1 Keşan Kaymakamı Ahmet Narinoğlu'nun 08.12.2010 tarihinde ...
1 Keşan Kaymakamı Ahmet Narinoğlu'nun 08.12.2010 tarihinde ...
1 Keşan Kaymakamı Ahmet Narinoğlu'nun 08.12.2010 tarihinde ...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>Keşan</strong> <strong>Kaymakamı</strong> <strong>Ahmet</strong> Narinoğlu’nun <strong>08.12.2010</strong> <strong>tarihinde</strong> yapılan <strong>Keşan</strong> Köylere<br />
Hizmet Götürme Birliği 2010 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında konuşma metni:<br />
Yönetim Anlayışımız<br />
<strong>Keşan</strong> Köylere Hizmet Götürme Birliği kuruluşundan bu güne kadar yılda iki kez toplantı<br />
yaparak, aktif bir biçimde yönetimine devam ediyor.<br />
Her kaymakam sorumluluk görevinde Köylere Hizmet Götürme Birliğini kullanıyorlar. Yani<br />
kaymakamlarımız hizmet götürürken çok önemli bir araç olduğu, hem kaymakamlar farkında,<br />
hem yerel yönetim olan muhtarlarımız hem de il genel meclisi üyelerimiz farkında. Bu alanı<br />
güçlü tutmak hem devletin, hükümetin temsilcisi olan kaymakamın, hem yerel yönetimin<br />
temsilcisi olan muhtarlarımıza yaramaktadır. Bu alanda yani köylere hizmet götürme<br />
birliğinin fonksiyonlarını ve hizmet sunumlarını canlı ve diri tutmak <strong>Keşan</strong>’ın faydasına<br />
olacaktır. Bu görüşten hareketle köylere hizmet götürme birliğimize artık ülkemizin yeni<br />
yönetim anlayışının da ışığında bir canlılık ve dinamizm getirmek zorundayız.<br />
Birinci yönetim anlayışımız. Nedir bu yeni yönetim anlayışı Birincisi yönetişim yaklaşımı.<br />
Yani yönetenler hep birlikte bir araya gelecekler, bu alanı birlikte yönetecekler. Biri<br />
emredecek diğeri kabul edecek yönetim anlayışını hem ilçemizde hem köylerimizde terk<br />
ediyoruz. Onun yerine sorunları tespit ediyoruz, sorunun taraflarını bir araya getiriyoruz.<br />
Çözümünü hep birlikte buluyoruz. Bunu da birlikte uyguluyoruz. Birinci yönetişim<br />
anlayışımız bu. Bunu daire amirlerimize de söyledim ben.<br />
İkinci yönetim anlayışımız da Stratejik yönetim. Yani artık bir problem varsa önce bunu<br />
tespit ediyoruz, elimizdeki kaynaklara göre hangi ihtiyaçlar varsa onlara öncelik sırası<br />
vererek, önceliklere göre hizmet yapıyoruz. Ve sürekli geleceğe yönelik tedbirler ve kararlar<br />
alıyoruz. Yani bugünü kurtarma anlayışından vazgeçip, hep geleceğe yönelik yönetiyoruz.<br />
Bundan sonra yerel yöneticiler olan muhtarlarımız, stratejik bakışını her zaman geleceğe<br />
yönelik yönetim anlayışıyla takip etmesi gerekiyor.<br />
Geldiğimiz son 4 ay içinde yoğun bir iş birliğiyle yani yönetişim anlayışımızla, ilçemizden<br />
köylerimize hizmet götüren kurumlarımızın yöneticileriyle beraber köylerimizi ziyaret ettik.<br />
Yönettiğimiz ilçenin yönetim alanını görmek, sorunlarını yerinde tespit etmek, mevcut<br />
durumu ortaya çıkarmak ve bunun üzerine geleceğe yönelik neler yapabileceğimizi görmek<br />
için yerinde inceledik ve denetledik. Bu denetimlerde aldığımız notlar ve 3 aylık tespitler<br />
doğrultusunda köylerimize yönelik hem durum tespiti hem de neler yapılabilir noktasındaki<br />
görüşlerimizi açıklayacağız.<br />
İlk İzlemlerimiz<br />
Köye girdiğimizde ilk izlemlerimiz, köyün giriş yerleridir. Bir şehir de öyle anlaşılır. Yani bir<br />
şehrin veya köyün ilk dikkat edileceği yeri köyün girişi ve giriş yoludur. Teknolojinin<br />
gelişmesiyle tabii bunlar değişti biraz. Uçakla ulaşım arttığı için ikinci bir izlenim doğdu. O<br />
da çatılar. Artık bir şehrin çatıları da o şehri anlatan imajlardır. Köyün girişi, girişten meydana<br />
açılması, eğer varsa cadde ve sokakları, bahçeler, parklar, ahırlar. Yani köyün o fiziki<br />
görünümü bir değerlendirme için bize bir bakış veriyor.<br />
<strong>Keşan</strong>’da köylerimiz bu anlamda mesafe katletmiş durumda. En azından bir köy meydanı var.<br />
Meydanın etrafında camisi, parkı, köy konağı, köy kahveleri var. İnsanlar sosyalleşmiş olarak<br />
köy meydanında ve kahvelerinde toplanıyorlar. Burada iki şey oluyor; bir tanesi köyde<br />
sosyalleşme artıyor, diğeri de köy meydanında ve bu tür alanda birikmekle köyün işleri ve<br />
1
yönetimi konuşuluyor. Muhtar çok rahatça köylülere ulaşıyor, köylüler de rahat bir şekilde<br />
muhtara ulaşıyor. Köyün hem genel sorunları hem de köyün vatandaşlarının birebir<br />
problemleri çok rahat konuşuluyor. Bu anlamda köy meydanları ciddi bir avantaj. Ama köy<br />
meydanlarının fiziki yapısı yetersiz olabilir. Amacımız da bunların elbette daha iyi olmasını<br />
sağlamaktır.<br />
Köyde güçlü bir aile dayanışması ve toplumsal ilişki olmasına rağmen ailelerin çözüldüğü nü<br />
görüyoruz. Aileler hem çözülüyor, hem de küçülüyorlar ve aynı zamanda aktif olmaktan pasif<br />
olmaya geçiyorlar. Yani üretim ilişkileri anlamında artık istihdam yönü olan insanlarımız<br />
köylerde giderek azalıyor.<br />
Bu arada üzülerek görüyorum ki, Anadolu’nun genel karakterine uyan bir tespit var. O da şu;<br />
köyde üretim yapan tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimiz, maalesef klasik usul ve<br />
