You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
geriye kalan 1200 salonu da 30-40<br />
film alıyor. Sonuçta yüksek kopya<br />
sayısıyla vizyona giren yabancı ve<br />
yerli filmler nedeniyle, bağımsız<br />
filmlerin programlanabileceği<br />
salon sayısı gittikçe azalıyor. En<br />
büyük değişimi burada yaşıyoruz<br />
aslında. Bu da seyirciye sunulan<br />
seçeneğin azalmasına, art arda<br />
benzer filmlerin vizyona girmesine<br />
ve genele baktığımızda daha farklı<br />
bir kültürel yapının oluşmasına<br />
sebep oluyor. Öte yandan da bu<br />
dönüşüme ayak uyduramayan birçok<br />
bağımsız salonun kapandığını veya<br />
kapanma tehlikesiyle karşı karşıya<br />
olduğunu görüyoruz. Başka Sinema<br />
elinden geldiği kadar bu işin yönünü<br />
değiştirmeye çalışıyor aslında. Şu an<br />
seyirciyle buluşan birçok film, Başka<br />
Sinema olmasaydı vizyona çıkma<br />
şansı bulamayacaktı. Bu hem yerli,<br />
hem de yabancı filmler için geçerli.<br />
Sinema salonları şehrin<br />
kültürel hayatının önemli bir<br />
parçası. İstanbul’da sadece<br />
Beyoğlu bölgesine baktığımızda<br />
bile, bağımsız filmlerin vizyona<br />
girebildiği eski sinema salonlarının<br />
kentsel dönüşüme direnemediğini<br />
görüyoruz. Sinema sektörünün<br />
içinden bakarak, bu değişimin şehrin<br />
kültürel hayatı üzerine etkisini nasıl<br />
değerlendiriyorsunuz?<br />
Yıllarca festivallere ev<br />
sahipliği yapan Emek Sineması akla<br />
geliyor ilk önce. Orada film izlemek<br />
apayrı bir deneyimdi, ama artık<br />
insanlar bu deneyimi yaşayamayacak.<br />
Hem tarihi ve mimari dokusu hem<br />
de uzun yıllar kültürel hayatın<br />
yapıtaşlarından biri olması nedeniyle,<br />
Emek Sineması’nın yok olması büyük<br />
bir kayıp. Bu yok oluş kültürel<br />
çeşitliliğin yok olmasına giden bir<br />
süreç aslında. Biz tekil salonlarda<br />
film izlemenin farklı bir deneyim<br />
olduğunu düşünüyoruz ve bu<br />
salonların yaşamasını destekliyoruz.<br />
Ama bir yandan da hayatımızın içinde<br />
var olan gerçekliği de kabul etmeliyiz.<br />
Artık ne yazık ki tekil sinema sayısı<br />
yok denecek kadar az. Bu nedenle<br />
de AVM’lerin içindeki salonlarda yer<br />
almak zorundayız. Çünkü ortada bir<br />
gerçeklik var ve biz bunun içinde<br />
bulunan insanları dışlamak yerine, o<br />
yapının içine katılıp oradaki insanlara<br />
da ulaşmak zorundayız. Başka<br />
Sinema’nın amacı en basit haliyle iyi<br />
filmleri her türden, her yerden, her<br />
bakıştan, her düşünceden insanla<br />
buluşturmak. Bu sebeple AVM’lerin<br />
içinde de varız. Bir şekilde oradaki<br />
tek tipleşmeyi kırmayı deniyoruz.<br />
Zaman içinde izleyici ilgisinin arttığını<br />
da gözlemliyoruz. Öte yandan,<br />
birçok AVM sineması da Başka<br />
Sinema’yı bünyelerine dahil ederek<br />
bu kültürü ve çeşitliliği tutmanın ve<br />
insanlara yeni seçenekler sunmanın<br />
peşindeler. Bu da bir yandan umut<br />
verici.<br />
Kasım 2013’te yeni bir<br />
program anlayışıyla hayatımıza giren<br />
Başka Sinema nasıl bir ihtiyaçtan<br />
doğmuştu?<br />
Yurt içi ve yurt dışındaki<br />
32