09.04.2015 Views

08 - çevresel etki değerlendirme planlama genel müdürlüğü

08 - çevresel etki değerlendirme planlama genel müdürlüğü

08 - çevresel etki değerlendirme planlama genel müdürlüğü

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

arasında, doğu-batı doğrultusundaki uzunluğu 1200km ye yaklaşır. Kuzey ve Güney kıyıları arasında<br />

en çok 600 km ulaşır. Genelde batıdan doğuya giderek daralır. Samsun Kerç arasında 480 km olan<br />

genişliği Giresun ile Tuapse arasını 350 km’ ye, Rize ile suhumi (Sohumkale) arasında ise 225 km’ ye<br />

düşer. Anadolu ve Kırım yarımadalarının karşılıklı birer çıkıntı oluşturduğu orta kesimin genişliği,<br />

İnebolu ile kırım arasında 270 km’dir. Karadeniz güneybatısındaki İstanbul Boğazı üzerinden<br />

Marmara denizi, Çanakkale Boğazı ve Ege Denizi aracılığıyla Akdenize bağlanır. Kuzeyindeki sığ<br />

Azak Denizi ile bağlantısını Kerç Boğazı sağlar. Tek başına 422.000 km 2 olan yüzölçümü 460.000 km 2<br />

ye yaklaşır. Karadeniz kıyılarının en önemli özelliği girinti ve çıkıntılarının az olmasıdır. Bu nedenle<br />

korunaklı doğal limanlarının sayısı çok azdır. Odessa, Burgaz ve Varna körfezleri Karadenizin<br />

batısındaki başlıca girintileridir. Anadolu kıyılarında doğal liman özelliğini taşıyan irili ufaklı<br />

koylardan başlıcaları Ereğli, Sinop ve Vonadır.(Perşembe).Karadeniz’in bir başka özelliği de ada<br />

bakımından son derece fakir oluşudur. Karadeniz’deki adalar Giresun ve Kefken adaları gibi küçük<br />

parçacıkları ve Tuna Deltası’nın önündeki Yılan Adası gibi kil ve kum oluşumlu alçak kara yüzeyleri<br />

vardır. Karadenizin derinlik haritasında yapılan gözlemler bu denizde derinlik bakımından üç ayrı<br />

kesim bulunduğunu gösterir. Bunlardan ilki olan ve 90-100 m derinliğe kadar izlenen sığ alanlar,<br />

bütün deniz yüzeyinin dörtte birini kaplar. Karadeniz’de derinlik bakımından ayırt edilen ikinci alan,<br />

sığ kesimlerle derin çukuru birleştiren dik kenardır. Kıta yamacı adıyla anılan bu dik kenar, çok dik bir<br />

eğimle 2000 m. derinliğe inerek sona erer. Daha sonra dibi son derece düz olan bu derin çanak<br />

kesiminin yüz ölçümü Karadeniz yüzeyinin yaklaşık yarısı kadardır. Karadenizin bilinen enderin yeri,<br />

Kerempe burnunun 90 Km. açığında yer alan ve 2212 m ye ulaşan çukurdur. Ortalama derinlik 1272<br />

m dir. Karadenizin suları <strong>genel</strong>de az tuzludur. Orta ve Doğu kesiminde yüzey sularının tuzluluğu<br />

binde 18-19 dur. Akarsu ağızlarına yaklaştıkça ırmakların taşıdığı su miktarına bağlı olarak azalan<br />

tuzluluk oranı Tuna ırmağı ağzında binde 12, Sakarya ırmağı ağzında binde 17,Kızılırmak ve<br />

Yeşilırmak deltaları açıklarında binde 15-16’dır. Odessa Körfezi’nin kuzey kesimleri ancak binde 10’u<br />

bulan tuzluluk oranıyla Karadeniz suları en az tuzlu köşesidir. 100 m den sonra tuzluluk artar. 200 m<br />

de binde 22 olan tuzluluk en dipte binde 22,4 olur. Tuzluluk oranındaki değişmeden kaynaklanan<br />

yoğunluk farkı nedeniyle yüzey suları ile derin sular birbirine karışmadan iki ayrı tabaka halinde üst<br />

üste durur. Bu durum, derindeki su kütlesine oksijen karışmasını önler. Oksijenin karışmadığı derin<br />

sularda yüksek oranda kükürtlü hidrojen gazı birikmiştir. Bu zehirli kesimde yalnızca ortama uyan<br />

bakteriler yaşar. Yüzey sularındaki kükürtlü hidrojen gazının miktarı litrede 12 cm 3 ’e çıkar. Karadeniz<br />

sularının yüzey kesimlerinde sıcaklık yaz mevsiminde 20-26˚C arasındadır. Suların 50 m derinlikte<br />

8˚C, 90 m derinlikte 9˚C sıcaklığa sahiptir. Bu derinlikten dibe kadar sıcaklık yaz kış değişmez.<br />

Karadeniz’de önemli düzey değişiklikleri görülmez. Gel-git olayı sonucunda 5-8 cm arasında düşey<br />

değişikliği olur. Karadeniz’in yüzey sularında, saat yönünün tersine bir akıntı sistemi vardır.<br />

Karadeniz’in yüzey suları, oksijen ve besin tuzları bakımından verimli bir ortam oluşturur. Bu verimli<br />

ortama karşın balık türü azdır. Karadeniz’de kapalı havza olduğu döneme ait balık türleri, sularının<br />

Kuvatener (4.) dönemde (Y. 2,5 milyon yıl öncesinden günümüze) tatlılaşmasıyla oluşan balık türleri<br />

ve Akdeniz’in tuzlu sularının bu denize girmesinden sonraki döneme ait balık türleri bir arada bulunur.<br />

D.2 Doğal Drenaj Sistemleri<br />

Bu konudaki açıklamalar D.1.1 bölümünde verilmiştir.<br />

D.3. Su Kaynaklarının Kirliliği ve Çevreye Etkileri<br />

D.3.1. Yer altı Suları ve Kirlilik<br />

Yeraltı suyu kirliliğini yüzeysel sular ve toprak kirlenmesinden ayrı tutmak mümkün değildir.<br />

Yağmur suyu yeryüzüne indiğinden itibaren kirlilik yükünde ani bir artış olur. Organik ve anorganik<br />

partiküller, hayvansal ve bitkisel atıklar, doğal ve yapay gübreler, pestisitler ve mikroorganizmalar su<br />

ile yeraltına doğru taşınır. Yüzey kısımındaki toprak tabakasında, kalite ve zemin cinsi özelliklerine<br />

bağlı olarak önemli miktarda iyileşme sağlanabilir. Aslında maddeler hemen tamamıyla süzülme<br />

yoluyla uzaklaşır. Organik maddeler ayrışır, mineraller bitkiler tarafından alınır; suyun oksijen özelliği<br />

azalırken CO 2 miktarı artar. Suyun süzülmesi sırasında organik maddenin kısıtlı akışı nedeniyle<br />

mikroorganizmalar büyük ölçüde azalmakta, bakteri ölümü sonucu ortaya çıkan organik maddeler,<br />

daha alt kısımlarda başka bakteriler tarafından kullanılmaktadır.<br />

Yer altı suyu kirlenmesinin en büyük nedeni evsel ve endüstriyel atıkların arıtılmadan alıcı<br />

ortama verilmesidir. Katı, sıvı ve gaz atıklar ortama verildikten sonra iklim durumuna, toprağın<br />

52

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!