mersinicd2004.pdf 8354KB May 03 2011 12:00:00 AM
mersinicd2004.pdf 8354KB May 03 2011 12:00:00 AM
mersinicd2004.pdf 8354KB May 03 2011 12:00:00 AM
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
2<strong>00</strong>4 Yılı Mersin İl Çevre Durum Raporu<br />
A. 5. 2 Tektonik ve Paleocoğrafya<br />
İlde bulunan tektonik birlikler ve örtü kayaları Şekil A. 5.’de gösterilmektedir.<br />
Çalışma alanı, coğrafik açıdan batıda sağ yönlü Kırkavak fayı, doğuda sol yölü Ecemiş fayı<br />
gibi iki ana doğrultu atımlı fay arasında kalan Orta Toroslar içerisinde yer almaktadır. Orta Toroslar<br />
bu iki fay arasında olduğundan dolayı Batı-Doğu Toroslara göre daha çok güneye hareket eder.<br />
Toros Kuşağının karakteristik özelliklerini daha iyi göstermesinden dolayı Orta Toroslar<br />
üzerinde daha çok araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmalar sonucunda stratigrafik, yapısal ve<br />
metamorfik özelliklerinden dolayı, Orta Torosların birçok tektono-stratigrafik kaya birliliğine sahip<br />
olduğu bulunmuştur ( Blumenthal,1947; Özgül, 1971).<br />
Bu kaya birlikleri, tüm Senoniyen Lütesiyen boyunca Orta Torosların kompleks nap yapısı<br />
veren yatay hareketlerle birbirinin üzerine faylanmışlardır: Bu tektono-stratigrafik birimler; Geyik<br />
Dağı, Aladağ Dağ, Boklar Dağı, Bozkır, Antalya ve Alanya birlikleridir.<br />
Üst Kretase sırasında Tetis’in kapanması sonucu tüm Toroslar boyunca ofiyolit bindirmeleri<br />
bu birimler üzerine yürümüşlerdir. İnceleme alanında bulunan Güneydağı Ofiyoliti, Üst Kretase’den<br />
yaşlı birimler üzerine bindirme ile gelmiştir. Geyikdağı birliliği en altta olmak üzere diğer birlikler<br />
birbirleri üzerine bindirmeler yapmıştır.<br />
Mersin ve çevresinin Landsat TM 432 [RGB] Band Kompoziti ve Çizgisellik haritasına göre<br />
kırık ve fayların genel doğrultusu KD-GB yönlü olmakla beraber KKB-GGD yönlü faylarda çalışma<br />
alanı içinde yaygındır. Fayların genel doğrultusu tüm Toroslarda gelişen bindirme yönlerine<br />
paraleldir.<br />
Torosların sıkışma tektoniğine bağlı olarak formasyonlarda KD-GB yönlü antkinal ve<br />
senklinaller gelişmiştir. Bolkar Dağlarında Büyükeceli civarında kıvrımlanmalar haritalanabilmiştir.<br />
Çalışma alanı içindeki Tersiyer birimlerinde herhangi bir kıvrımlanma gözlenmemektedir.<br />
Ecemiş fayı çalışma alanında Gülek civarında da gözlenen Ecemiş Fay Koridoru, bazı<br />
bölgelerde 5 km genişliğe sahiptir. Tersiyer sediman ları ile dolmuştur. Çalışmacıların çoğu Ecemiş<br />
fay kuşağının sol yönlü doğrultu atımlı fay olduğunu ifade etmişlerdir.<br />
Kalın orta miyosen örtüsünün 2<strong>00</strong>0 m. yüksekliklerde görünüşü, orta miyosenden beriye<br />
Anadolu'nun hiç olmazsa bu kesiminde dipten düşey bir tazyikle yükseldiğine işaret etmektedir.<br />
Orta miyosenin bu yüksekliklerde yalak denebilecek derecede, hiçbir kıvrılmaya maruz kalmadan<br />
bulunması dikkate şayandır. Denize doğru eğimlerde tedricen artmakta, kıyıda 25 – 35 m.yi<br />
bulmaktadır. Ayrıca gelişmiş eklemler, kırıklar ve E-W doğrultulu gravite fayları ile orta miyosenin<br />
hiç bir kompresyona maruz kalmadan yüksekliğini söyleyebiliriz. Pliyosen çalışılan alan içinde en<br />
fazla 4<strong>00</strong> m. yükseklikte tespit edilmiştir. Anadolu bu kesimde pliyosen devrine kadar 15<strong>00</strong>-16<strong>00</strong><br />
m.lik bir irtifaya erişen epiorojenik hareketli yükselmiş ve yükselmektedir.<br />
SONUÇ: Yukarıdaki bölümlerde ayrıntılı olarak anlatıldığı üzere Toros Dağları Mersin’i bir duvar<br />
gibi İç Anadolu’dan ayırır. İlin doğusuna doğru gidildikçe, denizden yavaş yavaş uzaklaşan dağ<br />
sıraları ile deniz arasında geniş düzlükler oluşur. Bu geniş düzlüklerde yerleşim merkezleri ve<br />
sanayi kuruluşları yer almaktadır. Mersin sahil bandının çok uzun olması nedeniyle yapılaşmaların<br />
yoğun olduğu yerler kıyı bandı üzerindedir. Jeolojik konum açısından günümüze kadar kalabilen en<br />
yaşlı denizi (190 milyon yıl) Akdeniz’e kıyısı olan ilimizde, kıyı doldurularak alan kazanma işlemleri<br />
yapılmış buda beraberinde denizdeki doğal hayatın etkilenmesine ve kıyıların tahribine yol açmıştır.<br />
Ayrıca İlin doğusunda yoğunluk kazanmış sanayi kuruluşları alivyon zemin üzerine ve<br />
kıyıya yakın yerlerde kurulmuştur. Gerekli bilimsel(zemin etüdü vb.) çalışmalar yapılmadan ve<br />
çevre düzeni planları olmadan yerleşim yerlerinin ve sanayi kuruluşlarının kurulması çarpık<br />
yapılaşma, erozyon, deniz kirliliği, su kirliliği gibi birçok çevre problemleri ile karşılaşılmaktadır.<br />
KAYNAKÇA<br />
1. M.T.A. Doğu Akdeniz Bölge Müdürlüğü, ADANA<br />
2. BLUMFENTHAL, M., Cenubi Anadolu Torosların Sahil Sıra Dağlarında Silifke-Anamur<br />
Arasındaki Jeolojik İncelmeler. MTA Rapor No: 1942. Ankara, 1942.<br />
3. TERNEK, Z., Mersin Tarsus Kuzey Bölgesi Jeolojisi MTA Rapor No: 44/45, Ankara, Aralık 1953,<br />
4. TERNEK, Z., Adana Havzasının Alt Miyosen (Buradgaliyen) Formasyonları, Bunların diğer<br />
Formasyonlarla Olan Münasebetleri ve Petrol İmkanları. MTA Enstitüsü Dergisi (40), Ankara, 1957.<br />
19