Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
kızılbaş - sayfa 53 - sayı <strong>38</strong> - mayıs <strong>2014</strong> - http://www.kizilbas.biz - tel: 00 49 (0) 177 502 88 53<br />
sayısını bilmediğimiz, bilmekte istemeyeceğimiz<br />
kadar çok insan kemiği<br />
çıkıyor Diyarbakır’dan, Dersim’den,<br />
Elazığ’dan, Bitlis’ten, Mardin’den, Şırnak’tan,<br />
Hakkari’den... bu kemiklerin<br />
tamamı günümüzün Kürt ülkesinden<br />
çıkıyor. Arkadaşlar bu tarihin üzerini<br />
örtmenin bir diğer adıdır bence, bugün<br />
ki Türkiye’nin neredeyse tamamını<br />
gezdim, istisnasız gittiğim her yerde de<br />
soykırıma uğramış insanların kemiklerini<br />
gördüm. Değirmenler, kiliseler<br />
uçurum boşlukları birer toplu mezar<br />
yeri bir çok şehirde. Buna rağmen bugün<br />
ve sadece kadim Ermenistan’dan,<br />
Tur Abdin’den insan kemiklerinin çıkması,<br />
ve bunun ele alınış biçimi dikkate<br />
değer bir durumdur. Diyorlar ki,<br />
son otuz yıldır Türkiye’yi kimi çeteler<br />
yönetiyor, yönetimde etkili oluyor ve<br />
bunlar Kürt gerillalarını, sivil Kürtleri<br />
öldürdü ve toplu mezarlara gömdüler,<br />
böylece sayısı hayli fazla olan bu kemikler<br />
tarihin sessizliğine gömülmüş<br />
oluyorlar.<br />
Öncesini inkar edip yok ettiler sonrasını<br />
da oldu bittiye getirip yok etmek<br />
istiyorlar arkadaşlar.<br />
Arkadaşlar empati yapalım, nasıl öldü<br />
bu insanlar, nasıl kuruyup kaldılar ve<br />
etleri kemiklerinden nasıl ayrıldı<br />
Der Zor bütün Mezepotamyadır bugün,<br />
biraz oraya gidelim bunu göreceğiz.<br />
Seyfo kelimesine takıntılı olduğumu<br />
anlamışsınızdır, bu sözcüğü ve anlamını<br />
Asuri-Süryanilerin yoğun hareketlilik<br />
gösterdiği son yıllara kadar<br />
duymamıştım, bilmiyordum.<br />
Dersim’de, Ovacık’ta Munzur nehrinin<br />
kaynağı üzerinden başlar düz ova,<br />
ötesi dağlıktır, ben bu ovada doğdum.<br />
Ovanın başında bir düzyazı vardır,<br />
Jar-Ziyaret köyü topraklarına dahildir<br />
burası, dümdüz bir arazidir, tarıma<br />
son derece elverişlidir ve hazine arazisidir,<br />
elbette Hazine’ye Ermenilerden<br />
kalmıştır, ben çocukken küçük<br />
bir kısmını köylüler ekiyordu bu arazinin,<br />
10 yıl üst üste ekerse herhangi<br />
bir çiftçi burayı ve bunu da kanıtlarsa<br />
hazine araziyi ona devrediyordu, ya da<br />
bu bir söylentiden ibaretti, çünkü hazineden<br />
toprak alan olmadı hatırladığım<br />
kadarıyla. Bahsettiğim arazi baharda<br />
çok güzeldir, bilirsiniz Munzur vadisi<br />
bitki çeşitleri çok yoğun bir ovadır, bu<br />
çeşitlerin önemli bir bölümü de bahar<br />
aylarında bu boş tarlalarda filizlenir,<br />
yaza doğru kururlar ve yalnızca kökleri<br />
kalır. Amcam bu araziler üzerinde<br />
bir tarla ekmişti, kuzenim tarlayı<br />
sulamaya bizi de beraberinde götürdü,<br />
arazinin gülü çiğdemi kurumuştu, yaz<br />
aylarıydı, beyaz parıltılar dikkatimizi<br />
çekti, kuzenim altın bulduğunu sanıp<br />
koştu ve titreyerek bize doğru geri<br />
geldi, gördüğünü görmememiz için<br />
bizi engellemeye çalıştı ama o kadar<br />
etkilenmişti ki, gördüğünü görmezsek<br />
meraktan ölürdük. Vardık ve çıplak bedenleri<br />
gördük orada, bir kaç ceset ve<br />
kafa tasıydı gördüklerimiz ama benim<br />
aklımda özellikle bir tanesi yer etti, en<br />
küçük kafatası oydu ve alın çatısından<br />
vurulmuştu, tas keskin bir cisimle yarılmış,<br />
kesilmişti. Seyfo’yu ilk orada<br />
gördüm, bilinçsiz bir şekilde toprağı<br />
kazdım, elleri, kolları çıkardım, kıyımın<br />
ya da ölümün bilincinde değildim<br />
henüz, okula bile başlamamıştım,<br />
Türkiye’de okula gitmemişseniz kötülük<br />
nedir öğrenemezsiniz bir türlü<br />
hani. Ve evet, insanlar çıplaklardı, diyelim<br />
ki bacak ikiye bölünmüştü. İlk<br />
