röportaj - AE ARMA-ELEKTROPANÇ ELECTRICAL MECHANICAL ...
röportaj - AE ARMA-ELEKTROPANÇ ELECTRICAL MECHANICAL ...
röportaj - AE ARMA-ELEKTROPANÇ ELECTRICAL MECHANICAL ...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Değerli dostlarımız,<br />
Bir önceki yazımın satır aralarında birçok<br />
Avrupa şirketinin Türkiye’de ortaklıklar<br />
aradığından bahsetmiştim. Aslında bu<br />
bahsin ardında –resmileşmesine ramak<br />
kalmış- <strong>AE</strong>-Imtech ortaklığının ipucu<br />
vardı. Yönetim Kurulumuz, şirketimizin<br />
%80 hissesini Hollanda merkezli, dev<br />
bir Teknik Servis Sağlayıcı olan Imtech<br />
firmasına satışı için ön imzayı attı. Böylelikle<br />
her fırsatta dile getirdiğimiz global<br />
bir şirket olma hedefimizde son adıma<br />
gelmiş olduk. Imtech firması ise, hedefi<br />
olan Rusya ve Ortadoğu’ya girme fırsatını<br />
<strong>AE</strong> vasıtasıyla yakalamış olacak. Elektromekanik<br />
sektöründe büyük bir heyecana<br />
sebep olan bu ortaklığın, <strong>AE</strong> ve Imtech<br />
ailelerine hayırlı olmasını diliyoruz.<br />
Zamanın ne kadar hızlı geçtiğini, yazılarımda<br />
konusunu ettiğim projelere başlama<br />
ve bitirme haberlerinin çokluğu ile<br />
bir kez daha idrak ediyorum. Geçtiğimiz<br />
üç ay içerisinde üç projemizi; Rixos The<br />
Palm Dubai, Radisson Blu - İstanbul Asia<br />
ve Acıbadem Akasya Projelerini tamamladık.<br />
Aynı süre içerisinde de Pulkova St.<br />
Petersburg Havalimanı ve Bakü SOCAR<br />
Yönetim Binası ihalelerini kazanarak işe<br />
başladık. Yani her yönüyle bereketli bir<br />
üç ay geçirdik.<br />
B<strong>AE</strong>’deki iki işimiz; Bab Al Qasr Otel ve<br />
Rezidans Binası ile Rixos The Palm Dubai<br />
(eski adıyla Al Fattan Otel) “Middle East<br />
Electrical Rewards” organizasyonu tarafından<br />
2011’in En Büyük 5 Elektrik Projesi<br />
kategorisinde ödüle layık görüldü.<br />
Öte yandan Abu Dhabi Havalimanı Midfield<br />
Terminal Binası Projesi’nin Teknik<br />
Müteahhitlik işi ihalesi için dünyanın<br />
önde gelen inşaat şirketleri ile güç birliği<br />
yaparak devler liginde olduğumuzu bir<br />
kez daha ilan ettik.<br />
> editörden<br />
TÜİK verilerine göre Türkiye’nin Şubat<br />
ayı dış ticaret açığı 5,9 milyar dolar ile<br />
geçen yılın aynı ayına göre 1,5 milyar<br />
dolar geriledi. Gene TÜİK verilerine<br />
göre, ülkemizin yılın ilk iki ayında enerji<br />
ithalatına akıttığı dövizin %72’sini enerji<br />
ithalatı oluşturdu. Hukuk Müşavirimiz<br />
Sn. Avukat İlker ULAŞ da yazısında, aynı<br />
konuyla bağlantılı olarak, yeni yasalaşan<br />
Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’ni<br />
ele alıyor ve hükümetin alternatif<br />
enerji kaynakları yanı sıra HES ve nükleer<br />
santral ihaleleri peşinde koşarken,<br />
enerji tasarrufunun da bu maliyetleri<br />
azaltmadaki katkısını anlayarak çıkarttığı,<br />
yönetmeliğin detaylarını işliyor.<br />
Teknoloji köşemizdeki konuk yazarımız<br />
Chloride Masterguard Satış Müdürü Sn.<br />
Serkan Turgut da aynı konuyu ele alarak<br />
“Enerji Tasarrufu İçin Optimum UPS Çözümü”<br />
konulu yazısı ile dünyadaki fosil<br />
yakıtların azalmasıyla ters orantılı olarak<br />
her geçen gün önemi artan enerji tasarrufunun<br />
önemi ve çözüm önerileri üzerinde<br />
duruyor.<br />
Bu sayımızdaki röportaj konuğumuz<br />
YTÜ Makine Fakültesi emekli öğretim<br />
üyesi, değerli hocamız Sn. Prof. Nurullah<br />
GÜLTEKİN. Seyyahname köşemizde<br />
ise Satın Alma Bölümü çalışanımız, aynı<br />
zamanda YTÜ Elektrik Mühendisliği bölümü<br />
öğrencisi, genç bir mühendis adayı<br />
Serkan ÇAKIR’ın dil öğrenmek için yaptığı<br />
Amerika gezisini zevkle ve özenerek<br />
okuyabilirsiniz.<br />
Sağlıcakla kalın…<br />
Necmi YILDIZ<br />
Satın Alma Müdürü<br />
Elektrik Mühendisi<br />
1<br />
Ocak - fiubat - Mart
<strong>AE</strong> <strong>ARMA</strong>-ELEKTROPANÇ<br />
www.arma-elektropanc.com.tr<br />
Kapak Fotoğrafı: Mitişi Krasniy Kit<br />
Alışveriş Merkezi<br />
Dergi Adı: <strong>AE</strong> Magazin<br />
İmtiyaz Sahibi<br />
<strong>AE</strong> Arma-Elektropanç A.Ş. adına<br />
Demir Özkaya<br />
Sorumlu Genel Yayın Yönetmeni ve<br />
Yazı İşleri Müdürü<br />
Necmi Yıldız<br />
Yayın Kurulu<br />
Demir Özkaya, Turgay Ertan, Necmi Yıldız,<br />
Hakkı Önem, İlker Ulaş,<br />
Serdar Yüksel, Burcu Kızılhan<br />
Yönetim Yeri<br />
Fulya Mah. Vefa Deresi Sok. No.11 34394<br />
Şişli / İSTANBUL<br />
T: +90 212 275 54 84 (pbx) • F: +90 212 274 06 41<br />
ae@arma-elektropanc.com.tr<br />
Rusya Federasyonu Temsilcisi<br />
Suat Önder Yıldız<br />
T: +7 495 775 01 49<br />
info@arma-elektropanc.ru<br />
Birleşik Arap Emirlikleri Temsilcisi<br />
Yavuz Güvener<br />
T: +971 2 628 22 40<br />
info@arma-elektropanc.ae<br />
Görsel Yönetmen<br />
Sezen Erkorol<br />
Basım<br />
İkon Yay. ve Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.<br />
Çoban Çeşme Cad. No:12/11<br />
Kağıthane / İSTANBUL<br />
T: 0212 294 23 31 • F: 0212 294 46 32<br />
Yayın Türü<br />
Yerel süreli yayın. Üç ayda bir yayınlanır.<br />
Basım Tarihi<br />
Nisan 2012<br />
14<br />
Proje /Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<br />
Veysel Bilgin<br />
22<br />
Röportaj / Prof. Nurullah Gültekin<br />
Hakkı Önem
içindekiler<br />
30<br />
Teknoloji / Enerji Tasarrufu İçin Optimum<br />
UPS Çözümü - Serkan Turgut<br />
34<br />
Hukuk Penceresi / Binalarda Enerji<br />
Performansı - İlker Ulaş<br />
1 Başlarken / Editör<br />
Necmi Yıldız<br />
4 Yönetim Kurulun’dan Mesaj<br />
6 İmtech’ten Mesaj<br />
10 Kısa Kısa<br />
14 Proje / Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<br />
Veysel Bilgin<br />
20 Global Bakış / Yeni Elektronik İcatlar<br />
Turgay Ertan<br />
22 Röportaj / Prof. Nurullah Gültekin<br />
Hakkı Önem<br />
Seyyahname / Amerika Birleşik Devletleri<br />
Serkan Çakır<br />
Edebi Köşe / Boris Pasternak<br />
Hakkı Önem<br />
38<br />
42<br />
30 Teknoloji / Enerji Tasarrufu İçin<br />
Optimum UPS Çözümü<br />
Serkan Turgut<br />
34 Hukuk Penceresi / Binalarda Enerji Performansı<br />
Yönetmeliği - İlker Ulaş<br />
38 Seyyahname / Amerika Birleşik Devletleri<br />
Serkan Çakır<br />
42 Edebi Köşe / Boris Pasternak<br />
Hakkı Önem<br />
46 Basında Biz<br />
48 <strong>AE</strong> Ailesi’nden
Ocak - fiubat - Mart<br />
4<br />
> Yönetim Kurulu’ndan Mesaj<br />
<strong>AE</strong> Arma-Elektropanç’ın değerli iş ortakları,<br />
Hollanda merkezli halka açık teknik servis sağlayıcı Imtech ile, yüzde 80 hissemizi devir etmek üzere ortaklığa<br />
ilk adımları atmış bulunuyoruz. Ancak, firmamızın gerek yönetim anlayışı gerekse yönetim kadrosunda<br />
hiçbir değişiklik söz konusu değildir. Imtech firması 5,1 milyar Euro cirosu ve 28.600 çalışanı ile dünya<br />
çapında elektrik, elektronik, mekanik ve bilgi-iletişim teknolojileri alanlarında çözümler sunan bir firmadır.<br />
Bu ortaklığın amacı, sayın müşterilerimize çağdaş teknik çözümleri, gerek mevcut projelerinizde gerekse<br />
de yeni alacağınız işlerde sunarak, teknik skalamızı geliştirmek ve sizlere de yoğun rekabet ortamında fark<br />
yaratma imkânı sağlamaktır. Imtech’in güçlü finansal yapısı ve enerji teknolojileri; enerjinin verimli kullanılması,<br />
atık su arıtma ve değerlendirme, data merkezleri, tıp teknolojisi, endüstriyel çözümler ve endüstriyel<br />
otomasyondaki güçlü bilgi birikimi ile, gerek Türkiye’de gerekse de şirketimizin faaliyet gösterdiği; Rusya<br />
Federasyonu, Türki Cumhuriyetleri, Orta Doğu Ülkeleri pazarlarında ve diğer yeni gelişen pazarlarda, son<br />
teknolojik çözümleri sunar hale gelmemizin ve sizlerin de yeni açılımlarınızın bir güvencesi olacaktır.<br />
<strong>AE</strong> Arma-Elektropanç’ın bugünkü mevcut ortakları görevlerinin aynen başında olup, her zaman siz değerli<br />
müşterilerimizin yanında ve eskisinden daha güçlü partnerlik anlayışı içinde, Sizlerle birlikte çalışmaya devam<br />
edeceklerdir.<br />
En derin saygılarımızla,<br />
Kemal Kızılhan Medih Ertan Hasan İnce Demir Özkaya Asım Coşkun
<strong>AE</strong> Arma-Elektropanç ve Imtech arasındaki ortaklık sözleşmesinin imza töreni<<br />
5<br />
Ocak - fiubat - Mart
Ocak - fiubat - Mart<br />
6<br />
> İmtech’ten Mesaj Message from Imtech <<br />
Güçlü Ana Firma, Kendi Büyüme Gücüne<br />
Tam İnanç: IMTECH<br />
1993 yılında ‘doğuşu’ ile başlayan 28.600 çalışanıyla<br />
Imtech’in tarihi, yenilikçi kapasite, profesyonel çalışma ve<br />
azimli müşterilerin başarılı karışımından oluşan bir başarı<br />
hikayesidir. Teknolojiyle büyülenen insanların hikayesidir.<br />
Bu insanlar teknolojinin; çalışma yöntemlerini geliştirebileceğine,<br />
hayatı daha yaşanabilir hale getireceğine<br />
ve dünyayı daha iyi bir yer haline getireceğine gerçekten<br />
inanan insanlardır. Kendi vizyonuna, misyonuna ve becerilerine<br />
inanan ve bunları diğer insanlarla paylaşabilen ve<br />
paylaşmaya istekli insanlardır. Imtech’in hikayesi büyüme<br />
ve kendi gücüne inanma hikayesi olduğu kadar kendi teknolojisinin<br />
de başarı hikayesidir.<br />
Başlangıç Noktası<br />
Imtech’in nasıl başladığını açıklamak için 1854 yılına geri<br />
dönmemiz gerekir. 19. Yüzyılın ikinci yarısında dünya<br />
birçok teknolojik icatla çalkalanıyordu: elektrik, motor<br />
yakıtı, telefon, merkezi ısıtma. Bu dönemde Imtech’in<br />
ataları ve ana şirketleri doğdu. İleri görüşlü girişimciler<br />
büyük değişimlerin yakın olduğunu hissettiler ve bu onları<br />
teknik hizmetlerde uzman ve yenilikçi işyerleri kurmaya<br />
teşvik etti. Bu tüm Avrupa’da yaşandı. Örneğin<br />
Hollanda’da kurucu atamız Jan Jacob van Rietschoten<br />
1860 yılında daha sonra başarılı bir şekilde büyüyecek<br />
olan Van Rietschoten & Houwens adında yenilikçi, teknik<br />
bir firma kurdu. 1808 yılından önce kurulan başka bir<br />
Hollanda firması olan Van Buuren de bu dönemde büyümeye<br />
başladı. Almanya’da ROM - Rudolf Otto Meyer -<br />
ve Rheinelektra Technik 1858 ve 1874 yıllarında kuruldu,<br />
Kraliyet Donanması’nın iki yeni uçak gemisinin güvertesinde teknoloji<br />
çözümleri / Technology solutions on board of two new aircraft carriers<br />
of the Royal Navy<br />
Imtech: strong mother, faith in its own<br />
growth strength!<br />
The story of Imtech (28.600 employees) from its ‘birth’<br />
in 1993 is the story of a successful mix of innovative<br />
capacity, driven professionals and ambitious clients. It is<br />
the story of people who are fascinated by technology. Of<br />
people who firmly believe that technology can improve<br />
working procedures, make life more pleasant and make<br />
the world a better place. People who believe in their own<br />
vision, mission and drive, and who are eager and able to<br />
share these with other people. The story of Imtech is the<br />
story of the success of technology itself as well as the story<br />
of growth and having faith in your own strengths.<br />
Genesis<br />
To explain how Imtech was started, we need to go back<br />
to 1854. In the second half of the 19 th century, the world<br />
was turned upside down as the result of a large number<br />
of technological inventions: electricity, the fuel engine,<br />
the telephone, central heating. It was during this period<br />
that the parent companies and predecessors of Imtech<br />
were born. Visionary entrepreneurs sensed that great<br />
changes were at hand and this prompted them to establish<br />
innovative businesses that specialise in technical services.<br />
This happened all over Europe. In the Netherlands, for<br />
example, Jan Jacob van Rietschoten, our founding father,<br />
launched an innovative technical enterprise in 1860, an<br />
enterprise that would later grow into the successful Van<br />
Rietschoten & Houwens. Another Dutch company, Van<br />
Buuren, established as early as 1808, started flourishing<br />
at this time. In Germany, ROM - Rudolf Otto Meyer - and<br />
Rheinelektra Technik were established in 1858 and 1874<br />
respectively, and in the US, Westinghouse was founded in<br />
1886. All of these were initiatives that would develop into<br />
highly regarded companies. The other part of this book<br />
provides a summary of the history of these, our oldest, as<br />
well as other predecessors of Imtech.<br />
The I and M of Imtech<br />
Two reputable Rotterdam-based trading and shipping<br />
companies, Internatio (1863) and Müller (1878), also<br />
played a pivotal role in the establishment of Imtech. These<br />
two enterprises had been operating independently for<br />
some time, but decided to merge in 1970. Around 1990,<br />
Internatio-Müller (IM) consisted of a conglomerate of<br />
businesses, of which some 35 specialised in technology.<br />
All of them were mono-disciplinary specialised in<br />
electrical or mechanical solutions.<br />
Imtech = E + ICT + M<br />
In 1995, René van der Bruggen - the current CEO of<br />
Imtech N.V. - laid down the multidisciplinary vision in<br />
a strategic blueprint. The blueprint from 1995, Imtech’s<br />
birth certificate as it were, describes the cooperation<br />
between businesses in the field of electrical engineering,<br />
information and communication technology as well as<br />
06-09 İmtech mesaj.indd 6 4/20/12 5:08 PM
İmtech’ten Mesaj Message from Imtech <<br />
Westinghouse Birleşik Devletler’de 1886 yılında kuruldu.<br />
Tüm bunlar birçok şirketi geliştirecek girişimlerdi. Bu makalenin<br />
sonraki bölümleri Imtech’in diğer ve en eski atalarının<br />
olduğu kadar tarihinin de bir özetini içermektedir.<br />
Imtech’in I ve M harfleri<br />
İki saygın Rotterdam ticaret ve sevkiyat şirketi olan Internatio<br />
(1863) ve Müller (1878) de Imtech’in kuruluşunda<br />
önemli bir rol oynamıştır. Bu iki şirket bir süre bağımsız<br />
olarak çalıştılar ancak 1970’te birleşmeye karar verdiler.<br />
1990 yılı civarında Internatio-Müller (IM) teknolojide uzman<br />
35 adet şirketten oluşmaktaydı. Bu firmaların tamamı<br />
yalnızca ya elektrik ya da mekanik çözümlerde uzmandı.<br />
Imtech = E + ICT + M<br />
1995’te René van der Bruggen - Imtech N.V.’nin şu andaki<br />
CEO’su – stratejik planda multi disipliner görüşü ortaya<br />
atmıştır. Imtech’in doğum belgesi gibi olan bu plan<br />
1995’ten beri Imtech = E + ICT + M formülü ile ifade<br />
edilen makine mühendisliği ve elektrik mühendisliği, bilgi<br />
ve iletişim teknolojileri alanları arasındaki işbirliğini açıklamaktadır.<br />
Belge tüm teknik servis paketlerini yerine getirmek<br />
için azmi düzenler ve Avrupa pazarında büyümesi<br />
için ilk umutları tanımlar.<br />
İlk Yıllar<br />
Imtech’in ilk yıllarında (1995 ve hemen sonrası) E ve M<br />
şirketleri birlikte çalışmaya başladı ve bu da yavaş ama<br />
emin bir birleşme sürecine önayak oldu. Ayrıca bu dönem<br />
şirketlerin yeni teknoloji aktiviteleriyle karşılaşmalarının<br />
ilk patlak verdiği dönemdir. Önceleri bunlar ‘Telematikler’<br />
ve Teknik Otomasyon olarak bilinmekteydi<br />
ancak daha sonra isim Bilgi ve İletişim Teknolojisi (ICT)<br />
olarak değiştirildi. Imtech ICT’nin potansiyelini erken fark<br />
etmiştir. Birçok yenilikçi ICT oyuncusu edinerek, Imtech<br />
‘modern’ ICT’ye ilk adımını atmıştır. Düzinelerce başarılı<br />
edinim Imtech’e eşsiz bir portfolyo sağlayarak yıllarca<br />
sürdü: Avrupa’daki hiçbir şirket Imtech’in o zamandan<br />
