15.02.2015 Views

2014-05 Kizilbas 38

2014-05 Kizilbas 38

2014-05 Kizilbas 38

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

kızılbaş - sayfa 20 - sayı <strong>38</strong> - mayıs <strong>2014</strong> - http://www.kizilbas.biz - tel: 00 49 (0) 177 502 88 53<br />

ğavaryan, Hambardzum Boyacıyan<br />

(Büyük Murat) ve Harutyun Şahrikyan,<br />

şair Siamanto, artist Yenovk Şahen,<br />

Yazar Sımbat Bürat, doktorlardan<br />

Khaçik Partizakyan, Karapet Paşayan,<br />

Tigran Allahverdi vs.[8] bulunmuşlardır.<br />

İçlerinden milli mebus Büzand Boyacıyan’ın<br />

sözleriyle “Ayaş hapishanesine<br />

atılan ve hükümet tarafından “siyasi<br />

suçlu” olarak damgalananlar, Ermeni<br />

düşün katmanının en önde gelen kişileriydi”[9].<br />

Ayaş sürgünlerinden Hınçak Partisi<br />

üyesi Hambardzum Boyacıyan, sözde<br />

divan-ı harpte yargılanmak için, hükümet<br />

kararıyla Kesaria’ya (Kayseri-çev.<br />

notu) yollanır, fakat darağacına çıkartılır.<br />

Ayaş sürgünleri, bazen görüşmelerde<br />

bulunmak amacıyla, Khajak veya Aknuni<br />

başkanlığında gizli toplantılar<br />

yapıyorlardı. Bu toplantılardan birinde<br />

alınan karara istinaden, telgrafla İçişleri<br />

Bakanlığı’na başvurarak, kendilerini<br />

ya yargılamaları, ya da serbest<br />

bırakmaları ricasında bulunurlar, fakat<br />

boşuna[10]. Ayaş sürgünleri, 1915 yılının<br />

Ağustos ortalarında, Ankara vali<br />

yardımcısı Atıf’ın emriyle, taşlanma ve<br />

süngülenme yoluyla öldürülmüşlerdir.<br />

Ayaşlı onbaşı Faşiloğlu Refik’in, Ermeni<br />

aydınlarına ateş etmek istememiş,<br />

fakat komiser Zeki Hasan ve<br />

Çavuş Hurşit’in onları kudurmuşçasına,<br />

hunharca öldürmüş olduğu dikkat<br />

çekicidir. Çavuş Hurşit, Ankara’ya<br />

dönerek “Katletmeye başladığımızda,<br />

yer-gök öldürülenlerin feryatları ve<br />

haykırışlarıyla inliyordu. Ben, Doktor<br />

Paşayan’ın önce gözlerini oydum,<br />

daha sonra da boynunu kestim, işte<br />

onun altın kösteği ve saati”[11],- diye<br />

hayâsızca anlatmıştır.<br />

Sürgün edilen aydınların diğer grubu<br />

(yaklaşık 150 kişi) Çankırı’ya yollandı.<br />

Bu grupta rahip Komitas, başrahip<br />

Grigoris Palakyan, ünlü Ermeni şair<br />

ve Doktor Ruben Çilingiryan (Ruben<br />

Sevak), şair ve Daşnaktsutyun üyesi<br />

Daniel Varujan, avukat Gaspar Çeraz,<br />

“Sabah” gazetesi redaktörü ve Ramkavar<br />

Azatakan Partisi yöneticisi Tiran<br />

Kelekyan,<br />

“Büzandion” gazetesi redaktörü Büzand<br />

Keçyan, öğretmen ve Daşnaktsutyun<br />

üyesi Armenak Barseğyan,<br />

“Vostan” redaktörü Mikayel Şamdancıyan,<br />

yazar ve tarihçi Aram Antonyan,<br />

öğretmen ve Daşnaktsutyun üyesi<br />

Movses Petrosyan, Hınçaktsutyun<br />

üyesi Samvel Tomacanyan, eczacı ve<br />

aktivist Vahram Asturyan, mimarlardan<br />

Simon Melkonyan ve Manuk Basmacıyan,<br />

Osmanlı Bankası görevlilerinden<br />

Vağinak Partizpanyan ve daha<br />

başkaları vardı[12].<br />

İçlerinden bir kısmını iki kervana ayırdılar.<br />

Bu kervanların ilkinde 52, ikincisinde<br />

ise 24 kişi bulunmaktaydı. Bu<br />

iki kervan da Der-Zor’a sürüldü. İlk<br />

kervandan, sadece Paronyan adında<br />

(ön adı belirtilmemektedir-M.A.) Protestan<br />

bir kitapçı, sunmuş olduğu çok<br />

sayıda müracaatlar sayesinde kurtulup<br />

İstanbul’a döndü. Birinci grubun kalan<br />

tüm üyeleri, Elbistan yollarında acımasızca<br />

katledilmiştir.<br />

İkinci kervandan ise, sadece Aram<br />

Antonyan, yolda ayağını kırmış olduğundan<br />

dolayı hastaneye nakledilmek<br />

