23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Allah için söylüyorum; nereye uğrasak, nereden geçsek, hangi sokağa girsek ve hangi<br />

meydana gelsek mübâreğin güzel kokusu, burcu burcu yükselerek dört bin yanı tutuyor<br />

ve buralardan günlerce silinmiyordu.<br />

Sevgili Peygamberimizin süt annesi hazret-i Halime anne, Resûlullaha bir zarar<br />

gelmesin diye tir tir titriyordu O'nun üzerinde. İşini gücünü bırakmış O'nu takip ediyordu.<br />

Fakat bu titizliğine rağmen, O'na bir zarar gelir, mâni olamam endîşesi vardı içinde.<br />

Bir gün, çocuklarına, "Kardeşinizi bundan böyle dışarı götürmeyin!" tenbihini yaptıktan<br />

sonra beyine:<br />

- Bu saâdetli çocuğu annesine götürelim. O'na ziyân gelmesinden korkuyorum. Ne<br />

dersin, yol hazırlığı yapalım mı?..<br />

Ardarda gelen mu'cize ve hârikâlar, artık Halime'nin gözünü korkutmaya başlamıştır.<br />

Olayların kendilerini aşmasından çekiniyor. Bu yüzden rahat değildi.<br />

"Ona kimse zarar veremez"<br />

Kocası Hâris;<br />

- Bundan daha mübârek bir çocuk doğmamıştır. Ne O'na bir ziyân gelir ne de bir şey,<br />

müsterih ol! Elde ettiğimiz saâdet bunun bereketiyle. Ne var ki, bizi hased edenler<br />

olabilir. Zîra kabîlemiz, önceki hâlimizi gayet iyi biliyor. Fakîr iken, üçyüz baş koyunu<br />

olan hatırlı bir aile hâline geldik. Mümkündür ki dar gözlüler bir fenâlık<br />

düşünebilirler...<br />

- Öyleyse O'nu alarak kâhine danışayım.<br />

Bunu duyan Sevgili Peygamberimiz, rahat olmalarını, gâyet sıhhatli ve zannedilen<br />

kusûrlardan uzak olduğunu, her ne kadar söyledi ise de olanları işiten eş dost, Halime'yi<br />

kâhine giderek, bir cin etkisi olup olmadığını tahkik etmesi için zorladılar.<br />

Kâhin, efendimizi konuşturarak, vak'aları kendisinden dinledi. Ama dinledikçe karanlık<br />

gözleri dışarı fırlayacak gibi oluyordu. Kulaklarına inanamıyordu. Mübârek yavru, daha<br />

sözünü bitirmeden çirkin sesli büyücü, O'nu kaptığı gibi kucağına alarak meydana fırladı ve<br />

bas bas bağırmaya başladı:<br />

- Ey Araboğulları! Başınıza bir belâ gelmek üzere. Bu çocuğu öldürmezseniz;<br />

büyüdüğünde dîninize bozuk diyecek, sizi yeni bir dîni kabûle çağıracaktır. Bunu<br />

şimdiden ortadan kaldırın! Hem O'nu, hem beni öldürün!...<br />

Saf ve temiz Halime anne, bu beklenmedik çıkış karşısında afalladı. Çocuğu adamın kirli<br />

ellerinden çektiği gibi:<br />

- Delinin tekiymişsin. Bilseydim semtine uğramazdım. O'nu değil seni katletsinler!..<br />

"Aman Halime! Dikkatli ol!"<br />

Süt anne o dakikaları şöyle resmediyor:<br />

Allah için söylüyorum; nereye uğrasak, nereden geçsek, hangi sokağa girsek ve hangi<br />

meydana gelsek mübâreğin güzel kokusu, burcu burcu yükselerek dört bin yanı tutuyor ve<br />

buralardan günlerce silinmiyordu.<br />

- Aman Halime! Dikkatli ol. Çocuğun başına bir şey gelebilir. Daha doğrusu sen O'nu<br />

ailesine teslim et. Şu kâhinin kinine baksana!<br />

Halime'nin akrabâları bunları söylüyor ve bereket vesîlesi efendimizi dedesine teslim<br />

etmesi için telkinde bulunuyorlardı. Çünkü Halime, müjde yüklü hârikulâde olaylardan<br />

bahsettikçe, bunların aklı başından gidiyordu.<br />

Bundan sonrasını Halime Hatun şöyle anlatır:<br />

- Söylenenler aslında fikrimi destekleyen sözler olduğu için bana cazib geldi. Üstelik bu<br />

sırada gaibden bir ses de işitiyordum: "Ey Mekkeliler size müjdeler olsun. Hayır ve saâdet,<br />

Beni Sa'd'den size geliyor. Ey hayrul beşer, Sen Mekke'de olunca, bura halkı belâlardan<br />

korunacaktır."

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!