beri sağladığı ölçekte elektrik mühendisliği, ICT ve makine<br />
mühendisliği kombinasyonunu sunamıyordu. Ayrıca<br />
Imtech coğrafik anlamda da hızla büyüdü.1997’de ROM<br />
(Rudolf Otto Meyer) şirketinin alımı – şu anda Imtech Deutschland<br />
(Almanya) – Imtech’in Almanya’da da teknik<br />
servis piyasasının en büyük oyuncularından biri olduğu<br />
anlamına gelmektedir.<br />
Imtech bir marka haline geldi<br />
1998’de mono-disipliner şirketlerin birleşerek multi-disipliner<br />
organizasyonlara dönüşmesi şekil almaya başlamıştır.<br />
Imtech güçlü bir marka haline gelmiştir. Ancak<br />
bir sonraki dönüm noktası Internatio-Müller tarafından<br />
teknik olmayan ana aktivitelerin kaldırılması ve teknoloji<br />
üzerine odaklanılması kararıdır. 2001 yılında eşsiz bir fenomen<br />
ortaya çıktı, bir iştiraki esas ana şirketi devraldı:<br />
Internatio-Müller, Imtech adı altında faaliyetlerine devam<br />
etti ve Amsterdam’da Euronext borsasına kote yeni ve<br />
azimli bir şirket ortaya çıktı.<br />
Londra’daki Deutsche Bank merkezinin yeşilinin yeniden canlandırılması<br />
/ Green revitalisation of the Deutsche bank headquarters in London<br />
mechanical engineering, expressed in the formula: Imtech<br />
= E + ICT + M. The document sets out the ambition to<br />
fulfil the entire package of services and describes the first<br />
prospects for growth on the European market.<br />
The early years<br />
In the early years of Imtech (post-1995), E and M<br />
businesses started working together and this set the ball<br />
rolling for the slow but sure process of integration. It was<br />
also the period when the concern experienced the first<br />
boom in its new technology activities. Initially, these<br />
were known as ‘Telematics’ and Technical Automation,<br />
but the name was later changed to Information and<br />
Communication Technology (ICT). Imtech recognised<br />
the potential of ICT early on. With the acquisition of<br />
several innovative ICT players, Imtech took its first step<br />
towards ‘modern’ ICT. Dozens of successful acquisitions<br />
followed in the subsequent years, giving Imtech a close<br />
to unique portfolio: No other enterprise in Europe was<br />
able to offer the combination of electrical engineering,<br />
ICT and mechanical engineering at the scale on which<br />
Imtech has been able to provide since then. Imtech also<br />
grew rapidly in geographical terms. Important was but the<br />
acquisition of ROM (Rudolf Otto Meyer) in 1997 – now<br />
Imtech Deutschland (Germany) - meant that Imtech in<br />
Germany also became one of the largest players on the<br />
technical services market.<br />
Imtech becomes a brand<br />
From 1998, the pooling of mono-disciplinary companies<br />
into a multidisciplinary organisation started to take shape.<br />
Imtech had become a strong brand. Yet another milestone<br />
was the decision by the Internatio-Müller conglomerate<br />
to hive off any non-technical core activities and focus<br />
exclusively on technology, Imtech’s core business. A<br />
unique phenomenon occurred in 2001: a subsidiary<br />
essentially took over its parent company. Internatio-Müller<br />
continued under the name Imtech, a new and ambitious<br />
06-09 İmtech mesaj.indd 7 4/20/12 5:08 PM<br />
7<br />
Ocak - fiubat - Mart
Ocak - fiubat - Mart<br />
8<br />
> İmtech’ten Mesaj Message from Imtech <<br />
Madrid’teki Kristal Kule (Crystal Tower) için bakım<br />
Maintenance in the Crystal Tower in Madrid<br />
Girişimcilik<br />
Imtech’te girişimcilik, her biri son derecede başarılı birer<br />
girişimci olan kurucuları zamanında olduğu gibi, son<br />
derece değerlidir. Sonuçta Imtech, her yönetim pozisyonunda<br />
safkan girişimcilerin bulunduğu merkezi yapıda<br />
olmayan bir organizasyondur. Girişimcilik ve teknoloji<br />
Imtech’in başarısı için vazgeçilmez unsurlardır.<br />
Her Imtech organizasyonu (ülke, bölüm, iş birimi, ya<br />
da departman)kendi pazarına yakındır, kendi pazarında<br />
eşsiz bilgilere sahiptir ve fırsatları sezip hemen harekete<br />
geçer. Yeni gelişmeleri ayrıntılı şekilde değerlendirilir.<br />
Avrupa’nın trafiği tehlikeli bir şekilde durma noktasına<br />
mı geldi? Imtech trafik akış yönetimi için trafik kontrol<br />
merkezleri kurar. Internet kullanımı büyük oranda veri<br />
depolama talebini mi artırıyor? Yenilikçi data merkezleri<br />
kurarız. Hatta UMTS (Evrensel Mobil Telekomünikasyon<br />
Sistemleri) yeniliklerini takiben tüm ağların sunumuna<br />
bile dikkat gösteririz. Ve enerji tasarrufu ve enerji yönetimi<br />
için yeni konseptler geliştiririz. Çevreci enerji talebi mi<br />
artıyor? Imtech hemen harekete geçer öyle ki Imtech’in<br />
cirosunun dörtte biri enerji & çevre pazarından elde ettiği<br />
işlerden gelir. Dahası, denizcilik teknolojisi alanında, gemiler<br />
için otomasyon platformunda ve güverte dizel sevk<br />
gücünde Imtech son teknolojik gelişmeleri uygulamaya<br />
koyan yenilikçi bir liderdir. Imtech yeni teknolojik geliş-<br />
BMW için rüzgar tünelleri / Wind tunnels for BMW<br />
stock-listed company with a quotation on the Euronext<br />
stock exchange in Amsterdam.<br />
Entrepreneurship<br />
Entrepreneurship is highly rated within Imtech, as<br />
was the case for the innovative ‘founders’ of Imtech,<br />
each of whom was a successful entrepreneur. After<br />
all, Imtech is a decentralised organisation with a fullblooded<br />
entrepreneur in each management position.<br />
Entrepreneurship and technology make up the ingredients<br />
for Imtech’s success. Each Imtech organisation (be it<br />
country, division, business unit or department) is close<br />
to the market, has unique knowledge of their own<br />
market and is able to ‘smell’ opportunities and take<br />
immediate action. New developments are seized with<br />
both hands. Is Europe’s traffic in jeopardy of grinding to<br />
a halt? Imtech builds the traffic control centres for traffic<br />
flow management. Is the internet hype increasing the<br />
demand for large-scale data storage? We build innovative<br />
data centres. We even take care of the roll-out of entire<br />
networks following the breakthrough of UMTS. And we<br />
develop new concepts for energy savings and energy<br />
management. Is the demand for sustainable energy<br />
increasing? Imtech takes prompt action and nowadays a<br />
quarter of its revenue comes from the market for energy<br />
& environment. There’s more: in the field of maritime<br />
technology, Imtech is an innovation leader in platform<br />
automation and onboard diesel propulsion for ships.<br />
Imtech has proven itself capable of introducing appealing<br />
new concepts again and again. We translate concept<br />
innovation into process and product innovation and<br />
are able to successfully develop these further into new<br />
services.<br />
Geographic Growth<br />
Imtech took over a large number of companies over the<br />
years. The past two decades have proven that Imtech is<br />
on the right track. The CAGR (Compound Annual Growth<br />
Rate or the average annual growth over a unit of time) in<br />
the period from Imtech’s establishment in 1993 to 2011<br />
is 13% for revenue and 21% for results (EBITA). With<br />
such healthy percentages, Imtech rates among the fastest<br />
growing technical businesses in Europe and is considered<br />
the sector’s number one benchmark by many financial<br />
analysts. Imtech is growing rapidly in and outside Europe<br />
and is building a strong reputation. No, revenue is 5.1<br />
billion euro and there are 28.600 employees. We have<br />
shown progress on all strategic fronts in recent years and<br />
this has subsequently enabled us to take important steps<br />
towards our objective for 2015: Imtech wants to become<br />
the best service provider, in and outside Europe and<br />
on the international maritime market. We want to rank<br />
among the top 3 of every country in which we are active<br />
and in every market that we consider relevant. Our aim<br />
for the year 2015 is to achieve revenues of 8 billion euro<br />
while maintaining the objective for an operational EBITA<br />
margin between of 6% and 7%.<br />
06-09 İmtech mesaj.indd 8 4/20/12 5:08 PM
İmtech’ten Mesaj Message from Imtech <<br />
meleri uygulamaya sokma kapasitesini her yeni projesinde<br />
tekrar tekrar kanıtlamıştır. Teknolojik yenilikleri sürece<br />
ve gelişmiş ürün haline dönüştürür ve bunları başarılı bir<br />
şekilde teknik müşteri çözümleri haline getirerek müşterilerine<br />
sunar.<br />
Coğrafik Büyüme<br />
Imtech yıllar boyunca birçok şirketi devralmıştır. Geçen<br />
yirmi yıl Imtech doğru rotada olduğunu kanıtlamıştır.<br />
Imtech’in CAGR (Yıllık Bileşik Büyüme Oranı ya da bir<br />
birim süresindeki yıllık ortalama büyüme) oranı 1993’teki<br />
kuruluşundan itibaren 2011’e kadar gelir açısından %13<br />
ve sonuçlar (EBITA) için de %21’dir. Böyle sağlıklı oranlarla<br />
Imtech, Avrupa’da en hızlı büyüyen teknik işletmelerden<br />
biridir ve birçok finansal analiste göre sektörünün bir<br />
numarası olarak düşünülmektedir. Imtech Avrupa içinde<br />
ve dışında hızla büyümekte ve saygınlığını artırmaktadır.<br />
Evet, gelir 5.1 milyar Avro ve 28.600 çalışan mevcuttur.<br />
Son yıllarda tüm stratejik cephelerde ilerleme gösterdik<br />
ve bu da sonuç olarak bizim 2015 için amacımız ulaşma<br />
yolunda önemli adımlar atmamızı sağlıyor: Imtech Avrupa<br />
içinde, dışında en iyi teknik servis sağlayıcı ve uluslararası<br />
deniz piyasasında en iyi hizmet sağlayıcı olmak<br />
istiyor. Aktif olduğumuz her ülkede ve pazarda en iyi ilk<br />
üç arasında yer almak istiyoruz. 2015 yılı için amacımız<br />
%6 ve %7 arasındaki operasyonel EBITA hedefimizi sağlayarak<br />
gelirimizi 8 milyar Avroya çıkarmaktır.<br />
Imtech’e Hoşgeldiniz!<br />
Yukarıdakiler Imtech’in kısa bir hikâyesidir. Bu, bir grup<br />
vizyon sahibi, motive olmuş, yenilikçi teknolojilerin entegrasyonunda<br />
birlikte çalışan becerikli insanların hikayesidir.<br />
Bu, ekonomik gelişim ve toplumun ilerleme<br />
noktasında aktif olan insanların hikâyesidir. Imtech konseptleri<br />
ve hizmetleri ölçülebilir artı değerler sağlamaktadır.<br />
Imtech, işi geliştirecek yeni imkânlar açacak tam teknik<br />
çözümler sunmaktadır. Ayrıca Imtech, çevreci enerji,<br />
emisyon azaltma, çevre, su, bakım, trafik ve güvenlik gibi<br />
sosyal konularda da yoğun bir şekilde çalışmakta topluma<br />
olan sorumluluğunu yerine getirmeye azami çaba<br />
göstermektedir. – Teknoloji toplumu geliştirir!. Tüm bunları<br />
birkaç cümle ile özetleriz: Teknoloji bizim, Sonuçlar<br />
sizin, Imtech: Paylaşılan Başarı! Bu yüzden yeni iş ortağımız<br />
<strong>AE</strong> Arma-Elektropanç’ı sıcak bir şekilde karşılıyoruz.<br />
Yüksek teknolojiye sahip trafik merkezleri / High-tech traffic centres<br />
Yeşil Veri Merkezleri / Green Data Centres<br />
Welcome to Imtech<br />
This, in a nutshell, is the story of Imtech. It is the story of<br />
a group of motivated people with vision; go-getters who<br />
work together as one on the integration of innovative<br />
technologies. People who are active at the crossroads<br />
of economy and society. Imtech’s concepts and services<br />
provide quantifiable added value. Imtech offers total<br />
technical solutions that improve business. But Imtech<br />
also works intensively on solutions for social issues, such<br />
as energy, sustainable energy, emission reduction, the<br />
environment, water, care, traffic and safety – Technology<br />
that improves society!. We summarise all of this in a<br />
catchy payoff: Technology is ours, Results are yours,<br />
Imtech: Shared Success! Therefore a warm welcome to<br />
our new colleagues <strong>AE</strong> Arma-Elektropanç!<br />
Londra, Parlamento Binası’nda teknolojik bakım hizmetleri<br />
Technological maintenance services in the Houses of parliement in<br />
London<br />
Not: Resimler Imtech’in referanslarından seçilmiştir.<br />
Note: Pictures has been selected from Imtech references.<br />
06-09 İmtech mesaj.indd 9 4/20/12 5:08 PM<br />
9<br />
Ocak - fiubat - Mart
Ocak - fiubat - Mart<br />
10<br />
> kısa kısa<br />
Pulkova St. Petersburg Havaalanı işine başladık.<br />
Otel, AVM, Rezidans vb. projelere imza atan <strong>AE</strong> Arma-Elektropanç, toplamda 208.000 m� kapalı alana sahip<br />
olan, Pulkova St.Petersburg Havaalanı’nın elektrik ve elektronik işlerini üstlendi.<br />
SOCAR projesi alındı.<br />
“Azerbaycan Devlet<br />
Petrol Şirketi SOCAR’ın<br />
Bakü’deki Yeni Yönetim<br />
Binası’nın tüm<br />
elektrik ve elektronik<br />
sistemleri işini üstlendik.<br />
2 bodrum, 38 normal<br />
kat ve kule kısmı<br />
ile 200 mt yüksekliğe<br />
erişecek bina, toplam<br />
100 bin m� kapalı alana<br />
sahip olacak.”
Ak-Asya Acıbadem Konutları teslim edildi.<br />
Benzersiz alışveriş<br />
merkezi ve sosyal<br />
tesisleri içeren, 99.500<br />
m� kapalı alana<br />
sahip, 430 daireden<br />
oluşan, Ak-Asya<br />
Acıbadem Konutları’nın<br />
kapsamımızda bulunan<br />
13’er katlı B1 ve B2<br />
blokları ile 19 katlı B3<br />
bloğu ve 44 katlı B3-C<br />
Kule’de yaptığımız<br />
elektrik ve elektronik<br />
montaj işlerini<br />
tamamlayarak işverene<br />
zamanında teslim ettik.<br />
Radisson Blu Hotel<br />
İstanbul Asia teslim edildi.<br />
İstanbul Asya yakasının en prestijli otellerinden biri olmaya<br />
aday Radisson Blu Hotel - İstanbul Asia, 195 odası, mükemmel<br />
donanımlı 13 farklı toplantı salonu ve balo salonları ile<br />
müflterilerine kapılarını açtı.<br />
kısa kısa <<br />
11<br />
Ocak - fiubat - Mart
Ocak - fiubat - Mart<br />
12<br />
> kısa kısa<br />
Rixos The Palm Dubai açıldı!<br />
Rixos Hotels zincirinin Birleşik Arap<br />
Emirlikleri’ndeki ilk halkası Dubai’de<br />
açıldı.<br />
dünyanın 8. harikası olarak anılan<br />
ünlü Palmiye Adası’nın en prestijli<br />
bölgesinde kapılarını aralayan Rixos<br />
The Palm Dubai, Rixos Hotels<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Fettah<br />
Tamince’nin ev sahipliğinde çok<br />
sayıda işadamının ve bakanların<br />
katıldığı açılış töreniyle hizmete<br />
girdi…<br />
Türk misafirperverliğini B<strong>AE</strong>’ye<br />
taşıyacak olan Rixos The Palm Dubai;<br />
233 oda ve 28 rezidanstan oluşuyor.<br />
Otel, çağdaş ve lüks mimariyle<br />
yapılan geleneksel Türk dokunuşlarla<br />
dikkat çekiyor.<br />
51.000 m� kapalı alana sahip<br />
Hotel’in, elektrik, elektronik ve<br />
mekanik sistemlerinin yapımını (MEP-<br />
Mechanical, Electrical Plumbing) çok<br />
kısa sürede tamamladık.<br />
B<strong>AE</strong>’deki Projelerimize Büyük Ödül!<br />
Soldan sağa Elektrik Koordinatör Anu Alexander, BAQ Proje Müdürü Nidal Salam, B<strong>AE</strong> Ülke<br />
Müdürü Yavuz Güvener, Mekanik Koordinatör Mokhles Islam ve İş Geliştirme Müdürü Burak<br />
Kızılhan<br />
8 Subat 2012 tarihinde, Dubai’de<br />
yapılan ‘Middle East Electrical<br />
Rewards’ organizasyonun’da,<br />
B<strong>AE</strong>’de üstlenmiş olduğumuz<br />
‘Rixos The Palm Dubai’ ve ‘Bab Al<br />
Qasr’ projelerimiz büyük bir ödüle<br />
layık görüldü. 2011’in En Büyük<br />
5 Elektrik Projesi’nden biri olarak<br />
secilen hotel projelerimiz, hepimizi<br />
bir kere daha gururlandırdı.
