23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bulup getirirler adamı. Adam çamaşırcıymış ve bunun sırtında çamaşır taşırmış. Tabii<br />

hayvan güçten düşünce, bunu salıvermiş ortaya.<br />

Başlamış anırmaya<br />

Hükümdar adama çıkışır:<br />

- Vay vicdansız herif vay ! Bu kadar sene bunu kullan, bunun sırtından para kazan,<br />

ondan sonra da işine yaramadığı için at sokağa. Olacak iş mi? Çabuk bu merkebi al,<br />

götür! Buna güzelce bak! Yaralarını tımar et! Kırk gün sonra tekrar karşıma<br />

getireceksin. Eğer bu şekilde getirirsen veya merkep ölürse, o zaman ölümlerden ölüm<br />

beğen.<br />

Çamaşırcı, alıp merkebi götürür. Güzelce kendi yemez, onun yemini yedirir, içmez içirir.<br />

Kaşağı alır, yaralarını tımar eder.<br />

Sırtına da hiç yük vurmaz, ne olur ne olmaz ölür, birşey olur diye.<br />

40 gün tamam olunca, getirir merkebi hükümdarın huzuruna. Hükümdar bakar merkebin<br />

keyfi yerinde.<br />

Tam bu sırada merkep başlamış anırmaya. Susmak bilmez. Sahibi gidip merkebin kulağına<br />

birşeyler söyler.<br />

Nûşirevân merak eder ve hemen sorar:<br />

- Ne söyledin merkebe?<br />

- Bir şey söylemedim efendim.<br />

- Yok yok, söyledin.<br />

- Eğer kızmıyacaksanız söylerim.<br />

- Kızmıyacağım.<br />

- Ona, "Artık Nûşirevân gibi bir arkan var, anır anırabildiğin kadar. Nasıl olsa kimse<br />

bundan sonra sana birşey söyliyemez. Artık sırtın yere gelmez" dedim.<br />

* * *<br />

Hazînede altın kalmıyacak<br />

Birgün de geziye çıkmıştı Nûşirevân. Yanında da veziri vardır. Gezerken de bakmış ki,<br />

yolda çok yaşlı bir dede meyve ağacı dikiyor. Selâm verip der ki adama:<br />

- Amca, hayırdır, sen bu yaşa gelmişsin, bu ağacın meyvesini yiyemezsin. Bu ağaç kimbilir<br />

kaç sene sonra meyve verecek? Niye bu zahmeti çekiyorsun?<br />

- Pâdişâhım, bizden öncekiler dikti biz yedik. Biz de dikelim ki, bizden sonrakiler<br />

yesin.<br />

Pâdişâh "Zih" der. "Zih" Farsça aferin demek. Sâsânî ananesine göre Pâdişâh "Zih"<br />

dediğinde, o kimseye 100 altın verilir, ya'nî bir kese altın. Bunun için ihtiyara 100 altın verilir.<br />

Bunun üzerine ihtiyar dede der ki:<br />

- Gördünüz mü pâdişâhım, meyveleri şimdiden yemeye başladık.<br />

Pâdişâh, bir daha "Zih" der. İhtiyara 100 altın daha verilir.<br />

- Allah Allah, her ağaç senede bir defa meyve verir, benimki ise senede iki defa meyve<br />

verdi hükümdarım.<br />

"Zih" der Nûşirevân, 100 altın daha verilir. Arkasından vezirine der ki:<br />

- Vezirim hemen buradan uzaklaşalım. Bu ihtiyar çok yaman. Burada fazla kalırsak,<br />

hazînede altın kalmıyacak.<br />

Nûşirevân'ın ince zekâsı 21 EKİM <strong>1996</strong><br />

Küfür bâkî olur, fakat zulüm bâkî olmaz. Ya'nî ebedî olmaz, sürekli olmaz.<br />

Muhakkak döner. Nûşirevân âdil bir hükümdar olduğu için, senelerdir menkıbeleri<br />

anlatılıyor. Bunun gibi âdil hükümdarların sayıları çok azdır.<br />

Hükümdar Nûşirevân zamanında, birisi şehrin vâlisine bir kese altınını getirip der ki:<br />

- Ben harbe gidiyorum. Dönüşte almak üzere 200 altını size emânet bırakmak istiyorum,<br />

kabûl eder misiniz?

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!