"Dil gölgesi"nde bir Åair - ElazÄ±Ä Ä°zzetpaÅa Vakfı
"Dil gölgesi"nde bir Åair - ElazÄ±Ä Ä°zzetpaÅa Vakfı
"Dil gölgesi"nde bir Åair - ElazÄ±Ä Ä°zzetpaÅa Vakfı
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
lar, edebiyat ederi değil, ticari mallardır. Edebiyatın<br />
mantığı, piyasanın mantığı ile örtüşmez.”<br />
Şiir-gerçeklik ilişkisi üzerine fikrinizi öğrenmek<br />
istiyorum. Bu meseleyi Türkiye’nin bugünkü meselelerini<br />
gözönü<strong>nde</strong> bulundurarak nasıl ele alabiliriz<br />
Şiirin, gerçeklikle olan ilişkisi, problematiktir:<br />
Gerçekliği, herhangi <strong>bir</strong> değiştirime uğratmaksızın<br />
dile getirdiği<strong>nde</strong> şiir olmaz; gerçekliği, değiştirime<br />
uğratarak dile getirdiği<strong>nde</strong> ise, gerçeklik, gerçeklik<br />
olmaktan çıkar.<br />
Bu problematik ilişkinin çözümü, şiir dilini, gü<strong>nde</strong>lik<br />
konuşma dili<strong>nde</strong>n ayırmak; şiir dilini ‘sembolik<br />
dil’; gerçekliğin dilini de ‘gü<strong>nde</strong>lik konuşma dili’<br />
olarak belirlemektir. Böylece gerçeklik, dünyaya<br />
ait <strong>bir</strong> gerçeklikten, şiire ait <strong>bir</strong> gerçekliğe dönüşür:<br />
Dünyaya ya da doğaya ilişkin gerçeklikle, sanata,<br />
dolayısıyla da şiire ait gerçeklik ayrımı ortaya çıkar.<br />
Gü<strong>nde</strong>lik dilin işaret ettiği gerçeklik, empirik olarak<br />
doğrulanabilir ya da yanlışlanabilir önermelerle<br />
dile gelir. Mesela, ben şimdi ‘Dışarıda lapa lapa kar<br />
yağıyor’ desem, bu hemen pencereden dışarı bakılarak<br />
yanlışlanabilir. Oysa örneğin, Paul Eluard’ın:<br />
“Dünya mavi <strong>bir</strong> portakaldır”<br />
dizesi, yanlışlama ya da doğrulama eyleminin ötesi<strong>nde</strong>dir;<br />
bugüne kadar hiç kimse, dünyanın mavi<br />
<strong>bir</strong> portakal olmadığını kanıtlamak, dolayısıyla da<br />
Eluard’ın bu dizesini yanlışlamak gereğini duymamıştır.<br />
Gazete yazılarınızda “Türkiye’de her şeyin sıradanlaştığından”<br />
bahsediyorsunuz. Eleştiri yazılarınızın<br />
çoğunun karşılığı bu yargıya çıkıyor. Bu<br />
süreci doğuran sebepler nelerdir<br />
Sıradanlık, popüler kültürün kitch’e dönüşmesidir.<br />
Farklı toplumsal sınıfların beğenileri arasındaki<br />
ayırt edici farklılıkların silinmesi, hepsinin aynı düzeye<br />
(ya da, düzeysizliğe) indirgenmesidir. Edebiyat<br />
da, başta roman ve şiir olmak üzere, sıradanlaşıyor.<br />
Mesele, budur…<br />
Böyle <strong>bir</strong> sosyal ortamda nasıl <strong>bir</strong> entelektüel<br />
figürü ile karşı karşıyayız<br />
İki olasılık var: Ya, kitchleşen edebiyata ayak uydurmak,<br />
ya da kitchleşmeye direnmek…<br />
Çağdaş Türk şiirinin bugünkü yönelimleri hakkında<br />
ne düşünüyorsunuz<br />
Çağdaş Türk şiiri<strong>nde</strong> bana göre, en anlamlı ve<br />
en değerli yönelim, ‘sahih şiir’ yönelimidir. Öteden<br />
beri tekrarladığım gibi, ‘sahih şiir’, şiirin entelektüel<br />
tarihle <strong>bir</strong>e<strong>bir</strong> <strong>bir</strong> mütekabiliyet içi<strong>nde</strong> olmasıdır.<br />
Hem doğunun hem de batının poetik müktesebatını<br />
temellük etmek! Deleuze’nin kavramsallaştırmasıyla<br />
söylersem, ‘ya o, ya öteki! (ya doğu ya batı!) yerine,<br />
köksap modelini ikame etmek: Hem o hem öteki<br />
(‘Hem doğu hem batı). Somut şiire, şiirde görselliğe<br />
yönelimin ne <strong>bir</strong> yeniliği vardır ne de entelektüel<br />
arka planı… Genç arkadaşlar ‘heves’ ediyorlar işte!<br />
Hocalığınız üzerine konuşabilir miyiz Üniversitelerde<br />
hocalık yaptınız ve kesinlikle de <strong>bir</strong> şiir<br />
mektebisiniz…Takipçileriniz var. Bir Hilmi Yavuz<br />
ekolü<strong>nde</strong>n bahsetmek mümkün. Bu sevgi ve hayranlık<br />
hâlesini nasıl yorumluyorsunuz<br />
Şöyle yorumluyorum: ‘Marifet, iltifata tâbidir.’<br />
Sohbetiniz için teşekkür ediyoruz efendim.■<br />
7<br />
eylül-ekim-kasım<br />
2010