23.06.2015 Views

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1996 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Eshâb-ı kirâmdan biri gelip Peygamber efendimize sordu:<br />

- Yâ Resûlallah! Anam-babam çok şefkatsizdir, onlara nasıl itâ'at edeyim?<br />

Peygamber efendimiz şöyle cevap verdi:<br />

- Annen seni dokuz ay karnında gezdirdi. İki sene emzirdi. Seni büyütünceye kadar<br />

koynunda besledi, kucağında gezdirdi. Baban da seni büyütünceye kadar birçok<br />

zahmetlere katlanarak, seni besledi... İdâre ve mâişetini te'min eyledi. Sana dînini,<br />

îmânını öğrettiler. Seni islâm terbiyesi ile büyüttüler. Şimdi nasıl olur da şefkatsiz<br />

olurlar? Bundan daha büyük ve kıymetli şefkat olur mu?<br />

İsmâil aleyhisselâm ve kurban 29 NİSAN <strong>1996</strong><br />

İsmâil aleyhisselâm yedi yaşında iken, İbrâhim aleyhisselâma rü'yâsında bir melek<br />

gelip: "Ben, Allahü teâlânın elçisiyim. Allahü teâlâ, bu oğlunu kurban etmeni istiyor"<br />

dedi.<br />

İbrâhim aleyhisselâm,<br />

- Yâ Rabbî! Bana sâlihlerden bir çocuk ihsân buyur, diye duâ etti.<br />

Allahü teâlâ ona hazret-i İsmâil'i müjdeledi. Âyet-i kerîmede meâlen:<br />

- Biz de ona halîm bir oğul müjdeledik, buyuruldu.<br />

İsmâil aleyhisselâmın doğumundan sonra, Allahü teâlânın emri ile, İsmâil aleyhisselâmı ve<br />

annesi Hâcer vâlidemizi Mekke'ye bırakıp Şam'a döndü. Zaman zaman gider, onları Mekke'de<br />

ziyâret ederdi.<br />

Yüzünde, Muhammed aleyhisselâmın temiz babalardan temiz ve afîf analara geçip gelen<br />

nûru parlayan hazret-i İsmâil çok güzeldi. Bu sebepten İbrâhim aleyhisselâmın, oğlu İsmâil'e<br />

karşı muhabbeti fazla idi.<br />

İsmâil aleyhisselâm yedi yaşında iken, birgün İbrâhim aleyhisselâm ibâdet ettiği mihrâbda,<br />

bu muhabbet içinde uyudu. Rü'yâsında oğlu İsmâil ile otururken, bir melek gelip:<br />

- Ben, Allahü teâlânın elçisiyim. Allahü teâlâ, bu oğlunu kurban etmeni istiyor, dedi.<br />

İbrâhim aleyhisselâm korku ile uyandı. "Rü'yâ Rahmânî midir, yoksa şeytânî midir?" diye<br />

tereddüt etti.<br />

Terviye ve arefe günü<br />

O gün hep bu rü'yâyı düşündü. Onun için bu güne Terviye denildi. İkinci gece aynı rü'yâyı<br />

gördü. Rahmânî olduğunu anladı. Bu güne Arefe denildi. Üçüncü gece yine aynı rü'yâyı<br />

gördü. Artık Hak teâlânın emri olduğunda şüphesi kalmadı. Hanımı Hâcer'in yanına geldi:<br />

- Ey Hâcer, benim gözümün nûru oğlum İsmâil'i yıka, en iyi elbisesini giydir, saçını<br />

tara, onu dostuma götüreceğim, dedi.<br />

Sonra; hazret-i İsmâil'e dedi ki:<br />

- Yanına iple bıçak al!<br />

- Bunları ne yapacağız baba?<br />

- Allah rızâsı için kurban keseriz, cevâbını verdi. Yolda giderken, hazret-i İsmâil,<br />

babasına sordu:<br />

- Nereye gidiyoruz?<br />

- Dostuma.<br />

- Evi nerededir?<br />

- O, evden ve mekândan münezzehtir. Yer ve gök O'nun mülküdür.<br />

- Babacağım! O bizimle oturup yemek yer mi?<br />

- O yemekten ve içmekten de münezzehtir.<br />

"Cân-ü gönülden râzıyım"<br />

O sırada şeytân, bir fırsatını bulup, yaşlı bir adam kıyâfetinde hazret-i İbrâhim'in hanımı<br />

Hâcer'in yanına geldi. Ona:<br />

- İbrâhim, oğlunu nereye götürdü? deyince, hazret-i Hâcer:<br />

- Bir dostunu ziyârete, diye cevap verdi. Şeytân:

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!