MEP Turkey 2012’ye sponsor olduk...<br />
8. RLC Günleri...<br />
kısa kısa <<br />
21-22 Şubat tarihlerinde<br />
İstanbul Maslak Sheraton<br />
Otel’de düzenlenen<br />
mekanik, elektrik ve sıhhi<br />
tesisat - MEP (Mechanical,<br />
Electrical Plumbing) konulu<br />
konferansa sponsor olduk.<br />
CEO’muz Sn. Murat<br />
KARAKARTAL, “Dikey<br />
Şehir” adlı sunumunda,<br />
yüksek katlı binaların<br />
ihtiyaçlarını ve çözüm<br />
önerilerini ele aldı.<br />
Sektörün dünü, bugünü ve yarını için, Sektör için daha kaliteli ve bilinçli bireylerin yetişmesine katkıda bulunmak<br />
amacıyla ve <strong>AE</strong> <strong>ARMA</strong>-ELEKTROPANÇ’ın ALTIN SPONSOR olarak destek verdiği, Arçelik, Schneider Electric,<br />
E<strong>AE</strong>, ABB, Phoenix Contact, Viko, Keban Mühendislik, Borusan Makina ve Güç Sistemleri, Alstom, Obo Bettermann,<br />
Mercedes-Benz, Honda, 2M Kablo, İstanbul Ulaşım gibi sektördeki önemli firmaların da katılımıyla bu yıl<br />
Sekizincisi gerçekleşen RLC Günleri, 27-28-29 Şubat tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik – Elektronik<br />
Fakültesi Konferans Salonu’ nda gerçekleşti. Etkinlikte; Zayıf Akım Sistemleri Koordinatörümüz Sn. Mustafa Kemal<br />
Muci, “Akıllı Bina Uygulamaları” konulu sunumuyla, günümüzde yüksek katlı binalarda uygulanan elektrik, elektronik<br />
ve mekanik mühendislik hizmetlerinin birbirleriyle entegrasyonu üzerine bir konuşma yaptı.<br />
13<br />
Ocak - fiubat - Mart
proje: Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<br />
Veysel B‹LG‹N<br />
Makine Mühendisi<br />
Proje Müdürü<br />
Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi
12.336 m² İnşaat Alanı üzerine Kurulu<br />
Mytishchi Shopping Mall Projesi<br />
“ECOBAZAAR” Bodrum, +1, +2 ve<br />
+3 katlarından oluşmakta olup toplamda<br />
4 kattır.<br />
Bodrum kat alanında soğuk hava depoları,<br />
et ve balık mezbahaları, pano<br />
odaları, mekanik odalar, staff ofis,<br />
giyinme odaları, WC ve duş mahalleri,<br />
+1 kat alanında et ve balık satış<br />
reyonları, süt ve sütlü ürünler mamülleri,<br />
kuru gıda ve içecek satış reyonları,<br />
manav tezgahları, fırın, unlu<br />
mamuller, eczane, telekomunikasyon<br />
ürünleri satış dükkanları, evcil hayvan<br />
gıda satış noktaları, +2 kat alanında<br />
giyim butik reyonları, banka ,restau-<br />
proje: Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<<br />
rant, çocuk oyun odası, ayakkabı ve<br />
hediyelik eşya satış mağazaları gibi ticari<br />
dükkanlar ile elektrik ana pano,<br />
server ve ofis odaları mevcuttur. +3.<br />
kat tamamen mekanik katlar olup çatı<br />
kat alanlarında HVAC egzost fanlarımevcut.<br />
Binanın Toplam ısıl yükü (Isı Santral<br />
Odası kapasitesi) 1.6 GKcal, Soğutma<br />
kapasitesi 850 kW’tır.<br />
Mekanik sistemler kapsamında Soğutma<br />
sisteminde 2 adet Remote<br />
Condenser chiller, 2 adet Condenser,<br />
Havalandırma sistemlerinde 12 adet<br />
Klima Santrali (9 Klima santrali ısıtma<br />
+ soğutma, 3 adet Klima santrali sa-<br />
dece ısıtma özelliklidir) , 17 adet egzost<br />
fanı, 6 adet duman egzost fanı, 4<br />
adet basınçlandırma fanı mevcuttur.<br />
Isıtma sisteminde statik ısıtma panel<br />
radyatörler ve hava apareyleri ile yapılmakta<br />
olup ayrıca bina ana giriş<br />
mahallerinde yerden ısıtma mevcuttur.<br />
Bina giriş kapılarında statik ısıtmadan<br />
bağımsız hava perdeleri bulunmaktadır.<br />
Binanın günlük soğuk+domestik sıcak<br />
su tüketimi 98.58 m³ ‘tür.<br />
15<br />
Ocak - fiubat - Mart
Ocak - fiubat - Mart<br />
16<br />
> proje: Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<br />
Kuvvetli Akım Sistemleri:<br />
ECOBAZAAR alışveriş merkezinde<br />
elektrik ihtiyacını karşılamak üzere<br />
toplam 2488 kW kurulu güce sahip<br />
6 adet ana dağıtım panosu kullanılmıştır.<br />
Güç dağıtımında kullanılan<br />
halogen free kablolar kablo tavaları<br />
aracılığıyla taşınmaktadır.<br />
Binanın iç aydınlatması için yapılan<br />
lüks hesaplarına ve mekânların<br />
işlevine göre 25 farklı tipte armatür<br />
kullanılmıştır. Ayrıca bütün teknik<br />
alanlarda acil durum aydınlatması<br />
bulunmaktadır. Bina genel aydınlatmasının<br />
dışında binada bulunan 128<br />
dükkânın da dekoratif aydınlatması<br />
yapılmıştır.<br />
Zayıf Akım Sistemleri:<br />
Yangın algılama ve alarm sistemi için<br />
bir adet Yangın Alarm Paneli’nin kurulumu<br />
yapılmıştır. Yangın Alarm Pa-<br />
neli, 11 adet loop vasıtasıyla sistem<br />
dâhilindeki 1072 eleman ile gerçek<br />
zamanlı iletişim kurmaktadır. Bunların<br />
içerisinde duman dedektörleri, ısı<br />
dedektörleri, yangın alarm butonları,<br />
I/O elemanları bulunmaktadır. Yaklaşık<br />
15m yüksekliğe sahip atrium<br />
alanı ise yine sistem tarafından lineer<br />
dedektörler aracılığıyla izlenmektedir.<br />
Yangın durumunda devreye giren<br />
yangın otomasyonu; belirlenen<br />
6 farklı yangın zonunda bulunan
duman atış ve basınçlandırma fanları,<br />
anons sistemi, asansörler, yürüyen<br />
merdivenleri kontrol etmekte ve binaya<br />
temiz hava girişini kesmektedir.<br />
Yangın senaryosu tamamen yerel yönetmelik<br />
ve standartlara uygun olarak<br />
tasarlanmıştır.<br />
Seslendirme ve Acil Durum Anons<br />
sistemi için ise her biri 200W çıkış<br />
gücüne sahip 10 adet amplifikatör<br />
bulunan bir adet seslendirme paneli<br />
bulunmaktadır.<br />
proje: Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<<br />
Otomasyon Sistemi<br />
EcoBazaar-Mytischi projesi bina otomasyon<br />
sisteminin gerçekleştirilmesi<br />
sırasında kullanılan ürünlerin tamamı<br />
sektörün önde gelen markalarından<br />
Amerikan menşeli Johnson Controls<br />
firmasına aittir.<br />
Sistem dizaynı sırasında öncelikli<br />
hedef olarak enerji tasarrufu, işletme<br />
kolaylığı, süreklilik ve sürdürülebilirlik<br />
ilkeleri göz önünde bulundurulmuştur.<br />
Bu bağlamda kullanım<br />
sırasında maksimum enerji tasarrufu<br />
yapabilecek, minimum iş gücü ile<br />
kolaylıkla işletilebilecek, coğrafyanın<br />
getirdiği iklimsel zorluklara rağmen<br />
güvenli bir şekilde çalışabilecek ve<br />
uzun vadede isletme maliyetlerini minimuma<br />
çekebilecek bir sistem oluşturulmuştur.<br />
17<br />
Ocak - fiubat - Mart
Ocak - fiubat - Mart<br />
18<br />
> proje: Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<br />
Projenin kullanılan nokta kapasitesi<br />
yaklaşık 1000 olup, haberleşme<br />
için N2 ve Modbus protokolleri<br />
kullanılmıştır. BMS kapsamında havalandırma,<br />
hava perdeleri, hava apareyleri,<br />
ısıtma, soğutma, aydınlatma,<br />
temiz su, atık su, enerji izleme sistemleri<br />
kontrolu yapılmaktadır.<br />
Merkezi bilgisayardaki kullanıcı ara<br />
yüzü tamamen Rusça olup, ekran<br />
resimleri mümkün olduğunca sahadaki<br />
dizayna uygun olacak şekilde<br />
hazırlanmıştır. Resimler sıklıkla animasyonlarla<br />
desteklenerek kullanıcı<br />
tarafından algılanması daha kolay<br />
hale getirilmiştir.<br />
Sistemlerde oluşan arızalar anında<br />
bilgisayar ekranında görsel ve yazılı<br />
olarak izlenmekte ve sesli ikaz verilmektedir.<br />
Böylece arızalı ekipmanın<br />
çalışmamasından kaynaklanabilecek<br />
verimsizlik, arızanın büyümesi, arızanın<br />
diğer ekipmanları etkilemesi<br />
gibi durumlar ortadan kaldırılmakta<br />
ve cihazların ömrü uzatılmaktadır.<br />
Ayrıca kademeli ve yedekli çalışan<br />
ekipmanların çalışma sıraları belirli<br />
sürelerde değiştirilerek, ekipmanların
ir dönem sonunda eşit sürelerde yaşlanması<br />
sağlanmaktadır.<br />
Oluşabilecek alarm durumlarının ve<br />
kritik noktalardaki değişikliklerin kayıt<br />
altına alınması sayesinde sistem ve<br />
kullanıcı performansı gözlenebilmektedir.<br />
Örneğin bir alarm durumunda;<br />
alarmın oluşması, kullanıcı tarafından<br />
bu durumun fark edilmesi ve alarm<br />
proje: Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<<br />
durumunun ortadan kaldırılması zamanları<br />
kayıt altına alınarak işletmeci<br />
performansı, benzer şekilde bir nokta<br />
için atanan set değeri ve o noktadan<br />
elde edilen değişken verinin gösterildiği<br />
grafik kayıtların karşılaştırılması<br />
sonucunda ise sistem performansı değerlendirmesi<br />
yapılabilmektedir.<br />
Tüm sistemler için ayrı ayrı çalışma<br />
zamanları kolaylıkla kullanıcı tarafından<br />
girilebilmektedir.<br />
Keyifli alışverişler!<br />
19<br />
Ocak - fiubat - Mart
Ocak - fiubat - Mart<br />
20<br />
> global bak›fl: Yeni Elektronik İcatlar<br />
Turgay ERTAN<br />
İş Geliştirme Koordinatörü<br />
Yeni Elektronik İcatlar
Kıymetli Okurlarım,<br />
Bugün yine mesleki faaliyet sahamızla<br />
çok yakın alakalı bir<br />
konuya girmek istiyorum. Konu başlığımız,<br />
“Yeni Elektronik İcatlar” olacaktır.<br />
Hepimizin bildiği gibi, elektronik<br />
çok geniş ve çeşitlilik içeren bir<br />
saha olduğundan insanlığın geleceği<br />
de uzay araştırmaları ve henüz gerçekleşmemiş<br />
icatların keşfi ile direkt<br />
alakalı bulunduğundan (Nano ve Quantum<br />
teknoloji araştırmaları ve CERN<br />
deneyleri gibi) gelecekte insanlık için<br />
en önemli çalışma alanı olacaktır. İlk<br />
olarak, “Şeffaf Elektronik Aygıtlar”<br />
dan başlamak istiyorum. Güney Kore<br />
İleri Teknolojiler Araştırma Enstitüsünde<br />
yapılan çalışmalarda, teknik adı<br />
TRRAM olarak anılacak transparant<br />
bilgisayar chip’leri üretilmeye başlanmıştır.<br />
Koreliler, bu tip chip’leri<br />
üst üste veya birlikte kullandığımızda<br />
birçok sistemi şeffaf olarak bir arada<br />
kullanabileceğimizi söylemektedirler.<br />
Bu teknoloji ile evlerdeki pencere ve<br />
aynalar bilgisayar ekranı veya TV göstericisi<br />
olarak kullanılabilecektir. Teknolojinin<br />
önümüzdeki 3–4 yıl içinde<br />
pazara dâhil olacağı tahmin edilmektedir.<br />
“Akıllı Kutu Teknolojisi”<br />
Otomobillere monte edilecek olan bu<br />
aygıt, aynen uçaklarda halen kullanılmakta<br />
olan kara kutulara benzemektedir.<br />
Kaza detaylarının tespitinde ve<br />
sigorta şirketlerinin prim uygulamalarında<br />
her iki taraf için faydalı olabilecek<br />
detaylara sahip olacaktır. Aygıt<br />
aracın elektronik sistemine bağlanacaktır.<br />
Aracın hızını, frenleme anını,<br />
dönüş şartlarını, hızlanmayı ve yol<br />
şartlarını kayıt edebilecektir. Aygıt bütün<br />
bu bilgileri sigorta şirketinin merkezine<br />
elektronik olarak anında gönderecektir.<br />
Araç kullananlar da böyle<br />
bir aygıtın mevcudiyetini bildiklerinden<br />
daha dikkatli kullanacaklar ve dolayısı<br />
ile daha az hata ve kaza yaparak<br />
daha az prim ödeyeceklerdir.<br />
“Elektronik Hap’lar”<br />
Yıllar süren araştırmalardan sonra<br />
normal bir kapsül büyüklüğündeki<br />
elektronik haplar sağlığımızla alakalı<br />
cihazların bulunduğu pazarlara ulaşmak<br />
üzeredir. Bu ufak haplar vitamin<br />
tabletleri büyüklüğünde olup, sensör-<br />
ler ve fotografik özelliklere sahiptir.<br />
Vücutta hareket ettiği bölgelerden<br />
geçerken, öncelikle sindirim sistemindeki<br />
rahatsızlıkları kati olarak tespit<br />
edebilmekte, bir-iki gün içerisinde de<br />
vücuttan atılabilmektedir. Bu işlem sırasında<br />
aygıt, vücuttaki asit miktarlarını,<br />
basınçları, ısı değişikleri bilgilerini<br />
ve çekilen filmleri doktorun bilgisayarına<br />
analiz için gönderebilmektedir.<br />
Bu haplar, evvelce tespiti çok zor olan<br />
kas hareketlerini ve yürüme zorluklarının<br />
sebeplerini kati olarak teşhis<br />
edebilecektir.<br />
“Digital Kalemler”<br />
Dijital kalemlerle bilgi kaydedebilmek<br />
bizlere çok yardımcı olacaktır.<br />
Dijital çağda yaşamamıza rağmen<br />
hala bilgi kayıtları için kalem kâğıt<br />
kullanmaktayız. Bundan böyle kullanacağımız<br />
yeni tip kalemler ile yazdıklarımızı<br />
otomatik olarak kalemimizin<br />
bilgisayarına kayıt edebileceğiz ve<br />
anında da ana bilgisayara göndermiş<br />
olabileceğiz. Kalem bizim yazı karakterlerimizi<br />
bilecek, yazıların sınıflandırılmasını<br />
yapabilecek, sözlük<br />
global bak›fl: Yeni Elektronik İcatlar <<br />
kullanıp düzeltmeler yapabilecek ve<br />
on beş değişik lisanda da aynı yazıyı<br />
yazabilecektir.<br />
“Anında Baskı İşlemleri”<br />
Bu yeni baskı aygıtları, dijital kameralarda<br />
çektiğimiz resimleri anında tab<br />
edebileceklerdir. Mürekkep kullanmadan<br />
resimleri renkli olarak, özel fotoğraf<br />
kâğıdındaki ısı ile harekete geçen<br />
kristalleri kullanarak resimleri ortaya<br />
çıkarmaktadır. Fotoğraflar, suya dayanıklı,<br />
yırtılmaz ve silinmez özelliklere<br />
sahiptir.<br />
Bu yeni icatlara ilave olarak, neodymium<br />
mıknatıslar, petrol yiyen bakteriler,<br />
havasız lastikler, kir tutmayan<br />
kumaşlar, güneş ısısı ile şarj olan oto<br />
aküleri gibi bir sürü icat da yakında<br />
pazarlara ulaşmak üzeredir.<br />
Saygılarımla,<br />
Turgay Ertan<br />
Kaynaklar: Kaist Edu., Exigeninsurance,<br />
Smartpill corp. Zink com<br />
21<br />
Ocak - fiubat - Mart
Ocak - fiubat - Mart<br />
22<br />
> röportaj: Prof. Nurullah Gültekin<br />
Hakkı ÖNEM<br />
Yurtdışı Projeler Koordinatörü<br />
Elektrik Mühendisi<br />
Hocam, aslında adınızı eğitim camiasında<br />
bilmeyen yoktur ama biraz bize<br />
kendinizden bahsedip okuyucularımızın<br />
sizi daha yakından tanımalarına<br />
yardımcı olur musunuz?<br />
1943’de Kadıköy’de doğdum. İlk ve<br />
orta öğrenimimi Üsküdar’da tamamladım.<br />
Askerlik görevimi yüksek öğre-<br />
Prof. Nurullah Gültekin<br />
nimden önce 1962-64 yıllarında, 19<br />
yaşında ve hazırlıksız bir durumda Yd.<br />
Sb. Öğretmen olarak yapmak durumunda<br />
kaldım. Lisans ve yüksek lisans<br />
öğrenimlerimi İstanbul Teknik (Yıldız)<br />
okulu Makine Bölümünde tamamladım.<br />
Ara sürelerde iki yıl endüstride<br />
çalıştım. 1970’de İDMMA’da asistan<br />
olarak göreve başladım. 1975- 76 yıllarında<br />
SLV-Mannheim (Almanya)’da<br />
Doçentlik çalışmamın deneysel kısmını<br />
tamamlayarak, 1989’da Doçent,<br />
1998’de Profesör oldum. YTÜ’ de öğretim<br />
üyeliğini sürdürmemin yanında,<br />
Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcılığı,<br />
Fen Bilimleri Enstitüsü Müdür-
lüğü, Makine Fakültesi Dekanlığı,<br />
Rektör Yardımcılığı ve Üniversitelerarası<br />
Kurul Üyeliği görevlerinde bulundum.<br />
Değişik zaman aralıklarında<br />
kürsü ve Anabilim Dalı Başkanlıkları<br />
da yaptım. Yönetim kurulları ve senato<br />
üyeliklerinde de bulundum.<br />
Görev tarihlerindeki yasalara göre,<br />
bu görevlerin bir kısmına atanarak<br />
bir kısmına ise seçim yolu ile getirildim.<br />
Seçim yolu ile göreve gelmelerin<br />
daha yararlı olduğu düşüncem<br />
hiç değişmedi. Katılımcılığın bu yolla<br />
sağlanabileceğine, ortak aklın ancak<br />
bu yolla egemen kılınabileceğine dair<br />
inancımı koruyorum. Hatta bu inancım<br />
doğrultusunda, üniversitelerde ilk<br />
uygulamaya konulan Rektörlük seçimine<br />
de katıldım. Üniversite içinde<br />
yapılan hem özel hem de resmi seçimde<br />
en çok oyu almama rağmen,<br />
YÖK tarafından liste dışı tutularak ilk<br />
veto edilen rektör adayı oldum.<br />
Özetlediğim gibi, üniversitede geçirdiğim<br />
son 30 yıl içinde, hep yönetici<br />
kadroların içindeydim. Bu çalışma<br />
ortamlarında yaşadıklarımdan ve<br />
gördüklerimden şu sonucu çıkardım.<br />
Genelde yasa, yönetmelik ya da kararlardan<br />
hep şikayet edilir. Bence<br />
bu yazılı kurallardan ziyade işi zorlaştıran<br />
uygulayıcıların kendi niyet<br />
ve yorumlarıdır. Ben buna “zaafl arın<br />
mazeret olarak gösterilmesi” diyorum.<br />
2008’de emekli oldum. Halen YTÜ’<br />
de ve GEV (Gedik Eğitim Vakfı )-Kaynak<br />
Mühendisliği Programında ders<br />
vermeye devam ediyorum, ayrıca birçok<br />
bilimsel ve sosyal amaçlı vakıf ve<br />
kuruluşlarda da çalışmalarımı sürdürüyorum.<br />
Eğitim hayatınız süresince hem<br />
Türkiye’de hem de Almanya’da yaşama<br />
imkânı buldunuz. Bize biraz<br />
o yıllardan, üniversite günlerinizden<br />
bahseder misiniz?<br />
YTÜ geçtiğimiz sene 100 yılını geride<br />
bıraktı ve çok güzel etkinliklerle<br />
de kendi tarihinin kayıtlarına geçirdi.<br />
Bu kadar yılı, dünyadaki seçkin üniversiteler<br />
bağlamında, Yıldız’ı genç<br />
üniversiteler arasında sayılabiliriz<br />
ama ülkemiz için eskiler gurubundadır.<br />
Bu gelişim sürecinin, öğrenciliğimizi<br />
de içine katarsak, yaklaşık 50<br />
2008’de emekli oldum. Halen YTÜ’<br />
de ve GEV (Gedik Eğitim Vakfı)-<br />
Kaynak Mühendisliği Programında<br />
ders vermeye devam ediyorum, ayrıca<br />
birçok bilimsel ve sosyal amaçlı vakıf<br />
ve kuruluşlarda da çalışmalarımı<br />
sürdürüyorum.<br />
yılına tanıklık ettik. Ben öğrenciliğe<br />
başladığım yıllarda, ülkemizde mühendislik-mimarlık<br />
alanlarında öğretim<br />
yapan 3 yüksek öğretim kurum<br />
vardı. Bu gün 10 fakülte, 43 bölüm,<br />
2 enstitü, 2 meslek yüksek okulu, 1<br />
yüksek okul, 20.000’e yakın öğrencisi<br />
olan Yıldız’da, o tarihlerde 5 bölüm<br />
ve gündüz-akşam kısımlarında toplam<br />
3.000 öğrenci bulunuyordu. Bugün<br />
ülke çapında mühendislik-mimarlık<br />
alanlardaki program sayıları yüzlerle<br />
ifade ediliyor. Yıldızdaki gelişim süreci<br />
içinde, lisans öğrenciliğim Teknik<br />
Okulda, yüksek lisans ve asistanlığım<br />
Akademide, doçentliğim Üniversitede,<br />
Profesörlüğüm de Teknik Üni-<br />
