16.11.2012 Views

röportaj - AE ARMA-ELEKTROPANÇ ELECTRICAL MECHANICAL ...

röportaj - AE ARMA-ELEKTROPANÇ ELECTRICAL MECHANICAL ...

röportaj - AE ARMA-ELEKTROPANÇ ELECTRICAL MECHANICAL ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Değerli dostlarımız,<br />

Bir önceki yazımın satır aralarında birçok<br />

Avrupa şirketinin Türkiye’de ortaklıklar<br />

aradığından bahsetmiştim. Aslında bu<br />

bahsin ardında –resmileşmesine ramak<br />

kalmış- <strong>AE</strong>-Imtech ortaklığının ipucu<br />

vardı. Yönetim Kurulumuz, şirketimizin<br />

%80 hissesini Hollanda merkezli, dev<br />

bir Teknik Servis Sağlayıcı olan Imtech<br />

firmasına satışı için ön imzayı attı. Böylelikle<br />

her fırsatta dile getirdiğimiz global<br />

bir şirket olma hedefimizde son adıma<br />

gelmiş olduk. Imtech firması ise, hedefi<br />

olan Rusya ve Ortadoğu’ya girme fırsatını<br />

<strong>AE</strong> vasıtasıyla yakalamış olacak. Elektromekanik<br />

sektöründe büyük bir heyecana<br />

sebep olan bu ortaklığın, <strong>AE</strong> ve Imtech<br />

ailelerine hayırlı olmasını diliyoruz.<br />

Zamanın ne kadar hızlı geçtiğini, yazılarımda<br />

konusunu ettiğim projelere başlama<br />

ve bitirme haberlerinin çokluğu ile<br />

bir kez daha idrak ediyorum. Geçtiğimiz<br />

üç ay içerisinde üç projemizi; Rixos The<br />

Palm Dubai, Radisson Blu - İstanbul Asia<br />

ve Acıbadem Akasya Projelerini tamamladık.<br />

Aynı süre içerisinde de Pulkova St.<br />

Petersburg Havalimanı ve Bakü SOCAR<br />

Yönetim Binası ihalelerini kazanarak işe<br />

başladık. Yani her yönüyle bereketli bir<br />

üç ay geçirdik.<br />

B<strong>AE</strong>’deki iki işimiz; Bab Al Qasr Otel ve<br />

Rezidans Binası ile Rixos The Palm Dubai<br />

(eski adıyla Al Fattan Otel) “Middle East<br />

Electrical Rewards” organizasyonu tarafından<br />

2011’in En Büyük 5 Elektrik Projesi<br />

kategorisinde ödüle layık görüldü.<br />

Öte yandan Abu Dhabi Havalimanı Midfield<br />

Terminal Binası Projesi’nin Teknik<br />

Müteahhitlik işi ihalesi için dünyanın<br />

önde gelen inşaat şirketleri ile güç birliği<br />

yaparak devler liginde olduğumuzu bir<br />

kez daha ilan ettik.<br />

> editörden<br />

TÜİK verilerine göre Türkiye’nin Şubat<br />

ayı dış ticaret açığı 5,9 milyar dolar ile<br />

geçen yılın aynı ayına göre 1,5 milyar<br />

dolar geriledi. Gene TÜİK verilerine<br />

göre, ülkemizin yılın ilk iki ayında enerji<br />

ithalatına akıttığı dövizin %72’sini enerji<br />

ithalatı oluşturdu. Hukuk Müşavirimiz<br />

Sn. Avukat İlker ULAŞ da yazısında, aynı<br />

konuyla bağlantılı olarak, yeni yasalaşan<br />

Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’ni<br />

ele alıyor ve hükümetin alternatif<br />

enerji kaynakları yanı sıra HES ve nükleer<br />

santral ihaleleri peşinde koşarken,<br />

enerji tasarrufunun da bu maliyetleri<br />

azaltmadaki katkısını anlayarak çıkarttığı,<br />

yönetmeliğin detaylarını işliyor.<br />

Teknoloji köşemizdeki konuk yazarımız<br />

Chloride Masterguard Satış Müdürü Sn.<br />

Serkan Turgut da aynı konuyu ele alarak<br />

“Enerji Tasarrufu İçin Optimum UPS Çözümü”<br />

konulu yazısı ile dünyadaki fosil<br />

yakıtların azalmasıyla ters orantılı olarak<br />

her geçen gün önemi artan enerji tasarrufunun<br />

önemi ve çözüm önerileri üzerinde<br />

duruyor.<br />

Bu sayımızdaki röportaj konuğumuz<br />

YTÜ Makine Fakültesi emekli öğretim<br />

üyesi, değerli hocamız Sn. Prof. Nurullah<br />

GÜLTEKİN. Seyyahname köşemizde<br />

ise Satın Alma Bölümü çalışanımız, aynı<br />

zamanda YTÜ Elektrik Mühendisliği bölümü<br />

öğrencisi, genç bir mühendis adayı<br />

Serkan ÇAKIR’ın dil öğrenmek için yaptığı<br />

Amerika gezisini zevkle ve özenerek<br />

okuyabilirsiniz.<br />

Sağlıcakla kalın…<br />

Necmi YILDIZ<br />

Satın Alma Müdürü<br />

Elektrik Mühendisi<br />

1<br />

Ocak - fiubat - Mart


<strong>AE</strong> <strong>ARMA</strong>-ELEKTROPANÇ<br />

www.arma-elektropanc.com.tr<br />

Kapak Fotoğrafı: Mitişi Krasniy Kit<br />

Alışveriş Merkezi<br />

Dergi Adı: <strong>AE</strong> Magazin<br />

İmtiyaz Sahibi<br />

<strong>AE</strong> Arma-Elektropanç A.Ş. adına<br />

Demir Özkaya<br />

Sorumlu Genel Yayın Yönetmeni ve<br />

Yazı İşleri Müdürü<br />

Necmi Yıldız<br />

Yayın Kurulu<br />

Demir Özkaya, Turgay Ertan, Necmi Yıldız,<br />

Hakkı Önem, İlker Ulaş,<br />

Serdar Yüksel, Burcu Kızılhan<br />

Yönetim Yeri<br />

Fulya Mah. Vefa Deresi Sok. No.11 34394<br />

Şişli / İSTANBUL<br />

T: +90 212 275 54 84 (pbx) • F: +90 212 274 06 41<br />

ae@arma-elektropanc.com.tr<br />

Rusya Federasyonu Temsilcisi<br />

Suat Önder Yıldız<br />

T: +7 495 775 01 49<br />

info@arma-elektropanc.ru<br />

Birleşik Arap Emirlikleri Temsilcisi<br />

Yavuz Güvener<br />

T: +971 2 628 22 40<br />

info@arma-elektropanc.ae<br />

Görsel Yönetmen<br />

Sezen Erkorol<br />

Basım<br />

İkon Yay. ve Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.<br />

Çoban Çeşme Cad. No:12/11<br />

Kağıthane / İSTANBUL<br />

T: 0212 294 23 31 • F: 0212 294 46 32<br />

Yayın Türü<br />

Yerel süreli yayın. Üç ayda bir yayınlanır.<br />

Basım Tarihi<br />

Nisan 2012<br />

14<br />

Proje /Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<br />

Veysel Bilgin<br />

22<br />

Röportaj / Prof. Nurullah Gültekin<br />

Hakkı Önem


içindekiler<br />

30<br />

Teknoloji / Enerji Tasarrufu İçin Optimum<br />

UPS Çözümü - Serkan Turgut<br />

34<br />

Hukuk Penceresi / Binalarda Enerji<br />

Performansı - İlker Ulaş<br />

1 Başlarken / Editör<br />

Necmi Yıldız<br />

4 Yönetim Kurulun’dan Mesaj<br />

6 İmtech’ten Mesaj<br />

10 Kısa Kısa<br />

14 Proje / Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<br />

Veysel Bilgin<br />

20 Global Bakış / Yeni Elektronik İcatlar<br />

Turgay Ertan<br />

22 Röportaj / Prof. Nurullah Gültekin<br />

Hakkı Önem<br />

Seyyahname / Amerika Birleşik Devletleri<br />

Serkan Çakır<br />

Edebi Köşe / Boris Pasternak<br />

Hakkı Önem<br />

38<br />

42<br />

30 Teknoloji / Enerji Tasarrufu İçin<br />

Optimum UPS Çözümü<br />

Serkan Turgut<br />

34 Hukuk Penceresi / Binalarda Enerji Performansı<br />

Yönetmeliği - İlker Ulaş<br />

38 Seyyahname / Amerika Birleşik Devletleri<br />

Serkan Çakır<br />

42 Edebi Köşe / Boris Pasternak<br />

Hakkı Önem<br />

46 Basında Biz<br />

48 <strong>AE</strong> Ailesi’nden


Ocak - fiubat - Mart<br />

4<br />

> Yönetim Kurulu’ndan Mesaj<br />

<strong>AE</strong> Arma-Elektropanç’ın değerli iş ortakları,<br />

Hollanda merkezli halka açık teknik servis sağlayıcı Imtech ile, yüzde 80 hissemizi devir etmek üzere ortaklığa<br />

ilk adımları atmış bulunuyoruz. Ancak, firmamızın gerek yönetim anlayışı gerekse yönetim kadrosunda<br />

hiçbir değişiklik söz konusu değildir. Imtech firması 5,1 milyar Euro cirosu ve 28.600 çalışanı ile dünya<br />

çapında elektrik, elektronik, mekanik ve bilgi-iletişim teknolojileri alanlarında çözümler sunan bir firmadır.<br />

Bu ortaklığın amacı, sayın müşterilerimize çağdaş teknik çözümleri, gerek mevcut projelerinizde gerekse<br />

de yeni alacağınız işlerde sunarak, teknik skalamızı geliştirmek ve sizlere de yoğun rekabet ortamında fark<br />

yaratma imkânı sağlamaktır. Imtech’in güçlü finansal yapısı ve enerji teknolojileri; enerjinin verimli kullanılması,<br />

atık su arıtma ve değerlendirme, data merkezleri, tıp teknolojisi, endüstriyel çözümler ve endüstriyel<br />

otomasyondaki güçlü bilgi birikimi ile, gerek Türkiye’de gerekse de şirketimizin faaliyet gösterdiği; Rusya<br />

Federasyonu, Türki Cumhuriyetleri, Orta Doğu Ülkeleri pazarlarında ve diğer yeni gelişen pazarlarda, son<br />

teknolojik çözümleri sunar hale gelmemizin ve sizlerin de yeni açılımlarınızın bir güvencesi olacaktır.<br />

<strong>AE</strong> Arma-Elektropanç’ın bugünkü mevcut ortakları görevlerinin aynen başında olup, her zaman siz değerli<br />

müşterilerimizin yanında ve eskisinden daha güçlü partnerlik anlayışı içinde, Sizlerle birlikte çalışmaya devam<br />

edeceklerdir.<br />

En derin saygılarımızla,<br />

Kemal Kızılhan Medih Ertan Hasan İnce Demir Özkaya Asım Coşkun


<strong>AE</strong> Arma-Elektropanç ve Imtech arasındaki ortaklık sözleşmesinin imza töreni<<br />

