23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Yorgi, bu iyiliğe karşılık olarak, yirmi yıldan beri sakladığı şarap fıçısını sırtına vurduğu<br />

gibi, dergâhın kapısını çalar. Talebeleri, Yahyâ Efendiye, "Yorgi isminde birisi kapıda sizinle<br />

görüşmek istiyor" derler. İçeri alınması emir buyurulunca, Yorgi, talabelerin şaşkın bakışları<br />

arasında şarap fıçısıyla içeri girip der ki: "Gemimi siz batmaktan kurtardınız, ben de buna<br />

karşılık olarak yıllardır sakladığım en kıymetli şarabımı size hediye olarak getirdim."<br />

Talebeleri, "Bu haddini bilmez de nereden çıktı" deyip, hemen dışarı atmak isterler. Yahyâ<br />

Efendi ise, Yorgi'ye iltifat edip, hediyesi için memnuniyetini bildirir. Bununla da kalmaz,<br />

Yorgi'ye, halka olmuş talebeleri işâret edip, "Hepsine birer kupa ikrâm et" der.<br />

Talebelerden ba'zıları fırlayıp dışarı kaçarlar. Kaçarken de, "Herhalde hocamız kafayı<br />

bozdu, bize şarap içirmeye kalktı" derler. Ba'zıları da, şüphe ve tereddüt içinde kalır. Ba'zıları<br />

da, "Biz bu dergâha girerken aklımızı bırakıp hocamıza tâbi olduk, eğer biz, neyin<br />

doğru neyin yanlış olduğunu ayırt edebilseydik burada ne işimiz vardı? Hocamızın bizi,<br />

bizden daha çok düşündüğüne inanıyoruz. Burada bizim bilmediğimiz bir hikmet var"<br />

deyip içerler. Bir de ne görsünler, ikrâm edilen, şarap değil, buz gibi şıra. İçen bir daha içmek<br />

ister. Bu durumu gören Yorgi de huzûrda kelime-i şehâdet getirip müslüman olur. Yahyâ<br />

efendi talebelerine dönüp buyurur ki:<br />

- Bizim dergâhımız herkese açıktır. Biz gelene git demeyiz. Gitmek istiyeni de zorla<br />

tutamayız. Kendini ateşe atanın başkasını suçlamaya hakkı yoktur. Dergâhımız,<br />

yolcularını selâmetle Cennete götüren bir gemi gibidir. Gemiye binen kurtulur. Kimseyi<br />

bu gemiye binmeye zorlamayız. Kendi isteği ile gelenin de, kaptanın işine karışmaya<br />

hakkı yoktur. Kaptanın niyetini, hangi şartlarda gemiyi yürüttüğünü, fırtınalardan<br />

kurtarmak için nasıl manevra yaptığını yolcular bilemez. Kaptanın işine karışan, gemi<br />

karaya oturduğunda sadece kendisine değil gemideki herkese zarar vermiş olur.<br />

Batının islâmiyeti yok etme plânları 13 EYLÜL <strong>1996</strong><br />

İngiliz sömürgelerinin en önemlisi, Hindistan idi. İngilizlere dünya hâkimiyetini<br />

te'mîn eden, onun, nihâyetsiz tabiî servetleridir. Sâdece birinci dünya harbinde,<br />

İngiltere bu ülkeden, birbuçuk milyon asker ve bir milyar rupye nakdî para almıştır.<br />

Batılı islâm düşmanları yeri geldiğinde, kaba kuvvetle, yeri geldiğinde çeşitli oyunlarla<br />

elde ettikleri devletleri, milletleri asırlarca sömürdüler. Bu ülkelerin, yer üstü, yer altı ne kadar<br />

servetleri varsa bunları alıp götürdüler. Ayrıca ma'nevî yönden hem dînlerini, hem de<br />

dillerini, örf ve âdetlerini kaybettirdiler. Bu sömürgeci devletlerin başını İngiltere çekiyordu.<br />

İslâm düşmanlığı, zulüm, istibdât, hîle ve hıyânet üzerine kurulan İngiliz imparatorluğu,<br />

kendisine "Üzerinde güneş batmayan devlet" ünvânını vermişti.<br />

19. yüzyıldaki işgalleri sonunda, dünya topraklarının yaklaşık dörtte birine, dünya<br />

nüfusunun da dörtte birinden çoğuna sâhip oldu.<br />

İngiliz sömürgelerinin en önemlisi, Hindistan idi. İngilizlere dünya hâkimiyetini te'mîn<br />

eden, onun, nihâyetsiz tabiî servetleridir. Sâdece birinci dünya harbinde, İngiltere bu ülkeden,<br />

birbuçuk milyon asker ve bir milyar rupye nakdî para almıştır.<br />

Bunların çoğunu Osmanlı Devletini parçalamak için kullanmıştır. Barış zamanında ise,<br />

İngiltere'nin muazzam sanâyisini yaşatan, İngiliz ekonomisini ve mâliyesini takviye eden<br />

Hindistan'dır.<br />

Neden Hindistan<br />

Hindistan'ın diğer sömürgelerine nazaran çok önemli olmasının iki sebebi vardı: Birincisi,<br />

dünyayı sömürmelerine en büyük mâni olarak gördükleri İslâmiyetin Hindistan'da yayılması<br />

ve burada müslümanların hâkim olmasıdır. İkincisi, Hindistan'ın tabiî zenginlikleridir.<br />

Hindistan'ı elde tutabilmek için, Hindistan yolu üzerinde bulunan bütün İslâm ülkelerine<br />

saldırmış, fitne ve fesâd tohumları ekerek, kardeşi kardeşe kırdırmış ve bu ülkelere hâkim<br />

olarak, bütün tabiî zenginliklerini ve millî servetlerini hep kendi memleketine taşımıştır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!