19.03.2015 Views

HAZİRAN İÇ SAYFALAR.qxp - Yerel Siyaset

HAZİRAN İÇ SAYFALAR.qxp - Yerel Siyaset

HAZİRAN İÇ SAYFALAR.qxp - Yerel Siyaset

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kadrocu, Romancý ve Bir Zoraki<br />

Diplomat: Yakup Kadri<br />

Karaosmanoðlu (1889-1974)<br />

Cengiz SUNAY<br />

Kocaeli Üniversitesi ÝÝBF<br />

<strong>Siyaset</strong> Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü<br />

Giriþ<br />

Cumhuriyet'in ilk yýllarýndaki yazarlar, genellikle<br />

topluma eðilmiþler, birtakým gerçekleri<br />

aktarmak istemiþlerdir. Aralarýnda, sorunlara<br />

çözüm getirmeye çalýþanlar ya da eleþtirenler<br />

olmakla birlikte, gerçekçilik, daha çok gördüklerini,<br />

gözlemlediklerini yansýtmak, sergilemek<br />

çizgisinde kalmýþtýr. Bu yýllarýn üç önemli yazarý<br />

Halide Edip Adývar, Yakup Kadri Karaosmanoðlu<br />

ve Reþat Nuri Güntekin'dir. Bu üç<br />

yazar, Tanzimat döneminde baþlayan köye ve<br />

Anadolu'ya yönelmeyi, açýlmayý bilinçli olarak<br />

geliþtirmiþlerdir.<br />

Bu yýllarýn anýlmasý gereken öteki yazarlarý<br />

olarak; daha çok aþký ve kadýnlarý konu alan<br />

Yezidin Kýzý, 2000 Yýlýn Sevgilisi, Bu Bizim<br />

Hayatýmýz, Nilgün .... gibi romanlarýyla tanýman<br />

Refik Halit Karay (1888-1965), konularýný<br />

halkýn yaþayýþýndan alan romanlar yazan, Bir<br />

Þoförün Gizli Defteri, Yayla Kýzý, Dikmen Yýldýzý<br />

romanlarýyla tanýnan Aka Gündüz (1886-1958);<br />

psikolojik romanýn olgun örneklerini veren,<br />

Sözde Kýzlar, Fatih-Harbiye, Dokuzuncu<br />

Hariciye Koðuþu, Yalnýzýz romanlarýyla dikkati<br />

çeken Peyami Safa (1899-1961); toplum<br />

sorunlarýyla uðraþan yazarlar arasýnda yer alan,<br />

Çulluk, Çoban Yýldýzý, Ak Saçlý Genç Kýz, Su<br />

Sinekleri romanlarýyla ün kazanan Mehmet<br />

Yesari (1895-1945); kahramancýlýk duygularýný<br />

ve ulusal duygularý bir aþk öyküsüyle birlikte<br />

iþleyerek, okuyucularýnýn duygularýný iki yönde<br />

etkileyip, özellikle Daðlarý Bekleyen Kýz, Allah'a<br />

Ismarladýk romanlarý çok okunan Esat Mahmut<br />

Karakurt (1902-1977); toplumsal konularý<br />

gülmece yoluyla okuyucularýna yansýtan,<br />

Meþhedi ile Devr-i Âlem, Beyaz Þemsiyeli,<br />

Kundakçý, Þakir Efendi'nin Gelini en çok tanýnan<br />

romanlarý olan Ercüment Ekrem Talu 1<br />

(1888-1956) sayýlabilir.<br />

Bu yýllarýn kadýn yazarlarý olarak da þairliðiyle<br />

ün kazanan Halide Nusret Zorlutuna (1901-<br />

1984) Küller, Gül'ün Babasý Kim, Büyükanne,<br />

Aydýnlýk Kapý .... gibi romanlarýyla, yine þairliðiyle<br />

tanýnan Þükufe Nihal (Baþar) (1896-<br />

1973)'i Renksiz Izdýrap, Yakut Kayalar, Çöl<br />

Güneþi, Yalnýz Dönüyorum ... romanlarýyla;<br />

roman yazarý olarak tanýnan ve en çok<br />

Münevver, Ölmüþ Bir Kadýnýn Evrak-ý<br />

Metrukesi, Nedret romanlarýyla tanýnan Güzide<br />

Sabri (Aygün) (1886-1946) ile Aydemir,<br />

Pervaneler romanlarýyla Müfide Ferit Tek (1892-<br />

1973 ) sayýlabilir.<br />

85 yýllýk ömrüyle, Milli Mücadele yýllarýnýn<br />

olduðu kadar cumhuriyet döneminin de en<br />

önemli yazarlarýndan biri olan Yakup Kadri'nin,<br />

Anadolu'ya açýlýþýnýn ürünü Yaban'dýr.<br />

Olaylarýnýn, Eskiþehir, Kütahya, Simav olaylarýnda<br />

geçtiði romanda Milli Mücadele yýllarýnýn<br />

Anadolu'su verilirken, köyün ve<br />

köylünün durumu yansýtýlýr. Yaban'ý izleyerek<br />

Ankara'da da Milli Mücadele yýllarý ile<br />

Cumhuriyet'in ilk yýllarýnýn Ankara'sý verilerek bir<br />

kalkýnýþýn öyküsü anlatýlýr. Yakup Kadri'nin<br />

romanlarýnda genellikle toplumun geçirdiði tarihsel<br />

evreleri buluruz. En son yayýmlanan<br />

roman olmakla birlikte Hep O Þarký,<br />

Abdülmecit, Abdülaziz, V. Murat dönemleriyle<br />

Abdülhamit döneminin yirmi yýlýný vererek,<br />

Kiralýk Konak romanýnýn temelini oluþturur.<br />

Kiralýk Konak romanýnda yazar, Tanzimat döne-<br />

1 Türkiye'de iddia edildiðinin aksine, kendine has bir aristokrat sýnýfýn varlýðý yadsýnamaz. Ali Birinci'nin çýkardýðý soy kütüðüne bakýlýrsa; "Ercüment<br />

Ekrem'in ilk eþi Feriha Haným, Abidin Paþa'nýn torunu olup 22 senelik evlilikten sonra 27 Mart 1929'da vefat etti. Muvakkar Ekrem tek çocuðuydu. Çiðdem<br />

Talu (1939-28.5.1983), Umur Talu ve mimar Erdem Talu, Muvakkar Ekrem'in çocuklarýdýr. Ercüment Ekrem ikinci evliliðini Hatice Haným'la yaptý<br />

ve bu evlilikten 1931'de Esin Talu (Çelikkan) dünyaya geldi". Ali Birinci, Tarih Uðrunda (Matbuat Aleminde Birkaç Adým), Ýstanbul: Dergah Yay., 2001,<br />

s.218.<br />

75


2 Yakup Kadri'nin hayatýna iliþkin ayrýntýlar þu baðlantýdan alýnmýþ, tarafýmýzdan notlandýrýlmýþtýr: http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=272,<br />

Eriþim: 18.02.2007.<br />

3 Karaosmanoðlu ailesi "ayan kökenli, hanedan sahibi, fakat ayan olmayan" bir ailedir. Manisa bölgesinde mukim olan aile hakkýnda, bir "vücuh-ý<br />

memleket", "hanedan", "mütegalibe" terimleri kullanýlýr. Ercüment Kuran, Türk Çaðdaþlaþmasý (Çileli Bir Yolda Ýlerleyiþ), (Derleyen: Mehmet Erdoðan),<br />

Ýstanbul: Akçað Yay., 1997, s.144.<br />

4 Kadro hareketine iliþkin daha ayrýntýlý bilgiler veren, okuma fýrsatý bulduðumuz þu çalýþmalar önemlidir: Temuçin Faik Ertan, Kadrocular ve Kadro<br />

