07.02.2015 Views

"Dil gölgesi"nde bir şair - Elazığ İzzetpaşa Vakfı

"Dil gölgesi"nde bir şair - Elazığ İzzetpaşa Vakfı

"Dil gölgesi"nde bir şair - Elazığ İzzetpaşa Vakfı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ıyla temizledi ve dışındaki kâğıdı koparttı. Eli<strong>nde</strong>kinin şekere benzer <strong>bir</strong> yanı kalmamıştı, <strong>bir</strong><br />

buz parçasıydı...<br />

Çocuk gibi şekeri sağa sola çevirmesi tuhaf geldi ona. Karnı açtı. İçi geçiyor, gözleri<br />

süzülüyordu. Şekeri yemek istedi. Çocukken, şekeri önce emer, ağzına <strong>bir</strong>iken tatlı sıvıyı büyük<br />

<strong>bir</strong> zevkle yutardı. Şekeri ağzına götürdü ama çenesi ar tık kıpırdamıyor, şeker dudaklarına<br />

yapışıyor, ağzına girmiyordu. Dudaklarında şekerin karını buzunu ısıtıp eritecek sıcaklık da<br />

yoktu. <strong>Dil</strong>i damağı kurumuştu. Öfkeyle dudaklarına yapışan şekeri geri çekti, dudakları acıyla<br />

yandı. Sanki dudaklarına milyonlarca iğne batırmışlardı. Bir çare bulmalıydı. Çenesini iyice<br />

açmak, şekeri ağzına atmak istiyor, atamıyordu. Allah Allah! Ne kadar garip <strong>bir</strong> durumdaydı.<br />

Öfkelenmenin zamanı değildi. Sadece ihtiyatlı davranmalı, özel <strong>bir</strong> gayret ve maharet gös terme<br />

liy di! Şeker eli<strong>nde</strong>n kayarak düşebilir, yeniden karların arasında kaybolabilirdi. En kötüsü<br />

de buydu!..Çenesini deminki<strong>nde</strong>n daha da fazla açtı. Ona öyle gel di ki, ağzını hiç<strong>bir</strong> zaman,<br />

bu kadar geniş aç ma mıştı ve <strong>bir</strong> daha da açamayacaktı. Şekeri ağzına atmak istediği<strong>nde</strong> yan<br />

tarafından <strong>bir</strong> ses geldi. Korktu, yüreği yeri<strong>nde</strong>n fırlayacak gibi çarptı. Şekeri gayrıihtiyari,<br />

<strong>bir</strong> çocuk gibi avucunda sakladı. Bunu öyle hızlı yaptı ki, kendi de şaşırdı. Hâlbuki demin parmaklarına<br />

söz geçiremiyordu. Korkuyla ayak sesinin geldiği tarafa döndü. Üstü başı yanmış,<br />

yüzü gözü kapkara olmuş, sadece dişl eri parlayan, başı açık, ayağı yalın <strong>bir</strong> kız çocuğuydu!<br />

Karın içi<strong>nde</strong>, <strong>bir</strong> kuş gibiydi. Yalın ayaklarının <strong>bir</strong>ini kaldırıp tek ayak üzeri<strong>nde</strong> duruyor, sonra<br />

onu kaldırıp diğer ayağının üzeride duruyordu. Bir çift köz gibi parlayan gözlerini, kadının<br />

şekeri gizlediği avcuna dik mişti. Kızın ağzı açıktı ve dişleri parlıyordu. Kızcağızın kadına<br />

bakan gözlerdeki ifadeyi tarif etmek müm kün değildi. Koskoca kadın, kendini kaybetmişti;<br />

ne yapacağını kestiremiyordu. Kızcağızın da kendisi gibi aç olduğu belliydi. O da ümi dini,<br />

şekerlikten çıkmış, bu buz parçasına bağ la mıştı.<br />

Kız, neler olup bittiğini bilmiyordu, hâlâ olanlardan habersizdi ancak kadının ağzına götürdüğü<br />

şeyin yiyecek olduğunu anlamıştı. Bu buz parçası, onlardan <strong>bir</strong>ine ha yat bağışlacaktı<br />

sanki. Kadının hiç mecali kalmamıştı. Kızca ğı zın durumu da hiç iyi değildi. Belki şekeri ikiye<br />

bölmeliydi. Ka rarı verecek olan kadındı. İstese, kıza şekerden vermeyebilirdi. Şeker onun avcundaydı.<br />

O bulmuştu. Onun kıs me tiy di. Acaba Belki de tam tersi idi. Onun eli<strong>nde</strong>ki şeker, o<br />

kızın nasibiydi. Öyle olmasaydı, kız <strong>bir</strong>den<strong>bir</strong>e ortaya çıkar mıydı Kızın yüzüne baktı. Kızın<br />

ağzı hâlâ açıktı. Göz le ri ni aç, vahşi hayvan yavrusu gibi onun yumulu eli<strong>nde</strong>n ayırmıyordu.<br />

Sanki o an üstüne atılacaktı. Kadın, kendi torununu hatırladı. Sevimli, şirin, şeytan torununu...<br />

Bir yanı tıpkı bu kız cağızaca benziyordu.<br />

Kadın ileri doğru süründü. Avcundaki şekeri, torununa benzeyen kızın ağzına koydu. O<br />

da şekeri alır almaz ağzını kapadı. Şeker kızın ağzında erimeye başladı. Kızın dudaklarının<br />

kenarında <strong>bir</strong> ıslaklık belirdi. Kız ağzına <strong>bir</strong>iken şekerli sıvıyı yuttu. Kadın da yutkundu. O an<br />

da göz leri tuhaf oldu kadının. Boş bakmaya başladı. Önce ağzında, daha sonra boğazında garip<br />

<strong>bir</strong> tat hissetti. Gözle ri<strong>nde</strong>ki hafif pırıltı <strong>bir</strong> yıldız gibi akıp gitti. Dizleri büküldü. Yüzüstü<br />

karın içine, kızın ayaklarının dibine devrildi.<br />

Alacakaranlıktı. Etrafta sessizlik vardı. Gümüş renkli karın üze ri ne, ayın donuk ışıkları<br />

vuruyordu. Hâlâ için için yanan kulübelerden, gökyüzüne doğru koyu <strong>bir</strong> duman yükseliyordu...■<br />

41<br />

eylül-ekim-kasım<br />

2010

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!