23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Adamları, Arap kabîlelerini dolaştılar. Leylâ'yı ele geçirdiler. Saraya getirip hükümdarın<br />

karşısında durdurdular.<br />

Padişah onun şekline baktı: Kara yağız, zayıf endamlı bir kızdı. Leylâ, gözüne hakîr<br />

göründü. Kayda değer bir güzelliği yoktu.<br />

Mecnûn, hükümdarın gönlünden geçenleri kavradı:<br />

- Padişahım dedi, Leylâ'ya Mecnûn'un gözü ile bakmalısın ki ancak o zaman eşsiz<br />

güzelliğini farkedersin.<br />

* * *<br />

Bir hükümdar hiddetlenip günâhsız birinin öldürülmesini emretmişti. Adamcağız:<br />

- Bana hiddet edip de kendi azâbını isteme padişahım, dedi.<br />

Padişah, "Nasıl?" diye sorunca şu cevabı verdi:<br />

- Benden bu elem, acı bir anda geçer ama, sen bunun günâhını ebedî çekersin.<br />

Padişah düşündü, adamın söylediklerini doğru buldu. Onu öldürme sevdâsından vazgeçti.<br />

Akıllı kimse gösterişe kapılmaz 5 EYLÜL <strong>1996</strong><br />

İhlâs sahibi, ibâdet yaparken başkalarına göstermeyi hiç düşünmez. Bunun<br />

ibâdetlerini başkalarının görmesi ihlâsına zarar vermez. Hadîs-i şerîfte, (Allahü teâlâyı<br />

görür gibi ibâdet et! Sen görmüyor isen de, O, seni görmektedir) buyuruldu.<br />

Sa'dî Şîrâzî hazretlerinden kıssalar:<br />

Zâhid olarak bilinen biri, padişahın misâfiri olmuştu. Sofraya oturdukları zaman, her<br />

zaman yediğinden daha az yedi. Namaza kalktıkları zaman her günkünden daha çok kıldı.<br />

Elâlemin, kendisini takdîr etmesini istiyordu.<br />

Evine dönünce sofra kurdurdu, yemek istedi. Anlayışlı bir oğlu vardı. Babasına:<br />

- Sultânın ziyâfetinde birşey yemedin mi, baba? diye sordu.<br />

- Onların önünde ayıplamasınlar diye işe yarayacak kadar birşey yemedim, dedi.<br />

Çocuk cevap verdi:<br />

- Öyleyse namazı da kazâ et sen! Çünkü onu da işe yarayacak gibi kılmamışsındır.<br />

Ey hünerlerini avucunda tutup, ayıplarını koltuğunda saklayan mağrur, âciz gününde bu<br />

geçmez parayla ne alacaksın?<br />

İhlâs sahibi, ibâdet yaparken başkalarına göstermeyi hiç düşünmez. Bunun ibâdetlerini<br />

başkalarının görmesi ihlâsına zarar vermez. Hadîs-i şerîfte, (Allahü teâlâyı görür gibi ibâdet<br />

et! Sen görmüyor isen de, O, seni görmektedir) buyuruldu.<br />

Başkalarının sevgisine ve medhetmelerine kavuşmak için, dünya işleri ile, onlara iyilik<br />

yapmak, riyâ olur. İbâdet ile olan riyâ bundan daha fenâdır. Allahü teâlânın rızâsını hiç<br />

düşünmeden yapılan riyâ, hepsinden daha fenâdır. İbâdet yaparak Allahü teâlâdan dünya<br />

menfaatlerini istemek, riyâ olmaz.<br />

* * *<br />

Topal eşek ulaştı<br />

Yalın ayak, başı açık bir yaya, Hicâz kervanına katıldı, bizim yoldaşımız oldu. Salınarak<br />

gidiyor ve diyordu ki:<br />

- Ne bir deveye binmişim, ne katır gibi yük altındayım; ne halkın efendisiyim, ne de<br />

pâdişâhın kölesiyim. Varlığın gamını, yokluğun perişanlığını çekmiyorum. Rahat nefes<br />

alıyor, ömrümü böyle tamamlıyorum.<br />

Deve üstünde giden biri ona dedi ki:<br />

- Derviş, nereye gidiyorsun? Geri dön, sefâletten ölürsün!<br />

Derviş dinlemedi, çöle dalıp yürüdü.<br />

Hicâz'a yaklaştığımız bir yerde konakladık. Deveyle giden zengin, eceli yeterek öldü.<br />

Derviş onun baş ucuna geldi:<br />

- Meşakkat içindeyken biz ölmedik de devenin üstünde sen öldün! dedi.<br />

Biri bütün gece hastanın başında ağladı. Sabah olunca o öldü, hasta ayağa kalktı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!