Hareketi, Ankara: Kültür Bakanlýðý Yay., 1994; Þevket Süreyya Aydemir'in inkýlabýn henüz kadrosunu yaratamadýðý, olumsuzluklarýn ve geriye ket vurmalarýn<br />

temel sebebinin bu olduðu konusunda yaptýðý açýklamalar için bkz., Þevket Süreyya Aydemir, Ýnkýlap ve Kadro, Ýstanbul: Remzi Kitabevi, 1990;<br />

Mustafa Türkeþ, A Patriotic Leftist Development Strategy Proposal in Turkey in the 1930's: The Case of The Kadro (Cadre), Movement, Int. J. Middle<br />

East Stud. 33 (2001), 91-114.<br />

5 Karaosmanoðlu; Kadro dergisinin kapanmasýnýn ardýndan yaþadýklarýný þu eserde anlatýr: Yakup Kadri Karaosmanoðlu, Zoraki Diplomat, Ýstanbul:<br />

Ýletiþim Yay., 1994.<br />

6 14 Mayýs 1950 seçimleri sonrasýnda iktidara gelen Demokrat Parti'nin kurmaylarýndan biri olana Fevzi Lütfi Karaosmanoðlu, Celal Bayar'ýn cumhurbaþkaný<br />

seçilmesiyle boþalan DP genel baþkanlýðý için genel idare kurulunda yapýlan seçimlerde, kendisinin nasýl olsa seçileceðinden emin olarak, oy<br />

pusulasýna Menderes'in ismini yazarken, Menderes'in pusulaya kendi ismini yazmasý nedeniyle, üstelik kendi oyuyla, sadece bir oy farkla genel baþkanlýðý<br />

ve baþbakanlýðý Menderes'e kaptýrmýþ bir siyasi kiþiliktir. DP içindeki muhalafetin, partileþmesi sonucu meydana gelen Hürriyet Partisi'nin genel<br />

baþkanlýðý görevini bir müddet yürütmüþtür, bkz., Cihat Baban, Politika Galerisi (Büstler ve Portreler), Ýstanbul: Remzi Kit., 1970, s.362.<br />

7 Atilla Karaosmanoðlu ismi ise, DPT'de Ekonomik Ýþler Dairesi Baþkanlýðý yapmýþ, 12 Mart Muhtýrasý sonrasýnda, Dünya Bankasý'ndaki görevini<br />

býrakarak Nihat Erim baþkanlýðýnda kurulan, ara dönemdeki, reform hükümetlerinde vazife almýþ, teknokratlar hükümetlerinin en önde gelen<br />

üyelerinden biri olmuþtur. Feroz Ahmad, Demokrasi Sürecinde Türkiye (1945-1980), (Çeviri: Ahmet Fethi), Ýstanbul: Hil Yay., 1994, s.338.<br />

8 Leman Karaosmanoðlu, Yakup Kadri'nin Kadro Dergisini çýkardýðý ekipten Burhan Asaf Belge'nin hemþiresi, Murat Belge'nin ise halasýdýr. Adý geçenminden<br />