versite’ de geçti. Dolayısıyla hem<br />
geçiş zorluklarını hem de gelişim<br />
mutluluklarını yaşadık. Asistanlığa<br />
EKİ (Ereğli Kömür İşletmeleri)’de bir<br />
yıl çalıştıktan sonra başladım. O tarihlerde<br />
kürsü, bir kürsü yöneticisi profesör,<br />
bir kıdemli asistan, birde ben, bir<br />
oda ve iki masadan ibaretti. Bu gün<br />
bu birim, 4 temel laboratuarı, yirmiye<br />
yakın öğretim üyesi ve yardımcısı ile<br />
emsalleri ile yarışır bir konumda. Bu<br />
gün ülkemizde mevcut olan bilim insanı<br />
birikimi, mali kaynak ve örneklerden<br />
yararlanma gibi, gerekli alt yapıların<br />
var olması, çok kısa zamanda<br />
üniversiteler kurulmasını sağlayabiliyor.<br />
Bunları zaman sürecini dikkate<br />
23<br />
Ocak - fiubat - Mart
Ocak - fiubat - Mart<br />
24<br />
almadan kıyaslamanın fazla anlamlı<br />
olamayacağını belirtmek için söylüyorum.<br />
O tarihlerde doçent olmak için gerekli<br />
prosedür farklıydı. Ben de doçentlik<br />
çalışmasının deneysel kısmını tamamlamak<br />
için Almanya’ya gönderildim.<br />
Çalıştığım Enstitü rahmetli hocam<br />
Prof.Dr. Muzaffer Sagışman’ın birkaç<br />
yıl danışman olarak çalışmış olduğu<br />
ve çok iyi ilişkiler içinde bulunduğu,<br />
üniversite uzantısı bir araştırma kurumu<br />
idi. Bu iki sene içinde bir yandan<br />
deneysel çalışmayı sürdürürken,<br />
diğer yönden de çalıştığım bilim alanında,<br />
üniversitede ders verilme tek-<br />
Yurtdışı üniversitelerle<br />
üniversitelerimiz sürekli işbirliği<br />
protokolleri imzalar ancak işbirliğine<br />
işlerlik kazandıracak konuya inanmış<br />
ve çaba gösterecek bireylerdir.<br />
nikleri ve araçlardan yararlanılma şekillerini<br />
gözleme imkanı buldum. Yurt<br />
dışı deneyimin kişiye çok şey kazandırdığı<br />
bir gerçek. Burada bir hususa<br />
da değinmekte yarar var. Yurtdışı üniversitelerle<br />
üniversitelerimiz sürekli<br />
işbirliği protokolleri imzalar ancak işbirliğine<br />
işlerlik kazandıracak konuya<br />
inanmış ve çaba gösterecek bireylerdir.<br />
Genelde bu konunun istenen seviyede<br />
olmadığını söyleyebilirim.<br />
Akademisyenliğiniz süresince YTÜ’<br />
nün haricinde Devlet Mühendislik-<br />
Mimarlık Akademilerinde ve bir süre<br />
de Okan Üniversitesi’nde dersler<br />
verdiniz. Eğitim dilinin Türkçe mi,<br />
yabancı dilde mi yapılması konusundaki<br />
görüşünüz nedir acaba?<br />
Öğretim üyesi olarak çalıştığım bilim<br />
alanına giren dersleri birçok yüksek<br />
öğretim kurumunda verme şansına<br />
sahip oldum. Bunun, mensubu olduğum<br />
okulun ülkemizde yüksek öğretimde<br />
okullaşmada almış olduğu rol<br />
ve sorumluluktan kaynaklandığını<br />
söyleyebilirim. Bilindiği gibi 70’li<br />
yılların başında Anayasa Mahkemesi<br />
Özel Yüksek Okullarla ilgili yasayı<br />
iptal etti. İstanbul’daki mühendislikmimarlık<br />
okullarının mühendislik<br />
bölümleri yüksek okul olarak Yıldız’a<br />
bağlandı. Bizler bu okullara da derse<br />
gider olduk. Diğer yönden yasa ile<br />
ülke çapında 10 yeni Mühendislik -<br />
Mimarlık Akademisinin kurulması da<br />
bu zaman aralığına rastlamış oldu.<br />
Bu Akademilerin kuruluş ve gelişmelerinde,<br />
o günlerdeki koşullar gereği<br />
Yıldız’dan katkılar beklendi. Akademiler<br />
arası Kurul Başkanlığını uzun<br />
yıllar Yıldız’ın Akademi Başkanı yürüttü.<br />
Bu okullara kurucu yöneticiler<br />
Yıldız’dan görevlendirildi. Birçok<br />
öğretim elemanı da bazen gönüllü<br />
bazen de görevlendirilerek bu kurumlarda<br />
dersler yürüttüler. 1978 -82 yılları<br />
arasında ben de Elazığ, Ankara ve<br />
Isparta Devlet Mühendislik-Mimarlık<br />
Akademilerine derslere gittim. Ders<br />
programları 15 günlük yapılıyordu,<br />
cumartesi-pazarlara rastlatarak, gençliğin<br />
verdiği heyecanla, esas görevlerimizi<br />
de aksatmamaya çalışarak bu<br />
dersleri yürüttük. O yıllarda mezun<br />
ettiğimiz öğrencileri, bugün aynı unvanlı<br />
meslektaşlarımız olduklarını<br />
gördükçe ayrı bir mutluluk duyuyoruz.<br />
Bu kurumlar 1982 sonrası o şehirlerde<br />
kurulan üniversitelerin hazır<br />
mühendislik-mimarlık fakültelerini<br />
oluşturdu ve ülkemiz yüksek öğretim<br />
kurumları arasında seçkin yerleri var.<br />
Okan Üniversitesine derse gitmem,<br />
kadrolu eleman bulunana kadar üç<br />
yıl içinde sadece üç yarıyıldır.<br />
Üniversitelerde eğitimin Türkçe mi,<br />
yabancı dilde mi olması sorusuna gelince.<br />
Bu soruya önce bir dil bilimcisinin<br />
görüşü ile yaklaşmak istiyorum.<br />
Bu bilim adamı diyor ki “hiçbir dil<br />
dizgesi doğasından bilim dili değildir.<br />
Bir dilin bilim dalı olmasının ön<br />
koşulu o dilin konuşulduğu toplumda
ilim üretiminin var olmasıdır”. Bu<br />
görüşe aynen katılıyorum ve bu<br />
alanda da zayıf tarafımızın mazeret<br />
olarak gösterildiği kanımı tekrarlıyorum.<br />
Dil ile düşünce arasında doğrudan<br />
ilişki olduğu dil bilimcilerin<br />
ortak görüşüdür. Bu, şu sonucu ortaya<br />
çıkarmaktadır. Yabancı bir dille<br />
düşünmeye çalışmak, doğrudan doğruya,<br />
o dil mensuplarının düşünce alt<br />
yapısını benimsemek anlamına gelir.<br />
Bağımsız düşünce ise, bireyin kendi<br />
aklıyla doğruyu aramasıdır. Ancak,<br />
belirtilen bu hususlar, bilgiye ulaşma<br />
ve ulaştırma, her alanda ilişki kurma,<br />
kendini ifade etme gereksinimler bağlamlarında,<br />
en az bir popüler yabancı<br />
dile hakim olma gerekliliğini ortadan<br />
kaldırmamaktadır.<br />
Bu durumda yabancı dilde eğitim yerine,<br />
yabancı dil öğretiminin neden<br />
istenen seviyede olamadığı sorununa<br />
yoğunlaşmanın daha gerçekçi ve yararlı<br />
olacağı düşüncesindeyim.<br />
Bu konuyu bir de ülkemizdeki yabancı<br />
dilde öğretim yapan eğitim - öğ-<br />
retim kurumları yönünden değerlendirirsek,<br />
seviye yönünden önde giden<br />
sınırlı sayıda bir öğrenci gurubuna<br />
sunulduğu gerçeğini ihmal etsek bile,<br />
dersleri izleyen öğrencilerin aynı ya<br />
da birbirlerine yakın seviyede algılayabildiklerini<br />
söyleyebilecek miyiz?<br />
Türkçe anlatımlarda bile, zaman<br />
zaman konulara bağlı algılama sorunları<br />
yaşadığımızı yok mu kabul edeceğiz?<br />
Yabancı dilde ders vermede “Bu<br />
konuyu bir de Türkçe ele alalım” gerçeğini<br />
görmemezlikten mi geleceğiz?<br />
Sizin öğrencilik yıllarınızdaki okul,<br />
laboratuar ve eğitim imkânları ile<br />
günümüzü karşılaştırdığınızda sizce<br />
hangi nesil daha şanslı?<br />
Doğal olarak bugünkü nesil daha<br />
şanslı diyebilirim. Daha iyi donanım<br />
ve alt yapıya sahip okullarda okuyorlar.<br />
Aradan geçmiş yaklaşık elli<br />
yıl, böyle de olması gerekir. Bizim<br />
bir sürgülü hesap cetvelimiz vardı,<br />
o’nu bile temin etmek, e-tabanlısını<br />
bulmak, sınav heyecanı ile doğru hesaplar<br />
yapmak bayağı zorlardı. Bugün<br />
öğrencideki bir diz üstü bilgisayar<br />
röportaj: Prof. Nurullah Gültekin <<br />
Genelde mühendislikte, özellikle<br />
tasarım ve imalatta çalışacak<br />
makine mühendislerinde, hangi dili<br />
konuşurlarsa konuşsunlar, birbirleri<br />
ile ya da alt kademeleri ile anlaşma<br />
dilleri, standartlara uygun çizim<br />
olacaktır.<br />
dünyayı avucunun içine almasına yetiyor.<br />
Kitap, ders notu gibi sıkıntıları<br />
yok. Sabahlara kadar proje de yapmıyorlar.<br />
Bilgiye ulaşmaları daha da<br />
kolay. Ancak olanaklar onları da biraz<br />
kolaycılığa itti. Bul-çek-yapıştırla işlerini<br />
yürütüyorlar. Yazmayı sevmiyorlar,<br />
çizmeyi de sevmiyorlar. Halbuki<br />
ben öğrencilerle şu inancımı hep<br />
paylaşırım. Kişi için en güzel olan, o<br />
konu ile ilgili ders kitabı, derste tutulan<br />
notların, daha sonra tekrar okuma<br />
aşamasında zenginleştirilmesi ile elde<br />
edilendir. Bu yol izlendiğinde, öğrenciye<br />
başka kazanımlar da sağlayacağı<br />
ayrı bir gerçek.<br />
Çizim konusuna bir kez daha değinmek<br />
istiyorum. Genelde mühendislikte,<br />
özellikle tasarım ve imalatta<br />
çalışacak makine mühendislerinde,<br />
hangi dili konuşurlarsa konuşsunlar,<br />
birbirleri ile ya da alt kademeleri ile<br />
anlaşma dilleri, standartlara uygun<br />
çizim olacaktır. Öğrenme ve öğretmede<br />
ya da başkaları ile iletişim kurmada<br />
beş duyuyu kullanma büyük<br />
avantajdır. Üst seviyede çizimlerin<br />
25<br />
Ocak - fiubat - Mart
Ocak - fiubat - Mart<br />
26<br />
> röportaj: Prof. Nurullah Gültekin<br />
yeteneğe bağlı olduğunu kabul ediyorum<br />
ancak “hocam benim resmim<br />
iyi değildir” denilerek anlaşılmaz bir<br />
şeyler çizilmesini de kabul edemiyorum.<br />
Kabul edemememin sebebi de<br />
bugünkü öğrencilerin, bizim neslimizden<br />
daha donanımlı olduklarına,<br />
çok daha iyisini yapabileceklerine<br />
inandığımdan kaynaklanıyor.<br />
Siz akademisyenliğinizin yanı sıra<br />
sektörle de hep içi içe oldunuz. Piyasa<br />
gerçeklerini birebir yaşayan bir<br />
akademisyen olarak sektörel ihtiyaç-<br />
ları daha yakından görerek problemlere<br />
ve ihtiyaçlara çözüm üretiyor,<br />
üniversite-sanayi işbirliğine köprü<br />
oluyorsunuz. Bu konudaki görüşlerinizi<br />
okuyucularımızla paylaşır mısınız?<br />
Mühendislik Bilimleri esasta, temel
ilimlerin uygulamalara dönük alanlarını<br />
içermektedir. Teknoloji dediğimiz<br />
kavramı en kısa ifade ile tanımlayalım<br />
dersek, düşünülen bir şeyi<br />
somuttan soyuta ulaştırma aşamalarıdır.<br />
Bu aşamalarda, alt yapı imkanları,<br />
eğitim, tasarım, AR-GE, prototip ve<br />
gerçek imalat hepsi bulunmaktadır.<br />
Bu nedenle de çalıştığım alanda yalnız<br />
teorik çalışmalar içinde kalınması,<br />
ya da laboratuar sınırlarının dışına<br />
çıkılmaması, amaçlananların sağlanamaması<br />
anlamına gelmektedir. Bu<br />
bakış açısı ile öğretim üyeliğimin son<br />
röportaj: Prof. Nurullah Gültekin <<br />
15- 20 yılında, yasal mevzuat çerçevesinde,<br />
sanayide eğitim ve seminerler<br />
vermek, yurt dışı akredite kuruluşlara<br />
danışmanlık yaparak çalışan ve<br />
iş yeri sertifikalamalarında yardımcı<br />
olmak, yerli firmaların yurt içi ve yurt<br />
dışı yapımını üstlendikleri, bu arada<br />
belirtmeliyim -yaptıkları işlerden<br />
ne kadar öğünseler yeridir- büyük<br />
çelik konstrüksiyonların imalatında<br />
danışmanlık yapmak gibi alanlarda<br />
sektörle ilişkilerimiz sürdü. Bu faaliyetlerde<br />
başkalarına faydamız oldu.<br />
O alanlarda biz de çok şey öğrendik,<br />
bunları eğitim-öğretime taşıdık, öğrencilerimizle<br />
de paylaştık. Ancak bu<br />
kadarını yetersiz buluyorum. Sanayi<br />
çok sınırlı isteklerle üniversiteye geliyor,<br />
öğretim elemanları da birikimlerini<br />
sanayiye sunamıyor. 3- 4 yıl<br />
İstanbul Sanayi Odası-Üniversiteler<br />
işbirliği komitesinde de ve bir o kadar<br />
da KOSGEB proje değerlendirme kurulunda<br />
üniversitemizi temsilen çalıştım,<br />
geriye baktığımda anlatacak<br />
bir şey de bulamıyorum. Nedenleri<br />
hususunda epey bir birikimim var,<br />
ancak buradaki sınırımızı biraz aşar.<br />
Üniversite-Sanayi işbirliği konusunda<br />
şu anda ümit beslediğim çalışma<br />
alanları Teknoparklar. Buralardaki<br />
işbirliği alanları AR-GE ve yazılım ile<br />
sınırlanmış durumda. Yazılım konusunda<br />
çok önde gidiliyor, temennim<br />
diğer alanların da aynı hızı kazanması<br />
yönünde.<br />
Yetiştirmiş olduğunuz mühendisler,<br />
artık yurtdışında çalışarak ülkemizi<br />
temsil etmekte ve orada mesleki faaliyetlerini<br />
sürdürmekteler. Sizce Türk<br />
mühendisler artık dünya ile entegre<br />
olmuş, bilimin gerektirdiği araştırma<br />
ve çalışmaları takip edecek formasyon<br />
alabiliyorlar mı?<br />
Bu soruya tek kelime ile dün olduğu<br />
gibi bu gün de evet demek mümkün.<br />
Ölçülebilir bir durum olmadığı için<br />
bu subjektiv bir cevap olur. Geçmişte<br />
mühendis istihdam eden kuruluşların<br />
ağırlığını devlet kuruluşları teşkil<br />
ederdi. O kurumlar da yeni mezunların<br />
bir eksiklikleri varsa bu eksikliklerin<br />
tamamlanması ve geliştirilmesi<br />
için kendilerine bir nevi misyon yüklenmişlerdi.<br />
O tarihler için mezunlardaki<br />
mesleki formasyonun, yurt<br />
dışı mezunlardan geri kalan bir yönü<br />
27<br />
Ocak - fiubat - Mart
Ocak - fiubat - Mart<br />
28<br />
> röportaj: Prof. Nurullah Gültekin<br />
olduğunu düşünmüyorum.<br />
Zira sanayinin beklediği<br />
özellikler bu kadar geniş<br />
kapsamlı değildi.<br />
Bugün küreselleşmenin ortaya<br />
çıkardığı rekabet ortamında,<br />
temel mühendislik<br />
formasyonundan ödün<br />
verilmeyerek, mesleklerin<br />
yapısı değişmiştir. Yeni uzmanlık<br />
alanlarına her gün<br />
bir yenisi katılmakta ve iş<br />
gücünde aranan nitelikler<br />
de farklılıklar göstermektedir.<br />
Bu duruma göre,<br />
sorumluluk alma, yaratıcı<br />
düşünme, değişime uyum<br />
sağlama, problem çözme,<br />
kolay iletişim kurma, gurup<br />
çalışmalarına ve işbirliğine<br />
yatkınlık, karmaşık teknolojik<br />
sistemleri anlama gibi<br />
özellikler ayrımsız olarak<br />
bütün mesleklerin ortak ta-<br />
banı durumuna gelmiştir.<br />
Bütün bu beklentilerin sağlanması<br />
bağlamında dünyadaki<br />
seçkin üniversiteler<br />
ne yapıyorlarsa ülkemiz<br />
üniversiteleri de aynı şeyleri<br />
yapma çabasına girmişlerdir.<br />
Bu çabalardan üç<br />
tanesinin özetini vermenin<br />
yararlı olacağını düşünüyorum.<br />
İlk olarak, Amerika’da mühendislik<br />
öğretimi yapan<br />
birçok üniversitenin bölümlerinin<br />
kendilerini değerlendirme<br />
şekli olan,<br />
ABET kriterlerine göre<br />
ölçüm yolu seçilmiştir.<br />
Amerika’daki üniversitelerin<br />
mühendislik bölümlerinin<br />
uyması gereken esaslar,<br />
saptanmış kurallara göre,<br />
uzmanlarca değerlendiren<br />
ve derecelendiren, koşulları<br />
sağlayanları akredite<br />
eden kuruluş ABET (Accreditation<br />
Board for Engineering<br />
and Technology)<br />
dir. Amerika dışından da<br />
başvurular olabildiğinden,<br />
ülkemizden de birkaç üniversitenin<br />
mühendislik bölümleri<br />
koşulları sağlayarak<br />
bu kuruluşa başvurmuş ve<br />
bölümler bazında akredite<br />
olabilmişlerdir.<br />
Aynı amaç için benzer<br />
bir yapılanma ülkemizde<br />
de oluşturulmuştur. Farklı<br />
mühendislik programları<br />
için akreditasyon bilgilendirme<br />
çalışmaları yapılarak<br />
Türkiye’de mühendislik<br />
eğitim-öğretiminin kalitesinin<br />
yükseltilmesini amaçlayan,<br />
Mühendislik Fakülteleri<br />
Dekanları’nca sivil<br />
bir girişimle “Mühendislik<br />
Değerlendirme Kurulu”<br />
adlı bir oluşum gerçekleştirilmiştir.<br />
Bağımsız bir<br />
platform olan bu girişim,<br />
daha sonraları YÖK tarafından<br />
da benimsenmiştir.<br />
MÜDEK adıyla işlevini sürdüren<br />
oluşum, Avrupa Mühendislik<br />
Eğitimi Akreditasyon<br />
ağının yetkilendirilmiş<br />
üyesidir ve ayrıca 2011’<br />
de IEA’ ya tam üye olarak<br />
kabul edilmiş olup, üniversitelerimiz<br />
mühendislik bölümleri<br />
nezdinde etkinliğini<br />
sürdürmektedir.<br />
Mademki bu soru ile Türk<br />
Mühendislerinin dünya<br />
ile entegrasyonunun durumunu<br />
sorguluyoruz kısaca<br />
Bologna sürecinden de<br />
biraz bahsetmemiz gerekiyor.<br />
Avrupa Birliği çerçevesinde,<br />
Bologna Sürecinde<br />
hedef, yüksek öğretim sistemlerinin<br />
kendilerine özgü<br />
farklılıkları korunarak, birbirleri<br />
ile karşılaştırılabilir<br />
olması ve uyumlu hale ge-<br />
tirilebilmesidir. Öğretimde<br />
aşamalar, ön lisans, lisans,<br />
yüksek lisans ve doktora<br />
kademeleri olarak kabul<br />
edilmiştir. Bu şekilde öğrenci<br />
ve öğretim elemanları<br />
için geçişler ve istihdam<br />
imkanları yaratılmış olacaktır.<br />
Yanılmıyorsam 47<br />
Avrupa ülkesi durumlarını<br />
bu esaslara göre sorgulamaktadır.<br />
Türkiye’de buna<br />
dahildir.<br />
Bilindiği gibi ABET ve<br />
MÜDEK sadece mühendislik<br />
bölümleri için, iç<br />
denetim ve akreditasyon<br />
sistemleri iken, bu proje<br />
bütün bilim alanlarındaki<br />
işleyişteki eşgüdüm ile mezunlarını<br />
kapsamaktadır.<br />
Başlangıçtaki sorunuza dönecek<br />
olursak, bu sorunun<br />
sadece Türk Mühendislerine<br />
özgün olmadığı, çalışmalardan<br />
da anlaşılacağı<br />
gibi, evrensel bir boyutu da<br />
bulunduğu görülmektedir.<br />
Bu alanda geri kalmamak<br />
için bundan sonrada bu çalışmaları<br />
daha da yoğunlaştırarak<br />
sürdürmek gerektiği<br />
kanısındayım.<br />
Emekli olmak çalışma<br />
temponuzu değiştirdi mi?<br />
Emeklilik için özel planlarınız<br />
var mıydı yoksa eskisi<br />
gibi yoğun tempoda mı çalışıyorsunuz?<br />
Emekli oluşumdan bu yana<br />
üç yılı aştı. Kapsamlı bir<br />
emeklilik planım yoktu, sadece<br />
geniş zaman isteyen<br />
birkaç şey yapmayı düşünüyordum.<br />
Kısmetse gene<br />
de olabilir. Bir hususu da<br />
itiraf edebilirim. Eski günler<br />
ile kıyaslarsam daha<br />
çok zaman darlığı çekiyorum.<br />
Çevremden de bol bol<br />
sitem yiyorum. Eski günlerde<br />
serbest gezilere daha<br />
fazla zaman ayırdığımı<br />
zannediyorum, şimdi ise<br />
etrafıma baktığımda daha
Sevilerek yapılan bir iş ile başarı<br />
arasında doğrudan bir ilişki olduğu<br />
herkesçe kabul ediliyor.<br />
çok şey görüyorum, böylece denge<br />
sağlanıyor. Emeklilik ile yaşlılığı ayırmak<br />
gerekiyor. Emeklilik, kurallar gereği<br />
uyulması gerekli olan bir statü.<br />
Yaşlılık ise, bir düşünürün tanımladığı<br />
gibi, insanın artık yapacağı bir şeyinin<br />
