You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
kızılbaş - sayfa 46 - sayı <strong>38</strong> - mayıs <strong>2014</strong> - http://www.kizilbas.biz - tel: 00 49 (0) 177 502 88 53<br />
askerî darbe sonrasındakiler gibi kanlı<br />
oldu. Hükümetin başbakanı ve iki bakanı<br />
idam edildi. Darbeciler, yaptıkları<br />
işin memleket hayrına olduğuna vatandaşları<br />
inandırmak için Diyanet İşleri<br />
Başkanlığı’nı kullandı dersek yanılmış<br />
olmayız. Zira Diyanet, müftülüklere<br />
gönderilen telgraf emirlerinde, darbeye<br />
ve darbecilere destek vermeyenlerin<br />
hem bu dünyada hem de ahirette çekeceklerini<br />
yazıyordu. Vaizlerin hadis ve<br />
ayetlerle vatandaşları darbenin hayırlı<br />
bir eylem olduğuna ikna etmelerine<br />
dair müftülüklere yazılı belgeler gönderiliyordu”<br />
denmektedir.[vi]<br />
KÜRT MÜFTÜLERİN MİT’E<br />
İHBARI<br />
A. Dilipak’ın deyimiyle bir kadastro<br />
memurundan farksız olan Diyanet<br />
İşleri Başkanının, teşkilatı resmi ideolojinin<br />
gereklerine ve hükümetlerin<br />
isteğine uygun yönetip yönlendirmesi<br />
bir zorunluluk olur. Teşkilattaki görevlilerden<br />
istenen de budur. Yani ulu’l<br />
emre itaat. Ne var ki, Diyanete bağlı<br />
olarak çalışanların sayısı 100 binin<br />
üzerindedir. Böyle bir kitlede, resmi<br />
görüş dışına çıkan muhaliflere her zaman<br />
rastlanır. Bunlardan bir grup da<br />
Kürtlerin ulusal demokratik haklarını<br />
savunan ve bunlar için mücadele eden<br />
Kürt din görevlileridir.<br />
Diyanet, kuruluşundan bu yana resmi<br />
ideolojiye uygun bir tavır içinde oldu.<br />
İştar Gözaydın, “1960’lardan itibaren<br />
siyasette ve devlet yapılanmasında gittikçe<br />
yaygınlaşan milliyetçi-mukaddesatçı<br />
siyasalardan Diyanetin de payını<br />
aldığını” belirtmektedir.[vii] Gözaydın<br />
tespitinde haklıdır. Zaten Diyanet<br />
İşleri Başkanlığı Görev ve Çalışma<br />
Yönergesi’nin 54/e maddesi, Diyanete<br />
“Yurtdışındaki vatandaşlarımıza yönelik<br />
yıkıcı ve bölücü akımlar ile misyonerlik<br />
ve asimilasyon faaliyetlerini izlemek”<br />
görevini veriyor. Bölücülükten<br />
kastın, Kürt meselesi ile ilgili çalışmalar<br />
olduğu açıktır.<br />
Yönergenin 54/e maddesindeki hukuki<br />
düzenlemede “izlemek” sözcüğünün,<br />
hafiyeciliği çağrıştırdığına dikkat<br />
çekmek isterim. Bunun ilginç bir örneğini,<br />
1965-1966 yıllarında Diyanet<br />
İşleri Başkanı olan İbrahim Bedrettin<br />
Elmalılı’nın, bazı Kürt müftüleriyle<br />
yine Kürt olan Diyanet İşleri Başkan<br />
Yardımcısı Yaşar Tunagür ve Devlet<br />
Bakanı Refet Sezgin’i “bölücülük”<br />
ithamıyla MİT’e ihbar etmesinde görürüz.<br />
MİT’e Diyanet İşleri Başkanı<br />
İbrahim Bedrettin Elmalılı tarafından<br />
verilen raporda adları geçen Abdurahman<br />
Dürre, Şehmus Alkoç, Mehmet<br />
Şirin Doğan, Ali Arslan ve Diyanet İşleri<br />
Başkan Yardımcısı Yaşar Tunagür<br />
ile Devlet Bakanı Refet Sezgin’i kısaca<br />
tanıtmak gerekiyor.<br />
Yaşar Tunagür 1924 Beşiktaş doğumludur.<br />
Aslen Siirt’in Hesras Nahiyesi<br />
Zivzîk köyündendir. Çeşitli il ve ilçelerde<br />
müftülük yaptıktan sonra, 1965<br />
yılında Diyanet İşleri Başkanı İbrahim<br />
Elmalılı’nın yardımcılığına atanıyor.<br />
[viii] Feqî Hüseyin Musa Sağnıç’tan<br />
Tunagür’ün kendini açığa vermeyen<br />
bir Kürt yurtseveri olduğunu duymuştum.<br />
Saidi Nursi’nin görüşlerinden<br />
etkilenmiş bir din adamı olarak tanınırdı.<br />
Bu özelliğinden ötürü, Fetullah<br />
Gülen’i koruduğu ve İzmir’e atadığı<br />
ve Fetullah Gülen’in çeşitli vesilelerle<br />
Tunagür’den saygı ile söz ettiği bilinir.<br />
1960’lı yılların sonlarında özellikle<br />
Doğan Avcıoğlu’nun çıkardığı Devrim<br />
