23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bu örnek insanların vasıtasıyla, yerli halk İslâmiyeti, İslâmın güzel ahlâkını, adâletini tanır,<br />

kısa zamanda Müslüman olurlardı. Bosna'nın, Arnavutluk'un kısacası Balkanlar'daki yerli<br />

halkın Müslüman olmaları hep böyle olmuştur.<br />

Bu bir ütopya değildir<br />

Hattâ Anadolu'nun müslümanlaşması da böyle olmuştur. Çeşitli yerlerden, Türkistan'dan,<br />

Horasan'dan gelen Alperenler, Anadolu'nun en ücra yerlerine kadar gidip yerleşmişler, sessiz<br />

sedâsız yaşayışları ile yerli halka İslâmı sevdirmişlerdir. Asırlar önce Anadolu'nun tamamı<br />

gayrı müslim idi. Bugün yüzde 99'u Müslüman. Müslüman olmayanlar, öldürülmediğine göre,<br />

bir yerlere sürgün olmadıklarına göre, bu yerli halk ne oldu? Büyük çoğunluğu kendiliğinden<br />

Müslüman oldu.<br />

Biz, hakîkî bir Müslümana yakışır bir tarzda hareket edersek, Müslümanların adedi daha<br />

çok artacak, çoğaldıkça, dünyada yanlış i'tikâdlar, inanışlar azalacak ve insanlık arzûladığı<br />

barış ve sükûna, rahat ve huzûra kavuşacaktır.<br />

Bu bir hayâl değildir, görülmüş, tecrübe edilmiştir. Osmanlılar, İslâm ahlâkı ile dört kıtaya<br />

yayılmış, çeşitli inançtaki, dildeki, ırktaki, renkteki insanları 6 asır rahat ve huzur içinde<br />

yaşatmadılar mı?<br />

"Benim için ne amel işledin?" 4 KASIM <strong>1996</strong><br />

"Eğer yerlerde ve göklerde bulunan bütün mahlûkların ibâdetlerini yapsan,<br />

dostlarımı sevmedikçe ve düşmanlarıma düşmanlık etmedikçe, hiç faydası olmaz."<br />

Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma sordu:<br />

- Yâ Mûsâ! Benim için ne amel işledin?<br />

Mûsâ aleyhisselâm cevap verdi:<br />

- Yâ Rabbî, senin için namaz kıldım, oruç tuttum, tesbîh okudum, sadaka verdim.<br />

Hak teâlâ buyurdu ki:<br />

- Yâ Mûsâ! Bunların hepsi senin içindir. Namaz kılarsan Cennet veririm, oruç<br />

tutarsan sana kabir ve Sıratta nûr olur. Tesbîh okursan Cennet-i a'lâda senin için ağaç<br />

dikilir, sadaka verirsen, üzerine gelecek kazâ ve belâ def' ve ref' olur. Yâ Mûsâ, benim<br />

için ne amel yaptın?<br />

Bunun üzerine Mûsâ aleyhisselâm sordu:<br />

- Yâ Rabbî, senin için ne amel yapmak gerekir? Nasıl bir amel yapayım ki, senin için<br />

yapmış olayım?<br />

Hak teâlâ hazretleri buyurdu ki:<br />

- Benim için yapılmış olan amel, dostumu dost ve düşmanımı düşman tanımaktır.<br />

Allahü teâlânın en beğendiği ibâdet, Müslümanları sevmek, kâfirlere düşman olmaktır.<br />

Buna, "Hubb-i fillah ve buğd-i fillah" denir.<br />

Îmânın temeli<br />

Resûlullah efendimiz buyurdu ki:<br />

- Îmânın temeli ve en kuvvetli alâmeti, Müslümanları sevmek ve Müslümanlara<br />

düşmanlık edenleri sevmemektir.<br />

Cenâb-ı Hak Îsâ aleyhisselâma buyurdu ki:<br />

- Eğer yerlerde ve göklerde bulunan bütün mahlûkların ibâdetlerini yapsan,<br />

dostlarımı sevmedikçe ve düşmanlarıma düşmanlık etmedikçe, hiç faydası olmaz.<br />

Dînin emirlerini bildirmek, yasaklarından menetmek üç şekilde olur: Birincisi güç<br />

kullanarak kötülüğe mâni olmaktır. Meselâ bir kimsenin, çocukları kötü bir iş yapıyorlarsa,<br />

babası güç kullanarak bunlara mâni olabilir. Veya, bir babanın çocuğunun bir hayvana zulüm,<br />

eziyet yaptığını görüp, bu kötü işten uzaklaştırması gibi.<br />

Dînin emir ve yasaklarını bildirmenin ikinci şekli, nasîhat etmektir.<br />

Eğer, kişinin el ile güç kullanarak mâni olma imkânı yoksa, meselâ âmiri rüşvet alıyorsa<br />

veya çocuğu namaz kılmıyorsa, bunlara nasîhat etmesi lâzımdır. Söz ile kötülüğe mâni

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!