baþlayarak, kuþaklar arasýndaki çatýþmayý<br />

veriyor ve çöküþü sergiliyor. Ýzleyen<br />

romanlarda Cumhuriyet dönemine gelindiðini<br />

görüyoruz. Bir Sürgün ve Hüküm Gecesi'nde II.<br />

Abdülhamit dönemini, Sodom ve Gomore'de<br />

Ýstanbul'un iþgal yýllarýnýn, Panaromalar<br />

(Panaroma I, Panaroma II)'da Cumhuriyet'in<br />

ilanýndan 1952'ye deðin geçen yýllarýn deðerlendirilmesi<br />

yapýlmýþtýr. Nev Bahar ise tekkelerin<br />

yozlaþmasýný yansýtýr 2 .<br />

Hayatý ve Etkisi<br />

27 Mart 1889'da Kahire'de doðan Yakup<br />

Kadri 3 , ilköðrenimine ailesiyle birlikte gittiði<br />

Manisa'da baþladý. 1903'te Ýzmir Ýdadisi'ne<br />

girdi. Babasýnýn ölümünden sonra annesiyle<br />

yine Mýsýr'a döndü, öðrenimini Ýskenderiye'deki<br />

bir Fransýz okulunda tamamladý. 1908'de<br />

baþladýðý Ýstanbul Hukuk Mektebi'ni bitirmedi.<br />

1909'da arkadaþý Þahabettin Süleyman<br />

aracýlýðýyla Fecr-i Âti topluluðuna katýldý.<br />

1916'da tedavi olmak için gittiði Ýsviçre'de üç yýl<br />

kadar kaldý. Mütareke yýllarýnda Ýkdam<br />

gazetesindeki yazýlarýyla Kurtuluþ Savaþý'ný<br />

destekledi. Milli mücadelenin en çetin günlerinde<br />

1921'de Ankara'ya çaðrýldý ve kendisine<br />

önemli bazý görevler verildi.<br />

1923'te Mardin, 1931'de Manisa milletvekili<br />

oldu. Bir yandan da gazeteciliðini ve roman<br />

yazarlýðýný sürdürdü. Kadro Dergisi 4 1932'de<br />

Vedat Nedim Tör, Þevket Süreyya Aydemir,<br />

Burhan Asaf Belge, Mehmet Þevki Yazman ve<br />

Ýsmail Hüsrev Tökin ile birlikte Kadro dergisinin<br />

kurucularý arasýnda yer aldý. Savunduðu bazý<br />

görüþler aþýrý bulunduðu için Kadro dergisinin<br />

1934'te yayýmýna son vermek zorunda<br />

kalmasýndan sonra Tiran elçiliðine atandý 5 .<br />

Daha sonra 1935'te Prag, 1939'da La Haya,<br />

1942'de Bern, 1949'da Tahran ve 1951'de yine<br />

Bern elçiliklerine getirildi. 27 Mayýs 1960'tan<br />

sonra Kurucu Meclis üyeliðine seçildi. Siyasal<br />

hayatýnýn son görevi 1961-1965 arasýndaki<br />

Manisa milletvekilliði oldu. 13 Aralýk 1974'te<br />

Ankara'da öldü. Karaosmanoðlu ailesinin diðer<br />

ünlü iki ismi ise Fevzi Lütfi Karaosmanoðlu 6 ile<br />

Atilla Karaosmanoðlu 7 'dur. Eþi Leman<br />

Karaosmanoðlu 8 ise Ankara sosyetesinde<br />

güzelliði ile nam salmýþ bir kadýndýr.<br />

Karaosmanoðlu yazarlýða Ümit, Servet-i<br />

Fünun, Resimli Kitap gibi dergilerde baþladý.<br />

Fecr-i Âticiler'in "sanat þahsî ve muhteremdir"<br />

görüþünü paylaþtýðý ve "sanat için sanat" yaptýðý<br />

bu ilk döneminde Nirvana adlý bir oyun,<br />

makaleler, denemeler, düzyazý þiirler ve öyküler<br />

yazdý. Balkan Savaþý ve I. Dünya Savaþý sýrasýnda<br />

ülkenin durumu, sanat anlayýþýný deðiþtirmesine<br />

yol açtý. Türk toplumunun çeþitli dönemlerdeki<br />

gerçekliðini sergilemek istediði için bir<br />

ikisi dýþýnda eserlerinde belli tarihi dönemleri<br />

ele aldý. Kiralýk Konak; I. Dünya Savaþý<br />

öncesinin, Hüküm Gecesi; II. Meþrutiyet'in,<br />

Sodom ve Gomore; Mütareke döneminin,<br />

Yaban; Kurtuluþ Savaþý yýllarýnýn, Ankara;<br />

Cumhuriyet'in ilk on yýlýnýn, Bir Sürgün; II.<br />

Abdülhamit döneminin iþlendiði romanlardýr.<br />

Panorama; 1923-1952 yýllarýný kapsar.<br />

Karaosmanoðlu 1920'lerden sonra iyimser bir<br />

devrimci görünümündeyken, sonra umutlarýný<br />

yitirerek romancýlýðýný devrimci yönde kullanmaktan<br />

vazgeçmiþtir. 1955'ten sonra da aný<br />

kitaplarýndan baþka bir þey yazmamýþtýr.<br />

Romanlarý arasýnda en ünlüleri Nur Baba,<br />

Kiralýk Konak ve Yaban'dýr. Nur Baba,<br />

Karaosmanoðlu'nun ilk romanýdýr. 1922'de<br />

kitap olarak çýkmadan önce gazetede yayýmlanmýþtýr.<br />

Ama yazýlýþý ondan sekiz dokuz yýl<br />

öncesine gider. O yýllar Karaosmanoðlu'nun<br />

Eski Yunan ve Latin edebiyatýyla ilgilendiði ve<br />

Çamlýca'daki bir Bektaþi tekkesine devam ettiði<br />

dönemdir. Nur Baba'yý Euripides'in Bakkhalar'ýndan<br />

esinlenerek ve tekkedeki gözlemlerine<br />

dayanarak yazmýþtýr.<br />

Roman, tekkenin þeyhiyle, evli bir kadýn<br />

arasýndaki tutkulu bir aþkýn öyküsünü anlatýr.<br />

Ýçki, müzik ve seviþmeyle sabahlara deðin<br />

süren ayinler, Bektaþi töreleri ve tekke yaþamý<br />

kitapta büyük yer tutar. Bu ayinlerle<br />

Bakkhalar'in ayinleri arasýnda benzerlik bulan<br />

Karaosmanoðlu, romanýn kadýn kahramaný<br />

Nigâr'ýn cinsi iliþkileriyle bu benzerliði anlatmaya<br />

çalýþýr.Ancak okur için romanýn ilginç<br />

76


yönü Bektaþilik'e iliþkin bilgiler olmuþ ve bu<br />

yönü, yapýtýn çok satýlmasýný saðladýðý gibi<br />

Karaosmanoðlu'nun ününü de yaygýnlaþtýrmýþtýr.<br />

Ancak Karaosmanoðlu Bektaþiliðin sýrlarýný<br />

açýklamak ve üstelik Bektaþiliði küçük<br />

düþürmekle suçlandýðý için romanýn ilk ve ikinci<br />

baskýlarýna yazdýðý "izah"larla bu suçlamalara<br />

karþý kendini savunmak gereðini duymuþtur.<br />

Kiralýk Konak'ta Karaosmanoðlu, II. Meþrutiyet<br />

yýllarýnda Batýlýlaþma hareketinin yol açtýðý<br />

deðer kargaþasýný, geleneklerden ve eski hayat<br />

biçiminden ayrýlýþý ve kuþaklar arasýndaki<br />

kopukluðu sergiler. Romanda yazar adýna<br />

konuþan Hakký Celis, baþlangýçta yurt sorunlarýna<br />

karþý ilgisiz, âþýk, içli bir þairken, sonradan<br />

bilinçlenerek deðiþir ve "milli ideal" sevdasýna<br />