olmadığını algıladığı kendine ait<br />
zaman dilimidir. Galiba daha yapacak<br />
bir şeylerimiz var.<br />
Haftada bir gün YTÜ’ de ve ortalama<br />
olarak bir gün de IIW/EWF’nin<br />
Türkiye’de yetkili üyesi olan Gedik<br />
Eğitim Vakfı’nın uluslararası Kaynak<br />
Mühendisliği Programında dersler<br />
yürütüyorum. Her iki öğrenci grubunun<br />
da lisans mezunu mühendisler<br />
olması, yapılan işin yorucu yönünü<br />
hissettirmiyor.<br />
Makine Mühendisliği her zaman en<br />
popüler mesleklerden olmuştur. Üniversiteye<br />
gireceklere ve yeni mezunlara<br />
ne gibi tavsiyelerde bulunmak<br />
istersiniz?<br />
Makine mühendisliği her devirde<br />
popülerliğini korumuş bir meslek ve<br />
bilim alanı. Öğrencilerle ilk dersler-<br />
deki sohbetlerimde, Makine Mühendisliğinin<br />
yetişkinler için hayat bilgisi<br />
olduğunu söylerim. Çünkü yaşamın<br />
her noktasında var, ayrıca tabiatla da<br />
iç içe. Aynı zamanda temel bilimlerin<br />
günlük hayata yansıtılmasında en<br />
etkin mühendislik alanlarından birisi.<br />
Bu meslek için çocukluğumda hayal<br />
kurdum, elde edince de büyük mutluluk<br />
duydum. Akademik kariyere<br />
geçmem ise biraz tesadüfi dir. Bilimsel<br />
yönden ise, makine mühendisliğinin<br />
en eski mühendislik dallarından birisi<br />
olması dışında, bir de doğurgan bir<br />
bilim alanı olması özelliği var. Birçok<br />
üniversitede, Endüstri Mühendisliği,<br />
Gemi İnşa-Makine Mühendisliği, Malzeme<br />
Mühendisliği, Tekstil Mühendisliği,<br />
Mekatronik Mühendisliği gibi<br />
bölümler bu bilim alanından çıkmıştır,<br />
daha çıkacaklar da vardır.<br />
Enerji dönüşümleri, hareketli sistemler,<br />
tasarımdan malzeme seçimine,<br />
imalattan son kullanmaya, yaşam<br />
konforunu arttırmaya dönük her türlü<br />
çalışmaların içinde bu alanın elemanları<br />
vardır. Bazen yaratıcı, bazen araş-<br />
röportaj: Prof. Nurullah Gültekin <<br />
tırıcı, bazen yönetici, bazen üretici<br />
bazen de işletmeci olarak.<br />
Üniversiteye girişlerde meslek seçimi<br />
eskiden daha kolay ya da objektif<br />
değerlendirmelerle oluyordu gibi<br />
bir düşünceye sahibim. En azından,<br />
büyük emek ve endişelerle sınavlara<br />
giren gençlerin, aman puanım zayi<br />
olmasın diye bir endişeleri yoktu. Ailelerin<br />
hedef aldığı mesleklere dönük<br />
baskıları da bunun cabası. Yıllarca<br />
sıralamalarda çok sayıda gence fahri<br />
danışmanlık yaptım. Bu değerlendirmelerim,<br />
birebirlik bu gözlemlerimin<br />
sonucu. Sevilerek yapılan bir iş ile<br />
başarı arasında doğrudan bir ilişki olduğu<br />
herkesçe kabul ediliyor. Meslek<br />
seçiminde de mezun olduktan sonrada<br />
temel kriterin bu olması gerektiğine<br />
inanıyorum. Değişmeyen gerçek<br />
şu, seçilen meslekle çalışılırken<br />
yaşam da devam ediyor.<br />
29<br />
Ocak - fiubat - Mart
Ocak - fiubat - Mart<br />
30<br />
> teknoloji: Enerji Tasarrufu İçin Optimum UPS Çözümü<br />
Serkan TURGUT<br />
Sektör Satış Müdürü<br />
Chloride Masterguard<br />
Enerji Tasarrufu İçin<br />
Optimum UPS Çözümü<br />
Günümüzde en yaygın şekilde tartışılan konulardan biri de hızla artan enerji maliyeti ve artan<br />
enerji talebidir. Bununla birlikte fosil yakıtların çevre üzerindeki etkileri ve bu yakıtların<br />
azalmakta olması, doğal olarak enerji tasarrufunu gerekli kılmış, yenilenebilir enerji ve enerji<br />
tasarrufunun en iyi uygulamalarının yanı sıra enerji verimliliği standartları, prosesleri ve teknolojilerinin<br />
geliştirilmesini ve iyileştirilmesini geniş ölçüde teşvik etmiştir.<br />
Artan bir ivmeyle kötüleşen çevre koşullarının<br />
sonucu olarak enerji arzının<br />
geleceğine dair güçlü bir belirsizlik,<br />
global enerji tasarrufu arayışını gündeme<br />
getirmiştir.<br />
Bu arayışın ön planında, sabit ancak<br />
önemli seviyedeki enerji gereksinimlerinin<br />
sonucu olarak operasyonları<br />
toplam enerji tüketiminin önemli bir<br />
kısmını oluşturan sektörler bulunmaktadır.<br />
Günümüzde işle ilgili faaliyetlerin<br />
güvenilir güç tedarikine olan<br />
bağımlılığı kuruluşları, kritik yüklerinin<br />
iş sürekliliğini tehdit eden gerçek<br />
tehlikelerden her ne pahasına olursa<br />
olsun sakınırken, enerji tüketimlerini<br />
azaltmanın yollarını aramaya zorlamaktadır.<br />
Dünyanın önde gelen bu kuruluşların<br />
büyük bir kısmı için maksimum çalışılabilir<br />
sürenin önemli olduğu bu durumda<br />
UPS’in bulunması, maksimum<br />
yük koruma ve tasarruf elde edilebilmesi<br />
için öncelikli bir gereksinimdir.<br />
UPS sistemleri; bilgisayar ağları ve<br />
sunucular, bina yönetimi ve güvenlik<br />
sistemleri gibi elektronik altyapılar<br />
için kesintisiz güç sağlarken aynı<br />
zamanda operasyonların durmasına,<br />
bilgi, verimlilik ve gelir kaybına yol<br />
açabilecek güç kesintilerine karşı da<br />
korur. UPS sistemleri ayrıca yük için<br />
temiz bir güç kaynağı temin ederek<br />
genel elektrik şebekesinin düşük kalitesini<br />
minimum seviyeye indirir veya<br />
tamamen ortadan kaldırır; böylece<br />
şebeke tarafındaki kesintiler ortadan<br />
kalkar.<br />
Sonuç olarak güç kalitesinde artış<br />
ve maksimum enerji verimliliği arayışı,<br />
yeni nesil UPS’ler için geleceğin<br />
temel performans ölçütleri olacaktır.<br />
%100 çalışılabilirlik sağlayan yüksek<br />
güvenilirlik ve maksimum enerji verimliliği.<br />
Bir UPS’in enerji verimliliği, UPS’e<br />
giren güç ile yük için enerji sağlamak<br />
amacıyla UPS’den çıkan güç arasındaki<br />
oran olarak değerlendirilir. Akım<br />
UPS’in dahili bileşenlerinden her<br />
geçtiğinde belirli bir miktar enerji ısı<br />
olarak kaybedilir. Bu da enerji kayıplarına<br />
yol açar. Tesisatın ideal ortam<br />
sıcaklığını korumak amacıyla klima<br />
çalıştırıldığında da ek enerji tüketimi<br />
söz konusu.<br />
Belirli bir miktar enerji kaybı kaçınılmazdır;<br />
ancak UPS güç tüketiminin<br />
azaltılmasının ve verimliliğinin artırılmasının,<br />
artık enerjinin azaltılmasına<br />
ve dolayısıyla enerji faturalarında<br />
genel maliyet tasarrufunun maksimum<br />
seviyeye çıkarılmasına katkıda<br />
bulunacağı açıktır. 365 gün 24 saat temelinde<br />
beş yılda sağlanacak tasarruf,<br />
bir UPS’in satın alma maliyetini karşılamakla<br />
kalmayacak aynı zamanda<br />
CO2 ve küresel ısınmaya neden olan<br />
diğer emisyonların azaltılmasına katkıda<br />
bulunacak, seçilen güç koruma<br />
çözümünün çevre üzerindeki etkisini<br />
en düşük seviyeye çekecektir.<br />
Enerji tasarrufu için optimum UPS<br />
çözümü<br />
Enerji tasarrufuna olan eşi görülmemiş<br />
talep ve mevcut UPS teknolojisi<br />
değerlendirildiğinde, enerji verimliliği<br />
anlamında, ideal bir UPS'in şebekedeki<br />
kesinti ve hata olaylarını öngörebileceğini<br />
ve gerçek zamanlı olarak<br />
en uygun çözümü, yük için en yüksek<br />
kalitede güç sağlamak için gereken<br />
minimum enerjiyi kullanarak uygulayabileceğini<br />
düşünebiliriz.<br />
Chloride, ilk kapsamlı enerji verimliliği<br />
UPS'ini üreterek bu ideali gerçek<br />
ve somut bir çözüme dönüştürmüştür.<br />
Trinergy, Chloride tarafından geliştirilen,<br />
elektrik ortamını sürekli analiz<br />
eden, giriş koşullarını ve yükün<br />
özelliklerini değerlendirdikten sonra<br />
1 Termodinamik ikinci yasasında belirtildiği gibi enerjinin bir türden diğerine her dönüştürüldüğünde, belirli bir miktar enerji ısı olarak kaybedilecektir. Daha<br />
basit bir ifadeyle: bu nedenle araba motorları çalışırken sıcaktır, cep telefonları şarj edildiğinde ısınır ve nükleer reaktörlerde sürekli soğutma yapılmalıdır.
güç sürekliliğini, iyileştirme ve enerji<br />
tasarrufu anlamında mükemmel çözümü<br />
sezgisel olarak seçen devrim<br />
niteliğinde bir UPS sistemidir.<br />
UPS uzmanları ve Uluslararası Elektroteknik<br />
Topluluğu (IEC) tarafından<br />
geniş ölçüde kabul görmüş üç mevcut<br />
UPS konfigürasyonunun tüm tesisatlarla<br />
uyumlu tek bir ünite içinde<br />
ilk kez bir arada bulunduğu dikkate<br />
alındığında bunun mümkün olduğu<br />
anlaşılacaktır.<br />
Maksimum Güç Kontrolü<br />
(VFI)<br />
Sistem, elektrik ortamının iyileştirilmesi<br />
gerektiğini belirlediğinde yük<br />
için optimum gücün sağlanmasını<br />
mümkün kılar.<br />
Şebeke koşullarında bir kötüleşme<br />
söz konusu olduğunda ve izlenen parametreler<br />
tolerans dışına çıktığında<br />
Maksimum Güç Kontrolü modu, %95<br />
verimlilikle çift dönüştürme modu<br />
kullanılarak tam iyileştirme ve yük<br />
için enerji tedariki sağlar<br />
Maksimum Enerji Tasarrufu<br />
(VFD)<br />
Ünite için ana şebeke tarafından sağlanan<br />
enerjinin ideal kalitede olduğunu<br />
ve iyileştirme gereksiniminin<br />
bulunmadığını belirler.<br />
Şebeke koşulları istikrarlı halde iken,<br />
enerjinin bypass hattından geçmesini<br />
mümkün kılan ve %99 verimlilik<br />
teknoloji: Enerji Tasarrufu İçin Optimum UPS Çözümü <<br />
sağlayan maksimum enerji tasarrufu<br />
modu seçilir.<br />
Yüksek Verimlilik ve Güç iyileştirme<br />
(VI)<br />
Maksimum Güç Kontrolü konfigürasyonuna<br />
geçmeden sistemin sağlanan<br />
enerjiyi yeterli seviyede iyileştirmesini<br />
mümkün kılar.<br />
UPS'e doğrusal olmayan bir yük bağlandığında<br />
ve harmonikler söz konusu<br />
olduğunda Trinergy, yalnızca<br />
hat kesintilerini kompanse etmek için<br />
gerekli enerjiyi tüketen ve kesinti kalitesine<br />
göre mümkün olan en yüksek<br />
verimliliği sağlayan, böylece %96<br />
- %98 arasında verimliliği mümkün<br />
kılan bir aktif filtre olarak işlev görebilir.<br />
Trinergy, bu üç çalışma moduyla birlikte,<br />
aynı zamanda yüksek kaliteli bir<br />
UPS için temel nitelik olan standart<br />
özelliklere de sahiptir.<br />
Trinergy cihazını diğer UPS'lerden<br />
ayıran özellik, tek bir üründe ilk kez<br />
bir araya gelen enerji verimliliği parametreleri,<br />
güç sürekliliği ve mükemmel<br />
performanstır:<br />
• Maksimum yük kullanılabilirliği<br />
• Optimum çalışma verimliliği<br />
• Yükte optimum güç kalitesi<br />
• Her türlü şebeke tarafı kaynakla tam<br />
uyumluluk<br />
- Düşük giriş toplam harmonik bozulması<br />
- Yüksek giriş güç faktörü<br />
• Her türlü yük için sağlanan enerjide<br />
maksimum uyumluluk<br />
• Tesisat ve ekipman standartlarıyla<br />
kanıtlanmış uyumluluk<br />
Örnek Veri Merkezi Çalışması<br />
Veri merkezlerinde, şebekenin sürekliliğinin<br />
ve güvenliğinin sağlanması<br />
amacıyla gücün iyileştirilmesi, anlık<br />
kesintiler, düşmeler, yükselmeler ve<br />
temiz, eş fazlı güçten diğer her türlü<br />
sapmanın engellenmesi için UPS kullanılır.<br />
Peki bu enerji nereye gider? IT ekipmanlarına<br />
ulaşmadan önce elektrik,<br />
dahili bileşenlerden geçerek veri<br />
merkezi için güç sağlamak amacıyla<br />
temizlendiği UPS'e gider.<br />
Bu güç dağıtımı zincirinde tüketilen<br />
elektrik, bir veri merkezi için gereken<br />
gücün önemli bir kısmını oluşturur.<br />
Tipik bir veri merkezi tesisatında<br />
şebeke koşulları ve yükün elektriksel<br />
özellikleri, temel olarak trafik<br />
miktarına göre değişir; bu da güçte<br />
dalgalanmalara ve UPS tarafından<br />
korunacak farklı elektrik yükü koşullarına<br />
yol açar.<br />
Verilen elektrik ortamında UPS, Giriş<br />
Güç Faktörü (PF) ve Giriş THDi (Toplam<br />
Harmonik Akım Bozulması) üzerinden<br />
şebeke tarafı dağıtımı etkiler.<br />
Bu elektriksel özellikler yükteki<br />
dalgalanmalara göre sırasıyla<br />
PF ve THDi için 0,8 ile 0,9 ve<br />
%6 ile %20 arasında değişir;<br />
yani harmonik problemleri söz<br />
konusu olur ve buna bağlı olarak<br />
farklı seviyelerde iyileştirme<br />
gereklidir.<br />
UPS yük tarafından çekilen akımın<br />
iyileştirilmesinde temel bir<br />
rol oynar; reaktif akımın<br />
ve güç kaynaklarına ulaşan<br />
harmoniklerin engellenmesine<br />
yardımcı olur; böylece transformatörün<br />
aşırı ısınması, bileşenlerin hızla<br />
31<br />
Ocak - fiubat - Mart
Ocak - fiubat - Mart<br />
32<br />
> teknoloji: Enerji Tasarrufu İçin Optimum UPS Çözümü<br />
eskimesi, kabloların büyük kesitte<br />
kullanılması gereksinimi, daha yüksek<br />
kurulum ve işletme maliyetleri<br />
gibi şebeke tarafı ekipman ve elektrik<br />
şebekesindeki olası sorunları engeller.<br />
Günümüzde veri merkezlerinden<br />
yaygın olarak kullanılan standart bir<br />
UPS, çift çevrim modunda çalışarak<br />
yüksek güç kalitesini ve iyileştirmeyi<br />
garanti eder. Çift çevrim modu AC<br />
(giriş gücü) gücünü DC'ye ve DC<br />
gücünü AC'ye (çıkış gücü) dönüştürerek,<br />
giriş kalitesinden bağımsız olarak<br />
mükemmel bir çıkış dalga biçimi<br />
sağlar. Kesintilerin çok küçük olduğu<br />
durumlarda dahi sürekli olarak çift<br />
çevrim modunda çalışmanın dezavantajı,<br />
büyük miktarda gereksiz artık<br />
enerjinin kaybedilmesidir.<br />
Bu nedenle veri merkezi tesisatları<br />
için ideal güç iyileştirme çözümü,<br />
akım ve harmonikleri sezgisel olarak<br />
mümkün olan en az miktarda enerjiyi<br />
kullanarak iyileştiren çözüm olacaktır.<br />
Trinergy esasen, invertörün paralel<br />
aktif filtre olarak çalıştığı ve bu nedenle<br />
THDi ve PF ile yükü kompanse<br />
ettiği bir paralel aktif filtre olarak işlev<br />
görebilir. Trinergy aynı zamanda,<br />
düşmelerin ve yüksek gerilimlerin söz<br />
konusu olması halinde, %98'e kadar<br />
genel verimlilikle giriş penceresi gerilim<br />
toleranslarını iyileştirmeye yönelik<br />
bir seri aktif filtre olarak işlev<br />
görebilir.<br />
Yüksek seviyede güç iyileştirme gereksiniminin<br />
veya özel bir şebeke koşulunun<br />
söz konusu olması halinde<br />
Mevcut standart teknoloji<br />
(Çift çevrim)<br />
Mevcut teknolojide<br />
eco-modda sınıfının en iyisi<br />
(eco modlu çift çevrim)<br />
Görünür<br />
güç<br />
kVA<br />
Trinergy, derhal tepki vererek ve çift<br />
çevrimde çalışarak mümkün olan en<br />
iyi güç çıkışı kalitesini koruyabilir.<br />
Sonuç olarak, şebeke koşulları ne<br />
olursa olsun çift çevrim modunda çalışan<br />
standart UPS'in aksine Trinergy,<br />
kesintilerin kompanse edilmesi için<br />
gereken en etkin yöntemi sezgisel olarak<br />
seçmeden önce şebekenin çevresel<br />
çalışma koşullarını izler; böylece<br />
yalnızca gereken enerjiyi kullanarak<br />
standart UPS'e göre %4 - %7 daha<br />
fazla verimlilik sağlar. Sonuç olarak<br />
daha yüksek bir verimlilik seviyesi<br />
elde edilirken çift çevrimli UPS tarafından<br />
sağlanan ile aynı seviyede güç<br />
iyileştirme sağlanır.<br />
Gerçek bir tesisat<br />
Trinergy cihazının avantajları, cihazın<br />
farklı şebeke giriş koşullarını ayırabilmesini<br />
ve en iyi çalışma modunu<br />
seçebilmesini, böylece yalnızca en iyi<br />
çıkış güç kalitesini sağlamak ve yükü<br />
iyileştirmek için gereken miktarda<br />
enerji kullanmasını mümkün kılar.<br />
Bu devrim niteliğindeki mimariden<br />
kaynaklanan avantajları daha iyi<br />
anlamak ve Trinergy ile elde edilebilecek<br />
enerji tasarrufunu rakama<br />
dökmek amacıyla pazarda bulunan<br />
çeşitli UPS teknolojileri ile ilgili bir<br />
simülasyon yapılmıştır.<br />
Simülasyonların güvenilirliği gerçek<br />
şebeke koşullarının dikkate alınmış<br />
olup olmamasına bağlıdır; bu nedenle<br />
Chloride, tüm dünyada kendisine ait<br />
UPS ve güç dağıtımı sistemlerinde<br />
uzaktan arıza tespiti, izleme ve çalışma<br />
durumu yönetimi için tasar-<br />
Aktif<br />
güç<br />
kW<br />
Ortalama<br />
çalışma<br />
verimliliği<br />
%<br />
Giriş<br />
gücü<br />
kW<br />
Soğutma<br />
Katsayısı<br />
lanmış çift yönlü, tüm yıl 24 saat<br />
boyunca kullanılan iletişim sistemi<br />
olan LIFE.net uygulaması aracılığıyla<br />
ölçülen şebeke verilerinin analizini<br />
gerçekleştirmiştir.<br />
UPS'in gerçek şebeke koşullarındaki<br />
işlevselliği ile ilgili veriler İngiltere'de<br />
yılın 365 günü, günün 24 saati 2374<br />
UPS cihazı izlenmektedir.2008 yılında<br />
gerçekleştirilen 12 aylık bir<br />
LIFE.net analizi ile Chloride UPS'nin<br />
kurulduğu yerde ortalama olarak aşağıdakilere<br />
karşı koruduğunu göstermiştir:<br />
• 2709 tolerans dışı durum / UPS<br />
• Tolerans dışı durum ortalama süresi<br />
8 sn<br />
• 11 ana şebeke arızası / UPS<br />
• Ana şebeke arızası ortalama süresi<br />
120 sn<br />
Bunların tamamı yük için potansiyel<br />
olarak zararlıdır.<br />
Yukarıdaki sonuçların; şebeke koşulları,<br />
UPS mimarisi, verimlilik ve UPS<br />
algoritması gibi bir dizi parametre ile<br />
özel olarak geliştirilmiş bir simülatör<br />
kullanılarak mevcut UPS teknolojileri<br />
ile karşılaştırmalı olarak analiz edildiklerinde,<br />
son derece önemli oldukları<br />
kanıtlanmıştır.<br />
Gerçek şebeke verilerinin ve mimari<br />
göstergelerinin kullanılabilirliği dikkate<br />
alınarak simülasyon gerçekleştirilmiş<br />
ve her bir çalışma modu için<br />
UPS çalışma verimliliği hesaplanmıştır.<br />
Aynı zamanda giriş gücü dikkate<br />
alınmış ve bir yıllık bir dönem içinde<br />
toplam enerji kaybı elde edilmiştir.<br />
Kaybedilen<br />
Enerji<br />
kWh<br />
Enerji<br />
Maliyeti<br />
£/KWh<br />
600 540 92,5 584 1,7 8693708 0,09<br />
Enerji<br />
Tasarrufu<br />
kWh<br />
Mali<br />
Tasarruf<br />
/ Yıl<br />
£<br />
600 540 94,9 569 1,7 8473846 0,09 219862 19788<br />
Trinergy 600 540 97,9 552 1,7 8214178 0,09 479530 43158<br />
*Hesaplama Modeli ve Hesaplama Aracı, Ekte derinlemesine incelenmiştir.