yöntemlerle yönetiliyorlar. Bilindiği üzere Türkler 1071 yılında Anadolu’ya geldikleri zaman<br />
kara saban vardı. Ben kara sabanı 1970-80’li yıllarda gördüm. Yani bin yıldır bu ülkede kara<br />
sabanla tarım yapıldı. Ama kafamızı kaldırıp, batıya baktığımızda ne kadar çeşit tarım alet ve<br />
makineleri gelişmiş. Onları gördük. Burada şu noktaya gelmek istiyorum; bütün dünya ve<br />
ülkemiz değişim dönüşüm içinde. Köylerin de kullandığı araç-gereç makineler yönünden de<br />
böyle bir değişime ihtiyacı var. Bunu <strong>Keşan</strong> uyguluyor. Nasıl uyguluyor dersek de, büyük<br />
tarım işletmesi olanlar ve çeltik dediğimiz üretim yapan çiftçilerimiz bunu uyguluyor.<br />
Buradan şu sonuca varıyoruz; elinde sermaye biriken, yeterli tarım işletmesi büyüklüğüne<br />
sahip arazisi olan aileler, kendilerini yenileyebiliyorlar. Ama iki hayvanı olan, beş dönüm<br />
tarlası olan, mirasla sürekli parçalanan arazilere sahip olanlar ise, maalesef geriliyorlar.<br />
Gerilemek de yetmiyor göçüyorlar.<br />
Köylere Yönelmeliyiz<br />
Bu anlamda yapacağımız şey, köylerimize yeniden bir dinamizm sağlamak, onları her<br />
bakımdan eğitmek, iş ve mesleki kurslardan geçirerek biraz daha hayata, üretime sarılmalarını<br />
sağlamak olmalıdır. Şunu samimi olarak söylüyorum ki, hiçbir köyde hatta <strong>Keşan</strong>’da dahi “bu<br />
memleket adam olmaz, bu memleket gelişmez” cümlesini duymadım. Bu önemli bir cümledir.<br />
Biz yöneticiler ilçelere gittiğimiz zaman ilk karşılaştığımız, duyduğumuz cümle bu olur. “Bu<br />
memleket sahipsiz, bu memleket adam olmaz” diye kestirip atarlar. Ve onun üzerine siz<br />
maalesef öyle bir motivasyon olmadığı için düzenli gidemezsiniz.<br />
Kamu Binaları<br />
Kamu binalarımız üzülerek söylüyorum ki sahipsiz. Köyde köy odasına sahip çıkılmış, köyün<br />
camisine sahip çıkılmış ama okula ve sağlık ocağına sahip çıkılmamış. Köylü bunu gözü<br />
önünde 10 yıllardır göre göre o binalar heba olmuşlar. Bunda sorumlu sadece bakışımız.<br />
Nedir bakışımız, Anadolu’nun bakışı. Okullar devletin okuludur. Gelsin devlet yapsın, gelsin<br />
devlet baksın. Cam kırılır sahiplenmeyiz, okulu ihata duvarı yıkılır sahiplenmeyiz, bahçedeki<br />
ağaçlar kırılır sahiplenmeyiz ve bugünkü hale geldik. Bugün artık devlet okulları köy<br />
muhtarlarına teslim etmek istiyor, muhtar diye isyan ediyor. Ama muhtara soramadık köyün huzurunda, diyebilirdik ki ey<br />
muhtar! Zamanında bu okul kapandığında pırıl pırıldı. Bugün bu hale geldiyse sizlerin gözü<br />
önünde geldi diyemedik. Ama burada bunu aramızda öz eleştiri olarak konuşuyoruz.<br />
Temel Problemlerimiz<br />
Köylerimiz temel problemi çöpler ve katı atıklar. Arkadaşlar biliyorsunuz hayat birleşti. Nedir<br />
bu; şehirdeki yaşam neyse köydeki yaşam da o hale geldi. Artık köylerde de poşet<br />
kullanılıyor, artık köylerde de poşet var. Artık köylerdeki atıklarla şehirlerdeki atıklar aynı.<br />
2
Bu şu anlama geliyor, artık bir şehir evindeki kadar köylerde çöpler oluşuyor. Soruyoruz bu<br />
çöpler ne oluyor. Maalesef çöpleri yöneten bir köye rastlamadık. Son zamanlarda bir iki<br />
köyümüz, bir boşluk bulalım kazalım, çöpleri oraya dökelim diye çözüm üretmeye çalıştılar<br />
ama yeterli değil. Bu konuda katı atık sisteminin, <strong>Keşan</strong>’da ve köylerde tek elden yönetilmesi<br />
lazımdır. Bu konuyu daha sonra tekrar tartışacağız.<br />
Cevre Düzenlemesi<br />
Yine çeşmeler, köyün ortasından geçen ıslah edilmemiş dereler, küçük suyolları; hem görüntü<br />
olarak hem de sağlık anlamında köydeki yaşamı tehdit ediyor. Köylerde nüfus azalıyor. Milli<br />
Eğitim Müdürümüzün tespitleri bizi bu düşünceye sevk etti. Her gittiğimiz köyde son 3-5<br />
yılda çoğu köyümüzde doğurganlığın olmadığını gördük. Yani köye sahip çıkacak, o köyde<br />
doğmuş insanlar artık aramızda yok. Aktif insanlar, doğurgan insanlar şehirlere göçtüğü için;<br />
onlar belki bir gün köylerine geri dönecekler ama geldikleri zaman onlarında artık böyle bir<br />
şansları kalmayacak. Yani istikbalde köylerimizin geleceği nüfus bakımından tehdit<br />
altındadır. Hemen yanı başımızdaki Yunanistan ve diğer batı ülkelerinin tehdit olarak<br />
algıladığı nüfus problemini maalesef tedbir ve önlemler alınmazsa ülkemizde yaşayabilir. Ve<br />
bunun da ilk yaşayacağı yer Trakya bölgesi olacaktır. Öyle görünüyor.<br />
İstihdam Göçüyor<br />
Köylerde aktif insan kalmadığı için üretim azalıyor. Üretim tekdüzeleşiyor. Eğer sulu<br />
arazileriniz varsa giderek çeltik ekimine doğru kayılıyor. Çünkü kiler yöntemi köyde iş<br />
gücünü kullanamayan insan için en uygun yöntemdir. Buradan çıkış yolu nedir; işte köylerin<br />
yeniden projelerle ve desteklerle bölmek, aktif iş gücünü teşvik etmek. Hatta tersine<br />
mümkünse köye göçü teşvik etmek gerek. Buna şöyle bir tespitle yaklaşabiliriz. Aktif iş gücü,<br />
buradan gelişmiş olan Tekirdağ, İstanbul ve ilçelerine göç ederken, oradaki kazancı kendine<br />
yetmiyor. Burada üretilen kazançla, anne baba tarafından üretilen kazançla hiç burada<br />
