif bir zâtın<br />

olması lâzımdı. Hadîs-i şerîfler bunu bildirmektedir.<br />

Bu mühim hizmeti İmâm-ı Rabbânî hazretleri yapmıştır. Bütün İslâm âlimleri, bu zâtın<br />

İmâm-ı Rabbânî hazretleri olduğunda ittifak etmişlerdir.<br />

Menkıbeleri ve kerâmetleri<br />

İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin hayâtını, menkıbe ve kerâmetlerini anlatmak üzere<br />

yetmişden ziyâde kitap yazılmıştır. Talebelerinin meşhurlarından, Bedreddîn Serhendî şöyle<br />

demiştir: "Onyedi sene İmâm-ı Rabbânî hazretlerine hizmette bulundum. Eğer huzûruna<br />

kavuştuğum ilk günden i'tibâren, gördüğüm kerâmetleri, yüksek hâlleri, makâm ve dereceleri<br />

yazsaydım ciltler dolardı. Her saat, her an o hazretten kerâmetler zuhûr ediyordu. Hergün<br />

sâdece bir kerâmetini kaydetseydim, huzûrunda bulunduğum müddet içinde altı bin<br />

kerâmetini yazıp, kayda geçebilirdim."<br />

Kerâmetlerinden ba'zıları:<br />

Çok uzak memlekette bulunan bir zât, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin medhini duyup,<br />

Serhend şehrine geldi. Geceleyin bir kimsenin evinde misâfir kaldı. İmâm-ı Rabbânî'den<br />

istifâde etmek için geldiğini, ona talebe olmak şerefine kavuşmak istediğini ve bunun için çok<br />

neş'eli olduğunu söyleyince, ev sâhibi İmâm-ı Rabbânî'yi kötülemeye başladı.<br />

O zât çok üzüldü. Mahcûb oldu. İmâm-ı Rabbânî'ye sığınıp kalbinden; "ben yalnız Allah<br />

rızâsı için, size hizmet niyeti ile gelmiştim. Şu şahıs, beni bu saâdetten mahrûm etmek istiyor"<br />

dedi.<br />

Bu sırada İmâm-ı Rabbânî birdenbire yalın kılıç gözüküverdi. Hâllerini inkâr eden, o<br />

şahsın cezâsını verdi. Sabahleyin mübârek huzûruna kavuşunca, geceki hâdiseyi arz etmek<br />

istedi. Fakat İmâm-ı Rabbânî hazretleri; "Gece olanı, gündüz anlatma" buyurup, kerâmetini<br />

gizledi.<br />

Az bir ni'mete çok şükrederdi<br />

Buyurdu ki: Bize ihsân olunan şeylerin hepsi, Resûlullaha tâbi olmak, onun Sünnet-i<br />

seniyyesine uymak sebebiyle verildi. Bütün iş bid'atlerden kaçıp, sünnete uymaktadır.<br />

Öyle şeyler ihsân olundu ki, anlatmam mümkün değildir. Kuru bir dala teveccüh etsem,<br />

cenâb-ı Hakkın izni ile dal yeşerir. Fakat böyle şeyler göstermek mârifet değildir. Bunun için<br />

ben böyle şeylerden uzağım.<br />

İmâm-ı Rabbânî hazretleri, çok hamd ve istigfâr ederdi. Az bir ni'mete çok şükrederdi.<br />

Bir belâya, sıkıntıya mâruz kalsa, "Kötü amellerimiz ve hâllerimiz sebebiyledir"<br />

buyururdu.<br />

Belâyı, birçok kirleri temizleyici sabun gibi görürdü. Bunları ma'nevî yükselmenin sebebi<br />

olarak görürdü.<br />

Belâ, musîbet ve sıkıntılar, tasavvuf yolunda bulunanların güzelliğinin kendisidir, onların<br />

paslarını temizlemek ve cilâlamak içindir, buyururdu.<br />

Hiç şüphem kalmadı 22 KASIM <strong>1996</strong><br />

Bilmeden, anlamadan inkâr etme! O yeryüzünün kutbudur. Eğer sen onu görmüş ve<br />

sohbetine kavuşmuş olsaydın, onun hakkında söylenilen bu iftirânın asılsız olduğunu<br />

anlardın.<br />

İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin yakın talebelerinden, Şehzâde Veliahd'ın hocası olan Mîrek<br />

Şeyh şöyle anlatır:<br />

"Ben önceleri İmâm-ı Rabbânî hazretlerini sevenlerden değildim. Çünkü, onun aleyhinde<br />

çeşitli sözler duymuştum. Bu sıralarda Hindistan'a gitmiştim. Serhend şehrine varınca eski<br />

dostlarımdan biriyle karşılaştım. Bu arkadaşım önceden çok kötü bir insandı. Fakat bu defa

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!