tutulur ve Çanakkale'de þehit düþer. Bu ideal<br />

geleceðin Türkiye'sidir. Karaosmanoðlu<br />

romanýn öbür kiþilerini ve dolayýsýyla toplumu,<br />

bu yeni bilince ulaþmýþ Hakký Celis'in gözleriyle<br />

deðerlendirir ve Faik Bey'le Seniha karakterleri<br />

nezdinde diðer tipleri eleþtirir ve yargýlar.<br />

Romanlarý: Kiralýk Konak, Nur Baba, Hüküm<br />

Gecesi, Sodom ve Gomore, Yaban, Ankara, Bir<br />

Sürgün, Panaroma, 2 cilt, Hep O Þarký. Hikaye<br />

Bir Serencam, Rahmet, Milli Savaþ Hikâyeleri.<br />

Anýlarýný: Zoraki Diplomat, Anamýn Kitabý,<br />

Vatan Yolunda, Politikada 45 Yýl, Gençlik ve<br />

Edebiyat Hatýralarý isimlerini taþýyan kitaplarda<br />

toplamýþtýr.<br />

Bu çalýþmada; Yakup Kadri Karaosmanoðlu'<br />

nun "Politikada 45 Yýl" 9 baþlýðýný taþýyan eseri<br />

ekseninde, Yakup Kadri'nin Türk siyasetindeki<br />

yaþananlar hakkýnda dikkate deðer bulduðu<br />

hususlar irdelenmeye çalýþýlacaktýr.<br />

Politikada Geçirdiði 45 Yýl<br />

Yakup Kadri söze, Ýstiklal Savaþýnýn kazanýlmasýnýn<br />

ardýndan Ýstanbul basýnýnýn tutumunu<br />

eleþtirerek baþlar 10 . Mütareke basýný þimdi<br />

veçhe deðiþtirmiþtir. Hüseyin Cahit'in Tanin'i<br />

herkese fazilet dersi verme telaþýyla, Ýttihat ve<br />

Terakki dönemini savunurken, Ahmet Emin'in<br />

Vakit'i ve Celal Nuri'nin Ýleri'si, sanki memlekette<br />

bir çýkmaz bir anarþi varmýþ gibi<br />

endiþeleri dile getirmektedir. Bu iki gazeteden<br />

"Ýleri" Mustafa Kemal'e hemen bir diktatörlük<br />

kurulmasý gerektiðini telkin etmeye çalýþýrken,<br />

"Vakit" ise, týpký Amerikan Baðýmsýzlýk<br />

Savaþý'nýn lideri George Washington gibi bir<br />

köþeye çekilmesini tavsiye etmektedir (s.10).<br />

Atatürk'ün ünlü Ýzmit basýn Toplantýsý<br />

esnasýndaki bir sima dikkat çekicidir. Ýzmir<br />

Suikastý giriþiminin faillerinden olan ve hakkýnda<br />

verilen tutuklama kararý sonucu, bir polis<br />

kovalamacasý esnasýnda, bir kümeste kýstýrýlmasý<br />

üzerine silahýyla intihar eden Kara Kemal 11<br />

de toplantýyý izleyenler arasýndadýr. Kara Kemal,<br />

Malta dönüþünde Ýttihat ve Terakki kalýntýlarýndan<br />

toparlayamaya çalýþtýðý kimilerinden, belki<br />

ileride bir faydasý olur niyetiyle bir nüve oluþturmaya<br />

çalýþtýðýný, gayet safiyane bir biçimde<br />

Mustafa Kemal'e aktarýr (s.14).<br />

Takrir-i Sükun Kanunu ertesinde yargýlanan<br />

gazetecilerden biri olan, tutarsýz bir siyasal<br />

çizgiyi takip eden, önce koyu bir Halk Fýrkasý<br />

muhalifi iken, sonra koyu bir Ýsmet Paþacý<br />

kesilen, bu müfritliðini çok partili siyasal hayata<br />

geçildikten, sonra anti Demokrat Partililiðe<br />

dönüþtürerek, Falih Rýfký'dan boþalan Ulus<br />

Gazetesi baþyazarlýðýna getirilmesi 12 sonrasýnda<br />

sürdüren Hüseyin Cahit'in Lozan görüþmeleri<br />

sürerken Tanin'de takýndýðý tavýr ilginçtir. Bir<br />

zamanlar Düyun-u Umumiye'de Dayinler<br />

Vekilliði yapmasýndan mý kaynaklandýðý bilinmez,<br />

Osmanlý borçlarý karþýsýnda týkanan<br />

görüþmelerde, Hüseyin Cahit, hasýmlar tarafýný<br />

tutmaktadýr. Hüseyin Cahit'e göre; borçlara<br />

sahip çýkýlmalý ve son kuruþuna kadar ödenmelidir<br />

(s.26-27).<br />

Yakup Kadri, Lozan barýþý sonrasýnda yeni<br />

hükümeti kurmaya memur etmek için<br />

baþbakan aranýrken, Mustafa Kemal'e Lozan<br />

kahramaný olarak Ýsmet Paþa'nýn takdim<br />

edildiðini, ancak Mustafa Kemal'in Ýsmet<br />

Paþa'nýn kulaklarýnýn aðýr iþittiðini bu nedenle<br />

onun baþbakanlýða getirilmesinin mahzurlu<br />

olacaðýndan bahisle, Fethi Bey'i münasip<br />

gördüðünü ifade etmesi karþýsýnda büyük bir<br />

þaþkýnlýða düþtüklerini belirtir. Lozan gibi son<br />

derece kritik görüþmelerde baþ murahhas<br />

olarak vazifelendirilen Ýsmet Paþa'nýn bu arýzasýnýn<br />

daha önce neden dikkate alýnmadýðý<br />

sorusunun tam yeri olduðunu, ancak buna<br />

cesaret edemediklerini belirtir (s.30).<br />

Ýsmet Paþa'nýn askeri baþarý hanesine altýn<br />

harflerle yazýlan Ýnönü Muharebelerinin aslýnda<br />

kurmaca bir zafer olduðu eleþtirisiyle, Yakup<br />

Kadri'nin yazdýðý makalede, muharebeler ve<br />

Ýsmet Paþa hakkýnda yazdýðý coþkulu cümleleri<br />

müstehzi bir eda ile eleþtiren Refet Bele'ye karþý<br />

bozulan Kadri'nin, Atatürk'ün Ýsmet Paþa'ya<br />

çektiði o ünlü telgrafý hatýrlatmasý üzerine, Refet<br />

Bey'in kahkahalara boðularak, o telgrafýn altýndaki<br />

imzanýn sadece Mustafa Kemal'e ait<br />

olduðunu, yazanýn ise Hamdullah Suphi<br />

13<br />

(Tanrýöver) olduðunu söylemesi üzerine iyice<br />

þaþýrdýðýný belirtir. Öte yandan Refet Bey, tel-<br />

le yapýlmýþ bir röportaj için bkz., Emin Çölaþan, Ýcraatýn Ýçinden, Ýstanbul: Milliyet Yay., 1986, ss.201-215.<br />

9 Yakup Kadri Karaosmanoðlu, Politikada 45 Yýl, Ankara: Bilgi Yay., 1968.<br />

10 Mütareke basýnýn tutumu hakkýnda yazýlmýþ okuma fýrsatý bulduðumuz en iyi eser için bkz., Orhan Koloðlu, Aydýnlarýmýzýn Bunalým Yýlý 1918 (Zaferi<br />

Nihai'den Tam Teslimiyete), Ýstanbul: Boyut Yay., 2000.<br />

11 Erik Jan Zürcher, Milli Mücadelede Ýttihatçýlýk, (Çeviri: Nüzhet Salihoðlu)Ýstanbul: Baðlam Yay., 1995, s.218.<br />

12 Falih Rýfký Atay, Bayrak, Ýstanbul: Bateþ Yay., 1998, s.170.<br />

13 Bu olayý Hamdullah Suphi Tanrýöver de doðrulamaktadýr, bkz., Mustafa Baydar, Hamdullah Suphi Tanrýöver ve Anýlarý, Ýstanbul: Menteþ Kitabevi,<br />

