23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

- Allah korusun. Ben nasıl soru sorarım? Sâdece huzûrunda beklerim, onu görmekle<br />

şereflenir, bereketlenirim, dedi.<br />

Nihâyet-i Yûsüf-i Hemedânî hazretlerinin bulunduğu yere vardılar.<br />

Yazıklar olsun sana!<br />

Hemedânî hazretleri İbn-üs-Sakkâ'ya dönerek:<br />

- Yazıklar olsun sana, ey İbn-üs-Sakkâ! Demek bana, cevâbını bilemeyeceğim suâl<br />

soracaksın ha! Senin sormak istediğin suâl şudur. Cevâbı da şöyledir, diye cevapladıktan<br />

sonra, Senden küfür kokusu geliyor, buyurdu.<br />

Sonra Ebû Sa'îd Abdullah'a dönerek:<br />

- Sen de bana bir suâl soracaksın ve bakacaksın ki, ben o suâlin cevâbını nasıl<br />

vereceğim? Senin sormaya niyet ettiğin suâl şudur, diyerek cevapladıktan sonra: Fakat<br />

sen de edebe riâyet etmediğin için, ömrün hüzün, sıkıntı ile geçecek, buyurdu.<br />

Sonra Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerine döndü:<br />

- Ey Abdülkâdir! Bu edebinin güzelliği ile, Allahü teâlâyı ve Resûlünü râzı ettin. Ben<br />

senin Bağdat'ta bir kürsîde oturduğunu, çok yüksek bilgiler anlattığını ve yine senin<br />

zamanındaki bütün evliyânın, senin onlara olan yüksekliğin karşısında boyunlarını<br />

eğmiş hâlde olduklarını görüyor gibiyim buyurdu ve sonra gözden kayboldu. Kendisini bir<br />

daha görmediler.<br />

Aradan uzun seneler geçti. Hakîkaten Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, zamanında<br />

bulunan evliyânın en üstünü, baş tâcı oldu. Öyle yüksek derece ve makamlara kavuştu ki,<br />

insanlardan ve yüksek zâtlardan herkes gelerek, mübârek sohbetlerinden istifâde ederlerdi.<br />

Zamanında bulunan bütün evliyâ, onun kendilerinden çok yüksek olduğunu bilirler ve<br />

üstünlüğü karşısında boyunlarını bükerlerdi.<br />

Kız için hıristiyan oldu<br />

İbn-üs-Sakkâ'ya gelince; o Yûsüf-i Hemedânî ile aralarında geçen o hâdiseden sonra, dînî<br />

ilimlerle meşgûl oldu. Çok güzel konuşurdu. Cenâb-ı Hakkın varlığını yüz delil ile ispat eder<br />

hâle geldi. Şöhreti zamanın sultanına ulaştı. O da bunu elçi olarak Bizans'a gönderdi.<br />

Hıristiyanlar buna çok alâka gösterdiler. Orada İmparatorun kızına aşık oldu. Kız, hıristiyan<br />

olursan o zaman seninle evlenirim deyince, nihâyet, hıristiyan oldu. Bu defa da yüz delil ile<br />

ilâhın üç olduğunu ispata kalkıştı.<br />

Bu hâdiseyi anlatan zât diyor ki:<br />

"Bir gün onu gördüm. Hasta idi. Ölmek üzere idi. Ben yüzünü kıbleye döndürdüm. O<br />

başka tarafa çevirdi. Tekrar kıbleye döndürdüm. O tekrar başka tarafa çevirdi ve öylece öldü."<br />

Ebû Sa'îd Abdullah ise Şam'da çeşitli vazîfelerde bulundu. Çeşitli sıkıntılar ile hayatı geçti.<br />

Yûsüf-i Hemedânî hazretlerinin, her üçü hakkında da söylediği aynen meydana geldi.<br />

Yûsüf-i Hemedânî hazretleri, dünyaya kıymet vermezdi. Odasında hasır, keçe, ibrik, iki<br />

yastık ve bir tencereden başka birşey bulanmazdı. Talebelerine, dört büyük halîfenin menkıbe<br />

ve fazîletlerinden bahseder, onlar gibi ahlâklanmalarını nasîhat ederdi.<br />

Akılsız olan hangisi ? 25 HAZİRAN <strong>1996</strong><br />

Dînimiz, inancımız, kültürümüz tembelliği ve harâm parayı, harâm kazancı<br />

yasaklar. Büyüklerimiz çocuklarına helâl yedirmekle iftihar ederler. Peygamber<br />

efendimiz, "Bir kimsenin fâidesiz şeylerle vakit öldürmesi, onun Allahü teâlâ tarafından<br />

sevilmediğinin alâmetidir" buyurmuştur.<br />

Zaman çok kıymetli bir hazînedir. Ama bu hazîneyi ölçüsüzce boşa harcamada âdetâ<br />

birbirimizle yarışıyoruz. Büyüklerden biri, "Birinin kırk deve yükü altını olsa, şehrin en<br />

merkezi yerlerinden birinde dursa, her geçene rastgele dağıtsa, bu adama ne denir? Deli denir.<br />

Aklı olsa bu paraları dağıtır mı denir. Fakat zamanı boşa harcayana bir şey demiyoruz.<br />

Aslında buna da zır deli denir" demiş. Çünkü yeniden çalışıp altını yerine konma ihtimali<br />

vardır. Ama boşa geçen zaman yerine gelmez.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!