07.02.2015 Views

"Dil gölgesi"nde bir şair - Elazığ İzzetpaşa Vakfı

"Dil gölgesi"nde bir şair - Elazığ İzzetpaşa Vakfı

"Dil gölgesi"nde bir şair - Elazığ İzzetpaşa Vakfı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Ağlamış gözyaşın silen olmamış<br />

Veya aşağıdaki türküde gördüğümüz gibi yârden<br />

ayrılmaya ölüm yeğ tutulmuştur:<br />

Karadır kaşların benzer kömüre<br />

Yârdan ayrılması zarar ömre<br />

Kollarımdan bağlasalar demire<br />

Kırarım demiri koşarım yâre<br />

İnsanımızın gönül yarasına çok çabuk kapılmış<br />

olmasının sebeplerini anlamak ayrı <strong>bir</strong> konudur<br />

ama bu hususta da <strong>bir</strong>kaç şey söylemekte yarar var<br />

sanırım. Bizce sebeplerin en önemlisi türkü, hikâye<br />

ve masallardaki bu yö<strong>nde</strong>ki telkinlerdir. Yani böylesi<br />

söz ve deyişler karasevdanın sebebini teşkil ettiği<br />

gibi sonucunu da etkilemiştir. Bir bakıma <strong>bir</strong><strong>bir</strong>ini<br />

etkileyerek artıran karşılıklı tesirler söz konusudur.<br />

İnsanlar bu telkinleri yapan türkü, hikâye ve<br />

masalları dinleye dinleye hassas, nazlı ve karamsar<br />

<strong>bir</strong> kişilik ve zihniyet yapısını bürünmüş oluyorlar.<br />

Tersi de varittir. Yani fazla duygusal ve hassas <strong>bir</strong><br />

şahsiyet yapısına sahip bulunanlar bu tip söz ve deyişleri<br />

yaratmaya daha yatkın oluyorlar.<br />

Türkülerdeki psikolojik ve sosyal<br />

tespitler<br />

İnsan ne kadar iradeli ve erdemli olursa olsun<br />

gene de nefsinin etkisi ile sonradan pişman olacağı<br />

yanlışlıklar yapabilir. Hem toplumumuzda hem<br />

de insanlık tarihi<strong>nde</strong> bu hakikatin sayısız örnekleri<br />

vardır. İşte bu gerçeği de türkülerimizde görmek<br />

mümkündür. Bir türkünün şu güftesi hem bu ezeli<br />

gerçeği ifade ediyor hem de kişinin kendini tanıması<br />

gerektiğini hatırlatıyor:<br />

Suda balık yan gider<br />

Açma yaram kan gider<br />

Açma güzel sineni<br />

Cahilim aklım gider<br />

Aslında insanımız <strong>bir</strong> taraftan yâri her şeyin dermanı<br />

olarak görürken diğer taraftan onun da zalim<br />

<strong>bir</strong> tarafının bulunduğunu söylemekte ama gene de<br />

ondan vazgeçmemektedir:<br />

İki dağın arası var<br />

Bu gönlümün yarası var<br />

Doktorlarda bulamadım<br />

Zalim yârda çaresi var<br />

Bazı âşıklar ise hem sevdiğini yücelterek yere<br />

göğe sığdıramaz hem de onun da el olduğu için tam<br />

<strong>bir</strong> bağlılık içi<strong>nde</strong> bulunmadığından yakınır. İnsanın<br />

kafasının zaman zaman karışık ve çelişkilerle<br />

dolu olduğuna <strong>bir</strong> örnek teşkil etmesi bakımından<br />

şu Kırıkkale türküsü çok manidardır:<br />

Altın yüzük ulanmaz<br />

Suya atsan bulanmaz<br />

Elkızı değil mi ki<br />

Kurban olsan inanmaz<br />

Bu farklı iki türkü de gösteriyor ki âşıkların, uğruna<br />

her şeyini feda ettikleri güzel yârin de kusurları<br />

var. Bu kusur yalnızca ‘her beşerde kusur bulunur’<br />

vecizesi ile açıklanacak <strong>bir</strong> durum değil, daha<br />

karmaşık duyguların hâkim olduğu <strong>bir</strong> şaşkınlık ve<br />

tutarsızlık hâlidir. İnsanların zaman zaman hata yapabilmesi<br />

başka <strong>bir</strong> şey, güvenmeme ve inanmama<br />

hissiyatı daha başka <strong>bir</strong> şeydir. Hata yapan kişi kusurunu<br />

fark ederek düzeltir, izahını yapar, mesele<br />

tatlıya bağlanır. Fakat inanmamak ve güvenmemek<br />

daha yaralayıcı ve etkileyici <strong>bir</strong> olumsuzluktur. Bu<br />

zaafın yârde bulunması az <strong>bir</strong> uyumsuzluk değil.<br />

Buna rağmen âşıklar bunu da tam olarak değerlendiremezler.<br />

Sanıldığının aksine halkımız çok eşliliği tasvip<br />

etmez. Birkaç karısı olan kişilere bazı bölgelerde<br />

e<strong>nde</strong>r olarak rastlansa da çoğunluk bunu doğru bulmaz<br />

ve yadırgar. İşte <strong>bir</strong> Orta Anadolu türküsü:<br />

Bir yiğide <strong>bir</strong> gelin yeter<br />

İki alanın derdi artar<br />

Hayat felsefesine ait önemli tespit ve tavsiyeler<br />

de vardır türkülerde. Her şeyin zamanında yapılması<br />

gerektiğini telkin eden, yaşlanma olmadan<br />

gençliğin değerinin bilinmesini öğütleyen şu Elâzığ<br />

türküsüne kulak verelim:<br />

Yüce dağ başını aştıktan sonra<br />

Olmamış yaramı deştikten sonra<br />

İster ölüm olsun ister ayrılık<br />

Neden bu genç ömrüm geçtikten sonra<br />

54<br />

eylül-ekim-kasım<br />

2010

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!