1968, s.302.<br />

77


grafýn adresinin de yanlýþ olduðunu, hezimete<br />

dönüþen muharebe esnasýnda bir fýrka kumandaný<br />

olan Miralay Fethi Bey ismindeki askerin<br />

aldýðý inisiyatif ile muhtemel bir bozgunu<br />

önlediðini ifade eder. Yakup Kadri'nin buna<br />

inanasý gelmez. Ýsmet Paþa ile olan kiþisel<br />

dargýnlýklara baðlar. Ancak dönemin Garp<br />

Cephesi Hareket Dairesi Baþkaný Kurmay Albay<br />

Tevfik Býyýklýoðlu'nun yazýp býraktýðý notlarýn<br />

Refet Bele'yi doðruladýðýný yýllar sonra<br />

gördüðünü ifade eder (s.32-33).<br />

Hilafetin kaldýrýlmasý tartýþmalarý yapýlýrken 14 ,<br />

en sert ve müsamahasýz davrananlar gariptir ki,<br />

yine henüz cumhuriyet kurulmadan önceki<br />

dönemin en ateþli hilafet ve saltanatçýlarýndan<br />

gelmiþtir. Bu zevat, hanedan mensuplarý içinde<br />

yer alan yaþlý kadýnlarýn sürgünden muaf tutulmalarý<br />

yönünde Mustafa Kemal'in yaptýðý<br />

müdahale karþýsýnda "Olmaz, olmaz. Ne<br />

çýkarsa o saray kadýnlarýnýn baþý altýndan çýkar<br />

!... " diye karþý çýkabilmiþlerdir (s.50).<br />

Ýnönü'nün öncesi ve sonrasý hakkýnda da<br />

ilginç þeyler yazar Karaosmanoðlu, son Halife<br />

Abdülmecit Efendi hakkýnda basýnda yazýlan<br />

nahoþ yazýlarla, halifeye ayrýlan ödenek yetersizliðinden<br />

þikayet eden baþvekil bu þikayetleri<br />

içeren bir telgrafý Cumhurreisi Gazi'ye gönderir.<br />

Oysa durum, Mustafa Kemal'in zihninde fýrtýna<br />

öncesi sessizliði bozan bir mahiyettedir. "Hilafet<br />

makamý bizce en nihayet tarihi bir hatýra olmaktan<br />

fazla bir ehemmiyet taþýmaz" diyen Atatürk,<br />

bir anlamda böylesi bir talebin sahibi olarak<br />

zýmnen Ýsmet Paþa'yý azarlar (s.52-53) Yakup<br />

kadri burada þunu ekler: "Her iki devlet adamý<br />

arasýndaki bu çeliþme bir zihniyet farkýndan ya<br />

da bir görüþ ve metot ayrýlýðýndan mý doðmaktadýr<br />

? Bu soruya 'Evet' cevabýný vermekle bir<br />

hataya düþmüþ sayýlmayýz. Devrim meselelerinde<br />

Ýsmet Paþanýn ne kadar tereddütlü ne<br />

kadar kararsýz ve hatta bazý defa ne kadar<br />

'muvazaacý' olduðunu Atatürk'ün ölümünden<br />

sonraki davranýþ ve tutumlarýnda müþahede<br />

etmiþizdir" (s. 55) 15 .<br />

Oysa hilafetin kaldýrýlmasý süreci esnasýnda,<br />

bu uygulamaya muhalif olduðu bilinen "Rauf<br />

Bey'le tartýþýrken: 'Tarihin herhangi bir devrinde<br />

bir halife, zihninden bu memleketin mukadderatýna<br />

karýþmak arzusunu geçirirse, o kafayý<br />

behemehal koparacaðýz !' (s.56) diye haykýran"<br />

yine Ýsmet Paþa'dýr.<br />

Yakup Kadri'ye göre Takrir-i Sükun Kanunu ile<br />

kapatýlan, kurucularý siyasi hayattan tecrit<br />

edilen, Terakkiperver Cumhuriyet Fýrkasýnýn 16<br />

önde gelenleri: Kazým Karabekir, Ali Fuat<br />

Cebesoy, Rauf Orbay ve Refet Bele'nin,<br />

sanýldýðýnýn aksine aslýnda tüm mücadeleleri<br />

temelde, "Mustafa Kemal Paþa'nýn eski silah ve<br />

mücadele arkadaþlarýyla birleþmesi ve yalnýz<br />

Ýsmet Paþa'ya baðlanýp kalmamasý idi" (s.68-<br />

69).<br />

Yine de Ýsmet Paþa'yý bunca yýl baþvekillikte<br />

tutan önemli bir özelliði vardý. Ýsmet Paþa ciddi<br />

bir görev adamýydý. Þeyh Sait önderliðindeki<br />

asilerin Þemdinan kapýlarýna dayandýðý haberini<br />

içeren bir telgraf o sýrada Çankaya Köþkü'nde,<br />

bakanlar ve baþvekilinde bulunduðu bir eðlence<br />

esnasýnda, Atatürk'e getirilir. Atatürk telgrafý<br />

okuduktan sonra telgrafý getiren yavere çatýk bir<br />

çehreyle o sýrada baþvekil olan Fethi Bey'e<br />

götürmesini emreder. Fethi Bey telgrafý alýr ve<br />

þöyle bir göz gezdirir ve kaðýt oynamaya devam<br />

eder. Atatürk bu kez telgrafýn Ýsmet Paþa'ya<br />

götürülmesini emreder. Ýsmet Paþa, telgrafý<br />

okur ve büyük bir heyecana kapýlarak ayaða fýrlar,<br />

sigara çýkarýr, telaþla aðzýna götürür ve kibrit<br />

aramaya baþlar, bir müddet sonra telaþla<br />

tekrar sandalyesine oturur. Atatürk aralarýnda<br />

Yakup Kadri'nin de olduðu topluluða doðru<br />

yavaþ bir sesle: "Ýþte iki adam arasýndaki fark"<br />

der (s.78).<br />

Yakup Kadri'nin Ankara romanýna malzeme<br />

olan Milli mücadeleciler ve devrimcilerin bol<br />

kazançlý arsa spekülasyonu iþine girmeleri,<br />

idare meclisi azalýklarý, taahhüt iþleri, komisyonculuklar<br />

peþine düþmelerinden söz ediyor 17 .<br />

Öte yandan uðradýðý bir bað iþindeki zararý<br />

gidermek için, söz konusu baðý satmak üzere<br />

Ýsmet Paþa'ya baþvurmasý ve ardýndan paþa<br />

tarafýndan küçümseniþi karþýsýnda, kendisinin<br />

dürüstçe batýþý karþýsýnda batmayan, arsa<br />

spekülasyonu yapanlarý örtülü bir þekilde öven<br />

Ýsmet Paþa'ya da sitemde bulunuyordu (s.87).<br />

Karaosmanoðlu Ýnönü eleþtirisini sürdürmektedir.<br />

"Bildiðim bir þey varsa o da Ýsmet Paþa'nýn<br />

'fazilet ve siyasi ahlak' adýný verdiðimiz bir büyük<br />

davayý, yani 'inkýlap rejimini soysuzlaþmaktan<br />

koruma' davasýný bir küçük politika konusu þekline<br />

sokmuþ olmasýdýr" (s.90). Ýsmet Paþa'nýn<br />

adam kayýrma huyu ünlüdür. Yavuz-Havuz<br />

Olayýnda, Bahriye Vekili Ýhsan Eryavuz ile<br />

14 Farklý yazarlarýn konuyla ilgili olarak kaleme aldýklarý kitaplardan derlenen þu çalýþmaya bkz., Aydýn Ömeroðlu, Demokratikleþme Sürecinde Halifelik<br />

Sorunu, Ýstanbul: Pul Yay., 1996.<br />

15 Ýlginçtir ki, Ýnönü hakkýndaki bu yargýyý 22 Þubat'ta giriþtiði baþarýsýz darbe giriþimi sonrasý bizzat Ýnönü tarafýndan affedilen ve emekliye sevk edilen<br />

Talat Aydemir de tekrarlamaktadýr. "Ýnönü'nün ismi, zekasýndan büyüktür. Bu zaviyeden tetkik edince Atatürk'ün dehasýnýn stratejik yaratýcýðýndan sonraki<br />

reformlardan mahrum statik devrenin asýl sebebi anlaþýlacaktýr. Ýnönü tükenmiþtir. Reformlara en çok ihtiyacýmýz olduðu bu devrede bütün hayatý<br />

statükoyu muhafaza ile geçmiþ Ýnönü'yü tekrar baþýnda görmek bu milletin talihsizliði olmuþtur. 22 Þubat, vahim bir tecrübeye teþebbüs deðil, memleketin<br />

sayýsýz dertlerini bir tarafa iterek Ýnönü'nün yarattýðý siyasi keþmekeþe karþý bir reaksiyondur" Talat Aydemir, Ve Talat Aydemir Konuþuyor, Ýstanbul:<br />

May Yay., 1966, s.174.<br />

16 Ne yazýk ki, TCF hakkýnda bugüne kadar yazýlmýþ en objektif ve bilimsel eser bir yabancýnýn kaleminden çýkmýþtýr, bkz., Erik Jan Zürcher,<br />

Terakkiperver Cumhuriyet Fýrkasý, (Çeviri: Gül Çaðalý Güven), Ýstanbul: Baðlam Yay., 1992.<br />

17 Ayný eleþtiriyi müstehzi bir edayla Falih Rýfký da yapýyor; . "Eðer devlette bir iþ görülecekse ve bu iþten bir komisyon alýnacaksa, Gazi'nin yakýnlarý ve<br />

tanýdýklarý dururken, bu kazanç neden kendisinin de rejimin de düþmaný olanlara kaptýrýlmalý idi?". Falih Rýfký Atay, Çankaya, Ýstanbul: Doðan Kardeþ<br />

Matbaacýlýk A.Þ.Basýmevi, 1969, s.455; Atay'ýn bu çalýþmasýnýn analizinin yapýldýðý þu çalýþmaya bkz., Cengiz Sunay, "Kemalist Bir Baþyapýt; Falih Rýfký<br />