5<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

6<br />

> İmtech’ten Mesaj Message from Imtech <<br />

Güçlü Ana Firma, Kendi Büyüme Gücüne<br />

Tam İnanç: IMTECH<br />

1993 yılında ‘doğuşu’ ile başlayan 28.600 çalışanıyla<br />

Imtech’in tarihi, yenilikçi kapasite, profesyonel çalışma ve<br />

azimli müşterilerin başarılı karışımından oluşan bir başarı<br />

hikayesidir. Teknolojiyle büyülenen insanların hikayesidir.<br />

Bu insanlar teknolojinin; çalışma yöntemlerini geliştirebileceğine,<br />

hayatı daha yaşanabilir hale getireceğine<br />

ve dünyayı daha iyi bir yer haline getireceğine gerçekten<br />

inanan insanlardır. Kendi vizyonuna, misyonuna ve becerilerine<br />

inanan ve bunları diğer insanlarla paylaşabilen ve<br />

paylaşmaya istekli insanlardır. Imtech’in hikayesi büyüme<br />

ve kendi gücüne inanma hikayesi olduğu kadar kendi teknolojisinin<br />

de başarı hikayesidir.<br />

Başlangıç Noktası<br />

Imtech’in nasıl başladığını açıklamak için 1854 yılına geri<br />

dönmemiz gerekir. 19. Yüzyılın ikinci yarısında dünya<br />

birçok teknolojik icatla çalkalanıyordu: elektrik, motor<br />

yakıtı, telefon, merkezi ısıtma. Bu dönemde Imtech’in<br />

ataları ve ana şirketleri doğdu. İleri görüşlü girişimciler<br />

büyük değişimlerin yakın olduğunu hissettiler ve bu onları<br />

teknik hizmetlerde uzman ve yenilikçi işyerleri kurmaya<br />

teşvik etti. Bu tüm Avrupa’da yaşandı. Örneğin<br />

Hollanda’da kurucu atamız Jan Jacob van Rietschoten<br />

1860 yılında daha sonra başarılı bir şekilde büyüyecek<br />

olan Van Rietschoten & Houwens adında yenilikçi, teknik<br />

bir firma kurdu. 1808 yılından önce kurulan başka bir<br />

Hollanda firması olan Van Buuren de bu dönemde büyümeye<br />

başladı. Almanya’da ROM - Rudolf Otto Meyer -<br />

ve Rheinelektra Technik 1858 ve 1874 yıllarında kuruldu,<br />

Kraliyet Donanması’nın iki yeni uçak gemisinin güvertesinde teknoloji<br />

çözümleri / Technology solutions on board of two new aircraft carriers<br />

of the Royal Navy<br />

Imtech: strong mother, faith in its own<br />

growth strength!<br />

The story of Imtech (28.600 employees) from its ‘birth’<br />

in 1993 is the story of a successful mix of innovative<br />

capacity, driven professionals and ambitious clients. It is<br />

the story of people who are fascinated by technology. Of<br />

people who firmly believe that technology can improve<br />

working procedures, make life more pleasant and make<br />

the world a better place. People who believe in their own<br />

vision, mission and drive, and who are eager and able to<br />

share these with other people. The story of Imtech is the<br />

story of the success of technology itself as well as the story<br />

of growth and having faith in your own strengths.<br />

Genesis<br />

To explain how Imtech was started, we need to go back<br />

to 1854. In the second half of the 19 th century, the world<br />

was turned upside down as the result of a large number<br />

of technological inventions: electricity, the fuel engine,<br />

the telephone, central heating. It was during this period<br />

that the parent companies and predecessors of Imtech<br />

were born. Visionary entrepreneurs sensed that great<br />

changes were at hand and this prompted them to establish<br />

innovative businesses that specialise in technical services.<br />

This happened all over Europe. In the Netherlands, for<br />

example, Jan Jacob van Rietschoten, our founding father,<br />

launched an innovative technical enterprise in 1860, an<br />

enterprise that would later grow into the successful Van<br />

Rietschoten & Houwens. Another Dutch company, Van<br />

Buuren, established as early as 1808, started flourishing<br />

at this time. In Germany, ROM - Rudolf Otto Meyer - and<br />

Rheinelektra Technik were established in 1858 and 1874<br />

respectively, and in the US, Westinghouse was founded in<br />

1886. All of these were initiatives that would develop into<br />

highly regarded companies. The other part of this book<br />

provides a summary of the history of these, our oldest, as<br />

well as other predecessors of Imtech.<br />

The I and M of Imtech<br />

Two reputable Rotterdam-based trading and shipping<br />

companies, Internatio (1863) and Müller (1878), also<br />

played a pivotal role in the establishment of Imtech. These<br />

two enterprises had been operating independently for<br />

some time, but decided to merge in 1970. Around 1990,<br />

Internatio-Müller (IM) consisted of a conglomerate of<br />

businesses, of which some 35 specialised in technology.<br />

All of them were mono-disciplinary specialised in<br />

electrical or mechanical solutions.<br />

Imtech = E + ICT + M<br />

In 1995, René van der Bruggen - the current CEO of<br />

Imtech N.V. - laid down the multidisciplinary vision in<br />

a strategic blueprint. The blueprint from 1995, Imtech’s<br />

birth certificate as it were, describes the cooperation<br />

between businesses in the field of electrical engineering,<br />

information and communication technology as well as<br />

06-09 İmtech mesaj.indd 6 4/20/12 5:08 PM


İmtech’ten Mesaj Message from Imtech <<br />

Westinghouse Birleşik Devletler’de 1886 yılında kuruldu.<br />

Tüm bunlar birçok şirketi geliştirecek girişimlerdi. Bu makalenin<br />

sonraki bölümleri Imtech’in diğer ve en eski atalarının<br />

olduğu kadar tarihinin de bir özetini içermektedir.<br />

Imtech’in I ve M harfleri<br />

İki saygın Rotterdam ticaret ve sevkiyat şirketi olan Internatio<br />

(1863) ve Müller (1878) de Imtech’in kuruluşunda<br />

önemli bir rol oynamıştır. Bu iki şirket bir süre bağımsız<br />

olarak çalıştılar ancak 1970’te birleşmeye karar verdiler.<br />

1990 yılı civarında Internatio-Müller (IM) teknolojide uzman<br />

35 adet şirketten oluşmaktaydı. Bu firmaların tamamı<br />

yalnızca ya elektrik ya da mekanik çözümlerde uzmandı.<br />

Imtech = E + ICT + M<br />

1995’te René van der Bruggen - Imtech N.V.’nin şu andaki<br />

CEO’su – stratejik planda multi disipliner görüşü ortaya<br />

atmıştır. Imtech’in doğum belgesi gibi olan bu plan<br />

1995’ten beri Imtech = E + ICT + M formülü ile ifade<br />

edilen makine mühendisliği ve elektrik mühendisliği, bilgi<br />

ve iletişim teknolojileri alanları arasındaki işbirliğini açıklamaktadır.<br />

Belge tüm teknik servis paketlerini yerine getirmek<br />

için azmi düzenler ve Avrupa pazarında büyümesi<br />

için ilk umutları tanımlar.<br />

İlk Yıllar<br />

Imtech’in ilk yıllarında (1995 ve hemen sonrası) E ve M<br />

şirketleri birlikte çalışmaya başladı ve bu da yavaş ama<br />

emin bir birleşme sürecine önayak oldu. Ayrıca bu dönem<br />

şirketlerin yeni teknoloji aktiviteleriyle karşılaşmalarının<br />

ilk patlak verdiği dönemdir. Önceleri bunlar ‘Telematikler’<br />

ve Teknik Otomasyon olarak bilinmekteydi<br />

ancak daha sonra isim Bilgi ve İletişim Teknolojisi (ICT)<br />

olarak değiştirildi. Imtech ICT’nin potansiyelini erken fark<br />

etmiştir. Birçok yenilikçi ICT oyuncusu edinerek, Imtech<br />

‘modern’ ICT’ye ilk adımını atmıştır. Düzinelerce başarılı<br />

edinim Imtech’e eşsiz bir portfolyo sağlayarak yıllarca<br />

sürdü: Avrupa’daki hiçbir şirket Imtech’in o zamandan<br />

beri sağladığı ölçekte elektrik mühendisliği, ICT ve makine<br />

mühendisliği kombinasyonunu sunamıyordu. Ayrıca<br />

Imtech coğrafik anlamda da hızla büyüdü.1997’de ROM<br />

(Rudolf Otto Meyer) şirketinin alımı – şu anda Imtech Deutschland<br />

(Almanya) – Imtech’in Almanya’da da teknik<br />

servis piyasasının en büyük oyuncularından biri olduğu<br />

anlamına gelmektedir.<br />

Imtech bir marka haline geldi<br />

1998’de mono-disipliner şirketlerin birleşerek multi-disipliner<br />

organizasyonlara dönüşmesi şekil almaya başlamıştır.<br />

Imtech güçlü bir marka haline gelmiştir. Ancak<br />

bir sonraki dönüm noktası Internatio-Müller tarafından<br />

teknik olmayan ana aktivitelerin kaldırılması ve teknoloji<br />

üzerine odaklanılması kararıdır. 2001 yılında eşsiz bir fenomen<br />

ortaya çıktı, bir iştiraki esas ana şirketi devraldı:<br />

Internatio-Müller, Imtech adı altında faaliyetlerine devam<br />

etti ve Amsterdam’da Euronext borsasına kote yeni ve<br />

azimli bir şirket ortaya çıktı.<br />

Londra’daki Deutsche Bank merkezinin yeşilinin yeniden canlandırılması<br />

/ Green revitalisation of the Deutsche bank headquarters in London<br />

mechanical engineering, expressed in the formula: Imtech<br />

= E + ICT + M. The document sets out the ambition to<br />

fulfil the entire package of services and describes the first<br />

prospects for growth on the European market.<br />

The early years<br />

In the early years of Imtech (post-1995), E and M<br />

businesses started working together and this set the ball<br />

rolling for the slow but sure process of integration. It was<br />

also the period when the concern experienced the first<br />

boom in its new technology activities. Initially, these<br />

were known as ‘Telematics’ and Technical Automation,<br />

but the name was later changed to Information and<br />

Communication Technology (ICT). Imtech recognised<br />

the potential of ICT early on. With the acquisition of<br />

several innovative ICT players, Imtech took its first step<br />

towards ‘modern’ ICT. Dozens of successful acquisitions<br />

followed in the subsequent years, giving Imtech a close<br />

to unique portfolio: No other enterprise in Europe was<br />

able to offer the combination of electrical engineering,<br />

ICT and mechanical engineering at the scale on which<br />

Imtech has been able to provide since then. Imtech also<br />

grew rapidly in geographical terms. Important was but the<br />

acquisition of ROM (Rudolf Otto Meyer) in 1997 – now<br />

Imtech Deutschland (Germany) - meant that Imtech in<br />

Germany also became one of the largest players on the<br />

technical services market.<br />

Imtech becomes a brand<br />

From 1998, the pooling of mono-disciplinary companies<br />

into a multidisciplinary organisation started to take shape.<br />

Imtech had become a strong brand. Yet another milestone<br />

was the decision by the Internatio-Müller conglomerate<br />

to hive off any non-technical core activities and focus<br />

exclusively on technology, Imtech’s core business. A<br />

unique phenomenon occurred in 2001: a subsidiary<br />

essentially took over its parent company. Internatio-Müller<br />

continued under the name Imtech, a new and ambitious<br />

06-09 İmtech mesaj.indd 7 4/20/12 5:08 PM<br />

7<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

8<br />

> İmtech’ten Mesaj Message from Imtech <<br />

Madrid’teki Kristal Kule (Crystal Tower) için bakım<br />

Maintenance in the Crystal Tower in Madrid<br />

Girişimcilik<br />

Imtech’te girişimcilik, her biri son derecede başarılı birer<br />

girişimci olan kurucuları zamanında olduğu gibi, son<br />

derece değerlidir. Sonuçta Imtech, her yönetim pozisyonunda<br />

safkan girişimcilerin bulunduğu merkezi yapıda<br />

olmayan bir organizasyondur. Girişimcilik ve teknoloji<br />

Imtech’in başarısı için vazgeçilmez unsurlardır.<br />

Her Imtech organizasyonu (ülke, bölüm, iş birimi, ya<br />

da departman)kendi pazarına yakındır, kendi pazarında<br />

eşsiz bilgilere sahiptir ve fırsatları sezip hemen harekete<br />

geçer. Yeni gelişmeleri ayrıntılı şekilde değerlendirilir.<br />

Avrupa’nın trafiği tehlikeli bir şekilde durma noktasına<br />

mı geldi? Imtech trafik akış yönetimi için trafik kontrol<br />

merkezleri kurar. Internet kullanımı büyük oranda veri<br />

depolama talebini mi artırıyor? Yenilikçi data merkezleri<br />

kurarız. Hatta UMTS (Evrensel Mobil Telekomünikasyon<br />

Sistemleri) yeniliklerini takiben tüm ağların sunumuna<br />

bile dikkat gösteririz. Ve enerji tasarrufu ve enerji yönetimi<br />

için yeni konseptler geliştiririz. Çevreci enerji talebi mi<br />

artıyor? Imtech hemen harekete geçer öyle ki Imtech’in<br />

cirosunun dörtte biri enerji & çevre pazarından elde ettiği<br />

işlerden gelir. Dahası, denizcilik teknolojisi alanında, gemiler<br />

için otomasyon platformunda ve güverte dizel sevk<br />

gücünde Imtech son teknolojik gelişmeleri uygulamaya<br />

koyan yenilikçi bir liderdir. Imtech yeni teknolojik geliş-<br />

BMW için rüzgar tünelleri / Wind tunnels for BMW<br />

stock-listed company with a quotation on the Euronext<br />

stock exchange in Amsterdam.<br />

Entrepreneurship<br />

Entrepreneurship is highly rated within Imtech, as<br />

was the case for the innovative ‘founders’ of Imtech,<br />

each of whom was a successful entrepreneur. After<br />

all, Imtech is a decentralised organisation with a fullblooded<br />

entrepreneur in each management position.<br />

Entrepreneurship and technology make up the ingredients<br />

for Imtech’s success. Each Imtech organisation (be it<br />

country, division, business unit or department) is close<br />

to the market, has unique knowledge of their own<br />

market and is able to ‘smell’ opportunities and take<br />

immediate action. New developments are seized with<br />

both hands. Is Europe’s traffic in jeopardy of grinding to<br />

a halt? Imtech builds the traffic control centres for traffic<br />

flow management. Is the internet hype increasing the<br />

demand for large-scale data storage? We build innovative<br />

data centres. We even take care of the roll-out of entire<br />

networks following the breakthrough of UMTS. And we<br />

develop new concepts for energy savings and energy<br />

management. Is the demand for sustainable energy<br />

increasing? Imtech takes prompt action and nowadays a<br />

quarter of its revenue comes from the market for energy<br />

& environment. There’s more: in the field of maritime<br />

technology, Imtech is an innovation leader in platform<br />

automation and onboard diesel propulsion for ships.<br />

Imtech has proven itself capable of introducing appealing<br />

new concepts again and again. We translate concept<br />

innovation into process and product innovation and<br />

are able to successfully develop these further into new<br />

services.<br />

Geographic Growth<br />

Imtech took over a large number of companies over the<br />

years. The past two decades have proven that Imtech is<br />

on the right track. The CAGR (Compound Annual Growth<br />

Rate or the average annual growth over a unit of time) in<br />

the period from Imtech’s establishment in 1993 to 2011<br />

is 13% for revenue and 21% for results (EBITA). With<br />

such healthy percentages, Imtech rates among the fastest<br />

growing technical businesses in Europe and is considered<br />

the sector’s number one benchmark by many financial<br />

analysts. Imtech is growing rapidly in and outside Europe<br />

and is building a strong reputation. No, revenue is 5.1<br />

billion euro and there are 28.600 employees. We have<br />

shown progress on all strategic fronts in recent years and<br />

this has subsequently enabled us to take important steps<br />

towards our objective for 2015: Imtech wants to become<br />

the best service provider, in and outside Europe and<br />

on the international maritime market. We want to rank<br />

among the top 3 of every country in which we are active<br />

and in every market that we consider relevant. Our aim<br />

for the year 2015 is to achieve revenues of 8 billion euro<br />

while maintaining the objective for an operational EBITA<br />

margin between of 6% and 7%.<br />

06-09 İmtech mesaj.indd 8 4/20/12 5:08 PM


İmtech’ten Mesaj Message from Imtech <<br />

meleri uygulamaya sokma kapasitesini her yeni projesinde<br />

tekrar tekrar kanıtlamıştır. Teknolojik yenilikleri sürece<br />

ve gelişmiş ürün haline dönüştürür ve bunları başarılı bir<br />

şekilde teknik müşteri çözümleri haline getirerek müşterilerine<br />

sunar.<br />

Coğrafik Büyüme<br />

Imtech yıllar boyunca birçok şirketi devralmıştır. Geçen<br />

yirmi yıl Imtech doğru rotada olduğunu kanıtlamıştır.<br />

Imtech’in CAGR (Yıllık Bileşik Büyüme Oranı ya da bir<br />

birim süresindeki yıllık ortalama büyüme) oranı 1993’teki<br />

kuruluşundan itibaren 2011’e kadar gelir açısından %13<br />

ve sonuçlar (EBITA) için de %21’dir. Böyle sağlıklı oranlarla<br />

Imtech, Avrupa’da en hızlı büyüyen teknik işletmelerden<br />

biridir ve birçok finansal analiste göre sektörünün bir<br />

numarası olarak düşünülmektedir. Imtech Avrupa içinde<br />

ve dışında hızla büyümekte ve saygınlığını artırmaktadır.<br />

Evet, gelir 5.1 milyar Avro ve 28.600 çalışan mevcuttur.<br />

Son yıllarda tüm stratejik cephelerde ilerleme gösterdik<br />

ve bu da sonuç olarak bizim 2015 için amacımız ulaşma<br />

yolunda önemli adımlar atmamızı sağlıyor: Imtech Avrupa<br />

içinde, dışında en iyi teknik servis sağlayıcı ve uluslararası<br />

deniz piyasasında en iyi hizmet sağlayıcı olmak<br />

istiyor. Aktif olduğumuz her ülkede ve pazarda en iyi ilk<br />

üç arasında yer almak istiyoruz. 2015 yılı için amacımız<br />

%6 ve %7 arasındaki operasyonel EBITA hedefimizi sağlayarak<br />

gelirimizi 8 milyar Avroya çıkarmaktır.<br />

Imtech’e Hoşgeldiniz!<br />

Yukarıdakiler Imtech’in kısa bir hikâyesidir. Bu, bir grup<br />

vizyon sahibi, motive olmuş, yenilikçi teknolojilerin entegrasyonunda<br />

birlikte çalışan becerikli insanların hikayesidir.<br />

Bu, ekonomik gelişim ve toplumun ilerleme<br />

noktasında aktif olan insanların hikâyesidir. Imtech konseptleri<br />

ve hizmetleri ölçülebilir artı değerler sağlamaktadır.<br />

Imtech, işi geliştirecek yeni imkânlar açacak tam teknik<br />

çözümler sunmaktadır. Ayrıca Imtech, çevreci enerji,<br />

emisyon azaltma, çevre, su, bakım, trafik ve güvenlik gibi<br />

sosyal konularda da yoğun bir şekilde çalışmakta topluma<br />

olan sorumluluğunu yerine getirmeye azami çaba<br />

göstermektedir. – Teknoloji toplumu geliştirir!. Tüm bunları<br />

birkaç cümle ile özetleriz: Teknoloji bizim, Sonuçlar<br />

sizin, Imtech: Paylaşılan Başarı! Bu yüzden yeni iş ortağımız<br />

<strong>AE</strong> Arma-Elektropanç’ı sıcak bir şekilde karşılıyoruz.<br />

Yüksek teknolojiye sahip trafik merkezleri / High-tech traffic centres<br />

Yeşil Veri Merkezleri / Green Data Centres<br />

Welcome to Imtech<br />

This, in a nutshell, is the story of Imtech. It is the story of<br />

a group of motivated people with vision; go-getters who<br />

work together as one on the integration of innovative<br />

technologies. People who are active at the crossroads<br />

of economy and society. Imtech’s concepts and services<br />

provide quantifiable added value. Imtech offers total<br />

technical solutions that improve business. But Imtech<br />

also works intensively on solutions for social issues, such<br />

as energy, sustainable energy, emission reduction, the<br />

environment, water, care, traffic and safety – Technology<br />

that improves society!. We summarise all of this in a<br />

catchy payoff: Technology is ours, Results are yours,<br />

Imtech: Shared Success! Therefore a warm welcome to<br />

our new colleagues <strong>AE</strong> Arma-Elektropanç!<br />

Londra, Parlamento Binası’nda teknolojik bakım hizmetleri<br />

Technological maintenance services in the Houses of parliement in<br />

London<br />

Not: Resimler Imtech’in referanslarından seçilmiştir.<br />

Note: Pictures has been selected from Imtech references.<br />

06-09 İmtech mesaj.indd 9 4/20/12 5:08 PM<br />

9<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

10<br />

> kısa kısa<br />

Pulkova St. Petersburg Havaalanı işine başladık.<br />

Otel, AVM, Rezidans vb. projelere imza atan <strong>AE</strong> Arma-Elektropanç, toplamda 208.000 m� kapalı alana sahip<br />

olan, Pulkova St.Petersburg Havaalanı’nın elektrik ve elektronik işlerini üstlendi.<br />

SOCAR projesi alındı.<br />

“Azerbaycan Devlet<br />

Petrol Şirketi SOCAR’ın<br />

Bakü’deki Yeni Yönetim<br />

Binası’nın tüm<br />

elektrik ve elektronik<br />

sistemleri işini üstlendik.<br />

2 bodrum, 38 normal<br />

kat ve kule kısmı<br />

ile 200 mt yüksekliğe<br />

erişecek bina, toplam<br />

100 bin m� kapalı alana<br />

sahip olacak.”


Ak-Asya Acıbadem Konutları teslim edildi.<br />

Benzersiz alışveriş<br />

merkezi ve sosyal<br />

tesisleri içeren, 99.500<br />

m� kapalı alana<br />

sahip, 430 daireden<br />

oluşan, Ak-Asya<br />

Acıbadem Konutları’nın<br />

kapsamımızda bulunan<br />

13’er katlı B1 ve B2<br />

blokları ile 19 katlı B3<br />

bloğu ve 44 katlı B3-C<br />

Kule’de yaptığımız<br />

elektrik ve elektronik<br />

montaj işlerini<br />

tamamlayarak işverene<br />

zamanında teslim ettik.<br />

Radisson Blu Hotel<br />

İstanbul Asia teslim edildi.<br />

İstanbul Asya yakasının en prestijli otellerinden biri olmaya<br />

aday Radisson Blu Hotel - İstanbul Asia, 195 odası, mükemmel<br />

donanımlı 13 farklı toplantı salonu ve balo salonları ile<br />

müflterilerine kapılarını açtı.<br />

kısa kısa <<br />

11<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

12<br />

> kısa kısa<br />

Rixos The Palm Dubai açıldı!<br />

Rixos Hotels zincirinin Birleşik Arap<br />

Emirlikleri’ndeki ilk halkası Dubai’de<br />

açıldı.<br />

dünyanın 8. harikası olarak anılan<br />

ünlü Palmiye Adası’nın en prestijli<br />

bölgesinde kapılarını aralayan Rixos<br />

The Palm Dubai, Rixos Hotels<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Fettah<br />

Tamince’nin ev sahipliğinde çok<br />

sayıda işadamının ve bakanların<br />

katıldığı açılış töreniyle hizmete<br />

girdi…<br />

Türk misafirperverliğini B<strong>AE</strong>’ye<br />

taşıyacak olan Rixos The Palm Dubai;<br />

233 oda ve 28 rezidanstan oluşuyor.<br />

Otel, çağdaş ve lüks mimariyle<br />

yapılan geleneksel Türk dokunuşlarla<br />

dikkat çekiyor.<br />

51.000 m� kapalı alana sahip<br />

Hotel’in, elektrik, elektronik ve<br />

mekanik sistemlerinin yapımını (MEP-<br />

Mechanical, Electrical Plumbing) çok<br />

kısa sürede tamamladık.<br />

B<strong>AE</strong>’deki Projelerimize Büyük Ödül!<br />

Soldan sağa Elektrik Koordinatör Anu Alexander, BAQ Proje Müdürü Nidal Salam, B<strong>AE</strong> Ülke<br />

Müdürü Yavuz Güvener, Mekanik Koordinatör Mokhles Islam ve İş Geliştirme Müdürü Burak<br />

Kızılhan<br />

8 Subat 2012 tarihinde, Dubai’de<br />

yapılan ‘Middle East Electrical<br />

Rewards’ organizasyonun’da,<br />

B<strong>AE</strong>’de üstlenmiş olduğumuz<br />

‘Rixos The Palm Dubai’ ve ‘Bab Al<br />

Qasr’ projelerimiz büyük bir ödüle<br />

layık görüldü. 2011’in En Büyük<br />

5 Elektrik Projesi’nden biri olarak<br />

secilen hotel projelerimiz, hepimizi<br />

bir kere daha gururlandırdı.


MEP Turkey 2012’ye sponsor olduk...<br />

8. RLC Günleri...<br />

kısa kısa <<br />

21-22 Şubat tarihlerinde<br />

İstanbul Maslak Sheraton<br />

Otel’de düzenlenen<br />

mekanik, elektrik ve sıhhi<br />

tesisat - MEP (Mechanical,<br />

Electrical Plumbing) konulu<br />

konferansa sponsor olduk.<br />

CEO’muz Sn. Murat<br />

KARAKARTAL, “Dikey<br />

Şehir” adlı sunumunda,<br />

yüksek katlı binaların<br />

ihtiyaçlarını ve çözüm<br />

önerilerini ele aldı.<br />

Sektörün dünü, bugünü ve yarını için, Sektör için daha kaliteli ve bilinçli bireylerin yetişmesine katkıda bulunmak<br />

amacıyla ve <strong>AE</strong> <strong>ARMA</strong>-ELEKTROPANÇ’ın ALTIN SPONSOR olarak destek verdiği, Arçelik, Schneider Electric,<br />

E<strong>AE</strong>, ABB, Phoenix Contact, Viko, Keban Mühendislik, Borusan Makina ve Güç Sistemleri, Alstom, Obo Bettermann,<br />

Mercedes-Benz, Honda, 2M Kablo, İstanbul Ulaşım gibi sektördeki önemli firmaların da katılımıyla bu yıl<br />

Sekizincisi gerçekleşen RLC Günleri, 27-28-29 Şubat tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik – Elektronik<br />

Fakültesi Konferans Salonu’ nda gerçekleşti. Etkinlikte; Zayıf Akım Sistemleri Koordinatörümüz Sn. Mustafa Kemal<br />

Muci, “Akıllı Bina Uygulamaları” konulu sunumuyla, günümüzde yüksek katlı binalarda uygulanan elektrik, elektronik<br />

ve mekanik mühendislik hizmetlerinin birbirleriyle entegrasyonu üzerine bir konuşma yaptı.<br />