Elde edilen ortalama verimlilik değerleri<br />
aşağıdaki tabloda verilmiş ve<br />
üç farklı teknolojinin sağladığı enerji<br />
tasarrufunun hesaplanması ve karşılaştırılmasında<br />
kullanılmıştır.<br />
Aşağıdaki tabloda, her bir teknoloji<br />
ile UPS işlevselliği karşılaştırma sonuçlarının<br />
özeti verilmiştir.<br />
Mevcut standart teknoloji<br />
Invertör trafosu teknolojisine sahip<br />
bu UPS topojojisi, tam yükte yaklaşık<br />
%92,5 verimlilik sağlar. Kontrollü ortamdaki<br />
klimalı bir tesisatta tam yükte<br />
bir yıllık enerji kaybı 8694 MWh seviyesindedir.<br />
Mevcut teknolojide ECO mod ile sınıfının<br />
en iyisi<br />
Eco-mod ve akıllı çift çevrime sahip<br />
bu UPS topolojisi sistemin çalışma<br />
verimliliğini önemli ölçüde artırır<br />
ve %97'ye yükselebilmesini sağlar.<br />
Akıllı çift çevrimde çalışan bir UPS'in<br />
ortalama çalışma verimliliği %95'tir;<br />
bu da mevcut standart teknolojiyle<br />
karşılaştırıldığında 220 MWh enerji<br />
tasarrufu ve maliyette önemli bir<br />
düşüş sağlar.<br />
Trinergy teknolojisi<br />
Chloride’ınyeni ve devrim niteliğindeki<br />
teknoloji mimarisi üstün avantajlar<br />
sunar.<br />
Yükü etkileyen farklı koşullar dikkate<br />
alındığında Trinergy, en düşük<br />
miktarda enerji kullanırken mükemmel<br />
güç kalitesini garanti edecek ve<br />
teknoloji: Enerji Tasarrufu İçin Optimum UPS Çözümü <<br />
%98'e kadar ortalama çalışma verimliliği,<br />
yani enerji tasarrufu, maliyet tasarrufu<br />
ve çevresel etkilerde azalma<br />
sağlayacak şekilde en uygun çalışma<br />
modunu sezgisel olarak seçebilir.<br />
Sonuç<br />
Kritik öneme sahip her türlü ekipman<br />
ve prosesin güvenceye alınma çabaları<br />
kapsamında şu sonuca varabiliriz<br />
ki bugüne kadar iki temel teknoloji<br />
arasında seçim yapmak mümkün olmuştur;<br />
mevcut standart teknoloji ve<br />
eco mod ile sınıfının en iyi mevcut<br />
teknolojisi. Bu kabul görmüş teknolojilerin<br />
her birinin enerji verimliliği<br />
ile ilgili avantajları ve dezavantajları<br />
vardır.<br />
Standart UPS çift çevrim modunda<br />
çalıştığında, küçük gerilim farklılıklarından<br />
büyük güç arızalarına kadar<br />
her durumda optimum yük koruması<br />
sağlar. Her iki durumda UPS tarafından<br />
kaybedilen enerji eşittir. Bu durumda<br />
soru, birbirine zıt iki şebeke<br />
koşuluna uyum sağlayabilecek ancak<br />
daha az enerji kullanan, yani küçük<br />
gerilim farklılıklarında enerji kaybını<br />
minimum seviyeye indiren bir UPS'in<br />
mümkün olup<br />
olmadığıdır.<br />
Sınıfının en iyi teknolojisine sahip ve<br />
eco modlu UPS'in temel eksikliği, eco<br />
modda çalışırken küçük kesintiler için<br />
dahi herhangi bir iyileştirme gerçekleştirememesidir.<br />
Ayrıca invertör harmonikleri<br />
iyileştiremez veya gerilim<br />
farklılıklarını kompanse edemez; bu<br />
da yükün iyileştirilmesi için çift çevrim<br />
moduna geçilmesini (akıllı çift<br />
çevrim) gerekli kılar, böylece büyük<br />
miktarda enerji kaybedilir.<br />
Bu durum LIFE.net ile izleme ve arıza<br />
tespit esnasında sistemden çekilen<br />
verilerde daha net bir şekilde görüle-<br />
bilir; bu veriler şebekedeki en yaygın<br />
kesintilerin genel ana şebeke kesintileri<br />
değil küçük tolerans dışına çıkışlar<br />
veya şebekedeki farklılıklar olduğunu<br />
net bir şekilde göstermektedir; bu<br />
nedenle sınıfının en iyi teknolojisine<br />
sahip ve eco modlu bir UPS için maksimum<br />
güç kontrolü amacıyla çift dönüşüm<br />
moduna geçme gereksinimi<br />
çok sık söz konusu olacaktır.<br />
Trinergy cihazında bulunan ve önceki<br />
sayfalarda anlatılmış olan geleceğin<br />
devrim niteliğindeki teknolojisi çok<br />
büyük avantajlara sahiptir.<br />
Mevcut her bir işlevsellik modunun<br />
verimliliği maksimum seviyeye taşınmakla<br />
kalmamış, UPS'in çalıştığı ortamı<br />
izleyebilmesi ve maksimum yük<br />
koruması ve maksimum enerji tasarrufu<br />
sağlarken optimum UPS çalışma<br />
performansını mümkün kılabilmesi<br />
için yeni bir algoritma oluşturulmuştur.<br />
Trinergy’nin üstün özelliği sadece<br />
eşsiz ve kanıtlanmış verimliliği değildir.<br />
Trinergy sahip olduğu teknolojiler<br />
sayesinde aynı zamanda işletme maliyetlerinin<br />
minimum seviyeye indirilmesi<br />
için de en iyi çözümdür.<br />
Esasen, yaptığımız analizde sunulduğu<br />
gibi, standart modda çalışan bir<br />
UPS sürekli çift çevrim modunda çalıştığından<br />
enerji veya maliyet tasarrufu<br />
için herhangi bir marj sağlamaz.<br />
Standart teknoloji ile sınıfının en iyi<br />
eco modlu UPS'in teknolojisi karşılaştırıldığında,<br />
enerji ve maliyet tasarruflarının<br />
her ikisinin de önemli olduğu<br />
görülmüştür. Son olarak, mevcut tüm<br />
teknolojileri bir araya getiren Trinergy<br />
teknolojisine sahip UPS'in, sınıfının<br />
en iyi teknolojisine sahip bir UPS'in<br />
iki katı tasarruf sağladığı kanıtlanmıştır.<br />
Trinergy, UPS Sektöründeki devrim!<br />
33<br />
Ocak - fiubat - Mart
Ocak - fiubat - Mart<br />
34<br />
> hukuk penceresinden: Binalarda Enerji Performansı<br />
İlker ULAŞ<br />
Müşavir Avukat<br />
Binalarda Enerji Performansı<br />
Değerli okurlar, yeniden merhaba derken, öncelikle <strong>AE</strong>-<strong>ARMA</strong> ELEKTROPANÇ AİLESİNİ, yapmış<br />
olduğu şirket evliliği nedeniyle kutluyorum. Hollanda menşeli, halka açık, ULUSLARARASI<br />
Teknik Servis Sağlayıcı, yeni partneri ve ortağı IMTECH N.V.‘nin 27.400 çalışanı, 5,1 Milyar<br />
Euro cirosu ile <strong>AE</strong>-<strong>ARMA</strong> ELEKTROPANÇ’ı iş başında kalan mevcut yetenekli yönetim kadrosu ve<br />
çalışanlarının da çabaları ile tüm coğrafyalarda iddialı projelere imza atacak global şirket düzeyine<br />
taşıyacağına yüksek inancımı belirtirim. Şirket ortakları, çalışanları ve ülkemiz mühendisliği için hayırlı<br />
olmasını diliyorum...<br />
Bu sayımızda, Ülkemiz için yeni<br />
yerleşmeye başlayan ve yasal alt yapısı<br />
nihayet -eksik de olsa- hazırlanmış<br />
olan bir konudan: BİNALARDA<br />
ENERJİ PERFORMANSI kavramından<br />
bahsetmek istiyorum. Bilindiği üzere,<br />
ülkemiz için enerji üretimine yarayacak<br />
sınırlı doğal kaynakların hayata<br />
geçirilmesi; ülke ekonomisi için hayati<br />
önem arzettiği gibi, yüksek maliyetleri<br />
nedeniyle finans kaynaklarına<br />
gereksinimi yüzünden devletin temel<br />
sorunlarından en hayati olanıdır. Gelecek<br />
savaşlar, muhtemelen enerji<br />
kaynakları ve su yüzünden çıkacaktır.<br />
Alternatif enerji ve yenilenebilir enerji<br />
kavramları artık sık duymaya başladığımız<br />
kavramlardır. Devlet enerji üretimi<br />
için yasal alt yapı kurmakta ve<br />
özel sektöre geniş teşvikler ve lisans<br />
hakları devretmektedir. Ancak doğal<br />
dengenin bozulması ve çevre faktör-<br />
leri nedeniyle özellikle HES projeleri<br />
için bölge halklarının protestoları ve<br />
açılan iptal davaları basında sıklıkla<br />
yer almaktadır. Enerji üretiminin,<br />
ülkelerin refahı ve özgürlüğü için<br />
önemi, artık tartışmasız kabul görmekte<br />
olup, enerji üretiminin %70 ‘ini<br />
dış kaynaklardan döviz ile sağlamak<br />
zorunda kalan ülkemiz, enerji israfında<br />
ise Avrupa ortalamalarının çok<br />
yukarılarında yer almaktadır. Avrupa
ortalaması 50-70 kilowatt saat (kWh)<br />
iken bizde; Antalya ve İzmir’de 150<br />
kWh, İstanbul‘da 550 kWh değerler<br />
ölçümlenmektedir. İşte enerji israfının<br />
önlenmesi suretiyle doğal kaynakların<br />
çabuk tüketilmemesi yanı sıra<br />
döviz kaybının da önlenmiş olacağı<br />
gerçeği nihayet devleti bu konuda<br />
tedbirler almaya zorlamıştır. Zira ülkemizde<br />
enerji tüketiminin %30-40’ı<br />
binalarda tüketilmektedir. Tüketilen<br />
enerjide ithalat girdisi yüzde 75 oranındadır.<br />
İthalata ödenen para 40-50<br />
milyar dolar aralığında olup, örneğin<br />
2008 yılında ödenen 45 milyar dolar<br />
enerji faturasının 12 milyar doları<br />
konutlara gitmiştir. Günlük doğalgaz<br />
tüketimi 130-150 milyon m³ aralığındadır.<br />
Ülkemizde yapılan mevcut<br />
her kategoriden toplam 17 milyon<br />
adet binanın %70’i yalıtımsızdır. Bu<br />
binaların yalıtılması halinde enerji<br />
faturasının 7,5 milyar dolar azalacağı<br />
öngörülmektedir. Yaklaşık %92’ si<br />
enerji verimliliği mevzuatı kapsamı<br />
dışında kalan 8,5 milyon adet mertebesinde<br />
büyük bir yapı stoğu ile ülkemiz<br />
önemli oranda enerji tasarruf<br />
potansiyeline sahip iken uzun yıllar<br />
boşa harcanmıştır. (Kaynak: www.yalitim.net/?pid=20948)<br />
Ancak nihayet<br />
18.04.2007 tarih ve 5627 sayılı Enerji<br />
Verimliliği Kanunu ile ciddi adım atılmış<br />
ve son olarak da anılan kanunun<br />
7. ve 3194 sayılı İmar Kanununun 44.<br />
maddesi dayanak yapılarak hazırlanan<br />
BİNALARDA ENERJİ PERFOR-<br />
MANSI YÖNETMELİĞİ 05.12.2008<br />
tarih ve 27075 sayılı Resmi Gazete’de<br />
yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.<br />
Anılan Yönetmelik 29. Maddesi hükmüne<br />
göre yayımından bir yıl sonra<br />
yani 05.12.2009’ da yürürlüğe girmiştir.<br />
Artık iki yıllık bir uygulamayı<br />
geride bırakmıştır. Şimdi aşağıda,<br />
ülkemiz için hayati önemi haiz olan<br />
bu yönetmeliğin önemli hükümlerine<br />
bakalım:<br />
Amaç<br />
Madde 1 – (1) Bu Yönetmeliğin<br />
amacı dış iklim şartlarını, iç mekân<br />
gereksinimlerini, mahalli şartları ve<br />
maliyet etkinliğini de dikkate alarak,<br />
bir binanın bütün enerji kullanımlarının<br />
değerlendirilmesini sağlayacak<br />
hesaplama kurallarının belirlenme-<br />
hukuk penceresinden: Binalarda Enerji Performansı <<br />
sini, birincil enerji ve karbondioksit<br />
(CO2) emisyonu açısından sınıflandırılmasını,<br />
yeni ve önemli oranda<br />
tadilat yapılacak mevcut binalar için<br />
minimum enerji performans gereklerinin<br />
belirlenmesini, yenilenebilir<br />
enerji kaynaklarının uygulanabilirliliğinin<br />
değerlendirilmesini, ısıtma ve<br />
soğutma sistemlerinin kontrolünü,<br />
sera gazı emisyonlarının sınırlandırılmasını,<br />
binalarda performans kriterlerinin<br />
ve uygulama esaslarının<br />
belirlenmesini ve çevrenin korunmasını<br />
düzenlemektir.<br />
Kapsam<br />
Madde 2 – (1) Bu Yönetmelik;<br />
a) Mevcut ve yeni yapılacak konut,<br />
ticari ve hizmet amaçlı kullanılan<br />
binalarda uygulanmak üzere; mimari<br />
tasarım, mekanik tesisat, aydınlatma,<br />
elektrik tesisatı ve elektrik<br />
tüketen binaların sabit ekipmanları<br />
konularındaki asgari performans<br />
kriterlerine, enerji performans hesaplama<br />
usûllerine, enerji kimlik<br />
belgesinin hazırlanmasına, binaların<br />
kontrolleri ve enerji kimlik belgesini<br />
hazırlayacak ve denetleyecek onaylanmış<br />
bağımsız yetkili kuruluşların<br />
yetkilendirilmesine ve yetkilerinin<br />
düzenlenmesine, ülke enerji politikasının<br />
oluşturulmasına yönelik gerekli<br />
araştırmalar, incelemeler yapılmasına<br />
ve bunun sonucunda elde edilen deneyimler<br />
ile ilgili bilgilerin toplanmasına,<br />
b) 1000 m�’nin üzerinde kullanım<br />
alanına sahip binalarda; elektrik, ısı<br />
ve sıhhi sıcak su ihtiyacının kojenerasyon<br />
sistemi ve yenilenebilir enerji<br />
kaynaklarından üretim imkânlarının<br />
araştırılarak, ekonomik yapılabilirliği<br />
olan uygulamalara,<br />
c) Bina sahipleri ve son kullanıcıların<br />
bilinçlendirilmesi, sektörde faaliyette<br />
bulunan kurum ve kuruluşların çalışanlarının<br />
eğitimleri ve eğitimlerin<br />
güncelleştirilmesi vasıtasıyla enerjinin<br />
daha verimli kullanımına,<br />
ç) Korunması gerekli kültür varlığı<br />
olarak tescil edilen binalarda, enerji<br />
verimliliğinin arttırılmasına yönelik<br />
önlemler ve uygulamalar ile ilgili,<br />
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma<br />
Kurulunun görüşünün alınarak bu<br />
görüş doğrultusunda yapının özelliğini<br />
ve dış görüntüsünü etkileme-<br />
yecek biçimde enerji verimliliğini<br />
arttırıcı uygulamaların yapılmasına,<br />
ilişkin usul ve esasları kapsar.<br />
(2) Sanayi alanlarında işletme ve<br />
üretim faaliyetleri yürütülen binalar,<br />
planlanan kullanım süresi iki yıldan<br />
az olan binalar, toplam kullanım<br />
alanı 50 m²’nin altında olan binalar,<br />
seralar, atölyeler ve münferit olarak<br />
inşa edilen ve ısıtılmasına ve soğutulmasına<br />
gerek duyulmayan depo,<br />
cephanelik, ardiye, ahır, ağıl ve benzeri<br />
binalar bu yönetmeliğin kapsamı<br />
dışındadır.<br />
İlkeler<br />
Madde 5 – (1) Yeni bina tasarımında,<br />
mevcut binaların proje değişikliği gerektiren<br />
esaslı onarım ve tadilat projelerinde,<br />
mekanik ve elektrik tesisat<br />
değişikliklerinde binanın özelliklerine<br />
göre bu Yönetmelikte öngörülen esaslar<br />
göz önüne alınır.<br />
(2) Binanın mimari, mekanik ve<br />
elektrik projeleri, diğer yasal düzenlemeler<br />
yanında, enerji ekonomisi<br />
bakımından bu Yönetmelikte öngörülen<br />
şartlara uygun değil ise, ilgili idare<br />
tarafından yapı ruhsatı verilmez.<br />
(3) Bu Yönetmelik esaslarına uygun<br />
projesine göre uygulama yapılmadığının<br />
tespiti halinde, tesbit edilen eksiklikler<br />
giderilinceye kadar binaya,<br />
ilgili idare tarafından yapı kullanım<br />
izin belgesi verilmez.<br />
(4) Bu Yönetmelikte tanımlanmamış<br />
olan ve açıklık gereken hususlar hakkında,<br />
Ek-7a’da verilen Türk Standartlarının<br />
güncel halleri, bu standartların<br />
olmaması halinde ise, Ek-7b’de verilen<br />
Avrupa Standartlarının güncel<br />
halleri esas alınır.<br />
(5) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında<br />
proje, yapım, denetim ve diğer konularda<br />
tereddüte düşülen hususlar hakkında<br />
Bakanlığın uygulamaya esas<br />