suretiyle kurtulmuştur. İkinci grubun<br />

kalan tüm aydınları Elmadağı eteklerine<br />

getirilip bıçaklanarak öldürülmüşlerdir[13].<br />

Aralarında Ruben Çilingiryan (Sevak),<br />

Daniel Varujan ve Tiran Kelekyan da<br />

olmak üzere 37 kişi kalır. 37 kişiye,<br />

serbest kalma ve İstanbul haricinde<br />

istedikleri yere gitme izni çıkar. Aynı<br />

listede bulunan 5 kişi, İstanbul’a gitmiş<br />

veya diğer kervanlara katılmıştı.<br />

Buna karşın, serbest bırakılmaya tabi<br />

kişilerin listesinde, aralarında Varujan<br />

ve Sevak da olmak üzere, 5 aydının adı<br />

bulunmamaktaydı. Bu kişiler, kendilerinin<br />

de bu listeye dâhil edilmesi için<br />

İstanbul’a, İçişleri Bakanlığı’na başvurur.<br />

Lakin Çankırı İttihat ve Terakki Partisi<br />

sorumlu sekreteri Cemal Oğuz’un<br />

çabalarıyla, bu beş kişi Ayaş’a nakledilir.<br />

Kaderin bir kötü cilvesi olarak,<br />

onların gönderilmesinin ertesi günü<br />

İstanbul’dan, bu beş kişinin de, diğer<br />

22’si gibi sürgünden kurtarıldıkları<br />

emri gelir[14].<br />

Lakin bu beş kişi, 13 Ağustos 1915<br />

tarihinde, Tüney Köyü yakınlarında<br />

hunharca öldürülür. Haydut Halo yönetiminde,<br />

kamalarla silahlı Kürtler onlara<br />

saldırır, vadiye indirip bıçaklarlar.<br />

Dikkat çekici olan, ünlü Ermeni şair ve<br />

Doktor Ruben Çilingiryan’ın (Sevak),<br />

kısa süre ünce, Kürt Halo’nun kızını<br />

ölümden kurtarmış olduğudur. Kürt<br />

haydut, kaçınılmaz ölümden kurtulması<br />

için, Ermeni doktora Müslümanlığı<br />

kabul ederek kızını karılığa almasını<br />

önermiş, fakat kesin olarak ret cevabı<br />

almıştı[15].<br />

37 kişinin serbest bırakılmasıyla ilgili<br />

yukarıda belirtilen emir de, bu kişilerin<br />

bin bir engelle kısıtlanmış ve<br />

halen baskılara maruz kaldıklarından<br />

dolayı, sadece şeklendi. Çoğunluğu,<br />

nakledilme adı altında katledilmiştir.<br />

Katledilenlerin arasında, 30 yıl süreyle<br />

Osmanlı üniversitesinde tarih öğretmenliği<br />

yapmış, “Sabah” gazetesinin<br />

redaktörü olmuş, Fransızca-Osmanlıca<br />

sözlük hazırlamış olan Tiran Kelekyan<br />

da bulunmaktaydı. Kelekyan,<br />

Sebastia’da (Sivas), Alis Nehri köprüsü<br />

yakınlarında öldürülmüştür[16].<br />

Çankırı’daki İttihat ve Terakki Partisi<br />

sorumlu sekreteri Cemal Oğuz’un,<br />

daha sonra, 1919-1920 yıllarında,<br />

Osmanlı İmparatorluğu divan-ı harp<br />

mahkemesi tarafından, İstanbul’dan<br />

Çankırı’ya sürgün edilen Ermenilerin<br />

katledilmesi suçlamasıyla yargılanmış<br />

olduğunu belirtmek gerekir[17].<br />

Oğuz’un dosyası, başlangıçta İttihat<br />

ve Terakki Partisi bölge sorumlu sekreterleri<br />

yargılanması dâhilinde ele<br />

alınmıştır.<br />

Sanık Cemal Oğuz, Aralık 1919 ve<br />

Ocak 1920 tarihlerindeki oturumlarda,<br />

kendisini delirmiş gibi göstermiş,<br />

mahkeme reisiyle sürekli tartışmış ve<br />

intihar denemesinde dahi bulunmuştur.<br />

Nihayet, mahkeme heyetini, kendisini<br />

akıl hastanesine göndermeleri<br />

konusunda ikna edebilmiştir. Mahkeme<br />

heyeti başlangıçta onun bu başvurusunu<br />

reddetmiş olmakla birlikte,<br />

dosyası, onuncu oturumda (29 Aralık<br />

1919) “sağlık nedenleri” bahane edilerek,<br />

sorumlu sekreterler davasından<br />

ayrılmıştır[18].<br />

Cemal Oğuz’un yargılanması ayrı olarak<br />

27 Ocak 1920 tarihinde yeniden<br />

başlamıştır. Ermeni avukat Gaspar Çeraz,<br />

3 Şubat 1920 tarihli oturumda sanık<br />

aleyhine tanıklık yapmış ve kendi-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!