13<br />

Ocak - fiubat - Mart


proje: Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<br />

Veysel B‹LG‹N<br />

Makine Mühendisi<br />

Proje Müdürü<br />

Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi


12.336 m² İnşaat Alanı üzerine Kurulu<br />

Mytishchi Shopping Mall Projesi<br />

“ECOBAZAAR” Bodrum, +1, +2 ve<br />

+3 katlarından oluşmakta olup toplamda<br />

4 kattır.<br />

Bodrum kat alanında soğuk hava depoları,<br />

et ve balık mezbahaları, pano<br />

odaları, mekanik odalar, staff ofis,<br />

giyinme odaları, WC ve duş mahalleri,<br />

+1 kat alanında et ve balık satış<br />

reyonları, süt ve sütlü ürünler mamülleri,<br />

kuru gıda ve içecek satış reyonları,<br />

manav tezgahları, fırın, unlu<br />

mamuller, eczane, telekomunikasyon<br />

ürünleri satış dükkanları, evcil hayvan<br />

gıda satış noktaları, +2 kat alanında<br />

giyim butik reyonları, banka ,restau-<br />

proje: Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<<br />

rant, çocuk oyun odası, ayakkabı ve<br />

hediyelik eşya satış mağazaları gibi ticari<br />

dükkanlar ile elektrik ana pano,<br />

server ve ofis odaları mevcuttur. +3.<br />

kat tamamen mekanik katlar olup çatı<br />

kat alanlarında HVAC egzost fanlarımevcut.<br />

Binanın Toplam ısıl yükü (Isı Santral<br />

Odası kapasitesi) 1.6 GKcal, Soğutma<br />

kapasitesi 850 kW’tır.<br />

Mekanik sistemler kapsamında Soğutma<br />

sisteminde 2 adet Remote<br />

Condenser chiller, 2 adet Condenser,<br />

Havalandırma sistemlerinde 12 adet<br />

Klima Santrali (9 Klima santrali ısıtma<br />

+ soğutma, 3 adet Klima santrali sa-<br />

dece ısıtma özelliklidir) , 17 adet egzost<br />

fanı, 6 adet duman egzost fanı, 4<br />

adet basınçlandırma fanı mevcuttur.<br />

Isıtma sisteminde statik ısıtma panel<br />

radyatörler ve hava apareyleri ile yapılmakta<br />

olup ayrıca bina ana giriş<br />

mahallerinde yerden ısıtma mevcuttur.<br />

Bina giriş kapılarında statik ısıtmadan<br />

bağımsız hava perdeleri bulunmaktadır.<br />

Binanın günlük soğuk+domestik sıcak<br />

su tüketimi 98.58 m³ ‘tür.<br />

15<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

16<br />

> proje: Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<br />

Kuvvetli Akım Sistemleri:<br />

ECOBAZAAR alışveriş merkezinde<br />

elektrik ihtiyacını karşılamak üzere<br />

toplam 2488 kW kurulu güce sahip<br />

6 adet ana dağıtım panosu kullanılmıştır.<br />

Güç dağıtımında kullanılan<br />

halogen free kablolar kablo tavaları<br />

aracılığıyla taşınmaktadır.<br />

Binanın iç aydınlatması için yapılan<br />

lüks hesaplarına ve mekânların<br />

işlevine göre 25 farklı tipte armatür<br />

kullanılmıştır. Ayrıca bütün teknik<br />

alanlarda acil durum aydınlatması<br />

bulunmaktadır. Bina genel aydınlatmasının<br />

dışında binada bulunan 128<br />

dükkânın da dekoratif aydınlatması<br />

yapılmıştır.<br />

Zayıf Akım Sistemleri:<br />

Yangın algılama ve alarm sistemi için<br />

bir adet Yangın Alarm Paneli’nin kurulumu<br />

yapılmıştır. Yangın Alarm Pa-<br />

neli, 11 adet loop vasıtasıyla sistem<br />

dâhilindeki 1072 eleman ile gerçek<br />

zamanlı iletişim kurmaktadır. Bunların<br />

içerisinde duman dedektörleri, ısı<br />

dedektörleri, yangın alarm butonları,<br />

I/O elemanları bulunmaktadır. Yaklaşık<br />

15m yüksekliğe sahip atrium<br />

alanı ise yine sistem tarafından lineer<br />

dedektörler aracılığıyla izlenmektedir.<br />

Yangın durumunda devreye giren<br />

yangın otomasyonu; belirlenen<br />

6 farklı yangın zonunda bulunan


duman atış ve basınçlandırma fanları,<br />

anons sistemi, asansörler, yürüyen<br />

merdivenleri kontrol etmekte ve binaya<br />

temiz hava girişini kesmektedir.<br />

Yangın senaryosu tamamen yerel yönetmelik<br />

ve standartlara uygun olarak<br />

tasarlanmıştır.<br />

Seslendirme ve Acil Durum Anons<br />

sistemi için ise her biri 200W çıkış<br />

gücüne sahip 10 adet amplifikatör<br />

bulunan bir adet seslendirme paneli<br />

bulunmaktadır.<br />

proje: Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<<br />

Otomasyon Sistemi<br />

EcoBazaar-Mytischi projesi bina otomasyon<br />

sisteminin gerçekleştirilmesi<br />

sırasında kullanılan ürünlerin tamamı<br />

sektörün önde gelen markalarından<br />

Amerikan menşeli Johnson Controls<br />

firmasına aittir.<br />

Sistem dizaynı sırasında öncelikli<br />

hedef olarak enerji tasarrufu, işletme<br />

kolaylığı, süreklilik ve sürdürülebilirlik<br />

ilkeleri göz önünde bulundurulmuştur.<br />

Bu bağlamda kullanım<br />

sırasında maksimum enerji tasarrufu<br />

yapabilecek, minimum iş gücü ile<br />

kolaylıkla işletilebilecek, coğrafyanın<br />

getirdiği iklimsel zorluklara rağmen<br />

güvenli bir şekilde çalışabilecek ve<br />

uzun vadede isletme maliyetlerini minimuma<br />

çekebilecek bir sistem oluşturulmuştur.<br />

17<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

18<br />

> proje: Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<br />

Projenin kullanılan nokta kapasitesi<br />

yaklaşık 1000 olup, haberleşme<br />

için N2 ve Modbus protokolleri<br />

kullanılmıştır. BMS kapsamında havalandırma,<br />

hava perdeleri, hava apareyleri,<br />

ısıtma, soğutma, aydınlatma,<br />

temiz su, atık su, enerji izleme sistemleri<br />

kontrolu yapılmaktadır.<br />

Merkezi bilgisayardaki kullanıcı ara<br />

yüzü tamamen Rusça olup, ekran<br />

resimleri mümkün olduğunca sahadaki<br />

dizayna uygun olacak şekilde<br />

hazırlanmıştır. Resimler sıklıkla animasyonlarla<br />

desteklenerek kullanıcı<br />

tarafından algılanması daha kolay<br />

hale getirilmiştir.<br />

Sistemlerde oluşan arızalar anında<br />

bilgisayar ekranında görsel ve yazılı<br />

olarak izlenmekte ve sesli ikaz verilmektedir.<br />

Böylece arızalı ekipmanın<br />

çalışmamasından kaynaklanabilecek<br />

verimsizlik, arızanın büyümesi, arızanın<br />

diğer ekipmanları etkilemesi<br />

gibi durumlar ortadan kaldırılmakta<br />

ve cihazların ömrü uzatılmaktadır.<br />

Ayrıca kademeli ve yedekli çalışan<br />

ekipmanların çalışma sıraları belirli<br />

sürelerde değiştirilerek, ekipmanların


ir dönem sonunda eşit sürelerde yaşlanması<br />

sağlanmaktadır.<br />

Oluşabilecek alarm durumlarının ve<br />

kritik noktalardaki değişikliklerin kayıt<br />

altına alınması sayesinde sistem ve<br />

kullanıcı performansı gözlenebilmektedir.<br />

Örneğin bir alarm durumunda;<br />

alarmın oluşması, kullanıcı tarafından<br />

bu durumun fark edilmesi ve alarm<br />

proje: Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<<br />

durumunun ortadan kaldırılması zamanları<br />

kayıt altına alınarak işletmeci<br />

performansı, benzer şekilde bir nokta<br />

için atanan set değeri ve o noktadan<br />

elde edilen değişken verinin gösterildiği<br />

grafik kayıtların karşılaştırılması<br />

sonucunda ise sistem performansı değerlendirmesi<br />

yapılabilmektedir.<br />

Tüm sistemler için ayrı ayrı çalışma<br />

zamanları kolaylıkla kullanıcı tarafından<br />

girilebilmektedir.<br />

Keyifli alışverişler!<br />

19<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

20<br />

> global bak›fl: Yeni Elektronik İcatlar<br />

Turgay ERTAN<br />

İş Geliştirme Koordinatörü<br />

Yeni Elektronik İcatlar


Kıymetli Okurlarım,<br />

Bugün yine mesleki faaliyet sahamızla<br />

çok yakın alakalı bir<br />

konuya girmek istiyorum. Konu başlığımız,<br />

“Yeni Elektronik İcatlar” olacaktır.<br />

Hepimizin bildiği gibi, elektronik<br />

çok geniş ve çeşitlilik içeren bir<br />

saha olduğundan insanlığın geleceği<br />

de uzay araştırmaları ve henüz gerçekleşmemiş<br />

icatların keşfi ile direkt<br />

alakalı bulunduğundan (Nano ve Quantum<br />

teknoloji araştırmaları ve CERN<br />

deneyleri gibi) gelecekte insanlık için<br />

en önemli çalışma alanı olacaktır. İlk<br />

olarak, “Şeffaf Elektronik Aygıtlar”<br />

dan başlamak istiyorum. Güney Kore<br />

İleri Teknolojiler Araştırma Enstitüsünde<br />

yapılan çalışmalarda, teknik adı<br />

TRRAM olarak anılacak transparant<br />

bilgisayar chip’leri üretilmeye başlanmıştır.<br />

Koreliler, bu tip chip’leri<br />

üst üste veya birlikte kullandığımızda<br />

birçok sistemi şeffaf olarak bir arada<br />

kullanabileceğimizi söylemektedirler.<br />

Bu teknoloji ile evlerdeki pencere ve<br />

aynalar bilgisayar ekranı veya TV göstericisi<br />

olarak kullanılabilecektir. Teknolojinin<br />

önümüzdeki 3–4 yıl içinde<br />

pazara dâhil olacağı tahmin edilmektedir.<br />

“Akıllı Kutu Teknolojisi”<br />

Otomobillere monte edilecek olan bu<br />

aygıt, aynen uçaklarda halen kullanılmakta<br />

olan kara kutulara benzemektedir.<br />

Kaza detaylarının tespitinde ve<br />

sigorta şirketlerinin prim uygulamalarında<br />

her iki taraf için faydalı olabilecek<br />

detaylara sahip olacaktır. Aygıt<br />

aracın elektronik sistemine bağlanacaktır.<br />

Aracın hızını, frenleme anını,<br />

dönüş şartlarını, hızlanmayı ve yol<br />

şartlarını kayıt edebilecektir. Aygıt bütün<br />

bu bilgileri sigorta şirketinin merkezine<br />

elektronik olarak anında gönderecektir.<br />

Araç kullananlar da böyle<br />

bir aygıtın mevcudiyetini bildiklerinden<br />

daha dikkatli kullanacaklar ve dolayısı<br />

ile daha az hata ve kaza yaparak<br />

daha az prim ödeyeceklerdir.<br />

“Elektronik Hap’lar”<br />

Yıllar süren araştırmalardan sonra<br />

normal bir kapsül büyüklüğündeki<br />

elektronik haplar sağlığımızla alakalı<br />

cihazların bulunduğu pazarlara ulaşmak<br />

üzeredir. Bu ufak haplar vitamin<br />

tabletleri büyüklüğünde olup, sensör-<br />

ler ve fotografik özelliklere sahiptir.<br />

Vücutta hareket ettiği bölgelerden<br />

geçerken, öncelikle sindirim sistemindeki<br />

rahatsızlıkları kati olarak tespit<br />

edebilmekte, bir-iki gün içerisinde de<br />

vücuttan atılabilmektedir. Bu işlem sırasında<br />

aygıt, vücuttaki asit miktarlarını,<br />

basınçları, ısı değişikleri bilgilerini<br />

ve çekilen filmleri doktorun bilgisayarına<br />

analiz için gönderebilmektedir.<br />

Bu haplar, evvelce tespiti çok zor olan<br />

kas hareketlerini ve yürüme zorluklarının<br />

sebeplerini kati olarak teşhis<br />

edebilecektir.<br />

“Digital Kalemler”<br />

Dijital kalemlerle bilgi kaydedebilmek<br />

bizlere çok yardımcı olacaktır.<br />

Dijital çağda yaşamamıza rağmen<br />

hala bilgi kayıtları için kalem kâğıt<br />

kullanmaktayız. Bundan böyle kullanacağımız<br />

yeni tip kalemler ile yazdıklarımızı<br />

otomatik olarak kalemimizin<br />

bilgisayarına kayıt edebileceğiz ve<br />

anında da ana bilgisayara göndermiş<br />

olabileceğiz. Kalem bizim yazı karakterlerimizi<br />

bilecek, yazıların sınıflandırılmasını<br />

yapabilecek, sözlük<br />

global bak›fl: Yeni Elektronik İcatlar <<br />

kullanıp düzeltmeler yapabilecek ve<br />

on beş değişik lisanda da aynı yazıyı<br />

yazabilecektir.<br />

“Anında Baskı İşlemleri”<br />

Bu yeni baskı aygıtları, dijital kameralarda<br />

çektiğimiz resimleri anında tab<br />

edebileceklerdir. Mürekkep kullanmadan<br />

resimleri renkli olarak, özel fotoğraf<br />

kâğıdındaki ısı ile harekete geçen<br />

kristalleri kullanarak resimleri ortaya<br />

çıkarmaktadır. Fotoğraflar, suya dayanıklı,<br />

yırtılmaz ve silinmez özelliklere<br />

sahiptir.<br />

Bu yeni icatlara ilave olarak, neodymium<br />

mıknatıslar, petrol yiyen bakteriler,<br />

havasız lastikler, kir tutmayan<br />

kumaşlar, güneş ısısı ile şarj olan oto<br />

aküleri gibi bir sürü icat da yakında<br />

pazarlara ulaşmak üzeredir.<br />

Saygılarımla,<br />

Turgay Ertan<br />

Kaynaklar: Kaist Edu., Exigeninsurance,<br />

Smartpill corp. Zink com<br />

21<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

22<br />

> röportaj: Prof. Nurullah Gültekin<br />

Hakkı ÖNEM<br />

Yurtdışı Projeler Koordinatörü<br />

Elektrik Mühendisi<br />

Hocam, aslında adınızı eğitim camiasında<br />

bilmeyen yoktur ama biraz bize<br />

kendinizden bahsedip okuyucularımızın<br />

sizi daha yakından tanımalarına<br />

yardımcı olur musunuz?<br />

1943’de Kadıköy’de doğdum. İlk ve<br />

orta öğrenimimi Üsküdar’da tamamladım.<br />

Askerlik görevimi yüksek öğre-<br />

Prof. Nurullah Gültekin<br />

nimden önce 1962-64 yıllarında, 19<br />

yaşında ve hazırlıksız bir durumda Yd.<br />

Sb. Öğretmen olarak yapmak durumunda<br />

kaldım. Lisans ve yüksek lisans<br />

öğrenimlerimi İstanbul Teknik (Yıldız)<br />

okulu Makine Bölümünde tamamladım.<br />

Ara sürelerde iki yıl endüstride<br />

çalıştım. 1970’de İDMMA’da asistan<br />

olarak göreve başladım. 1975- 76 yıllarında<br />

SLV-Mannheim (Almanya)’da<br />

Doçentlik çalışmamın deneysel kısmını<br />

tamamlayarak, 1989’da Doçent,<br />

1998’de Profesör oldum. YTÜ’ de öğretim<br />

üyeliğini sürdürmemin yanında,<br />

Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcılığı,<br />

Fen Bilimleri Enstitüsü Müdür-


lüğü, Makine Fakültesi Dekanlığı,<br />

Rektör Yardımcılığı ve Üniversitelerarası<br />

Kurul Üyeliği görevlerinde bulundum.<br />

Değişik zaman aralıklarında<br />

kürsü ve Anabilim Dalı Başkanlıkları<br />

da yaptım. Yönetim kurulları ve senato<br />

üyeliklerinde de bulundum.<br />

Görev tarihlerindeki yasalara göre,<br />

bu görevlerin bir kısmına atanarak<br />

bir kısmına ise seçim yolu ile getirildim.<br />

Seçim yolu ile göreve gelmelerin<br />

daha yararlı olduğu düşüncem<br />

hiç değişmedi. Katılımcılığın bu yolla<br />

sağlanabileceğine, ortak aklın ancak<br />

bu yolla egemen kılınabileceğine dair<br />

inancımı koruyorum. Hatta bu inancım<br />

doğrultusunda, üniversitelerde ilk<br />

uygulamaya konulan Rektörlük seçimine<br />

de katıldım. Üniversite içinde<br />

yapılan hem özel hem de resmi seçimde<br />

en çok oyu almama rağmen,<br />

YÖK tarafından liste dışı tutularak ilk<br />

veto edilen rektör adayı oldum.<br />

Özetlediğim gibi, üniversitede geçirdiğim<br />

son 30 yıl içinde, hep yönetici<br />

kadroların içindeydim. Bu çalışma<br />

ortamlarında yaşadıklarımdan ve<br />

gördüklerimden şu sonucu çıkardım.<br />

Genelde yasa, yönetmelik ya da kararlardan<br />

hep şikayet edilir. Bence<br />

bu yazılı kurallardan ziyade işi zorlaştıran<br />

uygulayıcıların kendi niyet<br />

ve yorumlarıdır. Ben buna “zaafl arın<br />

mazeret olarak gösterilmesi” diyorum.<br />

2008’de emekli oldum. Halen YTÜ’<br />

de ve GEV (Gedik Eğitim Vakfı )-Kaynak<br />

Mühendisliği Programında ders<br />

vermeye devam ediyorum, ayrıca birçok<br />

bilimsel ve sosyal amaçlı vakıf ve<br />

kuruluşlarda da çalışmalarımı sürdürüyorum.<br />

Eğitim hayatınız süresince hem<br />

Türkiye’de hem de Almanya’da yaşama<br />

imkânı buldunuz. Bize biraz<br />

o yıllardan, üniversite günlerinizden<br />

bahseder misiniz?<br />

YTÜ geçtiğimiz sene 100 yılını geride<br />

bıraktı ve çok güzel etkinliklerle<br />

de kendi tarihinin kayıtlarına geçirdi.<br />

Bu kadar yılı, dünyadaki seçkin üniversiteler<br />

bağlamında, Yıldız’ı genç<br />

üniversiteler arasında sayılabiliriz<br />

ama ülkemiz için eskiler gurubundadır.<br />

Bu gelişim sürecinin, öğrenciliğimizi<br />

de içine katarsak, yaklaşık 50<br />

2008’de emekli oldum. Halen YTÜ’<br />

de ve GEV (Gedik Eğitim Vakfı)-<br />

Kaynak Mühendisliği Programında<br />

ders vermeye devam ediyorum, ayrıca<br />

birçok bilimsel ve sosyal amaçlı vakıf<br />

ve kuruluşlarda da çalışmalarımı<br />

sürdürüyorum.<br />

yılına tanıklık ettik. Ben öğrenciliğe<br />

başladığım yıllarda, ülkemizde mühendislik-mimarlık<br />

alanlarında öğretim<br />

yapan 3 yüksek öğretim kurum<br />

vardı. Bu gün 10 fakülte, 43 bölüm,<br />

2 enstitü, 2 meslek yüksek okulu, 1<br />

yüksek okul, 20.000’e yakın öğrencisi<br />

olan Yıldız’da, o tarihlerde 5 bölüm<br />

ve gündüz-akşam kısımlarında toplam<br />

3.000 öğrenci bulunuyordu. Bugün<br />

ülke çapında mühendislik-mimarlık<br />

alanlardaki program sayıları yüzlerle<br />

ifade ediliyor. Yıldızdaki gelişim süreci<br />

içinde, lisans öğrenciliğim Teknik<br />

Okulda, yüksek lisans ve asistanlığım<br />

Akademide, doçentliğim Üniversitede,<br />

Profesörlüğüm de Teknik Üni-<br />

versite’ de geçti. Dolayısıyla hem<br />

geçiş zorluklarını hem de gelişim<br />

mutluluklarını yaşadık. Asistanlığa<br />

EKİ (Ereğli Kömür İşletmeleri)’de bir<br />

yıl çalıştıktan sonra başladım. O tarihlerde<br />

kürsü, bir kürsü yöneticisi profesör,<br />

bir kıdemli asistan, birde ben, bir<br />

oda ve iki masadan ibaretti. Bu gün<br />

bu birim, 4 temel laboratuarı, yirmiye<br />

yakın öğretim üyesi ve yardımcısı ile<br />

emsalleri ile yarışır bir konumda. Bu<br />

gün ülkemizde mevcut olan bilim insanı<br />

birikimi, mali kaynak ve örneklerden<br />

yararlanma gibi, gerekli alt yapıların<br />

var olması, çok kısa zamanda<br />

üniversiteler kurulmasını sağlayabiliyor.<br />

Bunları zaman sürecini dikkate<br />

23<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

24<br />

almadan kıyaslamanın fazla anlamlı<br />

olamayacağını belirtmek için söylüyorum.<br />

O tarihlerde doçent olmak için gerekli<br />

prosedür farklıydı. Ben de doçentlik<br />