kalmadan direk oradaki nesillere aktarılıyor. Dolayısıyla köyde üretilen katma değer köyde<br />
kalmıyor. Köyde kalmayınca köyde sermaye oluşmuyor. Ekonominin temel kuralı şudur;<br />
sermaye oluşursa gelişim olur. Bir yere sermaye gelirse orası gelişir. Önce orada sermayeyi<br />
arttırmak lazım. Bu anlamda köylerimizde ciddi tehdit var.<br />
Köyün Yönetimi<br />
Birinci konumuz köylerin yönetimi. Köylerin şu andaki mevzuatımıza göre 3 yönetimi var.<br />
Bir köyün genel yönetimi var. Bir tane çiftçi malları yönetimi var. Bide yerel yönetim var.<br />
Buralarda da ciddi aksamalar var. Köylerimiz aynı yönetim standardına da karışmamış<br />
durumdadırlar. Açık konuşuyorum eğer köyün muhtarı eğitim almışsa, eğitimliyse, köyün<br />
biraz varlığı varsa, buna uygun olarak muhtar geçmişteki birikiminin sonucu olarak köy<br />
yönetimine biraz daha önem veriyor. Diğer yönetim sürdüren muhtarlarımız ise köyün<br />
geleneksel yönetim tarzını devam ettiriyorlar.<br />
Köy yönetiminde bir köyün bürosunun olması, bilgisayarının ona bağlı internet ağı ve<br />
köylerde yönetimi güçlendiren yönetim programları çok gerekli. Muhtarların bu anlamda<br />
eğitim alması, hatta her köyde veya büyük köylerde köy kâtiplerinin olması gerekiyor. Köyde<br />
defterler, köy yönetimiyle ilgili araç gereçlerin de çok farklı olduğunu tespit ettik. Yine<br />
devamında köy bütçeleri farklı tarzlarda yapılıyor. Bunların tek sisteme dönüşmesi lazım.<br />
Çiftçi malları bütçesi, mera defteri ve evrakları da aynı şekilde bir ortak sisteme<br />
kavuşturulması lazım. Muhtarlarla da bu konuyu görüşmemiz gerekiyor.<br />
3
Köy İşleri<br />
Muhtarların önünde 3 tane iş var. Bir tanesi ben 5 yıllığına bu köye seçildim. Bir milletvekili,<br />
belediye başkanı gibi seçilmiş olan il genel meclisi üyeleri gibi köylere seçim<br />
beyannamesinde bulundunuz. Bu sizin 5 yıllık programınızdır. 5 yılda bu vaatleri yerine<br />
getirmeniz lazım. Getirmezseniz artık köylerimizde de insanlarımızın demokratik anlayışları<br />
ve kültürleri gereği sizi seçmeyebilir, başarısız görebilirler.<br />
Birinici işimiz muhtarlar mutlaka köylerindeki yürütülen işleri bir programa bağlamaları<br />
lazım. Bu anlamda muhtarların önünüzde 3 alanda yoğunlaşacağınız iş var. Bir tanesi yeniden<br />
5 yıllık plan yapacaksınız. İkincisi yıllık iş ve çalışma programı yapacaksınız.<br />
İkinci işimiz bu yıl içinde köye hangi yatırımı yapacağım. Yani yatırım programı<br />
hazırlayacağız. Yatırım da 4’e ayrılır. Bir; köyün kendi kaynaklarıyla yapacağı yatırımlar. İki;<br />
ilçenin gücü ile yapılacak yatırımlar. Üç; Özel İdarenin yapacağı hizmetlerle yapılacak<br />
yatırımlar. Dördüncüsü de; devletin yapacağı yatırımlardır. Artık yatırım gelme şeklini<br />
biliyorsunuz. Köyde otururken kimse gelip yatırım yapmaz. Yatırım alacakların, yatırım<br />
yapacak olan kuruluşlar nezdinde takipçi olmaları gerekir. Bugün yatırım anlamında bir<br />
medeni mücadele vardır. Kaynağı en fazla kim alırsa yatırım o bölgeye gitmektedir.<br />
Üçüncü işimiz de artık Avrupa birliğine giriyoruz. Bütün dünya gördük ki; projelerle<br />
yürütülüyormuş. Ama biz çok geç fark ettik. Hatta diyorlar ki Türkiye 10-15 sene Avrupa<br />
fonlarına para yatırdığı halde ülkesine proje çekemedi. Paralar başka ülkelere proje olarak<br />
kaçtı derler. Biz de artık proje yapacağız. Muhtarlar, köydeki vatandaş, emekli insanlar,<br />
dışarında köye yerleşen insanlar bir araya gelecek ve proje üretecekler. Dolayısıyla kim köye<br />
proje kazandırırsa, muhtarlar olarak yapacağınız ilk iş onun yerini tutmanız lazımdır. Hatta<br />
proje için üst kurumları da zorlayarak köye yönelik projeler yaptırmalar durumundasınız. Bu<br />
anlamda bizde kaşende; <strong>Keşan</strong> Avrupa Birliği Proje Araştırma, Geliştirme merkezi kurduk.<br />
Bu merkezde de pek çok projeler üretilecek ve uygulama alanları da köylerimiz olacak. Ve<br />
tek tek köylerimize yönelik projeler olabileceği gibi, ortak projelerimiz de olacak. Bunu da<br />
zaman içersinde hep beraber göreceğiz.<br />
Kurumları Yönetiyoruz<br />
Muhtar aynı zamanda köydeki kurumları da yönetir. Bunlar nedir; okul, sağlık ocağı, sağlık<br />
evleri, birlikler, kooperatifler, diğer kamu kurumları, dernekler varsa köyde, hepsini ortak<br />
hizmetlerinden ve işbirliği koordinasyonundan muhtar sorumludur. Muhtar onlara küsemez,<br />
muhtar onlara uzak duramaz.<br />
Yerleşimi Yönetiyoruz<br />
Köylerde aynı zamanda yerleşimleri yönetiyorsunuz sayın muhtarlar. Trakya bölgesi şanslı.<br />
Trakya bölge kalkınma planı hazırlandı. 1/100 binlik Trakya bölge çevre düzeni planı yapıldı.<br />
Ona bağlı olarak 1/25 binlik Edirne çevre düzeni planı yapıldı. O plan hepimizi bağlıyor.<br />
Şimdi bizde o planın alt planlarını yapmak istiyoruz. Bu planların çerçevesinde artık<br />
köylerimiz, bir yerleşim tehdidi altına girdiler. Yani planların açılımları veya bu bölgenin<br />
turizm alanı olması nedeniyle bu bölgede hayvancılığın, tarımın yoğun teşviki nedeniyle veya<br />
