23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Tekkeleri ve tasavvuf yollarını ifsâd etmek için de, çok çalıştılar. Osmanlının son<br />

zamanlarında; dinsizlik, bid'atler, harâmlar karışmamış tekke, tarîkat hemen hemen<br />

kalmamıştı. İngiliz ajanları şeyh kılığında tekkelerin baş köşelerine oturmuştu.<br />

Tasavvuf büyükleri aslâ siyâset ile uğraşmaz, kimseden bir menfaat beklemezlerdi.<br />

Tasavvuf büyüklerinin çoğu, derin âlim ve müctehid idi. Çünkü tasavvuf, Muhammed<br />

aleyhisselâmın yolunda, izinde yürümek demektir. Ya'nî her sözünde, her işinde, her şeyde<br />

dîne yapışmaktır.<br />

Harâm işleyerek ibâdet yapılmaz<br />

Fakat, uzun zamandan beri, câhiller, fâsıklar, hattâ birçok ajanlar, alçak maksatlarına<br />

kavuşmak için, tasavvuf büyüklerinin isimlerini âlet olarak kullanıp, çeşitli ocaklar kurmuş,<br />

dînin, bozulmasına, yıkılmasına sebep olmuşlardır.<br />

Zikir ismini kullanarak dinle ilgisi olmayan şeyler uydurdular. Zikir, Allahü teâlâyı<br />

hatırlamaktır, kalbi temizlemektir. Bu durumda, kalbden dünya sevgisi, mahlûkât sevgisi<br />

çıkar. Allah sevgisi yerleşir.<br />

Birçok kimsenin kadın-erkek, bir araya toplanarak hoplayıp zıplaması zikir değildir.<br />

Harâm işleyerek ibâdet yapılmaz. Din büyüklerinin, Eshâb-ı kirâmın yolu unutuldu.<br />

Mezhebsiz ve tasavvuf düşmanı olan İbni Teymiyye islâm âlimi ilân edildi. Bunun yolunda<br />

olarak tasavvuf düşmanı "Vehhâbîlik" fırkası kuruldu. İngilizlerin yardımı ile, Vehhâbî<br />

kitapları bütün dünyanın her memleketine yayıldı. Her memlekette yaptıkları büyük binâlara,<br />

"İbni Teymiyye Medresesi" levhâları astılar.<br />

İbni Teymiyye'nin kitaplarındaki sapık fikirlerle, İngiliz câsûsu Hempher'in yalan ve<br />

iftirâlarının karışımına "Vehhâbîlik" denildi. Hakîkî müslüman olan "Ehl-i sünnet" âlimleri,<br />

İbni Teymiyye'nin kitaplarının bozuk olduklarını bildiren çok kitap yazdılar. İngilizler<br />

tarafından tesîs edilen Vehhâbîlik, mezhebsizlik, reformculuk, selefiyyecilik, Kadıyânî gibi<br />

bozuk yolların hepsinde tasavvuf düşmanlığı vardır.<br />

İslâm düşmanları bilhassa İngilizler, her türlü vâsıtalar kullanarak müslümanları ilimde ve<br />

fende geri bıraktılar. Müslümanların ticâret ve san'atlarına mâni olundu. İslâm ülkelerindeki<br />

güzel ahlâkı yıkmak, İslâm medeniyetini ortadan kaldırmak, gençlerin islâm ilimlerini<br />

öğrenmelerine mâni olmak için içki, fuhuş, eğlence, kumar gibi illetler yaygınlaştırıldı.<br />

Aydınlar dinsiz, halk cahil kalınca...<br />

Ahlâkı bozmak için, rûm, ermeni ve diğer gayrı müslim kadınlar birer ajan gibi çalıştırıldı.<br />

Bir debdebe içerisinde, moda evi, dans kursu, manken ve artist yetiştirmek gibi hîlelerle, genç<br />

kızları tuzağa düşürerek, kötü yollara sürüklediler. Bu husûsta müslüman anne ve babalara<br />

çok büyük vazîfeler düşmektedir. Yavrularını, bu kâfirlerin ellerine düşürmemek için çok<br />

uyanık olmalıdırlar.<br />

Osmanlı devleti, son zamanlarda, Avrupa'ya tahsîl için talebeler ve devlet adamları<br />

gönderdi. Bu talebeler ve devlet adamlarından ba'zıları aldatıldı, mason yapıldı. Fen ve teknik<br />

öğrenecek olanlara, İslâmiyeti ve Osmanlı imparatorluğunu yıkma teknikleri öğretildi.<br />

Böylece aydınlar dinsiz, halk da cahil kalınca, altı asırlık Osmanlı İmparatorluğu tarihe<br />

karıştı. İslâm ülkeleri de hamisiz kalıp bugünkü perişan hal ortaya çıkmış olldu.<br />

Tek sermâyeleri yalan ve entrika 18 EYLÜL <strong>1996</strong><br />

Din adamlarına fen bilgisi lâzım değildir diyerek, bilgili âlimlerin yetişmelerine mâni<br />

oldular. Sonra da din adamları fen bilmez, din adamları câhildir, gericidir diyerek iki<br />

yüzlülük yaptılar, müslüman yavrularını İslâmiyetten uzaklaştırmaya çalıştılar.<br />

Ondokuzuncu asrın ilk yarısından sonra, fen ilimlerinde, dev adımlar atılmaya başlandı.<br />

Bilhassa Avrupa, fen ilminde hızlı bir şekilde ilerlemeye başladı. Bu sırada Osmanlının<br />

başında bulunan, satılmış paşalar ise bütün güçleri ile bu ilerlemeye sinsice karşı koydular.<br />

Plânlı bir şekilde gençler, din câhili olarak yetiştirildi. Londra'dan alınan plânlarla, bir<br />

yandan idârî, zirâî, askerî değişiklikler yaptılar. Bunlarla gözleri boyadılar. Öte yandan da,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!