çalışmasının deneysel kısmını tamamlamak<br />

için Almanya’ya gönderildim.<br />

Çalıştığım Enstitü rahmetli hocam<br />

Prof.Dr. Muzaffer Sagışman’ın birkaç<br />

yıl danışman olarak çalışmış olduğu<br />

ve çok iyi ilişkiler içinde bulunduğu,<br />

üniversite uzantısı bir araştırma kurumu<br />

idi. Bu iki sene içinde bir yandan<br />

deneysel çalışmayı sürdürürken,<br />

diğer yönden de çalıştığım bilim alanında,<br />

üniversitede ders verilme tek-<br />

Yurtdışı üniversitelerle<br />

üniversitelerimiz sürekli işbirliği<br />

protokolleri imzalar ancak işbirliğine<br />

işlerlik kazandıracak konuya inanmış<br />

ve çaba gösterecek bireylerdir.<br />

nikleri ve araçlardan yararlanılma şekillerini<br />

gözleme imkanı buldum. Yurt<br />

dışı deneyimin kişiye çok şey kazandırdığı<br />

bir gerçek. Burada bir hususa<br />

da değinmekte yarar var. Yurtdışı üniversitelerle<br />

üniversitelerimiz sürekli<br />

işbirliği protokolleri imzalar ancak işbirliğine<br />

işlerlik kazandıracak konuya<br />

inanmış ve çaba gösterecek bireylerdir.<br />

Genelde bu konunun istenen seviyede<br />

olmadığını söyleyebilirim.<br />

Akademisyenliğiniz süresince YTÜ’<br />

nün haricinde Devlet Mühendislik-<br />

Mimarlık Akademilerinde ve bir süre<br />

de Okan Üniversitesi’nde dersler<br />

verdiniz. Eğitim dilinin Türkçe mi,<br />

yabancı dilde mi yapılması konusundaki<br />

görüşünüz nedir acaba?<br />

Öğretim üyesi olarak çalıştığım bilim<br />

alanına giren dersleri birçok yüksek<br />

öğretim kurumunda verme şansına<br />

sahip oldum. Bunun, mensubu olduğum<br />

okulun ülkemizde yüksek öğretimde<br />

okullaşmada almış olduğu rol<br />

ve sorumluluktan kaynaklandığını<br />

söyleyebilirim. Bilindiği gibi 70’li<br />

yılların başında Anayasa Mahkemesi<br />

Özel Yüksek Okullarla ilgili yasayı<br />

iptal etti. İstanbul’daki mühendislikmimarlık<br />

okullarının mühendislik<br />

bölümleri yüksek okul olarak Yıldız’a<br />

bağlandı. Bizler bu okullara da derse<br />

gider olduk. Diğer yönden yasa ile<br />

ülke çapında 10 yeni Mühendislik -<br />

Mimarlık Akademisinin kurulması da<br />

bu zaman aralığına rastlamış oldu.<br />

Bu Akademilerin kuruluş ve gelişmelerinde,<br />

o günlerdeki koşullar gereği<br />

Yıldız’dan katkılar beklendi. Akademiler<br />

arası Kurul Başkanlığını uzun<br />

yıllar Yıldız’ın Akademi Başkanı yürüttü.<br />

Bu okullara kurucu yöneticiler<br />

Yıldız’dan görevlendirildi. Birçok<br />

öğretim elemanı da bazen gönüllü<br />

bazen de görevlendirilerek bu kurumlarda<br />

dersler yürüttüler. 1978 -82 yılları<br />

arasında ben de Elazığ, Ankara ve<br />

Isparta Devlet Mühendislik-Mimarlık<br />

Akademilerine derslere gittim. Ders<br />

programları 15 günlük yapılıyordu,<br />

cumartesi-pazarlara rastlatarak, gençliğin<br />

verdiği heyecanla, esas görevlerimizi<br />

de aksatmamaya çalışarak bu<br />

dersleri yürüttük. O yıllarda mezun<br />

ettiğimiz öğrencileri, bugün aynı unvanlı<br />

meslektaşlarımız olduklarını<br />

gördükçe ayrı bir mutluluk duyuyoruz.<br />

Bu kurumlar 1982 sonrası o şehirlerde<br />

kurulan üniversitelerin hazır<br />

mühendislik-mimarlık fakültelerini<br />

oluşturdu ve ülkemiz yüksek öğretim<br />

kurumları arasında seçkin yerleri var.<br />

Okan Üniversitesine derse gitmem,<br />

kadrolu eleman bulunana kadar üç<br />

yıl içinde sadece üç yarıyıldır.<br />

Üniversitelerde eğitimin Türkçe mi,<br />

yabancı dilde mi olması sorusuna gelince.<br />

Bu soruya önce bir dil bilimcisinin<br />

görüşü ile yaklaşmak istiyorum.<br />

Bu bilim adamı diyor ki “hiçbir dil<br />

dizgesi doğasından bilim dili değildir.<br />

Bir dilin bilim dalı olmasının ön<br />

koşulu o dilin konuşulduğu toplumda


ilim üretiminin var olmasıdır”. Bu<br />

görüşe aynen katılıyorum ve bu<br />

alanda da zayıf tarafımızın mazeret<br />

olarak gösterildiği kanımı tekrarlıyorum.<br />

Dil ile düşünce arasında doğrudan<br />

ilişki olduğu dil bilimcilerin<br />

ortak görüşüdür. Bu, şu sonucu ortaya<br />

çıkarmaktadır. Yabancı bir dille<br />

düşünmeye çalışmak, doğrudan doğruya,<br />

o dil mensuplarının düşünce alt<br />

yapısını benimsemek anlamına gelir.<br />

Bağımsız düşünce ise, bireyin kendi<br />

aklıyla doğruyu aramasıdır. Ancak,<br />

belirtilen bu hususlar, bilgiye ulaşma<br />

ve ulaştırma, her alanda ilişki kurma,<br />

kendini ifade etme gereksinimler bağlamlarında,<br />

en az bir popüler yabancı<br />

dile hakim olma gerekliliğini ortadan<br />

kaldırmamaktadır.<br />

Bu durumda yabancı dilde eğitim yerine,<br />

yabancı dil öğretiminin neden<br />

istenen seviyede olamadığı sorununa<br />

yoğunlaşmanın daha gerçekçi ve yararlı<br />

olacağı düşüncesindeyim.<br />

Bu konuyu bir de ülkemizdeki yabancı<br />

dilde öğretim yapan eğitim - öğ-<br />

retim kurumları yönünden değerlendirirsek,<br />

seviye yönünden önde giden<br />

sınırlı sayıda bir öğrenci gurubuna<br />

sunulduğu gerçeğini ihmal etsek bile,<br />

dersleri izleyen öğrencilerin aynı ya<br />

da birbirlerine yakın seviyede algılayabildiklerini<br />

söyleyebilecek miyiz?<br />

Türkçe anlatımlarda bile, zaman<br />

zaman konulara bağlı algılama sorunları<br />

yaşadığımızı yok mu kabul edeceğiz?<br />

Yabancı dilde ders vermede “Bu<br />

konuyu bir de Türkçe ele alalım” gerçeğini<br />

görmemezlikten mi geleceğiz?<br />

Sizin öğrencilik yıllarınızdaki okul,<br />

laboratuar ve eğitim imkânları ile<br />

günümüzü karşılaştırdığınızda sizce<br />

hangi nesil daha şanslı?<br />

Doğal olarak bugünkü nesil daha<br />

şanslı diyebilirim. Daha iyi donanım<br />

ve alt yapıya sahip okullarda okuyorlar.<br />

Aradan geçmiş yaklaşık elli<br />

yıl, böyle de olması gerekir. Bizim<br />

bir sürgülü hesap cetvelimiz vardı,<br />

o’nu bile temin etmek, e-tabanlısını<br />

bulmak, sınav heyecanı ile doğru hesaplar<br />

yapmak bayağı zorlardı. Bugün<br />

öğrencideki bir diz üstü bilgisayar<br />

röportaj: Prof. Nurullah Gültekin <<br />

Genelde mühendislikte, özellikle<br />

tasarım ve imalatta çalışacak<br />

makine mühendislerinde, hangi dili<br />

konuşurlarsa konuşsunlar, birbirleri<br />

ile ya da alt kademeleri ile anlaşma<br />

dilleri, standartlara uygun çizim<br />

olacaktır.<br />

dünyayı avucunun içine almasına yetiyor.<br />

Kitap, ders notu gibi sıkıntıları<br />

yok. Sabahlara kadar proje de yapmıyorlar.<br />

Bilgiye ulaşmaları daha da<br />

kolay. Ancak olanaklar onları da biraz<br />

kolaycılığa itti. Bul-çek-yapıştırla işlerini<br />

yürütüyorlar. Yazmayı sevmiyorlar,<br />

çizmeyi de sevmiyorlar. Halbuki<br />

ben öğrencilerle şu inancımı hep<br />

paylaşırım. Kişi için en güzel olan, o<br />

konu ile ilgili ders kitabı, derste tutulan<br />

notların, daha sonra tekrar okuma<br />

aşamasında zenginleştirilmesi ile elde<br />

edilendir. Bu yol izlendiğinde, öğrenciye<br />

başka kazanımlar da sağlayacağı<br />

ayrı bir gerçek.<br />

Çizim konusuna bir kez daha değinmek<br />

istiyorum. Genelde mühendislikte,<br />

özellikle tasarım ve imalatta<br />

çalışacak makine mühendislerinde,<br />

hangi dili konuşurlarsa konuşsunlar,<br />

birbirleri ile ya da alt kademeleri ile<br />

anlaşma dilleri, standartlara uygun<br />

çizim olacaktır. Öğrenme ve öğretmede<br />

ya da başkaları ile iletişim kurmada<br />

beş duyuyu kullanma büyük<br />

avantajdır. Üst seviyede çizimlerin<br />

25<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

26<br />

> röportaj: Prof. Nurullah Gültekin<br />

yeteneğe bağlı olduğunu kabul ediyorum<br />

ancak “hocam benim resmim<br />

iyi değildir” denilerek anlaşılmaz bir<br />

şeyler çizilmesini de kabul edemiyorum.<br />

Kabul edemememin sebebi de<br />

bugünkü öğrencilerin, bizim neslimizden<br />

daha donanımlı olduklarına,<br />

çok daha iyisini yapabileceklerine<br />

inandığımdan kaynaklanıyor.<br />

Siz akademisyenliğinizin yanı sıra<br />

sektörle de hep içi içe oldunuz. Piyasa<br />

gerçeklerini birebir yaşayan bir<br />

akademisyen olarak sektörel ihtiyaç-<br />

ları daha yakından görerek problemlere<br />

ve ihtiyaçlara çözüm üretiyor,<br />

üniversite-sanayi işbirliğine köprü<br />

oluyorsunuz. Bu konudaki görüşlerinizi<br />

okuyucularımızla paylaşır mısınız?<br />

Mühendislik Bilimleri esasta, temel


ilimlerin uygulamalara dönük alanlarını<br />

içermektedir. Teknoloji dediğimiz<br />

kavramı en kısa ifade ile tanımlayalım<br />

dersek, düşünülen bir şeyi<br />

somuttan soyuta ulaştırma aşamalarıdır.<br />

Bu aşamalarda, alt yapı imkanları,<br />

eğitim, tasarım, AR-GE, prototip ve<br />

gerçek imalat hepsi bulunmaktadır.<br />

Bu nedenle de çalıştığım alanda yalnız<br />

teorik çalışmalar içinde kalınması,<br />

ya da laboratuar sınırlarının dışına<br />

çıkılmaması, amaçlananların sağlanamaması<br />

anlamına gelmektedir. Bu<br />

bakış açısı ile öğretim üyeliğimin son<br />

röportaj: Prof. Nurullah Gültekin <<br />

15- 20 yılında, yasal mevzuat çerçevesinde,<br />

sanayide eğitim ve seminerler<br />

vermek, yurt dışı akredite kuruluşlara<br />

danışmanlık yaparak çalışan ve<br />

iş yeri sertifikalamalarında yardımcı<br />

olmak, yerli firmaların yurt içi ve yurt<br />

dışı yapımını üstlendikleri, bu arada<br />

belirtmeliyim -yaptıkları işlerden<br />

ne kadar öğünseler yeridir- büyük<br />

çelik konstrüksiyonların imalatında<br />

danışmanlık yapmak gibi alanlarda<br />

sektörle ilişkilerimiz sürdü. Bu faaliyetlerde<br />

başkalarına faydamız oldu.<br />

O alanlarda biz de çok şey öğrendik,<br />

bunları eğitim-öğretime taşıdık, öğrencilerimizle<br />

de paylaştık. Ancak bu<br />

kadarını yetersiz buluyorum. Sanayi<br />

çok sınırlı isteklerle üniversiteye geliyor,<br />

öğretim elemanları da birikimlerini<br />

sanayiye sunamıyor. 3- 4 yıl<br />

İstanbul Sanayi Odası-Üniversiteler<br />

işbirliği komitesinde de ve bir o kadar<br />

da KOSGEB proje değerlendirme kurulunda<br />

üniversitemizi temsilen çalıştım,<br />

geriye baktığımda anlatacak<br />

bir şey de bulamıyorum. Nedenleri<br />

hususunda epey bir birikimim var,<br />

ancak buradaki sınırımızı biraz aşar.<br />

Üniversite-Sanayi işbirliği konusunda<br />

şu anda ümit beslediğim çalışma<br />

alanları Teknoparklar. Buralardaki<br />

işbirliği alanları AR-GE ve yazılım ile<br />

sınırlanmış durumda. Yazılım konusunda<br />

çok önde gidiliyor, temennim<br />

diğer alanların da aynı hızı kazanması<br />

yönünde.<br />

Yetiştirmiş olduğunuz mühendisler,<br />

artık yurtdışında çalışarak ülkemizi<br />

temsil etmekte ve orada mesleki faaliyetlerini<br />

sürdürmekteler. Sizce Türk<br />

mühendisler artık dünya ile entegre<br />

olmuş, bilimin gerektirdiği araştırma<br />

ve çalışmaları takip edecek formasyon<br />

alabiliyorlar mı?<br />

Bu soruya tek kelime ile dün olduğu<br />

gibi bu gün de evet demek mümkün.<br />

Ölçülebilir bir durum olmadığı için<br />

bu subjektiv bir cevap olur. Geçmişte<br />

mühendis istihdam eden kuruluşların<br />

ağırlığını devlet kuruluşları teşkil<br />

ederdi. O kurumlar da yeni mezunların<br />

bir eksiklikleri varsa bu eksikliklerin<br />

tamamlanması ve geliştirilmesi<br />

için kendilerine bir nevi misyon yüklenmişlerdi.<br />

O tarihler için mezunlardaki<br />

mesleki formasyonun, yurt<br />

dışı mezunlardan geri kalan bir yönü<br />

27<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

28<br />

> röportaj: Prof. Nurullah Gültekin<br />

olduğunu düşünmüyorum.<br />

Zira sanayinin beklediği<br />

özellikler bu kadar geniş<br />

kapsamlı değildi.<br />

Bugün küreselleşmenin ortaya<br />

çıkardığı rekabet ortamında,<br />

temel mühendislik<br />

formasyonundan ödün<br />

verilmeyerek, mesleklerin<br />

yapısı değişmiştir. Yeni uzmanlık<br />

alanlarına her gün<br />

bir yenisi katılmakta ve iş<br />

gücünde aranan nitelikler<br />

de farklılıklar göstermektedir.<br />

Bu duruma göre,<br />

sorumluluk alma, yaratıcı<br />

düşünme, değişime uyum<br />

sağlama, problem çözme,<br />

kolay iletişim kurma, gurup<br />

çalışmalarına ve işbirliğine<br />

yatkınlık, karmaşık teknolojik<br />

sistemleri anlama gibi<br />

özellikler ayrımsız olarak<br />

bütün mesleklerin ortak ta-<br />

banı durumuna gelmiştir.<br />

Bütün bu beklentilerin sağlanması<br />

bağlamında dünyadaki<br />

seçkin üniversiteler<br />

ne yapıyorlarsa ülkemiz<br />

üniversiteleri de aynı şeyleri<br />

yapma çabasına girmişlerdir.<br />

Bu çabalardan üç<br />

tanesinin özetini vermenin<br />

yararlı olacağını düşünüyorum.<br />

İlk olarak, Amerika’da mühendislik<br />

öğretimi yapan<br />

birçok üniversitenin bölümlerinin<br />

kendilerini değerlendirme<br />

şekli olan,<br />

ABET kriterlerine göre<br />

ölçüm yolu seçilmiştir.<br />

Amerika’daki üniversitelerin<br />

mühendislik bölümlerinin<br />

uyması gereken esaslar,<br />

saptanmış kurallara göre,<br />

uzmanlarca değerlendiren<br />

ve derecelendiren, koşulları<br />

sağlayanları akredite<br />

eden kuruluş ABET (Accreditation<br />

Board for Engineering<br />

and Technology)<br />

dir. Amerika dışından da<br />

başvurular olabildiğinden,<br />

ülkemizden de birkaç üniversitenin<br />

mühendislik bölümleri<br />

koşulları sağlayarak<br />

bu kuruluşa başvurmuş ve<br />

bölümler bazında akredite<br />

olabilmişlerdir.<br />

Aynı amaç için benzer<br />

bir yapılanma ülkemizde<br />

de oluşturulmuştur. Farklı<br />

mühendislik programları<br />

için akreditasyon bilgilendirme<br />

çalışmaları yapılarak<br />

Türkiye’de mühendislik<br />

eğitim-öğretiminin kalitesinin<br />

yükseltilmesini amaçlayan,<br />

Mühendislik Fakülteleri<br />

Dekanları’nca sivil<br />

bir girişimle “Mühendislik<br />

Değerlendirme Kurulu”<br />

adlı bir oluşum gerçekleştirilmiştir.<br />

Bağımsız bir<br />

platform olan bu girişim,<br />

daha sonraları YÖK tarafından<br />

da benimsenmiştir.<br />

MÜDEK adıyla işlevini sürdüren<br />

oluşum, Avrupa Mühendislik<br />

Eğitimi Akreditasyon<br />

ağının yetkilendirilmiş<br />

üyesidir ve ayrıca 2011’<br />

de IEA’ ya tam üye olarak<br />

kabul edilmiş olup, üniversitelerimiz<br />

mühendislik bölümleri<br />

nezdinde etkinliğini<br />

sürdürmektedir.<br />

Mademki bu soru ile Türk<br />

Mühendislerinin dünya<br />

ile entegrasyonunun durumunu<br />

sorguluyoruz kısaca<br />

Bologna sürecinden de<br />

biraz bahsetmemiz gerekiyor.<br />

Avrupa Birliği çerçevesinde,<br />

Bologna Sürecinde<br />

hedef, yüksek öğretim sistemlerinin<br />

kendilerine özgü<br />

farklılıkları korunarak, birbirleri<br />

ile karşılaştırılabilir<br />

olması ve uyumlu hale ge-<br />

tirilebilmesidir. Öğretimde<br />

aşamalar, ön lisans, lisans,<br />

yüksek lisans ve doktora<br />

kademeleri olarak kabul<br />

edilmiştir. Bu şekilde öğrenci<br />

ve öğretim elemanları<br />

için geçişler ve istihdam<br />

imkanları yaratılmış olacaktır.<br />

Yanılmıyorsam 47<br />

Avrupa ülkesi durumlarını<br />

bu esaslara göre sorgulamaktadır.<br />

Türkiye’de buna<br />

dahildir.<br />

Bilindiği gibi ABET ve<br />

MÜDEK sadece mühendislik<br />

bölümleri için, iç<br />

denetim ve akreditasyon<br />

sistemleri iken, bu proje<br />

bütün bilim alanlarındaki<br />

işleyişteki eşgüdüm ile mezunlarını<br />

kapsamaktadır.<br />

Başlangıçtaki sorunuza dönecek<br />

olursak, bu sorunun<br />

sadece Türk Mühendislerine<br />

özgün olmadığı, çalışmalardan<br />

da anlaşılacağı<br />

gibi, evrensel bir boyutu da<br />

bulunduğu görülmektedir.<br />

Bu alanda geri kalmamak<br />

için bundan sonrada bu çalışmaları<br />

daha da yoğunlaştırarak<br />

sürdürmek gerektiği<br />

kanısındayım.<br />

Emekli olmak çalışma<br />

temponuzu değiştirdi mi?<br />

Emeklilik için özel planlarınız<br />

var mıydı yoksa eskisi<br />

gibi yoğun tempoda mı çalışıyorsunuz?<br />

Emekli oluşumdan bu yana<br />

üç yılı aştı. Kapsamlı bir<br />

emeklilik planım yoktu, sadece<br />

geniş zaman isteyen<br />

birkaç şey yapmayı düşünüyordum.<br />

Kısmetse gene<br />

de olabilir. Bir hususu da<br />

itiraf edebilirim. Eski günler<br />

ile kıyaslarsam daha<br />

çok zaman darlığı çekiyorum.<br />

Çevremden de bol bol<br />

sitem yiyorum. Eski günlerde<br />

serbest gezilere daha<br />

fazla zaman ayırdığımı<br />

zannediyorum, şimdi ise<br />

etrafıma baktığımda daha


Sevilerek yapılan bir iş ile başarı<br />

arasında doğrudan bir ilişki olduğu<br />

herkesçe kabul ediliyor.<br />

çok şey görüyorum, böylece denge<br />

sağlanıyor. Emeklilik ile yaşlılığı ayırmak<br />

gerekiyor. Emeklilik, kurallar gereği<br />

uyulması gerekli olan bir statü.<br />

Yaşlılık ise, bir düşünürün tanımladığı<br />

gibi, insanın artık yapacağı bir şeyinin<br />

olmadığını algıladığı kendine ait<br />

zaman dilimidir. Galiba daha yapacak<br />

bir şeylerimiz var.<br />

Haftada bir gün YTÜ’ de ve ortalama<br />

olarak bir gün de IIW/EWF’nin<br />

Türkiye’de yetkili üyesi olan Gedik<br />

Eğitim Vakfı’nın uluslararası Kaynak<br />

Mühendisliği Programında dersler<br />

yürütüyorum. Her iki öğrenci grubunun<br />

da lisans mezunu mühendisler<br />

olması, yapılan işin yorucu yönünü<br />

hissettirmiyor.<br />