sanayileşme talepleri nedeniyle bu bölge yoğun yerleşim tehdidi altına girecek.<br />
Burada artık temel problemimiz tarım topraklarının korunmasıdır. Tarım alanlarının denge<br />
içersinde sürdürülmesidir. Bu anlamda köydeki yerleşimler için ilk yapacağınız iş; köyün<br />
yerleşim alanları çizilmiş durumda. Hiçbir köyde köy yerleşim alanları görmedik.<br />
Biliyorsunuz köy yerleşim alanlarıyla ilgili bir yönetmelik var. O yönetmelik gereği köyün<br />
4
dışına yapılan her bina yerleşimi açan bir faaliyet haline geliyor. Bunu biz çok yaşadık. Çok<br />
problemlerini gördük. Muhtarlar bundan sonra köyün tarım arazilerinin korunması, köyün<br />
meralarının korunması, köy boşluklarının korunabilmesi için köyün içersindeki yerleşimleri<br />
de sınırlamalı ve ruhsatlandırmalıdır. Zaten özel idare de ruhsat veriyor. Göz yumulduğu<br />
takdirde sonuçları pahalıya dönüyor. Onun için köy yerleşim sınırı, köyde gelişen alanların<br />
tespiti, köyde yeni açılacak arazilerin üzerine kurulacak çiftlikler ve esas tehdit olan yazlıklar,<br />
sanayi kurma teşebbüsleri ve ahır; bugün yerleşim alanlarında muhtarların sorumluluk taşıdığı<br />
bölgelerdir. Buraların hem imarlı düzenli olması, hem de tarım alanlarını tehdit etmemesi<br />
gerekiyor. Bir denge içersinde yönetilmesi gerekiyor. Bu anlamda muhtarlarımızdan gayret<br />
bekliyoruz.<br />
Köy Yön Levhaları<br />
Köylere girdiğimiz zaman bir köy levhası var. Ama sadece bir köyde “Köyümüze Hoş<br />
geldiniz” “Güle Güle” levhası gördük. Neden köylerin girişinde bu levhalar yok. Bu tür<br />
levhaların köylerin giriş ve çıkışına konulması gerekiyor. Bu levhaların köye girenle<br />
köydekilerin arasındaki sıcaklığı arttırır, köye bir sahiplik duygusu kazandırır. Cadde ve<br />
sokaklara numara vermek, yön levhaları yapmak önemli yerlerdir. Ve artık köylerimize bir<br />
şehir gözüyle bakalım. Cadde ve sokak isimleri koyalım. Hane numaraları verelim ki<br />
köyümüze bir yerleşim disiplini gelsin. Köylerimizde web sayfaları yok. Artık bütün herkesin<br />
bir web sayfası olmaya başladı. Bunu biz kaymakamlığımız olarak muhtarlarımızla iş birliği<br />
içersinde yapacağız. İçinin doldurulmasını da muhtarlarımız yapacaklardır.<br />
Yatırım ve Hizmetler<br />
Sayın muhtarlar önce özel idare yatırımlarından başlıyoruz. Biliyorsunuz özel idarelerle köy<br />
hizmetleri birleşti. Özel idarelerin yoğunluklu hizmet alanları köylerde alt yapılara kaydı.<br />
Köylerimize alt yapı hizmetleri sunuluyor ve il genel meclis üyelerimize teşekkürlerimizi<br />
sunuyoruz. Sadece yol değil diğer alt yapılarda var. Kanalizasyon, elektrik, içme suyu,<br />
telefon, köprü, menfez gibi köylerde altyapı faaliyetleri var. Altyapı faaliyetlerinde şöyle<br />
bakmanızı öneririm. Bir kere bu ülkenin kaynaklarıyla ilgili bir hizmettir. Yani kaynak varsa<br />
altyapı hizmeti sunulur. İkincisi de, hizmetlerde mutlaka bir öncelik esası yer alır. Mesela<br />
2011 yılı programını hazırlarken, bizler köy yolları önereceksek, hoşumuza giden köy, tipini,<br />
beğendiğimiz muhtarın köy yolu değil de, en acil, en lüzumlu olan, en ihtiyacı olanları<br />
sıralamamız gerekecek. Bu noktada da biz yöneticiler ve sizler adil olmak durumundayız.<br />
<strong>Keşan</strong>’da toplam 245 kilometre yol var. Fazla değil bu mesafe. Ben sadece 80 kilometre yolu<br />
olan bir köyü bulunan ilçede çalıştım. Oralara göre normal bu uzunluk. 160 kilometre asfalt<br />
yol, 70 kilometre stabilize yol, 15 kilometre de ham yol ağımız var. Bunun dışında orman<br />
yolları var. Karayolları var ve turizm yolları var. Şimdi az önce söylediğim gibi, yol talebimiz<br />
öncelikleri sıralayarak yatırım teklifinde bulunmak şeklinde olacak. Bunu biz muhtarlarımızla<br />
2011 yatırım programı çalışmalarımız için ayrı bir değerlendirme toplantısı yapacağız. O<br />
toplantıda bunu sunacağız. İl genel yönetiminin e de ilçemizden teklif edilen, öncelikleri<br />
belirlenmiş bu teklif programını da uygulamalarını bekliyoruz.<br />
Arazi Yolları<br />
Köylerde muhtarların hep zorlandığı bir arazi çeşidi de arazi yolları. Bu yollar zaten<br />
belirlenmiş. Belli bir saat ücreti yatırılıyor. Araçlara benzin konuluyor ve arazi yolları<br />
yapılıyor. Ancak, özel idarenin yaklaşımı da her ne kadar köylü arazi yolları için bir katkıda<br />
bulunuyorsa da, yapılan hizmete göre bu katkının çok çok düşük olduğu söyleniyor.<br />
5
Köy İçi Yollar<br />
Muhtarlarımızı rahatsız eden esas problem, köy içi yollar. Biz turizm köyleri projesi<br />
uygulamak istiyoruz. Yani sahil bölgelerinde, turizmde insanların çokça girip çıktığı<br />
köylerimizde turizm köyleri projesi adı altında köy standartları ve yaşam kalitesini<br />
yükseltmek amaçlı proje uygulayacağız. O projede de köy içi yollara öncelik vermek şartı ile<br />
muhtarlarımızdan şunu bekliyoruz; muhtarlarımızın katkıları ne kadar çok olacaksa bunu<br />
köylülerinizle konuşun. Artık il genel yönetimimizle bu köy içi yolları bağımsız bir program<br />
şeklinde programa alsın ve o köylerimizin kalitesini yükseltelim, yerleşim düzenin yeniden<br />
düzenleyelim.<br />
