07.02.2015 Views

"Dil gölgesi"nde bir şair - Elazığ İzzetpaşa Vakfı

"Dil gölgesi"nde bir şair - Elazığ İzzetpaşa Vakfı

"Dil gölgesi"nde bir şair - Elazığ İzzetpaşa Vakfı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Valla doktor bana dedi<br />

Dön artık çaren yoktur<br />

(Çukurova türküsü)<br />

Bilhassa yâre kavuşamamak yüzü<strong>nde</strong>n pek çok<br />

insanın hasta olduğunu anlatan türküler çoktur.<br />

Mesela aşağıdaki Şanlıurfa türküsü<strong>nde</strong> vuslatın<br />

gerçekleşmemesinin sebep olduğu rahatsızlık belirtiliyor<br />

ve buna ciğer hastalığı deniliyor. Burada ve<br />

daha pek çok başka türküde geçen ciğer ta<strong>bir</strong>i bildiğimiz<br />

karaciğer veya akciğer değil, gönül yorgunluğundan<br />

kaynaklanan genel <strong>bir</strong> düşünlük veya çökkünlük<br />

(depresyon) hâlidir. Türkülerde sık geçen<br />

ve ‘gönül yarası’ olarak da ifade edilen, yâr’dan<br />

başka dermanının bulunmadığı iddia edilen durum<br />

da budur. (Hemen hatırlatalım ki günümüzde artık<br />

bu tip rahatsızlıkların da çaresi vardır.)<br />

Kara giydim yastayım ben<br />

Yâr yüzü<strong>nde</strong>n hastayım ben<br />

Derman kâr eylemez bana<br />

Ciğerimden hastayım ben<br />

Türkülerde hekimlerin yapması ve yapmaması<br />

gereken davranışları veya halkın tabiplerden ne<br />

beklediğinin ipuçlarını bulmak da mümkündür.<br />

Mesela hastalar herkesin yanında, kalabalık <strong>bir</strong><br />

ortamda doktora bütün şikâyetlerini söylemezler.<br />

Çünkü bunun <strong>bir</strong> sır olduğunu düşünüp hekimin de<br />

bu sırra riayet etmesini ve hasta ile yalnız olarak<br />

konuşmasını beklerler. Hastane polikliniği<strong>nde</strong> başı<br />

çok kalabalık olan hekime şikâyetini söyleyemeyen<br />

vatandaş yaşadığı hayal kırıklığını ve hekime<br />

serzenişini –onu incitmeden- bakın ne de güzel dile<br />

getiriyor:<br />

Diyeceğim çok ama<br />

Pek kalabalık yerdesin<br />

(Kırşehir türküsü)<br />

Vatandaşın hekimden <strong>bir</strong> başka beklentisi de<br />

onun bacı kardeş gibi olmasıdır:<br />

Üreklerin tacı olan<br />

Bize kardaş bacı olan<br />

Dermanları acı olan<br />

Ağ halatlı doktorlar<br />

Türkülerde hastayı anlayan müşfik hemşireler<br />

de unutulmamış:<br />

Benim güzel hemşirem<br />

İğne düşmez eli<strong>nde</strong>n<br />

Hastalarını çok sever<br />

Bal akıyor dili<strong>nde</strong>n<br />

Bu arada hemşireye gönlünü kaptıran hastalar<br />

da oluyor. İnsanlık var olduğundan beri hep yaşanmış<br />

ve yaşanacak olan zaafları da türküleri<strong>nde</strong><br />

dillendiriyor halkımız. Bazen aşk bazen de nefis ile<br />

karşımıza çıkan bu ezeli duygu da elbette türkülerde<br />

yer alacaktı:<br />

Giymiş beyaz önlüğü<br />

Başına takmış tacı<br />

Senin gibi güzele<br />

Diyemiyorum bacı<br />

Bilindiği gibi sağlık denilince akla sadece ‘beden<br />

sağlığı’ ya da ‘ruh sağlığı’ gelmez, bunlarla<br />

<strong>bir</strong>likte ‘fikren sağlıklı olmak’ hâli de gelir. ‘Sağlıklı<br />

düşünebilmek’ kabiliyeti veya keyfiyeti <strong>bir</strong>az<br />

sübjektif <strong>bir</strong> hüküm olmakla beraber farzımuhal<br />

“Pire için yorgan yakan” veya “nefsanî arzuları<br />

için bütün varını yoğunu tüketen” <strong>bir</strong> kişinin sağlıklı<br />

<strong>bir</strong> düşünce yapısına sahip olduğunu söylemek<br />

de mümkün değildir. Hakeza ertesi gün okulda<br />

imtihanı olduğu hâlde akşama kadar sokakta oyun<br />

oynayıp hiç ders çalışmayan <strong>bir</strong> öğrenciyi -yanaklarından<br />

kan damlasa da- tam olarak sağlıklı kabul<br />

etmek doğru değildir. Aynı şekilde gece gündüz<br />

yârini düşünerek Mecnun’a dönmüş, böylece zihin<br />

ve ruh sağlığını kaybetmiş <strong>bir</strong> kişiye de normal<br />

denilemez. Yani vücudunda herhangi <strong>bir</strong> hastalık<br />

belirtisi olmayan, bedenen sağlam gibi duran nice<br />

insan vardır ki aslında ruhen ve fikren maluldür.<br />

Türkülerimizde (ve onun gibi anonim atasözlerimizde)<br />

bunlara ait değerlendirmeler de var.<br />

Mesela ‘Duvarı nem, yiğidi gam bitirir’ deyişi<br />

bunu gösteriyor. Aslında halkımız uzun süren derin<br />

üzüntü ve düşüncenin ne kadar zararlı olduğunu bilir;<br />

lakin gene de sosyal tarihimizde bu tip vakalar<br />

az değildir. Üzüntü ve karasevdadan dolayı hasta<br />

olanlar, maalesef türkülerimizin çoğunun konusunu<br />

teşkil etmiştir:<br />

Sevda çekenlerden gülen olmamış<br />

53<br />

eylül-ekim-kasım<br />

2010

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!