Makine Mühendisliği her zaman en<br />

popüler mesleklerden olmuştur. Üniversiteye<br />

gireceklere ve yeni mezunlara<br />

ne gibi tavsiyelerde bulunmak<br />

istersiniz?<br />

Makine mühendisliği her devirde<br />

popülerliğini korumuş bir meslek ve<br />

bilim alanı. Öğrencilerle ilk dersler-<br />

deki sohbetlerimde, Makine Mühendisliğinin<br />

yetişkinler için hayat bilgisi<br />

olduğunu söylerim. Çünkü yaşamın<br />

her noktasında var, ayrıca tabiatla da<br />

iç içe. Aynı zamanda temel bilimlerin<br />

günlük hayata yansıtılmasında en<br />

etkin mühendislik alanlarından birisi.<br />

Bu meslek için çocukluğumda hayal<br />

kurdum, elde edince de büyük mutluluk<br />

duydum. Akademik kariyere<br />

geçmem ise biraz tesadüfi dir. Bilimsel<br />

yönden ise, makine mühendisliğinin<br />

en eski mühendislik dallarından birisi<br />

olması dışında, bir de doğurgan bir<br />

bilim alanı olması özelliği var. Birçok<br />

üniversitede, Endüstri Mühendisliği,<br />

Gemi İnşa-Makine Mühendisliği, Malzeme<br />

Mühendisliği, Tekstil Mühendisliği,<br />

Mekatronik Mühendisliği gibi<br />

bölümler bu bilim alanından çıkmıştır,<br />

daha çıkacaklar da vardır.<br />

Enerji dönüşümleri, hareketli sistemler,<br />

tasarımdan malzeme seçimine,<br />

imalattan son kullanmaya, yaşam<br />

konforunu arttırmaya dönük her türlü<br />

çalışmaların içinde bu alanın elemanları<br />

vardır. Bazen yaratıcı, bazen araş-<br />

röportaj: Prof. Nurullah Gültekin <<br />

tırıcı, bazen yönetici, bazen üretici<br />

bazen de işletmeci olarak.<br />

Üniversiteye girişlerde meslek seçimi<br />

eskiden daha kolay ya da objektif<br />

değerlendirmelerle oluyordu gibi<br />

bir düşünceye sahibim. En azından,<br />

büyük emek ve endişelerle sınavlara<br />

giren gençlerin, aman puanım zayi<br />

olmasın diye bir endişeleri yoktu. Ailelerin<br />

hedef aldığı mesleklere dönük<br />

baskıları da bunun cabası. Yıllarca<br />

sıralamalarda çok sayıda gence fahri<br />

danışmanlık yaptım. Bu değerlendirmelerim,<br />

birebirlik bu gözlemlerimin<br />

sonucu. Sevilerek yapılan bir iş ile<br />

başarı arasında doğrudan bir ilişki olduğu<br />

herkesçe kabul ediliyor. Meslek<br />

seçiminde de mezun olduktan sonrada<br />

temel kriterin bu olması gerektiğine<br />

inanıyorum. Değişmeyen gerçek<br />

şu, seçilen meslekle çalışılırken<br />

yaşam da devam ediyor.<br />

29<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

30<br />

> teknoloji: Enerji Tasarrufu İçin Optimum UPS Çözümü<br />

Serkan TURGUT<br />

Sektör Satış Müdürü<br />

Chloride Masterguard<br />

Enerji Tasarrufu İçin<br />

Optimum UPS Çözümü<br />

Günümüzde en yaygın şekilde tartışılan konulardan biri de hızla artan enerji maliyeti ve artan<br />

enerji talebidir. Bununla birlikte fosil yakıtların çevre üzerindeki etkileri ve bu yakıtların<br />

azalmakta olması, doğal olarak enerji tasarrufunu gerekli kılmış, yenilenebilir enerji ve enerji<br />

tasarrufunun en iyi uygulamalarının yanı sıra enerji verimliliği standartları, prosesleri ve teknolojilerinin<br />

geliştirilmesini ve iyileştirilmesini geniş ölçüde teşvik etmiştir.<br />

Artan bir ivmeyle kötüleşen çevre koşullarının<br />

sonucu olarak enerji arzının<br />

geleceğine dair güçlü bir belirsizlik,<br />

global enerji tasarrufu arayışını gündeme<br />

getirmiştir.<br />

Bu arayışın ön planında, sabit ancak<br />

önemli seviyedeki enerji gereksinimlerinin<br />

sonucu olarak operasyonları<br />

toplam enerji tüketiminin önemli bir<br />

kısmını oluşturan sektörler bulunmaktadır.<br />

Günümüzde işle ilgili faaliyetlerin<br />

güvenilir güç tedarikine olan<br />

bağımlılığı kuruluşları, kritik yüklerinin<br />

iş sürekliliğini tehdit eden gerçek<br />

tehlikelerden her ne pahasına olursa<br />

olsun sakınırken, enerji tüketimlerini<br />

azaltmanın yollarını aramaya zorlamaktadır.<br />

Dünyanın önde gelen bu kuruluşların<br />

büyük bir kısmı için maksimum çalışılabilir<br />

sürenin önemli olduğu bu durumda<br />

UPS’in bulunması, maksimum<br />

yük koruma ve tasarruf elde edilebilmesi<br />

için öncelikli bir gereksinimdir.<br />

UPS sistemleri; bilgisayar ağları ve<br />

sunucular, bina yönetimi ve güvenlik<br />

sistemleri gibi elektronik altyapılar<br />

için kesintisiz güç sağlarken aynı<br />

zamanda operasyonların durmasına,<br />

bilgi, verimlilik ve gelir kaybına yol<br />

açabilecek güç kesintilerine karşı da<br />

korur. UPS sistemleri ayrıca yük için<br />

temiz bir güç kaynağı temin ederek<br />

genel elektrik şebekesinin düşük kalitesini<br />

minimum seviyeye indirir veya<br />

tamamen ortadan kaldırır; böylece<br />

şebeke tarafındaki kesintiler ortadan<br />

kalkar.<br />

Sonuç olarak güç kalitesinde artış<br />

ve maksimum enerji verimliliği arayışı,<br />

yeni nesil UPS’ler için geleceğin<br />

temel performans ölçütleri olacaktır.<br />

%100 çalışılabilirlik sağlayan yüksek<br />

güvenilirlik ve maksimum enerji verimliliği.<br />

Bir UPS’in enerji verimliliği, UPS’e<br />

giren güç ile yük için enerji sağlamak<br />

amacıyla UPS’den çıkan güç arasındaki<br />

oran olarak değerlendirilir. Akım<br />

UPS’in dahili bileşenlerinden her<br />

geçtiğinde belirli bir miktar enerji ısı<br />

olarak kaybedilir. Bu da enerji kayıplarına<br />

yol açar. Tesisatın ideal ortam<br />

sıcaklığını korumak amacıyla klima<br />

çalıştırıldığında da ek enerji tüketimi<br />

söz konusu.<br />

Belirli bir miktar enerji kaybı kaçınılmazdır;<br />

ancak UPS güç tüketiminin<br />

azaltılmasının ve verimliliğinin artırılmasının,<br />

artık enerjinin azaltılmasına<br />

ve dolayısıyla enerji faturalarında<br />

genel maliyet tasarrufunun maksimum<br />

seviyeye çıkarılmasına katkıda<br />

bulunacağı açıktır. 365 gün 24 saat temelinde<br />

beş yılda sağlanacak tasarruf,<br />

bir UPS’in satın alma maliyetini karşılamakla<br />

kalmayacak aynı zamanda<br />

CO2 ve küresel ısınmaya neden olan<br />

diğer emisyonların azaltılmasına katkıda<br />

bulunacak, seçilen güç koruma<br />

çözümünün çevre üzerindeki etkisini<br />

en düşük seviyeye çekecektir.<br />

Enerji tasarrufu için optimum UPS<br />

çözümü<br />

Enerji tasarrufuna olan eşi görülmemiş<br />

talep ve mevcut UPS teknolojisi<br />

değerlendirildiğinde, enerji verimliliği<br />

anlamında, ideal bir UPS'in şebekedeki<br />

kesinti ve hata olaylarını öngörebileceğini<br />

ve gerçek zamanlı olarak<br />

en uygun çözümü, yük için en yüksek<br />

kalitede güç sağlamak için gereken<br />

minimum enerjiyi kullanarak uygulayabileceğini<br />

düşünebiliriz.<br />

Chloride, ilk kapsamlı enerji verimliliği<br />

UPS'ini üreterek bu ideali gerçek<br />

ve somut bir çözüme dönüştürmüştür.<br />

Trinergy, Chloride tarafından geliştirilen,<br />

elektrik ortamını sürekli analiz<br />

eden, giriş koşullarını ve yükün<br />

özelliklerini değerlendirdikten sonra<br />

1 Termodinamik ikinci yasasında belirtildiği gibi enerjinin bir türden diğerine her dönüştürüldüğünde, belirli bir miktar enerji ısı olarak kaybedilecektir. Daha<br />

basit bir ifadeyle: bu nedenle araba motorları çalışırken sıcaktır, cep telefonları şarj edildiğinde ısınır ve nükleer reaktörlerde sürekli soğutma yapılmalıdır.


güç sürekliliğini, iyileştirme ve enerji<br />

tasarrufu anlamında mükemmel çözümü<br />

sezgisel olarak seçen devrim<br />

niteliğinde bir UPS sistemidir.<br />

UPS uzmanları ve Uluslararası Elektroteknik<br />

Topluluğu (IEC) tarafından<br />

geniş ölçüde kabul görmüş üç mevcut<br />

UPS konfigürasyonunun tüm tesisatlarla<br />

uyumlu tek bir ünite içinde<br />

ilk kez bir arada bulunduğu dikkate<br />

alındığında bunun mümkün olduğu<br />

anlaşılacaktır.<br />

Maksimum Güç Kontrolü<br />

(VFI)<br />

Sistem, elektrik ortamının iyileştirilmesi<br />

gerektiğini belirlediğinde yük<br />

için optimum gücün sağlanmasını<br />

mümkün kılar.<br />

Şebeke koşullarında bir kötüleşme<br />

söz konusu olduğunda ve izlenen parametreler<br />

tolerans dışına çıktığında<br />

Maksimum Güç Kontrolü modu, %95<br />

verimlilikle çift dönüştürme modu<br />

kullanılarak tam iyileştirme ve yük<br />

için enerji tedariki sağlar<br />

Maksimum Enerji Tasarrufu<br />

(VFD)<br />

Ünite için ana şebeke tarafından sağlanan<br />

enerjinin ideal kalitede olduğunu<br />

ve iyileştirme gereksiniminin<br />

bulunmadığını belirler.<br />

Şebeke koşulları istikrarlı halde iken,<br />

enerjinin bypass hattından geçmesini<br />

mümkün kılan ve %99 verimlilik<br />

teknoloji: Enerji Tasarrufu İçin Optimum UPS Çözümü <<br />

sağlayan maksimum enerji tasarrufu<br />

modu seçilir.<br />

Yüksek Verimlilik ve Güç iyileştirme<br />

(VI)<br />

Maksimum Güç Kontrolü konfigürasyonuna<br />

geçmeden sistemin sağlanan<br />

enerjiyi yeterli seviyede iyileştirmesini<br />

mümkün kılar.<br />

UPS'e doğrusal olmayan bir yük bağlandığında<br />

ve harmonikler söz konusu<br />

olduğunda Trinergy, yalnızca<br />

hat kesintilerini kompanse etmek için<br />

gerekli enerjiyi tüketen ve kesinti kalitesine<br />

göre mümkün olan en yüksek<br />

verimliliği sağlayan, böylece %96<br />

- %98 arasında verimliliği mümkün<br />

kılan bir aktif filtre olarak işlev görebilir.<br />

Trinergy, bu üç çalışma moduyla birlikte,<br />

aynı zamanda yüksek kaliteli bir<br />

UPS için temel nitelik olan standart<br />

özelliklere de sahiptir.<br />

Trinergy cihazını diğer UPS'lerden<br />

ayıran özellik, tek bir üründe ilk kez<br />

bir araya gelen enerji verimliliği parametreleri,<br />

güç sürekliliği ve mükemmel<br />

performanstır:<br />

• Maksimum yük kullanılabilirliği<br />

• Optimum çalışma verimliliği<br />

• Yükte optimum güç kalitesi<br />

• Her türlü şebeke tarafı kaynakla tam<br />

uyumluluk<br />

- Düşük giriş toplam harmonik bozulması<br />

- Yüksek giriş güç faktörü<br />

• Her türlü yük için sağlanan enerjide<br />

maksimum uyumluluk<br />

• Tesisat ve ekipman standartlarıyla<br />

kanıtlanmış uyumluluk<br />

Örnek Veri Merkezi Çalışması<br />

Veri merkezlerinde, şebekenin sürekliliğinin<br />

ve güvenliğinin sağlanması<br />

amacıyla gücün iyileştirilmesi, anlık<br />

kesintiler, düşmeler, yükselmeler ve<br />

temiz, eş fazlı güçten diğer her türlü<br />

sapmanın engellenmesi için UPS kullanılır.<br />

Peki bu enerji nereye gider? IT ekipmanlarına<br />

ulaşmadan önce elektrik,<br />

dahili bileşenlerden geçerek veri<br />

merkezi için güç sağlamak amacıyla<br />

temizlendiği UPS'e gider.<br />

Bu güç dağıtımı zincirinde tüketilen<br />

elektrik, bir veri merkezi için gereken<br />

gücün önemli bir kısmını oluşturur.<br />

Tipik bir veri merkezi tesisatında<br />

şebeke koşulları ve yükün elektriksel<br />

özellikleri, temel olarak trafik<br />

miktarına göre değişir; bu da güçte<br />

dalgalanmalara ve UPS tarafından<br />

korunacak farklı elektrik yükü koşullarına<br />

yol açar.<br />

Verilen elektrik ortamında UPS, Giriş<br />

Güç Faktörü (PF) ve Giriş THDi (Toplam<br />

Harmonik Akım Bozulması) üzerinden<br />

şebeke tarafı dağıtımı etkiler.<br />

Bu elektriksel özellikler yükteki<br />

dalgalanmalara göre sırasıyla<br />

PF ve THDi için 0,8 ile 0,9 ve<br />

%6 ile %20 arasında değişir;<br />

yani harmonik problemleri söz<br />

konusu olur ve buna bağlı olarak<br />

farklı seviyelerde iyileştirme<br />

gereklidir.<br />

UPS yük tarafından çekilen akımın<br />

iyileştirilmesinde temel bir<br />

rol oynar; reaktif akımın<br />

ve güç kaynaklarına ulaşan<br />

harmoniklerin engellenmesine<br />

yardımcı olur; böylece transformatörün<br />

aşırı ısınması, bileşenlerin hızla<br />

31<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

32<br />

> teknoloji: Enerji Tasarrufu İçin Optimum UPS Çözümü<br />

eskimesi, kabloların büyük kesitte<br />

kullanılması gereksinimi, daha yüksek<br />

kurulum ve işletme maliyetleri<br />

gibi şebeke tarafı ekipman ve elektrik<br />

şebekesindeki olası sorunları engeller.<br />

Günümüzde veri merkezlerinden<br />

yaygın olarak kullanılan standart bir<br />

UPS, çift çevrim modunda çalışarak<br />

yüksek güç kalitesini ve iyileştirmeyi<br />

garanti eder. Çift çevrim modu AC<br />

(giriş gücü) gücünü DC'ye ve DC<br />

gücünü AC'ye (çıkış gücü) dönüştürerek,<br />

giriş kalitesinden bağımsız olarak<br />

mükemmel bir çıkış dalga biçimi<br />

sağlar. Kesintilerin çok küçük olduğu<br />

durumlarda dahi sürekli olarak çift<br />

çevrim modunda çalışmanın dezavantajı,<br />

büyük miktarda gereksiz artık<br />

enerjinin kaybedilmesidir.<br />

Bu nedenle veri merkezi tesisatları<br />

için ideal güç iyileştirme çözümü,<br />

akım ve harmonikleri sezgisel olarak<br />

mümkün olan en az miktarda enerjiyi<br />

kullanarak iyileştiren çözüm olacaktır.<br />

Trinergy esasen, invertörün paralel<br />

aktif filtre olarak çalıştığı ve bu nedenle<br />

THDi ve PF ile yükü kompanse<br />

ettiği bir paralel aktif filtre olarak işlev<br />

görebilir. Trinergy aynı zamanda,<br />

düşmelerin ve yüksek gerilimlerin söz<br />

konusu olması halinde, %98'e kadar<br />

genel verimlilikle giriş penceresi gerilim<br />

toleranslarını iyileştirmeye yönelik<br />

bir seri aktif filtre olarak işlev<br />

görebilir.<br />

Yüksek seviyede güç iyileştirme gereksiniminin<br />

veya özel bir şebeke koşulunun<br />

söz konusu olması halinde<br />

Mevcut standart teknoloji<br />

(Çift çevrim)<br />

Mevcut teknolojide<br />

eco-modda sınıfının en iyisi<br />

(eco modlu çift çevrim)<br />

Görünür<br />

güç<br />

kVA<br />

Trinergy, derhal tepki vererek ve çift<br />

çevrimde çalışarak mümkün olan en<br />

iyi güç çıkışı kalitesini koruyabilir.<br />

Sonuç olarak, şebeke koşulları ne<br />

olursa olsun çift çevrim modunda çalışan<br />

standart UPS'in aksine Trinergy,<br />

kesintilerin kompanse edilmesi için<br />

gereken en etkin yöntemi sezgisel olarak<br />

seçmeden önce şebekenin çevresel<br />

çalışma koşullarını izler; böylece<br />

yalnızca gereken enerjiyi kullanarak<br />

standart UPS'e göre %4 - %7 daha<br />

fazla verimlilik sağlar. Sonuç olarak<br />

daha yüksek bir verimlilik seviyesi<br />

elde edilirken çift çevrimli UPS tarafından<br />

sağlanan ile aynı seviyede güç<br />

iyileştirme sağlanır.<br />

Gerçek bir tesisat<br />

Trinergy cihazının avantajları, cihazın<br />

farklı şebeke giriş koşullarını ayırabilmesini<br />

ve en iyi çalışma modunu<br />

seçebilmesini, böylece yalnızca en iyi<br />

çıkış güç kalitesini sağlamak ve yükü<br />

iyileştirmek için gereken miktarda<br />

enerji kullanmasını mümkün kılar.<br />

Bu devrim niteliğindeki mimariden<br />

kaynaklanan avantajları daha iyi<br />

anlamak ve Trinergy ile elde edilebilecek<br />

enerji tasarrufunu rakama<br />

dökmek amacıyla pazarda bulunan<br />

çeşitli UPS teknolojileri ile ilgili bir<br />

simülasyon yapılmıştır.<br />

Simülasyonların güvenilirliği gerçek<br />

şebeke koşullarının dikkate alınmış<br />

olup olmamasına bağlıdır; bu nedenle<br />

Chloride, tüm dünyada kendisine ait<br />

UPS ve güç dağıtımı sistemlerinde<br />

uzaktan arıza tespiti, izleme ve çalışma<br />

durumu yönetimi için tasar-<br />

Aktif<br />

güç<br />

kW<br />

Ortalama<br />

çalışma<br />

verimliliği<br />

%<br />

Giriş<br />

gücü<br />

kW<br />

Soğutma<br />

Katsayısı<br />

lanmış çift yönlü, tüm yıl 24 saat<br />

boyunca kullanılan iletişim sistemi<br />

olan LIFE.net uygulaması aracılığıyla<br />

ölçülen şebeke verilerinin analizini<br />

gerçekleştirmiştir.<br />

UPS'in gerçek şebeke koşullarındaki<br />

işlevselliği ile ilgili veriler İngiltere'de<br />

yılın 365 günü, günün 24 saati 2374<br />

UPS cihazı izlenmektedir.2008 yılında<br />

gerçekleştirilen 12 aylık bir<br />

LIFE.net analizi ile Chloride UPS'nin<br />

kurulduğu yerde ortalama olarak aşağıdakilere<br />

karşı koruduğunu göstermiştir:<br />

• 2709 tolerans dışı durum / UPS<br />

• Tolerans dışı durum ortalama süresi<br />

8 sn<br />

• 11 ana şebeke arızası / UPS<br />

• Ana şebeke arızası ortalama süresi<br />

120 sn<br />

Bunların tamamı yük için potansiyel<br />

olarak zararlıdır.<br />

Yukarıdaki sonuçların; şebeke koşulları,<br />

UPS mimarisi, verimlilik ve UPS<br />

algoritması gibi bir dizi parametre ile<br />

özel olarak geliştirilmiş bir simülatör<br />

kullanılarak mevcut UPS teknolojileri<br />

ile karşılaştırmalı olarak analiz edildiklerinde,<br />

son derece önemli oldukları<br />

kanıtlanmıştır.<br />

Gerçek şebeke verilerinin ve mimari<br />

göstergelerinin kullanılabilirliği dikkate<br />

alınarak simülasyon gerçekleştirilmiş<br />

ve her bir çalışma modu için<br />

UPS çalışma verimliliği hesaplanmıştır.<br />

Aynı zamanda giriş gücü dikkate<br />

alınmış ve bir yıllık bir dönem içinde<br />

toplam enerji kaybı elde edilmiştir.<br />

Kaybedilen<br />

Enerji<br />

kWh<br />

Enerji<br />

Maliyeti<br />

£/KWh<br />

600 540 92,5 584 1,7 8693708 0,09<br />

Enerji<br />

Tasarrufu<br />

kWh<br />

Mali<br />

Tasarruf<br />

/ Yıl<br />

£<br />

600 540 94,9 569 1,7 8473846 0,09 219862 19788<br />

Trinergy 600 540 97,9 552 1,7 8214178 0,09 479530 43158<br />

*Hesaplama Modeli ve Hesaplama Aracı, Ekte derinlemesine incelenmiştir.