Nedir köyün meydanı, köyün ana girişi, köyün caddesi, köyün sokakları, o sokaklarla ilgili alt<br />
yapılar planlansın. En azından bunu bir veya birkaç köyümüzde uygulayalım. Uygularken de<br />
bunun yereldeki katkısını da köylerimiz ortaya koysunlar ki, o köylerde il özel idaresi öncelik<br />
tanısın. Artık bu noktaya gelmek zorundayız. Artık bizlerde medeni yaşamaya, Avrupa da ki<br />
cadde ve sokakların benzerlerini ülkemizde görmeye laik insanlarız. Ama katkılarda<br />
bulunmamız ve bu işi sistemli şekilde yürütmemiz gerekir. Bu şekilde çevre düzenlemesi de<br />
ortaya çıkacaktır. Köyün girişi, meydanı, çocuk oyun alanları, yeşil alanlar, kaldırımlar gibi<br />
şehir görüntüsü veren bir köy yerleşimini kastediyoruz. Buradan da yeni bir kimlik doğacak.<br />
Kanalizasyon<br />
Kanalizasyona gelince; 5 köyümüzde kanalizasyon yok. Olan köylerimizde ise problemler<br />
var. Eskimiş olan, fosseptiklerin yerleşim alanları içersinde kalması gibi problemler var. Ama<br />
üzülerek gördük ki hiçbir köyümüzde kanalizasyon arıtma yok. En azından bir veya birkaç<br />
köyümüzde doğal arıtmaya geçmeliyiz. Hangi köyümüz doğal arıtmayı planlıyorsa biz sizlerle<br />
iş yapmaya hazırız.<br />
İçme Suları<br />
İçme suları iki şekilde karşımıza çıkıyor. Bir grup içme suları bir de bağımsız içme suları.<br />
Ancak bir genel eğilimi tespit ettik. Köy muhtarları grup içme sularından çıkma eğilimindeler.<br />
Gerekçeleri de maliyetin fazla olması, hizmetlerde yeterli hizmeti alamaması şeklinde bunu<br />
değerlendiriyorlar. Ama unutulmasın ki, bağımsız da alınsa, bir grup içersinden de su alınsa;<br />
artık Trakya bölgesinde içme suyunun bir maliyeti var. Sular enerjiyle alınıp, enerjiyle evlere<br />
ulaşıyorlar. Bunun için de bu bedele katlanmak zorundayız. Hatta bir köyümüzde içme suyu<br />
hatları evlere kadar döşeli olduğu halde pahalı içiyoruz diye kullanmayan bir köyümüz var.<br />
Onlar da bağımsız kuyular açarak veya köye ortak bir kuyu açarak bu problemi çözmeye<br />
çalışıyorlar.<br />
İçme sularında iki problemle karşılaşıyoruz. Birincisi; su kalitesi normal köyler daha da<br />
kalitesini arttırmak için bizden arıtma istiyorlar. Diğer problem ise; esasen suyun kalitesi<br />
düşük bunu da çözümünü istiyorlar. Bu bozukluğun nedeni de su kaynağındaki kendi kalite<br />
düşüklüğü veya suyun evlere ulaşırken isale hatlarında ki karışmalar nedeniyle kalite<br />
düşebilir. Bunlar teknik incelemeleri gerektiriyor. Sağlık grup Başkanlığı Çevre sağlığı olarak<br />
her köye uğrayıp su numuneleri alıyoruz. Ancak bunun daha da arttırılması gerektiğini<br />
düşünüyorum.<br />
Reforma Tabi Köyler<br />
Bir de reforma tabi 15 tane köyümüz var. Tarım reformu dediğimiz reforma tabi 15 tane<br />
köyümüz var. Bu köylerde reform yetkilileriyle görüşmelerde, meralar, ahırların köy dışına<br />
çıkarılması, köy gelişim alanlarının yeniden tespiti, köy içindeki ve çevresindeki derelerin<br />
6
ıslahı, arazi yollarının planlanması gibi çalışmaları da yapacaklar. Bu konuda da muhtarla<br />
yapacağımız detaylı çalışma programı toplantısında da bunları masaya yatıracağız.<br />
Güvenlik<br />
Güvenlikte devletin hedefi şu; her köye bir kamera yerleştirmek. Kamera yerleştirilmiş bir<br />
köyümüz var. Orda da hırsızlık vakası bir kamera sayesinde yakalandı. Ve başarılı olundu.<br />
Yine güvenlik boyutunda köy bekçilerinin olmadığını gördük. Çiftçi malları uygulamalarında<br />
biraz zaaflık görüyorum. Bu noktada çiftçi malları yönetimini daha da güçlendirmek istiyoruz.<br />
Köye gelen güvenlik görevlilerine ve köydeki tebligat işlemlerine mutlaka yardımcı<br />
olmalıyız.<br />
Eğitim<br />
Okullarımızdan kısaca bahsettik. Okullarımız perişan. Ama artık devletimizin hedefi, yakın<br />
bir zamanda bütün okulları muhtarlara devredeceğiz. Okulların bulunduğu arazi köye aitse,<br />
bina da milli eğitim tarafından köye devredilecek. Köye devredildikten sonra orası uygun bir<br />
şekilde kullanılacaktır umarım. Ama bizim önerimiz, köy bahçeleri, Pazar yerleri, park<br />
alanları, köy odası, düğün salonu gibi köyün ihtiyacı neyse okul binalarını o şekilde<br />
kullanmalıyız. Bu noktada da köylere hizmet götürme birliği kaynaklarından yardımcı<br />
olacağız.<br />
Taşımalı köylerin köy bütçelerinin %10’unun taşınan okullara devri gerekiyor. Bu noktada<br />
ihmaller görüyoruz. Okula açık olan köylerimizde eğitici kurslar, seminerler gibi faaliyetler<br />
de bekliyoruz.<br />
Bir problemde okul öncesi eğitim. Devletimiz diyor ki; artık 5-6 yaşlarındaki çocuklar okula<br />
gidecekler. 10 taneden az olduktan sonra okul açılamıyor. Ama köyde 3 tane 5-6 yaşında<br />
çocuk var. Bunun sorumluluğu veliye ait. Veli bir yöntem bularak, o çocuklarını eğitime<br />
katmalarını bekliyoruz.<br />
Köylerde öğretmenlerimizi mutlaka yönetime katalım. Okul olan köy muhtarlarına<br />
söylüyorum. Bu öğretmenlerin görüşlerini alalım. Taşınan köylerde ise sabahleyin köy<br />
çocukları bir meydanda toplanıyor, akşam da aynı yerde indiriliyor. Muhtardan ricamız bu<br />
çocuklarımızı sürekli kontrol etsinler.<br />
