23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

- Kitâbını yaz bakayım, nice hızlı yazarsın göreyim, deyince, Şemseddîn Efendi<br />

yazmaya başladı. Gaybden gelen o zât, hemen gözden kayboldu.<br />

Şemseddîn Efendi, bu durumu Hasan Can'a anlatıp, hediyeyi Selim Hân'a ulaştırması için<br />

verdi. Hasan Can da hediyeyi vermek üzere Selim Hân'ın huzûruna vardı. Olanları anlatıp<br />

başlığı Selim Hân'a verdi. Selim Hân başlığı alıp kokladı ve yüzüne saygı ile sürdü.<br />

Sultanın rü'yâsı<br />

Sultanın yakınlarından Hasan Can anlatır:<br />

Mısır feth olunduğu günlerdi. Bir sabah, Sultan Selim Hân bana şöyle buyurdu:<br />

- Bu gece rü'yâmda Muhammed Bedahşî'yi gördüm. Yolculuk hazırlığında olup, bir<br />

beyaz kepenek giymiş, üstüne de bir ip kuşak bağlamıştı. Bu hâlde gelip, yolculuğa<br />

çıkacağını söyleyerek bizimle vedâlaştı.<br />

Ben ise gençlik atılganlığı ile hemen rü'yâyı ta'bire giriştim ve; "Velîlerin görünüşte<br />

çıkacakları yolculuk, âhıret seferi olmak gerektir. Eğer vefât etmemiş ise yakında vefât<br />

edeceklerine işârettir" dedim. (Devamı yarın)<br />

Bunlar şaşılacak şey değildir 5 EKİM <strong>1996</strong><br />

"Sultan selim Hân Allahü teâlânın katında övülmüş olup, Arab diyârının fethiyle<br />

vazîfelendirilmiştir. Selim Hân'a verilen bu vazîfeyi bilen evliyâ, ona bütün güçleri ile<br />

yardım etmektedir."<br />

Hasanca şöyle devam etti:<br />

Yavuz Sultan Selim Hân, rü'yâsını, Muhammed Bedahşî hazretlerinin vefât edeceği<br />

şeklinde ta'bîr etmeme üzüldü. Ben de rü'yâyı böyle ta'bîr ettiğim için pişmanlık duydum. Çok<br />

geçmeden Muhammed Bedahşî ölüm döşeğinde, Şam'ın ileri gelenlerini toplayıp, şöyle<br />

buyurdu: "Sultan Selim Hân Allahü teâlânın katında övülmüş olup, Arab diyârının<br />

fethiyle vazîfelendirilmiştir. Selim Hân'a verilen bu vazîfeyi bilen evliyâ, ona bütün<br />

güçleri ile yardım etmektedir."<br />

Orada hazır olanlara, Sultanın emirlerine saygılı olmalarını, ayrıca; "Harameyn-i<br />

Muhteremeyn'e (Mekke-i mükerreme ve Medîne-i münevvereye) hizmetleri ile başlara tâc<br />

olan Sultana benden duâ ve selâmlarımı ve muhabbetlerimi iletirken, dünyadan da sefer<br />

ettiğimi bildirin" diye vasiyette bulundu.<br />

Siz hakem olun!<br />

Şam vâlisi durumu, Sultana duyurdu. Bu sırada Sultanın hocası Halîmî Çelebi Efendi,<br />

sultanın yanına geldi. Konuşurlarken Sultan Selim Hân;<br />

- Şöyle bir rü'yâ görmüştüm. Hasan Can da böyle yorumlamıştı. Çoğunlukla rü'yânın<br />

gerçekleşmesi ta'bîrin şekline bağlıdır. Şimdi o velî zât, vefât etmiştir. Böyle olması<br />

ta'bîrden ileri gelmiş olabilir. Siz hakem olun. Bu yönden cezâlandırılmaya hak kazandı<br />

mı?<br />

Halîmî Efendi ise bana bakıp dedi ki:<br />

- Senden böyle acemi davranış beklemezdim. Atılganlık etmişsin.<br />

Ben ise utancımdan başımı eğip dedim ki:<br />

- Vefât günü ile rü'yânın görüldüğü târih tesbit edilsin. Eğer rü'yâ daha önce ise, fermân<br />

devletlü Pâdişâhımızındır. Eğer iş aksi ise gerçek budur ki, cezâsı ihsânıdır."<br />

Halîmî Efendi, bu sözlerimi doğru bulup dedi ki:<br />

- Hasan Can kulunuzun görüşü akla uygundur. Gerçekte de değerli katınızda hoş<br />

karşılanmalıdır.<br />

O başlara tâc olan Pâdişâh, Şam'dan gelen mektubu gösterdi. Gördüğü rü'yânın<br />

Muhammed Bedahşî'nin vefât ettiği geceye rastladığı meydana çıkınca, kıymetli bir hil'at<br />

elbise ile tam ayar, ikiyüz dinar altın bana ihsân buyurdu. Bunca lütuf, Muhammed<br />

Bedahşî'nin kerâmeti eseridir, diyerek azîz rûhuna duâlar eyledim.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!