Elde edilen ortalama verimlilik değerleri<br />

aşağıdaki tabloda verilmiş ve<br />

üç farklı teknolojinin sağladığı enerji<br />

tasarrufunun hesaplanması ve karşılaştırılmasında<br />

kullanılmıştır.<br />

Aşağıdaki tabloda, her bir teknoloji<br />

ile UPS işlevselliği karşılaştırma sonuçlarının<br />

özeti verilmiştir.<br />

Mevcut standart teknoloji<br />

Invertör trafosu teknolojisine sahip<br />

bu UPS topojojisi, tam yükte yaklaşık<br />

%92,5 verimlilik sağlar. Kontrollü ortamdaki<br />

klimalı bir tesisatta tam yükte<br />

bir yıllık enerji kaybı 8694 MWh seviyesindedir.<br />

Mevcut teknolojide ECO mod ile sınıfının<br />

en iyisi<br />

Eco-mod ve akıllı çift çevrime sahip<br />

bu UPS topolojisi sistemin çalışma<br />

verimliliğini önemli ölçüde artırır<br />

ve %97'ye yükselebilmesini sağlar.<br />

Akıllı çift çevrimde çalışan bir UPS'in<br />

ortalama çalışma verimliliği %95'tir;<br />

bu da mevcut standart teknolojiyle<br />

karşılaştırıldığında 220 MWh enerji<br />

tasarrufu ve maliyette önemli bir<br />

düşüş sağlar.<br />

Trinergy teknolojisi<br />

Chloride’ınyeni ve devrim niteliğindeki<br />

teknoloji mimarisi üstün avantajlar<br />

sunar.<br />

Yükü etkileyen farklı koşullar dikkate<br />

alındığında Trinergy, en düşük<br />

miktarda enerji kullanırken mükemmel<br />

güç kalitesini garanti edecek ve<br />

teknoloji: Enerji Tasarrufu İçin Optimum UPS Çözümü <<br />

%98'e kadar ortalama çalışma verimliliği,<br />

yani enerji tasarrufu, maliyet tasarrufu<br />

ve çevresel etkilerde azalma<br />

sağlayacak şekilde en uygun çalışma<br />

modunu sezgisel olarak seçebilir.<br />

Sonuç<br />

Kritik öneme sahip her türlü ekipman<br />

ve prosesin güvenceye alınma çabaları<br />

kapsamında şu sonuca varabiliriz<br />

ki bugüne kadar iki temel teknoloji<br />

arasında seçim yapmak mümkün olmuştur;<br />

mevcut standart teknoloji ve<br />

eco mod ile sınıfının en iyi mevcut<br />

teknolojisi. Bu kabul görmüş teknolojilerin<br />

her birinin enerji verimliliği<br />

ile ilgili avantajları ve dezavantajları<br />

vardır.<br />

Standart UPS çift çevrim modunda<br />

çalıştığında, küçük gerilim farklılıklarından<br />

büyük güç arızalarına kadar<br />

her durumda optimum yük koruması<br />

sağlar. Her iki durumda UPS tarafından<br />

kaybedilen enerji eşittir. Bu durumda<br />

soru, birbirine zıt iki şebeke<br />

koşuluna uyum sağlayabilecek ancak<br />

daha az enerji kullanan, yani küçük<br />

gerilim farklılıklarında enerji kaybını<br />

minimum seviyeye indiren bir UPS'in<br />

mümkün olup<br />

olmadığıdır.<br />

Sınıfının en iyi teknolojisine sahip ve<br />

eco modlu UPS'in temel eksikliği, eco<br />

modda çalışırken küçük kesintiler için<br />

dahi herhangi bir iyileştirme gerçekleştirememesidir.<br />

Ayrıca invertör harmonikleri<br />

iyileştiremez veya gerilim<br />

farklılıklarını kompanse edemez; bu<br />

da yükün iyileştirilmesi için çift çevrim<br />

moduna geçilmesini (akıllı çift<br />

çevrim) gerekli kılar, böylece büyük<br />

miktarda enerji kaybedilir.<br />

Bu durum LIFE.net ile izleme ve arıza<br />

tespit esnasında sistemden çekilen<br />

verilerde daha net bir şekilde görüle-<br />

bilir; bu veriler şebekedeki en yaygın<br />

kesintilerin genel ana şebeke kesintileri<br />

değil küçük tolerans dışına çıkışlar<br />

veya şebekedeki farklılıklar olduğunu<br />

net bir şekilde göstermektedir; bu<br />

nedenle sınıfının en iyi teknolojisine<br />

sahip ve eco modlu bir UPS için maksimum<br />

güç kontrolü amacıyla çift dönüşüm<br />

moduna geçme gereksinimi<br />

çok sık söz konusu olacaktır.<br />

Trinergy cihazında bulunan ve önceki<br />

sayfalarda anlatılmış olan geleceğin<br />

devrim niteliğindeki teknolojisi çok<br />

büyük avantajlara sahiptir.<br />

Mevcut her bir işlevsellik modunun<br />

verimliliği maksimum seviyeye taşınmakla<br />

kalmamış, UPS'in çalıştığı ortamı<br />

izleyebilmesi ve maksimum yük<br />

koruması ve maksimum enerji tasarrufu<br />

sağlarken optimum UPS çalışma<br />

performansını mümkün kılabilmesi<br />

için yeni bir algoritma oluşturulmuştur.<br />

Trinergy’nin üstün özelliği sadece<br />

eşsiz ve kanıtlanmış verimliliği değildir.<br />

Trinergy sahip olduğu teknolojiler<br />

sayesinde aynı zamanda işletme maliyetlerinin<br />

minimum seviyeye indirilmesi<br />

için de en iyi çözümdür.<br />

Esasen, yaptığımız analizde sunulduğu<br />

gibi, standart modda çalışan bir<br />

UPS sürekli çift çevrim modunda çalıştığından<br />

enerji veya maliyet tasarrufu<br />

için herhangi bir marj sağlamaz.<br />

Standart teknoloji ile sınıfının en iyi<br />

eco modlu UPS'in teknolojisi karşılaştırıldığında,<br />

enerji ve maliyet tasarruflarının<br />

her ikisinin de önemli olduğu<br />

görülmüştür. Son olarak, mevcut tüm<br />

teknolojileri bir araya getiren Trinergy<br />

teknolojisine sahip UPS'in, sınıfının<br />

en iyi teknolojisine sahip bir UPS'in<br />

iki katı tasarruf sağladığı kanıtlanmıştır.<br />

Trinergy, UPS Sektöründeki devrim!<br />

33<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

34<br />

> hukuk penceresinden: Binalarda Enerji Performansı<br />

İlker ULAŞ<br />

Müşavir Avukat<br />

Binalarda Enerji Performansı<br />

Değerli okurlar, yeniden merhaba derken, öncelikle <strong>AE</strong>-<strong>ARMA</strong> ELEKTROPANÇ AİLESİNİ, yapmış<br />

olduğu şirket evliliği nedeniyle kutluyorum. Hollanda menşeli, halka açık, ULUSLARARASI<br />

Teknik Servis Sağlayıcı, yeni partneri ve ortağı IMTECH N.V.‘nin 27.400 çalışanı, 5,1 Milyar<br />

Euro cirosu ile <strong>AE</strong>-<strong>ARMA</strong> ELEKTROPANÇ’ı iş başında kalan mevcut yetenekli yönetim kadrosu ve<br />

çalışanlarının da çabaları ile tüm coğrafyalarda iddialı projelere imza atacak global şirket düzeyine<br />

taşıyacağına yüksek inancımı belirtirim. Şirket ortakları, çalışanları ve ülkemiz mühendisliği için hayırlı<br />

