21.03.2015 Views

altZine_ilkbahar_2015

altZine_ilkbahar_2015

altZine_ilkbahar_2015

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

açığa çıkarmış, böylece kırdan kente<br />

denetimsiz bir göçü tetiklemiştir.<br />

Özellikle 1960’lı ve 1970’li yıllar, bu<br />

sürecin kentte maddi ve maddiolmayan<br />

sonuçlarının açıkça<br />

görülmeye başlandığı dönemdir.<br />

Tarımsal üretim ve köylülükten<br />

çıkış olarak adlandırılabilecek<br />

bu süreç, 1960’lı yıllarda özel<br />

sermayenin sanayi atılımları ve<br />

küresel ekonomiyle ilk buluşma<br />

girişimleriyle birleşince, başlangıçta<br />

kırın itmesiyle ivmelenen göç ve<br />

kentleşme, 1960’lardan sonra kentin<br />

çekimini de içinde barındırmıştır.<br />

Kentlerin fiziksel yapılanmasındaki<br />

iç içe geçen sayısız sorunun yanı<br />

sıra, bu sürekli göç ve yeniden<br />

yerleşme hareketinin üst derecede<br />

siyasileştirilmesi, hızlı bir toplumsal<br />

heterojenleşme, kültür yaşamının<br />

çeşitli boyutlarında yeni bileşim<br />

ve çatışmaların izlerinin git gide<br />

daha kuvvetli bir şekilde yansıması<br />

gibi sonuçlar gözlemlenmiştir.<br />

1980’lere gelindiğinde ise, bu<br />

karmaşık ve çatışmalı dönüşüm<br />

süreci önemli bir mecraya girmiştir.<br />

Neo-liberal politikaların dünya<br />

çapında yaygınlaşması, 24 Ocak<br />

1980 kararlarıyla Türkiye’de de<br />

yankı bulmuştur. 12 Eylül 1980<br />

darbesi ise, emekçi kitlelerinin,<br />

özellikle 1961 Anayasası sonrasında<br />

kazandıkları hakları ellerinden<br />

alabilecek, sermayeye hızlı büyüme<br />

sağlayabilecek uygun siyasi ortamı<br />

sağlamıştır. 1983 sonrasında Turgut<br />

Özal hükümetleriyle başlayan neoliberal<br />

politikaların benimsenmesi<br />

ve küresel kapitalizmle bütünleşme<br />

süreci, Türkiye’nin toplumsal<br />

yapısının bir kez daha köklü bir<br />

dönüşüme girmesine yol açmıştır.<br />

Artık toplumsal dönüşüm yalnızca iç<br />

değişkenlerle değil, aynı zamanda,<br />

hatta daha ziyade dış değişkenlerle<br />

belirlenir hale gelmiştir. Hatta iç ve<br />

dış kavramlarının anlamsızlaşmaya<br />

başladığı bir küresel eylem<br />

mantığının, bu bağlamda ortaya<br />

çıktığının altını çizebiliriz. Buradaki<br />

tartışmamızda, bu sürecin çok boyutlu<br />

sonuçlarının her birine girmek gibi bir<br />

iddiamız olmamakla birlikte, küresel<br />

kapitalizmle bütünleşmenin sonucu<br />

olan, dünyanın farklı toplumlarında<br />

da benzer bir şekilde gözlemlenen<br />

yeni bir toplumsal katmanlaşmanın<br />

yol açtığı, kent mekânının ayrışma<br />

sürecine dair mütevazi bir<br />

çözümleme yapmayı hedefliyoruz.<br />

Bugün İstanbul’un bir<br />

çeşit ideal-tip oluşturduğu kentsel<br />

dönüşüm süreci, Türkiye’nin irili ufaklı<br />

birçok kentinde son derece hızlı ve<br />

çatışmacı bir gelişim izlemektedir.<br />

Bu sürecin genel yönünün tedrici<br />

olarak daha kapalı hale gelen,<br />

gönüllü katılıma dayalı bir kapanma<br />

sahaları oluşumuna doğru olduğunu<br />

ifade etmek yanlış olmaz. Hermetik<br />

yaşam döngüsü adını verdiğimiz<br />

bu model, insan-insan ve insandoğa<br />

ilişkisini önemli ölçüde (1)<br />

bireyselleştirmekte, (2)arzulanan<br />

bir ayrışmaya dağıtmakta, (3)iyi<br />

denetlenen, belli sınırlarda kendi<br />

kendine yeterli yaşam alanları olan<br />

kapalı site, kapalı işyeri ve alışveriş<br />

44

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!