23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

(Zenginlerin zekâtı, fakirlere kâfi gelmeseydi, Allahü teâlâ, onlara nafaka gönderirdi.<br />

Eğer fakirler, aç kalıyorsa, zenginlerin zekât vermeyişindendir.)<br />

(Malının zekâtını veren, o malın şerrinden, kendisini korumuş olur.)<br />

Bakalım, mallarım korunacak mı?<br />

Peygamber efendimiz, Eshâb-ı kirâma:<br />

- Hastalıklarınızı sadaka ile tedâvi edin! Mallarınızı zekât ile koruyun! Çünkü bunlar<br />

sizdeki kötülükleri ve hastalıkları defeder, buyurdu.<br />

Bu esnada oradan bir nasrânî geçiyordu. Peygamber efendimizin bu sözünü duyunca gidip<br />

malının kırkta birini ayırıp verdi.<br />

Kendi kendine de, "Eğer doğru söylüyorsa ortağımdaki malıma bir zarar gelmez. Ben de o<br />

zaman ona îmân eder, müslüman olurum. Eğer dediği gibi çıkmazsa kılıcımla onu öldürürüm"<br />

dedi. O sırada, Mısır'a ticaret için gitmiş olan ortağının bulunduğu kâfileden bir mektup aldı.<br />

Mektupta,"Hırsızlar, yolumuzu kesti, mallarımızı, develerimizi ve yanımızda bulunan her şeyi<br />

aldılar" diye yazılı idi.<br />

Nasrânî, "Mallarınızı zekât ile koruyun" sözünün doğru olmadığını zannederek<br />

Peygamber efendimizi öldürmek niyyetiyle kılıcını kuşandı. Tam bu sırada ortağından bir<br />

mektup daha aldı. Mektupta:<br />

"Ben kâfilenin önündeydim. Devemizin ayağı incindiği için geride kalmış. Böylece<br />

soyulmaktan kurtulmuşlar. Ben bütün malımla emniyet içindeyim. Bizim için üzülecek<br />

bir durum yoktur" diye yazılı idi.<br />

Nasrânî mektubu okuyunca, "Demek, O hak peygambermiş, sözü doğru çıktı" diyerek,<br />

Peygamber efendimizin huzûruna giderek müslüman oldu.<br />

"Namaz kılın, zekât verin!"<br />

Kur'ân-ı kerîmin çeşitli yerlerinde namaz ile zekât birlikte zikredilmektedir. Cenâb-ı Hak,<br />

(Namazı kılın, zekâtı verin) buyuruyor. Hadîs-i şerîfte de, (Zekâtını vermiyenin namazı<br />

kabûl olmaz) buyuruldu.<br />

Kur'ân-ı kerîmde namazla zekâtın sık sık tekrar edilmesi, bunların çok önemli bir ibâdet<br />

olduğunu bildirmektedir. Zekât vermiyen, harâm işlemiş olur. Harâm işliyenin de namazları<br />

kabûl olmaz. Ya'nî namaz borcundan kurtulursa da, namazlarının sevâbını alamaz.<br />

Harâmların hepsinden kaçmak lâzımdır. Zekât vermek çok sevâb olduğu gibi, farz olduğu<br />

hâlde vermemek de büyük günâhtır. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:<br />

(Malınızın zekâtını vermekle, müslümanlığınız tam ve mükemmel olur.)<br />

(Kim Allaha ve Resûlüne inanıyorsa malının zekâtını versin!)<br />

(Zekât, islâmın köprüsüdür.)<br />

(Zekât vererek, malınızı zarardan koruyunuz!)<br />

Zekât vermiyenlerin hâli 3 ŞUBAT <strong>1996</strong><br />

Âyet-i kerîmede meâlen, "Malı, parayı biriktirip zekâtını, müslüman fakirlere<br />

vermiyenlere acı azâbı müjdele!" buyuruldu.<br />

Zekât vermek, Peygamber efendimizin Mekke'den Medîne'ye hicretinin ikinci yılında,<br />

Ramazan ayında farz oldu. Her müslümanın nisâb miktarındaki zekât malının zekâtını<br />

vermesi şarttır.<br />

Resûlullah efendimiz Vedâ Haccında buyurdu ki:<br />

- Malınızın zekâtını veriniz! Biliniz ki, zekâtını vermiyenlerin namazı, orucu, haccı ve<br />

cihâdı ve îmânı yoktur.<br />

Ya'nî zekât vermeği vazîfe bilmez, farz olduğuna inanmaz, vermediği için üzülmezse kâfir<br />

olur. Senelerce zekât vermiyenlerin zekât borçları birikerek bütün malını kaplar. Malı<br />

kendinin sanıp müslümanların o malda hakkı olduğunu, hatırına bile getirmez. Kalbi hiç<br />

sızlamaz. Bu mala sımsıkı sarılmıştır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!