Atay'ýn Çankaya'sý Üzerine", Türkiye Günlüðü, Sayý 86, Güz 2006, ss.87-94.<br />

78


arkadaþý Doktor Fikret, Yavuz Zýrhlýsýnýn tamiri<br />

iþini alan yabancý þirketten komisyon aldýklarý<br />

suçlamasýyla, Paþa tarafýndan Divan-ý Ali'ye verilirken<br />

18 , idari bir iþte yolsuz tasarrufta bulunmakla<br />

suçlanan Ticaret Vekili Ali Cenani Bey'i<br />

tutmakta direnmiþtir (s.90-91).<br />

Kadro Dergisinin yayýn imtiyazýný alma<br />

sürecinde partinin ideolojik künyesini kitlelere<br />

benimsetecek bir yayýn organý çýkarma niyetini<br />

müfrit baþvekil Recep Peker'e (Peker, o zaman<br />

parti genel sekreteridir) açtýðýnda, Peker avazý<br />

çýktýðý kadar baðýrarak bu yetkiyi nereden<br />

aldýðýný sormuþtur. Yakup Kadri gerekli<br />

müsaadeyi Atatürk ve Ýsmet Paþa'ya baþvurarak<br />

alabilmiþtir (s.94).<br />

Serbest Fýrka olayýnda, mevcut partinin nasýl<br />

bir muvazaa içinde bulunduðu bizzat Fethi<br />

Bey'in dilinden aktarýlýr. "Nasýl düþünebilirsiniz<br />

ki, ben, baþýnda Gazi Paþanýn bulunduðu bir<br />

Parti iktidarýný devirip onun yerini almak hevesine<br />

kapýlabilirdim " (s.106). Oysa Fethi Bey<br />

gerek orduda, gerekse Ýttihat ve Terakki hiyerarþisinde<br />

Mustafa Kemal'in üstündedir. Öte<br />

yandan Sofya'da elçilik vazifesindeyken, Atatürk<br />

ateþemiliterdir.<br />

Atatürk-Ýnönü çatýþmasýnýn ilk emareleri Ýþ<br />

Bankasý ve çevresiyle Ýnönü arasýndaki hasýmlaþmada<br />

Atatürk'ün Ýþ Bankasý çevresinden<br />

yana aðýrlýðýný koymasýyla baþladý. Ýktisat Vekili<br />

Mustafa Þeref'in bir sofrada bizzat Atatürk<br />

tarafýndan haþlanmasý, Ýþ Bankasýnýn bir kaðýt<br />

fabrikasý yatýrýmý için gerekli iznin, ima yoluyla<br />

da olsa, Ýsmet Paþa tarafýndan engellendiðini<br />

söylemesi, hükümet iþlerine Cumhurreisi<br />

tarafýnda direkt müdahaleden oldum olasý<br />

hoþlanmayan Ýnönü'de infial etkisi yarattý<br />

(s.124-126). Yalova'daki bir sofraya saat 11<br />

sularýnda gelen Ýnönü'nün Atatürk'e karþý<br />

takýndýðý haddini aþan tavýr, Atatürk ile<br />

Ýnönü'nün arasýnýn açýlmasýný, devrimin zafiyete<br />

düþeceði endiþesi olarak yorumlayan Yakup<br />

Kadri'ye "Acaba, diyordum, Ýsmet Paþa bütün<br />

siyasi rakiplerini yendikten sonra, þimdi de<br />

Atatürk'le boy ölçüþmeye mi kalkýþýyor ?"<br />

dedirtmiþtir (s.127).<br />

Ancak Atatürk yine kendi bildiðini yapmýþ,<br />

Mustafa Þeref'in azarlanmasýný kendisinin<br />

azarlanmasý olarak addeden Ýsmet Paþa'ya<br />

nazire edercesine Mustafa Þeref'i görevinden<br />

alýp yerine Celal Bayar'ý atamýþtýr (s.130). Üstelik<br />

gerilim iyice týrmanacaða benzemektedir.<br />

Hele Maarif Vekilliðine Esat Bey'in görevden alýnarak,<br />

Reþit Galip'in getirilmesini istediðini<br />

ifade eden Atatürk'e karþý Ýsmet Paþanýn cevabý<br />

kinayeli oldu. Ýsmet Paþa çektiði telgrafta "Gece<br />

yarýsý, gaflet uykusundan uyandýrýlarak kabinesinde<br />

deðiþiklik yapýlmak istendiði haberini<br />

alan bir Baþvekilin, bu hususta ileri süreceði<br />

mütalaadan nasýl bir fikir selameti beklenebilir"<br />

(s.132). Þeklindeki bir üslupla hitabý, Paþanýn<br />

içinde bulunduðu gerginliði yansýtmaktadýr.<br />

Ýsmet Paþanýn baþvekillikten alýnarak istirahat<br />

adý altýnda siyasi hayattan tecrit edilmesinin<br />

öncesindeki birkaç olay bunlardan ibarettir.<br />

Ancak Paþanýn bir suikast sonucu ortadan<br />

kaldýrýlacaðý haberi ortalýkta dolaþmaktadýr.<br />

Atatürk'ün hastalýðýnýn aðýrlaþmasý üzerine öleceðinin<br />

kesinleþmesi sonrasýnda, Ýsmet<br />

Paþa'nýn Atatürk'ten sonra Cumhurreisi olacaðýna,<br />

neredeyse katiyetle bakýlýyordu 19 . Bu<br />

durumdan rahatsýz olanlarýn Paþayý öldürecekleri<br />

söyleniyordu. Atatürk'ün hastalýðý aðýrlaþtýkça<br />

duygusallaþtýðý, Ýnönü'yle görüþmek<br />

istediði, ancak Refik Saydam tarafýndan<br />

Ýnönü'nün Atatürk'ü ziyaret etmesi halinde<br />

öldürüleceði ihbarýnýn yapýldýðý, bu yüzden<br />

Ýnönü'nün ziyareti iptal ettiði, Atatürk'ün<br />

gelmeyen Ýnönü'yü sormasý üzerine kendisine,<br />

Ýnönü'nün öldüðünün söylenmesi üzerine,<br />

vasiyetinde Ýnönü'nün çocuklarýnýn eðitimlerine<br />

harcanacak bir meblaðý býraktýðý, Ýnönü'nün<br />

ölüm haberinin inandýrýcýlýðýnýn saðlanmasý için<br />

tek nüshalýk, Ýnönü'nün öldüðü haberini içeren<br />

bir Ulus gazetesinin basýlarak, Atatürk'e gösterildiði<br />

anlatýlýr 20 .<br />

Ýnönü'nün Çankaya Köþküne çýkmasýnýn<br />

ertesinde, Yakup Kadri gibiler rahat bir nefes<br />

almýþlardýr. Atatürk'ün devrim bayraðýný en iyi<br />

þekilde taþýyacak halef, selefinin kemiklerini<br />

sýzlatmayacaktýr, diye düþünmektedirler. Ancak<br />

bir müddet sonra önce Çankaya eski sýcaklýk ve<br />

muhabbetini kaybetti, bir Gayya Kuyusu, Kaf<br />

daðý Himalaya haline geldi. Ýnönü Atatürk'ün<br />

hatýrasý adýna ne varsa yavaþ yavaþ tahrip etmeye<br />

baþladý. Önce manevi evlatlarý derecesindeki<br />

sevdiklerini uzaklaþtýrdý. Para ve puldaki<br />

Atatürk resimlerini kendi resimleriyle deðiþtirdi.<br />

Devlet dairelerindeki Atatürk resimleriyle, kendininkileri<br />

deðiþtirdi. 15 yýl boyunca Ata'nýn<br />

naþýný Etnografya Müzesinin bir köþesinde<br />

tuttu. Eski muhalifleri yeniden baþ tacý etti<br />

(s.151-152, 157). Bu uygulamalarý özellikle<br />

gençlik nezdinde yoðun bir tepkiyle karþýlandý 21 .<br />

Ancak bunalým dönemlerinde Ýnönü bile<br />

Atatürk'ü arar oldu. Daha ölümünden hemen<br />

önce General Mc Arthur ile yaptýðý görüþmede<br />

savaþ rüzgarlarýnýn estiðini, Almanya'nýn bu<br />

18 Topçu Binbaþýlýðýndan Bahriye Vekilliðine alt baþlýðýnda, Samet Aðaoðlu'nun Ýhsan Eryavuz anlatýmý için bkz., Samet Aðaoðlu, Babamýn<br />

Arkadaþlarý, Ýstanbul: Ýletiþim Yay., 1998, ss.57-76.<br />

19 Nitekim bu endiþe haksýz çýkmadý, tek oy hariç meclis ittifakla Ýnönü'yü Cumhurreisi seçmiþtir. Bu bir oy Yusuf Hikmet Bayur tarafýndan Celal<br />

Bayar'a verilmiþti. Ýnönü geri kalan 322 oyu almýþtýr. Cemil Koçak, Türkiye'de Milli Þef Dönemi, C.1, Ýstanbul: Ýletiþim Yay., 1996, s.141.<br />

20 Samet Aðaoðlu, Demokrat Partinin Doðuþ ve Yükseliþ Sebepleri Bir Soru, Ýstanbul: Baha Matbaasý, 1972, s.151 vd.<br />

21 14 Mayýs 1950 sonrasý Bayar'ýn ilk iþlerinden birisi Atatürk'e þanýna yakýþýr bir anýtmezar yapýlmak için tahsis edilen ancak ilgisizlikten harabeye<br />

dönen Rasattepe'deki, Anýtkabir inþaatýna hýz vermektir, bkz. Süleyman Yeþilyurt, Bayar Gerçeði, Ankara: Serajans Yay., 1997, ss.193-196; Nadir Nadi,<br />