olmasını diliyorum...<br />

Bu sayımızda, Ülkemiz için yeni<br />

yerleşmeye başlayan ve yasal alt yapısı<br />

nihayet -eksik de olsa- hazırlanmış<br />

olan bir konudan: BİNALARDA<br />

ENERJİ PERFORMANSI kavramından<br />

bahsetmek istiyorum. Bilindiği üzere,<br />

ülkemiz için enerji üretimine yarayacak<br />

sınırlı doğal kaynakların hayata<br />

geçirilmesi; ülke ekonomisi için hayati<br />

önem arzettiği gibi, yüksek maliyetleri<br />

nedeniyle finans kaynaklarına<br />

gereksinimi yüzünden devletin temel<br />

sorunlarından en hayati olanıdır. Gelecek<br />

savaşlar, muhtemelen enerji<br />

kaynakları ve su yüzünden çıkacaktır.<br />

Alternatif enerji ve yenilenebilir enerji<br />

kavramları artık sık duymaya başladığımız<br />

kavramlardır. Devlet enerji üretimi<br />

için yasal alt yapı kurmakta ve<br />

özel sektöre geniş teşvikler ve lisans<br />

hakları devretmektedir. Ancak doğal<br />

dengenin bozulması ve çevre faktör-<br />

leri nedeniyle özellikle HES projeleri<br />

için bölge halklarının protestoları ve<br />

açılan iptal davaları basında sıklıkla<br />

yer almaktadır. Enerji üretiminin,<br />

ülkelerin refahı ve özgürlüğü için<br />

önemi, artık tartışmasız kabul görmekte<br />

olup, enerji üretiminin %70 ‘ini<br />

dış kaynaklardan döviz ile sağlamak<br />

zorunda kalan ülkemiz, enerji israfında<br />

ise Avrupa ortalamalarının çok<br />

yukarılarında yer almaktadır. Avrupa


ortalaması 50-70 kilowatt saat (kWh)<br />

iken bizde; Antalya ve İzmir’de 150<br />

kWh, İstanbul‘da 550 kWh değerler<br />

ölçümlenmektedir. İşte enerji israfının<br />

önlenmesi suretiyle doğal kaynakların<br />

çabuk tüketilmemesi yanı sıra<br />

döviz kaybının da önlenmiş olacağı<br />

gerçeği nihayet devleti bu konuda<br />

tedbirler almaya zorlamıştır. Zira ülkemizde<br />

enerji tüketiminin %30-40’ı<br />

binalarda tüketilmektedir. Tüketilen<br />

enerjide ithalat girdisi yüzde 75 oranındadır.<br />

İthalata ödenen para 40-50<br />

milyar dolar aralığında olup, örneğin<br />

2008 yılında ödenen 45 milyar dolar<br />

enerji faturasının 12 milyar doları<br />

konutlara gitmiştir. Günlük doğalgaz<br />

tüketimi 130-150 milyon m³ aralığındadır.<br />

Ülkemizde yapılan mevcut<br />

her kategoriden toplam 17 milyon<br />

adet binanın %70’i yalıtımsızdır. Bu<br />

binaların yalıtılması halinde enerji<br />

faturasının 7,5 milyar dolar azalacağı<br />

öngörülmektedir. Yaklaşık %92’ si<br />

enerji verimliliği mevzuatı kapsamı<br />

dışında kalan 8,5 milyon adet mertebesinde<br />

büyük bir yapı stoğu ile ülkemiz<br />

önemli oranda enerji tasarruf<br />

potansiyeline sahip iken uzun yıllar<br />

boşa harcanmıştır. (Kaynak: www.yalitim.net/?pid=20948)<br />

Ancak nihayet<br />

18.04.2007 tarih ve 5627 sayılı Enerji<br />

Verimliliği Kanunu ile ciddi adım atılmış<br />

ve son olarak da anılan kanunun<br />

7. ve 3194 sayılı İmar Kanununun 44.<br />

maddesi dayanak yapılarak hazırlanan<br />

BİNALARDA ENERJİ PERFOR-<br />

MANSI YÖNETMELİĞİ 05.12.2008<br />

tarih ve 27075 sayılı Resmi Gazete’de<br />

yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.<br />

Anılan Yönetmelik 29. Maddesi hükmüne<br />

göre yayımından bir yıl sonra<br />

yani 05.12.2009’ da yürürlüğe girmiştir.<br />

Artık iki yıllık bir uygulamayı<br />

geride bırakmıştır. Şimdi aşağıda,<br />

ülkemiz için hayati önemi haiz olan<br />

bu yönetmeliğin önemli hükümlerine<br />

bakalım:<br />

Amaç<br />

Madde 1 – (1) Bu Yönetmeliğin<br />

amacı dış iklim şartlarını, iç mekân<br />

gereksinimlerini, mahalli şartları ve<br />

maliyet etkinliğini de dikkate alarak,<br />

bir binanın bütün enerji kullanımlarının<br />

değerlendirilmesini sağlayacak<br />

hesaplama kurallarının belirlenme-<br />

hukuk penceresinden: Binalarda Enerji Performansı <<br />

sini, birincil enerji ve karbondioksit<br />

(CO2) emisyonu açısından sınıflandırılmasını,<br />

yeni ve önemli oranda<br />

tadilat yapılacak mevcut binalar için<br />

minimum enerji performans gereklerinin<br />

belirlenmesini, yenilenebilir<br />

enerji kaynaklarının uygulanabilirliliğinin<br />

değerlendirilmesini, ısıtma ve<br />

soğutma sistemlerinin kontrolünü,<br />

sera gazı emisyonlarının sınırlandırılmasını,<br />

binalarda performans kriterlerinin<br />

ve uygulama esaslarının<br />

belirlenmesini ve çevrenin korunmasını<br />

düzenlemektir.<br />

Kapsam<br />

Madde 2 – (1) Bu Yönetmelik;<br />

a) Mevcut ve yeni yapılacak konut,<br />

ticari ve hizmet amaçlı kullanılan<br />

binalarda uygulanmak üzere; mimari<br />

tasarım, mekanik tesisat, aydınlatma,<br />

elektrik tesisatı ve elektrik<br />

tüketen binaların sabit ekipmanları<br />

konularındaki asgari performans<br />

kriterlerine, enerji performans hesaplama<br />

usûllerine, enerji kimlik<br />

belgesinin hazırlanmasına, binaların<br />

kontrolleri ve enerji kimlik belgesini<br />

hazırlayacak ve denetleyecek onaylanmış<br />

bağımsız yetkili kuruluşların<br />

yetkilendirilmesine ve yetkilerinin<br />

düzenlenmesine, ülke enerji politikasının<br />

oluşturulmasına yönelik gerekli<br />

araştırmalar, incelemeler yapılmasına<br />

ve bunun sonucunda elde edilen deneyimler<br />

ile ilgili bilgilerin toplanmasına,<br />

b) 1000 m�’nin üzerinde kullanım<br />

alanına sahip binalarda; elektrik, ısı<br />

ve sıhhi sıcak su ihtiyacının kojenerasyon<br />

sistemi ve yenilenebilir enerji<br />

kaynaklarından üretim imkânlarının<br />

araştırılarak, ekonomik yapılabilirliği<br />

olan uygulamalara,<br />

c) Bina sahipleri ve son kullanıcıların<br />

bilinçlendirilmesi, sektörde faaliyette<br />

bulunan kurum ve kuruluşların çalışanlarının<br />

eğitimleri ve eğitimlerin<br />

güncelleştirilmesi vasıtasıyla enerjinin<br />

daha verimli kullanımına,<br />

ç) Korunması gerekli kültür varlığı<br />

olarak tescil edilen binalarda, enerji<br />

verimliliğinin arttırılmasına yönelik<br />

önlemler ve uygulamalar ile ilgili,<br />

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma<br />

Kurulunun görüşünün alınarak bu<br />

görüş doğrultusunda yapının özelliğini<br />

ve dış görüntüsünü etkileme-<br />

yecek biçimde enerji verimliliğini<br />

arttırıcı uygulamaların yapılmasına,<br />

ilişkin usul ve esasları kapsar.<br />

(2) Sanayi alanlarında işletme ve<br />

üretim faaliyetleri yürütülen binalar,<br />

planlanan kullanım süresi iki yıldan<br />

az olan binalar, toplam kullanım<br />

alanı 50 m²’nin altında olan binalar,<br />

seralar, atölyeler ve münferit olarak<br />

inşa edilen ve ısıtılmasına ve soğutulmasına<br />

gerek duyulmayan depo,<br />

cephanelik, ardiye, ahır, ağıl ve benzeri<br />

binalar bu yönetmeliğin kapsamı<br />

dışındadır.<br />

İlkeler<br />

Madde 5 – (1) Yeni bina tasarımında,<br />

mevcut binaların proje değişikliği gerektiren<br />

esaslı onarım ve tadilat projelerinde,<br />

mekanik ve elektrik tesisat<br />

değişikliklerinde binanın özelliklerine<br />

göre bu Yönetmelikte öngörülen esaslar<br />

göz önüne alınır.<br />

(2) Binanın mimari, mekanik ve<br />

elektrik projeleri, diğer yasal düzenlemeler<br />

yanında, enerji ekonomisi<br />

bakımından bu Yönetmelikte öngörülen<br />

şartlara uygun değil ise, ilgili idare<br />

tarafından yapı ruhsatı verilmez.<br />

(3) Bu Yönetmelik esaslarına uygun<br />

projesine göre uygulama yapılmadığının<br />

tespiti halinde, tesbit edilen eksiklikler<br />

giderilinceye kadar binaya,<br />

ilgili idare tarafından yapı kullanım<br />

izin belgesi verilmez.<br />

(4) Bu Yönetmelikte tanımlanmamış<br />

olan ve açıklık gereken hususlar hakkında,<br />

Ek-7a’da verilen Türk Standartlarının<br />

güncel halleri, bu standartların<br />

olmaması halinde ise, Ek-7b’de verilen<br />

Avrupa Standartlarının güncel<br />

halleri esas alınır.<br />

(5) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında<br />

proje, yapım, denetim ve diğer konularda<br />

tereddüte düşülen hususlar hakkında<br />

Bakanlığın uygulamaya esas<br />

olacak yazılı görüşü alınarak işlem<br />

yapılır.<br />

Görev, yetki ve sorumluluk<br />

Madde 6 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerinin<br />

uygulanmasından;<br />

a) İdili idareler,<br />

b) Enerji kimlik belgesi düzenlemeye<br />

yetkili kuruluşlar,<br />

c) Yatırımcı kuruluşlar,<br />

ç) Bina sahipleri, bina yöneticileri<br />

veya enerji yöneticileri,<br />

35<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

36<br />

> hukuk penceresinden: Binalarda Enerji Performansı<br />

d) İşletmeci kuruluşlar,<br />

e) İşveren veya temsilcileri,<br />

f) Tasarım ve uygulamada görevli<br />

mimar ve mühendisler,<br />

g) Uygulayıcı yükleniciler ve üreticiler,<br />

g) Binanın yapılmasında, kullanımında<br />

ve enerji kimlik belgesi düzenlenmesinde<br />

görev alan müşavir,<br />

danışman, proje kontrolü yapan gerçek<br />

veya tüzel kişiler, enerji kimlik<br />

belgesi düzenlemeye yetkili kuruluşlar,<br />

onaylanmış denetleme kuruluşları ve<br />

işletme yetkilileri, görevli, yetkili ve<br />

sorumludur.<br />

(2) Yönetmelik hükümlerine göre inşa<br />

edilmemiş binalardan;<br />

a) Projenin eksik veya hatalı olması<br />

veya standartlara uygun olmaması<br />

halinde, proje müellifleri; yapımın<br />

eksik veya hatalı olması veyahut standartlara<br />

uygun olmaması halinde ise,<br />

varsa yapı denetim kuruluşu ve yüklenici<br />

veya yapımcı firma, yetkileri<br />

oranında sorumludur.<br />

b) Sistemin uygun çalışmaması işletmeden<br />

kaynaklanıyor ise, bina sahibi,<br />

yöneticisi veya varsa enerji yöneticisi<br />

veya isletmeci kuruluş doğrudan sorumlu<br />

olur.<br />

c) İdili idareler, sorumluluğun takip,<br />

tespit ve gereğinin yerine getirilmesi<br />

hususunda görevli ve yetkilidir.<br />

(3) İlgili idareler ve enerji kimlik belgesi<br />

düzenlemeye yetkili kuruluşlar,<br />

projelerin ve uygulamaların bu yönetmelik<br />

hükümlerine uygun olup olmadıgını<br />

denetler.<br />

(4) Bu yönetmeliğe uygun tasarım<br />

ve uygulaması yapılmayan binalara<br />

yapı ruhsatı veya yapı kullanım izin<br />

belgesi verilmesi durumunda, ilgili<br />

idareler, enerji kimlik belgesi düzenlemeye<br />

yetkili kuruluşlar ve varsa<br />

yapı denetim kuruluşları sorumlu<br />

olur.<br />

Görüleceği gibi Enerji Performansı<br />

Yönetmeliği hükümlerine uyulmaması<br />

ve Bina Enerji Kimlik Kartı alınmaması<br />

hallerinde kimlerin sorumlu<br />

olacağı yönetmelikte düzenlenmiş olmasına<br />

karşın sorumlulara verilecek<br />

ceza ve yaptırımların neler olduğu<br />

ortada yoktur. Ceza kuralları zaten<br />

yönetmelik ile getirilemez yasa ile<br />

konur. Şimdilik yeni yapılan binalara<br />

iskan (Yapı Kullanma İzni) verilmeyeceği<br />

etkin yaptırım olarak görülmektedir.<br />

Mevcut yapılar için ne olacaktır?<br />

Yönetmeliğin GEÇİCİ 3. Maddesi:<br />

Mevcut binalar ve inşaatı devam<br />

eden henüz yapı kullanma izni almamış<br />

binalar için Enerji Verimliliği<br />

Kanununun yayımı tarihinden itibaren<br />

10 yıl içinde Enerji Kimlik Belgesi<br />

düzenleneceği kuralını koymaktadır.<br />

Kanun 14.04.2007 de yayımlandığına<br />

göre 2017 yılının 4. ayına kadar<br />

yani kalan 5 yıl içinde tüm binaların<br />

(konut, işyeri, fabrika ) Bina Enerji<br />

Kimlik Kartı almaları zorunludur.<br />

Yani beş yıl süreleri kalmıştır. Esaslı<br />

tamir ve tadilat gören binalar için ise<br />

tadilat projesi tasdiki aşamasında bu<br />

belge alımı hemen zorunludur.<br />

O halde ister bina sahibi ister apartmanda<br />

kat maliki ve /veya yönetici<br />

olun, beş yıl içinde artık binalarınızı<br />

ENERJİ PERFORMANSI YÖNETME-<br />

LİĞİ hükümlerine göre ısı ve enerji<br />

kayıplarını önlemek için mantolamak,<br />

su ısıtma dahil, güneş enerjisinden<br />

azami yararlanabilir hale<br />

getirmek, sarfiyatı düşük (akkor flamanlı<br />

olmayan lambaları kaldırarak)<br />

lambalar kullanmak, tüm mekanik ve<br />

elektrik tesisatını otomatik devre kesiciler<br />

ve sensörlerle donatmak yani<br />

bina otomasyonuna yatırım yapmak<br />

zorundasınız. Yeni kat mülkiyeti yasası<br />

bu işler için artık kat malikleri<br />

kurulunda %51 oy çokluğunu yeterli<br />

saymaktadır. Bu da yöneticilerin işini<br />

kolaylaştıracaktır.<br />

Belediyeler ise bu konuda görevli olduklarından<br />

enerji tasarrufu amaçlı<br />

tadilat projelerinizi onaylamak zorundadırlar.<br />

Belki SİT sahaları ve eski<br />

eser olarak tescilli yapılar ile Boğaziçi<br />

ön görünüm ve sahil bölgesinde yer<br />

alan konutlar için sıkıntılar yaşanabilecektir.<br />

Bu arada belirtmeliyim ki en<br />

önemli tadilat işiniz depreme hazırlık<br />

için YAPI GÜÇLENDİRME PROJESİ<br />

hazırlatarak belediyeye tasdik için<br />

sunmanızdır. Ancak unutmayınız<br />

bunun için özellikle apartmanlarda<br />

karar almanın ön şartı DEPREM İÇİN<br />

GÜÇLENDİRME gerektiğinin tespiti<br />

için mahkemeden karar almanız ge-<br />

rektiğidir. Yani apatmanınızın bulunduğu<br />

bölgedeki nöbetçi Sulh Hukuk<br />

Mahkemesine başvururarak Delil<br />

Tespiti Yöntemi ile binanızın taşıyıcı<br />

sisteminin depreme mukavim olup,<br />

olmadığını tespit ettirmeli ve bu tespit<br />

kararı ile kat malikleri kurulundan<br />

% 51 çoğunlukla KARAR almanız halinde<br />

tüm kat malikleri bu masrafa katılmak<br />

zorunda kalacaktır. Mahkeme<br />

kararı olmadan diğer kat maliklerini<br />

zorlayamazsınız . Katılmayanın dairesini<br />

kat mülkiyeti yasasına göre sattırarak<br />

bedeli tahsil etme imkanınız<br />

var!.. Belediyeler de Mahkeme tespit<br />

karşısında kıvırmayarak yapı tadil<br />

izni düzenlemek zorunda kalacaklardır.<br />

İşte bu işle , binanızı ısı yalıtımı<br />

ve Enerji Verimliliği Yönetmeliğe<br />

uydurma ve Enerji Kimlik Kartı alma<br />

şansınız da doğmuş olacaktır. Yani<br />

birlikte yapmak daha akılcı ve doğru<br />

karar olacaktır.<br />

Müstakil iş yeri veya konut binası<br />

maliki iseniz 5 yıl içinde pamuk eller<br />

cebe demek zorundasınız. Sanırım bu<br />

yolla sağlanacak enerji tasarrufu ülkemizin<br />

şimdiki toplam enerji tüketimin<br />

%50‘ sini ortadan kaldıracak boyutlardadır.<br />

Yani biz Türkler umursamadan<br />

yıllarca gökyüzünü ısıttık !.. artık<br />

evlerimizi ısıtacağız.<br />

Bu yönetmelik yeni yapılmakta olan<br />

yapılar için yürürlükte ise de asıl furya<br />

2016 – 2017 yıllarında başlayacak<br />

demektir. Böylece bina otomasyonu<br />

işi ile uğraşanlar ile akkor flaman<br />

içermeyen aydınlatıcı ve ısıtıcı yatırımı<br />

ve imali yapanlar için altın yıllar<br />

yakın demektir. Bu firmalardan biri<br />

olan <strong>AE</strong>-<strong>ARMA</strong> ELEKTROPANÇ dâhil<br />

tesisat elektrikçileri için yönetmelik<br />

ne diyor? bakacak olursak:<br />

Elektrik tesisatı ve aydınlatma sistemleri<br />

Madde 21 – (1) Binanın toplam enerji<br />

tüketimi içerisindeki aydınlatma<br />

enerjisi payının hesaplanmasında EN<br />

15193 standardında verilen hesap<br />

yöntemi kullanılır.<br />

(2) Binalarda gün ışığından azami<br />

derecede faydalanmak ve gereksiz<br />

yapay aydınlatmadan kaçınmak için;<br />

a) Mahalli erişimi kolay el ile kontrol<br />

edilen anahtarlardan,


) Gün ışığından faydalanma imkânı<br />

olan yerlerde, gün ışığı ile bağlantılı<br />

foto elektrikli anahtarlar ile telefon,<br />

kızıl ötesi, sonik ve ultrasonik kontrollü<br />

uzaktan kumandalı anahtarlardan,<br />

c) Mahalde kimse olmadığında<br />

mekânın boş olduğunu algılayabilen<br />

ve yapay aydınlatmayı kapatan otomatik<br />

anahtar ve sistemlerden,<br />

ç) Zaman ayarlı anahtarlardan biri<br />

veya bir kaçı kullanılır.<br />

(3) Çalışma ofisleri ve depolama binaları<br />

için mahalli erişimi kolay, el<br />

ile veya kumanda ile kontrol edilen<br />

anahtar tiplerinin kullanılması tercih<br />

edilir. Ayrıca, diğer bina kullanımları<br />

için (örneğin çalışma saatleri boyunca<br />

devamlı aydınlatma gerektiren diğer<br />

tip binalardaki kullanım için), zaman<br />

ayarlı veya gün ışığı ile bağlantılı foto<br />

elektrikli anahtarlarının kullanılması<br />

gerekir.<br />

(4) Binalarda kullanılan lambaların<br />

özellikleri EK-2’de verilen tabloya<br />

göre olur.<br />

(5) Yapılabilirliği uygun olan<br />

mekânlarda, içerisinde insan bulunduğu<br />

zaman bile; idari personelin<br />

yetkisinde olan her türlü mahalin,<br />

aydınlatmanın açılmasına ve kapatılmasına<br />

imkan veren bir cihaza sahip<br />

olması gerekir. Bu cihaz, söz konusu<br />

mekân içerisinde yer almıyor ise,<br />

mekândaki aydınlatma durumunun<br />

bir noktadan görülmesine imkân vermesi<br />

gerekir. Sportif amaçlı ve çok<br />

amaçlı salonlar gibi farklı aydınlatma<br />

seviyelerinin söz konusu olduğu, en<br />

az iki ve daha çok farklı kullanım mahallerinin<br />

bulunduğu binalarda, temel<br />

aydınlatma seviyesini yalnızca yetkili<br />

personelin artırmasına imkân verecek<br />

biçimde tedbirler alınır.<br />

(6) Aynı mekân içerisinde, bir pencere<br />

boşluğuna 5 metreden daha yakın<br />

olan yapay aydınlatmalı noktalarının<br />

her birindeki kurulu güç 200 W’ı aştığında,<br />

bu noktalar diğer aydınlatma<br />

noktalarından bağımsız olarak kumanda<br />

edilir.<br />

(7) Doğal aydınlatma yeterli olduğunda,<br />

zaman ayarlı veya insan mevcudiyetini<br />

algılayan cihaz ile yapay<br />

aydınlatmanın otomatik olarak devreye<br />

girmesi zorunludur.<br />

(8) Binalarda elektrik enerjisinin verimli<br />

kullanılması amacıyla;<br />

hukuk penceresinden: Binalarda Enerji Performansı <<br />

a)Zorunluluk olmadıkça akkor flamanlı<br />

lambaların kullanılmaması,<br />

renk sıcaklığının önemli olmadığı durumlarda<br />

A ve B sınıfı elektronik balastlı<br />

tüp biçimli fluoresan, kompakt<br />

tip fluoresan veya sodyum buharlı<br />

lambaların tercih edilmesi,<br />

b) Enerji tüketimi yüksek olan dekoratif<br />

aydınlatma gereçlerinin kullanılmaması,<br />

c) Çalışma alanlarında yeterli aydınlık<br />

seviyesini sağlayacak armatür seçiminin<br />

ve dağılımının yapılması,<br />

ç) Yapılabilirliği uygun olan<br />

mekânlarda, hareket, ısı veya ışık duyarlı<br />

ekipmanların kullanılması gerekir.<br />

Özellikle merdiven boşluklarında ve<br />

çalışma ortamlarında bulunan tuvaletlerde<br />

sensörlü lambaların kullanılması<br />

ve gereksiz kullanımların önüne<br />

geçilmesi,<br />

d) Daha az sayıda armatür ve dolayısıyla<br />

daha az elektrik tüketimiyle istenen<br />

aydınlık seviyelerine ulaşmayı<br />

sağlayacağı için, açık renk mobilya ve<br />

duvar renkleri tercih edilmesi,<br />

e) Armatürlerin verimlerini ve odalardaki<br />

aydınlık seviyesini artırmak için<br />

aydınlatma gereçlerinin periyodik<br />

olarak temizlenmesi hususlarına dikkat<br />

edilir.<br />

(9) Konut harici binaların aydınlatma<br />

enerjisi ihtiyacı belirlenirken binanın<br />

iç aydınlatma yüküne ilaveten, güvenlik<br />

aydınlatması hariç, binanın dış<br />

dekoratif aydınlatma yükü de dikkate<br />

alınır.<br />

Haydi tesisat eletrikçileri köşeyi döndünüz!..<br />

Otomasyoncular, Mekanikçiler<br />

vd.leri için de yönetmelik önemli<br />

düzenlemeler getirmektedir. Ancak<br />

bu sayfa yeterli olmadığından sevgili<br />

okurlarımızın yönetmeliğin tümünü<br />

internetten indirerek incelemelerini<br />

salık veririm.<br />

Efendim!, Bu yönetmelik ülkemizin<br />

kuzey sahilinde yer almakta olan ve<br />

bu yüzden de rutubetten en çok etkilenen<br />

Karadeniz illerimiz ile Karadeniz<br />

kökenli bina sahiplerimiz için de<br />

geçerlidir. Karadeniz ilimiz Rize’de<br />

ramazan ayında iftar vaktini bildirmek<br />

için bir tepeden top atışı yapılmaktaymış.<br />

Topu ateşlemekle görevli<br />

belediye işçisi, her nasılsa saati şaşırmış<br />

ve minare ışığını görmeden topu<br />

4-5 dakika önce ateşlemiş. Böylece<br />

tüm Rize orucunu beş dakika erken<br />

açmış. Ertesi gün müftü fetva vermiş:<br />

“Sevgili Rizeliler, orucunuz sakatlandı.<br />

Bu gün için ayrıca kaza orucu<br />

tutacaksınız.“ Almanya’da yaşayan<br />

Rizeli vatandaş, telefonla katıldığı<br />

TV programında soruyor. “ Sn.Muftü<br />

Efendi, Biz de, Rizeliyiz biz de kaza<br />

orucu tutacakmuyuk?..”<br />

Ayrıca, bu enerji performans yönetmeliği<br />

gereği hedeflenen ısı tasarrufu,<br />

yeni evlenen <strong>AE</strong>-<strong>ARMA</strong> ELEKTRO-<br />

PANÇ ailesi için de bol kazanç sağlayacak<br />

ve iyi gelecektir sanırım.<br />

Fakirlikten -değil ısı yalıtımı- yakacak<br />

odunu bile olmayan Temel, aşkı Fadime<br />

ile sonunda evlenmiş, gerdek<br />

gecesi oda soğuk, birlikte yatağa<br />

girmişler. Fadime “ Temel, çok uşudüm.<br />

En çok ayaklarum uşudi . Bağa<br />

saril da, ayaklarin ile ayaklarimi sar<br />

ısinayum” demiş. Temel ayaklarını<br />

Fadimenin ayaklarına sarar sarmaz.<br />

Fadime uy!.. “ Hiç bu kadar soğuk<br />

ayaklı adam ile yatmamuştum. Ula<br />

Temel ne kadar soğuk ayaklarin var“<br />

demiş. Bakalım yeni evlilerden kim<br />

kimi ısıtacak!.. Ya nasip!...<br />

Kalın sağlıcakla,<br />

37<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

38<br />

> seyyahname: Amerika Birleşik Devletleri<br />

Serkan Çakır<br />

Satın Alma Departmanı<br />

YTÜ Elektrik Müh. Böl. Öğrencisi<br />

Özgürlükler Ülkesi<br />

Amerika<br />

Milenium Park - Chicago<br />

NBA, Hollywood, donat, fast-food, Özgürlük Heykeli...<br />

Amerika deyince ilk akla gelenlerdir bunlar.<br />

Biz de iki arkadaş, bu aklımıza gelenlerle başlamıştık<br />

üç aylık tatilimize. “Work and travel” yurt dışı eğitim<br />

programıyla daha önce fi lmlerde gördüğümüz<br />

ülkede onlarla çalışarak onlar gibi yaşama fırsatı<br />

bulduk. Tabi her şey düşündüğümüz gibi tozpembe<br />

olmadı. Öncelikle “work” kısmındaki arkadaşlıklarımızdan<br />

daha sonra da “travel” kısmında gezdiğimiz<br />

önemli yerlerden bahsetmek istiyorum sizlere.