Sağlık<br />
Artık köyler sağlık ocakları ve sağlık evleri kalktı. Onun yerine aile hekimleri köyleri ziyaret<br />
ederek sağlık hizmeti sunuyor. Aile hekimliği ile ilgili karşılaştığımız problem, aile<br />
hekimlerinin uygun yerleri yok. Bu sorunlar birkaç yerde karşılaştık. Muhtarlarımız bu<br />
konularda aile hekimlerimize yardımcı olsunlar. Birde biliyorsunuz bir standart var. Merkeze<br />
5 kilometreye kadar yakın olan yerlere hekim gitmiyor. Hastanın hekime gelmesi gerekiyor.<br />
Köylerimizde bu anlamda ciddi tepkiler var. Ama bunun da çözümü için sağlık müdürlüğüne<br />
çalışmalarımızı yaptık.<br />
Çevre sağlığı anlamında köy içi çeşmelerinin çok bozuk olduğunu gördük. O görüntülerin çok<br />
rahatsız olduğunu gördük. Köy meydanı her şeyiyle çok güzel ama köy meydanında yürürken<br />
hayvan pisliklerine basmamak için sekerek yürüyoruz. Soruyoruz muhtara nedir bu tablo<br />
diyoruz. Köyün hayvanları meydanda toplanıyor diyor. Niye köyün hayvanları köy<br />
meydanında toplanıyor. Bunun için başka bir yer tahsis edilmeli köy meydanları da temiz<br />
kalmalıdır. Temizlik en güzel imaj şeklidir.<br />
7
Su denetimleri sürekli yapılacak. Problemlerin üzerine gidilecek. Köylerde diğer çevre sağlığı<br />
denetimine tabii yerler var. Buralar da sürekli denetlenecek ve bunlar için ortak bir yönetim<br />
programı hazırlayacağız. Artık hem içme suları, hem kanalizasyonları ortak yöneteceğiz.<br />
Eğer <strong>Keşan</strong>’ın köylerini şehir gibi yaşatmak, şehir gibi kurmak istiyorsak, köylere şehir<br />
gözüyle bakacağız. Bunun için de önce kanalizasyon, çöp, atıkları yönetmek, insan sağlını<br />
tehdit eden şeyleri ortadan kaldırmamız gerekir. Bu bizlerin aynı zamanda bu ülke için<br />
yapacağı medeni bir katkıdır.<br />
Sağlık evleri muhtarlarımıza devredilecek. Bunların bakım onarımlarını muhtarlardan<br />
bekliyoruz. Köylerde diğer bir sorunda enjeksiyon sorunu. Artık doktorlarımızda enjeksiyonlu<br />
tedavi yerine haplı tedaviye geçilmesini öneriyor.<br />
Meralar<br />
En çok konuşacağımız bir alan. Meralar çok dağınık ve çok parçalı. Meralar yönetilemiyor.<br />
Meraların ıslahı, bakım onarımı gerekiyor. Bu noktada muhtarlarımızın bir gayret etmesi<br />
lazım. 15 köyümüzde yapılan toplulaştırma da zaten bir avantaj. O anlamda da meralarımıza<br />
el atılacak. Mera yönetimi konusunda sizlerle daha detaylı bir araya geleceğiz.<br />
Ahırlar<br />
Ahırlardan çok sıkça konuştuk. Ahırların olumsuz etkilerinden kurtulmak için, her köyde<br />
ahırların köy dışına çıkarılması gerekiyor. Ve 2012 yılında da bu yasa yürürlülüğe giriyor.<br />
2012’de her köyün muhtarı köydeki ahırları köyün dışına çıkarma planı yapmalı. Burada bir<br />
risk var. Şu anda dilekçeler bize gelmeye başladı. Nedir risk; vatandaş dilekçe veriyor, benim<br />
falan yerde tarla var ahırımı oraya yapacağım, benim falan yerde bahçem var ahırımı oraya<br />
yapacağım. Eğer yönetmezsek, yani vatandaşın her isteğine evet dersek köyün her tarafında<br />
böyle serpiştirilmiş ahırlar topluluğu göreceğiz. Hani biz köy yerleşimini düzenleyecektik,<br />
hani biz tarım arazilerini koruyacaktık, hani biz çevremize düzen verecektik. Maalesef sayın<br />
muhtarlar 2011 yılı kritik yıl. Hem planlama yönünden hem de bu ahırların çevreye dağılması<br />
yönünden. Peki, ne yapılması lazım; toplu ahır sistemine geçeceğiz. Bunun tek çaresi bu.<br />
Buyurun köylere gelelim, köylülerle konuşalım, ne yapmamız gerekiyorsa yapalım. Karar<br />
verelim ahırları toplu bir alana taşıyalım. Yani mutlaka bir çözüm bulunur. Köyde doğmuş ve<br />
bu alanda yönetim görevleri sırasında ömrünü bu işlerle geçirmiş biri olarak konuşuyorum.<br />
Köy muhtarı isterse bunları olur.<br />
Hayvancılık<br />
Hayvancılığa bakarsanız, büyük baş hayvancılıkta çoğalma, küçükbaş hayvancılıkta azalma<br />
eğilimi görüyoruz. Kültür ırkları teşvik ediliyor. Süt toplama sistemleri her köyde var. Ama<br />
süt toplamada özel sektör olduğu için dağınık. Yasa, kaymakamın başkanlığını yaptığı<br />
Köylere Hizmet Götürme Birliğini süt işinden çekti. Bu ortam boş kaldı. Boş kalınca her köy<br />
kendi içinde bir süt birliği oluşturmaya başlandı. Orada sivil yönetim olduğu için<br />
yetersizlikler doğdu. Sonuçta bu sizin kendi iç tartışmanızdır. Ancak süt birliği alanında bir<br />
dağınıklık var. Köylerde kooperatifler var, özel sektör köylere girmiş. Dolayısıyla bu alan<br />
bayağı bir dağınık durumda. Ama bize düşen köylüler isterlerse bu alanın dağınıklığını<br />
önlemek, merkezi bir sistem kurmak anlamında biz hem muhtarlara, hem de süt birliğine<br />
destek olabiliriz. Ama bizim yapacağımız şey şu, Büyük Doğanca köyünde süt sağım merkezi<br />
var. Bu Türkiye’de bir numune. 16 hayvan birlikte girerek 5 dakikada sağılıyor. Hayvanın<br />
barkotları var. Hangi hayvandan kaç gram, kaç litre süt sağıldığı bilgisayara işleniyor. Yeküne<br />
dönüşüyor ve çiftçi de hakkını alıyor. Bu durumda da zaman kazanılmış oluyor.<br />
8
Tarım<br />
Tarıma devam edersek, sulu tarım alanında ürün çeşitlemesi yerine ürün daralması var<br />