Perde Aralýðýndan, Ýstanbul: Çaðdaþ Yay., 1979, s.243.<br />

79


savaþý baþlatan, ancak aðýr yýkýmlardan sonra<br />

yenileceðinden, Sovyet Rusya'nýn savaþtan en<br />

karlý ülke olarak çýkacaðýný söyleyerek 22<br />

olaðanüstü bir öngörü örneði gösteren<br />

Atatürk'ün ölümü sonrasý, dedikleri bir bir meydana<br />

gelmeye baþladýðýnda Ýnönü, elini dizine<br />

vurup, Yakup Kadri'ye "Ah, Atatürk'ü çok vakitsiz<br />

kaybettik" (s.149) diyebiliyordu.<br />

Savaþ yýllarýnda Ýnönü tarafýndan takip edilen<br />

ikircikli dýþ politika karþýsýnda, kimi kesimler<br />

Ýngilizci, kimi kesimler ise Almancý idi. 23<br />

Gazeteler de bu çerçevede ayrý telden çalýyorlardý.<br />

Gazete kapatmalar bu nedenlerden deðil,<br />

filan hükümet icraatýný veya filan bakaný<br />

eleþtirdiklerinden kaynaklanýyordu (s.168-169).<br />

Özellikle 1950 sonrasýný irticanýn hortlama<br />

dönemi olarak tavsif eden CHP intelijansiyasý,<br />

þu hususu bilerek gözden kaçýrmaktadýr. Çok<br />

partili siyasal hayata geçiþ öncesi iki parti<br />

arasýnda, kara kuvvete taviz verilmeyeceði<br />

yönünde bir centilmenlik anlaþmasý yapýlmýþ,<br />

ancak Celal Bayar'ýn Bursa'da irat ettiði bir<br />

nutkun, Sebil-ur Reþat mecmuasýnda<br />

çarpýtýlarak dinsizlik propagandasý yapýlmýþ gibi<br />

yayýnlanmasýnýn ardýndan, mecmuanýn binlerce<br />

nüshasýnýn bizzat CHP tarafýndan satýn<br />

alýnýp Anadolu'nun dört bir yanýna daðýtýlmasý<br />

karþýsýnda, Celal Bayar'ýn, durumu Ýnönü'ye<br />

þikayet etmesi ve Ýnönü'nün durumdan haberdar<br />

olmadýðýný söylemesi karþýsýnda ýsrarcý olan<br />

Bayar'a sonunda dayanamayarak, "ne yapalým<br />

bizim arkadaþlar senin bir zaafýndan istifade<br />

etmiþler" deyiþini Yakup Kadri þaþkýnlýkla<br />

aktarýyor (s.180).<br />

14 Mayýs 1950'de yapýlan seçimleri kaybederek<br />

iktidardan düþmüþ olan CHP ve bir<br />

zamanlarýn Milli Þefi, o eski maðrur günleri<br />

geride býrakmýþtýr. Cumhurreisi seçiliþinin<br />

ardýndan Yakup Kadri'ye kibirli bir eda ile soðuk<br />

davranan Ýnönü, bu kez Yakup Kadri'yle<br />

karþýlaþtýðýnda, sanki kýrk yýldan beri özlemini<br />

çektiði bir dostuna kavuþmuþ gibi boynuna<br />

sarýlmýþtýr. Çok müteessir olan Karaosmanoðlu,<br />

aðlamaklý olduðunu ifade ediyor (s.184). Ýsmet<br />

Paþa'nýn bu ruh hali artarak devam etmiþtir.<br />

Yakup Kadri ilerleyen sayfalarda, Paþanýn bu<br />

duygusallýðýný "eski dostluk hislerinin uyanýþýndan<br />

ziyade, bir çölde tek baþýna yürüyen bir<br />

adamýn ansýzýn bir insana rast gelmekten duyabileceði<br />

sevinç taþkýnlýðý manasýna alsam yeri<br />

vardýr" (s.197) þeklinde yorumluyor. Kendini sýk<br />

sýk Atatürk'le ölçüþtürmeye kalkmasýnýn ardýnda,<br />

derin bir Atatürk kompleksi yattýðý iddiasýný<br />

Yakup Kadri ýsrarla öne sürüyor (s.198).<br />

DP'nin gücünün zirvesinde olduðu yýllarda,<br />

seçim kanununun çoðunluk sistemini elvermesi,<br />

CHP'ye iktidar yolunu yada muhtemel bir<br />

koalisyon kapýsýný kapatýyordu. Ýþte bu esnada<br />

HP ile giriþilmesi düþünülen seçimlerdeki güç<br />

birliði yapma niyeti, her iki partinin genel<br />

baþkanlarýnýn ne baþbakanlýk ne de cumhurbaþkanlýðýný<br />

kabul etmemeleri yönünde beliren<br />

temayül üzerine bu tasarý Ýnönü'nün elinin tersi<br />

ile itiliyordu (s.223). Ýnönü'nün 27 Mayýs'a<br />

giden vetirede "meþruiyetini yitirmiþ bir iktidara<br />

karþý milletin direnmesi haktýr" þeklindeki sözleri<br />

DP'yi iyice tahrik edince, Tahkikat<br />

Komisyonu 24 denilen ve ihtilalin vadesini<br />

kýsaltan uygulamanýn baþlamasý kaçýnýlmaz<br />

oldu. Karaosmanoðlu'nun bu noktada 27 Mayýs<br />

badiresini de Ýnönü'ye baðlama gibi bir tevile<br />

giriþtiði görülüyor (s.227). Ancak kati yorumu<br />

yine Yakup Kadri yapýyor: Gerek Ýkinci<br />

Meþrutiyet öncesindeki hareketlenmelerde rol<br />

almaktan kaçýnýþý, gerekse Milli Mücadelenin<br />

seyrinin müspet bir mecraya doðru akmasýyla<br />

birlikte, hem de, Osmanlý Harbiye Nazýrýnýn (ki<br />

bu nazýr, Mareþal Fevzi Çakmak Paþadýr),<br />

müsteþarýdýr, Ankara'ya mülaki olan Ýsmet<br />

Paþanýn ihtilal tertipçiliðine girmesi pek imkan<br />

dahilinde deðildir (s.227-228).<br />

CHP 1957 seçimlerinde elde ettiði nispi<br />

baþarýnýn kendisine iktidar yolu açacaðý<br />

konusunda tereddütler içindedir. Ýhtilal dahil,<br />

her þeyi göze alabilecek, bir takým zevat da hala<br />

partinin içindedir. Hele bu tip partililer arasýnda,<br />

elinde bir adres defteri tek tek DP'li hedeflere<br />

doðru subaylarý sürüklemeye çalýþýp tevkif seremonileri<br />

düzenleme ayyuka çýkmýþtýr (s.243).<br />

Ýsmet Paþa ise 27 Mayýs'ýn ne içindeyiz, ne de<br />

dýþýndayýz diyerek bir taþla iki kuþ birden vurmayý<br />

hesap ediyordu. Ne ihtilalcileri ne de<br />

DP'ye oy veren geniþ kitleyi gücendirmek<br />

istemiyordu. Hele 27 Mayýs sonrasý kurulan Milli<br />

Birlik Komitesi içindeki radikal kanat olarak<br />

adlandýrýlan grubun 25 , hiç de Ýsmet Paþacý<br />

olmadýklarýný anladýðýnda, kalýcý olmaya çalýþan<br />

komiteye karþý da tavýr koymaktan çekinmemiþtir<br />

(s.245)<br />

Sonuç Yerine<br />

15 Ekim 1961 seçimleri sonrasýnda, ihtilalin<br />

hemen ardýndan: "emirleriniz bizim için<br />

peygamber buyruðudur" diyen, cunta lideri<br />

Cemal Gürsel'in Cumhurbaþkaný olma sevdasý<br />

nüksedince, daha önce bu makamý tekrar kendisi<br />

için düþünen Ýnönü, Cumhurbaþkanlýðýný<br />

Cemal Gürsel'e kaptýrýrken, Ýsmail Rüþtü Aksal<br />

için düþündüðü baþbakanlýk ile yetinmek<br />

zorunda kalmýþtýr 26 . Ýnönü'nün tükenmiþliðinin<br />

22 Falih Rýfký Atay, Atatürk Ne Ýdi ?, Ýstanbul: Bateþ Yay., 1998, ss.22-24.<br />

23 Bu yanlýlýðýn yoðun bir Alman propagandasý eþliðinde saðlandýðý hususunda önemli bir çalýþma için bkz., Johannes Glasneck, Türkiye'de Faþist<br />