olacak yazılı görüşü alınarak işlem<br />
yapılır.<br />
Görev, yetki ve sorumluluk<br />
Madde 6 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerinin<br />
uygulanmasından;<br />
a) İdili idareler,<br />
b) Enerji kimlik belgesi düzenlemeye<br />
yetkili kuruluşlar,<br />
c) Yatırımcı kuruluşlar,<br />
ç) Bina sahipleri, bina yöneticileri<br />
veya enerji yöneticileri,<br />
35<br />
Ocak - fiubat - Mart
Ocak - fiubat - Mart<br />
36<br />
> hukuk penceresinden: Binalarda Enerji Performansı<br />
d) İşletmeci kuruluşlar,<br />
e) İşveren veya temsilcileri,<br />
f) Tasarım ve uygulamada görevli<br />
mimar ve mühendisler,<br />
g) Uygulayıcı yükleniciler ve üreticiler,<br />
g) Binanın yapılmasında, kullanımında<br />
ve enerji kimlik belgesi düzenlenmesinde<br />
görev alan müşavir,<br />
danışman, proje kontrolü yapan gerçek<br />
veya tüzel kişiler, enerji kimlik<br />
belgesi düzenlemeye yetkili kuruluşlar,<br />
onaylanmış denetleme kuruluşları ve<br />
işletme yetkilileri, görevli, yetkili ve<br />
sorumludur.<br />
(2) Yönetmelik hükümlerine göre inşa<br />
edilmemiş binalardan;<br />
a) Projenin eksik veya hatalı olması<br />
veya standartlara uygun olmaması<br />
halinde, proje müellifleri; yapımın<br />
eksik veya hatalı olması veyahut standartlara<br />
uygun olmaması halinde ise,<br />
varsa yapı denetim kuruluşu ve yüklenici<br />
veya yapımcı firma, yetkileri<br />
oranında sorumludur.<br />
b) Sistemin uygun çalışmaması işletmeden<br />
kaynaklanıyor ise, bina sahibi,<br />
yöneticisi veya varsa enerji yöneticisi<br />
veya isletmeci kuruluş doğrudan sorumlu<br />
olur.<br />
c) İdili idareler, sorumluluğun takip,<br />
tespit ve gereğinin yerine getirilmesi<br />
hususunda görevli ve yetkilidir.<br />
(3) İlgili idareler ve enerji kimlik belgesi<br />
düzenlemeye yetkili kuruluşlar,<br />
projelerin ve uygulamaların bu yönetmelik<br />
hükümlerine uygun olup olmadıgını<br />
denetler.<br />
(4) Bu yönetmeliğe uygun tasarım<br />
ve uygulaması yapılmayan binalara<br />
yapı ruhsatı veya yapı kullanım izin<br />
belgesi verilmesi durumunda, ilgili<br />
idareler, enerji kimlik belgesi düzenlemeye<br />
yetkili kuruluşlar ve varsa<br />
yapı denetim kuruluşları sorumlu<br />
olur.<br />
Görüleceği gibi Enerji Performansı<br />
Yönetmeliği hükümlerine uyulmaması<br />
ve Bina Enerji Kimlik Kartı alınmaması<br />
hallerinde kimlerin sorumlu<br />
olacağı yönetmelikte düzenlenmiş olmasına<br />
karşın sorumlulara verilecek<br />
ceza ve yaptırımların neler olduğu<br />
ortada yoktur. Ceza kuralları zaten<br />
yönetmelik ile getirilemez yasa ile<br />
konur. Şimdilik yeni yapılan binalara<br />
iskan (Yapı Kullanma İzni) verilmeyeceği<br />
etkin yaptırım olarak görülmektedir.<br />
Mevcut yapılar için ne olacaktır?<br />
Yönetmeliğin GEÇİCİ 3. Maddesi:<br />
Mevcut binalar ve inşaatı devam<br />
eden henüz yapı kullanma izni almamış<br />
binalar için Enerji Verimliliği<br />
Kanununun yayımı tarihinden itibaren<br />
10 yıl içinde Enerji Kimlik Belgesi<br />
düzenleneceği kuralını koymaktadır.<br />
Kanun 14.04.2007 de yayımlandığına<br />
göre 2017 yılının 4. ayına kadar<br />
yani kalan 5 yıl içinde tüm binaların<br />
(konut, işyeri, fabrika ) Bina Enerji<br />
Kimlik Kartı almaları zorunludur.<br />
Yani beş yıl süreleri kalmıştır. Esaslı<br />
tamir ve tadilat gören binalar için ise<br />
tadilat projesi tasdiki aşamasında bu<br />
belge alımı hemen zorunludur.<br />
O halde ister bina sahibi ister apartmanda<br />
kat maliki ve /veya yönetici<br />
olun, beş yıl içinde artık binalarınızı<br />
ENERJİ PERFORMANSI YÖNETME-<br />
LİĞİ hükümlerine göre ısı ve enerji<br />
kayıplarını önlemek için mantolamak,<br />
su ısıtma dahil, güneş enerjisinden<br />
azami yararlanabilir hale<br />
getirmek, sarfiyatı düşük (akkor flamanlı<br />
olmayan lambaları kaldırarak)<br />
lambalar kullanmak, tüm mekanik ve<br />
elektrik tesisatını otomatik devre kesiciler<br />
ve sensörlerle donatmak yani<br />
bina otomasyonuna yatırım yapmak<br />
zorundasınız. Yeni kat mülkiyeti yasası<br />
bu işler için artık kat malikleri<br />
kurulunda %51 oy çokluğunu yeterli<br />
saymaktadır. Bu da yöneticilerin işini<br />
kolaylaştıracaktır.<br />
Belediyeler ise bu konuda görevli olduklarından<br />
enerji tasarrufu amaçlı<br />
tadilat projelerinizi onaylamak zorundadırlar.<br />
Belki SİT sahaları ve eski<br />
eser olarak tescilli yapılar ile Boğaziçi<br />
ön görünüm ve sahil bölgesinde yer<br />
alan konutlar için sıkıntılar yaşanabilecektir.<br />
Bu arada belirtmeliyim ki en<br />
önemli tadilat işiniz depreme hazırlık<br />
için YAPI GÜÇLENDİRME PROJESİ<br />
hazırlatarak belediyeye tasdik için<br />
sunmanızdır. Ancak unutmayınız<br />
bunun için özellikle apartmanlarda<br />
karar almanın ön şartı DEPREM İÇİN<br />
GÜÇLENDİRME gerektiğinin tespiti<br />
için mahkemeden karar almanız ge-<br />
rektiğidir. Yani apatmanınızın bulunduğu<br />
bölgedeki nöbetçi Sulh Hukuk<br />
Mahkemesine başvururarak Delil<br />
Tespiti Yöntemi ile binanızın taşıyıcı<br />
sisteminin depreme mukavim olup,<br />
olmadığını tespit ettirmeli ve bu tespit<br />
kararı ile kat malikleri kurulundan<br />
% 51 çoğunlukla KARAR almanız halinde<br />
tüm kat malikleri bu masrafa katılmak<br />
zorunda kalacaktır. Mahkeme<br />
kararı olmadan diğer kat maliklerini<br />
zorlayamazsınız . Katılmayanın dairesini<br />
kat mülkiyeti yasasına göre sattırarak<br />
bedeli tahsil etme imkanınız<br />
var!.. Belediyeler de Mahkeme tespit<br />
karşısında kıvırmayarak yapı tadil<br />
izni düzenlemek zorunda kalacaklardır.<br />
İşte bu işle , binanızı ısı yalıtımı<br />
ve Enerji Verimliliği Yönetmeliğe<br />
uydurma ve Enerji Kimlik Kartı alma<br />
şansınız da doğmuş olacaktır. Yani<br />
birlikte yapmak daha akılcı ve doğru<br />
karar olacaktır.<br />
Müstakil iş yeri veya konut binası<br />
maliki iseniz 5 yıl içinde pamuk eller<br />
cebe demek zorundasınız. Sanırım bu<br />
yolla sağlanacak enerji tasarrufu ülkemizin<br />
şimdiki toplam enerji tüketimin<br />
%50‘ sini ortadan kaldıracak boyutlardadır.<br />
Yani biz Türkler umursamadan<br />
yıllarca gökyüzünü ısıttık !.. artık<br />
evlerimizi ısıtacağız.<br />
Bu yönetmelik yeni yapılmakta olan<br />
yapılar için yürürlükte ise de asıl furya<br />
2016 – 2017 yıllarında başlayacak<br />
demektir. Böylece bina otomasyonu<br />
işi ile uğraşanlar ile akkor flaman<br />
içermeyen aydınlatıcı ve ısıtıcı yatırımı<br />
ve imali yapanlar için altın yıllar<br />
yakın demektir. Bu firmalardan biri<br />
olan <strong>AE</strong>-<strong>ARMA</strong> ELEKTROPANÇ dâhil<br />
tesisat elektrikçileri için yönetmelik<br />
ne diyor? bakacak olursak:<br />
Elektrik tesisatı ve aydınlatma sistemleri<br />
Madde 21 – (1) Binanın toplam enerji<br />
tüketimi içerisindeki aydınlatma<br />
enerjisi payının hesaplanmasında EN<br />
15193 standardında verilen hesap<br />
yöntemi kullanılır.<br />
(2) Binalarda gün ışığından azami<br />
derecede faydalanmak ve gereksiz<br />
yapay aydınlatmadan kaçınmak için;<br />
a) Mahalli erişimi kolay el ile kontrol<br />
edilen anahtarlardan,
) Gün ışığından faydalanma imkânı<br />
olan yerlerde, gün ışığı ile bağlantılı<br />
foto elektrikli anahtarlar ile telefon,<br />
kızıl ötesi, sonik ve ultrasonik kontrollü<br />
uzaktan kumandalı anahtarlardan,<br />
c) Mahalde kimse olmadığında<br />
mekânın boş olduğunu algılayabilen<br />
ve yapay aydınlatmayı kapatan otomatik<br />
anahtar ve sistemlerden,<br />
ç) Zaman ayarlı anahtarlardan biri<br />
veya bir kaçı kullanılır.<br />
(3) Çalışma ofisleri ve depolama binaları<br />
için mahalli erişimi kolay, el<br />
ile veya kumanda ile kontrol edilen<br />
anahtar tiplerinin kullanılması tercih<br />
edilir. Ayrıca, diğer bina kullanımları<br />
için (örneğin çalışma saatleri boyunca<br />
devamlı aydınlatma gerektiren diğer<br />
tip binalardaki kullanım için), zaman<br />
ayarlı veya gün ışığı ile bağlantılı foto<br />
elektrikli anahtarlarının kullanılması<br />
gerekir.<br />
(4) Binalarda kullanılan lambaların<br />
özellikleri EK-2’de verilen tabloya<br />
göre olur.<br />
(5) Yapılabilirliği uygun olan<br />
mekânlarda, içerisinde insan bulunduğu<br />
zaman bile; idari personelin<br />
yetkisinde olan her türlü mahalin,<br />
aydınlatmanın açılmasına ve kapatılmasına<br />
imkan veren bir cihaza sahip<br />
olması gerekir. Bu cihaz, söz konusu<br />
mekân içerisinde yer almıyor ise,<br />
mekândaki aydınlatma durumunun<br />
bir noktadan görülmesine imkân vermesi<br />
gerekir. Sportif amaçlı ve çok<br />
amaçlı salonlar gibi farklı aydınlatma<br />
seviyelerinin söz konusu olduğu, en<br />
az iki ve daha çok farklı kullanım mahallerinin<br />
bulunduğu binalarda, temel<br />
aydınlatma seviyesini yalnızca yetkili<br />
personelin artırmasına imkân verecek<br />
biçimde tedbirler alınır.<br />
(6) Aynı mekân içerisinde, bir pencere<br />
boşluğuna 5 metreden daha yakın<br />
olan yapay aydınlatmalı noktalarının<br />
her birindeki kurulu güç 200 W’ı aştığında,<br />
bu noktalar diğer aydınlatma<br />
noktalarından bağımsız olarak kumanda<br />
edilir.<br />
(7) Doğal aydınlatma yeterli olduğunda,<br />
zaman ayarlı veya insan mevcudiyetini<br />
algılayan cihaz ile yapay<br />
aydınlatmanın otomatik olarak devreye<br />
girmesi zorunludur.<br />
(8) Binalarda elektrik enerjisinin verimli<br />
kullanılması amacıyla;<br />
hukuk penceresinden: Binalarda Enerji Performansı <<br />
a)Zorunluluk olmadıkça akkor flamanlı<br />
lambaların kullanılmaması,<br />
renk sıcaklığının önemli olmadığı durumlarda<br />
A ve B sınıfı elektronik balastlı<br />
tüp biçimli fluoresan, kompakt<br />
tip fluoresan veya sodyum buharlı<br />
lambaların tercih edilmesi,<br />
b) Enerji tüketimi yüksek olan dekoratif<br />
aydınlatma gereçlerinin kullanılmaması,<br />
c) Çalışma alanlarında yeterli aydınlık<br />
seviyesini sağlayacak armatür seçiminin<br />
ve dağılımının yapılması,<br />
ç) Yapılabilirliği uygun olan<br />
mekânlarda, hareket, ısı veya ışık duyarlı<br />
ekipmanların kullanılması gerekir.<br />
Özellikle merdiven boşluklarında ve<br />
çalışma ortamlarında bulunan tuvaletlerde<br />
sensörlü lambaların kullanılması<br />
ve gereksiz kullanımların önüne<br />
geçilmesi,<br />
d) Daha az sayıda armatür ve dolayısıyla<br />
daha az elektrik tüketimiyle istenen<br />
aydınlık seviyelerine ulaşmayı<br />
sağlayacağı için, açık renk mobilya ve<br />
duvar renkleri tercih edilmesi,<br />
e) Armatürlerin verimlerini ve odalardaki<br />
aydınlık seviyesini artırmak için<br />
aydınlatma gereçlerinin periyodik<br />
olarak temizlenmesi hususlarına dikkat<br />
edilir.<br />
(9) Konut harici binaların aydınlatma<br />
enerjisi ihtiyacı belirlenirken binanın<br />
iç aydınlatma yüküne ilaveten, güvenlik<br />
aydınlatması hariç, binanın dış<br />
dekoratif aydınlatma yükü de dikkate<br />
alınır.<br />
Haydi tesisat eletrikçileri köşeyi döndünüz!..<br />
Otomasyoncular, Mekanikçiler<br />
vd.leri için de yönetmelik önemli<br />
düzenlemeler getirmektedir. Ancak<br />
bu sayfa yeterli olmadığından sevgili<br />
okurlarımızın yönetmeliğin tümünü<br />
internetten indirerek incelemelerini<br />
salık veririm.<br />
Efendim!, Bu yönetmelik ülkemizin<br />
kuzey sahilinde yer almakta olan ve<br />
bu yüzden de rutubetten en çok etkilenen<br />
Karadeniz illerimiz ile Karadeniz<br />
kökenli bina sahiplerimiz için de<br />
geçerlidir. Karadeniz ilimiz Rize’de<br />
ramazan ayında iftar vaktini bildirmek<br />
için bir tepeden top atışı yapılmaktaymış.<br />
Topu ateşlemekle görevli<br />
belediye işçisi, her nasılsa saati şaşırmış<br />
ve minare ışığını görmeden topu<br />
4-5 dakika önce ateşlemiş. Böylece<br />
tüm Rize orucunu beş dakika erken<br />
açmış. Ertesi gün müftü fetva vermiş:<br />
“Sevgili Rizeliler, orucunuz sakatlandı.<br />
Bu gün için ayrıca kaza orucu<br />
tutacaksınız.“ Almanya’da yaşayan<br />
Rizeli vatandaş, telefonla katıldığı<br />
TV programında soruyor. “ Sn.Muftü<br />
Efendi, Biz de, Rizeliyiz biz de kaza<br />
orucu tutacakmuyuk?..”<br />
Ayrıca, bu enerji performans yönetmeliği<br />
gereği hedeflenen ısı tasarrufu,<br />
yeni evlenen <strong>AE</strong>-<strong>ARMA</strong> ELEKTRO-<br />
PANÇ ailesi için de bol kazanç sağlayacak<br />
ve iyi gelecektir sanırım.<br />
Fakirlikten -değil ısı yalıtımı- yakacak<br />
odunu bile olmayan Temel, aşkı Fadime<br />
ile sonunda evlenmiş, gerdek<br />
gecesi oda soğuk, birlikte yatağa<br />
girmişler. Fadime “ Temel, çok uşudüm.<br />
En çok ayaklarum uşudi . Bağa<br />
saril da, ayaklarin ile ayaklarimi sar<br />
ısinayum” demiş. Temel ayaklarını<br />
Fadimenin ayaklarına sarar sarmaz.<br />
Fadime uy!.. “ Hiç bu kadar soğuk<br />
ayaklı adam ile yatmamuştum. Ula<br />
Temel ne kadar soğuk ayaklarin var“<br />
demiş. Bakalım yeni evlilerden kim<br />
kimi ısıtacak!.. Ya nasip!...<br />
Kalın sağlıcakla,<br />
37<br />
Ocak - fiubat - Mart
Ocak - fiubat - Mart<br />
38<br />
> seyyahname: Amerika Birleşik Devletleri<br />
Serkan Çakır<br />
Satın Alma Departmanı<br />
YTÜ Elektrik Müh. Böl. Öğrencisi<br />
Özgürlükler Ülkesi<br />
Amerika<br />
Milenium Park - Chicago<br />
NBA, Hollywood, donat, fast-food, Özgürlük Heykeli...<br />
Amerika deyince ilk akla gelenlerdir bunlar.<br />
Biz de iki arkadaş, bu aklımıza gelenlerle başlamıştık<br />
üç aylık tatilimize. “Work and travel” yurt dışı eğitim<br />
programıyla daha önce fi lmlerde gördüğümüz<br />
ülkede onlarla çalışarak onlar gibi yaşama fırsatı<br />
bulduk. Tabi her şey düşündüğümüz gibi tozpembe<br />
olmadı. Öncelikle “work” kısmındaki arkadaşlıklarımızdan<br />
daha sonra da “travel” kısmında gezdiğimiz<br />
önemli yerlerden bahsetmek istiyorum sizlere.
