23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Çoğumuz zamanında işimizi bitirip, boş kalan zamanımızı faydalı, iyi işlere ayırmanın<br />

fazîletini idrâk etmiş değiliz.<br />

Kaytarmak sözü günlük konuşmamızın malı olmuştur. Çaldığı saatleri yanına kâr sayan<br />

memurdan, sabahtan akşama kadar iki imza atmaktan başka işi olmayan yöneticilere kadar,<br />

büyük bir kesim bu gizli tembelliğin sözde keyfini sürmektedir.<br />

Gençler tembelliğe itiliyor<br />

Daha öğrencilik çağında, "İnek", "ineklemek" gibi rencide edici lâkap takarak çalışkan<br />

öğrencilerimizi menfi propagandalarla bu yola çekmek isteyenler, bilerek veya bilmiyerek<br />

tembelliğin sözcülerine âlet olmaktadırlar. Yatılı okullarda, çok ders çalışan dereceye girmiş<br />

öğrenciler, diğer öğrenciler tarafından alay edilir. Yemekte marul verildiğinde, yemek masası<br />

marul ile doldurulur.<br />

Zamanımızın dünya çapında ilim adamlarımızdan Prof. Nejat Veziroğlu, "Japonya'da<br />

çalışanların yıllık izni 15 gün. Ama bu 15 günlük izni dahî Japonların yarısı kullanmıyor.<br />

Hattâ kullananlara kötü gözle bakılıyor. Japon deyip duruyoruz. Japonya'yı, Japonya yapan bu<br />

çalışma rûhudur" diyor.<br />

Japonya'da haftalık çalışma müddeti 60 saat, Türkiye'de ise 45 saat. Türkiye'de kanunen 45<br />

saat ama, gerçekte 20 saatin üzerinde çalışanların oranı %50 yi geçmez. Çalışmıyoruz ama<br />

çok yoruluyoruz.<br />

Hocası, bütün hareketleri ağır olan tembel öğrencisine sorar:<br />

- Yavrum oturman yavaş, kalkman yavaş, ders çalışman yavaş. Senin çabuk yaptığın<br />

bir şey yok mu?<br />

- Var hocam, çabuk yorulurum...<br />

Fıkra ama gerçek bu...<br />

Japonya'da yapılan bir incelemeye göre çalışma saati arttıkça suç nisbeti azalıyor. Japonya,<br />

suç oranı en az ülkelerin başında geliyor. İşi olmayan, boş oturan kimse ne yapacak, zamanını<br />

nasıl geçirecek? Şunu bunu tenkit etmekle, dedi-kodu ve gıybetle...<br />

Güney Kore, Tayvan, Singapur gibi Uzak Doğu Ülkeleri son zamanlardaki hızlı<br />

kalkınmalarını çalışma disiplinine borçludurlar. Geleneksel hayat tarzı, kültür mîrâsı onu aşk<br />

derecesinde işine bağlıyor, kaytarmaya kalkmıyor.<br />

Sonra yaparım diyenin hali<br />

Dînimiz, inancımız, kültürümüz, tembelliği ve harâm parayı, harâm kazancı yasaklar.<br />

Büyüklerimiz çocuklarına helâl yedirmekle iftihar ederler. Peygamber efendimiz, "Bir<br />

kimsenin fâidesiz şeylerle vakit öldürmesi, onun Allahü teâlâ tarafından sevilmediğinin<br />

alâmetidir" buyurmuştur.<br />

Vakti boş yere geçirmek uygun olmadığı gibi, yapılacak işlerde önem sırasına dikkat<br />

etmek de gerekir. Bu da zamanın faydasız geçmesi demektir. Bugün yapılması gereken işi<br />

yarına bırakmamalıdır. Peygamber efendimiz, (Sonra yaparım diyenler helâk oldu)<br />

buyurdu. Ya'nî, iyi işleri geciktirenler, bu günün işini yarına bırakanlar aldandı, ziyân etti.<br />

Boş zamanı değerlendirmelidir. Bu zamanlarda, Allahü teâlânın beğendiği şeyleri<br />

yapmalıdır. Kişi mutlaka, kendisine, vatanına milletine faydalı bir iş ile meşgul olmalıdır.<br />

Zamanı en iyi şekilde değerlendirmelidir! 26 HAZİRAN <strong>1996</strong><br />

Dînimiz, zamanı sadece değerlendirmeyi değil, en iyi şekilde değerlendirmeyi<br />

emrediyor. Zaten tasavvuf büyükleri tasavvufun ta'rîfini, "Zamanı en iyi şekilde<br />

değerlendirmektir" şeklinde yapmışlardır.<br />

Zaman, her devirde, her çağda kıymetliydi. Fakat bu zamanda çok daha önem kazandı.<br />

Milletler, teknolojiler zaman yarışı içindedir. Zamanı en iyi şekilde değerlendiremiyen,<br />

diğerine yenik duruma düşmektedir. Başarılı olmanın, ayakta kalabilmenin sırrı, zamanı en iyi<br />

şekilde değerlendirebilmekten geçmektedir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!