Alman Propagandasý, (Çeviri: Arif Gelen), Ankara: Onur Yay., ty.<br />

24 Konu hakkýnda tarafýmdan yapýlmýþ ve yayýn aþamasýnda olan þu çalýþma ve çalýþmanýn kaynakçasýna bakýlabilir; Cengiz Sunay, "Türk Siyasal<br />

Hayatýnýn Bunalým Evreleri ve Ordu", Türkiye Günlüðü, Sayý 88, Bahar 2007.<br />

25 14'ler ismiyle anýlan bu grup, nihayet 13 kasým 1960'da tasfiye edilmiþtir, bkz., Yýlmaz Öztuna/ Ayvaz Gökdemir, Türkiye'de Askeri Müdahaleler,<br />

Ýstanbul: Tercüman Yay., 1987, ss.112-113.<br />

26 Cüneyt Arcayürek, Yeni Demokrasi Yeni Arayýþlar 1960-1965, Ankara: Bilgi Yay., 1984, s.202.<br />

80


en önemli göstergesini Yakup Kadri þöyle<br />

anlatýyor: Ýzmir'de seçim mitingi konuþmasý için<br />

bulunan Ýnönü'nün hazýr buraya gelmiþken,<br />

Manisa'ya da uðrayýp bir konuþma yapmasýný,<br />

CHP Manisa Ýl Baþkaný'na önermesi üzerine<br />

baþkana: "Aman sakýn böyle bir þey yapayým<br />

demeyin; buradan bir avuç oy toplama þansýmýz<br />

var, sonra ondan da oluruz" (s.259).<br />

Ýnönü ne kadar uðraþmýþsa da bir türlü<br />

MBK'ni kendisine baðlayamamýþtýr. Hele<br />

düpedüz DP oylarýna talip iki partinin seçimlere<br />

sokulmasýna izin verilmesi bile, düpedüz<br />

ordunun kayýtsýz, þartsýz Ýsmet Paþacý<br />

olmadýðýný göstermektedir. Talat Aydemir<br />

tarafýndan giriþilen iki ayaklanma teþebbüsü<br />

(22 Þubat 1962 ve 21 Mayýs 1963) sýrasýnda<br />

takýndýðý tutum ise bir demokrasiperverlikten<br />

deðil, kendisine karþý yapýlmýþ olmasýndandýr.<br />

Eðer iktidarda hasbelkader AP olsaydý, týpký 12<br />

Mart'ta yaptýðý gibi kýlýný bile kýpýrdatmayacaktý<br />

(s.267-275). Görüþüyle Yakup Kadri<br />

Karaosmanoðlu, politikada geçirdiði 45 yýlýn<br />

geliþen olaylarýný ortaya koymaktadýr. Anýlar<br />

takip edildiðinde, Yakup Kadri'nin aslýnda<br />

neredeyse kendisinin deðil, Ýnönü'nün siyasi<br />

biyografisini yazdýðý görülecektir. Ancak 1937-<br />

1938 ile 1972-1973 yýllarý dýþýnda Ýsmet<br />

Paþanýn her zaman Türk siyasetinin içinde<br />

olduðu düþünüldüðünde, Yakup Kadri'nin<br />

baþka bir içerikte, siyasi aný yazamayacaðýný<br />

söylemek, pek yersiz olmasa gerek.<br />

KAYNAKLAR<br />

Aðaoðlu, Samet, Babamýn Arkadaþlarý, Ýstanbul: Ýletiþim Yay., 1998.<br />

Aðaoðlu, Samet, Demokrat Partinin Doðuþ ve Yükseliþ Sebepleri Bir<br />

Soru, Ýstanbul: Baha Matbaasý, 1972.<br />

Ahmad, Feroz, Demokrasi Sürecinde Türkiye (1945-1980), (Çeviri:<br />

Ahmet Fethi), Ýstanbul: Hil Yay., 1994.<br />

Arcayürek, Cüneyt, Yeni Demokrasi Yeni Arayýþlar 1960-1965,<br />

Ankara: Bilgi Yay., 1984.<br />

Atay, Falih Rýfký, Atatürk Ne Ýdi ?, Ýstanbul: Bateþ Yay., 1998.<br />

Atay, Falih Rýfký, Bayrak, Ýstanbul: Bateþ Yay., 1998.<br />

Atay, Falih Rýfký, Çankaya, Ýstanbul: Doðan Kardeþ Matbaacýlýk<br />

A.Þ.Basýmevi, 1969.<br />

Aydemir, Þevket Süreyya, Ýnkýlap ve Kadro, Ýstanbul: Remzi Kitabevi,<br />

1990.<br />

Aydemir, Talat, Ve Talat Aydemir Konuþuyor, Ýstanbul: May Yay.,<br />

1966.<br />

Baban, Cihat, Politika Galerisi (Büstler ve Portreler), Ýstanbul: Remzi<br />

Kit., 1970.<br />

Baydar, Mustafa, Hamdullah Suphi Tanrýöver ve Anýlarý, Ýstanbul:<br />

Menteþ Kitabevi, 1968.<br />

Birinci, Ali, Tarih Uðrunda (Matbuat Aleminde Birkaç Adým), Ýstanbul:<br />

Dergah Yay., 2001.<br />

Çölaþan, Emin, Ýcraatýn Ýçinden, Ýstanbul: Milliyet Yay., 1986.<br />

Ertan, Temuçin Faik, Kadrocular ve Kadro Hareketi, Ankara: Kültür<br />

Bakanlýðý Yay., 1994.<br />

Karaosmanoðlu, Yakup Kadri, Politikada 45 Yýl, Ankara: Bilgi Yay.,<br />

1968.<br />

Karaosmanoðlu, Yakup Kadri, Zoraki Diplomat, Ýstanbul: Ýletiþim<br />

Yay., 1994.<br />

Koçak, Cemil, Türkiye'de Milli Þef Dönemi, C.1, Ýstanbul: Ýletiþim<br />

Yay., 1996.<br />

Koloðlu, Orhan, Aydýnlarýmýzýn Bunalým Yýlý 1918 (Zaferi Nihai'den<br />

Tam Teslimiyete), Ýstanbul: Boyut Yay., 2000.<br />

Kuran, Ercüment, Türk Çaðdaþlaþmasý (Çileli Bir Yolda Ýlerleyiþ),<br />

(Derleyen: Mehmet Erdoðan), Ýstanbul: Akçað Yay., 1997.<br />

Nadir Nadi, Perde Aralýðýndan, Ýstanbul: Çaðdaþ Yay., 1979.<br />

Öztuna, Yýlmaz / Gökdemir, Ayvaz. Türkiye'de Askeri Müdahaleler,<br />

Ýstanbul: Tercüman Yay., 1987.<br />

Sunay Cengiz, "Türk Siyasal Hayatýnýn Bunalým Evreleri ve Ordu",<br />

Türkiye Günlüðü, Sayý 89, Yaz 2007 (Baskýda).<br />

Sunay, Cengiz, "Kemalist Bir Baþyapýt; Falih Rýfký Atay'ýn Çankaya'sý<br />

Üzerine", Türkiye Günlüðü, Sayý 86, Güz 2006.<br />

Türkeþ, Mustafa, A Patriotic Leftist Development Strategy Proposal<br />

in Turkey in the 1930's: The Case of The Kadro (Cadre), Movement, Int.<br />

J. Middle East Stud. 33 (2001).<br />

Yeþilyurt, Süleyman, Bayar Gerçeði, Ankara: Serajans Yay., 1997.<br />

Zürcher, Erik Jan, Milli Mücadelede Ýttihatçýlýk, (Çeviri: Nüzhet<br />

Salihoðlu)Ýstanbul: Baðlam Yay., 1995.<br />

Zürcher, Erik Jan, Terakkiperver Cumhuriyet Fýrkasý, (Çeviri: Gül<br />

Çaðalý Güven), Ýstanbul: Baðlam Yay., 1992.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!