23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Ey Firavun, sana yazıklar olsun. İlâhlık da'vâsında bulunmaktan utanmıyor musun?<br />

Seni ilâh kabûl etmiyen kimselere böyle işkence yapıyorsun!..<br />

Âsiye Hâtun, Firavun'un hanımı idi. Fakat, Firavun'un aksine iyilik sever, şefkatli,<br />

merhametli bir kadın idi.<br />

Mûsâ aleyhisselâmın mu'cizesi karşısında, müslüman olan sihirbazlarla beraber, Âsiye<br />

Hâtun da îmân etmişti.<br />

Fakat, îmân ettiğini kimseye söylemiyor, ibâdetlerini gizli yapıyordu.<br />

Birgün sarayın penceresinden bakarken, Mâşite Hâtun adında bir Mü'mine ile çocuklarının<br />

akıl almaz işkencelerle öldürüldüğünü görünce dayanamadı.<br />

Firavun'un karşısına geçip dedi ki:<br />

- Ey Firavun, sana yazıklar olsun. İlâhlık da'vâsında bulunmaktan utanmıyor<br />

musun? Seni ilâh kabûl etmiyen kimselere böyle işkence yapıyorsun!..<br />

- Yoksa sen de onlar gibi aklını mı kaçırdın?<br />

- Hayır ben deli değilim. Esas deli sensin. Âciz bir mahlûk iken ilâhlık iddiâsında<br />

bulunursun.<br />

Beni îmânımdan ayıramazsın!<br />

Hanımının Mûsâ aleyhisselâmın dînine girdiğini anlayan Firavun çılgına döndü.<br />

Kendisine,<br />

-Eğer bundan vazgeçmezsen, sen de Mâşite gibi ölümü tadarsın, dedi.<br />

Âsiye Hâtun şöyle cevap verdi:<br />

- Beni îmânımdan kimse alıkoyamaz. ^Imânım için herşeye râzıyım.<br />

Firavun hanımına da en ağır işkenceleri yapmaktan çekinmedi.<br />

Bir ağaca ellerinden ve ayaklarından mıhlattı. Sonra yere yatırarak üzerine değirmen taşı<br />

koydurdu.<br />

Bununla da yetinmiyerek, üzerine büyük kaya parçası atılmasını emretti. Fakat, Âsiye<br />

Hâtun çoktan vefât etmiş, şehîd olmuştu...<br />

Âsiye Hâtun'a, elleri, ayakları bağlanıp, sıcak çöl ortasına bırakılarak işkence yapılırdı.<br />

Yanındakiler ayrılınca, melekler ona gölgelik yaparlardı.<br />

Bir defasında, Âsiye Hâtun'a böyle eziyet edilirken, Mûsâ aleyhisselâm oradan geçiyordu.<br />

Mûsâ aleyhisselâm durumunu görünce kendisine duâ etti. Bundan sonra yaptıkları eziyetlerin<br />

hiçbirinden acı duymadı.<br />

Firavun çılgına döndü<br />

Kendisine en ağır işkenceler yapılırken, o Cennetteki köşkünü görüyor ve gülüyordu.<br />

Bu hâl Firavun'u deliye çeviriyordu. Çünkü, işkence yaptığı kimselerin, acılar içinde<br />

kıvranmasından büyük haz duyardı.<br />

Kendisine yalvarıp yakarmasını beklerken, onun tatlı tatlı gülüşünü görünce, "Deliye<br />

bakın, azap içinde gülüyor" diyordu.<br />

Âsiye Hâtun, bir defasında, yine işkence edilirken şöyle duâ etti:<br />

- Yâ Rabbî, benim için nezdinde Cennette bir ev yap! Beni câhil Firavun'dan, bâtıl<br />

kötü amelinden ve zâlim olan kavminin şerrinden koru!<br />

O anda, "Başını kaldır" diye ilhâm olundu.<br />

Başını kaldırınca, göz perdesi kaldırıldı ve Cennette kendisi için beyaz inciden yapılmış<br />

olan köşkü gördü. İşkence esnâsında bu köşkü seyreder, bunun verdiği haz ile ızdırap<br />

duymazdı.<br />

Dünyadaki bütün kadınların en üstünleri oldukları bildirilen, dört kadından biri de, Hz.<br />

Âsiye'dir. Diğer üç kadın da, Peygamber efendimizin hanımı Hz. Hatîce, kızı Hz. Fâtımatüz-Zehra<br />

ve Îsâ aleyhisselâmın annesi Hz. Meryem'dir.<br />

Adâletiyle meşhur Nûşirevân 16 EKİM <strong>1996</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!