23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Günâhlarına ortak olamam 10 EKİM <strong>1996</strong><br />

Çocuklarım, ya iyi ya kötü bir insan olacaklar. Şâyet kötü insan olurlarsa, o takdirde<br />

onları, günâh işlemeleri için malımla güçlendiremem, günâhlarına ortak olamam!<br />

Ömer bin Abdülazîz hazretlerine bir gece misâfir geldi. Bu esnâda bir şey yazıyordu. Bir<br />

müddet sonra, lâmbanın yağı azaldı. Sönecek gibi oldu. Misâfir:<br />

- Yâ Emîr-el mü'minîn! Kalkıp lâmbaya yağ koyabilir miyim? diye sorunca:<br />

- Hayır, misâfire iş gördürmek, insanın mürüvvetine yakışmaz, buyurdu.<br />

Sonra misâfir dedi ki:<br />

- O hâlde hizmetçiyi kaldırayım.<br />

- Hayır o da olmaz, çünkü daha yeni yattı.<br />

Yerinden kalkıp, yağ getirdi ve lâmbaya doldurdu. Yanındaki misâfire dönüp:<br />

- Bu işi yapmaya gitmeden önce de Ömer'dim. İşi yaptıktan sonra yine Ömer'im.<br />

Gördüğün gibi bende bir eksiklik olmadı. İnsanların, Allah indinde hayırlısı tevâzu<br />

sâhibi olanlardır.<br />

Bu kötülüğü niçin yaptın?<br />

İnsanlara karşı çok merhametli olduğu gibi hayvanlara da çok merhametli idi. Bir katırı<br />

vardı. Bu katırı pazarda çalıştırır bununla ihtiyâçlarını te'mîn ederdi. Katırı çalıştıran işçi bir<br />

gün fazla para getirince:<br />

- Demek ki katırı fazla çalıştırmışsın, hayvanı üç gün dinlendir, buyurdu.<br />

Ömer bin Abdülazîz hazretlerini çekemiyenler de vardı. Dünyalık menfaatlerine mâni<br />

olduğu için, Halîfeyi öldürmeye karar verdiler. Bir hizmetçiye bin altın vererek zehirlettiler.<br />

Ömer bin Abdülazîz hazretleri zehirlendiğini anlayınca bu köleyi çağırıp dedi ki:<br />

- Ben sana bugüne kadar hiç bir kötülük yapmadığım hâlde bunu bana niçin yaptın,<br />

doğruyu söylersen seni affedeceğim.<br />

- Bana bin altın vermek sûreti ile bu ihâneti yaptırdılar.<br />

- O altıınları getir seni affedeyim.<br />

Köle altınları getirdi. Yaptığına çok pişman oldu. Ömer bin Abdülazîz hazretleri, altınları<br />

devletin hazînesine bağışladı. Köleyi de affetti.<br />

Hasta hâlindeyken kayınbirâderi ziyâretine geldi. Halîfenin gömleğini biraz kirlenmiş<br />

görünce, kız kardeşine:<br />

- Gömleğini yıkayınız, dedi.<br />

Dışarı çıkıp tekrar geldiğinde, gömleğin yıkanmamış olduğunu görünce, kızıp:<br />

- Ben size gömleğini yıkayın demiştim, niçin yıkamadınız? dedi.<br />

Başka gömleği yok ki...<br />

Halkının hayat seviyesini çok yükselttiği için, zekât verilecek kimsenin bulunmadığı bir<br />

ülkenin halîfesi olan Ömer bin Abdülazîz hazretlerinin hanımı ibret verici şu sözü söyledi:<br />

- Vallahî üzerindekinden başka elbisesi yok ki, onu giydireyim de sırtındakini<br />

yıkayayım.<br />

Ölüm hastalığında iken, yakınları:<br />

- Çocuklarına Beyt-ül-maldan birşeyler bırakmak için vasiyette bulunmıyacak mısın, diye<br />

sorduklarında:<br />

- Çocuklarım şu iki tip insandan biri olacaktır. Ya iyi, sâlih bir insan veya şerrinden<br />

korkulan kötü bir insan. Sâlih bir insan olurlarsa, A'raf sûresinin 196. âyet-i kerîmesi<br />

yetişir. Burada, meâlen, "Ey Resûlüm! Müşriklere de ki, size karşı benim yardımcım,<br />

Kur'ân-ı kerîmi indiren Allahtır ve O, bütün sâlihlere de yardımcıdır." buyuruluyor.<br />

Şâyet kötü insan olurlarsa, o takdirde onları, günâh işlemeleri için güçlendiremem,<br />

günâhlarına ortak olamam, buyurdu.<br />

İyilik etmenin mükâfatı 11 EKİM <strong>1996</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!