<strong>Keşan</strong>’da. Yani sulu tarım alanında pek çok ürün yetiştirileceği halde, onun yerine giderek bir<br />
çeltiğe dönüşüm var. Sebze ve meyve alanlarında da daralma var. Hâlbuki <strong>Keşan</strong>, oturup<br />
geleceğini planlaması lazım. Hangi alanlarda sebze meyve olacak, hangi alanda çeltik olacak,<br />
hangi alanda silaj mısırı olacak gibi bir arazi planlamasına da ihtiyaç var. Ancak bu da olsa<br />
olsa gönüllü olur. Sadece devlet bu alanda teşvikçi olur.<br />
Silaj mısır ekiminin teşviki gerekiyor. Çeltik ekimleri konusunda buradan açık ve net<br />
konuşuyorum. Çeltik alanlarının bir planlanmasına ihtiyaç var. Bu da oturup, ortaklaşa<br />
yapacağımız bir kararla olabilir. Nedir yapacağımız, çeltik alanlarının sınırlanması,<br />
planlanması veya münavebeli bir sisteme dönüşmesi gibi bir anlayışa gelebiliriz. Mutlaka<br />
<strong>Keşan</strong>’ın tarımının geleceğini hep beraber ortak bir kararla bir planlanmasına ihtiyacımız var.<br />
Bu anlamda daha detaylı çağrılarımızı ve çalışmalarımızı zaman içersinde sizlere sunacağız.<br />
Hamzadere Barajı<br />
Hamzadere barajının geleceği var. Bu da tarım arazilerinin korunması, orada sulamanın<br />
yönetimi, tarım organizasyonlarının yönetimi ve ürün yönetimi konularında şimdiden ne<br />
yapacağımızı oturup tartışmalıyız, bilim adamlarının fikirlerinden yararlanmalıyız ve bir karar<br />
vermeliyiz. Aksi halde devletin zorunlu olarak yaptığı iş şudur; bir yere baraj yapıyor, bir<br />
kooperatif, birlik kurun diyor. Bunu teslim ediyor. O zaman siz ne yapacağınızı<br />
bilmiyorsunuz. Eğer şimdiden bunlar yapılmazsa, planlanmazsa GAP gibi olur. Ve ya<br />
Türkiye’nin başka yerinde sulamaya açılan büyük tarım arazilerinden beklenenin alınamadığı<br />
durum burada doğar. O anlamda Hamzadere barajına tabii olan bu köylerin hazır olmadığını<br />
gördük. Bu anlamda <strong>Keşan</strong>’da bir sempozyum düzenleyeceğiz. Ve çağrılarımızı yapacağız.<br />
Sadece <strong>Keşan</strong> değil, Enez ve İpsala da olmak üzere, 3 ilçenin ortak sorunu olan bu alanı<br />
birlikte tartışacağız.<br />
Mesleki Kursları<br />
Köy gezilerimizde en önemli tespitimiz, çiftçilerin eğitimi. Bunu daha önce de bahsettik. Ve<br />
<strong>Keşan</strong>’da yeni bir tarım alanı da arıcılık. Arıcılık gelişiyor. Ama arıcılığa hazır değiliz. Neden<br />
hazır değiliz, sahil köyleri, orman köyleri ve diğer köylerde arı kapasiteleri ve bunların<br />
besleneceği alanlar, arıların göçmesi konmasının planlanması gerekiyor. Mutlaka burada bir<br />
planlama gerekiyor. Arıcılığın yaşaması için arı ormanları, arı akasyası dediğimiz akasya<br />
ağaçlarının ekilmesi ve teşvik edilmesi gerekiyor. Uygun görülen orman alanlarına ekilmesi<br />
lazım. Köylerimizde arıcılığın yoğun olduğu bölgelerde arı meraları yapılması gerekiyor. Bu<br />
konuda da muhtarlarımızla daha detaylı çalışacağız.<br />
Köylerde yetişkinlere yönelik, mesleki kurslar açmalıyız. Halk eğitim merkeziyle işbirliği<br />
yaparak, mesleki kurslar, çiftçilik, hayvancılık, meyvecilik, sebzecilik, el sanatları üzerine<br />
kurslar açacağız. Amacımız köylünün daha eğitimli olması ve daha kaliteli hizmet sunması,<br />
daha bol üretim yapması. Bu anlamda Suluca okulunu bir toplum merkezine dönüştürmek<br />
istiyoruz. Bu yıl tarımın elinde 30 tane eğitimci eleman var. Halk eğitim elemanlarını da buna<br />
katarsak, yaklaşık önemli bir eğitim grubuyla köylerimize mutlaka hem eğitim hem de<br />
seminer faaliyetlerinde bulunacağız. Aynı zamanda bu elemanlarla araştırma ve inceleme de<br />
yaptıracağız.<br />
Anız Yangınları<br />
Anız yangınları problem. Yasa anız yangınlarını yasaklıyor. Ama fiili hayata baktığımızda<br />
anız yangınları devam ediyor. Bu bölgede anız yangınları çiftçiler açısından zorunlu<br />
9
görünüyor. Ama bir taraftan devletin bakışıyla hiç olmaması görünüyor. Bu anlamda anız<br />
yangınlarına gereken hassasiyet tekrar gösterilecek.<br />
Köylerdeki Tesisler<br />
Köylerdeki tesisleri bir gözden geçirin sayın muhtarlar. Atıl tesisler varsa bunları kapatalım,<br />
dönüştürelim. Mesela selektörleri toplatacağız. Onun için mutlaka bu selektörlerin<br />
toplatılmasını düşünüyoruz. Yine köylerde atıl binalar varsa bunları ya kullanalım ya da bir<br />
şekilde ne yapmamız gerekiyorsa kararını verelim.<br />
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma<br />
Burada köylülerimize sosyal hizmetler sunuyoruz. Fakir, muhtaç insanlara yardım ediyoruz.<br />
Ama şartımız, sosyal güvencesinin olmamasıdır. Yine köylerimizde bu yıl sosyal hizmet<br />
profili araştırması yapacağız. Yoksullar, düşkünler, sakatlar, mağdurlar, yaşlıların tespiti<br />
yapılacak ve devletimizin imkânlarından bu insanlara sunacağız. Yine köylerimizde sosyal<br />
dayanışma kapsamında fakir ve muhtaç ailelerimize tarım projeleri, çiftçi projeleri,<br />
hayvancılık projeleri uygulayacağız. Çoğu köylerimizde de bunlar dile getirildi. Köylülerin<br />
müracaatını alacağız. Bu anlamda proje ekibimizi oluşturup, köyleri taratacağız. Köylülerin<br />