gazetesinde aleyhinde yazılar çıktı.<br />
Rabıtatül İslam üyesi olduğu iddia ediliyordu.<br />
12 Mart’ta altı ay kadar tutuklu<br />
kaldı. Ankara Yıldırım Bölge’de bir<br />
süre birlikte gözaltında kaldık ve kendisini<br />
orada yüz yüze tanıdım.[ix]<br />
Refet Sezgin, 1925 Bitlis doğumlu<br />
olup, iki dönem Adalet Partisi’nden<br />
Çanakkale milletvekilliği ve bir dönem<br />
de senatörlük yaptı. Demirel hükümetlerinde<br />
Devlet ve Enerji ve Tabii Kaynaklar<br />
Bakanı görevlerinde bulundu.<br />
Abdurrahman Dürre, 1934 yılında<br />
Malazgirt’in Kêranlix köyünde doğdu.<br />
Medresede din tahsili yaptı. Tutak, Digor,<br />
Devrek ve Sinop’un Erfelek ilçesinde<br />
Müftülük yaptı. 12 Mart’ta birlikte<br />
DDKO davasından yargılandık.<br />
1973, 1977 seçimlerinde Muş’tan CHP<br />
milletvekili adayı oldu ve kazanamadı.<br />
Yazarlık ve şairlik yanı da olan Dürre,<br />
2012 yılında Almanya’nın Köln kentinde<br />
vefat etti.<br />
Mehmet Şirin Doğan, 1922 yılında<br />
Bitlis’in Mutki ilçesinde doğdu. Varto<br />
ve Muş’ta müftülük yaptı. Aydın’a<br />
müftü olarak atandı ve bir süre sonra<br />
istifa ederek İstanbul’a yerleşti. İyi bir<br />
din âlimi olarak tanınırdı. İstanbul’da<br />
da din âlimi olarak birçok talebe yetiştirdi.<br />
2013 yılında vefat etti.<br />
Ali Arslan, 1934 yılında Ağrı’nın Eleşkirt<br />
ilçesinde doğdu. İstanbul ve Çankırı<br />
Müftülüklerinde vaizlik yaptı. Tekirdağ<br />
müftüsüyken açığa alınmış, 12<br />
Mart’ta hakkında soruşturma yapılmış<br />
ve hakkındaki soruşturma takipsizlikle<br />
sonuçlanmıştı. 43 eser tercüme<br />
etmiştir<br />
Şehmuz Alkoç, 1910 Diyarbekir doğumlu,<br />
Maden müftüsü iken, İbrahim<br />
Elmalılı tarafından Lüleburgaz müftülüğüne<br />
atandı. 12 Mart’ta DDKO’dan<br />
dolayı hakkında açılan soruşturmada<br />
takipsizlik kararı verildi<br />
12 Mart askeri müdahalesi döneminde,<br />
Başbakan Yardımcılığı MİT’ten Abdurahman<br />
Dürre, Ali Arslan ve Şehmus<br />
Alkoç hakkında bilgi istiyor. O zaman<br />
MİT Müsteşarı olan Korgeneral Fuat<br />
Doğu imzasıyla, Başbakan Yardımcılığına<br />
291223 sayılı bir dosya sunuluyor.<br />
Üst yazıda, “Bilgi istenen kişilerden<br />
Abdurahman Dürre dışındakiler hakkında<br />
dokümanter bilgi bulunmadığı”<br />
belirtildikten sonra, “Abdurahman<br />
Dürre’ye ait dosya içindeki dokümanlar;<br />
Diyanet İşleri Eski Başkanlarından<br />
İBRAHİM ELMALI(LI) tarafından<br />
Cumhurbaşkanlığı, Devlet Bakanlığı,<br />
Milli Güvenlik Kuruluna ve Müsteşarlığımıza<br />
verilmiştir” deniyor.<br />
1965-1966 yılları arasında Diyanet İşleri<br />
Başkanlığı yapan ve Millet Partisi’nden<br />
bir dönem İstanbul ve bir dönem de Afyonkarahisar<br />
milletvekili olan İbrahim<br />
Elmalılı’nın MİT’e yazdığı ihbar dilekçesi<br />
6 Eylül 1966 tarihlidir.<br />
İbrahim Bedrettin Elmalılı’nın, dilekçe<br />
şeklinde MİT’e verdiği rapor, “Aylardan<br />
beri Başkanlığımızı huzursuz<br />
eden bir tertiple karşı karşıya bulunmaktayız.…<br />
İçten ve dıştan olmak üzere<br />
çift yönlü harekete geçirilen bu oyun<br />
muavinim Yaşar Tunagür tarafından<br />
tezgâhlanmakta, Diyanet İşleri Başkalığını<br />
tedvire memur Devlet Bakanı<br />
Refet Sezgin tarafından fiil sahasına<br />
konulmaktadır” diye başlıyor. Başkan<br />
Elmalılı’ya göre, Bakan Refet Sezgin<br />
ile Yaşar Tunagür hemşeri ve çocukluk<br />
arkadaşıdırlar. Elmalılı, Tunagür’ün<br />
azil, tayin, emeklilik işleri ile yetkilerini<br />
elinden alıp bu yetkileri ikinci yardımcısı<br />
Cemalettin Kaplan’a[x] verdiğinde,<br />
Bakan Sezgin’in feveran ettiğini<br />
ve “Yaşar Tunagür için bütün Diyanet<br />
teşkilatını feda edebileceğini” söylediğini<br />
iddia ediyor.