orada yakalandım, burada birileri birilerini<br />
kesmişlerdi, benden gizlenen,<br />
fısıl fısıl konuşulan buydu işte aile<br />
içinde.<br />
Sonra büyüdüm. Biliyorsunuz Dersimli<br />
Kürtler son derece barbar, hain ve sinsi<br />
insanlardır, bundan dolayı da haddinden<br />
fazla karakol, okul vs devlet kurumu<br />
var memleketimizde. Diyarbakır<br />
cezaevindeki şiddetli direnişten sonra,<br />
(Burada sırası gelmişken Recep Maraşlı<br />
Abiye, Nuran Çamlı Maraşlı Ablaya,<br />
Hovsep Hayren’i Akhparige zulme<br />
prim vermedikleri, zindanlarda insan<br />
onurunu ayakta tuttukları için teşekkür<br />
etmek istiyorum huzurunuzda) gerilla<br />
mücadelesinin de büyümesiyle bizim<br />
medenileşmemiz elzem bir hal aldı. İyi<br />
de nerede adam olacağız Elbette yatılı<br />
bölge ilköğretim okullarında.<br />
Bu yılları soykırım açısından özellikle<br />
önemsiyorum arkadaşlar. Bir keresinde<br />
kar var, çok kar yağardı Ovacık’ta,<br />
3 ile 5 metre arası kar yağardı. Yatılı<br />
okulun bir otobüsü vardı, okul Mercan<br />
köyü tarafındaydı, Ovacık’ın hayli<br />
dışındaydı haliyle, bu otobüste biz<br />
çocuklara askeri marşlar söyletirler,<br />
rütbeli askerler, erlerin, piyadelerin<br />
analarına bacılarına küfrede ede bizi<br />
Ovacık’a götürür, getirirlerdi. Bize<br />
hep piçler derlerdi, Ermeni piçleri<br />
derlerdi. Apo’nun piçleri demiyorlardı<br />
henüz, Aramın piçleri, Khatçik’in<br />
piçleri diyorlardı, yani Ermeni isimleri<br />
sayıyorlardı sürekli. Bir keresinde<br />
gerillalar öğretmenleri alıkoymuştu,<br />
bu otobüste askeri marşlar ve küfürler<br />
arasında seyahat ederken biz, otobüsü<br />
komuta eden subay telsizden haberi<br />
alınca bizi arabadan indirdi, askerlere<br />
ayakkabılarımızı da çıkarmamızı emretti,<br />
çıkardık karda çıplak ayak onlar<br />
Ermenilere küfretti biz tekrarladık ve<br />
koştuk, sanıyorum bir yarım saat böyle<br />
koşturulduk, okula varıncaya kadar<br />
yani, sonra bizi bir salona götürdüler<br />
okulda ve bizi terbiye ettiklerini, böylece<br />
Ermeni “babalarımızın” fitnelerine<br />
uymayacağımızı söylediler.<br />
Şimdi şöyle bir şeyi düşünmeliyiz arkadaşlar,<br />
eylemi yapan Kürt gerillaları,<br />
ve bizler de Kürtçe konuşan Kızılbaşlarız,<br />
o halde neden, suçlanan neden<br />
Ermeniler, neden onlara küfrediliyor<br />
ve bu işkenceye biz de hem ortak, hem<br />
de kurban ediliyoruz, bu çocuklarda<br />
Ermeni nefretini geliştirmek için mi<br />
yapılıyor<br />
Bu salon toplantıları ve Ermeni aleyhtarı<br />
konuşmalar rutin halini aldı gerilla<br />
savaşı büyüdükçe. Artık Apo yavaş<br />
yavaş Ermeni piçi olmaya başladı,<br />
ona da küfredilir oldu. Şemdin Sakık<br />
sünnetsiz Ermeni oldu, bir sürü Ermeni<br />
türedi devletin dilinde, isyanın adı<br />
Ermenilikti. Dişlerini sıka sıka tüm<br />
bunları anlatırlardı bize, yatakhanelerin<br />
bir bölümünde askerler yatarlardı,<br />
birbirimizi görmüyorduk ama aynı yemekhanede<br />
kahvaltı yapıyorduk. Birgün<br />
bu askerler ellerinde bir listeyle<br />
geldiler, çocukların soyadları hala aklımda,<br />
saydılar ve elliye yakın çocuğu<br />
hamama götürdüler, okulda çok daha<br />
fazla çocuk var neden sırf bu grup,<br />
neden biz değiliz de onlar diye düşünüyorduk,<br />
çocukların ağlama sesleri<br />
geldi ve sonra çocuklar geldiler sünnet<br />
elbiseleri içindeydiler, gelişi güzel<br />
sünnet etmişlerdi bu çocukları, beyaz<br />
sünnet elbiselerinin karın altı kısmı<br />
kıpkırmızı, evet arkadaşlar bu çocuklar<br />
Ermeni çocuklarıydılar. Onlara<br />
Ermeni olduklarını böyle söylediler,<br />
rızalarını almadan sünnet ederek, bize<br />
bunu yapmadılar, sünnet olmayan Kızılbaş<br />
yok, ille olacağız biliyorlar ama<br />
Ermenilere güvenemiyorlardı ki işlerini<br />
sağlama aldılar.