23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bu sinsi plânlarından biri de yahûdîlerin, İngilizlerin himâyesi ve teşvîki ile Filistin<br />

topraklarında bir yahûdî devleti kurmak istemeleri idi. Bu tehlîkeyi ve siyonistlerin<br />

faaliyetlerini ve arzûlarını da çok iyi bilen Abdülhamîd hân, Filistin toprağından yahûdîlere<br />

satılmamasını emretti. Dünya siyonizm teşkilâtının başkanı Theodor Herzl ve Haham Moşe<br />

Levi, sultân Abdülhamîd'i ziyâret ederek, yahûdîler için toprak satmasını istediler. Sultânın<br />

cevâbı, "Dünyanın bütün devletleri ayağıma gelseler ve bütün hazînelerini dökseler, size<br />

bir karış yer vermem. Ecdâdımın kanlarıyla aldıkları ve bugüne kadar muhâfaza edilen<br />

bu vatan, para ile satılmaz" olmuştur.<br />

Memleketi kana buladılar<br />

Yahûdîler, ittihât ve terakkî fırkası ile işbirliği yaptılar. Bütün şer güçler, sultâna karşı<br />

birleştiler. 1909 de tahttan indirilerek, bütün müslümanları öksüz bıraktılar. İttihât ve<br />

terakkînin başında bulunanlar, din düşmanlarını ve masonları devletin en yüksek mevkilerine<br />

getirdiler. Hattâ, Şeyh-ül-islâm yaptıkları Hayrullah ve Mûsâ Kâzım bile mason idi.<br />

Memleketi kana buladılar. Bu İngiliz uşaklarının sebep oldukları, Balkan, Çanakkale, Rus ve<br />

Filistin cephelerinde, hâince, alçakça hazırlanmış İngiliz plânları ile, Abdülhamîd hânın<br />

yetiştirmiş olduğu, dünyanın birinci kara ordusu yok edildi. Yüzbinlerce vatan evlâdı şehîd<br />

edildi. İngilizlerin hîleleri ile, devletin başına geçen masonlar, vatanın en çok birliğe ve<br />

müdâfaaya muhtâç olduğu bir zamanda, milleti sahipsiz bırakıp kaçtılar. Hâin olduklarını<br />

böylece de isbât ettiler.<br />

Osmanlı imparatorluğunda açılan misyoner mekteplerinde ve kiliselerde aldatılan gayrı<br />

müslim vatandaşlar, Osmanlıya karşı ayaklandırıldı. Mekteplere muallim ve kiliselere papaz<br />

ismi ile Avrupa'dan gelen siyah cübbeli câsûslar, gazeteciler, her geldikleri yere para, silâh ve<br />

fitne getirdiler. Büyük isyânlar oldu. Târîh sahîfelerinde, insanlık lekesi, vahşeti olarak duran,<br />

Ermeni, Bulgar ve Yunan mezâlimi yapıldı. Yunanlıları İzmir'e taşıyanlar da İngilizlerdi.<br />

Allahü teâlâ, Türk milletine merhamet buyurarak, büyük bir istiklâl mücâdelesi sonunda,<br />

bugünkü güzel vatanımız kurtarılabildi.<br />

Osmanlı Devleti parçalanınca, dünya birbirine girdi. Osmanlı İmparatorluğu tampon gibi<br />

bir devletti. Müslümanlar için bir hâmî ve kâfirlerin birbirlerine girmemesi için de, bir mâni<br />

idi. Sultân Abdülhamîd hândan sonra, hiç bir memlekette rahat ve huzûr kalmadı. Avrupa<br />

devletlerinde, birinci cihân harbinde, sonra ikinci cihân harbinde, daha sonra da komünizm<br />

istilâsı ve zulmü altında, kan ve katliam hiç bitmedi.<br />

Hiç rahat yüzü görmediler<br />

İngilizlerle birleşip Osmanlıları arkadan vuranlar, hiç rahat yüzü görmediler. Sonra<br />

yaptıklarına pişmân oldular. Hattâ, hutbeleri tekrar Osmanlı halîfesi adına okutmaya<br />

başladılar. İngilizler tarafından Filistin'e İsrâîl devleti kurulunca, Osmanlıların kıymeti<br />

anlaşıldı. Filistinlilerin İsrâîl zulmü altında hangi vahşetlere uğradıklarını gazeteler yazıyor,<br />

dünya televizyonları gösteriyor. 1990 senesinde, Mısır Hâriciye Nâzırı Ahmed Abdülmecîd,<br />

"Mısır en rahat ve huzûrlu günlerini, Osmanlılar zamanında yaşadı" demiştir.<br />

Hıristiyan Avrupa devletlerinin ve Amerika'nın menfaatinin bulunduğu her yerde,<br />

hıristiyan misyonerleri bulunur. Misyonerler, hıristiyanlığı yaymak, hâşâ tanrı dedikleri Îsâ<br />

aleyhisselâma hizmet, huzûr, sulh ve sevgi götürmek gibi sözler arkasına gizlenmiş, menfaat<br />

avcıları, huzûr bozuculardır. Daha mühim vazîfeleri ise, gittikleri memleketleri hıristiyan<br />

devletlerine bağlamaktır.<br />

Her memlekette, kendilerine dost olacak kimseleri bulur ve bunları satın alırlar. Bu<br />

kimseler, yerli ahâlînin isimlerini taşır, fakat ya hıristiyanlaştırılmış bir câhil veya satın<br />

alınmış bir hâin idi.<br />

Misyoner faaliyetleri 20 EYLÜL <strong>1996</strong><br />

Yediden yetmişe, bütün ermeniler müslümanlara ve Osmanlıya karşı düşman<br />

edilmişti. Misyoner kadınlar da, ermeni kadınlarını ve kızlarını bu husûsta yetiştirmek

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!