Çalıştığımız yer Wisconsin eyaletinin<br />
kuzeyinde Oakfield adında küçük bir<br />
kasabaydı. Çalıştığımız süre boyunca<br />
başta Amerikalılar ve Meksikalılar<br />
olmak üzere; Polonya, Romanya ve<br />
hatta Nijerya’dan birçok insanla tanıştık.<br />
Tabi ilk kez yurt dışına çıkınca<br />
herkesi kendimiz gibi sandık. Ama<br />
öyle değil; olumlu-olumsuz birçok<br />
farklı noktamız varmış.<br />
Öncelikle Amerikalılar kendi içlerinde<br />
çok çeşitli insanlar. Müslümanız<br />
deyince ‘Müslümanlar çok iyidir,<br />
kötüsü varsa sadece yüzde biridir’ diyeni<br />
de var, biraz sarhoş olunca ‘Beni<br />
öldürecek misiniz?’ deyip ağlamaya<br />
başlayanı da var. Bir tarafta bayramımızı<br />
kutlayan hatta yemek hazırlayıp<br />
iftara davet edenler var diğer taraftan<br />
herkese 11 Eylül’den bahsedip bizi<br />
suçlayanlar. Hatta bir akşam ‘Siz<br />
Türksünüz ama burası Amerika’ deyip<br />
bilardo sopalarıyla bize saldıran Amerikalıları<br />
mekânlarından kovup bizi<br />
kollayan yine Amerikalı dostlarımız<br />
olmuştu. Yaşadığımız yer ufak ve<br />
sakin bir yerdi. Hiç zenci olmamasının<br />
sebebi ırkçı bir yer olmasından<br />
Miller Park Brewers Stadyumu - Milwaukee<br />
seyyahname: Amerika Birleşik Devletleri <<br />
kaynaklanıyormuş. Meşhur Harlem<br />
kasabası gibi zencilerin yaşadığı ve<br />
beyazların dışlandığı, bizim yaşadığımız<br />
yer gibi zencilere çok saygı gösterilmeyen<br />
yerler de halen mevcut.<br />
Diğer taraftan Meksikalılar kişilik<br />
olarak bize daha yakınlardı. Yiyeceklerini<br />
paylaşmak isteyenler, bize İspanyolca<br />
öğretmeye çalışanlar, kendi<br />
aramızdaki konuşmalarımıza dikkat<br />
edip Türkçe öğrenmeye çalışanlar<br />
bile vardı. Kanka’ ya İspanyolca bir<br />
hava katıp ‘La Kankas’ diyorlardı<br />
Türkler için. Amerikalılar beysbol gibi<br />
bize sıkıcı gelen oyunlarla ilgilenirken<br />
Meksikalı ve Rumenlerle genellikle<br />
futboldan konuşuyorduk. Hatta Real<br />
Madrid Galatasaray’ı yenince dillerinden<br />
düşmedik Meksikalıların.<br />
Yemeklerine gelince, Türk yemeklerini<br />
fazlasıyla özlettiler bize. Damak<br />
tadımıza uygun sadece fast-food’ları<br />
var o da ziyadesiyle sağlıksız. Genel<br />
olarak geleneksel bir mutfaklarının<br />
olmamasından olsa gerek yemekleri<br />
lezzet ve sağlık bakımından çok kötü.<br />
Bu nedenle büyük çoğunluğu fazla<br />
kiloluydu.<br />
Çalışmaya başladıktan bir ay sonra<br />
hem işyerinin hem de kasabanın<br />
kurdu olmuştuk adeta. Herkesi tanıyorduk.<br />
O kadar alışmıştık ki karşımızdaki<br />
İngilizce konuşmasına<br />
rağmen Türkiye’deki gibi kafa sallayarak<br />
onaylıyorduk. Konakladığımız<br />
barakalarda geceleyin horlayan<br />
Meksikalı amcalara ve uyurgezer<br />
Polonyalı öğrencilere artık fazlasıyla<br />
alışmıştık.<br />
Üç aylık çalışmanın ardından sıra travel<br />
kısmına gelmişti. Dört arkadaş iki<br />
haftalığına kiraladığımız araçla yola<br />
çıktık. Yolculuk da cahilliklerimizin<br />
göstergesi oldu. Yanlışlıkla özel bir<br />
havalimanına girmek, trafik ışıkları<br />
kavşağın diğer tarafında olduğundan<br />
ışıklarda bekleyelim derken kavşağın<br />
ortasında beklemek, ücretli park için<br />
kaldırımdaki makineleri yolculuğun<br />
son günü fark etmek gibi çok sayıda<br />
enteresan olayla tamamladık travel<br />
kısmını.<br />
39<br />
Ocak - fiubat - Mart
Ocak - fiubat - Mart<br />
40<br />
> seyyahname: Amerika Birleşik Devletleri<br />
Willis Tower - Chicago<br />
Abraham Lincoln Heykeli<br />
Lincoln Memorial - Washington DC Meclis Binası - Washington DC<br />
Gezdiğimiz şehirler<br />
Milwaukee bulunduğumuz eyaletin<br />
en büyük şehri. Beysbol sezonunun<br />
bu seneki şampiyonu Brewers takımı<br />
ve birasıyla ünlü şehir. Bütün eyaletlerin<br />
bir veya birkaç şehri ön plana<br />
çıkarak vatandaşlarının sosyal ve kültürel<br />
ihtiyaçlarına yanıt vermektedir.<br />
Chicago gezdiğimiz yerler arasında<br />
en etkileyici şehirdi. Amerika’nın en<br />
yüksek binası Willis Tower seyir katındaki<br />
cam balkonlarıyla zirveye ayrı<br />
bir hava katmış. Millenium Park adına<br />
yakışır bir şekilde şehrin milenyum<br />
şehri olduğunu gösteren bir başka<br />
sembolü.<br />
Niagara şelaleleri gezdiğimiz turistlik<br />
yerler arasında tek doğa harikası. Nehirde<br />
yaptığımız tekne turunda hem<br />
şelaleleri hem de Japon turistlerin he-<br />
yecanla fotoğraf çektirmelerini büyük<br />
bir keyifle seyrettik.<br />
Ardından başkent Washington DC’<br />
ye ulaştık. Meşhur dikili taşı, meclis<br />
binası, Lincoln Anıtı ve meydanın<br />
etrafındaki müzelerle tarihi bir şehir<br />
gezdiğinizin farkına varıyorsunuz.<br />
Müzeler ücretsiz ve hepsinde ülkenin<br />
farklı özellikleri sergilenmiş. Amerikan<br />
tarihi, Kızılderililer, sanat eser-
leri, uzay ve havacılık... Hepsinin bir<br />
arada olması yaya olarak bütün bu<br />
yerlerin gezilebilmesini sağlamış.<br />
Atlantic City, doğu yakasının kumarhaneleri<br />
ile ünlü şehri. Sahil şeridinde<br />
mükemmel plajları, rengârenk ve lüks<br />
kumarhaneleri ilk göze çarpanları.<br />
Faytonlar yerine insanların çektiği<br />
padycapler turistlere hizmet veriyor.<br />
Sadece doğu bloğunu gezebildiğimiz-<br />
seyyahname: Amerika Birleşik Devletleri <<br />
New York<br />
den Las Vegas yerine Atlantic City’yi<br />
gezdik. Tabi kumarda kaybedecek<br />
kadar zengin olmayınca fazla da bir<br />
eğlencesi olmadı.<br />
Gezimizin son durağı ve en bilindik<br />
olanı New York şehri oldu. Birbirine<br />
paralel numaralandırılmış caddeleri<br />
sayesinde aradığımız her şeyi elimizle<br />
koymuş gibi kolayca bulduk. Şehrin<br />
her yanını örümcek ağı gibi sarmış<br />
Niegara Şelalesi<br />
Taj Mahal Casino - Atlantic City<br />
olan metrosu sayesinde özel araca<br />
ihtiyaç duyulmuyor. Times Meydanı,<br />
Empire States binası, Özgürlük Heykeli<br />
gibi bilindik yerlerini gezebildik.<br />
New York’da öğrendiğimiz ilginç bir<br />
bilgi de Özgürlük Heykeli’nin New<br />
Jersey kara sularında bulunduğu oldu.<br />
Örneğin New Jersey eyaletinin açtığı<br />
bir dava sonucu New York taksilerinin<br />
plakalarından Özgürlük Heykeli<br />
sembolü kaldırılmış.<br />
41<br />
Ocak - fiubat - Mart
Ocak - fiubat - Mart<br />
42<br />
> edebi köşe: Boris Pasternak<br />
Hakkı ÖNEM<br />
Yurtdışı Projeler Koordinatörü<br />
Elektrik Mühendisi<br />
Moskova’lı sanatçı bir aileden<br />
geliyordu. Ünlü bir<br />
ressamın oğludur. Bir süre<br />
müzik eğitimi gördü. 1909’da müzik<br />
eğitimini yarım bırakarak Moskova<br />
Üniversitesi’nde felsefe okumaya<br />
başladı. 1912’de Almanya’ya giderek<br />
Marburg Üniversitesi’nde bir süre felsefe<br />
derslerini izledi. İtalya üzerinden<br />
Moskova’ya döndü ve Moskova Üniversitesi’ndeki<br />
öğrenimini tamamladı.<br />
Yapıtlarında doğa tutkusunu doğaya<br />
ilişkin imgelerle dile getirmiş, insan<br />
Boris Leonidoviç Pasternak<br />
(1890-1960)<br />
ve toplum sorunlarını kaynaşmış bir<br />
bütünlük içinde yansıtmıştır. İlk şiirlerinde<br />
sembolizm ve fütürizm akımının<br />
etkileri görülmüştür. Pasternak bireysel<br />
yaratıcılığın toplumsal eyleme boyun<br />
eğmek zorunda kaldığı bir dönemde<br />
yetişmiş, şiirinde bireysel ve toplumsal<br />
yaşantıları organik bir bütünlüğe kavuşturmuş,<br />
toplumsal sarsıntıları kendi<br />
benliğinde derinliğine yaşayarak çağının<br />
trajik gerçekliğini dile getirmiştir.<br />
Şiire yeni söyleyiş özellikleri kazandırmış.<br />
Özellikle aşk ve tabiat temaları<br />
üzerinde durmuştur.<br />
İmge ve sözdizimi açısından Rus şiirine<br />
getirdiği yeniliklerle geleneksel<br />
Rus şiirinin yalın biçimlerini uzlaştırmıştır.<br />
Çağımızın en büyük şairlerinden<br />
biri sayılmaktadır.<br />
1958 yılında Nobel Edebiyat<br />
Ödülü’nü kazanmasına rağmen ödülü<br />
Stokholm’da kabul ederse SSCB vatandaşlığından<br />
atılacağı korkusuyla ödülü<br />
geri çevirdi. Peredelkino’da öldü.
Kış Şiiri<br />
Kapı açıldı, buharla doldu mutfak,<br />
Soğuk, yuvarlana yuvarlana daldı içeri.<br />
Her şey eskisi gibi oluverdi bir anda<br />
Çocuk yıllarındaki o akşamlar gibi<br />
Hava kupkuru ve tertemiz<br />
Ve dışarda, beş adım ötede<br />
Süklüm püklüm duruyor kış<br />
Yüzü tutmuyor içeri girmeye<br />
Kış. Ve işte her şey ilk kez başlıyor sanki.<br />
Ağarmış uzaklıklarına doğru kasımın<br />
Uzaklaşıyor aksöğütler<br />
Değneksiz ve rehbersiz körler gibi....<br />
Nehir buz tutmuş, donmuş sepetçi söğütü.<br />
Ve konsol üstünde bir ayna gibi<br />
Bir buz tabakasına, enlemesine<br />
Yerleşmiş kara gök kubbesi.<br />
Ve karşısında onun, yol kavşağında,<br />
-yarı yarıya kara gömülmüş kavşakta-<br />
Seyrediyor bu aynada kendini<br />
Kayın ağacı, saçında bir yıldızla.<br />
Ve gizlice sezmektedir ki o<br />
Kış, harikalarla doldurmuştur her yeri;<br />
Kır evini, uzakta görülen,<br />
Ve kendi tepelerini...<br />
Çeviri: Ataol Behramoğlu<br />
edebi köşe: Boris Pasternak <<br />
Korkulu Şiir<br />
Her şey değişecek her şey<br />
Asıl olana doğru, büyük olana,<br />
çocukların uykusunu bölenler<br />
Bağışlanmayacak asla.<br />
Unutulmayacak, unutulur mu hiç<br />
Şu minik yüzlere işlemiş gam, tasa,<br />
Düşman saldığı bu dehşeti<br />
Ödeyecek bir gün mutlaka.<br />
Gün gelecek yolu onun da<br />
Tüyler ürpertici bir öyküden geçecek,<br />
Alınacak yüzlerce yüzlerce defa<br />
Yetimin, sakatın, dulun öcü.<br />
Aklına getir bir o bombaları<br />
O astığı astık dönem<br />
O cinayetler, o yıkıntılar,<br />
Herode’un Bethleem’de yaptığı gibi.<br />
Eli kulağında daha iyi bir çağın,<br />
Değişecek her şey , besbelli,<br />
Ama şu sakatlanmış küçükleri<br />
Unutabilir mi insan unutabilir mi?<br />
Çeviri: Cemal Süreya<br />
43<br />
Ocak - fiubat - Mart
Ocak - fiubat - Mart<br />
44<br />
> edebi köşe: Boris Pasternak<br />
Öyledir Öyle Başlar<br />
İnsan iki yaşında da öyle başlar işte<br />
Ezgilerin karanlığına sıyrılır kucaklardan,<br />
Cıvıl cıvıl cıvıldar, mırıldar bir süre,<br />
Derken, üçüne doğru, sözler dökülür<br />
ağzından.<br />
Öyledir işte, yavaşça başlarsın anlamaya,<br />
Kapılıp bir türbinin büyük gürültüsüne,<br />
Sen misin bu, bir başkası mı yoksa,<br />
Yabancılaşmıştır evin, bir gölgedir annen de<br />
Bu zalim leylâk parıltısının nedir derdi?<br />
bu dökülen, bu inen bir park kanepesine,<br />
Nedir ? çocukları kaçırmak gibi bir şey mi?<br />
Öyledir işte, kuşlar öyle doluşur içine<br />
Arttıkça artan kıvamını bulan acılardan :<br />
Yüreğinde ulaşılmayanın özlemi, uzak<br />
yıldızlar,<br />
Faust gibi olduğun, kafan bulandığı zaman<br />
Öyledir, öyle başlar çingene çalgıcılar.<br />
Uçaraktan yüce yüce gök katlarından<br />
Çevrili alanlar görürsün, evsiz topraklar,<br />
ve denizler bir iç çekiş kadar ansızın,<br />
İşte tıpkı öyle doğar heceler ve uyaklar.<br />
Yulafların üstünde, sırtüstü, yaz geceleri,<br />
yakarır durur : her şey yerini alsın diye,<br />
Sakınarak gözünden şafağı ve evreni<br />
Öyle olacaktır, öyledir dalaşımız güneşle.<br />
Öyledir, öyle başlar yaşamak, dizelerle.<br />
Çeviri: Cemal Süreya<br />
Şairin Ölümü<br />
(Mayakovski’nin ölümü için)<br />
Başka türlüsüne kim inanır, saçmaladığınız söyleniyordu<br />
Ama iki başka adam daha, aynı işi tekrarlayan<br />
Ve bir üçüncüsü, dünyayı peşinde koşturan<br />
Yan yanaydınız, hepinizi sarıp sarmalayan<br />
Hiç kıpırtısız bir zaman.<br />
Memur evleri ve tüccarlarınki vardı<br />
Ağaçlar, avlular vardı yaşayan<br />
Ve iki karga, güneşin sarhoş ettiği<br />
Dişileriyle hırlaşan iki karga<br />
Bundan böyle<br />
Budala karılar burunlarını her şeye sokmasınlar diye<br />
Şimdi felâket yağıyor üstünüze !<br />
Çizgiler vardı yüzünüzde, yırtık ağlar gibi kırış kırış<br />
ve ıslaktı yüzleriniz<br />
Gönlünce yaşadığın, düzinelerle yaşadığın<br />
Günlerden biriydi o gün<br />
Evinin kapısında bir kalabalık<br />
Tek bir tabanca sesi hizaya getirmiş hepsini<br />
Suların havaya tükürdüğü balık<br />
Şenlik fişeği sanarak nasıl koşuyorsa<br />
Saz diplerindeki ölümüne<br />
Tetikteki kurşunun içini çekmesi gibi, tıpkı öyle.<br />
Uyuyordun, dedikodulu ve kıskanç bir döşek<br />
sermişlerdi uykuna<br />
Uyuyordun, artık susturulmuş, ama hâlâ korkulu<br />
ürpertilerle komşu<br />
Ve yakışıklıydın, yirmi iki yaşın avuçlarındaydı bunlar<br />
Dört bölümlü şiirinde yazılıydı.<br />
Uyuyordun, başın yastığındaydı<br />
Boylu boyunca yaylanarak<br />
En genç efsaneydin başımızda<br />
Tetiğini çektiğin kurşun Etna yanardağına<br />
benziyordu<br />
Gittikçe büyüyordun, ama birdenbire eğilip<br />
Korkak ve değersizlerin ayağına yüz sürüyordun.<br />
Çeviri: Erdoğan Tokatlı
Ağustos<br />
Tam söz verdiği üzre<br />
İlk sabah güneşi perdeler arasından içeri girdi<br />
Ve safran renginde, meyilli bir çizgi<br />
Sedire ulaşıverdi.<br />
Güneşin sıcak cilası<br />
Kapladı yakın ormanı, köy evlerini<br />
Yatağımı, ıslak yastığımı<br />
Ve kitaplarımın arkasındaki duvarı.<br />
Yastığımın niçin ıslak olduğunu hatırlarım<br />
Geleceğinizi görmüştüm düşümde<br />
Birbiri ardısıra, ormanın içinden<br />
Beni uğurlamaya.<br />
Dağınık bir kalabalığın içinden yürüyordunuz<br />
Sonra biriniz hatırlamıştı<br />
Eski takvime göre<br />
Bugün Ağustos’un altısı, Tecelli Yortusu’ydu.<br />
Her zaman böyle bir gün Tabor dağından<br />
Alevsiz bir ışık gelir<br />
Ve sonbahar, bir levha gibi temiz<br />
Tüm bakışlar ona yönelir.<br />
Yürümüştünüz, küçük, dilenci çıplaklığında<br />
Titreyen kızılağaç korusu içinden<br />
Mezarlığın zencefil kızılı çalılığına<br />
Ballı bir petek gibi parlayıp birden.<br />
Gökyüzü ulu komşusuydu<br />
Susmuş ağaç doruklarının<br />
Ve uzaklık çağırıyordu uzaklıkları<br />
Çoktan uyuklamış ötüşlerinde horozların.<br />
Ağaçların arasında, kilise avlusunda<br />
Mezbaha memuru gibi durmuştu ölüm<br />
Ve bakmıştı solgun donuk yüzüme<br />
Ölçmek için mezarım, büyüklüğüm.<br />
Hepiniz işitebiliyordunuz net<br />
Yakınınızdaki bitkin sesi<br />
Benim yiten sesimdi o, peygamberane<br />
Yok olmanın henüz el değmediği.<br />
“Elveda gök mavisi ve altını<br />
Tecelli Yortusu’nun<br />
Bir kadının son okşayışlarıyla yumuşak<br />
Ölüm saatimin acılığı.<br />
edebi köşe: Boris Pasternak <<br />
Elveda süresiz yıllar<br />
Ve alçalış uçurumlarına<br />
Meydan okuyan kadın<br />
Ben alanıydım savaşınızın.<br />
Elveda gerilmiş kanatların köprüsü<br />
Özgür inatçılığı uçuşun<br />
Şekli dilde açıklanan dünya<br />
Yaratıcılık, mucizelerin çalışma gücü.”<br />
Nobel Ödülü<br />
Bitkinim, izlenen bir hayvan gibi<br />
Gürültü, şamata ardım sıra.<br />
Bir yerlerde insanlar, özgürlük, aydınlık<br />
Bir çıkış yolum yok dışarıya.<br />
Kara bir orman ve göl kıyısı<br />
Devrik bir köknar kütüğü karşımda<br />
Yolum kesilmiş dört bir yandan<br />
Olsun artık ne olacaksa.<br />
Ne yaptım, işlediğim suç ne,<br />
Katil miyim, mücrim miyim ben?<br />
Ülkemin güzelliği üstüne şiirlerimle<br />
Ben değil miyim dünyaya gözyaşı döktüren.<br />
Yine de, çok az kala ölümüme<br />
Gelecek bir zamana inanıyorum.<br />
Alçaklığı ve kötülüğü<br />
Aşacağına iyilik ruhunun.<br />
45<br />
Ocak - fiubat - Mart
Ocak - fiubat - Mart<br />
46<br />
> bas›nda biz
as›nda biz <<br />
47<br />
Ocak - fiubat - Mart
Ocak - fiubat - Mart<br />
48<br />
> <strong>AE</strong> ailesinden<br />
Rize’nin 94. Kurtuluş Yıl Dönümü Gecesi’ne<br />
sponsor olduk.<br />
Rize Vakfı’nın Rize’nin Düşman İşgalinden Kurtuluşunun 94. Yıldönümünde, Maslak Tim Show Center’da düzenlediği<br />
muhteşem organizasyon yoğun katılımla gerçekleşti. Volkan Konak’ın sahne aldığı programa İnşaat,<br />
Gıda, Denizcilik, Eğitim sektörünün önde gelen iş adamları ile Rize Vakfı üyelerinden yaklaşık 3000 kişilik<br />
katılım oldu.<br />
B<strong>AE</strong>’de doğum günleri...<br />
Mokhles ISLAM<br />
Mekanik Koordinator<br />
Ersen YÜCEL<br />
Maliyet Kontrol ve Planlama Müdürü<br />
Abu Dhabi ofisimizde çalışan<br />
Mekanik Koordinator Mokhles<br />
ISLAM ve Maliyet Kontrol<br />
ve Planlama Müdürü Ersen<br />
YÜCEL’in doğum günleri kutlandı.<br />
Arkadaşlarımıza nice seneler<br />
diliyoruz.
Ana yüklenici: IC İÇTAŞ- ASTALDİ İNŞ. A.Ş.<br />
<strong>AE</strong> <strong>ARMA</strong>-ELEKTROPANÇ<br />
ST.PETERSBURG’A UÇTU!<br />
Otel, AVM, Rezidans vb. projelere imza atan <strong>AE</strong> Arma-Elektropanç,<br />
Toplamda 208.000 m² kapalı alana sahip olan, Pulkova St.Petersburg Havaalanı’nın<br />
elektrik ve elektronik işlerini üstlendi.<br />
<strong>AE</strong> <strong>ARMA</strong>-ELEKTROPANÇ<br />
www.arma-elektropanc.com.tr<br />
Pulkova St. Petersburg Havaalanı<br />
www.facebook.com/armaelektropanc • www.twitter.com/armaelektropanc • www.linkedin.com/company/ae-arma-elektropanc<br />
TÜRKİYE • KKTC • RUSYA FEDERASYONU • AZERBAYCAN • BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ • KATAR • LÜBNAN • CEZAYİR