23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Oruç tutmamakta özür 24 OCAK <strong>1996</strong><br />

Hasta, hastalığı artacak ise; hâmile kadın, süt veren kadın, harbeden asker zayıf<br />

olursa, oruç tutmaz. İyi olunca kazâ eder.<br />

Dinimiz, insana yapamıyacağı işleri yüklememiştir. İbâdetlerde her türlü kolaylığı<br />

göstermiştir. Meselâ, hasta, hastalığı artacak ise; hâmile kadın, süt veren kadın, harbeden<br />

asker zayıf olursa, oruç tutmaz. İyi olunca kazâ eder.<br />

Sefere çıkan, ya'nî üç günlük yola, 104 kilometreye gitmek için niyyet ederek yola çıkan,<br />

seferî olur. Böyle misâfir, orucunu ertesi gün bozabilir ve Ramazandan sonra kazâ eder ise de,<br />

zarar etmezse, tutması efdaldir.<br />

Yolda ve onbeş günden az kalacağı yerde tuttuğu orucu bozarsa, keffâret lâzım olmaz.<br />

Misâfirliği bitip evine gelince veya gittiği yerde onbeş gün kalmaya niyyet edince, tutmadığı<br />

günleri kazâ eder.<br />

Dinimizde herşeyin bir ölçüsü, sınırı vardır. Herkes kendi kafasına göre hüküm veremez.<br />

Dinin bildirdiği kaideye uyulur.<br />

Kimler oruç tutmaz<br />

Hasta, hastalığının artmasından veya iyi olmasının gecikmesinden yâhut şiddetli ağrı<br />

gelmesinden korkar ise, oruç tutmayıp sonra kazâ eder. Bu, Tabîb-i müslim-i hâzık'ın<br />

söylemesi ile anlaşılır. Hâzık, mütehassıs, uzman olmak demektir. Kâfir ve fâsık, ya'nî büyük<br />

günâh işlediği bilinen tabîbe muâyene ve tedâvî, zarûrî hâllerde câizdir. Fakat bunların sözleri<br />

ile ibâdet bozulmaz. Orucunu bozarsa, keffâret lâzım olur.<br />

Ba'zı ağır hastalar hariç hemen hemen her hasta oruç tutabilir. Yıllarca oruç tutturulmayan<br />

birçok hastaya, yakinen tanıdığımız dahiliye mütehassısı bir doktor, oruç tutturdu. İlâçların<br />

alınma zamanlarını oruç vaktine, ya'nî sahura ve imsâka göre ayarladı. Hastaların en ufak bir<br />

sıkıntısı olmadı. Yeter ki doktor, hastasının oruç tutmasını istesin. Peşin hükümlü olmasın.<br />

Tedâviyi ona göre ayarlar. Bu olmıyacak bir iş değildir. Bunun için dînimiz, her doktorun<br />

değil, o branşta mütehassıs olma şartını ve müslüman olması şartını getirmiştir. Mütehassısı<br />

olmazsa yanlış karar verebilir. Sâlih müslüman değilse, dînin emir ve yasaklarına önem<br />

vermiyeceği için, bunun sözünü de ölçü kabûl etmemiştir.<br />

İhtiyar olup, ölünceye kadar Ramazan orucunu veya kazâya kalmış oruçlarını tutamıyacak<br />

kimse ve iyi olmasından ümit kesilen hasta, oruç tutmaz, fakat gizli yer. Böyle kimse zengin<br />

ise, hergün için bir fıtra, ya'nî binyediyüzelli gram buğday veya un veya kıymeti kadar altın<br />

veya gümüş parayı, bir veya birkaç fakîre verir. Ramazanın başında veya sonunda toptan<br />

hepsi bir fakîre de verilebilir. Fidye verdikten sonra hasta iyileşirse, Ramazan oruçlarını ve<br />

kazâ oruçlarını tutar.<br />

Şimdi bir de farklı imsâkiyeler meselesi çıktı. Yıllardır, hattâ asırlardır kullanılan, İslâm<br />

âlimlerinin, tesbit ettiği ve zamanımıza gelene kadar, âlimlerimizin, evliyânın kullandıkları bir<br />

namaz vakitleri cetveli vardı. Bir de şimdi, gerçek ma'nâda, inandırıcı, ilmi bir dayanağı<br />

olmadan, değiştirilmiş namaz vakitleri cetveli var.<br />

Yeni cetvelde meselâ, imsâk vakti 15-20 dakika uzatıldı. Bu değişikliği mahzûrlu gören,<br />

ba'zı takvimler, orucun ve namazın tehlikeye girmemesi için, yapılan bu yeni değişikliğe<br />

uymadılar. Eskiden beri kullanıla gelen cetveli, aynen devam ettirdiler. Bir kısım takvimler de<br />

hiçbir ilmi araştırma yapmaksızın, diyânete körü körüne uyarak yeni cetvele göre hareket<br />

ediyorlar. Böylece namaz vakitlerinde, oruca başlanmada, ikilik, ihtilaf çıkmış oldu. Türkiye<br />

Gazetesi Takvimi eski takvimi aynen devam ettiriyor.<br />

İbâdetlerde vaktin önemi<br />

Bir asırdan fazla zamandır kullanılan, İslâm büyüklerinin tatbik ettikleri cetveli bir kenara<br />

bırakıp, ilmi bir dayanağı olmıyan yeni cetvele uymak akıl işi değildir.<br />

Güneşin battığı ya'nî akşamın girdiği iyi anlaşılınca, önce hurma veya su, zeytin yâhut tuz<br />

ile iftâr edilir. Ya'nî, oruç bozulur. Sonra, câmi'de veya evde, cemâ'at ile akşam namazı

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!