07.02.2015 Views

"Dil gölgesi"nde bir şair - Elazığ İzzetpaşa Vakfı

"Dil gölgesi"nde bir şair - Elazığ İzzetpaşa Vakfı

"Dil gölgesi"nde bir şair - Elazığ İzzetpaşa Vakfı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

defasında Kur’ân öğrenmek için camiye giden çocukların<br />

mushaflarını boyunlarına asıp aşağı sarkıttıklarını,<br />

içleri<strong>nde</strong>n <strong>bir</strong> tanesinin ise sevgi ve<br />

saygısından dolayı Kur’an’ı başının üzeri<strong>nde</strong> taşıdığını<br />

görmüş, bu manzaradan çok memnun olup<br />

bu çocuğun zahiri ve bâtıni eğitimini üstlenmişti.<br />

Bu çocuk zamanla hem din ilimlerini hem de tasavvuf<br />

ve ahlâk konularını hakkıyla öğrenip Hoca<br />

Ahmed Yesevî’nin ö<strong>nde</strong> gelen talebeleri<strong>nde</strong>n <strong>bir</strong>i<br />

olan Hakîm Ata lakaplı Süleyman Bakırgânî’den<br />

başkası değildir [9] .<br />

Yesevî şeyhleri<strong>nde</strong>n Süksük Ata <strong>bir</strong> miktar çamaşır<br />

alıp çamaşır yıkayıcısına gitmişti. Yıkayıcı:<br />

“Adınız nedir, yazayım da diğer çamaşırlarla karışmasın.”<br />

dedi. Süksük Ata: “Adım Firavun’dur.”<br />

diye cevap verdi. Çamaşırcı: “Başka isim bulamadınız<br />

mı da böyle isim koydunuz.” diye sorunca,<br />

Süksük Ata: “Adım Muhammed’dir. Ama Allah<br />

Resulü’nün adı olan bu ismi yazıp kazana çer çöp<br />

ile <strong>bir</strong>likte atarsan bu isme hakaret olur diye düşündüm.”<br />

diye karşılık verdi. O gece Süksük Ata rüyasında<br />

Hz. Peygamber’i gördü. Hz. Peygamber ona:<br />

“Ey Süksük Hoca! Sen mademki benim ismine hürmet<br />

ettin, ben de sana, senin evladına ve sana tâbi<br />

olanlara ahrette şefaat edeceğim.” buyurdu [10] .<br />

Bu rivayetlerden, Ahmed Yesevî ve takipçilerinin<br />

duygu dünyasında Allah ve peygamber sevgisinin<br />

önemli <strong>bir</strong> yer tuttuğu anlaşılmaktadır.<br />

b) Mahlukata karşı sevgi ve<br />

merhamet<br />

Ahmed Yesevî, şiirleri<strong>nde</strong> mahlukata merhamet,<br />

fakir ve yetimlere yardımcı olmak gibi konulara sıkça<br />

temas etmiştir. Bu şiirlerden bazıları şunlardır:<br />

Kayda körseng köngli sınuk merhem bolgıl<br />

Andag mazlum yolda kalsa hemdem bolgıl<br />

Ruz-i mahşer dergahıga mahrem bolgıl<br />

Mâ vü menlik halayıkdın kaçtım mena.<br />

Garib, fakir, yetimlerni Resûl sordı<br />

Uşal tüni mi’râc çıkıp dîdâr kördi<br />

Kaytıp tüşüp fakirlerni halin sordı<br />

Gariblerni izin izlep tüştüm mena. [11]<br />

Yani:<br />

Nerde görsen gönlü kırık, merhem ol<br />

Öyle mazlum yolda kalsa, yoldaş ol<br />

Mahşer günü dergâhına yakın ol<br />

Ben-benlik güden (ki<strong>bir</strong>li) kişilerden kaçtım<br />

ben işte.<br />

Garip, fakir, yetimleri Resul sordu<br />

O gece Miraca çıkıp Hakk cemalini gördü<br />

Geri gelip indiği<strong>nde</strong> fakirlerin hâlini sordu<br />

Gariplerin izini arayıp indim ben işte.<br />

Muhammed aydılar her kim yetîmdür<br />

Bilingiz ol meni hâs ümmetimdür<br />

Yetîmni körsengiz agrıtmangızlar<br />

Garibni körsengiz dag etmengizler. [12]<br />

Yani:<br />

Muhammed (a.s) dediler: “Her kim yetimdir,<br />

Biliniz, o benim has ümmetimdir.”<br />

Yetimi görseniz, incitmeyiniz;<br />

Garibi görseniz, dağ etmeyiniz (incitmeyiniz).<br />

Hoca Ahmed Yesevî’nin yolunu devam ettirenlerden<br />

İsmail Ata şöyle derdi: “Güneşli gü<strong>nde</strong> insanlara<br />

gölge ol, soğukta elbise ol, açlık zamanında<br />

ekmek ol!” [13] .<br />

Yesevî yolunun takipçileri<strong>nde</strong>n Şemseddin<br />

Özgendî de yetimlere karşı sevgi ve merhamet konusunda<br />

şöyle der:<br />

“Bolsang Resûl’ga ümmet, kılıng yetîmge şefkat,<br />

Bolgay sanga köp rahmet, Rasûl andag tidi<br />

ya” [14] .<br />

Yani: Eğer Hz. Muhammed’e ümmet isen, yetime<br />

şefkat göster. Bu sayede sana çok rahmet olacaktır,<br />

peygamber böyle söyledi ya.<br />

9. Anonim olan Hakîm Ata Kitabı’ndan naklen bk.<br />

Karl G. Zaleman, “Legenda Pro Hakim-Ata: Hakîm Ata<br />

Risâlesi”, Bulletin de l’Académie Impériale des Sciences de<br />

St. Pétersbourg (İzvestiya İmperatorskoy Akademii Nauk),<br />

cilt: IX, sayı: 2, (Septembre 1898), s. 107-108.<br />

10. Hoca İshak, age. s. 74a.<br />

11. Yesevî, age. s. 17.<br />

12. Yesevî, age. s. 99.<br />

13. Muhammed Şerîf Buhârî, Huccetü’z-zâkirîn lireddi’l-münkirîn,<br />

Süleymaniye Ktp., Reşid Efendi, nr. 372,<br />

vr. 100a.<br />

14. Hakîm Süleyman Ata, age. s. 127.<br />

25<br />

eylül-ekim-kasım<br />

2010

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!