Çalıştığımız yer Wisconsin eyaletinin<br />

kuzeyinde Oakfield adında küçük bir<br />

kasabaydı. Çalıştığımız süre boyunca<br />

başta Amerikalılar ve Meksikalılar<br />

olmak üzere; Polonya, Romanya ve<br />

hatta Nijerya’dan birçok insanla tanıştık.<br />

Tabi ilk kez yurt dışına çıkınca<br />

herkesi kendimiz gibi sandık. Ama<br />

öyle değil; olumlu-olumsuz birçok<br />

farklı noktamız varmış.<br />

Öncelikle Amerikalılar kendi içlerinde<br />

çok çeşitli insanlar. Müslümanız<br />

deyince ‘Müslümanlar çok iyidir,<br />

kötüsü varsa sadece yüzde biridir’ diyeni<br />

de var, biraz sarhoş olunca ‘Beni<br />

öldürecek misiniz?’ deyip ağlamaya<br />

başlayanı da var. Bir tarafta bayramımızı<br />

kutlayan hatta yemek hazırlayıp<br />

iftara davet edenler var diğer taraftan<br />

herkese 11 Eylül’den bahsedip bizi<br />

suçlayanlar. Hatta bir akşam ‘Siz<br />

Türksünüz ama burası Amerika’ deyip<br />

bilardo sopalarıyla bize saldıran Amerikalıları<br />

mekânlarından kovup bizi<br />

kollayan yine Amerikalı dostlarımız<br />

olmuştu. Yaşadığımız yer ufak ve<br />

sakin bir yerdi. Hiç zenci olmamasının<br />

sebebi ırkçı bir yer olmasından<br />

Miller Park Brewers Stadyumu - Milwaukee<br />

seyyahname: Amerika Birleşik Devletleri <<br />

kaynaklanıyormuş. Meşhur Harlem<br />

kasabası gibi zencilerin yaşadığı ve<br />

beyazların dışlandığı, bizim yaşadığımız<br />

yer gibi zencilere çok saygı gösterilmeyen<br />

yerler de halen mevcut.<br />

Diğer taraftan Meksikalılar kişilik<br />

olarak bize daha yakınlardı. Yiyeceklerini<br />

paylaşmak isteyenler, bize İspanyolca<br />

öğretmeye çalışanlar, kendi<br />

aramızdaki konuşmalarımıza dikkat<br />

edip Türkçe öğrenmeye çalışanlar<br />

bile vardı. Kanka’ ya İspanyolca bir<br />

hava katıp ‘La Kankas’ diyorlardı<br />

Türkler için. Amerikalılar beysbol gibi<br />

bize sıkıcı gelen oyunlarla ilgilenirken<br />

Meksikalı ve Rumenlerle genellikle<br />

futboldan konuşuyorduk. Hatta Real<br />

Madrid Galatasaray’ı yenince dillerinden<br />

düşmedik Meksikalıların.<br />

Yemeklerine gelince, Türk yemeklerini<br />

fazlasıyla özlettiler bize. Damak<br />

tadımıza uygun sadece fast-food’ları<br />

var o da ziyadesiyle sağlıksız. Genel<br />

olarak geleneksel bir mutfaklarının<br />

olmamasından olsa gerek yemekleri<br />

lezzet ve sağlık bakımından çok kötü.<br />

Bu nedenle büyük çoğunluğu fazla<br />

kiloluydu.<br />

Çalışmaya başladıktan bir ay sonra<br />

hem işyerinin hem de kasabanın<br />

kurdu olmuştuk adeta. Herkesi tanıyorduk.<br />

O kadar alışmıştık ki karşımızdaki<br />

İngilizce konuşmasına<br />

rağmen Türkiye’deki gibi kafa sallayarak<br />

onaylıyorduk. Konakladığımız<br />

barakalarda geceleyin horlayan<br />

Meksikalı amcalara ve uyurgezer<br />

Polonyalı öğrencilere artık fazlasıyla<br />

alışmıştık.<br />

Üç aylık çalışmanın ardından sıra travel<br />

kısmına gelmişti. Dört arkadaş iki<br />

haftalığına kiraladığımız araçla yola<br />

çıktık. Yolculuk da cahilliklerimizin<br />

göstergesi oldu. Yanlışlıkla özel bir<br />

havalimanına girmek, trafik ışıkları<br />

kavşağın diğer tarafında olduğundan<br />

ışıklarda bekleyelim derken kavşağın<br />

ortasında beklemek, ücretli park için<br />

kaldırımdaki makineleri yolculuğun<br />

son günü fark etmek gibi çok sayıda<br />

enteresan olayla tamamladık travel<br />

kısmını.<br />

39<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

40<br />

> seyyahname: Amerika Birleşik Devletleri<br />

Willis Tower - Chicago<br />

Abraham Lincoln Heykeli<br />

Lincoln Memorial - Washington DC Meclis Binası - Washington DC<br />

Gezdiğimiz şehirler<br />

Milwaukee bulunduğumuz eyaletin<br />

en büyük şehri. Beysbol sezonunun<br />

bu seneki şampiyonu Brewers takımı<br />

ve birasıyla ünlü şehir. Bütün eyaletlerin<br />

bir veya birkaç şehri ön plana<br />

çıkarak vatandaşlarının sosyal ve kültürel<br />

ihtiyaçlarına yanıt vermektedir.<br />

Chicago gezdiğimiz yerler arasında<br />

en etkileyici şehirdi. Amerika’nın en<br />

yüksek binası Willis Tower seyir katındaki<br />

cam balkonlarıyla zirveye ayrı<br />

bir hava katmış. Millenium Park adına<br />

yakışır bir şekilde şehrin milenyum<br />

şehri olduğunu gösteren bir başka<br />

sembolü.<br />

Niagara şelaleleri gezdiğimiz turistlik<br />

yerler arasında tek doğa harikası. Nehirde<br />

yaptığımız tekne turunda hem<br />

şelaleleri hem de Japon turistlerin he-<br />

yecanla fotoğraf çektirmelerini büyük<br />

bir keyifle seyrettik.<br />

Ardından başkent Washington DC’<br />

ye ulaştık. Meşhur dikili taşı, meclis<br />

binası, Lincoln Anıtı ve meydanın<br />

etrafındaki müzelerle tarihi bir şehir<br />

gezdiğinizin farkına varıyorsunuz.<br />

Müzeler ücretsiz ve hepsinde ülkenin<br />

farklı özellikleri sergilenmiş. Amerikan<br />

tarihi, Kızılderililer, sanat eser-


leri, uzay ve havacılık... Hepsinin bir<br />

arada olması yaya olarak bütün bu<br />

yerlerin gezilebilmesini sağlamış.<br />

Atlantic City, doğu yakasının kumarhaneleri<br />

ile ünlü şehri. Sahil şeridinde<br />

mükemmel plajları, rengârenk ve lüks<br />

kumarhaneleri ilk göze çarpanları.<br />

Faytonlar yerine insanların çektiği<br />

padycapler turistlere hizmet veriyor.<br />

Sadece doğu bloğunu gezebildiğimiz-<br />

seyyahname: Amerika Birleşik Devletleri <<br />

New York<br />

den Las Vegas yerine Atlantic City’yi<br />

gezdik. Tabi kumarda kaybedecek<br />

kadar zengin olmayınca fazla da bir<br />

eğlencesi olmadı.<br />

Gezimizin son durağı ve en bilindik<br />

olanı New York şehri oldu. Birbirine<br />

paralel numaralandırılmış caddeleri<br />

sayesinde aradığımız her şeyi elimizle<br />

koymuş gibi kolayca bulduk. Şehrin<br />

her yanını örümcek ağı gibi sarmış<br />

Niegara Şelalesi<br />

Taj Mahal Casino - Atlantic City<br />

olan metrosu sayesinde özel araca<br />

ihtiyaç duyulmuyor. Times Meydanı,<br />

Empire States binası, Özgürlük Heykeli<br />

gibi bilindik yerlerini gezebildik.<br />

New York’da öğrendiğimiz ilginç bir<br />

bilgi de Özgürlük Heykeli’nin New<br />

Jersey kara sularında bulunduğu oldu.<br />

Örneğin New Jersey eyaletinin açtığı<br />

bir dava sonucu New York taksilerinin<br />

plakalarından Özgürlük Heykeli<br />

sembolü kaldırılmış.<br />

41<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

42<br />

> edebi köşe: Boris Pasternak<br />

Hakkı ÖNEM<br />

Yurtdışı Projeler Koordinatörü<br />

Elektrik Mühendisi<br />

Moskova’lı sanatçı bir aileden<br />

geliyordu. Ünlü bir<br />

ressamın oğludur. Bir süre<br />

müzik eğitimi gördü. 1909’da müzik<br />

eğitimini yarım bırakarak Moskova<br />

Üniversitesi’nde felsefe okumaya<br />

başladı. 1912’de Almanya’ya giderek<br />

Marburg Üniversitesi’nde bir süre felsefe<br />

derslerini izledi. İtalya üzerinden<br />

Moskova’ya döndü ve Moskova Üniversitesi’ndeki<br />

öğrenimini tamamladı.<br />

Yapıtlarında doğa tutkusunu doğaya<br />

ilişkin imgelerle dile getirmiş, insan<br />

Boris Leonidoviç Pasternak<br />

(1890-1960)<br />

ve toplum sorunlarını kaynaşmış bir<br />

bütünlük içinde yansıtmıştır. İlk şiirlerinde<br />

sembolizm ve fütürizm akımının<br />

etkileri görülmüştür. Pasternak bireysel<br />

yaratıcılığın toplumsal eyleme boyun<br />

eğmek zorunda kaldığı bir dönemde<br />

yetişmiş, şiirinde bireysel ve toplumsal<br />

yaşantıları organik bir bütünlüğe kavuşturmuş,<br />

toplumsal sarsıntıları kendi<br />

benliğinde derinliğine yaşayarak çağının<br />

trajik gerçekliğini dile getirmiştir.<br />

Şiire yeni söyleyiş özellikleri kazandırmış.<br />

Özellikle aşk ve tabiat temaları<br />

üzerinde durmuştur.<br />

İmge ve sözdizimi açısından Rus şiirine<br />

getirdiği yeniliklerle geleneksel<br />

Rus şiirinin yalın biçimlerini uzlaştırmıştır.<br />

Çağımızın en büyük şairlerinden<br />

biri sayılmaktadır.<br />

1958 yılında Nobel Edebiyat<br />

Ödülü’nü kazanmasına rağmen ödülü<br />

Stokholm’da kabul ederse SSCB vatandaşlığından<br />

atılacağı korkusuyla ödülü<br />

geri çevirdi. Peredelkino’da öldü.


Kış Şiiri<br />

Kapı açıldı, buharla doldu mutfak,<br />

Soğuk, yuvarlana yuvarlana daldı içeri.<br />

Her şey eskisi gibi oluverdi bir anda<br />

Çocuk yıllarındaki o akşamlar gibi<br />

Hava kupkuru ve tertemiz<br />

Ve dışarda, beş adım ötede<br />

Süklüm püklüm duruyor kış<br />

Yüzü tutmuyor içeri girmeye<br />

Kış. Ve işte her şey ilk kez başlıyor sanki.<br />

Ağarmış uzaklıklarına doğru kasımın<br />

Uzaklaşıyor aksöğütler<br />

Değneksiz ve rehbersiz körler gibi....<br />

Nehir buz tutmuş, donmuş sepetçi söğütü.<br />

Ve konsol üstünde bir ayna gibi<br />

Bir buz tabakasına, enlemesine<br />

Yerleşmiş kara gök kubbesi.<br />

Ve karşısında onun, yol kavşağında,<br />

-yarı yarıya kara gömülmüş kavşakta-<br />

Seyrediyor bu aynada kendini<br />

Kayın ağacı, saçında bir yıldızla.<br />

Ve gizlice sezmektedir ki o<br />

Kış, harikalarla doldurmuştur her yeri;<br />

Kır evini, uzakta görülen,<br />

Ve kendi tepelerini...<br />

Çeviri: Ataol Behramoğlu<br />

edebi köşe: Boris Pasternak <<br />

Korkulu Şiir<br />

Her şey değişecek her şey<br />

Asıl olana doğru, büyük olana,<br />

çocukların uykusunu bölenler<br />

Bağışlanmayacak asla.<br />

Unutulmayacak, unutulur mu hiç<br />

Şu minik yüzlere işlemiş gam, tasa,<br />

Düşman saldığı bu dehşeti<br />

Ödeyecek bir gün mutlaka.<br />

Gün gelecek yolu onun da<br />

Tüyler ürpertici bir öyküden geçecek,<br />

Alınacak yüzlerce yüzlerce defa<br />

Yetimin, sakatın, dulun öcü.<br />

Aklına getir bir o bombaları<br />

O astığı astık dönem<br />

O cinayetler, o yıkıntılar,<br />

Herode’un Bethleem’de yaptığı gibi.<br />

Eli kulağında daha iyi bir çağın,<br />

Değişecek her şey , besbelli,<br />

Ama şu sakatlanmış küçükleri<br />

Unutabilir mi insan unutabilir mi?<br />

Çeviri: Cemal Süreya<br />

43<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

44<br />

> edebi köşe: Boris Pasternak<br />

Öyledir Öyle Başlar<br />

İnsan iki yaşında da öyle başlar işte<br />

Ezgilerin karanlığına sıyrılır kucaklardan,<br />

Cıvıl cıvıl cıvıldar, mırıldar bir süre,<br />

Derken, üçüne doğru, sözler dökülür<br />

ağzından.<br />

Öyledir işte, yavaşça başlarsın anlamaya,<br />

Kapılıp bir türbinin büyük gürültüsüne,<br />

Sen misin bu, bir başkası mı yoksa,<br />

Yabancılaşmıştır evin, bir gölgedir annen de<br />

Bu zalim leylâk parıltısının nedir derdi?<br />

bu dökülen, bu inen bir park kanepesine,<br />

Nedir ? çocukları kaçırmak gibi bir şey mi?<br />

Öyledir işte, kuşlar öyle doluşur içine<br />

Arttıkça artan kıvamını bulan acılardan :<br />

Yüreğinde ulaşılmayanın özlemi, uzak<br />

yıldızlar,<br />

Faust gibi olduğun, kafan bulandığı zaman<br />

Öyledir, öyle başlar çingene çalgıcılar.<br />

Uçaraktan yüce yüce gök katlarından<br />

Çevrili alanlar görürsün, evsiz topraklar,<br />

ve denizler bir iç çekiş kadar ansızın,<br />

İşte tıpkı öyle doğar heceler ve uyaklar.<br />

Yulafların üstünde, sırtüstü, yaz geceleri,<br />

yakarır durur : her şey yerini alsın diye,<br />

Sakınarak gözünden şafağı ve evreni<br />

Öyle olacaktır, öyledir dalaşımız güneşle.<br />

Öyledir, öyle başlar yaşamak, dizelerle.<br />

Çeviri: Cemal Süreya<br />

Şairin Ölümü<br />

(Mayakovski’nin ölümü için)<br />

Başka türlüsüne kim inanır, saçmaladığınız söyleniyordu<br />

Ama iki başka adam daha, aynı işi tekrarlayan<br />

Ve bir üçüncüsü, dünyayı peşinde koşturan<br />

Yan yanaydınız, hepinizi sarıp sarmalayan<br />

Hiç kıpırtısız bir zaman.<br />

Memur evleri ve tüccarlarınki vardı<br />

Ağaçlar, avlular vardı yaşayan<br />

Ve iki karga, güneşin sarhoş ettiği<br />

Dişileriyle hırlaşan iki karga<br />

Bundan böyle<br />

Budala karılar burunlarını her şeye sokmasınlar diye<br />

Şimdi felâket yağıyor üstünüze !<br />

Çizgiler vardı yüzünüzde, yırtık ağlar gibi kırış kırış<br />

ve ıslaktı yüzleriniz<br />

Gönlünce yaşadığın, düzinelerle yaşadığın<br />

Günlerden biriydi o gün<br />

Evinin kapısında bir kalabalık<br />

Tek bir tabanca sesi hizaya getirmiş hepsini<br />

Suların havaya tükürdüğü balık<br />

Şenlik fişeği sanarak nasıl koşuyorsa<br />

Saz diplerindeki ölümüne<br />

Tetikteki kurşunun içini çekmesi gibi, tıpkı öyle.<br />

Uyuyordun, dedikodulu ve kıskanç bir döşek<br />

sermişlerdi uykuna<br />

Uyuyordun, artık susturulmuş, ama hâlâ korkulu<br />

ürpertilerle komşu<br />

Ve yakışıklıydın, yirmi iki yaşın avuçlarındaydı bunlar<br />

Dört bölümlü şiirinde yazılıydı.<br />

Uyuyordun, başın yastığındaydı<br />

Boylu boyunca yaylanarak<br />

En genç efsaneydin başımızda<br />

Tetiğini çektiğin kurşun Etna yanardağına<br />

benziyordu<br />

Gittikçe büyüyordun, ama birdenbire eğilip<br />

Korkak ve değersizlerin ayağına yüz sürüyordun.<br />

Çeviri: Erdoğan Tokatlı


Ağustos<br />

Tam söz verdiği üzre<br />

İlk sabah güneşi perdeler arasından içeri girdi<br />

Ve safran renginde, meyilli bir çizgi<br />

Sedire ulaşıverdi.<br />

Güneşin sıcak cilası<br />

Kapladı yakın ormanı, köy evlerini<br />

Yatağımı, ıslak yastığımı<br />

Ve kitaplarımın arkasındaki duvarı.<br />

Yastığımın niçin ıslak olduğunu hatırlarım<br />

Geleceğinizi görmüştüm düşümde<br />

Birbiri ardısıra, ormanın içinden<br />

Beni uğurlamaya.<br />

Dağınık bir kalabalığın içinden yürüyordunuz<br />

Sonra biriniz hatırlamıştı<br />

Eski takvime göre<br />

Bugün Ağustos’un altısı, Tecelli Yortusu’ydu.<br />

Her zaman böyle bir gün Tabor dağından<br />

Alevsiz bir ışık gelir<br />

Ve sonbahar, bir levha gibi temiz<br />

Tüm bakışlar ona yönelir.<br />

Yürümüştünüz, küçük, dilenci çıplaklığında<br />

Titreyen kızılağaç korusu içinden<br />

Mezarlığın zencefil kızılı çalılığına<br />

Ballı bir petek gibi parlayıp birden.<br />

Gökyüzü ulu komşusuydu<br />

Susmuş ağaç doruklarının<br />

Ve uzaklık çağırıyordu uzaklıkları<br />

Çoktan uyuklamış ötüşlerinde horozların.<br />

Ağaçların arasında, kilise avlusunda<br />

Mezbaha memuru gibi durmuştu ölüm<br />

Ve bakmıştı solgun donuk yüzüme<br />

Ölçmek için mezarım, büyüklüğüm.<br />

Hepiniz işitebiliyordunuz net<br />

Yakınınızdaki bitkin sesi<br />

Benim yiten sesimdi o, peygamberane<br />

Yok olmanın henüz el değmediği.<br />

“Elveda gök mavisi ve altını<br />

Tecelli Yortusu’nun<br />

Bir kadının son okşayışlarıyla yumuşak<br />

Ölüm saatimin acılığı.<br />

edebi köşe: Boris Pasternak <<br />

Elveda süresiz yıllar<br />

Ve alçalış uçurumlarına<br />

Meydan okuyan kadın<br />

Ben alanıydım savaşınızın.<br />

Elveda gerilmiş kanatların köprüsü<br />

Özgür inatçılığı uçuşun<br />

Şekli dilde açıklanan dünya<br />

Yaratıcılık, mucizelerin çalışma gücü.”<br />

Nobel Ödülü<br />

Bitkinim, izlenen bir hayvan gibi<br />

Gürültü, şamata ardım sıra.<br />

Bir yerlerde insanlar, özgürlük, aydınlık<br />

Bir çıkış yolum yok dışarıya.<br />

Kara bir orman ve göl kıyısı<br />

Devrik bir köknar kütüğü karşımda<br />

Yolum kesilmiş dört bir yandan<br />

Olsun artık ne olacaksa.<br />

Ne yaptım, işlediğim suç ne,<br />

Katil miyim, mücrim miyim ben?<br />

Ülkemin güzelliği üstüne şiirlerimle<br />

Ben değil miyim dünyaya gözyaşı döktüren.<br />

Yine de, çok az kala ölümüme<br />

Gelecek bir zamana inanıyorum.<br />

Alçaklığı ve kötülüğü<br />

Aşacağına iyilik ruhunun.<br />

45<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

46<br />

> bas›nda biz


as›nda biz <<br />

47<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

48<br />

> <strong>AE</strong> ailesinden<br />

Rize’nin 94. Kurtuluş Yıl Dönümü Gecesi’ne<br />

sponsor olduk.<br />

Rize Vakfı’nın Rize’nin Düşman İşgalinden Kurtuluşunun 94. Yıldönümünde, Maslak Tim Show Center’da düzenlediği<br />

muhteşem organizasyon yoğun katılımla gerçekleşti. Volkan Konak’ın sahne aldığı programa İnşaat,<br />

Gıda, Denizcilik, Eğitim sektörünün önde gelen iş adamları ile Rize Vakfı üyelerinden yaklaşık 3000 kişilik<br />

katılım oldu.<br />

B<strong>AE</strong>’de doğum günleri...<br />

Mokhles ISLAM<br />

Mekanik Koordinator<br />

Ersen YÜCEL<br />

Maliyet Kontrol ve Planlama Müdürü<br />

Abu Dhabi ofisimizde çalışan<br />

Mekanik Koordinator Mokhles<br />

ISLAM ve Maliyet Kontrol<br />

ve Planlama Müdürü Ersen<br />

YÜCEL’in doğum günleri kutlandı.<br />

Arkadaşlarımıza nice seneler<br />

diliyoruz.


Ana yüklenici: IC İÇTAŞ- ASTALDİ İNŞ. A.Ş.<br />

<strong>AE</strong> <strong>ARMA</strong>-ELEKTROPANÇ<br />

ST.PETERSBURG’A UÇTU!<br />

Otel, AVM, Rezidans vb. projelere imza atan <strong>AE</strong> Arma-Elektropanç,<br />

Toplamda 208.000 m² kapalı alana sahip olan, Pulkova St.Petersburg Havaalanı’nın<br />

elektrik ve elektronik işlerini üstlendi.<br />

<strong>AE</strong> <strong>ARMA</strong>-ELEKTROPANÇ<br />

www.arma-elektropanc.com.tr<br />

Pulkova St. Petersburg Havaalanı<br />

www.facebook.com/armaelektropanc • www.twitter.com/armaelektropanc • www.linkedin.com/company/ae-arma-elektropanc<br />

TÜRKİYE • KKTC • RUSYA FEDERASYONU • AZERBAYCAN • BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ • KATAR • LÜBNAN • CEZAYİR

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!