isteğine uygun proje taleplerini değerlendireceğiz.<br />
Çevre Orman<br />
<strong>Keşan</strong> halkına muhtarlarımızın şahsında teşekkür ediyorum. Ormanlarımızı, yeşil alanlarımızı<br />
koruyoruz. Ve bilinçliyiz. Üstelikte insanlarımızın eğlenme, dinlenme kültürünün, piknik<br />
kültürünün yoğun olduğu bir coğrafyada ormanların korunması, yaşatılması sevindirici bir<br />
durum. Bu anlayışın hep devamından yanayız. Orman bizlere bir dost. Ormanları yaşatacağız<br />
ki, bizde yaşayalım. Bu bilinçle ormanla aramızın iyi olduğunu gördük. Ama kaçak kesimler,<br />
usulsüz açmalar, anız yangınları çeşitli amaçlı izin alınmadan ormandan faydalanmak doğru<br />
yöntemler değil. Köylerimizde bu usulde devam eden insanlar varsa müdahale edeceğiz ve<br />
ormanları yöneteceğiz.<br />
Ormanların neden bu kadar çok katledildiğiyle ilgili bir araştırmam vardı. Burada neden<br />
katledildiğiyle ilgili olarak, köylü ormanı devletin malı olarak görüyormuş. Bu ülkede<br />
devletin malı deyince böyle bir psikoloji var. Ama orman milletin malı olmaya dönüştükçe bu<br />
kültür veya psikoloji yayıldıkça, artık ormanlarımızı koruyoruz.<br />
Burada özel ağaçlandırmalar var. Bu konularda muhtarlarımızı biz her zaman desteklemeye<br />
hazırız. Özel ağaçlandırmada kullanılacak yerler tespit ediliyor. Öncelikle köy tüzel<br />
kişiliğinin hakkı olmak üzere buralar değerlendiriliyor.<br />
Piknik alanları<br />
Piknik alanları, sayın muhtarlar, gelin ben orman müdürümüzle de konuştum. Piknik<br />
alanlarını belirleyelim, bunun adını koyalım, sınırlarını çizelim köy muhtarlarına teslim<br />
edelim. Köy muhtarları burayı yönetsin. Muhtar burayı yönetemiyorsa birlikle iş yapalım ama<br />
bunu yaparken, suyunu getireceğiz, tuvaletlerini yapacağız, giriş-çıkış kontrollerini yapacağız,<br />
oranın çöplerini temizleyeceğiz, altyapı problemlerini çözeceğiz. Bu anlamda da orada<br />
faaliyetlerde bulunacağız. Muhtarlara buradan çağrı yapıyoruz. Her köyde aşağı yukarı piknik<br />
alanları var. Bu alanları bir disiplin altına alalım. Hem insanlarımız yararlansın hem de<br />
doğamız korunsun.<br />
10
Köy giriş yollarının sağlı sollu ağaçlandırılmasından yanayız. Köy muhtarlarımıza<br />
sesleniyoruz; orman fidanlığımızdan fidan alıp, bunları dikelim. Köy boşluklarını<br />
ağaçlandıralım.<br />
Orköy’le görüştüm, toplam 131 çiftçiye 8 köyümüzde bu yıl hizmet sunulmuş. Önümüzdeki<br />
yıl da yine benzer bir yatırım çalışması yapılacak. Onun dışında başka hizmet ve talepler<br />
olduğu takdirde Orköy bunları değerlendirecek.<br />
Hazine Arazileri<br />
Hazine arazilerinin yönetimi Mal Müdürlüğü ile oluyor. Buradaki ilişkilerinizin de iyi<br />
gittiğini düşünüyoruz. Biz hazine arazilerinin köylünün geleceğine yönelik planlanmasına biz<br />
hazırız. Ama sizler hazır mısınız bilmiyoruz. Sizler biraz da hazır olamazsınız. Çünkü<br />
köylerdeki hazine arazilerinin %90’ı vatandaşların işgalleri altında olan yerler. Köylerde<br />
hazine arazilerini belli bir amaç için eğer planlamayı düşünürseniz, biz bu konuda işbirliğine<br />
hazırız.<br />
Din Hizmetleri<br />
Din hizmetleri alanında köylerin sorunlarını da tespit ettik. Gezilerimizde gördüğümüz,<br />
camilere bakılıyor. İmam lojmanlarında sorunlar var. Bazı köylerde lojman yok, bazı köylerde<br />
lojman yetersiz. Bazı köylerde onarım gerekiyor. Biliyorsunuz ki, camiler ve imam evleri<br />
halkımızın ihya ettiği, halkımızın yaşatması gereken yerler. Bu anlamda köyün kendi<br />
içersindeki imecesi ile, dayanışmasıyla, yardımseverlerin yardımlarıyla ve muhtarların<br />
çabalarıyla bunların yürümesi gerekiyor. Eğer köyümüz büyükse, camimiz sürekli çalışan ve<br />
faal bir cami ise, yönetim işi zorlaşıyorsa, cami dernekleri kurabiliriz.<br />
Sayın Muhtarlar, şehirde ve köyde ne kadar çok dernek ve kurum kurulursa, bunlar bizim<br />
aleyhimize değil, toplum gücünün artması anlamındadır. Ama üzülerek görüyoruz ki, caminin<br />
avluları betonla çevrilmiş. Oraya gül dikilmesi, çim ekilmesi gerekirken, bir şadırvan olup su<br />
sesi duymamız gerekirken, orada camiye gelen yaşlıların insanların oturup dinlenmesi<br />
gerekirken, tam tersine her taraf betonla kaplanmış. İmama soruyoruz, temizlik için kaplandı<br />
diyor. Bu anlamda muhtarların bu konuya katılması gerekiyor.<br />
İmamlarımızın da köylerde yönetime katılması lazım. Eğer katılırlarsa çok faydaları oluyor.<br />
Sosyalleşme anlamında, köye her zaman katkısı olan insanlar ve kamu görevlileridir. Mutlaka<br />
imamlarımızla iş birliği yapacağız. İhtiyaç duyulan yerlerde kuran kursları açacağız. Bu<br />
konuda da muhtarlardan destek istiyoruz.<br />
Son Söz<br />
Ben şimdiye kadar binlerce köy yönettim. Şunu gördüm, bir köy gelişiyor, aynı şartları olan<br />
diğer köy gelişmiyor. Bir köye hizmet gelmiş, aynı hizmet diğer köye gelmemiş. Kanaatim<br />
odur ki, köyün muhtarı çalışkansa köye hizmet geliyor. Köy muhtarı klasik yönetimle<br />
“banane” diyerek köy içindeki çekişmelerin içine takılarak boğuluyorsa köye hizmet<br />
gelmiyor.<br />
11